Gelir İdaresi Başkanlığı 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu’nun Genel Tebliği’nde yapılan yeni düzenlemeler sonucunda e-fatura, e-arşiv ve e-irsaliye başta olmak üzere e-belge kapsamları genişletildi. Bu güncelleme ile halihazırda mevcut olan brüt satış hasılatı sınırı aşağı çekilerek daha fazla mükellefin zorunlu olarak bu uygulamalara geçiş yapması sağlanıyor.

Genişleyen e-belge kullanımında limitlerin her yıl biraz daha düşürülmesi sonucunda özellikle geniş bayi yapısına sahip şirketler, ciro sınırının üzerinde kalan bayilikleri üzerinden de zorunlu e-belge sürecine dahil olmaya başlayacak.

Hızlı ödeme imkânı ve verimlilik

Operasyonel verimliliğini artırmanın yanı sıra kâğıt kullanımını da azaltan e-belgelerde; takip ve raporlama yapısı mevcut sistem ile uyumlanabilen ve tüm bayilerin süreçlerine entegre olabilecek yapılar ile çalışmak giderek önem kazanıyor.

Merkez ile bayi arasında düzenli ve sürekli faturalaşma olduğu durumlarda, hakediş faturası kesim süreçlerinin otomatize edilmesi bir yandan verimlilik sunarken; bir yandan da bayiler için hakkediş tutarlarının daha hızlı ödenmesi imkânı sağlayabilir. Bunun yanı sıra tüm bayilere tek noktadan destek sağlamak merkez ofis için hem finansal hem de operasyonel avantajlar sunar.

Tüm bayilerin tek bir özel entegratörle çalışmasının avantajlarının yanı sıra kullanıcı dostu arayüz ve fonksiyonel özelliklerle bu yeni iş yapış düzenini bayilerin kabulüne sunmak değer yaratıyor. Firmalar e-fatura, e-arşiv fatura ve e-irsaliye operasyonlarını tek platformdan yürütmenin kolaylığını yaşarken kamu ve ihracat faturası gibi özel ihtiyaçlarını da yine bu sistem üzerinden karşılayabiliyor.

Herhangi bir ön muhasebe programı ya da ERP’nin kullanılmadığı ufak ölçekli bayilikler bile, fonksiyonel raporlama özellikleri ile tüm e-dönüşüm ürünlerine direkt portal üzerinden ulaşabiliyor.

Harekete Geçin

Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.

Geçtiğimiz on yıl boyunca Vietnam hükümeti, ülkede ekonomik faaliyetler yürüten şirketler için e-fatura zorunluluğu getirerek Vietnam’da KDV kaçakçılığını azaltmak için uygulanabilir bir çözüm geliştirmekteydi. Nihayet ülke çapında zorunlu e-fatura uygulamasının 1 Temmuz 2022 itibarıyla yürürlüğe gireceği açıklandı.

2020’de e-fatura zorunluluğuna erteleme

Ülkede zorunlu e-fatura uygulamasının Temmuz 2020 olan asıl başlangıç tarihinin ertelenmesine karşın, Vietnam hükümeti uygulama için hızlı bir şekilde yeni bir tarih belirledi.

Aynı yılın Ekim ayında, e-fatura zorunluluğunu 1 Temmuz 2022’ye kadar erteleyen 123 sayılı Kararname ile yeni bir takvim açıklandı. Bu yeni takvim aynı zamanda Vergi İdaresi Kanunu’nda öngörülen e-fatura sistemiyle ilgili düzenlemelerin yürürlüğe gireceği tarihlerle de uyumlu.

Devam eden bölgesel hazırlık planı

Vietnam Genel Vergilendirme Başkanlığı, ilk aşamada altı ilde ve şehirde yerel vergi idareleriyle çalışacağını açıkladı: Ho Chi Minh, Hanoi, Binh Dinh, Quang Ninh, Hai Phong ve Phu Tho’da yeni e-fatura zorunluluğu için teknik çözümlerin uygulanmasına ve bağlantı, veri aktarımı, veri alımı ve veri depolamaya imkân veren bir bilgi teknolojileri sisteminin inşasına başlanacak. Genel Vergilendirme Başkanlığının eylem planına göre bu altı şehir ve il Mart 2022’ye kadar e-fatura sisteminin uygulanması için hazır olacak.

Genel Vergilendirme Başkanlığı, Nisan 2022’den itibaren yeni e-fatura sisteminin diğer il ve şehirlerde de uygulanacağını duyurdu.

Söz konusu yerel uygulama planı kapsamında Temmuz 2022’ye kadar Vietnam’daki tüm şehirlerde ve illerde, 123 sayılı Kararnamede ve yeni e-fatura sistemine ilişkin belli konularda yönlendirici ve açıklayıcı bilgiler veren Genelgede belirtilen düzenlemeler esasında e-fatura sistemi kurulmuş olacak.

İşletmeler için sonraki adımlar

Vietnam’da faaliyet yürüten, vergiye tabi kişilerin 1 Temmuz 2022’den itibaren işlemlerini e-faturalı olarak yapması ve yeni yasal çerçeveye uyum sağlaması gerekecek. Girişimler, iktisadi kuruluşlar, diğer kuruluşlar, aile işletmeleri ve kişilerin, 123 sayılı Kararnamede bahsedilen düzenlemelere uygun şekilde e-fatura kullanmaya başlaması için yerel vergi idarelerine kaydolmaları gerekiyor.

Vietnam nihayet zorunlu e-fatura uygulamasına geçiyor. Ancak gerekli teknik belgeler ve yeni e-fatura sisteminin yerel olarak uygulanmasıyla ilgili yapılması gereken daha çok iş var. Vietnam Genel Vergilendirme Başkanlığının zorunlu e-fatura uygulamasına geçiş için tüm gereklilikleri zamanında yerine getirip getiremeyeceğini anlamak için en son gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.

Harekete Geçin

Güncel dijital vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.

Şanghay, Guangdong Eyaleti ve İç Moğolistan Özerk Bölgesi vergi daireleri bu vilayetlerin bazı bölgelerinde seçilmiş vergi mükelleflerine yönelik yeni bir pilot program uygulayacaklarını duyurdu. Pilot programla birlikte tamamen dijitalleştirilmiş e-fatura olarak adlandırılan yeni bir e-fatura türü kullanılmaya başlanacak.

Yeni bir e-fatura türü

Çin’in birçok bölgesinde halihazırda, ülkede faaliyet yürüten ve yeni tescil edilen vergi mükelleflerinin genellikle işletmeler arası işlemlerde indirilecek KDV’yi talep etmek için isterlerse KDV’ye özel elektronik fatura kesmesini sağlayan bir pilot program uygulanıyor.

Yeni, tamamen dijitalleştirilmiş e-fatura, Çin’de şu anda kullanılan elektronik faturaların sadeleştirilmiş ve geliştirilmiş bir versiyonu. Tamamen dijitalleştirilmiş faturaların kesilme yöntemi ve özellikleri, ülkede daha önce kullanılan diğer e-faturalardan farklı.

Tamamen dijitalleştirilmiş e-faturanın özellikleri

Tamamen dijitalleştirilmiş e-faturaların doğrulanması

Ulusal birleştirilmiş elektronik fatura servisi platformu üzerinden vergi daireleri, pilot programa katılmak üzere seçilmiş vergi mükelleflerine fatura kesme, fatura gönderme ve tamamen dijitalleştirilmiş faturaları denetleme gibi hizmetleri günün 24 saati sunacak. Vergi mükellefleri tüm elektronik faturalara ait bilgileri elektronik fatura servisi platformu üzerinden veya ulusal KDV faturaları denetleme platformu aracılığıyla doğrulayabilecek (https://inv-veri.chinatax.gov.cn ).

Çin’de e-fatura kullanımında gelecekte neler olacak?

