Yunanistan Maliye Bakanlığı, 28 Haziran 2021’de myDATA zorunluluğunun 2021’in sonbaharına ertelendiğini duyurdu. Erteleme kararı, pandeminin işletmeler ve tüm ülke üzerindeki olumsuz mali etkisi nedeniyle alındı.

Aşamalı hayata geçiş süreci Eylül 2021’de başlayacak ve Kasım 2021’de tamamlanacak. Geçmiş verilerin (myDATA canlıya geçiş tarihine kadar yayınlanan veriler) 2022 Mart ayının sonuna kadar geriye dönük olarak raporlanması gerekiyor.

Gelir bilgilerinin raporlanacağı tarihler aşağıdaki şekilde belirlendi:

POS perakende verilerinin raporlanması için:

myDATA programıyla birlikte, Yunanistan’da vergi mükelleflerinin üzerinde idari bir yük olarak görülen dönemlik fatura raporu verme gerekliliğinin (συγκεντρωτικές καταστάσεις πελατών – προμηθευτών) ortadan kalkması bekleniyor. IAPR, aşamalı olarak hayata geçirilecek olan yeni plan sayesinde vergi mükelleflerinin yeni sürekli işlem kontrol sistemine hazırlanmak için yeterli zaman kazanacağını umuyor.

 

Harekete Geçin

Yakında uygulamaya girecek olan myDATA gereklilikleri konusunda işletmenizin hazırlanmasına nasıl yardımcı olabileceğimizi öğrenmek için bize ulaşın. Düzenlemeler ve son gelişmeler için LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Türkiye’de 2010 yılında başlayan e-dönüşüm hikâyesi, 2012’de sistematik bir şekilde ilerlemeye geçti. İlk olarak 1 Ocak 2012’de e-defter zorunluluğuyla başlayan süreç, günümüzde e-belgelerin kapsamının geliştirilmesiyle hız kesmeden sürmektedir. Türkiye’de e-dönüşüm sürecini yöneten Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) vergisel dijital dönüşümü şirketlere benimsetme konusunda önemli bir rol üstlenerek vergi süreçlerinin takibinde başarılı bir denetim modeli oluşturdu. 2012 yılından bu yana sürekli olarak belgelerin elektronikleştirilmesi ve e-belgelerin kullanma zorunluluğu da bu süreci hızlandırdı. 

E-dönüşümde güncel gelişmeler ve beklentiler 

Yaşanan gelişmeler neticesinde GİB çeşitli e-belge türlerinde yeniden düzenlemeye giderek kapsamları genişletti. Bu belgeler aşağıdaki gibidir: 

 E-belgelerin dijital dönüşüm yolculuğu 

GİB’in e-dönüşüm ve e-belgeler konusunda izlemiş olduğu yolun yanı sıra süreci optimum düzeyde yürürlüğe sokması mükelleflerin de zorunlu olmasalar dahi uygulamalara gönüllü olarak geçiş yapmalarını sağladı. GİB’in e-belgelerle ilgili son güncellemeleri, vergi süreçlerinin takibi açısından da büyük öneme sahiptir. E-belgelerin yaygınlaşmasıyla, vergisel anlamda gelir kayıplarının da en aza indirgenmesi bekleniyor. Şirketler açısından da e-belgeler zaman, maliyet ve iş gücü verimliliği sağlaması açısından hem kamu hem de özel sektör tarafında ciddi avantajlar barındırıyor. İlerleyen süreçte de e-belgelerin kapsamlarınin gerek uygulama gerekse de mükellefler açısından daha da genişlemesi bekleniyor. 

Harekete Geçin

E-dönüşüm uygulamarındaki son güncellemeler ve vergi mükelleflerinin dikkat etmeleri gereken kurallar hakkında detaylı bilgi almak için webinarımızın kaydını izleyebilirsiniz: E-Dönüşüm Süreçlerinde Son Gelişmeler

KDV’nin Dönüşümü konulu blog dizimizin birinci bölümünde dünyanın dört bir yanında vergi dairelerinin ve hükümetlerin gelir tahsilatını artırmanın ve vergi açıklarını azaltmanın bir yolu olarak neden dijitalleşmeyi ve teknolojiyi benimsediğini incelemiştik. “KDV’de Üç Odak Alan” başlıklı ikinci bölümde ise düzenleme kuruluşları için öne çıkan bazı kaygıları irdelemiştik. Bu dizinin son bölümünde teknolojiye odaklanacağız ve IT liderlerinin neden KDV yönetiminde yerel çözümlerden uzaklaşarak küresel bir yaklaşıma yöneldiğini inceleyeceğiz.

KDV yönetiminde yerel düzeyde uzmanlık olmazsa olmazdır ancak bu uzmanlık farklı ülkelerde ne kadar geçerli olabilir? Bu soru hem vergi kurumlarını hem de IT liderlerini düşündürüyor. IDC’nin desteklediği “Taming the Value-Added Tax Beast with Technology” başlıklı İngilizce raporumuzda bu konuyu ele almıştık. Raporun ücretsiz kopyasını buradan indirebilirsiniz.

Vergi süreçlerinde IT’nin görevi, KDV uzmanlarının teknolojiyi kullanarak vergileri doğru şekilde tahsil etmesini ve ödemesini ve istendiğinde ayrıntılı raporlar oluşturup paylaşabilmesini sağlamaktır. Dolayısıyla, IT liderleri teknoloji seçimi yaparken belli başlı bazı kriterlere göre değerlendirme yapar. En önemli üç kriter şunlardır:

İşinizi baştan sağlama almanız için teknoloji sağlayıcınızın şirketinizin tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceğinden emin olmanız önemlidir. Yeni teknolojileri uygulamadan önce hem bugünkü hem de gelecekteki ihtiyaçlarınızı değerlendirmek hayati önem taşır.

KDV’nin dönüşümü ve bu alandaki karmaşıklığı en iyi nasıl yönetebileceğiniz hakkında daha fazla bilgi için IDC’nin desteğiyle hazırladığımız “Taming the Value-Added Tax Beast with Technology” başlıklı İngilizce raporu indirin ve uzmanlarımızla mutlaka görüşün.

Harekete Geçin

KDV mevzuatına kapsamlı bir bakış için Trend Rehberini İndirin

KDV’nin Dönüşümü konulu yazı dizimizin birinci bölümünde, farklı ülkelerde vergi dairelerinin ve hükümetlerin gelir tahsilatını artırmak ve vergi açıklarını azaltmak için neden dijitalleşme ve teknolojiyi kullanmaya başladığını incelemiştik. Bu konuyla ilgili daha fazla bilgi almak için IDC’nin desteklediği “Taming the Value-Added Tax Beast with Technology” başlıklı İngilizce raporun ücretsiz bir kopyasını indirebilirsiniz.

Dizimizin ikinci yazısında, düzenleme kurumlarının yeni pazarlara, hizmetlere ve iş süreçlerine kendilerini adapte ederken özellikle ilgilendiği üç alana bakacağız. Bu alanlar:

E-ticaret hız kazanıyor

Amazon gibi şirketlerin yükselişi ve birçok tüketicinin çevrimiçi alışverişin rahatlığını seçmesiyle birlikte e-ticaretin yükselişe geçmesi sürpriz değil. Ne var ki bu büyümenin hızı en iyimser tahminlerin bile çok ötesine geçti.

eMarketer’ın yayınladığı verilere göre tüm dünyada perakende e-ticaret satışları yıllık olarak %27,6 oranında arttı ve satışlar 4 trilyon doları geçti. Bu tutarın 2022’de 4 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Bu büyümeyle birlikte, vergi daireleri e-ticaret işlemleriyle ilgili kuralları ve hangi belgelerin zorunlu olacağını yeniden gözden geçiriyor. Bu nedenle artık internet üzerinden satış yapan şirketler, uluslararası güzergahlarda vergilerini yönetme konusunda deneyim sahibi olmadan yeni pazarlara girdiklerinde, karmaşık bir durumla karşı karşıya kalıyor.

