Dijitalleşme, özellikle pandemi sürecinde tüm dünyada iş yapış şekillerini büyük değişime sürüklemeye devam ediyor. Kurumlar iş sürekliliği endişesi ve rekabette öne geçme isteğiyle -belki de geç kalınmış- gelecek stratejilerini bu dönemde belirliyor. Bilgi teknolojilerinin yoğun kullanımıyla iş süreçlerinde sağlanan hız, verimlilik, çeviklik, para ve zaman tasarrufu yıllardır anlatılıyor olsa da hak ettiği değeri birçok kurum tarafından yeni görmeye başlıyor. Kuşkusuz ki dijitalleşme son iki yıldır, geçmişten olduğundan çok daha önemli bir noktaya taşındı.
Dijitalleşme kapsamında kurumların finansal süreçlerinin kontrolünün elektronik ortama taşınmasını kapsayan ve Türkiye’de 2004’lü yıllarda başlayan “e-dönüşüm” süreci bugün şirketler için kaçınılmaz bir gerçeği ortaya koyuyor. Bir zamanlar gelecek dönemde yapılması gereken bir çalışma olarak görülen e-dönüşümün, artık bugünün gerçeği haline geldiği görülüyor. İşin uzmanları e-dönüşüm ve genel anlamda dijitalleşme sürecine dahil olamayan söz konusu kurumların öncelikle küçülme sonra da yok olma tehdidi ile karşı karşıya olduğu konusunda uyarıyor.
E-dönüşüm süreci kurumları içerisinden geçmekte olduğumuz zorlu süreçte ve gelecekte sürdürülebilir kılarken, faydaları sürdürülebilirliğin üç payandası göz önüne alınarak şu şekilde özetlenebilir:
Ekonomik sürdürülebilirlik: E-dönüşümün kurumlara finansal sağlamlık getirmesinin yanı sıra teknolojiyi iş yapış şekillerine uyarlamış kurumların son 10 yılda en büyük şirketlerin bile önüne geçtiği görülüyor. Ancak bu noktada, kritik başarı faktörü dijitalleşmenin sadece IT departmanı tarafından değil; tüm şirket tarafından benimsemesine dayanıyor.
Çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik: Kâğıt ortamından elektronik ortama taşınan her işlem, doğanın korunmasının yanında ekonomik ve sosyal faydalar da sağlıyor.
E-dönüşümün geleceğinde göz önünde bulundurulması gereken hususlar
Pandemi döneminde dijitalleşmenin ivmesinin birçok sektörde hızla artışına ve yeni sektörlerin bu sürece dahil olmasına rağmen, dijitalleşmeyi operasyonlarına henüz entegre edememiş şirketler için en önemli nokta dijital dönüşümden korkmamaktır. E-dönüşümün sunduğu zaman, maliyet ve iş gücünde verimliliği şirkete adapte edebilmek için özel entegratörlerle çalışarak servis sağlayıcıların çözümlerine odaklanmak bu konudaki tereddütleri ortadan kaldıracaktır.
Pazar araştırma firması International Data Corporation‘a (IDC) göre; 2022 yılına kadar iş uygulamalarının, ürünlerin ve şirketlerin dijital dönüşümünü sağlayan teknolojiler ve hizmetlere yapılan küresel harcamaların 1,97 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu durum, 2017’den 2022’ye kadar olan beş senelik süreçte, bileşik olarak yıllık %16,7’lik bir büyüme oranı anlamına geliyor.
Bu rakamlar ve göstergeler göz önüne alındığında dijitalleşme ve e-dönüşüm kurumlar için bir tercih olmaktan ziyade; iş hedeflerine en etkin, kolay ve düşük maliyetli bir şekilde erişmek için bir fırsat hatta bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Pandemi süreci avantaja çevrilerek bugün hali hazırda bu sürece dahil olan kurum sayısının hızla arttığı gözlemlenirken, yakın gelecekte de ciddi oranda artmaya devam edeceği öngörülüyor.