Söz konusu yeni pilot program Şanghay, Guangzhou, Foshan, Guangdong-Macao Yoğun İşbirliği Bölgesi ve Hohhot’ta 1 Aralık 2021’den bu yana etkili şekilde uygulanıyor. Uygulama için resmi bir takvim olmasa da pilot programın kapsamının 2022’de Çin’deki yeni vergi mükelleflerini ve bölgeleri de kapsayacak şekilde genişletilerek tamamen dijitalleştirilmiş e-faturanın ülke çapında kullanımı için zeminin hazırlanacağı tahmin ediliyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

AB içindeki en büyük KDV açığına sahip (2019’da %34,9) ülke olan Romanya, vergi kaçakçılığıyla mücadele ederken aynı zamanda KDV tahsilatını iyileştirmek ve güçlendirmek için sürekli işlem denetimi rejimini uygulama yönünde adımlar atmakta. 

eFactura adlı bu yeni e-fatura sisteminin başlıca özelliklerini daha önceki blog yazısında anlatmıştık. Bugünkü yazımızda, 18 Aralık tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi ile yürürlüğe giren e-fatura sisteminin B2B işlemler için kademeli olarak uygulanmasına, yüksek mali riskli ürün tanımına ve yeni e-taşıma sistemine yakından bakacağız. 

Yüksek mali riskli ürünler nelerdir? 

120/2021 sayılı Kararnameye (e-Factura’nın yasal çerçevesini oluşturan düzenleme) göre, kural olarak hem tedarikçi hem de alıcı e-Factura sisteminde kayıtlı olmalıdır. Yakın zamanda yayınlanan 130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi’nde yüksek mali riskli ürünler için bir istisna tanımlanmakta ve alıcılar e-Factura sistemine kayıtlı olmasalar da söz konusu işlemlerde satıcı/sağlayıcı olan vergi mükelleflerinin e-Factura sistemini kullanması sağlanmaktadır. 

130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi’ninin çizdiği bu çerçevede, Romanya Ulusal Mali İdare Kurumu (ANAF) hangi ürünlerin yüksek mali riskli ürün olarak kabul edildiğini netleştirmek için bir regülasyon yayınladı. 

Bu kapsamda aşağıdaki beş ürün kategorisi yüksek mali riskli ürün olarak belirlendi: 

Yüksek mali riskli ürünler ürünlerin niteliği, pazarlama yöntemi, olası vergi kaçakçılığının izlenebilirliği ve bu sektörlerdeki vergilendirme derecesine göre tanımlanıyor. Ayrıntılı açıklama ve ürün kodları 130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi’nin ekinde bulunuyor. 

Bu kapsamda yukarıdaki ürünleri tedarik eden işletmelerin aşağıda yer alan tarihler doğrultusunda kademeli olarak e-Factura uygulamasını kullanmaları gerekiyor: 

Beklenen gelişmeler: e-İrsaliye sisteminin yürürlüğe girmesi 

Romanyalı yetkililerin vergi dolandırıcılığı ve kaçakçılığıyla mücadele etmek istediğini gösteren diğer bir reform da e-irsaliye sisteminin yürürlüğe konması. 

Söz konusu sistem kapsamında vergi mükellefleri bir yerden bir yere mal taşıma işlemlerini önceden bildirmek zorunda olacak. Bildirimin ardından sistem, taşıma belgelerinde yer alacak bir numara oluşturacak. Yetkililer bu sayede taşıma güzergahları üzerinde bildirimi doğrulayabilecek. 

Ayrıca, e-İrsaliye sistemine ilişkin hükmün gerekçesinde e-taşıma sisteminin Maliye Bakanlığı’nın mevcut sistemleri olan e-Factura sistemi ve trafik denetim sisteminin birbiriyle bağlantılı olacağı, yani Hindistan, Türkiye ve Brezilya gibi diğer ülkelerdeki benzer sistemlerle aynı şekilde çalışacağı belirtiliyor. 

E-irsaliye sistemi henüz yürürlüğe girmedi zira Maliye Bakanlığı sistem için uygulama prosedürüyle ilgili yönetmeliği yayınlamadı. 130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi’ne göre Kararname’nin Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından Maliye Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliği 30 gün içinde yayınlaması gerekiyordu. Ancak buna ilişkin süre 17 Ocak’ta doldu ve henüz herhangi bir duyuru yapılmadı. Dolayısıyla sistemin ayrıntıları hala bilinmiyor. 

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Vergi sektörünün küresel KDV zorunlulukları ve uyumluluk kontrollerine ilişkin en kapsamlı çalışması olan Trend Raporu’nun 13.’sü yayınlandı.

Dünya üzerindeki pek çok ülke KDV zorunluluklarını hayata geçirmek, ekonomik veriler hakkında daha önce görülmemiş derinlikte bir iç görü edinmek ve gelir açığını kapatmak için karmaşık yeni politikalar uygularken; rapor tüm dünyadaki regülasyonlara kapsamlı bir bakış sunuyor.

Bu yılki rapor, son yıllarda artan dijital dönüşüm ve bu alana yapılan büyük ölçekli yatırımların, dünyanın farklı ülkelerinde vergi makamlarının gerçek zamanlı veri analizine nasıl katkı sağladığını ele alıyor.

Verginin dijitalleşmesinde Avrupa hamlesi

Bugüne kadar verginin dijital dönüşüm sürecinde Latin Amerika ve Türkiye’ye oranla daha geriden bir süreç izleyen Avrupa, yavaş yavaş bu alana girmeye başladı. 2022’yi etkileyecek trendlerden bazıları şu şekilde:

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Bazı Doğu Avrupa ülkelerinin vergi kaçakçılığı ile mücadele etmek ve vergi açığını azaltmak için sürekli işlem denetimi sistemlerini uygulamaya başladığından yayınladığımız farklı bir blog yazısında da bahsetmiştik. Bölgede birçok yeni gelişmenin yaşandığı hareketli bir yılı tamamladık. Ufukta görünen bazı değişikliklere yakından bakalım.

Letonya

Letonya kısa süre önce yeni sürekli işlem denetimi rejimiyle ilgili planlarını açıkladı. Letonya hükümeti, Maliye Bakanlığı’nın ülkede elektronik fatura sistemi uygulamak üzere hazırladığı raporu onayladı. Raporda tarif edilen konsepte göre, 2025’ten itibaren PEPPOL çerçevesi altında B2B ve B2G işlemlerde elektronik fatura kullanımı zorunlu hale getirilecek. Sistemle ilgili mevzuat ve teknik dokümantasyon gibi ayrıntıların süreç içerisinde açıklanması bekleniyor.

Sırbistan

Sırbistan sürekli işlem denetimi çerçevesine doğru hızla ilerleyen diğer bir ülke ve öyle görünüyor ki bazı paydaşlar bu ilerlemenin çok hızlı olduğunu düşünüyor. Maliye Bakanlığı kısa süre önce, yeni e-fatura sistemine uyum sağlamak için bir geçiş dönemi uygulanması talebi üzerine B2G işlemlerde sürekli işlem denetimi uygulamasının yürürlüğe giriş tarihini Nisan 2022’nin sonuna ertelemeye karar verdiklerini açıkladı. B2B işlemlerle ilgili olarak ise herhangi bir erteleme olmayacak.

Değiştirilen takvime göre:

Slovenya

Slovenya da sürekli işlem denetimini uygulamaya hazırlanıyor. Haziran 2021’de Maliye Bakanlığı, ülkede B2B işlemlerde e-faturayı zorunlu hale getirmek amacıyla Slovenya parlamentosuna yasa tasarısı sunmuştu. Düzenleme taslağına göre tüm işletmeler ikili işlemlerde (B2B) sadece e-fatura almak ve kesmek zorunda olacak. B2C işlemlerde tüketiciler faturalarını isterlerse elektronik olarak, isterlerse kağıt fatura olarak alabilecek. Ancak Maliye Bakanlığı paydaşlarla uzlaşma sağlanamaması nedeniyle yasa tasarısını geri çekti. Bakanlık taslağı gözden geçirerek süreci sadeleştirmeyi ve işletmeler üzerindeki idari yükü azaltmayı planlıyor.

Ülkede farklı paydaşlar arasında, ör. yerel Ticaret Odası’nda sürekli işlem denetiminin uygulanması konusundaki tartışmalar devam ediyor. Öte yandan Slovenya’da Nisan 2022’deki genel seçimlerin yaklaşması nedeniyle sürekli işlem denetimi reformunun en erken 2022 yılının yazına kadar fazla gündeme gelmesi beklenmiyor.

Slovakya

Slovakya Maliye Bakanlığı’nın sürekli işlem denetimi mekanizmasını uygulamak için bir yasa taslağı hazırladığını daha önce yazmıştık. Amaç, Slovakya’nın vergi açığını AB ortalamasına ulaşacak şekilde azaltmak ve ilgili ticari işlemler hakkında gerçek zamanlı bilgi almaktı. Yasa taslağıyla ilgili kamuoyundan görüş alma süreci Mart 2021’de tamamlandı. Ancak o dönem kademeli uygulama için bir takvim açıklanmadı.

