Polonya’nın yeni SAF-T raporu (JPK) henüz yaygın biçimde yürürlüğe bile girmemişken Polonya çok daha kapsamlı bir plan hazırlığı içinde. 2022 yılında bir exchange platformu aracılığıyla merkezi e-fatura sistemi getirilmesi hedefleniyor.

Polonya Maliye Bakanlığı resmi sitesinde yayınlanan bir röportajda, Maliye Bakanı kamu alımlarında zorunlu e-fatura uygulamasının bir pilot proje olduğunu ve bu pilot projenin gönüllülük esasına bağlı olarak 2022’de B2B işlemlerini de kapsayacak şekilde genişleyebileceğini belirtti.

Bakan, ülkeyi e-fatura uygulaması ile tanıştırmak için bir dizi farklı yöntemi dikkate aldıklarını açıkladı. Bu yöntemler arasında tedarikçi ile alıcı arasındaki faturaların elektronik ortamda değiş tokuş yapılabileceği bir exchange platformunun da olduğunu belirtti. İtalya’daki clearance(gerçek zamanlı denetim) modelinden örnek vererek, faturaların ön onaydan otomatik geçtiği (onaylandığı) faturalama sürecinde vergi dairesinin de yer aldığını sözlerine ekledi.

Polonya Clearance Modeline geçiyor

Polonya, günümüzde sonradan denetlenen(post audit), vergi dairelerinin dahil olmadığı bir e-faturalama sisteminin kullanımına izin veriyor.. Mevcut çerçevede, faturayı hazırlayan kişinin, örneğin içeriğin bütünlüğünden, menşein doğruluğundan, faturanın okunaklılığından emin olmak gibi bazı şartları sağlaması ve alıcının da faturaları elektronik ortamda almayı kabul etmesi gerekiyor. Detaylar henüz tam olarak bilinmemekle beraber, yeni e-fatura sisteminde vergi dairesinin de faturalama sürecine dahil olması bekleniyor, başka bir deyişle Polonya sonradan denetim(post audit) modeliden clearance rejimine geçecek.

Polonya hükümetinin e-fatura sistemi uygulamasından asıl beklentisi vergi mükelleflerinden ilave veri sağlamak değil, bu verileri daha hızlı biçimde almak. Vergi dairesinin alt yapısında, vergi mükellefleri hakkında, JPK raporları aracılığı ile toplanmış yeterince veri mevcut. Bu verilere ek olarak, vergi dairlerine gerçek zamanlı iletilen e-faturalar sayesinde vergi sisteminin verimliliği artacak.

Polonya ekonomisi için faydaları

Bakan, Polonya’da e-fatura sistemine geçilmesinin faydaları arasında girişimciler için işin basitleştirilmesini ve güvenliğin arttırılmasını gösteriyor. Bu sistem, kendileri için hazırlanmış olan faturaları merkezi bir bellekten indirebilecek alıcılar için de yararlı olacak. Başarıyla uygulanması halinde, JPK raporlarına büyük ihtimalle ihtiyaç kalmayacağından vergi mükelleflerinin idari yükü de hafiflemiş olacak.

Bakan verdiği röportajda İtalya’nın e-fatura clearance(gerçek zamanlı denetim) sistemini zorunlu kılma konusunda başarılı olduğunu belirtmişti. İtalya Avrupa Komisyonu’ndan KDV Direktifi için derogasyon istemiş, bu talimatıyla işlem bazlı sürekli denetimin Avrupa’da uygulanmasının yolunu açmıştı. Bakan’ın İtalya’daki modele atıfta bulunması, Polonya Hükümetinin de aynı bürokratik yolu izleme niyetinde olduğunun bir işaret olabilir.

Polonya Hükümetinin bu duyurusu, vergi mükelleflerinin Polonya’da hızla değişen vergi uyumu ortamına karşı her zamankinden daha fazla tetikte olmaları gerektiğini gösteriyor. Polonya, İtalya’nın izinden giden ilk ülke olabilir, ancak işlem bazlı sürekli denetim uygulamasının KDV açıklarını kapatmada getirdiği avantajları gören ülke sayısı arttıkça, kesinlikle son ülke de olmayacak.

Harekete Geçin

Geleceğe dair fikirlerimizi öğrenmek isterseniz, Sürekli KDV Uygunluğundaki Son Yenilikler‘i indirin. Ayrıca detaylı bilgi için bize ulaşabilirsiniz.

Uzun zamandır beklenen, elektronik irsaliye sürecinin işleyişini ve firmaların sıkça sordukları soruların cevaplarını içeren e-İrsaliye Uygulama Kılavuzu, Şubat ayının son gününde GİB Elektronik Belge internet sitesinde yayımlandı.

Kılavuzda; uygulama, uygulamanın kapsamı ve yapısı, farklı senaryolar ve özellik arz eden durumlar ele alınıyor. Böylelikle, e-irsaliye sistemine geçiş yapacak firmaların soruları çözüme kavuşturuluyor.

