Suudi Arabistan Zekât ve Vergi Genel Müdürlüğü’nün (GAZT) daha önce yayımladığı “E-Fatura Yönetmeliği Hükümlerinin Uygulanmasına Yönelik Kontroller, Gereklilikler, Teknik Özellikler ve Usul Kuralları” başlıklı taslak kurallar, yaklaşan e-fatura zorunluluğu için teknik ve usul gerekliliklerini ve kontrolleri tanımlamayı amaçlıyordu. GAZT kısa süre önce Suudi Arabistan’daki e-fatura kurallarının taslağına son halini verdi ve yayınladı.
Bu arada, Zekât ve Vergi Genel Müdürlüğü (GAZT) ile Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün birleşerek Suudi Arabistan Zekat, Vergi ve Gümrük Kurumu’nu (ZATCA) oluşturması nedeniyle vergi dairesinin adı değişti.
Nihai hale getirilen kurallar, ikinci aşamanın uygulamaya geçiş tarihinin 1 Haziran 2022’den 1 Ocak 2023’e değiştirilmesini de içeriyor. İkinci aşama için B2C (basitleştirilmiş) faturaların vergi dairesinin platformuna bildirilmesi için zaman sınırını açıkladılar.
Nihai kurallara göre, Suudi Arabistan e-fatura sistemi iki ana aşamadan oluşacak.
Suudi Arabistan E-Fatura Sistemi: İlk Aşama
İlk aşama 4 Aralık 2021’de başlıyor ve tüm yerleşik vergi mükelleflerinin e-fatura ve elektronik notlar (alacak ve borç notları) oluşturmasını, değiştirmesini ve saklamasını gerektiriyor.
Nihai kurallar, işletmelerin e-faturaları ve ilgili notları yapılandırılmış bir elektronik formatta oluşturmaları gerektiğini belirtiyor. PDF veya Word formatındaki veriler bu nedenle e-fatura değildir. İlk aşama belirli bir elektronik format gerektirmemektedir. Ancak, bu tür fatura ve notlar gerekli tüm bilgileri içermelidir. İlk aşama, B2C faturalarının bir QR kodu içermesini gerektiriyor.
İlk aşama için e-fatura çözümlerine yönelik bir dizi yasaklanmış işlev vardır:
Kontrolsüz erişim
Faturaların ve kayıtların tahrif edilmesi
Çoklu fatura dizileri
Suudi Arabistan E-Fatura Sistemi: İkinci Aşama
İkinci aşama, vergi mükelleflerinin ZATCA’ya elektronik notlara ek olarak e-fatura iletmeleri için ek gereklilik getirecektir.
Nihai kurallar, ikinci aşamanın 1 Ocak 2023’te başlayacağını ve farklı aşamalarda uygulanacağını belirtmektedir. B2B faturalar için bir takas rejimi öngörülürken, B2C faturaların düzenlendikten sonraki 24 saat içinde vergi dairesi platformuna bildirilmesi gerekmektedir.
İkinci aşama gerekliliklerinin bir sonucu olarak, Suudi e-fatura sistemi 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren CTC e-fatura sistemi olarak sınıflandırılacaktır. Tüm e-faturalar UBL tabanlı XML formatında düzenlenmelidir. Vergi faturaları XML veya PDF/A-3 (gömülü XML ile) formatında dağıtılabilir. Vergi mükellefleri basitleştirilmiş faturaları dağıtmalıdır (örn. B2C) kağıt formunda.
İkinci aşamada, uyumlu bir e-fatura çözümü aşağıdaki özelliklere sahip olmalıdır:
Fatura sıra numarasına ek olarak Evrensel Benzersiz Tanımlayıcı (UUID) oluşturulması
Düzenlenen her fatura ve elektronik not için artan, kurcalamaya dayanıklı fatura sayacı
Mükelleflerin e-faturaları ve elektronik notları kaydetmelerini ve bunları dahili ve harici arşivde arşivlemelerini sağlayan bazı işlevler içerir
Her bir e-fatura veya elektronik senet için kriptografik damga oluşturulması
Oluşturulan her e-fatura veya elektronik not için bir hash oluşturma
QR kodu oluşturma
İkinci aşama, ilk aşamada belirtilen gerekliliklerin yanı sıra e-fatura çözümleri için ek yasaklanmış işlevler de getirecektir:
Zaman değişimi
Damgalama anahtarının ihracatı
Suudi Arabistan’ın e-fatura sistemi için sırada ne var?
Nihai kuralların yayınlanmasının ardından ZATCA, sektördeki ilgili paydaşları bilgilendirmek üzere çalıştaylar düzenliyor.
Bu noktada bazı ayrıntılar belirsizliğini koruyor, ancak Suudi yetkililer e-fatura sisteminin uygulanmasına ilişkin uzun vadeli hedeflerin iletişiminin yanı sıra açık belgeler sunma ve her aşama için yayınlanan belgelere ilişkin geri bildirim fırsatları sağlama konusunda çok başarılı oldular. Yakın gelecekte gerekli rehberliğin sağlanmasını bekliyoruz.
Türkiye Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) e-fatura ve e-arşiv faturalarının iptal ve itiraz bildirim işlemlerine ilişkin yeni kılavuzlar yayımladı. “e-Fatura Uygulaması İptal, İhtar/İtiraz Bildirim Kılavuzu” ve “e-Arşiv Uygulamaları (e-Arşiv Fatura, e-SMM) İptal, İhtar/İtiraz Bildirim Kılavuzu” olmak üzere iki kılavuzda güncelleme yapıldı.
Güncellenen kılavuzlar, e-fatura ve e-arşiv faturalarına yapılacak itirazlar ve bunların GİB’e bildirimlerine ilişkin yeni prosedürler konusunda vergi mükelleflerini bilgilendirmeyi amaçlıyor. Değişen itiraz prosedürü ile birlikte e-arşiv uygulamasının şemasında da değişikliğe gidildi. Henüz bir değişiklik yapılmamış olsa da yakın gelecekte e-fatura uygulamasının şemasında da değişikliğe gidilmesi söz konusu olabilir. Güncellenen kılavuzlarda düzenlenen e-fatura ve e-arşiv faturalarına yapılacak itirazlar için GİB portalının kullanılabileceği belirtildi.
Güncellenen kılavuzlar neden önemli?
Temmuz 2021’den itibaren elektronik ortamda düzenlenen belgeler, BA (Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu) ve BS (Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu) formlarda belirtilmeyecek. BA ve BS formları, toplam fatura tutarının 5.000 TL ve üzeri olduğu durumlarda düzenlenen veya alınan faturaların periyodik olarak raporlanması amacıyla oluşturulur. Tüm limited ve anonim şirketler, bildirimde bulunmaları gereken faturalar olmasa bile bu formları oluşturup GİB’e göndermekle yükümlüdür.
Kısa süre önce GİB, elektronik olarak düzenlenen belgelerin BA ve BS formlarında gösterilmeyeceğini ve bunun yerine denetim (e-fatura) ve raporlama (e-arşiv) sürecinde doğrudan GİB’e raporlanacağını belirten yeni bir kanun hükmü yayımladı. Elektronik olarak düzenlenen faturalara ait verilerin gerçek zamanlı olarak GİB’e gönderildiği göz önüne alındığında, mükellefler BA ve BS formları aracılığıyla elektronik düzenlenen faturaların bildirimini yapmaktan kurtarılarak ilgili verilerin yalnızca bir kez toplu şekilde alınacağı daha verimli bir sistem oluşturuluyor.
Mevcut durumda e-belgeler yukarıda belirtilen formlarda belirtilmeyecek. Ancak, GİB’in her bir mükellefe ait doğru fatura bilgilerine sahip olabilmesi için mükelleflerin, nihai faturaların hangileri olduğunu bildirmesi ve gönderilen veriler değerlendirilirken itiraz veya iptal edilen belgelerin dikkate alınmaması gerekiyor.
İptal süreci halihazırda GİB’in temel e-fatura ve e-arşiv portalı üzerinden gerçekleştiriliyor olsa da, dışarıdan yapılan itiraz talepleri (noter, taahhütlü mektup veya kayıtlı e-posta sistemi aracılığıyla) düşünüldüğünde GİB, tüm itirazları görebilme imkanına sahip değildir. Dolayısıyla bu durum, GİB’in (itiraz nedeniyle) iptal edilen bir belgeyi düzenlenmiş olarak kabul etmesi ve vergi mükelleflerinin kayıtları ile GİB’in vergi tahsilatı için kabul ettiği veriler arasında tutarsızlıklara yol açması riskine neden olabilmekteydi.