Geçtiğimiz aylarda Slovakya hükümeti sürekli işlem denetimi sistemini uygulamaya koydu ve yeni  dokümantasyonu yayınladı. Sürekli işlem denetimi sistemi “Elektronik Fatura Bilgilendirme Sistemleri” (IS EFA, Informačný systém elektronickej fakturácie) olarak adlandırılıyor. Sistem, faturaların elektronik dolaşımını ve faturalardan yapılandırılmış verilerin mali idareye gönderilmesini sağlayan, birleştirilmiş bir süreç. Sistemin yürürlüğe kademeli olarak girmesi için uygulanacak takvim aşağıdaki şekilde:

Polonya

Polonya’daki sürekli işlem denetimi çerçevesi ve Krajowy System e-Faktur (KSeF) sistemi konusunda ciddi gelişmeler yaşandı. Sürekli işlem denetimi mevzuatı nihayet kabul edilerek 18 Kasım 2021’de Resmi Gazete’de yayınlandı. Ocak 2022’den itibaren KSeF, gönüllülüğe dayalı bir sistem olarak yürürlüğe girecek, yani B2B işlemlerde bu e-fatura sisteminin kullanılması zorunlu olmayacak. Sistemin 2023’te zorunlu hale gelmesi bekleniyor ancak bunun için henüz bir tarih belirlenmedi.

Romanya

Romanya, AB içindeki en büyük KDV açığıyla (2019’da %34,9), KDV tahsilini iyileştirmek ve güçlendirmek, aynı zamanda vergi kaçakçılığıyla mücadele etmek için vergi tahsilatını kolaylaştırmak amacıyla sürekli işlem denetimi rejimini uygulamaya doğru ilerliyor. Ekim 2021’de 120/2021 Yönetmelik kapsamında Romanya’daki e-fatura sürecinin yapısını düzenleyen ve sürekli işlem denetimi e-fatura sisteminin temel teknik özellikleri için çerçeveyi oluşturan e-Factura uygulamasının yasal çerçevesi ortaya konuldu. Romanya’daki e-Factura sistemi 6 Kasım 2021’de gönüllülüğe dayalı bir sistem olarak yürürlüğe girdi ancak zorunlu hale gelmesi için henüz bir takvim yayınlanmadı. Hem B2B hem de B2G işlemlerde tedarikçiler bu yeni e-fatura sistemini tercih ederek yeni sistem üzerinden Romanya’da yapılandırılmış formatla e-fatura kesebiliyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Bu yıl Polonya’da sürekli işlem denetimi mevzuatının birinci taslağının yayınlanmasından bu yana, Krajowy System e-Faktur (KSeF) adlı sürekli işlem denetimi çerçevesinin ve sisteminin geliştirilmesinde iyi bir ilerleme kaydedildi.

Birkaç kez tekrarlandıktan sonra sürekli işlem denetimlerine ilişkin mevzuat nihayet kabul edildi ve 18 Kasım 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Sürekli işlem denetimi sistemiyle ilgili farklı hususları düzenleyen mevzuatın uygulanması, (ör. kimlik doğrulama ve gelen işlemler) hala devam ediyor. Teknik dokümantasyon ve test ortamı ise sürekli olarak güncelleniyor.

En son dokümantasyona göre, KSeF çerçevesinin en önemli özellikleri aşağıdaki şekilde sıralanıyor:

Polonyalı yetkililer, sistemin Ocak 2022’de kademeli olarak uygulanması için gerekli her tür belgenin ve detayın zamanında hazır olması için ciddi çaba sarf etti. Ancak süreçle ilgili belli başlı önemli detayların, güncellenmiş test ortamında netleştirilmesi beklenmektedir.

Harekete Geçin

Tüm dünyada müşterilerine e-dönüşüm uyumluluğu sağlayabilen Sovos ile, dünyanın her yerinde işletmenizi sorunsuz bir şekilde yönetebilirsiniz.

Bask Bölgesi’ndeki Gipuzkoa ilinin Vilayet Konseyi kısa süre önce 608/2021 sayılı Resmi Talimat’ı yayınladı. Böylece bölgede TicketBAI (TBAI) yükümlülüğünün uygulanması için takvim belirlenmiş oldu. Bu yerel düzenlemeyle aynı zamanda emeklilik yaşı yaklaşan bazı gerçek kişiler yükümlülükten muaf tutuluyor.

TicketBai Nedir?

TicketBAI üç Vilayet Konseyi (Alava, Bizkaia ve Gipuzkoa) ile Bask Hükümeti arasında bir dizi hukuki ve teknik yükümlülüğü belirlemek üzere oluşturulmuş bir girişim. Buna göre bölgede ekonomik faaliyet yürüten tüm serbest çalışanlar ve yasal kurumlar, ister kağıt ister elektronik olsun tüm faturalarını kesmek için her bir bölgede yayınlanan teknik gerekliliklere uygun bir faturalandırma yazılımı kullanmak zorunda.

TBAI sistemi vilayetlerdeki hazine kurumlarının, nihai müşterilere mal veya hizmet sunan ve genellikle ödemelerini nakit olarak alan sektörlerde yer alan faaliyetler de dahil olmak üzere, vergi mükelleflerinin ekonomik faaliyetlerinden sağladığı gelirleri denetlemesini sağlıyor.

TicketBAI’nin özellikleri

TBAI’nin kesilmesi için kullanılacak faturalandırma yazılımının belgelendirilmiş olması ve yerel vergi dairesine bağlanmış olması, aynı zamanda bilgisayarlarla, yazar kasalarla veya POS terminalleriyle entegre olabilmesi gerekiyor. Bu yazılımın TBAI belgelerini TBAI formatının tasarımına ve içeriğine uygun şekilde, önceden belirlenmiş bir XML dosyası halinde oluşturması ve bunları kesildiği anda gerçek zamanlı olarak yerel vergi dairesine göndermesi gerekiyor.

Her bir TBAI dosyasının elektronik olarak imzalanması ve yerel spesifikasyonlara göre oluşturulmuş bir TBAI kimlik kodunu ve TBAI QR kare kodunu içermesi zorunlu.

Zorunlu uygulama için TBAI takvimi

Bask Bölgesi’ndeki üç ilde yer alan Vilayet Konseyleri kendi yetki alanlarında uygulanacak kural ve gereklilikleri belirleyebilecek; bu nedenle her bir bölge, vergi mükelleflerinin ekonomik faaliyet tipine göre TBAI yükümlülüğüne uyması için kendi takvimini uyguluyor.

Her bir il için zorunlu TBAI uygulamasında mevcut takvim aşağıdaki şekilde:

 Alava:

Gipuzkoa:

Bizkaia:

Bask Bölgesi’nin üç ilinde TBAI projesinin kabul edilmesi, dolandırıcı nitelikte vergi faaliyetlerinin engellenmesine karşı etkili bir araç bulma yönünde önemli bir adımdır. Bu tedbir etkili olursa, İspanya’daki diğer bölgeler de gelecekte benzer gereklilikleri uygulamayı değerlendirebilir.

Harekete Geçin

Tüm dünyada müşterilerine e-dönüşüm uyumluluğu sağlayabilen Sovos ile, dünyanın her yerinde işletmenizi sorunsuz bir şekilde yönetebilirsiniz.

Önceki blog yazılarında, Romanya’daki yeni SAF-T gerekliliklerini derinlemesine incelemiştik. Geçtiğimiz haftalarda yayımlanan en son yönergede vergi dairesi, farklı büyüklükteki vergi mükellefleri için uygulama takvimlerinde güncelleme yaptı ve cezasız sürelerle ilgili bilgiler paylaştı.

Vergi dairesi takvimi netleştirmenin yanı sıra 10 Kasım 2021’de planın yeni bir versiyonunu yayımladı. Bu yeni planda, kısa süre önce yayımlanan Sorular ve Cevaplar belgesindeki yorumlar ve kaygılar da dikkate alınıyor.

Uygulama takvimi, orta ve küçük ölçekli vergi mükellefleri için başlangıçta ilan edilen takvimden daha uzun olacak. Ayrıca vergi daireleri, bu yeni sistemin yayımlanmasıyla birlikte büyük vergi mükellefleri listesini de güncelledi. Bu güncellemeyle birlikte ANAF büyük vergi mükellefleri listesine 1801 şirketi daha ekledi. Yeni eklenen vergi mükellefleri için uygulama tarihi 1 Temmuz 2022’de başlayacak.