E-İrsaliye Uygulaması Nedir?

E-irsaliye mal hareketlerinin elektronik ortamda düzenli izlenebilmesi için, hali hazırda kağıt ortamda düzenlenmekte olan “sevk irsaliyesi”sinin elektronik halidir.

Elektronik irsaliye, sevk irsaliyesi ile aynı hukuki niteliklere sahiptir ancak düzenlenmesini, iletilmesini, muhafaza ve ibraz edilmesini dijital ortama taşır.

Hangi Mükellefler Zorunluluk Kapsamına Giriyor?

GİB tarafından yayımlanan tebliğe göre, e-irsaliye uygulamasının zorunluluk kapsamına giren mükellefler şu şekildedir;

Komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticareti ile iştigal eden mükellefler
Başkanlık analizi neticesinde riskli ya da vergiye uyum düzeyi düşük olduğu tespit edilen mükellefler
Komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticareti ile uğraşan mükellefler geçişlerini 1 Ocak 2020 tarihi itibari ile tamamladılar. Zorunluluk kapsamına giren diğer mükellefler ise 1 Temmuz 2020 tarihi ile geçişlerini tamamlamalılar.

Ayrıca başkanlık tarafından riskli veya vergi uyum düzeyi düşük olarak değerlendirilen mükellefler de kendilerine bildirimi yapıldıktan en az üç ay sonra e-irsaliye uygulamasına geçişlerini tamamlamalılar.

E-İrsaliye Uygulama Kılavuzu’nun İçerdiği Diğer Konu Başlıkları

Temel kavramların açıklanmasının yanı sıra bu kılavuzun daha önceden duyurulan senaryoları detaylı bir şekilde açıklaması mükelleflerin kafasını karıştıran bir çok soruyu yanıtlıyor. Buna ek olarak, farklı konulara ilişkin de detaylı açıklamalar yer alıyor.

Bu senaryolarda temel konu başlıkları aşağıdaki gibidir;

Diğer açıklamalara konu olan başlıklar ise aşağıdaki gibidir;

Yapısal olarak tatmin edici cevapların verildiği dökümana GIB e-Belge sitesi üzerinden ulaşabilir ya da geçiş sürecinizi kolaylaştırmak ve hızlandırmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Harekete Geçin

e-İrsaliye Uygulama Kılavuzu’na ve Sovos e-Dönüşüm çözümlerine ilişkin tüm sorularınız için bizimle iletişime geçin.

Yunanistan’da planlanan vergi reformunun, işlem bazlı sürekli denetime (Continuous Transaction Control) dair üç inisiyatifte kendini göstermesi bekleniyor.

  1. İşlem ve muhasebe verilerinin gerçek zamanlı olarak myDATA platformuna bildirilmesini ve ardından devlet portalında tutulan birtakım çevrimiçi defterlerin doldurulmasını içeren myDATA e-defter inisiyatifi;
  2. Ne zaman açıklanacağı henüz bilinmemekle beraber, Yunanistan Vergi Dairesine fayda sağlayacağı kesin olan Fatura Onaylama;
  3. Satış verilerini gerçek zamanlı olarak vergi dairesine iletecek çevrimiçi yazar kasalar.

Bu ayın başında, yazar kasaların devlet portalına çevrimiçi bağlanmasına dair yeni teknik şartlar yayınlandı. Şu an Yunanistan’da kullanımda olan tüm yazar kasaların Haziran 2020’den itibaren, devlet portalına bağlanarak işlem verilerini aktarabilmek için yeni teknik şartları sağlayacak şekilde güncellenmiş olmaları zorunludur.

Teknik şartnamede iki konuya düzenleme getirilmektedir:

Bu şartname 2018 sonlarında yayınlanan ve temelde yeni nesil yazar kasaların güvenlik ve belgelendirme gerekliliklerini düzenleyen şartnameyi tamamlar niteliktedir.

Bu son gelişme de Yunan hükümetinin ana hatlarını ilk kez iki yıl önce ortaya koyduğu CTC planlarını ileri taşımada kararlı olduğunun diğer bir kanıtıdır.

Yunanistan Vergi Uyumluluğu Hakkında Daha Fazla Bilgi Alın

Hindistan ekonomisinin büyüklüğü ve bu yeni uygulamaya zorunlu geçiş yapacak firmaların sayısı düşünüldüğünde, fatura onaylamanın yeni kapsamı birçok firmayı ilgilendiren sıcak bir gündem konusu.

13 Aralık 2019 tarihli Hindistan Resmi Gazetesi’nde yayımlanan 68/2019 sayılı Tebliğ’de belirtildiği gibi, beklenen reformun yasal zemini hazır. Yayımlanan Tebliğ’de sadece vergi mükellefi kapsamına, zorunlu tarihe ve Fatura Referans Numarası (IRN) şartına düzenleme getirildi.