Dijital hizmetler ve küresel ekonomi

Dijital ürün ve hizmet satışı küresel ekonominin işleyiş biçimini yeniden tanımlıyor. Elektronik zincir marketlere girip kullanıma hazır bir yazılım veya müzik CD’si aldığınız günler artık geride kaldı. Bugün bir yazılıma veya medyaya ihtiyacınız olduğunda, tek bir düğmeye basarak bunları istediğiniz cihaza indirebiliyorsunuz. Bu durum, böyle potansiyel gelir akışlarının hesabını tutmak isteyen hükümetler için bir senaryo ortaya çıkardı. Dijital hizmetler pazarı ne kadar büyüyecek? Buna birkaç örnek verelim:

Sınır ötesi ticaretin ilave karmaşıklığı

İşletmeler ürünlerini çevrimiçi yollardan satmanın hızından ve rahatlığından faydalanırken ürünleri dünyanın farklı yerlerine ulaştırmada yeni vergi uyumluluk sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor. E-ticaret hacminin ve çeşitliliğinin artışı, işlemlerde vergi uyumunu daha da karmaşıklaştırıyor.

2025 yılına kadar firmadan müşteriye sınır ötesi e-ticaret yapan satıcıların %40’ı, yerelleştirilmiş ödeme yöntemlerinden oluşan küresel ağlar üzerinden çalışan bir “Merchant of Record” modelini kullanacak.

Tüm dünyada sınır ötesi çevrimiçi satışların her yıl %15 ila 20 oranında artması bekleniyor. Bu alanda başı çeken ülkeler Birleşik Krallık, Almanya, İtalya ve İspanya.

Ürünlerin bir yerden bir yere taşınabilmesi sayesinde e-ticaret büyümeye ve perakende sektörüne yön vermeye devam ettikçe, KDV konusu giderek daha da karmaşıklaşacak.

Bu dizinin “KDV’nin Dönüşümü ve Karmaşıklığın Nedenleri – Bölüm I: Küresel Düşünmek” başlıklı birinci yazısını okumayı unutmayın.

 

Harekete Geçin

KDV mevzuatına kapsamlı bir bakış için Trend Rehberini İndirin

İçinde bulunduğumuz çağa ismini veren dijitalleşme şirketler için her geçen gün kaçınılmaz bir alana dönüşüyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2019 yılında 16-74 yaş aralığında internet kullanım oranı yüzde 75 çıkarken, pandemi etkisinde geçen 2020 yılında bu oran yüzde 79 oldu.

İnternet kullanımında e-ticaret artışta

2019 Nisan ayı ile 2020 Mart ayı arasındaki dönemde e-ticaret kullanımı yüzde 36,5 oldu. Bu oran önceki yılın aynı döneminde yüzde 34 düzeyindeydi. Bireysel kullanımların yanında kendi web siteleri ya da mobil uygulamalarını kullanarak e-ticaret yapan firmaların oranı ise yüzde 77.

Dijitalleşmenin artmasıyla şirketler için bulut çözümler de önemli bir ihtiyaca dönüşüyor. Bulut bilişim kullanımı 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerde 2018’de yüzde 10 olurken 2020 yılında yüzde 14’e yükseldi. Bulut bilişim hizmeti kullanım oranı 250 ve üzeri çalışanı olan girişimlerde ise yüzde 41’i buluyor.

Dijital stratejinin belirlenmesi

İnternet kullanımının arttığı ve teknolojinin hayatlarımızın vazgeçilmez parçası olduğu bir zamanda, şirketler için dijital stratejiye karar verilirken en kritik nokta ihtiyaçların belirlenmesidir. Şirketlerin bilişim teknolojileri, finans, muhasebe ve lojistik gibi departmanlarının ihtiyaçlarını ortaya koymasıyla dijital dönüşüm için stratejinin belirlenmesindeki ilk adım da atılmış olur.

Farklı departmanlarca kullanılan tüm uygulamaların birbirine entegre olarak çalışmasını sağlayarak sürecin büyük çoğunluğunu dijital hale getirmek stratejinin en büyük amacını oluşturuyor. Entegrasyon sürecinde, lojistik uygulamalarından başlayarak gelen malın barkodunun okutulup muhasebe departmanlarının kullandığı yazılıma otomatik olarak düşmesini sağlayana kadarki tüm aşamaların dijitalde birbiriyle bağlantılı şekilde olması hedeflenir.

Dijital uygulamalar arasındaki uyumluluk

Dijital stratejinin belirlenmesi sonrasında entegrasyon sürecinde uyumluluk konusu büyük öneme sahip. Dijital dönüşüm için iş birliği yapılan servis sağlayıcının sunacağı hizmetlerin daha sonra ortaya çıkacak ihtiyaçlar ve gelişen teknolojilerle uyumlu olması gerekir.

Dijitalleşmenin globalleşmeye de zemin hazırlamasıyla farklı ülkelerdeki dijital uygulamalara da hızla uyum sağlayacak altyapılara sahip olmak ve bu fonksiyonelliği sağlayan servis sağlayıcıları ile çalışmak da oldukça kritik. Tüm bunların yanında GİB tarafından yayımlanan regülasyonları düzenli takip eden ve ilgili düzenlemeler konusunda uzmanlaşmış servis sağlayıcıları şirketler için önemli avantajlar oluşturur.

Harekete Geçin

Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.

Katma değer vergisinde (KDV) yönetimin ve idarenin sürekli değişmesinin nedenlerini anlamak için, önce hükümetleri bu değişikliklere yönelten unsurları anlamak gerekir. Vergi dairelerinin öncelikli sorumluluğu hükümete yasalar gereğince ödenecek geliri tahsil etmektir. Borç tutarı ile tahsil edilen tutar arasındaki farka vergi açığı denir. Bu tip farklar, önemli programları finanse etmek isteyen ülkelerin gelirlerinde ciddi riskler yaratabilir. Örneğin, Avrupa Birliği Ekonomi Komisyonu’na göre, 2018’de ABde tahmini vergi açığı 140 milyar sterlindi, yani toplam gelirin %11’iydi. 

Dünya genelinde bütün hükümetler yasal hakları olan gelirleri daha iyi takip ve tahsil etmek için dijitalleşmeyi ve diğer yeni teknolojileri benimsemeyi tercih ediyorlar. Eğer risk konusunu kavrayabilirsek, böyle bir tercihin nedenlerini de daha kolay anlayabiliriz. Biz de bunun için Sovos olarak yeni KDV ortamının daha net bir resmini oluşturmayı hedefledik ve bu bağlamda IDC ile birlikte çalışarak yeni bir rapor oluşturduk: Taming the Value-Added Tax Beast with Technology. Ücretsiz kopyanızı buradan indirebilirsiniz. 

Vergi daireleri açısından faydaları 

Vergi yolculuğuna atılan hükümetlerin motivasyonunu anladığımıza göre, teknolojinin bu alandaki bazı avantajlarına daha yakından bakabiliriz. Dünya genelinde bütün vergi daireleri aşağıda belirtilen konularda dijitalleşmeyi kullanarak iyileşme sağlayabilir: 

Bu iyileştirmeler sayesinde hükümetler; süreçlerdeki kör noktaları daha hızlı ve kolay bir şekilde tespit edebilir, vergilerin doğru şekilde ödenip ödenmediğini belirlemek için verileri gözden geçirebilir ve gerektiğinde yaptırım tedbirlerini uygulayabilir.  

Neden bu kadar karmaşık? 

Bu bilgilerden sonra KDV sisteminde, hükümetleri değişikliğe yönelten nedenleri ve bu tip değişikliklerden edinebilecekleri faydaları net bir şekilde anlayabiliriz. Peki tüm bu teknolojik iyileştirmelere rağmen KDV basitleşmek yerine neden daha da karmaşıklaşıyor? Yeni sistemler, yasalar ve yetkiler geliştikçe KDV’nin daha karmaşık hale gelmesinin birkaç nedeni bulunuyor. 

KDV’nin çok yaygın olması ve hükümetlerin konuya yaklaşımlarının birbirinden farklı olması bu karmaşıklığın temel nedenidir. Diğer nedenler ise şunlardır: 

 Tüm ülkeler ve vergi daireleri hem gelirlerini artırmaya hem de vergi açıklarını kapatmaya çalışır. Fakat bu iki sürecin birbirinden farklı olduğu unutulmamalıdır. Her ülkenin kendi öncelikleri vardır. Endüstrileri bulundukları coğrafi bölgeye göre büyük farklılıklar gösterebilir. Dahası, sahip oldukları ekonomik duruşları, gelir akışlarını hızlı ve agresif bir şekilde takip edebilmek konusunda tercihlerine yön verebilir.  