Zorunlu bildirim için uygulama takvimi

Cezasız süre

Talimata göre her ay SAF-T dosyası göndermekle yükümlü olan vergi mükellefleri için cezasız süre ilk raporlama için altı ay, ikinci raporlama için beş ay, üçüncü raporlama için dört ay, dördüncü raporlama için üç ay ve beşinci raporlama için iki ay.

Bu cezasız süre, ilk olarak üç ay olarak açıklanan süreden daha uzun. Cezasız süre sisteme yeni dahil edilen vergi mükellefleri için de uzatılacak, yani bu kategorideki vergi mükellefleri SAF-T raporlarını herhangi bir ceza almadan 1 Ocak 2023’e kadar gönderebilecek.

Harekete Geçin

Sovos, 4 bölgede 70’ten fazla ülkede e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size yardımcı olur.

Almanya’da vergi kaçakçılığıyla mücadele etmek ve Alman piyasasının Avrupa’daki rekabetçiliğini artırmak için sürekli işlem denetimlerinin (CTC) uygulanması konusunda farklı kurumlar arasında giderek yükselen bir tartışma süregidiyor.

CTC reformunun destekçileri

Almanya’da CTC’lerin destekçileri arasında iş dünyasının dostu Özgür Demokratik Parti’nin (FDP) parlamentodaki grubu, Alman Elektronik Faturalandırma Derneği (VeR) ve Alman Bundesrechnungshof (Federal Denetim Bürosu) adlı bağımsız yargı organı yer alıyor.

Almanya’da kısa süre önce düzenlenen hükümet seçimlerinde ortaya çıkan koalisyonun ortakları (Sosyal Demokrat Parti (SPD), FDP ve Yeşiller Partisi) arasındaki vergi politikasıyla ilgili görüşmelerde de bu konunun gündeme geldiğini gördük.

Tartışmalar henüz kavramsal düzeyde olsa da, yeni olası koalisyonda yer alacak partiler bu alanda reform için siyasi irade gösteriyor.

CTC reformuyla ilgili öneriler

Özel olarak Alman Bundesrechnungshof, Maliye Bakanlığı’na, KDV dolandırıcılığıyla mücadele etmek için etkili bir sistem olarak blockchain teknolojisini kullanan gerçek zamanlı bir raporlama sistemi önerisi götürdü. Öte yandan öneri, bu tür tedbirlerin önerilmesinden ve uygulanmasından önce maliyet-fayda analizi yapılması gerektiği gerekçesiyle kabul edilmedi.

Parlamenter sürecin bir parçası olarak FDP “faturaların oluşturulması, test edilmesi ve iletilmesi için ülke çapında İtalya’daki SDI sistemine benzer bir elektronik raporlama sisteminin yürürlüğe konması” için çağrıda bulundu. Almanya’da önde gelen sektör derneği VeR, şirketlere ve Alman ekonomisine çok sayıda avantaj sağlayacağını belirterek öneriyi memnuniyetle karşıladı.

VeR’nin, İtalya modelinin Avrupa için bir yol haritası olarak kullanılıp kullanılamayacağına ilişkin yaptığı çalışmaya göre, sistem İtalya’da KDV açığını azaltmaya anlamlı bir katkı yapmış olmasa da e-fatura kullanımının şirketler ve İtalyan ekonomisi için sağladığı avantajlar ikna edici. Raporda, İtalya’daki vergi ödeme sisteminin tüm Avrupa için olmasa da Almanya’da KDV’nin dijitalleştirilmesi için bir model olarak kullanılabileceği sonucuna varılıyor. Ayrıca, VeR uzmanları, Almanya’da bu tür bir CTC sisteminin geliştirilmesi için kendi bilgi birikimlerini de sunuyor.

Sonuç: Almanya CTC sistemini yürürlüğe koyan bir sonraki AB ülkesi mi olacak?

Görünüşe göre Almanya’da CTC sisteminin uygulanması – İtalya, Fransa ve Polonya gibi Üye Devletlerin ayak izlerini takip ederek – giderek ilgi çeken bir konu haline geliyor ve koalisyon ortakları şu anda iktidarda olan partinin yerine geçecek olan bir koalisyon için anlaşma sağlayabilirse CTC sistemi gerçekten uygulanabilir.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Polonya’da zorunlu SAF-T dosyasının ülkeye özgü bir versiyonu (JPK_V7M/K raporları) Ekim 2020’de yürürlüğe girmişti. O tarihten bu yana işletmeler, normalde KDV iadesinde görülen özet raporlama bilgileriyle birlikte ayrıntılı bilgileri faturalarının üzerinde belirtmek zorunda.

Maliye Bakanlığı yakın bir tarihte zorunlu JPK_V7M/K raporları üzerindeki değişiklikleri onayladı ve değişiklikler 1 Temmuz 2021’de yürürlüğe girdi. Öte yandan işletmelere bu değişiklikleri uygulamaları için yeterli zaman tanınması amacıyla, programdaki değişiklikler 1 Ocak 2022’den itibaren geçerlilik kazanacak.

Vergi daireleri, işletmelerin uygulama tarihinden çok daha önce gerekli teknik değişiklikleri yapabilmesi için programdaki yeni değişikliklerin taslak versiyonlarını hazırladı.

Öne Çıkan Hususlar

Temmuz’da yapılan değişiklikle birlikte artık işletmeler, bölünmüş ödeme kullanıldığını göstermek için “MPP” özel fatura işaretini kullanmak zorunda değil. Bu nedenle, vergi daireleri tarafından yayınlanan yeni taslak programda “MPP” yer almıyor.

JPK_V7M/K yapısı ilk uygulandığında, sevkiyat veya nakliyenin başladığı tarihte ülke sınırları içinde yapılan uzaktan satış işlemlerinin “SW” şeklinde işaretlenmesi ve telekomünikasyon, yayıncılık / elektronik hizmetlerle ilgili belli işlemler için “EE” işaretinin kullanılması gerekiyordu. 1 Temmuz 2021 ile 31 Aralık 2021 tarihleri arasındaki bir geçiş dönemi boyunca, normalde “SW” olarak işaretlenen işlemler artık “EE” olarak işaretlenecek ve böylece “SW” artık bir seçenek olarak kullanılamayacak.

1 Ocak 2022’den itibaren işareti topluluk için uzaktan mal satışlarında ve Polonya dışındaki AB Üyesi Devletlerde kayıtlı olmayan vergi mükelleflerine telekomünikasyon, yayıncılık ve elektronik hizmetlerin sağlanmasında “WSTO_EE” kullanılacak. Bu durum, 1 Temmuz 2021’den itibaren AB E-ticaret paketinin yürürlüğe girmesiyle çakıştığından, Polonya’nın “SW” ve “EE” işaretlerini tek bir işaret altında birleştirmesi şaşırtıcı değil.

Diğer değişiklikler

Yukarıda anlatılan değişikliklere ek olarak Polonya farklı değişiklikler de yapmaya hazırlanıyor. Detaylı bilgi için buraya bakabilirsiniz.

Harekete Geçin

Güncel dijital vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.

Yunanistan’da myDATA zorunluluğu ertelemelerin (ve daha fazla erteleme için yapılan lobi çalışmalarının) ardından nihayet vergi mükelleflerinin çoğunluğu için 1 Ekim 2021’de yürürlüğe girdi.

Yunan yetkililer konuyla ilgili mevzuat yayınlanana kadar 2021 yılı için herhangi bir ceza uygulanmayacağını açıkladı. Yetkililerin esas amacı, tüm vergi mükelleflerinin myDATA ile ilgili tüm yasal ve teknik gerekliliklere uyabileceğinden ve yeni sürekli işlem denetimi (CTC) sistemine uyum sağlayabileceğinden emin olmak.

myDATA gerekliliklerine uyum için takvim

2020 yılı için myDATA gerekliliklerine uyum isteğe bağlı olmaya devam ediyor.

1 Ekim 2020’de myDATA, Temmuz 2020 itibarıyla belgelendirilmiş e-fatura hizmeti sağlayıcıları üzerinden e-fatura kullanmayı seçen vergi mükellefleri dışında 2020 yılı için isteğe gönüllü bir program olarak sınıflandırıldı. ERP gibi diğer fatura iletim yöntemleri üzerinden sistemi gönüllü olarak kullanmak isteyen şirketler, sadece 2020’nin son üç takvim ayına (Ekim – Aralık) ilişkin verileri gönderebiliyordu.