Bunlar uygulama reformunun temel unsurları olsa da henüz netlik kazanmayan ve yasal zemini oturtulmamış birçok husus var.

Belirsizlik Sürüyor Aralık ayında yayımlanan detaylar hoş karşılanmakla beraber, soru işaretleri hala varlığını koruyor.

Örneğin,

Bu gibi sorulara verilecek yanıtlar; firma stratejilerini, süreçlerini ve planlama aşamalarını büyük ölçüde etkileyecek. Ancak fatura hazırlama, imzalama ve arşivleme süreçleri bu sorulara getirilecek açıklamalara bağlı olduğundan, işletmelerin uyumluluk süreçlerinin de etkilenmesi söz konusu.

Dolayısıyla, firmaların 1 Nisan 2020 tarihinden önce hazır olabilmeleri için ilgili makamların bu konuya en kısa sürede açıklık getirmesi gerekiyor.

İş akışıyla ilgili bilgilerin büyük bölümü Mal ve Hizmet Vergileri Ağı (GSTN) tanıtım yazısında ve SSS bölümünde yer alsa da çelişkili bilgiler barındırdıkları için bunların yasal olarak bir bağlayıcılıkları bulunmuyor.

Şu anda durum pek öyle görünmese de, e-faturanın geçerli olduğu ülkelerde doğrulama mekanizması da sürecin bir parçası haline gelmiş durumda. Hatta doğrulama işlemi, kimi e-fatura alıcıları için zorunlu tutuluyor.

Şimdiye kadar iş akışında Hindistan yetkililerince önerilmiş bir otomatik doğrulama sürecinden hiç söz edilmemiş olsa da, bu konuya daha sonra değinip değinilmeyeceği ayrı bir beklenti konusu.

GSTN’nin resmi internet sitesinde yer alan SSS bölümünde, yukarıda altı çizilen konuların da ele alınacağı bazı hususlara açıklık getirmek için ileride yönetmelik değişiklikleri ve duyurular yapılacağı belirtildi. Elbette piyasanın beklentisi son geçiş tarihi olan 1 Nisan 2020’in çok öncesinde bu belirsizliklere açıklama getirilmesi yönünde.

Ancak açıklama yapılmasa da, bu süreç içerisindeki işletmeler bu tarihe kadar hazırlıklarını yapıyorlar ve çözümlerini somut yasal veriler yerine varsayımlara dayandırıyorlar.

Yeni sistemin hem Hindistan hükümetine hem de iş dünyasına faydalı olacağına şüphe yok. Ancak gerekli açıklamalar yakında yayınlanmazsa, bu kapsama giren firmaların uyumluluğu riske girebilir.

Asya ve ötesindeki bölgelere ait ülkelerin zorunlu e-fatura sistemini uygulamaya almaları çok uluslu firmalar için de kapsamlı sonuçlar doğuracak.

İşletmelerin cezai yaptırım çekinceleri olmaksızın sınır ötesi ticaret yapmaya devam edebilmeleri için vergi yönetmeliklerine getirilen bütün değişikliklerden haberdar olmaları büyük önem taşıyor.

Dünya çapındaki müşterilerimizin e-fatura uyumluluğu ile baş etmelerine 10 yıldan fazla bir süredir yardımcı oluyoruz. Hindistan ve tüm dünyadaki e-faturalandırma mevzuatlarına nasıl uyumlu kalabileceğinizi hemen öğrenin.

 

Avrupa Birliği (AB)’ndeki tedarikçiler; 1 Ocak 2020 tarihinden bu yana yürürlükte olan 2018/1910 sayılı AB Direktifi doğrultusunda, ticaret yaptıkları işletmelerin KDV kayıtlarının olup olmadığını kontrol etmek zorunda bırakıldı.

Söz konusu direktif ise ilgili kontrollerinin zamanlamasıyla ilgili endişe uyandırdı.

KDV Bilgi Değişim Sistemi (VIES) Nedir?

Online bir hizmet olan KDV Bilgi Değişim Sistemi’yle tedarikçiler alıcıların vergi mükellefiyetlerini ve başka bir Üye Devlet’te KDV numarasına sahip olup olmadıklarını sorgulayabilir.

Genel olarak AB üyesi ülkeler AB içinde yapılan sevkiyatlarda KDV’den muaftır.

KDV Bilgi Değişim Sistemi’ndeki Değişiklikler Neler Getirdi?

Tarihsel olarak Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD), AB içindeki tedariklerde KDV muafiyeti sağlamak adına bazı yükümlülüklerde esnek davranmıştır.

Örneğin, 2018/1910 sayılı AB Direktifi uygulanmadan önce Avrupa Adalet Divanının içtihatları uygulanıyordu. Bu içtihatlar doğrultusunda alıcının KDV numarasının kontrol edilmesine pek önem verilmiyor, alıcılar sisteme kayıtlı olmasa dahi şirketlere muafiyet tanınıyordu.