Mesele KDV ise, hiçbir zaman varsayımlara göre hareket etmemeli ve kesinlikle risk alınmamalıdır. Sürekli değişen düzenlemelere uyum sağlayabilmek ve denetim veya ceza gibi konularda riskten kaçınmak için en iyi çözüm, bu konuda güncel yerel bilgileri en iyi şekilde aktaracak ve izlenmesi gereken süreçlerde destek verebilecek bir uzmanla birlikte çalışmaktır. 

Bu serideki ikinci blogumuz olan KDV’de Üç Odak Alan’ı okumayı ve Taming the Value-Added Tax Beast with Technology başlıklı İngilizce raporumuzun ücretsiz kopyasını indirmeyi unutmayın. 

 

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Zekât ve Vergi Genel Müdürlüğü’nün (GAZT) daha önce yayınladığı ‘E-Fatura Mevzuatı Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Kontroller, Gereksinimler, Teknik Şartnameler ve Usüller’e dair mevzuat taslağı, yaklaşan e-fatura zorunluluğunun teknik ve prosedürsel gerekliliklerini ve kontrollerini tanımlamayı amaçlıyordu. Mevzuat taslağı kısa süre önce son halini aldı ve yayınlandı.

Bu arada, Zekât ve Vergi Genel Müdürlüğü (GAZT) ile Gümrük Genel Müdürlüğü’nün birleşmesi sonucunda vergi otoritesinin adı da Zekât, Vergi ve Gümrük Müdürlüğü (ZATCA) olarak değiştirildi.

Son halini alan mevzuatta, ikinci aşamanın yürürlüğe girme tarihinin 1 Haziran 2022’den 1 Ocak 2023’e ertelenmesine ilişkin değişiklik yer alıyor; ikinci aşama için B2C (basitleştirilmiş) faturaların vergi dairesi platformuna raporlanmasının ne kadar süre içinde gerçekleştirileceği belirtiliyor.

Nihai mevzuata göre e-fatura sistemi iki ana aşamadan oluşuyor.

Suudi Arabistan E-Fatura Sistemi: Birinci Aşama

İlk aşama, 4 Aralık 2021’de yürürlüğe giriyor ve tüm yerleşik vergi mükelleflerinin e-fatura ve elektronik irsaliyeleri (alacak ve borç) oluşturmasını, değişiklik yapmasını ve saklamasını gerektiriyor.

Nihai mevzuatta, e-faturaların ve bunlara ilişkin irsaliyelerin yapılandırılmış bir elektronik formatta oluşturulması gerektiği belirtiliyor. Bu nedenle PDF veya Word formatındaki veriler, e-fatura olarak kabul edilmiyor. İlk aşamada, belirli bir elektronik format kullanım zorunluluğu bulunmuyor ancak bu tür fatura ve irsaliyelerde gerekli tüm bilgilerin yer alması gerekiyor. Ayrıca ilk aşamada, B2C faturalarında bir QR kodunun yer alması zorunluluğu da bulunuyor.

İlk aşama için e-fatura çözümleri konusunda yasaklanan bir dizi işlev var:

Suudi Arabistan E-Fatura Sistemi: İkinci Aşama 

İkinci aşama, vergi mükelleflerinin e-fatura ve elektronik irsaliyeleri ZATCA’ya iletmelerine ilişkin ek gereklilikler getiriyor.

Nihai mevzuatta, ikinci aşamanın 1 Ocak 2023’te başlayacağı ve aşamalı şekilde yürürlüğe gireceği belirtiliyor. B2C faturalarının düzenlenmesinden sonraki 24 saat içinde vergi dairesi platformuna bildirilmesi zorunluluğuyla birlikte B2B faturalar için bir denetim (clearance) sistemi belirlendi.

İkinci aşama gerekliliklerinin bir sonucu olarak, Suudi Arabistan e-fatura sistemi 1 Ocak 2023’ten itibaren bir Sürekli İşlem Denetimli (CTC) e-fatura sistemi olarak sınıflandırılacak. Tüm e-faturaların UBL tabanlı XML formatında düzenlenmesi gerekiyor. Vergi faturaları XML veya PDF/A-3 (gömülü XML ile) formatında dağıtılabiliyor. Basitleştirilmiş faturaların ise (örn. B2C) basılı formatta dağıtılması zorunlu.

İkinci aşamada, regülasyonla uyumlu bir e-fatura çözümünün aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekiyor:

İkinci aşama ayrıca, ilk aşamada belirtilen gereksinimlere ek olarak e-fatura çözümleri için aşağıdaki işlevlerin kullanımına dair ek yasaklar getiriyor:

Suudi Arabistan’ın e-fatura sistemi ile ilgili sonraki adımlar neler?

Nihai mevzuatın yayınlanmasının ardından ZATCA, sektördeki ilgili paydaşları bilgilendirmek amacıyla çalıştaylar düzenliyor.

Bu noktada bazı ayrıntılar hala belirsizliğini koruyor; ancak, Suudi yetkililer, anlaşılır ve net belgeler sunma ve yayınlanan belgelerle ilgili her aşamada geri bildirim fırsatı sağlamanın yanı sıra, e-fatura sisteminin uygulanmasına ilişkin uzun vadeli hedeflerini iletme konusunda da oldukça başarılı oldular. İhtiyaç duyulan rehberliğin yakın gelecekte sunulması bekleniyor.

Harekete Geçin

Suudi Arabistan Dijital Vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.

Türkiye Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) e-fatura ve e-arşiv faturalarının iptal ve itiraz bildirim işlemlerine ilişkin yeni kılavuzlar yayımladı. “e-Fatura Uygulaması İptal, İhtar/İtiraz Bildirim Kılavuzu” ve “e-Arşiv Uygulamaları (e-Arşiv Fatura, e-SMM) İptal, İhtar/İtiraz Bildirim Kılavuzu” olmak üzere iki kılavuzda güncelleme yapıldı.

Güncellenen kılavuzlar, e-fatura ve e-arşiv faturalarına yapılacak itirazlar ve bunların GİB’e bildirimlerine ilişkin yeni prosedürler konusunda vergi mükelleflerini bilgilendirmeyi amaçlıyor. Değişen itiraz prosedürü ile birlikte e-arşiv uygulamasının şemasında da değişikliğe gidildi. Henüz bir değişiklik yapılmamış olsa da yakın gelecekte e-fatura uygulamasının şemasında da değişikliğe gidilmesi söz konusu olabilir. Güncellenen kılavuzlarda düzenlenen e-fatura ve e-arşiv faturalarına yapılacak itirazlar için GİB portalının kullanılabileceği belirtildi.

Güncellenen kılavuzlar neden önemli?

Temmuz 2021’den itibaren elektronik ortamda düzenlenen belgeler, BA (Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu) ve BS (Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu) formlarda belirtilmeyecek. BA ve BS formları, toplam fatura tutarının 5.000 TL ve üzeri olduğu durumlarda düzenlenen veya alınan faturaların periyodik olarak raporlanması amacıyla oluşturulur. Tüm limited ve anonim şirketler, bildirimde bulunmaları gereken faturalar olmasa bile bu formları oluşturup GİB’e göndermekle yükümlüdür.

Kısa süre önce GİB, elektronik olarak düzenlenen belgelerin BA ve BS formlarında gösterilmeyeceğini ve bunun yerine denetim (e-fatura) ve raporlama (e-arşiv) sürecinde doğrudan GİB’e raporlanacağını belirten yeni bir kanun hükmü yayımladı. Elektronik olarak düzenlenen faturalara ait verilerin gerçek zamanlı olarak GİB’e gönderildiği göz önüne alındığında, mükellefler BA ve BS formları aracılığıyla elektronik düzenlenen faturaların bildirimini yapmaktan kurtarılarak ilgili verilerin yalnızca bir kez toplu şekilde alınacağı daha verimli bir sistem oluşturuluyor.