2021’de myDATA belli vergi mükellefleri ve işlemler için zorunlu hale geliyor.

Zorunluluk sadece gelir işlemlerini kapsıyor. Giderler 31 Mayıs 2022’ye kadar herhangi bir tarihte myDATA’ya iletilebilecek.

2022 için myDATA’nın tüm mükellefler için zorunlu hale gelmesi bekleniyor.

myDATA çerçevesi, gelecek yıl tam olarak uygulamaya geçirilene kadar zaman içinde şekillenecek gibi görünüyor. Öte yandan, gider sınıflandırmalarının yeminli müşavir tarafından iletilmesi süreci veya Yunanistan’daki yazarkasaların (Φ.Η.Μ) yükseltilerek myDATA’ya bağlanması gibi belli konularda hâlâ netleştirilmesi gereken hususlar bulunuyor.

Harekete Geçin

Yunanistan’ın myDATA gereklilikleri konusunda işletmenizin hazırlanmasına nasıl yardımcı olabileceğimizi öğrenmek için bize ulaşın. Düzenlemeler ve son gelişmeler için LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Birçok sektörde şirketler tedarik zincirlerini hızlı bir şekilde dönüştürüyor.

Tedarik zincirinin küreselleşmesinin ve otomasyonunun temel hedefleri büyük oranda operasyonlarla ilgili ve mali fayda sağlamayı amaçlıyor. Öte yandan birçok şirket, faaliyet yürüttükleri ülkelerde KDV gibi dolaylı vergilerin tedarik zincirleri üzerindeki etkisini küçümsüyor.

Şirketler, işlerinde riskleri ve aksamaları en aza indirmek için tedarik zinciri stratejisinin bir parçası olarak KDV uyumunun etkisini proaktif bir küresel yaklaşımla en baştan değerlendirmelidir.

Şirketler KDV’nin etkisini en çok nakit akışında hisseder, zira faaliyet yürüttükleri her ülkede KDV makbuzlarını almak ve bunları vergi dairelerine göndermek zorundadırlar.

KDV yükümlülüklerinin peşin ödenmesi

Şirketler, fatura tutarına karşılık olarak satış veya makbuzlardan ödeme tahsil etmiş olsunlar veya olmasınlar, KDV yükümlülüklerini peşinen ödemek zorundadır. Bazı durumlarda hükümetler gerçek zamanlı ödeme veya taksitli ödeme yöntemlerine geçmektedir; bu modellerde vergi dairesinin alacaklı olduğu tutarlar doğrudan hükümetin hesabına giderken kalan tutar tedarikçiye aktarılmaktadır.

KDV nihayetinde geri alınsa da bu süreç bazı şirketleri çıkmaza sokabilmektedir zira şirketler KDV ödemelerini yapmak için işletme sermayesini yeniden yönlendirmek veya kısa vadede çıkan nakit akışını telafi etmek için farklı bir gelir kaynağı bulmak zorunda kalmaktadır. Bu özellikle İtalya gibi kapsamlı KDV düzenlemeleri olan ülkelerde geçerlidir; bu sistemlerde vergi dairelerinin şirketlere vergi iadelerini ödemesi iki yıla yakın sürebilmekte ve bu süreç boyunca nakit akışı engellenmektedir.

KDV uyumunun nakit akışı üzerindeki etkisi nedir?

Şirketler sorun yaşamamak için KDV kesintilerini destekleyecek doğru, denetlenebilir kayıtlar tutmalıdır, aksi halde net nötr maliyet olacak bir kalemin harici bir gidere dönüşmesi riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Ayrıca şirketler, hükümetin alacaklı olduğu vergi tutarlarının farklı işlemlerde kullanılmaması ve hükümete giden ve hükümetten gelen nakit akışının daha görünür olması için vergi daireleriyle yapılan işlemlerin takibini ayrı bir banka hesabından yapmayı düşünebilirler.

Uyumsuzluğun sonuçları

Avrupa’da faaliyet yürüten işletmeler için KDV konusunda uyumsuzlukların ve hataların maliyeti tedarik zincirleri üzerinde ciddi bir bedel yaratabilir.

Bu sonuçlar arasında aşağıdakiler yer alabilir:

Tüm bu riskler, tedarikçi ilişkilerini ve tedarik zincirinin istikrarını tehlikeye atmaktadır. Bu nedenle KDV, tedarik zinciri planlamasında kritik bir faktör olmalıdır.

Kesin KDV sistemi

Avrupa Birliği (AB), birlik içindeki teslimatların artık iki işlem olarak değil (sevkiyat ve teslim alma) tek işlem olarak değerlendirileceği bir varış yeri ilkesine doğru ilerlemeyi planlıyor. AB çapındaki bu teslimat sisteminde KDV, varış yeri olan Üye Devlette ödenecek ve tüm Üye Devletleri içeren tek bir KDV iadesi üzerinde bildirilecek.

Böylelikle muafiyeti kanıtlama ihtiyacı ortadan kalkacak ve vergi bildirimi basitleşecek. Bu planın yürürlüğe giriş tarihi ve diğer detayları henüz bilinmiyor. Şüphesiz, karşılanması gereken koşullar olacaktır.

 

Harekete Geçin

Tedarik zincirinizin KDV’den nasıl etkilendiği ve düzenlemelerde yapılan son değişiklikler hakkında daha fazla bilgi edinmek için İngilizce olarak hazırlanmış e-kitabımızı indirin: Protecting Global Supply Chains: The VAT Effect in Europe and Beyond.

Dijitalleşmeye geçiş, tüm sektörlerin mevcut teknolojilere radikal bir şekilde uyum sağlamasını ve değişimi zorunlu kıldı. Bu durum da, otomasyon ve iş kaybı konusunda haklı bir endişe yarattı. Oxford Economics’in 2030 yılına kadar Çin’de 12,5 milyon imalat işinin otomatikleşeceğine dair tahmini, iş gücünün gelecekte kısmen otomatikleşeceğinin bir habercisi gibi görünüyor.

Fakat alanında uzman insanlar teknoloji ile uyum içinde çalışabiliyor; buna teknik ekiplerin de desteği eklendiğinde verimlilik on kat artabiliyor. Günden güne dijitalleşen bir dünyada başarılı olmak isteyen işletmelerin tek çıkış yolunun doğru teknolojiye yatırım yapmak olduğu ortada.

Özellikle küresel olarak faliyet gösteren şirketler için bu çok büyük önem taşıyor çünkü çoğu ülkede devletlerin mali mevzuatının kapsamlı olarak bilinmesi gerekiyor. Finansal yapılar sürekli değişim halinde olduğu için yön bulmak zor olabiliyor. Gerçek zamanlı KDV raporlama, sürekli denetimle (CTC’ler) birçok farklı yetki alanını sıkı bir şekilde kısıtlayarak dünya çapında giderek yaygınlaşıyor. Otomasyon olmadan, manuel çalışarak yeni kurallara ayak uydurmak geleneksel insani becerilerin çok üzerine çıkmayı gerektiriyor.

Küresel şirketlerde hesapları ve raporları manuel girmekse hiç de mantıklı ve sürdürülebilir değil. Ancak farklı yetki alanlarında faliyet gösteren bu şirketlerin, ticari işlemlerini gerçekleştirmek için uymaları gereken kurallara ve devletlerin düzenlemelerine nasıl ayak uyduracakları da bir başka sorun olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü bu kurallar sürekli değişiyor.

Dijital devletler

Tüm dünyada devletler, ülkelerindeki ekonomik standartları güçlendirmek için vergi iadelerini belirleme ve toplama süreçlerini gözden geçirmeye başladı. İade sürecini dijitalleştirmek, bir devletin ekonomik geleceğine dair daha doğru bir tablo çizmeye imkan sağlıyor. Bu durumda da, otomatik faturalandırma ve raporlandırmanın son yıllarda gündemdeki en önemli konulardan biri olması hiç de şaşırtıcı değil.