Bu nedenle artık mükellefler, kayıtları ile BA ve BS formları arasında herhangi bir tutarsızlık olmaması için itiraz taleplerini GİB’e bildirmekle yükümlüler. Uygulamanın nihai amacı, gelecekte BA ve BS formlarının GİB tarafından tamamen otomatik şekilde doldurulmasıdır.
Yeni süreç nasıl işliyor?
Türk Ticaret Kanunu’na göre itiraz veya iptal taleplerinin sekiz gün içinde yapılması gerekiyor. Alıcı ve satıcılar, GİB sistemi dışında yapılması gereken (noter, taahhütlü mektup veya kayıtlı e-posta sistemi aracılığıyla) ve GİB sistemine kaydedilmesi gereken itiraz talebinde bulunabilirler.
E-arşiv uygulaması için ise satıcıların itiraz talebini GİB’e bildirebilecekleri iki yol bulunuyor. Bunun için isterlerse (otomatik olarak) e-arşiv uygulamasını kullanabilir, isterlerse de itiraz taleplerini GİB’in portal sistemine girebilirler. Alıcılar, GİB portalından bu talepleri görebilir ve zorunlu olmamakla birlikte, isterlerse yanıt verebilirler. e-Serbest Meslek Makbuzlarına (e-SMM) iliskin itiraz bildirimleri de e-arşiv uygulaması üzerinden yapıldığı için aynı itiraz kuralları bunlar için de geçerlidir.
E-fatura uygulamasında herhangi bir değişiklik olmadığı için satıcıların veya alıcıların e-fatura uygulamalarını kullanarak GİB’e bildirimde bulunmaları mümkün değil. Mevcut durumda e-fatura itirazlarını yalnızca GİB portal sistemi üzerinden GİB’e bildirebiliyor. Mükellefler de itiraz taleplerine sadece portal sistemi üzerinden cevap verebiliyor.
Sırada ne var?
Her ne kadar GİB, iptal ve itiraz taleplerinin dijitalleştirilmesine yönelik bir adım atmış olsa da, bu işlemlerin otomatik olarak gerçekleştirilmesinin bir yolu yok. Dijitalleştirilen itiraz sürecinin ülkede hayata geçirilmesinden önce, yetkililerin süreci otomatikleştirmeye ve geçerli mevzuatı yürürlüğe koymaya veya değiştirmeye yönelik daha sofistike bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor.
Sonlanması Öngörülen ve Yeni Başlayacak Teşviklerden Haberdar Olun
Çalışan sayısında herhangi bir sınırlama olmaksızın, küçük ve büyük ölçekli tüm işletmeler her ay sigortalı çalışanları için yatırdığı sigorta priminde teşvik, destek ve indirimden faydalanarak personel maliyetlerinden tasarruf edebilirler.
Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında geçtiğimiz yıl özel şirketlere birçok destek sağlayan SGK, 2021 yılında da yeni teşvikler oluşturarak desteklerini sürdürüyor. Bazı Teşvikler ise sonlandırılıyor; bu teşviklerden yararlanmak için son fırsatı kaçırmayın.
Firmaların yararlanmaya devam edeceği ve yeni başlayacak teşvikleri anlattığımız webinarımızın kaydını izleyebilirsiniz.
Ajanda:
Hangi Teşvikler Ne Zaman Sonlanacak?
Kısa Çalışma Ödeneği ve Nakit Ücret Desteği Sürelerinde Uzatma Olacak Mı?
2020 yılının Türkiye için dijital dönüşümün artacağı bir yıl olması öngörülürken, Covid-19 salgını ile geçen süreçte, dijitalleşmede 10 yılda görülmesi beklenen gelişmeler son bir yıl içinde gerçekleşmiştir.
Bu kapsamda şirketler bir yandan zorunlu e-belge kullanımına geçerken bir yandan da dijital dönüşüm kapsamında e-belge uygulamalarını gönüllü olarak kullanmaya başlamıştır. Salgın nedeniyle e-ticaret sektöründe yaşanan yoğunluk ve ilgi nedeniyle de e-belge kullanımında ciddi oranda bir artış görülmektedir. Şirketlerin, e-dönüşüm uygulamalarının özellikle zaman, maliyet ve iş gücü açısından verimliliği artırdığını keşfetmesiyle e-belge türlerine olan talep ciddi oranda artmaya devam etmektedir.
Dijital Dönüşüm 2021’de de Hız Kesmeyecek
2021 yılı içerisinde GİB tarafından regülasyon değişikliği ile açıklandığı üzere mevcut uygulamaların kapsamları genişletilmiştir. Bu doğrultuda “E-Fatura Uygulamasına Geçiş Zorunluluğu” kapsamına Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayan sağlık hizmeti sunucuları ile medikal malzeme ve ilaç/etken madde temin eden tüm mükellefler dahil edilmiştir. Bunun yanı sıra e-döviz alım satım belgesinin (E-Dasb) kapsamı da genişletilmiştir. E-adisyon ile ilgili eşik sınırının ve zaman çizelgelerinin ise GİB tarafından ilan edilmesi beklenmektedir. E-gider pusulası, zorunlu belgeler kapsamına dahil olmasa da önümüzdeki yıllarda kullanım alanı artabilecek e-belge türleri arasında yer aldığı söylenebilir.
Dijitalleşmenin artan etkisi
Dijitalleşmenin artan etkisiyle şirketlerin, zorunluluk kapsamında ya da tamamen gönüllü olarak iş süreçlerinde dijital dönüşüme yöneleceği öngörülmektedir. Verginin günden güne dijitalleşmesi ise şirketleri dijital dönüşüme uyum sağlamaya iten bir güç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Şirketler vergilendirme, işlem uyumu için sürekli kontrol, vergi raporlama ve vergiye ilişkin daha pek çok konuda eksiksiz ve bağlantılı çözümlere erişmek için servis sağlayıcıları ile iş birliğini tercih etmektedir. Dijital dönüşüm şirketlere zaman, maliyet ve iş gücü açısından verimlilikte artış getirirken, global servis sağlayıcılarını çözüm ortağı olarak seçen şirketler hem yurt dışında hem de yurt içinde faaliyet gösterdikleri alanlarda daha avantajlı konuma gelmektedir.
Harekete Geçin
Dijital dönüşümde 2021 yılı sonuna kadar beklenen değişiklikleri ve bu değişikliklerin şirketler üzerindeki olası etkilerini Satış Direktörümüz Ali Bulut Vision 2021 yayınında ele aldı. Detaylara hemen ulaşın.
Vergi Usul Kanunu kapsamında 509 sayılı Genel Tebliğ’de yapılan değişikliğe göre sağlık hizmeti sunucuları ile medikal malzeme ve ilaç ya da etken madde temin eden tüm mükelleflerin 1 Temmuz 2021 tarihi itibarıyla e-Fatura uygulamasına geçeceği açıklandı.
Sağlık sektöründe e-fatura ve e-arşiv fatura uygulamalarına geçiş zorunluluğunun kapsamı
Resmî gazetede yayımlanan ve yürürlüğe girecek olan uygulama Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayan sağlık hizmeti sunucularını, medikal malzemelerin yanı sıra ilaç, etken madde temin eden tüm mükellefleri kapsayacak.
Bu kapsamda;
Hastaneler, tıp merkezleri, dal merkezleri, diyaliz merkezleri
Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı diğer özelleşmiş tedavi merkezleri
Tedavi merkezleri, tanı, tetkik ve görüntüleme merkezleri
Laboratuvarlar, eczaneler, tıbbi cihaz ve malzeme tedarikçileri
Beşerî tıbbi ürün sunan veya üreten özel hukuk tüzel kişileri ve bunların tüzel kişiliği olmayan şubeleri, ecza depoları vb. kuruluşlar dahil olacak.
Sağlık sektöründe e-fatura ve e-arşiv fatura uygulamalarına geçiş süreci
Bu kapsamda kuruluşlar 1 Temmuz’dan itibaren e-fatura uygulamasına geçecek. Bu tarihten sonra Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayan kuruluşların ise SGK’ya fatura düzenlemeye başlamadan önce e-fatura uygulamasına geçmeleri gerekecek.
1 Ocak 2020’den sonra e-Fatura uygulamasına dahil olanlar ise e-Fatura uygulamasına geçilen tarihte e-arşiv faturaya geçmek zorunda olduğundan, belirtilen kuruluşların 1 Temmuz´da e-arşiv faturaya da geçmesi gerekmektedir.