Mevcut durumda e-belgeler yukarıda belirtilen formlarda belirtilmeyecek. Ancak, GİB’in her bir mükellefe ait doğru fatura bilgilerine sahip olabilmesi için mükelleflerin, nihai faturaların hangileri olduğunu bildirmesi ve gönderilen veriler değerlendirilirken itiraz veya iptal edilen belgelerin dikkate alınmaması gerekiyor.

İptal süreci halihazırda GİB’in temel e-fatura ve e-arşiv portalı üzerinden gerçekleştiriliyor olsa da, dışarıdan yapılan itiraz talepleri (noter, taahhütlü mektup veya kayıtlı e-posta sistemi aracılığıyla) düşünüldüğünde GİB, tüm itirazları görebilme imkanına sahip değildir. Dolayısıyla bu durum, GİB’in (itiraz nedeniyle) iptal edilen bir belgeyi düzenlenmiş olarak kabul etmesi ve vergi mükelleflerinin kayıtları ile GİB’in vergi tahsilatı için kabul ettiği veriler arasında tutarsızlıklara yol açması riskine neden olabilmekteydi.

Bu nedenle artık mükellefler, kayıtları ile BA ve BS formları arasında herhangi bir tutarsızlık olmaması için itiraz taleplerini GİB’e bildirmekle yükümlüler. Uygulamanın nihai amacı, gelecekte BA ve BS formlarının GİB tarafından tamamen otomatik şekilde doldurulmasıdır.

Yeni süreç nasıl işliyor?

Türk Ticaret Kanunu’na göre itiraz veya iptal taleplerinin sekiz gün içinde yapılması gerekiyor. Alıcı ve satıcılar, GİB sistemi dışında yapılması gereken (noter, taahhütlü mektup veya kayıtlı e-posta sistemi aracılığıyla) ve GİB sistemine kaydedilmesi gereken itiraz talebinde bulunabilirler.

E-arşiv uygulaması için ise satıcıların itiraz talebini GİB’e bildirebilecekleri iki yol bulunuyor. Bunun için isterlerse (otomatik olarak) e-arşiv uygulamasını kullanabilir, isterlerse de itiraz taleplerini GİB’in portal sistemine girebilirler. Alıcılar, GİB portalından bu talepleri görebilir ve zorunlu olmamakla birlikte, isterlerse yanıt verebilirler. e-Serbest Meslek Makbuzlarına (e-SMM) iliskin itiraz bildirimleri de e-arşiv uygulaması üzerinden yapıldığı için aynı itiraz kuralları bunlar için de geçerlidir.

E-fatura uygulamasında herhangi bir değişiklik olmadığı için satıcıların veya alıcıların e-fatura uygulamalarını kullanarak GİB’e bildirimde bulunmaları mümkün değil. Mevcut durumda e-fatura itirazlarını yalnızca GİB portal sistemi üzerinden GİB’e bildirebiliyor. Mükellefler de itiraz taleplerine sadece portal sistemi üzerinden cevap verebiliyor.

Sırada ne var?

Her ne kadar GİB, iptal ve itiraz taleplerinin dijitalleştirilmesine yönelik bir adım atmış olsa da, bu işlemlerin otomatik olarak gerçekleştirilmesinin bir yolu yok. Dijitalleştirilen itiraz sürecinin ülkede hayata geçirilmesinden önce, yetkililerin süreci otomatikleştirmeye ve geçerli mevzuatı yürürlüğe koymaya veya değiştirmeye yönelik daha sofistike bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor.

Harekete Geçin

Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.

İtalya zorunlu e-fatura sistemini tanıttığında, sınır ötesi faturalar reform kapsamında bulunmuyordu. İtalya zorunluluğu uygulamaya koymak için, Avrupa Konseyi KDV Direktifi’nden bir derogasyon talebinde bulundu. Bu talebin sonucunda, İtalya’nın İtalyan vergi mükellefleri arasında yapılan yurt içi işlemler için zorunlu bir gümrük sistemini yürürlüğe koymasına izin verildi.

İtalyan yasalarına göre işlem gören tüm yurt içi ve sınır ötesi faturaların en başından beri Agenzia delle Entrate’in planlarına dahil edildiğini söylemek mümkün. Öyleyse, geniş kapsamlı sürekli işlem denetimlerini (CTC) uygulamaya geçirme fikrinden hiç vazgeçilmemiş gibi görünüyor.

SDI platformunun (Sistema di Interscambio) henüz açıklığa kavuşturmadığı İtalya’ya gelen ve İtalya’dan giden sınır ötesi faturalar konusuna, Esterometro raporunda ayrı olarak yer verildi. Esterometro, SDI’ın gözlerinden uzakta düzenlenen ve iletilen sınır ötesi gelen ve giden faturaları kapsıyor.

Esterometro için gereken veriler, FatturaPA faturasını düzenlemek için gereken verilerle benzerlik gösterse de, önemli farklılıklar mevcut. FatturaPA’da daha fazla belge türü bulunuyor. Ayrıca, mal ve hizmetlerin tanımı için daha fazla ayrıntıya ihtiyaç var.

İtalya vergi dairesinin zorunlu gerçek zamanlı denetim (clearance) platformunu yürürlüğe koyarken hedeflediği tam da bu derece ayrıntı düzeyiydi. Ayrıca, geniş kapsamlı CTC planları hâlâ gündemde: 2022’de, sınır ötesinden talep edilen ayrıntıların vergi dairesine sağlanıp FatturaPA’daki sınır ötesi fatura verilerinin SDI’ye iletilmesi Esterometro’nun yerini alacak.

İtalya, bu kararla Avrupa Konseyi’nin verdiği kısmi derogasyonun etkilerinin üstesinden gelmiş oluyor. Bilindiği üzere raporlama, Avrupa Konseyi’nin müdahalesi olmadan çeşitli AB ülkelerinin CTC’leri sessizce uygulamaya koyduğu bir alan oldu.

İtalya artık, Macaristan ve İspanya gibi diğer Üye Ülkelerle aynı stratejiyi uyguluyor. Bu ülkeler, AB kurumlarından (karşılaşsa bile) pek az itirazla karşılaşan, raporlama yükümlülükleri ile CTC’leri yürürlüğe koyan ülkeler. Bu ülkeler, sadece faturada bulunan verilerin raporlanmasını zorunlu tutarak bahsi geçen işlemler için ayrıntılı verilerden yararlanıyor. Gerçek zamanlı e-faturayı zorunlu kılmıyor.

Yeni yükümlülük, verilerin iletilmesini SDI platformu üzerinden sağlamak için bir gereklilik olarak tanımlanıyor. Bu durum, Esterometro ile gönderilecek olan verilerin bile artık FatturaPA formatında gönderileceği anlamına geliyor. Özel FatturaPA, temelde bir e-fatura değil.

Yani, sınır ötesi mal tedariğinde e-fatura hâlâ alıcının onayına tabi. İşlemi gerçekleştiren taraflar, faturaların formatı konusunda (FatturaPA ya da diğer) anlaşma sağlayabilir. Sonuç olarak, FatturaPA’dan başka yollar ile gönderilen hukuken geçerli bir fatura, FatturaPA sayesinde fatura veri raporu ile bir arada bulunacak.

İtalya vergi dairesi, şimdilik FatturaPA için ek teknik özellik duyurmadı. Bu durum, FatturaPA’nın geçtiğimiz Ekim ayından beri kullanıma hazır olduğunun güçlü bir göstergesi. FatturaPA 1.2.1 sürümüyle birlikte, entegrasyon belgeleri (sınır ötesi faturaların alınması üzerine düzenlenen bir belge sınıfı) için çeşitli sınıflandırmaların yapıldığı ayrıntılı yeni belge türleri Ekim 2020’de tanıtıldı. Bu sürümde, vergiden muaf veya karşı ödemeli sisteme tabi olanların ayrıntılı sınıflandırılması da yer alıyor.