Çoğu işlem ve etkileşimi iyileştirmede yaklaşımların nasıl benimsendiği ülkelerdeki belirli bakış açılarına göre değişiyor. Belirli yetki alanları, ticari belgelerde farklı düzeylerdeki CTC’leri uygulamayı, gerçek zamanlı faturalandırma, arşivleme ve raporlamayı da zorunlu kılıyor. Ayrıca, uluslararası faaliyet gösteren bu şirketler, sayıları giderek artan ve son derece karmaşık olan bu yasaları takip etme ve bunlara uyumluluğu sağlama konusunda da ciddi bir baskı altındalar. Bu yasalara uyulmadığında ödenmesi gereken cezalar oldukça yüksek. Ticari faaliyetleri kanunlara uygun şekilde gerçekleştirebilmek artık akıllı teknolojilerin ve altyapıların kullanımını gerektiriyor.

Dünyanın farklı bölgelerinde ise farklı yaklaşımlar var. Örneğin, Latin Amerika işletmeler arası e-faturalarda gerçek zamanlı denetimi zorunlu kılarak bu konuda öncü oldu. Brezilya da, gerçek zamanlı denetimin bir hükumet platformu aracılığıyla yapılmasını zorunlu kılıyor. Avrupa’da ise AB-KDV yönergesi, ülkelerin tamamen e-faturaya geçmesini yasaklıyor. Ancak, İtalya bu yasağı 2019 yılında, uzun bir istisna sürecinden sonra aşmayı başardı. Ekonomilerdeki veriye dayalı işletme modeline geçiş, vergilerin de dijitalleşmesini kaçınılmaz hale getiriyor.

Makine öğrenmesi

KDV açığı tüm dünyada devletler için karmaşa yaratmaya devam ediyor. Bu süreci yönetebilmek için birçok devlet kendi sistemini oluşturdu. Bunun sonucunda da birbiriyle iletişim kuramayan mekanizmalar ortaya çıktı. Ayrıca çoğu ülkenin e-faturaya adaptasyonunun gecikmesi, parçalı bir görüntü ortaya çıkardı. KDV raporlamaları hala birçok ülkede periyodik olarak yapılıyor ve her ülke kendi belirlediği standartlara uygun ilerliyor. Küresel dijitalleşmede tutarlılığı sağlamak yakın gelecekte mümkün olmayabilir.

Her ülke, faturalandırmayı dijitalleştirmek amacıyla kendi yöntemlerini geliştirdikçe, her şey daha da karmaşık hale geliyor. Bir yandan da yeni düzenleyici yasalar çıkıyor. Bu yasaları takip ederken yapılacak hatalar, uyumluluğu sağlamada eksikliklere neden olarak can sıkıcı şekilde sonuçlanabilir. Küresel şirketler, faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki bu gelişmeleri yakından takip etmek zorunda. Ayrıca, yeni düzenlemeler çıktıkça onları takip edecek ve uygulayacak sistemleri de geliştirmeleri gerekiyor.

Teknolojik geliştirmelerin, vergi raporlamasını doğru şekilde yapabilmesi için tüm bu farklı sistemlerin de birbirine bağlanması gerekiyor. Bir işletmenin mali durumunu hatasız olarak gösterebilmek ancak bu şekilde mümkün olabilir. Bu nedenle, esnek API’ler öncelik ve önem kazanıyor. Gelişmiş API’leri olan programlar, vergi sistemlerinin işletmelerden önemli bilgileri toplamasına imkan sağlıyor. İşletmelerin gerekli verileri ve doğru sonuçları göstererek cezai yaptırımlardan kaçınabilmesi de ancak bu şekilde mümkün. Kamu kurumlarıyla gerçekleştirilen hassas işlemler, birçok faturalandırma sistemi, ERP ve tedarik platformlarının entegre olmasını gerektiriyor. Oluşturulan ve işlenen verilerin hacmi çok büyük olduğundan, bu hacimdeki veriyi sadece insani iş gücüyle işlemek artık pek mümkün değil.

Teknoloji, bilgi formatının her ülkenin gerekliliklerine uygun şekilde sunulmasını da kolaylaştırabiliyor. Bu da zaten dijital raporlandırmada neredeyse bir zorunluluk. Fatura formatlarını görüntüleyecek ve gerekli adaptasyonu sağlayacak teknolojiler artık mevcut. Örneğin, bir işletmenin faaliyet gösterdiği ülkeye uyum sağlaması ve uyumsuzluktan kaynaklanan cezalardan kaçınması mümkün. İdari görevleri otomatikleştiren ve bu sayede işletme finansmanının stratejik unsurlarına odaklanmak için zaman yaratan araçlara yapılan yatırımın karşılığı fazlasıyla alınıyor. Makinelerin süreçlere entegrasyonu arttıkça analizlerin manuel yapılması da aynı oranda zorlaşıyor. Devletler ve işletmeler, idari iş yüklerini hafifletmek için otomasyona ve ileri teknolojiye daha fazla güveniyorlar.

Uyumluluk için otomasyon

Tamamen dijitalleşmiş bir gelecek çoğu ekonominin uzun vadeli planlarında yer alsa da bunun bir maliyeti var. Bu hızlı dijital dönüşümü faydaya dönüştürmek isteyen işletmeler, kendilerini en son teknolojiyle donatmak zorunda. Bu dönüşümün beraberinde getirdiği karmaşık ve veriye dayalı düzenlemeleri yönetmeleri ancak bu şekilde mümkün olabilir. Maliyetli uzmanlarla çalışmak veya dışarıdan destek almak yerine, süreçleri kolaylaştırmak ve finans ekiplerinin yüklerini hafifletmek için manuel emek gerektiren analiz ve araştırma görevlerini yerine getirebilecek araçlara yatırım yapmak çok daha akıllıca bir seçim. Tam anlamıyla dijitalleşmenin eşiğindeyken, hesapları ve raporları manuel girmek artık uygulanabilir ya da pratik bir yol olmaktan çıktı.

Ancak, bir işletmenin BT altyapısındaki önemli bilgileri senkronize edecek ve aktaracak teknolojiyi de dikkatlice seçmek gerekiyor. Mevcut küresel ekonomik durgunluk dolayısıyla, finans ekiplerinin üzerindeki en iyi performansı gösterme, oluşacak herhangi bir finansal sızıntıyı önleyebilme ve harcamaları sıkı bir şekilde takip etme baskısı da arttı. Zorluklarla mücadelede teknoloji bize rehberlik ediyor ve destek oluyor – hatta işletmeler açısından kritik önem taşıyor.

Otomasyona yatırım yapmak insanların var olduğu iş alanlarını yok etmez. Aksine, uzman kişiler teknolojiyle birlikte çalışabilir. Bu da, zorlu ve karmaşık görevlerle başa çıkarak zaman ve enerji kazanılmasını sağlar; işletmeler de böylece kendi misyonlarını gerçekleştirmeye odaklanabilirler.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Güney Kore’deki Ulusal Vergi Servisi’nin yakın zamanda açıkladığı bir soruşturmaya göre, ülkedeki bazı yabancı şirketler, Kore’de beyan edilmesi gereken on milyarlarca dolar tutarında vergiyi uluslararası işlemler üzerinden kaçırıyor.

Bu şirketlerin kullandığı yöntemler arasında, vergi cennetlerinde bulunan sınır ötesi şirketler üzerinden satış yapılıyormuş gibi göstermek ve farklı ülkelerde bulunan merkez ofisleriyle yaptıkları içeriden işlemlerle yurt içindeki gelirleri haksız şekilde yurt dışına aktarmak bulunuyor.

Sonuç olarak Güney Kore Maliye Bakanlığı, 2021 Vergi Reformu Tasarısı’nda gelecekte uluslararası işlemler üzerinden vergi kaçırılmasını engellemek amacıyla yeni madde önerilerine yer verdi.

Vergi Reformu Tasarısı, 2021 Reformu

Güney Kore, 2021 Vergi Reformu Tasarısı, Yeni Sektörleri ve İstihdamı Desteklemek için 2021 Reformu ile vergi matrahını iyileştirmeyi hedefliyor. Özellikle de çoğunlukla uluslararası işlemlerde gerçekleşen vergi kaçakçılığının engellenmesi amaçlanıyor.

Önerilen reformlar şunlar:

Zorunluluğun başlangıç tarihi: Vergiye tabi yıllardaki durumla ilgili bilgiler için 1 Ocak 2022’den itibaren

Zorunluluğun başlangıç tarihi: Elektronik hizmetlerin sunulması için 1 Temmuz 2022’den itibaren

Önerilen kural, icra kararnamesinin yürürlüğe girmesiyle birlikte geçerli olacak.