Polonya’da “E-Faktur” adlı ulusal e-fatura sisteminin hayata geçirilmesine yönelik ilerleme kaydedildi. Polonya Maliye Bakanlığı’nın bu yıl yayınladığı yasa tasarısının henüz parlamentoda onaylanarak yasalaşması bekleniyor. Ancak e-fatura için istenen koşulların taslağı yayınlandı ve Sürekli İşlem Denetimi sistemi konusunda kamuoyuyla istişareler yürütüldü.
Haziran ayında Maliye Bakanlığı, Sürekli İşlem Denetimi sistemi hakkında kamu ve bakanlar tarafından iletilen tüm değerlendirmeleri incelediğini ve aşağıdaki adımları atmaya karar verdiğini duyurdu:
2022’deki canlıya geçişe hazırlanmak üzere, Sürekli İşlem Denetimi Sistemi Ekim 2021’de yapılacak testlere uygun hale getirilecek. Pilot uygulama tüm vergi mükelleflerinin erişimine açık olacak.
Konuyla ilgili mevzuat Ekim 2021’de onaylanarak yayınlanacak.
Biri Lehçe, diğeri İngilizce olmak üzere iki adet fatura şablonu hazırlanacak.
3 ay (Ekim – Aralık 2021) sürecek testlerin ardından Sürekli İşlem Denetimi sistemi Ocak 2022’de gönüllülük esasında uygulanmaya başlanacak.
Sürekli İşlem Denetimi sistemi 2023’ten itibaren zorunlu hale getirilecek.
Bakanlığın açıklamasında, Sürekli İşlem Denetimi sisteminin vergi mükellefleri açısından getireceği faydalara değinildi. Bu faydalar arasında KDV iadelerinin hızlandırılması, saklanan faturaların vergi dairesinin veri tabanında zorunlu saklama süresinin sonuna kadar güvenli şekilde saklanabilmesi, Sürekli İşlem Denetimi platformu üzerinden faturaların alıcıya güvenle ulaştırılması ve bu sayede faturaların daha hızlı ödenmesi, fatura formatının standartlaştırılması sayesinde faturaların işleme alınmasının ve gönderilmesinin otomasyona bağlanması yer alıyor.
Ayrıca, yeni e-fatura kurallarının uygulanması sonucunda SLIM VAT 2 paketinde gerçekleştirilecek değişikliklerle, örneğin mükerrer veya düzeltilmiş faturaların yönetilmesi konusunda ilave destek tedbirleri alınacak.
Polonyalı yetkililer, Ulusal E-Fatura Sisteminin uygulanmasında iyi bir ilerleme kaydediyor. İleride atılacak adımların tanımlanmasında kamuyla istişarelerin yararlı olduğunu görmek olumlu bir izlenim yaratıyor. Yetkililerin şeffaflık ve zamanında belgelendirme konusundaki istekliliğinin, Sürekli İşlem Denetimi sisteminin hayata geçirilmesi sürecinin sonuna kadar devam etmesi umuluyor.
Harekete Geçin
Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
Dünyada 170’ten fazla ülke KDV sistemini uyguluyor. Körfez ülkeleri de yakın zamanda bu sistemi uygulayan ülkeler arasına katıldı. Ekonomik kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışan Körfez ülkeleri, son on yılı kamu hizmetlerini finanse etmek için diğer yöntemleri araştırarak geçirdi.
Sonuç olarak 2016 yılında, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Kuveyt, Katar ve Umman’dan oluşan KİK (Körfez İşbirliği Konseyi), bundan böyle %5 oranında KDV uygulamak üzere Ortak KDV Anlaşması’nı imzaladı.
Birinci adım: KİK ülkelerinde KDV sisteminin uygulanması
KDV anlaşmasının imzalanmasının ardından Suudi Arabistan ve BAE 2018’de KDV’yi yürürlüğe soktu. Bahreyn de 2019 yılında KDV rejimine geçti. Son olarak Umman Nisan 2021’de %5 oranında KDV uygulamaya başladı ve Katar ve Kuveyt’in de KDV yasasını yürürlüğe sokması bekleniyor.