FatturaPA’nın Esterometro’nun yerini alması ile SDI merkezi bir platform hâline geliyor. Artık sınır ötesi işlemler de dahil, FatturaPA ülkede ulaşılabilecek tüm ayrıntılı veriyi İtalya vergi dairesine sağlıyor. Yeni zorunlulukla elde edilen veriler, bu mali yıl boyunca vergi dairesinin gözlerden uzakta düzenlediği kullanıma hazır KDV iadelerinin işine yarayabilir. Bir sonraki mali yılın başında da, bu veriler vergi mükelleflerinin kullanımına muhtemelen hazır olacak.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Dijital dönüşümün 2021 karnesi

2020 yılının Türkiye için dijital dönüşümün artacağı bir yıl olması öngörülürken, Covid-19 salgını ile geçen süreçte, dijitalleşmede 10 yılda görülmesi beklenen gelişmeler son bir yıl içinde gerçekleşmiştir.

Bu kapsamda şirketler bir yandan zorunlu e-belge kullanımına geçerken bir yandan da dijital dönüşüm kapsamında e-belge uygulamalarını gönüllü olarak kullanmaya başlamıştır. Salgın nedeniyle e-ticaret sektöründe yaşanan yoğunluk ve ilgi nedeniyle de e-belge kullanımında ciddi oranda bir artış görülmektedir. Şirketlerin, e-dönüşüm uygulamalarının özellikle zaman, maliyet ve iş gücü açısından verimliliği artırdığını keşfetmesiyle e-belge türlerine olan talep ciddi oranda artmaya devam etmektedir.

Dijital Dönüşüm 2021’de de Hız Kesmeyecek

2021 yılı içerisinde GİB tarafından regülasyon değişikliği ile açıklandığı üzere mevcut uygulamaların kapsamları genişletilmiştir. Bu doğrultuda “E-Fatura Uygulamasına Geçiş Zorunluluğu” kapsamına Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayan sağlık hizmeti sunucuları ile medikal malzeme ve ilaç/etken madde temin eden tüm mükellefler dahil edilmiştir. Bunun yanı sıra e-döviz alım satım belgesinin (E-Dasb) kapsamı da genişletilmiştir. E-adisyon ile ilgili eşik sınırının ve zaman çizelgelerinin ise GİB tarafından ilan edilmesi beklenmektedir. E-gider pusulası, zorunlu belgeler kapsamına dahil olmasa da önümüzdeki yıllarda kullanım alanı artabilecek e-belge türleri arasında yer aldığı söylenebilir.

Dijitalleşmenin artan etkisi

Dijitalleşmenin artan etkisiyle şirketlerin, zorunluluk kapsamında ya da tamamen gönüllü olarak iş süreçlerinde dijital dönüşüme yöneleceği öngörülmektedir. Verginin günden güne dijitalleşmesi ise şirketleri dijital dönüşüme uyum sağlamaya iten bir güç olarak karşımıza çıkmaktadır.

Şirketler vergilendirme, işlem uyumu için sürekli kontrol, vergi raporlama ve vergiye ilişkin daha pek çok konuda eksiksiz ve bağlantılı çözümlere erişmek için servis sağlayıcıları ile iş birliğini tercih etmektedir. Dijital dönüşüm şirketlere zaman, maliyet ve iş gücü açısından verimlilikte artış getirirken, global servis sağlayıcılarını çözüm ortağı olarak seçen şirketler hem yurt dışında hem de yurt içinde faaliyet gösterdikleri alanlarda daha avantajlı konuma gelmektedir.

Harekete Geçin

Dijital dönüşümde 2021 yılı sonuna kadar beklenen değişiklikleri ve bu değişikliklerin şirketler üzerindeki olası etkilerini Satış Direktörümüz Ali Bulut Vision 2021 yayınında ele aldı. Detaylara hemen ulaşın.

 

Eylül 2020’de İtalya, elektronik belgelerin oluşturulması ve korunmasına ilişkin mevzuatta büyük değişiklikler yaptı. Bu yeni gerekliliklerin 7 Haziran 2021’de yürürlüğe girmesi bekleniyordu ancak Dijital İtalya Ajansı (AGID) yeni mevzuatın yürürlüğe giriş tarihinin 1 Ocak 2022’ye ertelenmesine karar verdi.

Bu yeni “Elektronik belgelerin oluşturulması, yönetilmesi ve korunmasına ilişkin yönergeler” (“Yönergeler”), elektronik belgeleri farklı açılardan düzenliyor. İşletmeler, Yönergeleri izleyerek elektronik belgelerinin mahkemede sağlam bir kanıt niteliği taşıyacağı varsayımından yararlanıyor.

Yönergelerin ertelenmesi, özellikle meta verileri e-belgelerle ilişkilendirme yükümlülüğü konusunda endişelerini dile getiren yerel kuruluşların iddiaları sonucunda AGID tarafından alınmış bir karar. Yönergelerde, sistemlerin kendi aralarında karşılıklı çalışabilir olmasını sağlayacak şekilde, e-belgelerle birlikte saklanması gereken meta veri alanları ayrıntılı olarak listeleniyor.

Meta veri gereklilikleri değiştirildi

AGID, yeni e-belge mevzuatının yürürlüğe giriş tarihini ertelemenin yanında, yeni meta veri bölümleri ekleyip, bazı alanların açıklamasını değiştirerek meta veri gerekliliklerinde de değişikliğe gitti. Bununla birlikte AGID, özellikle standartlara yönelik referansları düzeltti ve bazı yükümlülükleri açıklığa kavuşturmak adına ifadeleri yeniden yorumladı.

Güncellenen Yönergeler’e ve bunlara ilişkin Ekler’e AGID’in internet sitesinden ulaşılabilir.

E belgeler hakkında daha fazla bilgi için bu bloga bakın.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

 

Vergi Usul Kanunu kapsamında 509 sayılı Genel Tebliğ’de yapılan değişikliğe göre sağlık hizmeti sunucuları ile medikal malzeme ve ilaç ya da etken madde temin eden tüm mükelleflerin 1 Temmuz 2021 tarihi itibarıyla e-Fatura uygulamasına geçeceği açıklandı.

Sağlık sektöründe e-fatura ve e-arşiv fatura uygulamalarına geçiş zorunluluğunun kapsamı

Resmî gazetede yayımlanan ve yürürlüğe girecek olan uygulama Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayan sağlık hizmeti sunucularını, medikal malzemelerin yanı sıra ilaç, etken madde temin eden tüm mükellefleri kapsayacak.

Bu kapsamda;

Sağlık sektöründe e-fatura ve e-arşiv fatura uygulamalarına geçiş süreci

Bu kapsamda kuruluşlar 1 Temmuz’dan itibaren e-fatura uygulamasına geçecek. Bu tarihten sonra Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayan kuruluşların ise SGK’ya fatura düzenlemeye başlamadan önce e-fatura uygulamasına geçmeleri gerekecek.

1 Ocak 2020’den sonra e-Fatura uygulamasına dahil olanlar ise e-Fatura uygulamasına geçilen tarihte e-arşiv faturaya geçmek zorunda olduğundan, belirtilen kuruluşların 1 Temmuz´da e-arşiv faturaya da geçmesi gerekmektedir.

E-fatura ve e-arşiv fatura geçişinin sağlık sektörüne katkısı

Dijitalleşme süreci, Covid-19 salgını ile özellikle sağlık sektörlerinde artan fiziksel teması en aza indirgeyecek. Bunun yanı sıra kuruluşların fiziki belge hazırlama ve depolama yükünü de azaltacak.

Diğer yandan SGK’ya fatura kesen kurumlar için de elektronik fatura ve e-arşiv fatura uygulamaları ile faturaya dair tüm süreçlerin elektronik ortama taşınması sayesinde ödeme, tahsilat gibi işlemler daha hızlı ve verimli hale gelecek.

Elektronik faturalama sürecini GİB Portal üzerinden veya özel entegratör aracılığıyla yürüten kurumlar, belgelere kolay erişim, verimlilik ve süreklilik gibi faydalara erişebilecek.

Harekete Geçin

Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.

Eylül 2020’de, Dijital İtalya Ajansı (AGID), 7 Haziran 2021’den itibaren yürürlüğe girecek olan elektronik belgelerin oluşturulması ve muhafazası konusundaki yeni gereklilikleri açıkladı.