Zorunluluğun başlangıç tarihi: 1 Ocak 2022’den itibaren.

Dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:

Bu hususların henüz öneri aşamasında olduğu ve değişikliklerin yürürlüğe girmesi için 2021 Vergi Reformu Tasarısı’nın Güney Kore Ulusal Meclisi tarafından incelenip onaylanması gerektiği unutulmamalıdır.

Sürekli değişen vergi uyumu ortamı

Bu yeni öneriler, şirketlerin özellikle sınır ötesi işlemlerinde keşfetmesi gereken ve sürekli olarak değişen küresel vergi uyumu ortamının diğer bir örneğidir.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Romanya’da Standart Vergi Denetim Dosyası Uygulaması (SAF-T) hakkındaki son incelememizde Romanya vergi makamları tarafından yayınlanan teknik bilgilerin ayrıntılarını ele almıştık. O tarihten bu yana ilave bir kılavuz yayınlandı ve iletilecek SAF-T dosyaları için resmi bir isim belirlendi: D406.

Romanya’da zorunlu SAF-T uygulaması için uygulama takvimi:

Raporun karmaşıklığından ve bilgi ayıklamadaki zorluklardan kaynaklı olarak vergi mükelleflerinde oluşabilecek kaygıları azaltmak amacıyla vergi makamları, önümüzdeki haftalarda başlayacak olan, gönüllülüğe dayalı bir test dönemi uygulayacak. Bu dönem boyunca vergi mükellefleri, vergi dairelerinin gelecekte denetim için kullanmayacağı test verilerini içeren ve D406T adı verilen dosyaları iletebilecek.

Romanya’da SAF-T dosyalarının teslimi için son tarihler:

Romanya’da SAF-T dosyaları, yani D406 dosyaları, OECD’nin 2.0 sayılı şema versiyonuna dayanmaktadır ve beş bölümden oluşmaktadır:

Teslim için son tarihler aşağıdaki gibidir:

Vergi mükellefleri D406 dosyasının bölümlerini ayda bir veya üç ayda bir, KDV iadesinin teslim edilmesi için geçerli vergi dönemini müteakip iletmelidir.

İlk raporla ilgili olarak vergi daireleri, dosyanın iletileceği ilk üç ay için bir kanuni süre tanınacağını açıklamıştır. Bu kanuni süre ilgili vergi mükellefi için dosya teslim yükümlülüğünün geçerli olduğu tarihten itibaren başlayacaktır ve şayet kanuni sürenin sonunda doğru belgeler teslim edilirse, öncesinde dosyaların iletilmemesi veya yanlış dosya iletilmesi durumunda ceza uygulanmayacaktır.

Romanya’da SAF-T dosyalarının teslimine ilişkin bilgiler:

D406 dosyası PDF formatında, elektronik olarak, XML ekiyle ve elektronik imzayla iletilmelidir. İki dosyasının toplam büyüklüğü 500 MB’den fazla olmamalıdır. Dosya büyüklüğü maksimum limitin üzerindeyse, portal dosyayı kabul etmeyecektir ve Romanya’daki kılavuzda verilen bilgilere göre dosyanın bölümlere ayrılması gerekecektir.

Vergi daireleri, teslim edilen asıl dosyada vergi mükellefi tarafından hataların tespit edilmesi durumunda bu hataların giderilmesi için mükellef tarafından bir düzeltme beyanının iletilebileceğini belirtmiştir. Vergi mükellefi, hatalı olan asıl dosyanın yerine kullanılmak üzere tamamen düzeltilmiş ikinci bir dosyayı teslim etmelidir. Vergi mükellefi aynı dönem için ikinci bir D406 dosyası teslim ederse, bu dosya otomatik olarak düzeltme beyanı olarak değerlendirilecektir.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

G20 Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı (“BEPS”) projesinin üyeleri 1 Temmuz 2021’de yayınlanan “Ekonominin Dijitalleşmesinden Doğan Vergi Sorunlarına İki Yapılı Çözüme İlişkin Bildiri” metninde, küresel vergi reformu anlaşmasında sonraki aşamaya geçme konusunda anlaştı.

Bu sayede giderek dijitalleşen dünya ekonomisinde karşılaşılan vergi sorunlarına çözüm üretilecek. 9 Temmuz 2021 itibarıyla, OECD/G20’nin 139 üyesinden 132’si BEPS için Kapsayıcı Çerçeve konusunda anlaştı.

Yapılarla ilgili Bilgiler

Yapı 1

Yapı 1 kapsamında, şirketlerin fiziksel varlıklarından bağımsız olarak farklı ülkelerdeki faaliyetlerinden kazandıkları bakiye kârların bir kısmı üzerinden vergi ödemesi için, pazar konumundaki ülkelere, Tutar A olarak anılan yeni bir vergilendirme hakkı veriliyor. Yapı 1, küresel cirosu 20 milyar Euro’nun üzerinde olan ve kârlılığı %10’dan fazla olan çok uluslu şirketler için uygulanacak.

Yeni uygulanacak bir bağlantı noktası kuralıyla, bu kapsama giren çok uluslu şirketler ilgili ülkede en az 1 milyon Euro gelir elde ederse, Tutar A ilgili ülke pazarına tahsis edilebilecek. GSYİH’si 40 milyar Euro’nun altında olan ülkeler için hasılat sınırı 250.000 Euro olarak belirlenecek.

“Özel amaçlı bağlantı noktası kuralı”, bir ülkenin Tutar A’nın tahsisi için uygun olup olmadığının belirlenmesinde kullanılacak. Ayrıca ülkeler, kapsama giren çok uluslu şirketlerin bakiye kârlarının %20 ila %30’unun pazar ülkelere tahsis edilmesi ve bağlantı noktasında hasılata dayalı bir dağıtım anahtarının kullanılması konusunda anlaştı.

Gelirler, mal veya hizmetlerin tüketildiği nihai pazar ülkelere dağıtılacak ancak ayrıntılı dağıtım kuralları ileride belirlenecek.

Segmentasyonla ilgili ayrıntılar üzerinde çalışmalar devam ediyor. Benzer şekilde, Tutar A üzerinden pazar ülkeye dağıtılacak bakiye kârların üst sınırını belirleyecek pazarlama ve dağıtım kârları için güvenli liman tasarımının detayları da belirlenecek.

Son olarak üyeler, özellikle düşük kapasiteli ülkelerin ihtiyaçlarına odaklanarak Tutar B’yi düzenlemek ve sadeleştirmek konusunda uzlaştı. 2022 sonuna kadar detayların kesinleşmesi bekleniyor.

Yapı 2

Yapı 2, 750 milyon Euro’luk eşiğe ulaşan çok uluslu şirketlerin en az %15 oranında vergi ödemesini öngören Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme (“GloBE”) kurallarından oluşuyor. GloBE kuralları, Gelir Kapsama Kuralından ve Düşük Vergilendirilen Ödeme Kuralından oluşuyor. Bunlar arasında, Düşük Vergilendirilen Ödeme Kuralı henüz son halini almadı.

Yapı 2 aynı zamanda Vergiye Tabi Olma kuralını içeriyor. Bu, sözleşmeye dayanan bir kural ve kaynak ülkelerin, asgari bir oranın altında vergiye tabi olan belirli ilgili taraf ödemelerinde sınırlı kaynak vergilendirmesi uygulamasına imkân tanıyor. Vergi oranı %7,5 ile %9 arasında olacak.

Plan Ne Zaman Uygulanacak?

Taraflar mevcut aşamada planla ilgili görüşmeleri sürdürüyor ve Ekim 2021’e kadar kabul edilen çerçeve dahilinde planın tasarım bileşenlerine son halinin verilmesi öngörülüyor. Kapsayıcı Çerçeve’nin üyeleri, uygulama planı üzerinde anlaşmaya varacak ve planı açıklayacak.

Mevcut planda Tutar A’nın uygulanması için kullanılacak çok taraflı aracın geliştirilmesi ve 2022’de imzaya açılması planlanıyor. Tutar A’nın da 2023’te yürürlüğe girmesi öngörülüyor. Benzer şekilde, Yapı 2’nin 2022’de yasalaşması ve 2023’te yürürlüğe girmesi planlanıyor.

Ayrıntılar Gelecek

İki Yapılı Çözümün kilit bileşenleri üzerinde anlaşma sağlanmış olsa da geriye kalan sorunların çözülmesini de içeren ayrıntılı bir uygulama planı ayrıca hazırlanacak.