E-fatura ve e-arşiv fatura geçişinin sağlık sektörüne katkısı
Dijitalleşme süreci, Covid-19 salgını ile özellikle sağlık sektörlerinde artan fiziksel teması en aza indirgeyecek. Bunun yanı sıra kuruluşların fiziki belge hazırlama ve depolama yükünü de azaltacak.
Diğer yandan SGK’ya fatura kesen kurumlar için de elektronik fatura ve e-arşiv fatura uygulamaları ile faturaya dair tüm süreçlerin elektronik ortama taşınması sayesinde ödeme, tahsilat gibi işlemler daha hızlı ve verimli hale gelecek.
Elektronik faturalama sürecini GİB Portal üzerinden veya özel entegratör aracılığıyla yürüten kurumlar, belgelere kolay erişim, verimlilik ve süreklilik gibi faydalara erişebilecek.
Kurumlar için en büyük gider kalemlerinden biri olan çalışan maaşları, net ücret üzerinden hesaplansa da, SGK ve vergi eklemeleri ile birlikte ele alındığında ön görülenden yüksek meblağlara ulaşabilir.
Çalışan Maliyeti Hesaplanması
Çalışan maliyetinin hesaplanmasındaki ilk kalem, brüt ücrettir. Brüt ücret; net maaş, gelir vergisi, damga vergisi ve işsizlik ve SGK işçi primlerinin toplanmasıyla elde edilmektedir.
Ancak, çalışanın kuruma maliyeti, sadece brüt ücret olmamaktadır. Firmanın bir çalışan için ödediği miktar, SGK işveren payı ve brüt maaşın toplanması ile elde edilir.
İşsizlik primleri ve SGK, tavan ve taban meblağları arasında hesaplanır:
SGK primleri; %20,5 işveren pirimi, %14 işçi payı uygulanarak toplamda %34,5 olarak uygulanır. İşsizlik primleri; %2 işveren pirimi, %1 işçi payı uygulanarak toplamda %3 olarak hesaplanır.
Toplamda %22,5 işveren pirimi, %15 işçi payı olduğunda; sonuç olarak toplamda %37,5 oran uygulanır.
Kurumlar, sunulan teşviklerden yararlanarak, personel sayılarını arttırırken aynı zamanda çalışanlarına ait maliyetlerden tasarruf sağlayabilmektedir.
Şirketler eğer tüm personel bildirgelerini zamanında gönderirlerse ve SGK’ya ödemeleri gereken prim, idari para cezası aynı zamanda şirketlerin bunlara ilişkin gecikme zammı ve gecikme cezası bulunmuyorsa; bildirgeyi gönderirken 5510 sayılı kanunu seçmeleri önem arz etmektedir.
Bu kapsamda dikkat edilmesi gereken başlıklar şu şekildedir:
Çalıştırılan sigortalı işçiler için aylık olarak düzenlenen hizmet ve prim belgelerinin, yasal süreler göz önünde bulundurularak SGK’ya verilmesi
Tüm sigortalıların sigorta primlerinin, sigorta hisselerince belirlenen tutarına karşılık gelecek şekilde hazineden karşılanamayan ve dolayısıyla işverenin kendisine ait olan tutarın yasal süre içinde ödenmesi
SGK, idari ceza, prim, gecikme cezaları ve gecikme borç zammının bulunmaması gereklidir.
6111 Sayılı Sigorta Prim Teşviki
6111 Sayılı Sigorta Prim Teşviki şirketlerin son 6 aydaki ortalama çalışan sayısına göre hesaplanmaktadır. Kurumların bu teşvikten faydalanması için şu koşullara sahip olması gerekir:
Eğer sigortalı 18 yaşından büyük ise,
Son 6 aydır işsiz ise,
Ortalama sigortalı sayısına ilave olarak çalıştırılıyorsa,
Yasal ödeme süresi geçmiş SGK borcu bulunmaması
İşbaşı Eğitim Programı Teşviki
İşbaşı Eğitim Programı’nı tamamlayan çalışanların, eğitim aldıkları meslekte, programı tamamladıkları tarihten itibaren 3 ay içerisinde, ortalama çalışan sayısına ilave olarak istihdam oluştuysa, SGK işveren payları İşsizlik Sigortası Fonu tarafından karşılanmaktadır.
7103 Sayılı Kanun Gelir Vergisi Stopaj Teşviki
Kurumların bu teşvikten faydalanması için şartlar şu şekildedir:
1/1/2018 ila 31/12/2020 tarihleri arasında işe alınmış olması,
Türkiye İş Kurumu’na kayıtlı işsiz olması,
İşe alındıkları aydan önceki üç ayda toplam 10 günden fazla 4/1-a, b, c Ek-6 ve Ek-9. madde kapsamında sigortalı olmamaları,
Özel sektör işvereni olması,
Sigortalının işe alındığı yıldan bir önceki takvim yılında işe alındığı işyerinden Kuruma bildirilen APHB’de kayıtlı sigortalı sayısının ortalamasına ilave olarak çalıştırılması,
APHB’nin yasal süresi içinde Kuruma verilmesi,
Tahakkuk eden primlerin yasal süresi içinde ödenmesi,
Yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması,
Çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı yönünde herhangi bir tespitin bulunmaması,
İhale konusu iş üstlenilmemiş olması, şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Harekete Geçin
Personel maliyetinden tasarruf etmenizi sağlayarak işletmenizin kalkınmasına katkıda bulunan Sovos SGK Teşvik çözümümüz ile geçmiş dönem teşviklerinizi eksiksiz hesaplayarak, SGK beyannamelerinizi düşürebilirsiniz.
Her geçen gün gündelik hayatımızdaki yerini genişleten dijitalleşme, Covid-19 etkisi ile geçerlilik alanını iyice artırmış durumda.
Dijital dönüşüm sayesinde verimliliğini artırmak isteyen şirketler, gelişen vergi teknolojilerini iş süreçlerine dâhil ederek kaynaklarını daha etkin kullanıyor.
Şirketler e-fatura zorunluluk kapsamında olmasalar da e-belge uygulamalarını operasyonel süreçlerinin bir parçası olarak zaman, maliyet ve kaynaklardan tasarruf etmek için kullanıyorlar.
Sovos Türkiye Satış Direktörü Ali Bulut e-dönüşümün verimliliğe katkılarını değerlendirdi.
E-dönüşüme duyulan ihtiyaç
E-dönüşüm Türkiye için yeni bir kavram değil. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından düzenli olarak yayımlanan yeni regülasyonlarla e-dönüşüm yolculuğu sürekli olarak gelişiyor ve yaygınlaşıyor.
Yeni e-belge türleri zorunluluk kapsamına girdikçe ve işletmeler gönüllü ya da zorunlu şekilde e-belge kullanmaya başladıkça, e-dönüşüm hızla yayılmaya devam ediyor.
E-dönüşümün dünyada ortaya çıkışı vergi kayıplarının önlenmesine, vergi denetim ve kontrollerin artırılmasına dayanıyor. Yıllar içinde geldiğimiz noktada e-dönüşüm, devletlerin vergi otoritelerine sağladığı faydanın yanı sıra şirketler için de önemli bir fayda sağlıyor: Verimlilik.
Şirketler için verimlilik ve e-dönüşüm
Verimliliği arttırmak, her ölçekteki şirket için başlıca hedeflerden birisidir. Beyaz ve mavi yakalı çalışanların yanında ‘metal yakalılar’ da artık iş süreçlerine eklendi. Dijital dünyanın hızına yetişmek ve teknolojiyi şirketin faydaları doğrultusunda yönlendirebilmek için robotlardan, yapay zekâya dayalı çözümlerden ve akıllı teknolojilerden yararlanmak kaçınılmaz.
Şirket performansı üzerindeki doğrudan etkisi nedeniyle birçok şirket avantajlarından yararlanmak için gönüllü olarak e-dönüşüme geçmeyi tercih ediyor. Rakiplerinin önüne geçmek, fark yaratmak, iş hacmini ve performansını geliştirmek isteyen şirketler hızla e-dönüşüme yöneldi.
İlerleyen süreçte e-dönüşüm uygulamalarının hem daha da çeşitleneceğini hem de yaygınlaşacağı öngörülüyor. Vergi otoritelerinin açıklayacağı yeni regülasyonlarla e-belgelerin kapsamı uygulama ve mükellefler açısından genişleyecektir.