İtalya’daki Elektronik Belgeler

AGID, İtalya’nın dijital gündeminden ve BT sistemlerinin kendi aralarında karşılıklı çalışabilir olmasını sağlamak için yasalara eşdeğer yönergeler ve teknik kurallar oluşturmaktan sorumludur. Yükümlülüklerinden biri, elektronik belgelerin oluşturulması, yönetimi, korunması ve saklanmasına ilişkin teknik kurallar belirlemek ve tesis etmektir.

İtalya’da e-belgeleri düzenleyen yasalar, Dijital Yönetim Kanunu, CAD’in (IT: Codice dell’amministrazione digitale) yayınlanmasıyla birlikte 2005’ten beri mevcuttur. CAD, kamu idaresi tarafından ve bazı durumlarda bireyler arasında teknolojinin kullanımına ilişkin temel kuralları ana hatlarıyla belirler. AGID’e, bir e-belgenin oluşturulmasından kalıcı olarak silinmesine kadar yaşam döngüsünün çeşitli yönlerini daha ileri seviyede düzenlemesi için normatif yetkiler veren CAD’dir.

Elektronik fatura ile e-belge arasındaki fark nedir?

E-belgelerin oluşturulması, yönetilmesi ve korunmasına yönelik AGID tarafından Eylül 2020’de sunulan yönergeler, çeşitli kuruluş ve devlet kurumu regülasyonlarını tek bir belgede topluyor. Yeni yasa, diğer yasal düzenlemelerdeki birçok hükmü yürürlükten kaldırıyor. İşletmeler, AGID yönergelerini izleyerek, elektronik belgelerinin yasal işlemlerde sağlam bir kanıt niteliği taşıdığı varsayımından yararlanıyor.

Mahkemede hangi belgelerin delil olarak kullanılacağının değerlendirilmesi, AGID yönergeleri uyarınca bir elektronik dosyanın bir e-belge olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin belirlenmesine yardımcı oluyor. Kanıtlara dayalı bir durumu mümkün olan en iyi şekilde oluşturmak için e-belgenin oluşturulması, korunması ve depolanması İtalyan yönergelerine uygun olmalıdır. Kural olarak, bir mahkemede yasal bir işleme ait delil olarak sunulması gerekebilecek belgeler yönergelere uygun olmalıdır.

İtalya da, birçok yargı bölgesi gibi, faturaların saklanması konusunu düzenlemiş (örneğin, belgelerin bütünlüğünün ve doğrulunun saklama süresinin sonuna kadar korunması zorunlu kılınmıştır) ve vergiye ilişkin belgeler için özel saklama süreleri belirlemiştir.

Faturalarla ilgili ayrıntılı regülasyon, e-faturaların mahkemede delil olarak sunulan vergi dairesi denetimlerinin bir parçası olduğunu göstermektedir. AGID yönergelerine göre, e-faturalar mahkemede tam kanıt niteliği taşıması için e-belge olarak ele alınmalıdır.

E-belge gereklilikleri

Yönergeler, bir elektronik belgeyi birçok açıdan düzenler. E-fatura söz konusu olduğunda en önemli konu, e-faturaların oluşturulması ve korunmasıdır.

1. E-belgelerin oluşturulması

İtalyan yönergelerine göre, bir e-belge değiştirilemez bir duruma geldiğinde oluşturulmuş kabul edilmektedir.

E-belge oluşturma yöntemine bağlı olarak (yazılım yoluyla oluşturma, elektronik yollarla edinme, vb.), nitelikli bir elektronik imza,mühür uygulaması veya bir koruma sistemine koyulması gibi çeşitli teknik yöntemler, bir belgenin değiştirilemez bir biçimde kalmasını sağlayabilir. AGID tarafından belirlenen bir listeye göre, her belgenin bir dizi meta veri (“meta veri raporu”) ile ilişkilendirilmesi de gereklidir.

Meta veri raporu, AGID tarafından düzenlenen bir XML formatında oluşturulur. Rapordaki alanlar, yönergelerdeki bir ekte açıklanmıştır ve kullanılan belgenin içeriğine ve belge yönetim planına göre isteğe bağlı veya zorunlu olabilir. Bununla birlikte, meta veri raporu işleme ait e-fatura verilerini içermez, çünkü raporun amacı vergiyle ilgili bilgileri toplamak değil, sistemlerin kendi içinde birlikte çalışabilmesini sağlamaktır.

İtalya’da dijital vergi kontrolleriyle ilgili iki yetkili merci bulunur: AGID (İtalya’nın dijitalleştirilmesi için İtalyan ajansı) ve ADE (İtalyan vergi dairesi). Bunun bir sonucu olarak, ADE’nin elektronik faturaların düzenlenmesine ilişkin hükümleri bazen e-belgelerin oluşturulmasını yöneten AGID hükümleriyle tutarsız gibi görünebilir.

AGID’in açısından bir e-belge, bütünlüğü ve doğruluğu güvence altına alınarak oluşturulurken, ADE için bir e-fatura yalnızca SDI tarafından onaylandığı takdirde yasal olarak geçerlilik kazanır.

Elektronik imzanın bulunması ve üst veri raporu oluşturulması gibi AGID hükümlerine uyulması, bir e-faturanın, AGID veya ADE formalitelerine uygun olmaması nedeniyle yasal bir işlemde kullanımının reddedilmemesini sağlayacaktır.

2. E-belgelerin korunması

İtalyan e-belgelerinin geçerliliği, yalnızca doğru şekilde muhafaza edildikleri takdirde korunur. Diğer ülkelerde, dosyaları bir bellek sistemi ile her türlü donanımda tutmak yeterliyken, İtalya, e-belgelerin saklanmasını kapsamlı şekilde düzenler ve koruma olarak adlandırdıkları şeyi talep eder.

Koruma, bir belge saklanmadan önce uygulanan bir dizi prosedürden oluşur. Daha detaylı şekilde bakıldığında, e-belgeler İtalyan standardizasyon kurumu UNI tarafından oluşturulan belirli bir standarda uyumlu bir ‘arşivleme paketi’ ile eşleştirilmelidir. Belgeye daha sonra hesaba dayalı adresleme uygulanır, belge imzalanır ve saklanmadan önce zaman damgası koyulur.

İtalya’da e-belgelerin saklanmasına ilişkin süreç yeni değil; ancak AGID yönergelerinin atıfta bulunduğu standartlar 2020 yılında, e-faturalar gibi e-belgeleri saklayanların uygulamadaki yaşadıkları zorlukları yansıtacak şekilde gözden geçirilmiştir.

AGID yönergelerinin dışında, ADE, bir koruma sisteminde saklanan e-faturalar için ‘arama kriteri’nin uygulanmasını zorunlu kılar. Bu, bir denetçinin, işlemi gerçekleştiren tarafların adı, KDV numarası ve belge türü gibi yasayla tanımlanan parametreleri kullanarak e-faturaları bulabilmesi ve erişebilmesi gerektiği anlamına gelir.

Birçok saklama sisteminde arama kriterleri, veriler “meta veri” şeklinde bildirilerek oluşturulur (bir e-belgenin oluşturulması sırasında üretilen “meta veri raporu” ile karıştırılmamalıdır). Arama kriterlerini besleyen vergiyle ilgili meta veriler ve bir e-belge ile birlikte oluşturulan meta veri raporu, farklı devlet organları tarafından uygulanan farklı yükümlülükler şeklinde bir arada bulunur.

Vergi mükelleflerinin sistemlerine etkisi

İtalya’da e-fatura kullanan vergi mükellefleri, AGID yönergelerinden doğrudan etkilenmektedir. Bir e-belgenin tanımı söz konusu olduğunda ve oluşturulduğu düşünüldüğünde bir miktar takdir yetkisi olsa da, tam uyum ve kanıt niteliği ancak bir e-faturanın AGID ve ADE düzenlemelerine uygun olması halinde elde edilir.

Faturanın düzenlenmesi sırasında meta veri raporunun otomatik olarak oluşturulması, mevcut BT sistemlerinden bilgi alan vergi mükelleflerinin eşleme konusunda çalışmasını gerektirebilir. Meta veri raporu şu anda ADE’ye veya SDI denetim platformuna gönderilmiyor. Bununla birlikte, tam uyum için meta veri raporunun vergi mükellefinin koruma sisteminde e-fatura ile birlikte saklanması gerekiyor.