İkinci adım: KDV’nin dijitalleştirilmesi
Suudi Arabistan KDV uygulamasını başlattıktan ve KDV oranını %5’ten %15’e çıkardıktan sonra, yeni bir adım atarak KDV düzenlemelerine uyumu sağlamak için denetim mekanizmalarını dijitalleştirdi.
Aralık 2020’de yürürlüğe giren E-fatura Düzenlemesi ülkede ikamet eden ve vergi yükümlülüğü olan herkesin faturaları elektronik olarak oluşturmasını ve saklamasını zorunlu hale getiriyor. Bu zorunluluk 4 Aralık 2021’den itibaren başlayacak.
Suudi Arabistan, 2018’de KDV uygulamasını ilk kez başlatmasından bu yana ciddi bir ilerleme kaydetti. Ülkedeki E-Fatura Düzenlemesinin sadece işletmelerde dijitalleşme ve otomasyonu teşvik etmekle kalmayacağı, aynı zamanda KDV denetiminin daha verimli hale getirilmesini ve vergi dairelerinin daha iyi makro-ekonomik veriler toplamasını sağlayacağı öngörülüyor. Bu durumun yakın zamanda diğer KİK üyesi ülkelerde de gözlemlenebileceği tahmin ediliyor.
Hükümet süreçlerinin dijitalleştirilmesi ve KDV uygulamasının takvimine bakıldığında, BAE’nin de büyük ihtimalle benzer bir e-fatura uygulamasını benimsemesi bekleniyor. E-faturayı zorunlu hale getirmeye yönelik mevcut bir planı olmasa da, BAE genel anlamda dijitalleşme konusunda cesur planlarını açıkladı bile. BAE hükümetinin internet sitesine göre, “2021 yılında, Dubai Akıllı hükümeti kağıt kullanımını tamamen bırakacak. Bu sayede her yıl hükümetin işlemleri için kullanılan 1 milyar kağıt artık kullanılmayacak. Böylelikle zaman ve kaynak tasarrufu sağlanırken çevre de korunacak.”
KDV sisteminin benimsenmesinin ardından uygulanan ikinci reform genellikle KDV’nin dijitalleştirilmesinin yaygın hale getirilmesidir. Bahreyn ve Umman’da halihazırda KDV sistemi bulunduğundan, bu ülkelerde gelecek birkaç yıl içinde zorunlu e-fatura uygulamasının başlatılması şaşırtıcı olmayacaktır. Katar ve Kuveyt’te ise e-fatura uygulaması, KDV uygulamasının başarısına bağlı olacaktır, bu nedenle bu ülkelerde KDV’nin dijitalleşmesine yönelik yolculuğun ne zaman başlayacağını tahmin etmek pek kolay değil ancak böyle bir süreç bir noktada mutlaka başlatılacaktır.
KİK ülkelerinde KDV sisteminin uygulanması için sonraki adım
Körfez ülkeleri, e-fatura sistemini uygulamaya başladıktan sonra KDV iadesi gibi KDV ile ilgili diğer süreçleri de dijitalleştirebilir. Ülkelerin izlediği diğer bir trend, e-fatura sistemleri üzerinden toplanan verilerle KDV iade listelerinin önceden doldurulmasıdır.
Dijitalleşmenin biçimi ve formu ne olursa olsun, KDV sistemi ve bu sistemin uygulanması konusunda birçok bileşen söz konusu olacaktır. Bölgede faaliyet yürüten şirketler, gereksiz yere ceza yememek ve itibarlarıyla ilgili uyumsuzluktan doğabilecek risklerden kaçınmak için KDV uyum süreçlerin yatırım yapmaya hazırlıklı olmalıdır.