Tedarikçiler muafiyet koşullarını karşıladıklarını somut belgelerle ispat ederlerse, vergi muafiyeti sağlanıyordu. Fakat AB içi işlemlerde sahteciliğin artmasıyla, AB Ülkeleri KDV Direktiflerini güncelleme kararı aldı. Güncelleme, alıcının KDV numarasının KDV Bilgi Değişim Sistemi’ne eklemeyi zorunlu kıldı.

Böylelikle, “muafiyet başvurusunda sisteme kayıtlı olma şartı formaliteden çıkarılıp, yasal zorunluluk haline getirildi.”

Söz konusu Direktif’te bu güncellemenin gerekçesi şöyle açıklandı: “KDV Bilgi Değişim Sistem’i (VIES), AB’deki sahtecilikle mücadele için önemli bir rol oynamaktadır.” Bu nedenle “Üye Devletler, sisteme kayıtlı olmayan tedarikçilere muafiyet uygulayamaz.”

Bu gerekçe, 2018/1910 sayılı Direktif’in hükümlerinde de yer almaktadır. Mevcut değişiklik kapsamında muafiyet verilebilmesi için; alıcı, sevkiyatın başlatıldığı AB ülkesi dışındaki bir AB ülkesinden KDV numarası almış olmalı, bu KDV numarasını tedarikçiye bildirmeli ve özet raporda tedarikçiden “doğru bilgi” aldığını beyan etmelidir.

Yabancı Alıcıların KDV Numaralarının Doğrulanması

KDV numarasını sisteme kaydetmek, AB içi tedarik işlemlerinde muafiyet için “esas koşul” olarak kabul edilmektedir.
Ancak, VIES doğrulamasının nasıl yapılacağı yeni Direktif’te açıkça belirtilmemiştir.

Böyle bir koşulun üstü kapalı belirtildiğini varsaysak bile, söz konusu kontrollerin ne zaman yapılacağı konusunda da net bir açıklama yapılmamıştır.

Muafiyetin reddedilmesi özet raporda ibraz edilen verilerin doğru olmamasıyla ilişkilendirilebilir. Özet rapor, gerçekleşmiş ve muhtemelen faturalandırılmış işlemlerin verilerini içerir.

Mevcut faturadaki verilerin özet rapordakilerle uyumlu olması bekleniyorsa, kontroller özet rapor ibraz edilmeden önce, yani faturalandırma zamanında yapılmalıdır. Aksi takdirde, faturalardaki verilerle beyanda bildirilen verilerin arasında uyumsuzluk olabilir. Beyan yalnızca tedarikçinin gerçekleştirmiş olduğu işlemleri yansıtırsa, beyan sırasında KDV numarası doğrulamanın da bir önemi olmayacaktır.

KDV numarasının sisteme kayıtlı olması zorunlu hale getirilmesiyle, Avrupa Adalet Divanı’nın içtihatlarını hükümsüz kılıp kılamayacağı belirsizdir.

2018/1910 sayılı Direktif’e göre, muafiyet tedarikçinin özet raporda doğru bilgi ibraz etmemesi durumunda reddedilecektir.

Ancak bu, “tedarikçinin yanlış ibraz gerekçesini yetkili mercilerin gözünde meşru kıldığı” durumlarda geçerli olmayacaktır.
Yani, tedarikçi diğer muafiyet koşullarını karşıladığını kanıtlarsa, muafiyetin reddedilmesi pek mümkün değildir.

Bu değişiklik, yeni faturalandırma yöntemlerine gerek olup olmayacağı ve Avrupa Adalet Divanı’nın önceki içtihatını hükümsüz kılıp kılmayacağı sorularını beraberinde getirmiştir.

Fakat konuyla ilgili gerçek dava dosyaları Divanın önüne getirilene kadar, bu soruların kesin cevaplarını öğrenemek mümkün görünmüyor.

KDV Açığını Kapatmak İçin Alınan Önlemler

Avrupa Komisyonu’nun son raporuna göre Avrupa’daki KDV açığı yıllık 137 milyar € civarında ve bu tutar, bölge için beklenen KDV gelirinin %11,2’sine karşılık geliyor.

KDV açığının en çok göründüğü ülkeler ise; %37,89 ile Romanya, %33,6 ile Yunanistan ve %25,3 ile Litvanya.

Hindistan, Tayland, Vietnam ve Latin Amerika da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, KDV açığını kapatmak ve KDV sahtekarlığıyla mücadele etmek için farklı denetimleri uygulamaya alarak, yasal düzenlemeler getiriyor.

İtalya, Fransa ve Yunanistan gibi diğer Avrupa ülkelerinde de alınan önlemler, genellikle Avrupa Birliği KDV kurallarına aykırı. Örneğin İtalya’da ticari taraflar, kendi belirledikleri formatta (kâğıt veya elektronik olarak) fatura düzenleyebiliyorlar. Bu durum ise, 2006/112 KDV Direktifi’nde ortaya konan düzenlemelerle çelişiyor.