Henüz e-dönüşüm ile tanışmamış şirketlerin de iş süreçlerinde zaman, maliyet ve iş gücü verimliliklerini artırmaları için e-dönüşüm talepleri artarak devam edecektir.
Harekete Geçin
Türkiye’nin Dijital Vergi Dönüşüm Yolculuğu e-kitabımızı indirerek Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin e-dönüşüm gereksinimleri hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Bu sene de 2020 yılı gibi vergi mükelleflerinin çeşitli e-belgelere zorunlu geçiş yaptığı bir yıl oluyor. Oldukça iddialı dijital vergi dönüşüm planına sahip olan Türkiye, belirli aralıkla yayımladığı tebliğ ve kurallarla dijital dönüşüm sürecini kesintisiz devam ettiriyor.
Vergi mükelleflerinin en güncel değişikliklerden haberdar olabilmek adına yeterli zaman ve kaynak ayırmaları gerekiyor fakat bu yoğun iş takvimleri içerisinde her zaman mümkün olamayabiliyor.
Gerekli tüm bu bilgilere değinerek E-Dönüşüm uygulamalarındaki son güncellemeleri ve vergi mükelleflerinin dikkat etmeleri gereken kuralları webinarımızda anlattık.
Ajanda:
Türkiye’nin E-Dönüşüm Yolculuğu
Tebliğ Değişikliğinin Getirdiği Yenilikler ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Dijitalleşmeyi erken benimseyen ülkelerden biri olan Türkiye, KDV kontrolünün kapsamını genişletiyor. Türkiye, KDV uygulamasını daha etkin hale getirmek için işletmelerden gerçek zamanlı finansal veri toplama konusunda ülke olarak başarılı oldu.
Bu gelişme, dijital vergi dönüşümünde yeni gereksinimler doğuruyor.
Dijital vergi ortamının bu sürekli değişen ve gelişen ortamında ilerlemek, Türkiye’de ticari faaliyet yürüten şirketler için zorlayıcı olabiliyor.
Bu e-kitapta neler bulacaksınız:
Global sürekli işlem denetimi güncellemeleri
Türkiye’nin dijital vergi kontrolü dönüşümündeki ilerlemesi
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde değişiklik yapılmasına dair yayımlanan Tebliğe göre gelecek beklentilerinin değerlendirilmesi
E-Ii̇tabi İndi̇ri̇n
Global sürekli işlem denetimleri
Gerçek zamanlı denetim modeli, ilk olarak 21.yüzyılın başlarında Latin Amerika’da başladı. Türkiye bu modeli on yıl sonra benimsedi. CTC sistemleri, gerçek zamanlı veya gerçek zamanlıya yakın dijital raporlama ve e-fatura uyumluluğu için bir gereklilik.
Türkiye’nin dijital vergi yolculuğu
E-fatura sistemi, Türkiye’ye 2012 gibi erken bir tarihte geldi. 2012’den bu yana e-fatura zorunluluğu, dijital vergi dönüşümünü hızlandırmak için uygulamaya konan yeni zorunluluklarla birlikte kademeli olarak gelişti.
GİB ise dijital vergi kontrolü uygulamalarında yaptığı yeniliklere devam ediyor. 9 Şubat 2021’de 509 no ́lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde değişiklik yapılmasına dair yayımlanan Tebliğ ile mevcut regülasyonlara bazı değişiklikler getirildi:
E-dönüşüm uygulamalarından biri: E-Gider Pusulası
2022 için şimdiden hazırlık: E-Döviz Alım Satım Belgesi
Yeni bir belge türü: E-Adisyon
E-dönüşümde devrim Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi
Kovid-19 salgının ekonomi üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri azaltmak ve faaliyetleri sekteye uğrayan özel sektörü desteklemek için 2020 içinde geliştirilen teşvik ve destek paketlerinin benzerleri 2021’de de sürüyor. Sağlanan destekler sayesinde işyerlerinin maliyetleri azalırken, istihdamın korunması ve artırılması için de katkı oluşturuluyor.
SGK, Normalleşme Teşviki ile İstihdama Dönüş ve Artı İstihdam prim destekleriyle özel sektör için 2021 yılında da önemli katkılar oluşturmaya devam ediyor. SGK, sağladığı teşviklerle Kovid-19 salgınından önemli derecede olumsuz etkilenen özel sektörü güçlendirirken sigortalı çalışanlara da desteklerini sürdürüyor.
7252 Normalleşme Teşviki
Kovid-19 ile mücadele kapsamında sağlanan önemli desteklerden biri de Normalleşme Teşviki. Bu destekten yararlanan işyerlerinde sigortalılar için Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) ve Nakdi Ücret Desteği (NÜD) uygulamaları sonlanmış olur. Nakdi ücret desteği 2021 yılı tutarı 39,24 * 1,2156 = 47,70 TL şeklinde hesaplanır.
1 Temmuz 2020 tarihi öncesinde kısa çalışmaya başvurmuş olan işverenler, normal çalışmaya geçtikten sonra ihtiyaç duyulması durumunda çalışanlarını yeniden kısa çalışmaya geçirebilirler. Bunun için sigortalının kısa çalışmaya başvurulan ilk listede yer alması yeterli olur. Bu durumda, 1 Temmuz 2020 tarihi öncesinde kısa çalışma listesinde yer alan sigortalılar uzatılan dönemlerde de kısa çalışmadan yararlandırılabilir.
Bu çerçevede, Normalleşme Teşviki kapsamında işlem gören bir sigortalının, tekrardan KÇÖ ya da NÜD uygulamasından yararlanmaya başlaması durumunda teşvik durdurulur. Bu durumda sigortalı KÇÖ ya da NÜD almaya başlar. Sigortalının KÇÖ veya NÜD uygulaması tekrar sona erdiğinde sigortalı kalan süre kadar Normalleşme Teşviki’nden yararlandırılabilir. Normalleşme Teşviki KÇÖ ya da NÜD uygulamalarının sonlandırıldığı ayı takip eden aydan itibaren başlatılır ve 6 ay boyunca uygulanabilir.
Diğer taraftan, Normalleşme Teşviki’nden yararlandırılmada KÇÖ veya NÜD uygulamalarının sonlandırılması veya yeniden uygulanmaya başlanması durumları sigortalı bazında dikkate alınmaktadır. Bu teşvikten yararlanmak için;
1 Temmuz 2020 tarihinden önce kısa çalışma başvurusunun olması gereklidir.
KÇÖ’den yararlanan sigortalılardan dolayı başvuru yapılabilir.
İşyerindeki kısa çalışmanın sona erdirilmesi ve haftalık normal çalışma sürelerine dönülmüş olması gerekir.
Kısa çalışmanın sona erdiği tarihi takip eden aydan itibaren 6 ay süreyle verilir.
Her bir ay için sağlanacak teşvik, sigortalının KÇÖ aldığı aylık ortalama gün sayısını geçemez.
NÜD uygulaması olan işverenlerin, 1 Temmuz 2020 tarihinden önce NÜD başvurularının olması gerekir.
NÜD’den yararlanan sigortalılardan dolayı başvuru yapılabilir.
Sigortalının NÜD uygulamasının sona erdirilip haftalık normal çalışma süresine dönmüş olması gerekmektedir.
Kısa çalışmanın sona erdirildiği tarihi takip eden aydan itibaren 6 ay süreyle verilecektir.
Her bir ay için sağlanacak teşvik, sigortalının NÜD aldığı aylık ortalama gün sayısını geçemez.
Sosyal güvenlik destek primine tâbi (emekli) çalışanlar, ev hizmetlerinde çalışanlar ve yurt dışında çalışanlar bu teşvikten yararlanamazlar.
17256 İstihdama Dönüş Prim Desteği
7256 sayılı kanunun 12. maddesi ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen geçici 27. madde ile getirilen ve “İstihdama Dönüş Prim Desteği” olarak da adlandırılan 17256 sayılı kanun kapsamında işverenlere 2021 yılı için prim ödeme gün sayısının günlük 44,15 TL ile çarpımı sonucu bulunan tutar olan 44,15 * 1,2156 = 53,67 TL kadar destek verilecektir.
4447 sayılı kanunun geçici 27. maddesinin yürürlüğe girdiği 1 Aralık 2020 tarihinden itibaren 4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici 10. maddesinde yer alan fesih yapılamayacak süreyi geçmemek üzere her ay prim desteğinden yararlanılacaktır. İstihdama Dönüş Prim Desteği’nden yararlanmak isteyen işyerlerinin aşağıdaki koşulları yerine getirmesi beklenir.