Harekete Geçin
Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
Japonya, tüketim vergisi sistemini güncellemeyi amaçlayan ve birkaç yıla yayılan sürecin yarısını tamamladı. Bu süreç 1 Ekim 2019’da çoklu vergi oranı sisteminin yürürlüğe girmesiyle başlamıştı. Bir sonraki aşamada, 1 Ekim 2023 itibarıyla vergi denetleme tedbiri olarak Nitelikli Fatura Sistemi’nin uygulanması bekleniyor.
Japonya hükümeti, bu büyük değişimle birlikte yıllardır devam eden vergi sızıntısı sorununu çözmeyi amaçlıyor.
Çoklu vergi oranının çağlayan etkisi
Japonya’da dolaylı vergi “Japon Tüketim Vergisi (JCT)” olarak adlandırılıyor ve ülke içinde sunulan mal ve hizmet tedarikinde uygulanıyor. 1 Ekim 2019’da tüketim vergisinin oranı %8’den %10’a yükseltilmişti. Aynı zamanda Japonya çoklu vergi oranlarını uygulamaya koydu. Bu kapsamda belli işlemlerde vergi oranı indirimli olarak %8 oranında uygulanmaya başladı.
Şu anda Japonya, tüketim vergisini hesaplamak için kullanılacak vergi oranını faturada gösterme yöntemini kullanmıyor. Bunun yerine, işlem kanıtına ve şirketin muhasebe defterlerine dayalı (“defter sistemi” adı verilen) bir sistem uygulanıyor. Hükümete göre bu sistem, sistemde vergi sızıntısıyla ilgili sorunlara yol açıyor.
Bunu önlemek için 1 Ekim 2023’te Nitelikli Fatura Sistemi adı verilen yeni bir sistem yürürlüğe girecek. Bugün oluşturulan faturalardan farklı olarak, nitelikli faturalarda verili bir işlem için uygulanan vergi oranlarının dökümü yer alacak.
Yeni sistem kapsamında sadece kayıtlı JCT mükellefleri nitelikli vergi faturası oluşturabilecek. İşlemin alıcı tarafında ise, nitelikli bir fatura oluşturulmuşsa, vergi mükellefi girdi vergisi kredisi alabilecek. Başka bir deyişle Nitelikli Fatura Sistemi’nde her iki tarafın fatura şablonlarını ve süreçlerini yeni bilgileri kapsayacak şekilde adapte etmesi ve ilgili vergi dairesine kayıt olması gerekecek.
Nitelikli Fatura Sistemi’ne hazırlanma
Yeni e-fatura sisteminin uygulanması için geçiş dönemi 1 Ekim 2019 ile 1 Ekim 2023 tarihleri arasında olacak.
JCT mükellefleri, nitelikli fatura oluşturabilmek için Japonya’daki Ulusal Vergi Dairesi’ne (NTA) kayıt olmak zorunda. Başvurular 1 Ekim 2021 tarihinden itibaren kabul edilecek. Başvuru için en son tarih ise 31 Mart 2023; yani e-fatura sisteminin uygulanmasından altı ay önce başvuruların tamamlanması gerekiyor. Kayıtlı olmayan vergi mükellefleri nitelikli fatura oluşturamayacak.
Kayıtlı JCT mükellefleri, belli koşullara uymak kaydıyla, basılı fatura yerine elektronik fatura oluşturabilecek.
Peki sonra?
Nitelikli Fatura Sistemi’nin devreye girmesi hem Japon şirketleri hem JCT vergisine tabi işlemler yapan yabancı şirketleri etkileyecek. Vergi mükellefleri, vergilerini doğru şekilde hesaplamak ve girdi vergisi kredisinden yararlanabilmek için bu alandaki gereklilikleri doğru şekilde anlamak ve 2023’te Nitelikli Fatura Sistemi yürürlüğe girmeden önce yeni gerekliliklere uyum sağlamak için muhasebe ve defter tutma sistemlerini güncellemek veya değiştirmek zorunda.
Harekete Geçin
16 Şubat 2023 Perşembe günü S/4 HANA geçişi ve e-dönüşüm planlamasına dair merak edilenleri webinarda ele alacağız. Ajandayı incelemek ve webinara kaydolmak için hemen tıklayın.