B2B ekosistemindeki işletmeler için bölünmüş ödeme sistemi; dönemsel KDV iadesini dolduran tedarikçilerin, tahsilat yaptıktan sonra vergi dairesine düzenli ödeme yapma zorunluluğu ile çelişiyor.

Bölünmüş KDV Ödeme Sistemi Nedir?

Bölünmüş ödeme sistemi, KDV tutarının ve vergi matrahının iki ayrı hesapta ödendiği alternatif bir KDV tahsilat sistemidir.

Bu sistemin dünyada farklı çeşitleri bulunmakla birlikte, genel olarak net tutar tedarikçinin ticari banka hesabına, KDV tutarı ise doğrudan KDV hesabı adı verilen tedarikçinin özel banka hesabına ödenmektedir.

Avrupa Komisyonu, bölünmüş ödeme sisteminin KDV tahsilat aracı olarak kullanılıp kullanılamayacağını ölçmek amacıyla, Aralık 2017’de yasal ve teknik olarak uygulanabilir senaryolar tasarladıkları bir çalışma yürüttü.

Bu çalışma sonucunda, bölünmüş ödeme sisteminin, KDV’yi tahsil ettikten sonra bunu vergi dairesine beyan etmeden ya da ödemeden kaybolma riskini ortadan kaldırdığı için KDV sahtekarlığıyla mücadele edebilecek yetkinlikte bir önlem olduğu sonucuna varıldı.

Bölünmüş ödeme sistemi; Avrupa’da KDV tahsilatı satıcı tarafından yapıldığından ve kayıtlı tacirlerin düzenli raporlamasına ve ödemesine dayandığından, AB’nin KDV düzenlemesinden farklılık gösteriyor.

Dolayısıyla bu çalışma sonucunda, bu sistemin faydasından çok zararı olduğuna dair güçlü bir kanıt bulunamadı ve geniş kapsamlı bölünmüş ödemenin, KDV açığında büyük düşüş sağlanmasına olanak sağlarken, idari maliyetleri de önemli ölçüde artıracağı ortaya çıkarıldı.

Bölünmüş Ödeme Sistemini Benimseyen Avrupa ülkeleri

AB Komisyonu’nun bölünmüş ödeme sisteminin önemi, faydaları ve mevzuat uyumluluğuna ilişkin endişelerine rağmen, bu mekanizma günümüzde pek çok ülke tarafından benimseniyor.

Bu mekanizmayı benimsemeyen ülkeler ise genellikle Avrupa dışındaki ülkeler. Örneğin;

Romanya’daki Bölünmüş KDV Ödeme Sistemi

Romanya; 1 Ocak 2018’den itibaren, vergi yükümlülüğü belirli bir sınırın üstünde olan vergi mükellefleri için bölünmüş ödeme sistemini zorunlu hale getirdi.

İlerleyen aylarda Avrupa Komisyonu Romanya’ya ilk resmi tebligat mektubunu göndererek onların bu alandaki KDV Direktifinden istisna tutulma taleplerini reddetti ve AB kurallarına uygun düzeltici önlemler alması için Romanya’ya süre tanındı.

Aralık 2019’da, Romanya Acil Durum Yönetmeliği No. 78/2019 ile detayları belirtilen ve 1 Şubat 2020’de uygulamaya alınması beklenen yasal önlemlerle, KDV bölünmüş ödeme sistemi yürürlükten kaldırıldı.

Romanya’daki Vergi Mükellefleri İçin Ne İfade Ediyor?

Bölünmüş ödeme sistemini uygulayan vergi mükelleflerine ait KDV hesaplarının kullanılabilir bakiyesi 1-11 Şubat 2020 tarihleri arasında otomatik olarak mevcut banka hesaplarına aktarılacak.

Vergi mükellefleri 23 Aralık 2019’dan itibaren bölünmüş KDV ödeme sistemine kaydedilmeyecek,

KDV hesabı, 1 Şubat 2020’ye kadar herhangi bir alacaklı tarafından icra takibine alınabilecek.

Romanya’da SAF-T Uygulamasının Geleceği

Bölünmüş ödeme sistemindeki gelişmelere rağmen, KDV tahsilatını artırmaya yönelik bakış açısını sürdüren Romanya’nın, SAF-T planlarına sadık kalması bekleniyor.

SAF-T raporlaması, büyük vergi mükelleflerine yönelik bir pilot uygulama ile Ocak 2020 itibarıyla Romanya’da uygulamaya alınacak.

SAF-T raporlama sistemine ise 2020 sonuna kadar tam olarak geçilmesi hedefleniyor.

Bu uygulama bölünmüş ödeme sisteminden farklı olduğundan ve yerel SAF-T uygulamaları ortak pazar kapsamına girmediği için, Avrupa Birliği’nin düzenleyebileceği bir konu olarak karşımıza çıkmıyor.