1 Ocak 2019 ile 17 Nisan 2020 tarihleri arasındaki dönemde iş veya hizmet sözleşmesinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler dışında sona ermesi (29 kodu hariç) veya hizmetleri SGK’ya bildirilmeksizin 1 Aralık 2020 tarihi itibariyle istihdam edilmeye devam edilmesi şartı aranmaktadır.
İş sözleşmelerinin sona erdiği ya da halihazırda çalışmakta oldukları en son özel sektör işyeri işverenine 1 Aralık 2020 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasında başvuruda bulunulması gerekmektedir. Ayrıca sigortalıların 1-31 Aralık 2020 içinde işe alınmış olmaları gerekir.
Söz konusu prim desteğinden özel sektördeki işyerleri yararlanır ve başvurular bu işyerleri üzerinden yapılır. Sigortalının işe başvurduğu tarih itibariyle sosyal güvenlik kuruluşlarından emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanmamış olması ve yabancı ülke vatandaşı olmaması gerekmektedir.
Destekten yararlanılan sigortalı sayısının yarısı kadar sigortalının her birinin ayrı ayrı olmak üzere destek süresinin sona ermesinden itibaren, bu sigortalıların destekten yararlandıkları ortalama süre kadar fiilen çalıştırılması gerekmektedir.
27256 Artı İstihdam Prim Desteği Teşviki
2019 Ocak ve 2020 Nisan dönemlerine ait aylık prim hizmet belgelerinde, en az sigortalı bildirilen aydaki çalışan sayısına ilave olarak veya 17 Nisan 2020 tarihinden sonra ilk defa SGK kapsamına alınan ya da daha önce tescil edildiği halde 2019 Ocak ve 2020 Nisan dönemlerinde sigortalı çalıştırılmaması nedeniyle aylık prim hizmet belgesi vermeyen işyerlerinde 1 Aralık 2020 tarihinden itibaren işe alınanların fiilen çalıştırılmaları halinde işverenlere Artı İstihdam Prim Desteği Teşviki sağlanacaktır.
27256 teşviki 2021 yılı tutarı 44,15 * 1,2156 = 53,67 TL olarak hesaplanır. Bu teşvikten yararlanmak için;
Sigortalıların 1 Aralık 2020 ile 4857 sayılı kanunun geçici 10. maddesinde yer alan fesih yapılamayacak sürenin son günü arasında işe alınmış olması gerekir.
Sigortalının 1 Ekim 2020 tarihi itibariyle SGK’ya verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı olmaması şartı aranır.
Sigortalının işe giriş tarihi itibariyle sosyal güvenlik destek primine tâbi çalışmaması, yaşlılık aylığı almaması ve yabancı olmaması zorunludur.
Sigortalının fiilen çalıştırılması ve özel sektör işyerine bağlı olması gerekir.
Sigortalının 2019 Ocak ile 2020 Nisan aylarında/dönemlerinde, kuruma uzun vadeli sigorta kollarına (MYÖ) tâbi olarak en az sayıda bildirim yapılan aydaki/dönemdeki sigortalı sayısına ilave olarak çalıştırılması zorunluluk kapsamındadır.
Destekten yararlanılan sigortalı sayısının yarısı kadar sigortalının her birinin ayrı ayrı olmak üzere, destek süresinin sona ermesinden itibaren, destekten yararlandıkları ortalama süre kadar fiilen çalıştırılması gerekmektedir.
Yararlanabileceğiniz SGK Teşviklerini anlattığımız blog serimizin 1. bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Harekete Geçin
Personel maliyetinden tasarruf etmenizi sağlayarak işletmenizin kalkınmasına katkıda bulunan Sovos SGK Teşvik çözümümüz ile geçmiş dönem teşviklerinizi eksiksiz hesaplayarak, SGK beyannamelerinizi düşürebilirsiniz.
SGK teşvikleri, şirketlerin maliyetlerinden tasarruf sağlarken istihdamı arttırmaları açısından da önemli bir rol oynuyor. SGK, uyguladığı istihdam teşvikleriyle özel sektöre maliyet desteği sunarken istihdamın artması için de olumlu katkıda bulunuyor.
2020 yılı içerisinde çeşitli istihdam teşvikleri açıklayan SGK, Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında istihdamın korunması ve artırılması için destekler sağlamıştı. 2021 yılında da SGK istihdam teşvikleri sağlamaya devam ediyor.
Söz konusu istihdam teşviki 1 Ocak 2018 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasında işe alınan sigortalılar için kullanılacak. İlave istihdam teşvikinden faydalanmak için bu tarihler arasında işe alınan sigortalının İŞKUR’a kayıtlı işsiz olması gerekiyor.
Teşvikten yararlanmak için gereken diğer şartlar ise şu şekilde:
Son üç aylık dönemde, 10 günden fazla sigortalı bildirilmemiş olması gerekiyor.
Bir önceki takvim yılında bildirilen sigortalı sayısına ilave olmalı.
Destek tutarı hesabında sigortalı ve işveren hissesi primleri dikkate alınacak.
İmalat ve bilişim sektöründe destek tutarı, sigortalının bildirilen prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanır. Ancak destek tutarı, günlük brüt asgari ücret ve sigortalının prim ödeme gün sayısının hesaplanması sonucu bulunacak tutarı geçemez.
Diğer sektörlerde destek tutarı, brüt asgari ücret (prime esas kazanç alt sınırı) üzerinden hesaplanır.
1 Ocak 2018 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasında kanun kapsamına alınan işyerleri ve daha önce tescil edildiği halde ortalama sigortalı sayısının hesaplandığı yılda sigortalı çalıştırılmaması nedeniyle beyanname vermeyen işyerleri, 1 Ocak 2018 tarihinden sonra ilk defa sigortalı bildiriminde bulunulan ayı takip eden üçüncü aya ilişkin aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinden itibaren bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen süre kadar bu destekten yararlandırılır.
Bu istihdam teşviki kapsamından 2017 yılında sigortalı sayısı ortalaması 1 ila 3 olan, imalat sektöründe faaliyet gösteren işyerleri faydalanır. Teşvikten yararlanmak için gerekli diğer koşullar ise;
İlgili işyerlerinin ustalık belgesine sahip olması,
İşe alınan işçinin, son 3 aylık dönemde 10 günden fazla sigorta girişi bildirilmemiş olması,
Bir önceki takvim yılında bildirilen sigortalı sayısına ilave yapılması.
İşsizlik Ödeneği Alanlara Teşvik
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 50. maddesi kapsamında yayımlanan genelge uyarınca; kapsama giren sigortalı için, işsizlik ödeneğine hak kazandığı süre boyunca kısa vadeli sigorta primlerinin %1’i ile, uzun vadeli sigorta primleri ve genel sağlık sigortası priminin tamamı, kalan işsizlik ödeneği süresince İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacaktır.
Bu teşvikten yararlanmak isteyen işyerleri;
Primlerini yasal süresi içinde ödemekle yükümlüdür.
Aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresinde vermelidir.
Sigortalıları, işe alındığı tarihten önceki son altı aylık dönemde kuruma bildirilen sigortalı sayısının ortalamasına ilave olarak çalıştırmalıdır
6111 Sayılı Genç, Kadın ve Mesleki Belge Sahibi Olanların İstihdamına Yönelik Teşvik (Geçici 10. Madde)
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 10. maddesine göre ilan edilen genelge uyarınca, özel sektör işverenleri için 1 Mart 2011 ve 31 Aralık 2020 tarihleri arasında işe aldıkları sigortalıların sigorta primi işveren payının tamamı, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacaktır.
Teşvikten yararlanmak isteyen işyerlerinde şu şartlar aranıyor:
Aylık prim ve hizmet belgesi kuruma yasal süresinde verilmiş olmalı. Primler yasal süresi içinde ödenmeli ve kayıt dışı sigortalı çalıştırılmamalıdır.
Şirketlerin borcu varsa, bu borçlar yapılandırılmış veya taksitlendirilmiş olmalıdır. Prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme zammı ve ceza borcu bulunmamalıdır.
Yararlanma süreleri erkeklere ve kadınlara, sahip olunan belgelere ve yaşa göre değişmektedir.
6645 Sayılı Mesleki Eğitim Alanlara İlave İstihdam Teşviki
Bu teşvikten yararlanmak isteyen şirketlerin 6 aylık çalışan sayısına ilave istihdam oluşturması ve Munzam Sandıklarına (sadece özel sektör işverenlerine) tâbi çalışanları işe alması gerekmektedir.