Çeviri (standartlar yalnızca İtalyanca olarak mevcuttur), yorumlama ve değişiklikleri uygulama için belgelerin korunması süreci ve yeni standartlara uyacak şekilde arşivleme çözümlerinin uyarlanması önemli düzeyde BT kaynağı gerektiriyor. Kullanımı yalnızca bir kişi ile sınırlandıran telif hakkı lisanslarıyla korunan standartları edinmenin de bir maliyeti var.

AGID tarafından yeni kuralların konsolide edilmesi ve sunulması, İtalyan yasalarına göre elektronik fatura oluşturan ve saklayan vergi mükelleflerinin, bazen vergi yasasıyla tutarsız olan gerekliliklere uymaları gerektiği anlamına geliyor. Sonuç olarak, işletmelerin mahkemede tam kanıt niteliği taşıyan belge sunmasının tek yolu, hem AGID hem de ADE kurallarına uymaktır.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Her geçen gün gündelik hayatımızdaki yerini genişleten dijitalleşme, Covid-19 etkisi ile geçerlilik alanını iyice artırmış durumda.

Dijital dönüşüm sayesinde verimliliğini artırmak isteyen şirketler, gelişen vergi teknolojilerini iş süreçlerine dâhil ederek kaynaklarını daha etkin kullanıyor.

Şirketler e-fatura zorunluluk kapsamında olmasalar da e-belge uygulamalarını operasyonel süreçlerinin bir parçası olarak zaman, maliyet ve kaynaklardan tasarruf etmek için kullanıyorlar.

Sovos Türkiye Satış Direktörü Ali Bulut e-dönüşümün verimliliğe katkılarını değerlendirdi.

E-dönüşüme duyulan ihtiyaç

E-dönüşüm Türkiye için yeni bir kavram değil. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından düzenli olarak yayımlanan yeni regülasyonlarla e-dönüşüm yolculuğu sürekli olarak gelişiyor ve yaygınlaşıyor.

Yeni e-belge türleri zorunluluk kapsamına girdikçe ve işletmeler gönüllü ya da zorunlu şekilde e-belge kullanmaya başladıkça, e-dönüşüm hızla yayılmaya devam ediyor.

E-dönüşümün dünyada ortaya çıkışı vergi kayıplarının önlenmesine, vergi denetim ve kontrollerin artırılmasına dayanıyor. Yıllar içinde geldiğimiz noktada e-dönüşüm, devletlerin vergi otoritelerine sağladığı faydanın yanı sıra şirketler için de önemli bir fayda sağlıyor: Verimlilik.

Şirketler için verimlilik ve e-dönüşüm

Verimliliği arttırmak, her ölçekteki şirket için başlıca hedeflerden birisidir. Beyaz ve mavi yakalı çalışanların yanında ‘metal yakalılar’ da artık iş süreçlerine eklendi. Dijital dünyanın hızına yetişmek ve teknolojiyi şirketin faydaları doğrultusunda yönlendirebilmek için robotlardan, yapay zekâya dayalı çözümlerden ve akıllı teknolojilerden yararlanmak kaçınılmaz.

Şirket performansı üzerindeki doğrudan etkisi nedeniyle birçok şirket avantajlarından yararlanmak için gönüllü olarak e-dönüşüme geçmeyi tercih ediyor. Rakiplerinin önüne geçmek, fark yaratmak, iş hacmini ve performansını geliştirmek isteyen şirketler hızla e-dönüşüme yöneldi.

Firmaların e-dönüşüm uygulamalarını tercih etmelerini sağlayan 3 temel başlığı -Zaman Tasarrufu, Maliyet Tasarrufu, Verimli İş Gücü- incelediğimiz blog yazısını okuyabilirsiniz: Şirket Verimliliğinin Artmasında Vergi Teknolojilerinin Rolü

E-dönüşümün geleceği?

İlerleyen süreçte e-dönüşüm uygulamalarının hem daha da çeşitleneceğini hem de yaygınlaşacağı öngörülüyor. Vergi otoritelerinin açıklayacağı yeni regülasyonlarla e-belgelerin kapsamı uygulama ve mükellefler açısından genişleyecektir.

Henüz e-dönüşüm ile tanışmamış şirketlerin de iş süreçlerinde zaman, maliyet ve iş gücü verimliliklerini artırmaları için e-dönüşüm talepleri artarak devam edecektir.

Harekete Geçin

Türkiye’nin Dijital Vergi Dönüşüm Yolculuğu e-kitabımızı indirerek Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin e-dönüşüm gereksinimleri hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Hırvatistan, nakit işlemlerin gerçek zamanlı olarak vergi dairesine raporlanmasını sağlayan sistemi tanıtan ilk ülkelerden biriydi. Çevrimiçi malileştirme sistemi olarak bilinen sistem, nakit işlemlere uygulanan vergi denetimlerini bir üst seviyeye taşımak amacıyla yeni zorunlulukları beraberinde getirdi.

Hırvatistan’ın çevrimiçi malileştirme sistemi

Perakendeci dolandırıcılığıyla mücadele etmeyi amaçlayan sistem, nakit işlemlerin vergi dairesine gerçek zamanlı iletilmesini sağlıyor. Ayrıca, vergi dairesinin web uygulaması ile mali makbuzu doğrulayarak vatandaşları da vergi kontrollerinde yer almaya teşvik ediyor.

Önceki çevrimiçi malileştirme sisteminde, fatura düzenleyenlerin fatura verilerini onay için vergi dairesine göndermesi gerekiyordu. Ayrıca, müşteriye verilen son makbuza vergi dairesinin oluşturduğu özel fatura tanımlama kodunu (JIR) eklemesi gerekiyordu. Satış kaydını, vergi dairesinin web uygulamasına JIR kodunu girerek doğrulamak mümkündü.

Hırvatistan’ın çevrimiçi malileştirme sistemindeki yenilikler neler?

Hükumet, vatandaşların katılımını sağlamak, ayrıca vergi kayıt ve kanıtlarının kontrol edilebilirliğini artırmak için yeni bir mali makbuz zorunluluğunu yürürlüğe koydu.

1 Ocak 2021 itibariyle, nakit işlemler için, mali makbuzlara bir QR kodu eklenmek zorunda. Tüketiciler, artık makbuzlarını web uygulamasına JIR kodu girerek veya QR kodunu tarayarak doğrulayabilirler.

Vergi reformunun bir parçası olan ve satışların self-servis cihazlar aracılığıyla malileştirilmesini amaçlayan yeni prosedür, 1 Ocak 2021’de yürürlüğe girdi.

Vergi mükellefi, malileştirme prosedürünü self-servis cihazlar aracılığıyla gerçekleştirmek için; (I) satış mesajlarının elektronik olarak imzalanması için yazılımı etkinleştirmek ve (II) vergi idaresi ile elektronik veri alışverişi sağlamak için internet bağlantısı sağlamak zorunda.

Self-servis cihazların malileştirilmesi gerçekleştirilirken sadece satış mali hâle getirilir ve vergi idaresine gönderilir. Müşteri için fatura düzenlenmez.

Zorunluluk uygulamaya konmasına karşın, veri güvenliği ve değişimine yönelik süreç ve önlemleri kapsayan ikincil mevzuat henüz yayınlanmadı. Ancak, yakın zamanda yayınlanması bekleniyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Suudi Arabistan Vergi Genel Müdürlüğü (GAZT), e-fatura mevzuatının hükümlerinin uygulanmasına yönelik kontroller, gereksinimler, teknik şartnameler ve prosedürel kurallara ilişkin mevzuat taslağını yayımladı.

Mevzuat taslağına ek olarak GAZT’nin internet sayfasında, uygulamaya ilişkin teknik özelliklere de (Elektronik Fatura Veri Sözlüğü, Elektronik Fatura XML Uygulama Standardı ve Elektronik Fatura Güvenlik Uygulama Standartları) yer verildi.

Mevzuat taslağı şu anda halkın görüşüne sunulmuş ve yaklaşan e-fatura zorunluluğu konusunda (4 Aralık 2021’den itibaren geçerli olacak) teknik ve prosedürsel gereklilikleri ve kontrolleri tanımlamayı amaçlıyor. Mevzuat taslağı hakkında geri bildirimde bulunmak için son tarih 17 Nisan 2021 olarak belirlendi.