Yakın gelecekte birçok ülke bu değişiklikleri uygulamaya başlayabilir, bu nedenle dijital ekonomide aktif olan şirketlerin OECD/G20 Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı Projesi etrafında yaşanan gelişmeleri yakından izlemesi ve anlaması büyük önem taşıyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

KDV’de günümüzdeki en büyük trendlerden biri sürekli işlem denetimidir. Bu nedenle vergi idareleri giderek daha fazla gerçek zamanlı işlem verisi talep etmekte ve çoğu durumda şirketlerin satış veya satın alma sürecinde sonraki aşamaya geçebilmesi için verilerin vergi idareleri tarafından onaylanması gerekmektedir.

Bir vergi dairesi Sürekli İşlem Denetimi’ne geçtiğinde, şirketler bunu genellikle Bilgi-İşlem Uzmanları tarafından ERP’de veya işlem otomasyon yazılımında bir dizi ilave gerekliliğin uygulanmasından ibaret olarak görür. Uygulama takvimleri genelde çok kısa olduğundan ve uygunsuzluk durumunda ciddi yaptırımlar söz konusu olabileceğinden, şirketlerin çok düşünmeden verdiği bu tepki bir ölçüde anlaşılabilir.

Ancak şirketler, verimsizliklerle ve diğer risklerle karşılaşmamak için bu değişiklikleri devam eden bir yolculuğun parçası olarak görmelidir. Bir vergi dairesi açısından Sürekli İşlem Denetimleri her şeyden bağımsız bir uygulama değildir; aksine, denetim amacıyla yasal olarak erişilebilen tüm verilerin vergi dairelerine elektronik olarak iletildiği daha kapsamlı bir dijital dönüşüm stratejisinin bir parçasıdır.

Meselenin özü veri

Birçok vergi dairesinin dijitalleşme vizyonunda, her bir veri kategorisi, şirketlerin doğal veri işleme temposuna ve hükümetlerin veri ihtiyaçlarına göre belirlenen ‘organik’ aralıklarla alınır.

Vergi idareleri, veriye daha kolay şekilde, daha detaylı seviyede ve daha sık olarak erişebilmek için dijitalleşmeyi kullanır.

Raporlama ve denetimlerin olduğu eski dünyadan otomatik veri alışverişinin olduğu yeni dünyaya uzanan bu sürekliliği dikkate almayan şirketler, ‘neden’ sorusundan, yani ticari operasyonların şeffaflığından ziyade, ‘nasıl’ sorusuna, yani bir Sürekli İşlem Denetimi platformuna giden ve gelen mesajların nasıl düzenlendiğine odaklanma hatasını yapabilir.

Vergi idareleri için daha hızlı ve yapılandırılmış, bilgisayarda işlenebilir bir formatta alınan veri kesinlikle daha değerlidir zira bu veriler, hem farklı vergi mükellefleriyle ilgili verileri hem de üçüncü taraflardan gelen veri kaynaklarını daha derinlemesine analiz etmelerine imkan verir.

Eğer şirketinizin verileri eksik veya hatalıysa, daha fazla denetime tabi olma ihtimaliniz vardır çünkü sorunlu veriler vergi memurları tarafından incelenecek ve daha şeffaf hale gelecektir.

Diğer bir deyişle, dijitalleşen vergi dünyasında ne ekerseniz onu biçeceksiniz.

Sürekli İşlem Denetimine nasıl hazırlanmalı – otomasyonun önemi

Birçok şirket bu veri sorunlarını çözmek için sihirli formülü parmaklarının ucunda tutuyor. İlk olarak, KDV’nin dijitalleşme dalgasına hazırlanmak için bir projeyle şirket içindeki veri sorunlarını analiz edin ve bu sorunları çözmek için şirket içindeki ve dışındaki paydaşlarla – tedarikçiler dahil – birlikte çalışın.

KDV bildirim süreçlerinde otomatik denetim sağlamak üzere tasarlanmış araçlar, işlem öncesinde var olan ve giderilmesi gereken veri sorunlarını daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir. Bu araçlar aynı zamanda Sürekli İşlem Denetimi’nin iletilmesi için oluşturulan veri çıkarma ve entegrasyon yöntemlerini yeniden kullanarak ve böylelikle daha iyi veri yönetişimi sağlayarak ve doğal olarak birbiriyle bağlantılı bu iki süreç arasında bir bağ kurarak Sürekli İşlem Denetimi yolculuğunda size yardımcı olabilir.

Sorunlu veriler büyük oranda kağıt veya PDF formatında tutulan tedarikçi faturaları veya müşteri satın alma emirleri gibi hala devam eden kağıt tabanlı süreçlerden kaynaklanır. Yapılandırılmış, tamamen bilgisayarlar tarafından okunabilecek alternatiflere dayalı otomatik süreçlere geçmek için bugün adım atmak büyük fark yaratacaktır.

Tek zorluk, fatura verilerinin iyileştirilmesinden ibaret değildir. Sürekli İşlem Denetimi kuralları kapsamında iletilmesi gereken belge türleri kaçınılmaz olarak artacağından (fatura ve satın alma tarafındaki onay mesajlarından nakliye belgelerine ve ödeme durumu verilerine kadar), vergi idareleri hem sizin verilerinizi hem de ticaret ortaklarınızın ve üçüncü tarafların verilerini daha fazla kontrol edecektir. Bu bağlamda mali kurumları, gümrük dairelerini ve diğer mevcut veri noktalarını düşünün.

Vergi idareleri dolaylı vergilerde de dijitalleşme adımlarına son vermeyecektir. Standart Vergi Denetim Dosyası (SAF-T ) uygulamasını getirmeye dönük adımlar ve benzer e-muhasebe gereklilikleri, ülkelerin geçmişteki vergi ve yerinde denetim uygulamalarından ne kadar hızlı şekilde uzaklaştığını gösteriyor.

Farklı kaynaklardan güçlü bir doğrulamayla alınan tüm bu veriler, ticari operasyonlarınızın giderek daha ayrıntılı ve inkar edilemez bir resmini ortaya serecektir. Muhtemelen çok yakın bir zamanda kurumsal gelir vergisi iadeleri, vergi idareleri tarafından önceden doldurulacak, sizin bunlar üzerinde yasal değişiklikler yapmanıza gerek kalmayacaktır.

‘Biçim değil, içerik önemlidir’ ifadesi, vergi dünyasında yaygın kullanılan bir özdeyiştir. Vergi idareleri giderek daha fazla iş uygulamasına ve veri akışına eriştikçe, dijital vergi uygulamaları dünyasında büyümek için ilk adım olarak veri kalitesini ve veri tutarlılığını düşünmeye başlamanız gereklidir.

Azı değil çoğu hedefleyin; vergi memurunu değil işletmenizi anlamaya çalışın

Nihayetinde vergi idareleri işletmenizi anlamak ister. Sadece veri istemekle kalmazlar; ne yaptığınız, neden yaptığınız, nasıl, kimlerle ve ne zaman ticaret yaptığınız konusunda anlamlı bilgi isterler. Bu, şirketinizin sahiplerinin ve yönetiminin de istediği şeydir.

Bu nedenle işletmelerin ve vergi idarelerinin nihai hedefi aynıdır; öte yandan işletmeler operasyonel verimliliğe ve mali hedeflere öncelik verirken vergi idareleri mümkün olan en iyi ve en objektif bilgiye ulaşmaya odaklanır.

Hedef olarak Sürekli İşlem Denetimini gündemine alan vergi idareleri gizli bir lütuf olabilir. Vergi idarelerinin belirlediği gerekliliklere uymak için işletmenizde daha iyi analizler kullanmaya başlamanız faydalı olacaktır.

Asıl değer, nakit yönetimi veya tedarik zincirindeki zayıflıklar gibi ticari operasyonlar ve mali göstergeler konusunda gerçek zamanlı olarak toplanan bilgidedir. İşletmenizle ilgili bu seviyede anında bilgiye ulaşmak, herkesten sürekli bir adım önde olmanızı ve verilerinizin hükümetlere sunduğu resmi kontrol altında tutmanızı sağlayacaktır.

Sürekli İşlem Denetimi, ticari şeffaflığın hakim olduğu cesur, yeni dünyaya doğru yolculukta doğal olarak bir sonraki adımdır.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.