Türkiye İş Kurumu tarafından 31 Aralık 2018 tarihine kadar başlatılan işbaşı eğitim programlarını tamamlayanları, üç ay içinde işe alan özel sektör işverenlerine işe aldıkları sigortalılar için, sigorta primine esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak sigorta primi işveren payının tamamının İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmasına imkân sağlanmıştır. Yararlanma süreleri işbaşı eğitim programının başladığı tarih ve sektörlere göre 30 ila 48 ay arasında değişmektedir.
Bu teşvik kapsamında gerekli diğer koşullar şu şekilde:
Ay içinde giriş çıkış olan aynı çalışanın, emekli vb. şekilde ortalamaya bir çalışan olarak alınması gerekir.
Ek ve iptal bildirgelerde çalışan sayısı ortalama kontrolü yapılmalıdır.
“Yeni Form Oluşturma” işleminin yapılması gerekmektedir.
Mesleki Yeterlilik Belgesi ve İşkur Kursiyerlerine ek süre şartı aranır.
Her çalışan teşvikten bir kez yararlanabilir. Nakil nedeniyle teşvikten yararlanma hakları ortadan kalkmaktadır.
Aynı anda birden fazla teşvik hakkı varsa maliyet karşılaştırılması yapılır.
İşbaşı Eğitim Teşviki
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 15. maddesi kapsamında yayımlanan genelge uyarınca; Türkiye İş Kurumu tarafından 31 Aralık 2017 tarihine kadar başlatılan işbaşı eğitim programlarını tamamlayanları üç ay içinde işe alan özel sektör işverenlerine, işe aldıkları çalışanlarının sigorta primi işveren payının tamamını İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacaktır.
Engelli Sigortalı İstihdamına Yönelik Teşvik
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 30. Maddesi kapsamında hazırlanan genelgeye göre özel sektöre ait işyerlerinde çalıştırılan engelli sigortalıların, sigorta primi işveren hisselerinin tamamı Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanacaktır.
Bu teşvikten yararlanmak isteyenlerin engelli sigortalı çalıştırmaları, aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süreleri içinde vermeleri ve primlerini ödemeleri gerekmektedir.
Sosyal Hizmet Modellerinden Yararlanan Çocukların İstihdamına Dair Teşvik
Özel sektörde istihdam edilen 2828 sayılı kanunun Ek 1. maddesi kapsamında olan sigortalılar için, prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi, kısa vadeli sigorta kolları primi ve genel sağlık sigortası primi, sigortalı ve işveren hissesi primlerinin tamamı ile işsizlik sigortası primi, sigortalı ve işveren hissesinin tamamı sigortalının işe giriş tarihinden itibaren 5 yıl süre ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanır.
Bu teşvik kapsamında;
Aylık prim hizmet belgelerinin yasal süresi içinde SGK’ya bildirilmesi ve söz konusu işyerlerinin özel sektöre ait olması gerekmektedir.
Tahakkuk eden sigorta primlerinin yasal süresinde ödenmesi gerekir.
Vadesi geçmiş sigorta primi ve işsizlik sigorta prim borcunun bulunmaması zorunludur.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sosyal hizmet modelinden yararlanan çocuklardan, haklarında korunma veya bakım tedbir kararı alınmış olup fasılalı olarak geçen yararlanma süreleri dahil 2 yıldan az olmamak üzere reşit olduğu tarih itibariyle yararlanmaya devam edenlerin istihdam edilmeleri gerekmektedir.
Yararlanabileceğiniz SGK Teşviklerini anlattığımız blog serimizin 3. bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Harekete Geçin
Personel maliyetinden tasarruf etmenizi sağlayarak işletmenizin kalkınmasına katkıda bulunan Sovos SGK Teşvik çözümümüz ile geçmiş dönem teşviklerinizi eksiksiz hesaplayarak, SGK beyannamelerinizi düşürebilirsiniz.
Tüm e-dönüşüm projelerinin yönetim sürecinde, kapsam ve kaynaklar belirlendikten sonra proje planlaması yapılır ve buna uygun tahmini proje bitiş tarihi belirlenir. Ancak söz konusu regülasyon uyum projeleri olduğunda, çoğu zaman ilk belirlenen husus projenin bitiş tarihi oluyor.
Son teslim tarihini ileten resmî kurumlar, kapsamın da büyük çoğunluğunu belirlemiş oluyor. Birçok mükellef de bu sürecin doğru, kendi iş süreciyle uyumlu ve en önemlisi zamanında yapılmasını sağlamak için özel bir entegratörle çalışmayı tercih ediyor.
Özel Entegratörler Proje Yönetimine Nasıl Yardımcı Olur?
Entegratörler, süreci yönetmek için mükellef ile resmî kurumlarının gereksinimleri veya yaptırımları, entegratör tarafından, mükellefin iş sürecine entegre olacak şekilde tasarlanmalıdır. Bu noktada devreye giren özel entegratörler, sürecin tarafların önceliklerine uyumlu olarak ilerlemesini sağlamak için gerekli tasarımı yapmakta ve projedeki toplam iş dağılım yapısını kurgulamaktadır.
Özel entegratörler, ters planlama olarak adlandırılan yöntem ile ayrıntılı bir proje zaman çizelgesi oluşturur. Buradaki başarının anahtarı, kapsamı doğru tanımlamak ve iş listesini net bir şekilde belirlemektir. Doğru iş listesini belirleyebilmek için ise konu hakkında bütünsel bilgiye sahip, tecrübeli, olası sorunları daha önce deneyimlemiş ve çözüm önerilerini planlamaya dahil edebilecek bir özel entegratör ile çalışmak önemlidir.
Canlı kullanıma geçiş tarihi belirlenmiş projelerin yönetiminde, projedeki riskleri minimize etmek için, özel entegratörler bir planlama modeli hazırlarlar. Bu model, uygun kaynakları, yüksek öngörüyle hazırlanmış iş listesini, her görev için belirlenmiş olan net sorumlulukları ve her bir görev için dahil olan tüm süreçleri içermelidir. Belirlenmiş olan son canlı geçiş tarihine ulaşabilmek için detaylı planlanan bu model üzerinde entegratör ve mükellef birlikte çalışmalıdır.
Bu aşamada gerçekleşebilecek olası aksaklıklar nedeniyle, iş listesinde önceliklendirmeler yapmak ve belirli süreçleri teslim tarihinden sonrasına planlamak gerekli olabilir. Projedeki karar verici paydaşların projeye sık sık dahil edilmesi, istenmeyen olası aksaklıkları engeller ve daha hızlı bir onay süreci sağlar. Ayrıca zaman çizelgesinde olası risklerin önceden giderilebilmesi için, planda boşluklar bırakmak gerekebilir. Bu tavsiyelerin bazıları tüm projeler için gerekli olsa da canlı kullanıma geçiş tarihi belirlenmiş projeler için ayrıca önem arz eder.
E- Dönüşüm Projelerinin Zamanında Tamamlanmasını Sağlamak İçin Öneriler:
Projeyi mümkün olduğunca erken başlatın ve teslim tarihinden önce bitirmeyi hedefleyin.
Ayrıntılı bir proje planı ve iş listesi oluşturun.
Tecrübeli bir özel entegratör ile çalışın ve onların önerilerini / yorumlarını dikkate alın.
Proje boyunca, projedeki bütün paydaşlarla iletişim kurun ve erken uyarı sistemi oluşturun.
Olası riskleri önceden belirleyin ve bu riskleri aktif olarak gözlemleyin.
Karar vericileri proje hakkında sık sık bilgilendirin ve gerektiğinde hızlı karar vermelerini sağlayın.
Projenin bitiş tarihini göz önünde bulundurarak kapsamlı bir test aşaması uygulayın.
SGK teşvikleri birçok şirketin personel maliyetlerinden tasarruf ederek kazancını artırdığı önemli bir yoldur. Çalışan sayısında herhangi bir sınırlama olmaksızın, küçük ve büyük ölçekli tüm işletmeler her ay sigortalı çalışanları için yatırdığı sigorta priminde teşvik, destek ve indirimden faydalanarak personel maliyetlerinden tasarruf edebilirler.
Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında geçtiğimiz yıl özel şirketlere birçok destek sağlayan SGK 2021 yılında da yeni teşvikler oluşturarak desteklerini sürdürüyor.