2019 yılı KDV için oldukça heyecan verici bir yıl oldu. Gelir arttırmak adına hükümetler üzerinde kurulan baskı göz önünde bulundurulduğunda, 2020 yılının da benzer şekilde yoğun geçeceği öngörülüyor.

KDV alanındaki manzara sürekli değişiklik gösterse de aşağıdaki trendler 2020 yılı ve sonrasında devam edecek.

Uzaktan Satış Yapanlar İçin KDV Yükümlülükleri

Uzaktan satış yapanlara uygulanan vergi tahsilatı ve havale yükümlülükleri dünya genelide ivme kazanmaya devam ediyor.

Avrupa Birliği üyesi devletlerin tamamı dahil olmak üzere, pek çok ülkede bu tür zorunluluklar çoktan yürürlüğe kondu ve bu sayı yakın gelecekte artmaya devam edecek.

Periyodik KDV İadelerinin Yükümsüzleştirilmesi

Periyodik KDV iadesi; KDV tahsilat yükümlülüklerini takip etmenin temel aracı olmaktan çıkarak, yerini karmaşık dijital raporlama planlarına bırakacak.

Aşağıda, dört ülkede vergi mükellefleri için getirilen yeni dijital KDV raporlama yükümlülüklerini bulabilirsiniz:

Bu listedeki dört ülkeden üçünün Romanya, İtalya ve Macaristan olması şaşırtıcı değil.

KDV gelirine kıyasla gelir kaybında % cinsinden en yüksek paya sahip AB ülkeleri listesinde, Romanya 1. sırada, İtalya 4. sırada ve Macaristan 7. sırada yer alıyor.

Benzer gelir kayıpları yaşayan ülkeler de KDV açıklarını kapatmak için büyük olasılıkla kendi raporlama düzenlemelerini getirecekler.

e-Fatura Uygulaması (B2B)

e-Fatura uygulaması, Latin Amerika’da ve Asya’nın bazı bölgelerinde KDV sahtekarlığıyla mücadele etmek için kullanılan bir araç olarak, İtalya’nın SDI platformu aracılığıyla Avrupa’da da yer edindi.

e-Fatura uygulaması teknik altyapı yatırımı gerektirmekle beraber; Brezilya, Meksika ve başka bölgelerde olduğu gibi, KDV gelirlerini arttırmak için farklı ülkelerde de uygulanacak.

AB üyesi devletlerin, B2B e-faturalamayı zorunlu hale getirmek için AB KDV Direktifinden derogasyon talep etmek zorunda olduğunu da belirtelim. Ancak İtalya’nın deneyimleri ve Fransa’nın duyurduğu planlar dikkate alındığında, derogasyon sürecinin caydırıcı olmayacağı öngörülüyor.

Sonuç

Hükümetler vergi mükellefi tabanını genişleterek ve vergi mükellefi yükümlülüklerini takip etmek için dijital kayıt tutma standartlarını uygulayarak KDV tahsilatındaki açıkları kapatmayı hedefliyor. İşletmelerin de kendi kaynak verilerinin hatasız olduğundan emin olması ve yeni yetki alanlarına açılırken üstlendikleri zorunlulukları anlaması gerekiyor.

19 Ekim 2019’da, Gelir İdaresi Başkanlığı(GİB) tarafından yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin (tebliğ) amacı elektronik belge uygulamalarında bütünlüğün sağlanmasıydı.

Bu tebliğ ile e-fatura, e-defterin etkilediği mükellef kapsamını da genişletildi;

E-fatura için;

E-defter için;

E-fatura ve e-defter sistemine yıl ortasında geçiş

E-fatura ve e-defter uygulaması zorunluluk kapsamına giren mükelleflerin izlemeleri gereken yol genel olarak aynıdır. Geçişin yapıldığı zaman diliminin yılın başı, ortası veya sonunda olması herhangi bir fark yaratmaz.
Yıl ortasında yapılacak e-defter geçişi için mükelleflerin; resmi defterlerini, e-deftere geçiş tarihine kadar muhasebecileri tarafından yazdırması ve kapanış tasdikiyile kapatması gerekir.

E-faturaya geçiş yapacak mükellefler ise, öncelikle Kamu Sertifikasyon Merkezi’nin (KSM) internet sitesinden mali mühür başvurusunda bulunulmalıdır. Başvurunun ardından, mali mühür mükelleflere posta yoluyla iletilir.
Mali mühür temin edildikten sonra, GİB’e başvurarak e-fatura geçiş süreci tamamlanır. E-fatura başvurusu tamamladıktan sonra ise sistemi kullanmak için üç farklı yol vardır:

GİB Portal ve Doğrudan Entegrasyon

GİB Portal, e-belge süreçlerinin temel fonksiyonlarının yönetilebildiği bir platformdur, saklama ve özelleştirme yapılamaz.
Yani e-fatura düzenlenebilir, gelen faturalar yönetilebilir ancak belge girişlerinde çok fazla manuel işlem uygulanır ve belgeleri on yıl saklama sorumluluğu tamamen firmaya verilir.