Tüm dünyada KDV açıkları büyürken, vergi daireleri giderek daha da sıkı denetimleri uygulamaya koyuyor. Amaçları verimliliği yükseltmek, sahteciliğin önüne geçmek ve gelirleri artırmak.
Hükümetlerin bir şirketteki işlemleri daha iyi anlayabilmesinin bir yolu Sürekli İşlem Denetimi (CTC) uygulamaktır. Bu kapsamda şirketler, fatura bilgilerini alıcıdan önce vergi dairelerine gerçek zamanlı olarak veya gerçek zamana yakın bir sürede göndermek zorundadır. Yaygın olarak kullanılan bir CTC yöntemine göre, faturanın hazırlanması veya ödenmesi için önce vergi dairesi tarafından onaylanması gerekir. Bu sayede vergi dairesi hem görünürlük kazanır hem de ticari işlemler üzerinde belli bir derecede operasyonel denetim sağlamış olur.
KDV nedir?
Katma değer vergisinin (KDV) temel ilkesi, ekonomik zincirin her bir aşamasında hükümetin katma değerden belli bir pay almasıdır. Bu zincir, ürün veya hizmetlerin bir kişi tarafından tüketilmesiyle sona erer. Son müşteri dahil olmak üzere zincirdeki tüm taraflar KDV öder. Ancak sadece işletmeler girdiler üzerinden alınan vergileri mahsup edebilir.
Birçok hükümet, şirketlerin devlete borçlu olduğu “dolaylı” vergileri tespit etmek için faturaları asli delil olarak kullanır. Dünyada ticaret yapan hemen hemen tüm ülkelerde en önemli dolaylı vergi KDV’dir. KDV uygulamasına sahip birçok ülkede tüm gelirlerin %30’undan fazlası bu vergi kaleminden sağlanmaktadır.
KDV açığı nedir?
KDV açığı, beklenen KDV geliri ile gerçekleşen KDV tahsilatı arasındaki toplam fark anlamına gelir.
Avrupa Komisyonu’nun en son yayınladığı rapora göre Avrupa’da her yıl yaklaşık 140 milyar euro tutarında KDV açığı gerçekleşmektedir. Bu tutar, ilgili ülkelerde beklenen KDV gelirinin %11’inin kaybedilmesi anlamına gelmektedir. Tüm dünyada ödenmesi gereken ancak hatalar veya dolandırıcılık nedeniyle hükümetlerin tahsil edemediği KDV toplamının yarım trilyon euro tutarında olabileceği tahmin edilmektedir. Bu rakam, Norveç, Avusturya veya Nijerya gibi bazı ülkelerin gayri safi yurt içi gelirine eşittir. KDV açığı tüm dünyada ödenmemiş KDV tutarının yaklaşık %15 ila %30’una karşılık gelir.
Sürekli İşlem Denetimi nedir?
Sürekli işlem denetimi bir çeşit vergi uygulamasıdır. Bu uygulamada işlem bilgileri vergi mükellefinin sistemlerinden vergi idaresinin belirlediği bir platforma elektronik olarak gönderilir. Gönderme işlemi, ilgili işlemin tarafları arasında bilgilerin fiili olarak gönderilmesinden hemen önce veya bilgilerin gönderilmesi sırasında veya hemen sonrasında gerçekleşir.
Yaygın kullanılan CTC yöntemlerinden biri “clearance model” (gerçek zamanlı denetim modeli) olarak adlandırılmaktadır çünkü bu sistemde fatura bilgileri alıcıya gönderilmeden önce vergi idaresi tarafından ve gerçek zamanlı veya gerçek zamana yakın bir sürede onaylanmaktadır. CTC, mali ve para politikalarını oluşturmak için bilgi sağlamak amacıyla kullanılabilecek benzersiz ekonomik veriler elde etmek de için güçlü bir araç olabilir.
CTC nerede başladı?