Mevzuat taslağında neler öngörülüyor?

Daha önce de açıklandığı gibi, e-fatura sisteminin iki ana aşaması olacak.

İlk aşama 4 Aralık 2021’de başlayacak ve tüm yerleşik vergi mükelleflerinin e-fatura ve elektronik irsaliyeleri (alacak ve borç) oluşturmasını, işlemesini ve saklamasını gerektiriyor. Mevzuat taslağında, ikinci aşama için e-faturaların ve bunlarla ilgili irsaliyelerin tanımlanmış XML formatında veya PDF/A-3 formatında (gömülü XML ile) oluşturulması gerektiği belirtiliyor. İlk aşama için belirli bir formatın kullanılma zorunluluğu bulunmuyor ancak, bu tür fatura ve irsaliyelerde gerekli tüm bilgilerin yer alması şartı var.

Mevzuata uyumlu bir çözümün aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekiyor:

İkinci aşamada, vergi mükelleflerinin GAZT’a e-faturaları ve elektronik irsaliyeleri iletmeleri için ek bir gereklilik bulunuyor. Vergi mükelleflerinin, bir Uygulama Programlama Arayüzü (API) kullanarak sistemlerini GAZT sistemlerine entegre etmeleri gerekiyor.

Mevzuat taslağında, ikinci aşamanın başlangıcının 1 Haziran 2022 olduğu ve hedef grupların açıklanan takvime uygun olarak GAZT sistemlerine entegre olması gerektiği belirtiliyor.

İkinci aşama gerekliliklerinin bir sonucu olarak, Suudi Arabistan e-fatura sistemi 1 Haziran 2022’den itibaren bir Sürekli İşlem Denetimli (CTC) e-fatura sistemi olarak sınıflandırılacak. B2B ve B2G işlemlerine ilişkin e-faturalar için bir e-faturanın ancak GAZT tarafından onaylanması halinde yasal geçerlilik kazanacağı bir denetim sistemi. Bununla birlikte ihtiyaçlara göre B2C faturaları için Sürekli İşlem Denetimi (CTC) raporlaması gerekliliği de tanımlanacak.

Suudi Arabistan’ın e-fatura mevzuatı ile ilgili sonraki adımlar neler?

Mevzuatın, halkın görüşleri doğrultusunda alınan geri bildirimlerin toplanmasının ardından önümüzdeki birkaç ay içinde yayınlanması bekleniyor. Böylece, Suudi vergi mükelleflerine yaklaşan zorunluluğa hazırlanmaları için yaklaşık altı aylık bir süre tanınmış olacak.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

2020’nin başlarında Arnavutluk’un Sürekli İşlem Denetimi (CTC) planında ‘malileştirme’nin tanıtılmasının ardından, Arnavutluk hükümeti CTC sistemi hakkında daha fazla bilgi paylaştı ve 2020’nin sonlarında sistemin yürürlüğe girişine ilişkin takvimi güncelledi.

2020 içinde Arnavutluk hükümeti, CTC planının farklı unsurları ile ilgili bir dizi ikincil mevzuat yayınladı. Arnavutluk’un CTC Denetimi projesi, e-fatura denetimi ve vergi dairesine gerçek zamanlı veri raporlamasının birleşiminden oluşan bir yapıya sahiptir. Her iki süreç de ayrı ancak eşit derecede ayrıntılı mevzuatlarda düzenlenmiştir.

Yayınlanan belgelere göre, nakit olarak ödenmeyen B2B ve B2G işlemlerinin faturaları elektronik biçimde düzenlenmeli ve alınmalıdır; nakit işlem faturaları (örneğin B2C) için faturalar, alıcının onayına bağlı olarak elektronik olabilir.

E-faturalar, Avrupa Standartlarına uygun şekilde oluşturulmuş bir formatta, Arnavutluk Ulusal Bilgi Toplumu Ajansı AKSHI tarafından yönetilen Merkezi Bilgi Sistemi (CIS) aracılığıyla gönderilmelidir.

E-faturalar, taraflar arasında değişimden önce “malileştirilmelidir”, yani vergi dairesi tarafından denetlenmeli ve faturanın içeriğinde yer alması gereken bir Benzersiz Kimlik Numarası (NIVF) almalıdır. E-faturalar ancak vergi dairesinin denetiminden sonra geçerlilik kazanır.

Merkezi faturalama platformu, e-fatura içeriği ve şeması ile ilgili daha fazla bilgiyle birlikte ödeme hizmeti sağlayıcılarının raporlama gereksinimleri de yayınlanmıştır.

Arnavutluk’un CTC’nin yürürlüğe girişine ilişkin takvim şu şekildedir:

Arnavutluk’un son aylarda CTC’ye ilişkin etkileyici sayıda ve hızda belge yayınlaması, sistemin uygulamaya alınmasına ilişkin belirlenen son tarihe uyma yolunda ilerlediğinin bir işaretidir.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Tüm e-dönüşüm projelerinin yönetim sürecinde, kapsam ve kaynaklar belirlendikten sonra proje planlaması yapılır ve buna uygun tahmini proje bitiş tarihi belirlenir. Ancak söz konusu regülasyon uyum projeleri olduğunda, çoğu zaman ilk belirlenen husus projenin bitiş tarihi oluyor.

Son teslim tarihini ileten resmî kurumlar, kapsamın da büyük çoğunluğunu belirlemiş oluyor. Birçok mükellef de bu sürecin doğru, kendi iş süreciyle uyumlu ve en önemlisi zamanında yapılmasını sağlamak için özel bir entegratörle çalışmayı tercih ediyor.

Özel Entegratörler Proje Yönetimine Nasıl Yardımcı Olur?

Entegratörler, süreci yönetmek için mükellef ile resmî kurumlarının gereksinimleri veya yaptırımları, entegratör tarafından, mükellefin iş sürecine entegre olacak şekilde tasarlanmalıdır. Bu noktada devreye giren özel entegratörler, sürecin tarafların önceliklerine uyumlu olarak ilerlemesini sağlamak için gerekli tasarımı yapmakta ve projedeki toplam iş dağılım yapısını kurgulamaktadır.

Özel entegratörler, ters planlama olarak adlandırılan yöntem ile ayrıntılı bir proje zaman çizelgesi oluşturur. Buradaki başarının anahtarı, kapsamı doğru tanımlamak ve iş listesini net bir şekilde belirlemektir. Doğru iş listesini belirleyebilmek için ise konu hakkında bütünsel bilgiye sahip, tecrübeli, olası sorunları daha önce deneyimlemiş ve çözüm önerilerini planlamaya dahil edebilecek bir özel entegratör ile çalışmak önemlidir.

Canlı kullanıma geçiş tarihi belirlenmiş projelerin yönetiminde, projedeki riskleri minimize etmek için, özel entegratörler bir planlama modeli hazırlarlar. Bu model, uygun kaynakları, yüksek öngörüyle hazırlanmış iş listesini, her görev için belirlenmiş olan net sorumlulukları ve her bir görev için dahil olan tüm süreçleri içermelidir. Belirlenmiş olan son canlı geçiş tarihine ulaşabilmek için detaylı planlanan bu model üzerinde entegratör ve mükellef birlikte çalışmalıdır.

Bu aşamada gerçekleşebilecek olası aksaklıklar nedeniyle, iş listesinde önceliklendirmeler yapmak ve belirli süreçleri teslim tarihinden sonrasına planlamak gerekli olabilir. Projedeki karar verici paydaşların projeye sık sık dahil edilmesi, istenmeyen olası aksaklıkları engeller ve daha hızlı bir onay süreci sağlar. Ayrıca zaman çizelgesinde olası risklerin önceden giderilebilmesi için, planda boşluklar bırakmak gerekebilir. Bu tavsiyelerin bazıları tüm projeler için gerekli olsa da canlı kullanıma geçiş tarihi belirlenmiş projeler için ayrıca önem arz eder.

E- Dönüşüm Projelerinin Zamanında Tamamlanmasını Sağlamak İçin Öneriler:

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.