Doğrudan entegrasyon, firmaların kendi bilişim sistemleri yolu ve uygun bir yazılım ile e-belgelerini doğrudan başkanlığa iletmesidir. Bu yöntemlde saklama ve imzalama firma tarafından gerçekleştirilir. Bu yöntem ile GİB firmalara güncellemelerle uyumluluğun devamını gözetme ve sistemlerin sürekli ulaşılabilir olması gibi teknik sorumluluklar yükler.

Özel Entegratörler aracılığıyla e-fatura sistemi

Özel entegratörler aracılığıyla e-fatura uygulamasını kullanan mükellefler; fatura saklama sorumluluğunu özel entegratörlere devredebilir ve işlemlerini daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebilir.

Şirketler e-belge saklama sorumlulukları için özel entegratörleri kullanabilirler. Ayrıca kullanıcı deneyimi yüksek özelleştirilmiş portaller kullanabilir ve regülasyon güncellemeleri hakkında destek alabilirler.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Kağıt faturadan kurtulmanın zamanı geldi! e-Arşiv uygulaması sayesinde e-Fatura mükellefi olmayan kullanıcılara da elektronik ortamda fatura düzenlemek mümkün. Kağıt fatura kullanımını minimuma indiren bu düzenleme sayesinde firmalar faturalarını son kullanıcıya e-posta gibi elektronik yolla doğrudan gönderebilmekte.

Sizlerin de bildiği gibi e-Arşiv Fatura Uygulaması’na zorunlu geçiş 01.01.2019 tarihinde yapılacak. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in yayımladığı tebliğe göre e-Fatura kullanan tüm mükellefler, aracı hizmet sağlayıcıları ve internet reklamcılığı hizmet aracıları ile internet ortamında ilan yayınlayan mükellefler e-Arşiv Fatura Uygulaması’na 01.01.2019 tarihi itibariyle zorunlu geçiş yapacaklar.

Bu zorunluluğu getiren düzenleme birçok firmanın uygulamaya gönüllü dahil olması, kağıt belgelerin arşivlenmesi,  taranması gibi maliyetlerin ortadan kaldırılmasının yanısıra  kağıt tüketimini de azımsanmayacak ölçüde azalttı!

e-Arşiv Çözümü

e-Dönüşüm uygulamaları için ürettiği çözümlerle alanında öncü firma olan Sovos’un geliştirdiği e-Arşiv Fatura çözümü sayesinde SAP ekranlarından hiç çıkmadan e-Arşiv faturalarınızı oluşturabilir, geçmiş faturalarınıza erişebilir ve detaylı raporlar alabilirsiniz.

Sovos ailesi olarak ürettiğimiz çözümlerle uygulamanın teknik gereksinimlerini karşılarken, düzenlemeyle birlikte akıllarda oluşan soru işaretleri için yorumlarımızı da paylaşmaktayız. Bu noktada en çok karşılaştığımız sorulardan birkaçına aşağıdaki şekilde yorum getirebiliriz.

e-Arşiv Çözümü Sıkça Sorulan Sorular

e-Arşiv uygulamasının e-Faturadan farklılıkları nelerdir?

İki uygulama da elektronik ortamda fatura düzenlemeyi mümkün kılarken temelde bazı farklılıkları vardır. Bu farklılıkları şu şekilde sıralayabiliriz

e-Fatura

e-Arşiv

  • Sisteme kayıtlı mükellefler arasında düzenlenir.
  • Fatura gönderme ve alma şeklinde iki yönlü bir uygulamalıdır.
  • Faturanın gönderim sırasında UBL-TR formatına dönüştürülmesi zorunludur.
  • GİB’e bir e-Fatura raporu gönderilmez.
  • Faturayı sadece göndermeyi içerir, uygulamaya gelen e-Arşiv faturası söz konusu değildir. Tek yönlü bir uygulamadır.
  • Serbest format veya UBL-TR formatında düzenlenebilir.
  • GİB’e günlük olarak e-Arşiv Raporu gönderimi zorunludur.
  • e-Fatura sistemine kayıtlı olmayan mükelleflere düzenlenir.

e-Arşiv raporu nedir?

Son kullanıcıya gönderilen her bir faturanın bilgisini içeren ve GİB sistemine günlük gönderimi zorunlu olan bir rapordur. Sovos Foriba olarak geliştirdiğimiz çözümümüz sayesinde e-Arşiv raporlarınızı sizin için düzenleyip GİB sitemine gönderebilmekteyiz. SAP ekranlarından ayrılmadan gönderilen bu e-Arşiv raporlarının takibini yapabilirsiniz

e-Arşiv çıktısı irsaliye yerine kullanılabilir mi?