Yurtdışına götürülen ya da gönderilen sigortalılar için teşvik
5510 sayılı kanunun 81. maddesi kapsamında yayımlanan genelgeye göre yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere, yurt içinden götürülen ya da gönderilen sigortalılar için uygulanan teşvik kapsamında genel sağlık sigortası primleri işveren hissesinin 5 puanlık kısmı Hazine tarafından karşılanmaktadır.
Söz konusu teşvikten yararlanmak için;
Aylık prim ve hizmet belgesi kuruma yasal süresinde verilmiş olmalı ve primler yasal süresi içinde ödenmelidir.
Prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme zammı ve cezası borcu bulunmamalıdır.
Borç varsa, bu borçlar yapılandırılmış veya taksitlendirilmiş olmalı ve yapılandırılmış ya da taksitlendirilmiş borçların zamanında ve düzenli bir şekilde ödenmesine devam edilmelidir.
Kayıt dışı sigortalı çalıştırılmamalı ve sahte sigortalı bildiriminde bulunulmamalıdır.
Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına yönelik teşvik
Özel sektör işverenleri 5510 sayılı kanunun 81. maddesi kapsamında yayımlanan genelgeye göre sigortalı çalışanlarının prime esas kazancı üzerinden hesaplanan malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinin işveren hissesinde 5 puanlık indirimden yararlanır.
Söz konusu teşvik kapsamında başvuruda bulunurken;
Aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içinde verilmiş olması ve primlerin yasal süresinde ödenmesi gerekmektedir.
Prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme zammı ve cezası borcu bulunmamalıdır.
Borç varsa, bu borçlar yapılandırılmış veya taksitlendirilmiş olmalıdır. Yapılandırılmış ya da taksitlendirilmiş borçların zamanında ve düzenli bir şekilde ödenmesi gerekir.
Şirketler sahte sigortalı bildiriminde bulunmamalı ve kayıt dışı sigortalı çalıştırmamalıdır.
İlave 6 puanlık indirim
5510 sayılı kanunun 81. maddesi kapsamında yayımlanan genelgelerde ilan edilen 51 il ile Bozcaada ve Gökçeada ilçelerinde faaliyet gösteren özel sektör işverenleri için öncelikle prime esas kazanç üst sınırına kadar olan kazançlar üzerinden hesaplanacak malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinde 5 puanlık indirim sağlanacaktır.
Ardından prime esas kazanç alt sınırına kadar olan kazançlar üzerinden hesaplanan malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinde 6 puanlık indirim daha uygulanacaktır. 5 puanlık indirim SPEK üzerinden, ilave 6 puanlık indirim ise asgari ücret üzerinden hesaplanmaktadır.
Aylık prim ve hizmet belgelerinin zamanında verilmesi ve primlerin yasal süresi içinde ödenmesi gerekir.
Türkiye genelinde prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme zammı ve cezası borcu bulunamaz.
Borç bulunması durumunda, yapılandırılmış veya taksitlendirilmiş olma şartı aranır. Söz konusu borçların zamanında ve düzenli bir şekilde ödenmesi gerekmektedir.
İşverenlerin kayıt dışı sigortalı çalıştırmaması ve sahte sigortalı bildiriminde bulunmaması gerekir.
Yatırımlarda devlet yardımları hakkındaki teşvik
5510 sayılı kanunun Ek 2. maddesi kapsamında yayımlanan genelgeler uyarınca, kanun kapsamında koşulların sağlandığı belirlenen illerde, işveren hisseleri ile birlikte sigortalı hisselerinin tamamına kadar olan kısmı Ekonomi Bakanlığı bütçesinden karşılanacak.
Söz konusu teşvikten yararlanmak isteyen işyerlerinin;
Aylık prim ve hizmet belgelerini kuruma yasal süresinde vermeleri ve primlerini yasal süresi içinde ödemeleri gerekir.
Türkiye genelinde prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme zammı ve cezası borcu olmamalıdır.
Ekonomi Bakanlığı’nca düzenlenen teşvik belgesini almış olmaları gerekmektedir.
Borçlu olma durumunda, borçlarını yapılandırmış veya taksitlendirmiş olmakla birlikte bu borçları zamanında ve düzenli bir şekilde ödemelidir.
Gemi yatırımları hariç teşvik belgesi tamamlama vizesini yapmış olması gerekir.
Kayıt dışı sigortalı çalıştırmamaları, sahte sigortalı bildiriminde bulunmamaları zorunluluk kapsamındadır.
Kültür Yatırımları Teşviki
5225 sayılı kanunun 5. maddesi kapsamında yayımlanan genelgeye göre, Kültür Yatırım Belgesi almış olan işyerlerinde fiilen çalışan sigortalıların sigorta primi işveren hissesinin 3 yıl boyunca %50’si, Kültür Girişim Belgesi almış işyerlerinde fiilen çalışan sigortalıların ise sigorta primi işveren hissesinin 7 yıl boyunca %25’i, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından karşılanacaktır. Bu destekten yararlanmak için;
Aylık prim ve hizmet belgeleri yasal süresinde verilmiş olmalı ve ilgili işyeri kurumlar vergisi mükellefi olmalı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan kültür yatırım veya girişim belgesi alınmış olmalıdır.
Türkiye genelinde yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu olmamalı; varsa da ilgili kanunların öngördüğü şekilde yapılandırılmış olmalıdır.
AR-GE (Araştırma, Geliştirme ve Girişimleri) Teşviki
5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un 3. maddesi kapsamında ilan edilen genelgeye göre, Ar-Ge/Tasarım ve destek personeli ile 4691 sayılı kanununun geçici 2. maddesi uyarınca ücreti gelir vergisinden muaf olan personelin; sigorta primi işveren hissesinin yarısı, 31 Aralık 2023 tarihine kadar Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanacaktır. Bu teşvikten yararlanmak isteyen işyerlerinin;
Aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresinde vermeleri ve primlerini ödemiş olmaları gerekmektedir.
Sigortalı çalışanlarının fiilen çalışması ve Ar-Ge/Tasarım personeli veya Ar-Ge personel sayısının %10’u aşılmamak kaydıyla destek personeli ya da 4691 sayılı kanun uyarınca ücreti gelir vergisinden istisna tutulmuş personel çalıştırmaları gerekir.
Yararlanabileceğiniz SGK Teşviklerini anlattığımız blog serimizin 2. bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Harekete Geçin
Personel maliyetinden tasarruf etmenizi sağlayarak işletmenizin kalkınmasına katkıda bulunan Sovos SGK Teşvik çözümümüz ile geçmiş dönem teşviklerinizi eksiksiz hesaplayarak, SGK beyannamelerinizi düşürebilirsiniz.
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), Temmuz 2020 tarihinde mevcut e-belge regülasyonlarında yapılan çeşitli değişiklikleri içeren bir Tebliğ Taslağı yayımladı. Bu Taslak Tebliğ´de öngörülen gelişmeler bazı farklılıklar ile 9 Şubat 2021’de 509 no´lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde değişiklik yapılmasına dair Tebliğ olarak yürürlüğe girdi.
Gerçekleştirilen değişikliklerin son versiyonlarını tüm detayları ile inceledik.
Sağlık hizmetleri sağlayıcılarına e-fatura ve e-arşiv fatura zorunluluğu
E-fatura ve e-arşiv faturalarının düzenlemesi, sağlık hizmetleri sağlayan kurumlar için (eczaneler, hastaneler, tıbbi ürün tedarikçileri, gözlükçüler, laboratuvarlar, vb.) zorunlu hale gelecek. Bu yükümlülüğün zorunlu olarak uygulanması için son tarih ise 1 Temmuz 2021.
E-Arşiv faturaları özel bir entegratör kullanılarak düzenlenebilecek
Tutarı 5.000/30.000 TL’nin üzerinde olan faturaların GİB portalı kullanılarak e-arşiv faturası olarak düzenlenmesi zaten zorunlu hale getirilmişti. Yapılan son değişiklikler ile birlikte, vergi mükellefleri e-arşiv faturalarını artık özel bir entegratör kullanarak düzenleyebilecek.
E-Adisyon düzenlenmesi zorunluluğu
Taslak Tebliğ ile birlikte e-adisyon adlı yeni bir elektronik belge türü tanıtılmıştı. Bu belge, adisyonların eskiden kâğıt olarak düzenlendiği masada servis yapan işletmeler için (restoran, bar ve kafeler gibi) zorunlu bir belgedir. Cirolarına bağlı olarak, bu tür işletmeler için e-adisyon artık zorunlu hale geldi. Belge ile ilgili eşik sınırı ve zaman çizelgeleri ise ileri bir tarihte GİB tarafından ilan edilecek.