Bu son derece farklı vergi uygulamasının ilk adımları 2000’li yılların başında Latin Amerika’da atıldı. Türkiye gibi diğer yükselen ekonomiler de on yıl sonra bu yöntemi benimsedi. Bugün Latin Amerika’daki birçok ülkede sağlam CTC sistemleri bulunuyor. Bu sistemlerde fatura üzerinden KDV uygulanması için ciddi miktarda veri gereklidir. Diğer önemli veriler de (örn. ödeme durumu veya taşıma belgeleri) işlem anında alınabilir ve doğrudan ön onaydan geçebilir.
E-fatura nedir?
Elektronik fatura veya e-fatura, vergi uyumu veya kanıt gösterme amacıyla basılı fatura kullanmaksızın, faturaların elektronik formatta gönderilmesi, alınması ve saklanmasıdır. Basılı faturalara ek olarak tarayıcıyla fatura görüntüsünün alınması veya e-fatura mesajlarının alınıp gönderilmesi hukuki açıdan elektronik fatura kullanılması anlamına gelmemektedir. CTC uygulaması kapsamında e-fatura kullanımı genellikle zorunludur ancak her zaman zorunlu olmayabilir. Örneğin Hindistan’da faturaların alıcıya gönderilmeden önce vergi idaresi tarafından onaylanması zorunludur ancak sonrasında faturanın dijital formatta gönderilmesi zorunlu değildir.
CTC ve e-fatura uygulamalarının amacı, KDV iadesini önceden doldurmak veya değiştirmek için işlem sırasında kaynakta kontrol edilen işletme verilerinin kullanılmasıdır. Bu nedenle işletmeler, teknoloji ve organizasyon planlamalarında CTC dönüşümünü ve CTC sisteminin vergi idareleri tarafından nasıl kullanıldığını bütüncül bir şekilde kavramalıdır.
Ufukta neler var?
Hükümetler bu sıkı denetimlerle birlikte gelen gelirlerin ve ekonomik istatistiklerdeki iyileşmelerin farkına varırken, ufukta yeni uygulamaların belirdiğini görüyoruz. Gelecek beş ila on yıl içinde CTC sistemine dayalı dolaylı vergi rejimlerinin yükselişinin hızlanacağını tahmin ediyoruz. Halihazırda KDV, mal ve hizmet vergisi veya benzeri dolaylı vergileri uygulayan çoğu ülkenin 2030’a kadar bu tip denetimleri kısmen veya tamamen uygulamaya koymasını bekliyoruz.
Avrupa’da gelecek birkaç yıl içinde Fransa, Bulgaristan ve Polonya’nın CTC yöntemini uygulamaya başlayacağını biliyoruz. Suudi Arabistan da yakın zamanda e-fatura için uygulanacak kuralları yayınladı ve başka birçok ülke bu yönde adımlar atacak.
Gündeme gelecek olan bu uygulamalar, bir zorluktan ziyade şirketlerin dijital dönüşümü için bir fırsat niteliğindedir. Tabii ki bunun için doğru zihniyetin benimsenmesi gerekiyor. Ancak her tür değişimde olduğu gibi, bu alanda da hazırlık süreci büyük önem taşıyor. Global şirketler, yakında gündeme gelecek olan CTC sitemine ve KDV dijitalleştirmenin getireceği diğer gerekliliklere göre stratejik planlarını hazırlamak için yeterli zaman ve kaynak ayırmalı. Tüm dünyada yeni uygulamalar hızla hayatımıza girerken, küresel bir KDV uyum çözümü, şirketlerin hem bugünkü hem de gelecekteki ihtiyaçlarına doğru şekilde yanıt verecektir.
Yunanistan Maliye Bakanlığı, 28 Haziran 2021’de myDATA zorunluluğunun 2021’in sonbaharına ertelendiğini duyurdu. Erteleme kararı, pandeminin işletmeler ve tüm ülke üzerindeki olumsuz mali etkisi nedeniyle alındı.