Gerekli koşullar sağlandığında e-Arşiv için oluşturulan çıktılar irsaliye yerine de kullanılabilmektedir. Bu durumda tekrar bir irsaliye düzenlenmesine gerek kalmamaktadır.Bu koşulları şu şekilde sıralayabiliriz;

Sovos e-Arşiv Fatura Çözümünden Faydalanarak Dijital Dönüşümün Bir Parçası Olmak İster misiniz?

Sovos deneyimi ile sektörel ihtiyaçlara göre düzenlenmiş fatura giriş ekranını kullanma fırsatı yakalayın. e-Arşiv Faturaya geçiş süreci hakkında bilgi almak için iletişime geçebilirsiniz!

Türk ticaret kanununa göre tutulması zorunlu ve defterde yer alması gereken bilgilerin tümünü kapsayan elektronik kayıtların bütününe e-Defter denilmektedir.

Yevmiye ve büyük defterler elektronik defter olarak tutulabilmektedir. Gerçek ve tüzel kişiler bu defteri tutabilir. e-Defter’e geçme şartları 2018 arasında bazı kriterler bulunmaktadır. Bu şartları yerine getiren herkes kolaylıkla bu uygulamaya geçebilir.

Bunun yanı sıra 10.08.2018 tarihinde yayımlanan bir taslak tebliğe göre;

Başkanlığımızca hazırlanan Vergi Usul Kanunu Tebliğ Taslağında; e-Fatura ve e-Defter uygulamalarına zorunlu olarak dahil olacak mükellef grupları yeniden belirlenmiş ve ayrıca e-Fatura sistemine kayıtlı kullanıcıların, ihracat faturaları ile yolcu beraberi eşya ihracı faturalarının e-Fatura olarak düzenleme zorunluluğunda olduğu gibi bavul ticareti kapsamında hali hazırda kağıt ortamda düzenlenmekte olan “Özel Fatura”ların da elektronik ortamda eFatura olarak düzenlenmesi zorunluluğuna ilişkin açıklamalar yer almaktadır. Söz konusu taslak ile zorunluluk kapsamını belirleyen 10 milyon TL’lik ciro sınırı 5 Milyon TL ye indirilerek kapsama yeni mükelleflerin dahil edilmesi ve bu suretle kağıt belge-defter düzenlemekten kaynaklanan mükelleflerimizin maliyetlerinde önemli tasarruflar sağlanması öngörülmektedir.

10 milyon TL’lik ciro sınırının düşürülmesi hakkında ise Birinci paragrafının (a) bendinde yer alan “2014” ifadesi “2017” olarak, “brüt satış hasılatı” ifadesi “brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı)” olarak, “10 Milyon TL” ifadesi ise “5 Milyon TL” olarak düzenlenmiştir”

Bunlar hakkında daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

e- Defter İle Düzenlemeleri Kimler Yapıyor?

e-Defter ile ilgili düzenlemeleri yapma yetkisi, Elektronik defter genel tebliğine göre, yevmiye defteri, envanter defteri, işletme defteri, elektronik ortamda dosyalama, saklama ve tutulması, defterin açılış ve kapanış onaylarının şekli ve bu defterlerin nasıl tutulacağı ile ilgili tüm yetki Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı yetkisindedir.

e-Defter Sisteminin Amacı Nedir?

Birçok faydası bulunan e-Defter sisteminin faydaları arasında e-dönüşüm sistemine uyum sağlaması açısından oldukça faydalıdır. Baskı, saklama ve onaylama maliyetlerini ortadan kaldırarak, onaylama yükümlülüklerinin elektronik araçlarla gerçekleştirilebilmesini sağlar.

İdari işlemleri yeni, yöntemler ile gerçekleştirmeye olanak sağlar.

Elektronik denetimin kolay ve hızlı yapılmasına zemin hazırlar ve aynı zamanda uluslararası ortak denetime olanak sağlar.

e-Defter uygulaması ve kullanımı ile ilgili tüm bilgi ve detaylar hakkında size yardımcı olan firma bu konuda başından sonuna kadar sorunsuz olarak destek sağlamaktadır.

e-Defter Uygulamasının Faydaları

e-Defter uygulamasına geçen işletmeler kırtasiye ve muhasebe giderini azaltarak büyük ölçüde bütçe maliyetlerini azaltır. Arşivleme işlemi ile uğraşılmadığından yerden ve zamandan tasarruf oluşturur. İstediğiniz evraka daha kolay ulaşmanız açısından ticari kolaylık oluşturur. Noterde defter tasdik işlemi gibi işler ile uğraşılmamış olunur. Ayrıca en önemlisi kağıt israfını büyük ölçüde önleyerek gereksiz ağaç kesiminin önlenmesine ve ekolojik sistemin dengesini korumaya yardımcı olursunuz. Bu sitem ile hem zamanınız hem de paranız size kalır.