Tebliğ Taslağında öngörülmemesine rağmen, son Tebliğ ile e-dasb’ın kapsamına ilişkin bir başka gelişme tanıtıldı. Teknik koşulların henüz yayımlanmaması nedeniyle bu e-belge türüne dair hala bazı boşluklar olsa da bankaların e-dasb’ın mevcut kapsamına dahil olduğu ve belgenin henüz zorunlu hale gelmediği açıkça görülmektedir.
GİB uyarınca vergi mükelleflerinin re’sen kaydı
Vergi mükellefleri, kendileri için zorunlu olan e-belgeler için GİB sistemine kayıtlı değilse; GİB, zorunlu belge uygulamaları nedeniyle vergi mükellefleri için kullanıcı hesapları oluşturacak.
İptal/itiraz, ihtar ve ihbar bildirimleri elektronik ortamda yapılabiliyor
Vergi mükelleflerinin, e-belgelere ilişkin iptal/itiraz veya ihbar işlemleri her zaman elektronik ortamda gerçekleştirilemiyordu. Bunun yerine, genellikle bu işlemler GİB sisteminde olmayan tedarikçiye noter tasdikli bir belge iletilmesi ile yürütülüyordu. GİB, uçtan uca bir elektronik sürece sahip olmak için bu uygulamayı değiştirmeye karar verdi; uygulama kullanıma sunulduğunda, bu faaliyetlerin e-belgeler için elektronik olarak gerçekleştirilmesi mümkün olacak.
Türkiye oldukça iddialı bir dijital dönüşüm planına sahip. Yetkililer de her çeyrekte yeni kurallar koyarak hedeflere emin adımlarla ilerleme konusunda tereddüt etmiyor. Böylesine zorlu bir regülasyon ortamında ilgili kurallara uyumlu kalabilmek için vergi mükellefleri, en güncel değişikliklerden haberdar olmak adına yeterli zaman ve kaynak ayırmalıdır.
Harekete Geçin
E-dönüşüm uygulamarındaki son güncellemelere ve vergi mükelleflerinin dikkat etmeleri gereken kurallara yönelik detaylı bilgi almak için webinarımızın kaydını izleyebilirsiniz: E-Dönüşüm: 2021 Neler Getirecek?
Sovos Türkiye, işverenlere can suyu olan SGK teşvikleri hakkında çalışmalarına devam ediyor.
Satış Direktörü Ali Bulut, istihdam teşviklerinden maksimum oranda yararlanmanın yollarını ve bu teşviklerin Türk iş dünyasına katkısını tüm detayları 26 Şubat 2021 Cuma günü saat 12:00’da Bloomberg HT’de anlattı.
Kullanıcılarının finansal ve muhasebe süreçlerini dijital ortama taşıyan ve dünya çapında 16.500+ işletmeye hizmetlerini ulaştıran Sovos, ‘İstihdam Teşvikleri’ Etkinliğini düzenledi.
Hangi konuları ele alındı?
Mevcut İstihdam Teşvikleri Nelerdir?
Optimum SGK Teşvik Nasıl Hesaplanır?
Bordrolama Hizmetleri, İşbaşı Eğitim, Bordro ve SGK Denetimi
Ajanda
Kayıt ve İkramlar
Açılış Konuşması
Kemal Sakin ile Mevcut İstihdam Teşvikleri
Serkan Kesim ile Bordrolama Hizmetleri, İşbaşı Eğitim Bordro ve SGK Denetimi
Ara / Networking
Ali Bulut ile Optimum SGK Teşvik Hesaplama
Söyleşi
Soru-Cevap Oturumu
Türkiye’nin en büyük şirketleri, dünya çapında 13.000’den fazla işletmeye kurumsal yazılım ve entegrasyon hizmetleri ulaştıran Sovos ile Wyndham Grand Levent’te buluştu!
İçinde bulunduğumuz e-dönüşüm ve dijital vergi çağında regülatif zorunluluklar gün geçtikçe çoğalıyor. 01.07.2020 tarihi itibariyle yıllık cirosu 25 Milyon TL olan tüm işletmeler, elektronik İrsaliye uygulamasına zorunlu geçiş yaptı. Sovos SAP e-İrsaliye paketinin işletmenize nasıl katkı sağlayacağına dair aklınızda hiç soru kalmasın.
Uzman çözüm ekibimiz ile Satış Direktörümüz, sizlerden gelen soruları yanıtladı.
Hangi konular anlatıldı?
Tüm detayları ile e-irsaliye regülasyonu
GİB’in ve işletmelerin e-irsaliye uygulamasına yaklaşımları
Yayımlanan son taslak tebliğe ilişkin detaylar
Ajanda
Kayıt ve İkramlar
Açılış Konuşması
Sovos Müşteri Yönetimi
Panel – Sovos Müşteri Başarısı (3M, Mey Diageo)
Ara / Networking
Erdinç Aysu & Tamer Taşdelen ile E-İrsaliye
Soru-Cevap Oturumu
*Etkinliğimiz SAP ERP programı kullanıcısı olan şirketlere yönelik olup katılım tamamen ücretsizdir.
Dijitalleşmenin her geçen gün artması şirketlerin farklı gelişim alanlarına yönelmelerini sağlıyor. Verimlilik ise şirketlerin geliştirmek istediği konuların başında yer alıyor. Dijital dönüşüm sayesinde verimliliği artırmak isteyen şirketler gelişen vergi teknolojilerini iş süreçlerine dahil ederek kaynaklarını daha etkin kullanıyor.
Verimliliğin Artması Şirketlere Ne Gibi Kazanımlar Sağlıyor?
Şirketlerin temel faaliyetlerini yerine getirirken kalitenin artırılması ve sürdürülebilirliğin sağlanması için verimlilik hayati öneme sahip. Üretkenliğin artması, süreçlerin hızlanması ve insan kaynağının etkin kullanımı için verimliliğin artırılması çok önemlidir.
Dijital dönüşümle birlikte gelişen vergi teknolojileri şirketlerin 3 temel konuda verimliliklerini artırmalarını sağlıyor.
Zaman Tasarrufu: Vergi teknolojileri işlerin daha hızlı sonuçlandırılmasını sağlar. Takip ve kontrol gibi tüm süreçler daha kısa sürede yapılırken zamandan önemli ölçüde tasarruf sağlanır. Şirketler zamanı daha etkin kullanır ve temel faaliyetlerine daha çok yoğunlaşabilir.
Maliyet Tasarrufu: Vergi teknolojileri sayesinde zamandan tasarruf sağlanırken vakit kaybına yol açan iş süreçleri de azalacağından maliyetten de tasarruf sağlanır. Verginin dijitalleşmesi israfın önüne geçer ve kontrolü arttırdığı için gelir kayıplarını da azaltır.
Verimli İş Gücü: İş yoğunlukları artan şirketler vergi teknolojileri ile kapasitelerini daha verimli kullanır. Dijital dönüşüm öncesine göre aynı sürede yapılabilen iş miktarı artarak şirketlerde daha etkin performans yönetimi sağlanır.
E-Belge Kullanımının Şirketlerin Verimliliğine Etkisi
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) 19 Ekim 2019 tarihinde yayımladığı Genel Tebliğ ile e-dönüşüm uygulamalarının kapsamını genişletirken 2020 yılı Türkiye için e-belge kullanımlarının arttığı bir yıl oldu. Zorunlu geçişlerin yanında gönüllü olarak da e-belge kullanımına geçen birçok şirket var.
Verimlilik açısından şirketlere önemli avantajlar sağlayan e-belgeler ve bu dijital dönüşümün şirketlere getirdiği faydalar şu şekildedir:
E-defter uygulaması sayesinde denetim süreçlerinde doğru veriye ulaşma süresi kısalır.
Noter onay süreçlerinden kaynaklanan maliyet ve zaman kaybı azalır.
Vergisel süreçlere uyumluluk artar.
Diğer E-Belgeler
E-serbest meslek makbuzu ve e-müstahsil makbuzu gibi zorunluluk kapsamında yer alan e-belgelerin yanında, kullanımı zorunlu olmasa da önümüzdeki yıllarda kullanım alanı artabilecek, e-gider pusulası, e-bilet, e-sigorta komisyon gider belgesi, e-sigorta poliçesi, e-döviz alım satım belgesi ve e-dekont gibi e-belgeler, faaliyet alanlarına göre şirketlerin zaman, maliyet ve iş gücü açısından verimliliğini artırmasını sağlar