Aşamalı hayata geçiş süreci Eylül 2021’de başlayacak ve Kasım 2021’de tamamlanacak. Geçmiş verilerin (myDATA canlıya geçiş tarihine kadar yayınlanan veriler) 2022 Mart ayının sonuna kadar geriye dönük olarak raporlanması gerekiyor.
Gelir bilgilerinin raporlanacağı tarihler aşağıdaki şekilde belirlendi:
1 Ekim 2021’den itibaren a) ikili usulde muhasebe defteri tutan ve 50.000 Euro üzerinde geliri olan vergi mükellefleri ve b) basit usulde muhasebe defteri tutan ve 100.000 Euro üzerinde geliri olan vergi mükellefleri
1 Kasım 2021’den itibaren tüm vergi mükellefleri 2021 yılı için harcama sınıflandırmalarını raporlama yükümlülüğü bulunmuyor.
POS perakende verilerinin raporlanması için:
POS raporlamasının kademeli olarak hayata geçirilme süreci bazı vergi mükellefleri için 1 Eylül 2021’de başlayacak ve 1 Kasım 2021’e kadar tüm vergi mükellefleri için süreç tamamlanmış olacak.
Şu anda kullanılan POS cihazlarının IAPR’nin (Yunanistan Vergi Dairesi) yeni belirlediği özelliklere uygun şekilde yenilenmesi gerekecek.
POS cihazlarının myDATA sistemine verileri işlem bazında (tek tek) ve gerçek zamanlı olarak iletmesi gerekecek.
myDATA programıyla birlikte, Yunanistan’da vergi mükelleflerinin üzerinde idari bir yük olarak görülen dönemlik fatura raporu verme gerekliliğinin (συγκεντρωτικές καταστάσεις πελατών – προμηθευτών) ortadan kalkması bekleniyor. IAPR, aşamalı olarak hayata geçirilecek olan yeni plan sayesinde vergi mükelleflerinin yeni sürekli işlem kontrol sistemine hazırlanmak için yeterli zaman kazanacağını umuyor.
Harekete Geçin
Yakında uygulamaya girecek olan myDATA gereklilikleri konusunda işletmenizin hazırlanmasına nasıl yardımcı olabileceğimizi öğrenmek için bize ulaşın. Düzenlemeler ve son gelişmeler için LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
Türkiye’de 2010 yılında başlayan e-dönüşüm hikâyesi, 2012’de sistematik bir şekilde ilerlemeye geçti. İlk olarak 1 Ocak 2012’de e-defter zorunluluğuyla başlayan süreç, günümüzde e-belgelerin kapsamının geliştirilmesiyle hız kesmeden sürmektedir. Türkiye’de e-dönüşüm sürecini yöneten Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) vergisel dijital dönüşümü şirketlere benimsetme konusunda önemli bir rol üstlenerek vergi süreçlerinin takibinde başarılı bir denetim modeli oluşturdu. 2012 yılından bu yana sürekli olarak belgelerin elektronikleştirilmesi ve e-belgelerin kullanma zorunluluğu da bu süreci hızlandırdı.
E-dönüşümde güncel gelişmeler ve beklentiler
Yaşanan gelişmeler neticesinde GİB çeşitli e-belge türlerinde yeniden düzenlemeye giderek kapsamları genişletti. Bu belgeler aşağıdaki gibidir:
E-Gider Pusulası: Başkanlık tarafından belirlenen standartlara uygun olarak gider pusulasının elektronik ortamda oluşturulması, elektronik ve kâğıt ortamda muhafazası, ibrazı ve raporlamasını kapsayan uygulama
E-Dekont: Başkanlık tarafından belirlenen standartlara uygun olarak banka dekontunun elektronik ortamda oluşturulması, muhafazası, ibrazı ve raporlamasını kapsayan uygulama
E-Döviz Alım-Satım Belgesi: Döviz alım ve satım faaliyetinde bulunan yetkili müesseselerin kâğıt ortamda düzenledikleri Döviz Alım ve Satım Belgesi’nin, ilgili müesseseler ve gönüllülük esası ile bankalar tarafından elektronik belge olarak elektronik ortamda düzenlenmesi
E-Sigorta Komisyon Gider Belgesi: Bu Tebliğde yer alan şartlara uygun olarak elektronik belge şeklinde oluşturulan, muhafaza ve ibraz edilebilen sigorta komisyon gider belgesi
E-Sigorta Poliçesi: Sigorta, emeklilik ve reasürans şirketleri ile sigorta ve emeklilik aracılarının kâğıt ortamda düzenlediği sigorta poliçelerinin elektronik ortamda düzenlemesi ile oluşan elektronik belge
E-Adisyon: Restoran, kafe gibi yerlerde müşteriden alınan yiyecek siparişinin yazıldığı ve müşterinin bulunduğu masada bulunması gereken belge
E-belgelerin dijital dönüşüm yolculuğu
GİB’in e-dönüşüm ve e-belgeler konusunda izlemiş olduğu yolun yanı sıra süreci optimum düzeyde yürürlüğe sokması mükelleflerin de zorunlu olmasalar dahi uygulamalara gönüllü olarak geçiş yapmalarını sağladı. GİB’in e-belgelerle ilgili son güncellemeleri, vergi süreçlerinin takibi açısından da büyük öneme sahiptir. E-belgelerin yaygınlaşmasıyla, vergisel anlamda gelir kayıplarının da en aza indirgenmesi bekleniyor. Şirketler açısından da e-belgeler zaman, maliyet ve iş gücü verimliliği sağlaması açısından hem kamu hem de özel sektör tarafında ciddi avantajlar barındırıyor. İlerleyen süreçte de e-belgelerin kapsamlarınin gerek uygulama gerekse de mükellefler açısından daha da genişlemesi bekleniyor.
Harekete Geçin
E-dönüşüm uygulamarındaki son güncellemeler ve vergi mükelleflerinin dikkat etmeleri gereken kurallar hakkında detaylı bilgi almak için webinarımızın kaydını izleyebilirsiniz: E-Dönüşüm Süreçlerinde Son Gelişmeler
KDV’nin Dönüşümü konulu blog dizimizin birinci bölümünde dünyanın dört bir yanında vergi dairelerinin ve hükümetlerin gelir tahsilatını artırmanın ve vergi açıklarını azaltmanın bir yolu olarak neden dijitalleşmeyi ve teknolojiyi benimsediğini incelemiştik. “KDV’de Üç Odak Alan” başlıklı ikinci bölümde ise düzenleme kuruluşları için öne çıkan bazı kaygıları irdelemiştik. Bu dizinin son bölümünde teknolojiye odaklanacağız ve IT liderlerinin neden KDV yönetiminde yerel çözümlerden uzaklaşarak küresel bir yaklaşıma yöneldiğini inceleyeceğiz.
KDV yönetiminde yerel düzeyde uzmanlık olmazsa olmazdır ancak bu uzmanlık farklı ülkelerde ne kadar geçerli olabilir? Bu soru hem vergi kurumlarını hem de IT liderlerini düşündürüyor. IDC’nin desteklediği “Taming the Value-Added Tax Beast with Technology” başlıklı İngilizce raporumuzda bu konuyu ele almıştık. Raporun ücretsiz kopyasını buradan indirebilirsiniz.
Vergi süreçlerinde IT’nin görevi, KDV uzmanlarının teknolojiyi kullanarak vergileri doğru şekilde tahsil etmesini ve ödemesini ve istendiğinde ayrıntılı raporlar oluşturup paylaşabilmesini sağlamaktır. Dolayısıyla, IT liderleri teknoloji seçimi yaparken belli başlı bazı kriterlere göre değerlendirme yapar. En önemli üç kriter şunlardır:
Olumlu bir kullanıcı deneyimi yaratmak – Vergi ve finans yöneticileri doğru ve uyumlu şekilde raporlama yapabilmek için farklı kaynaklardan gelen verileri yönetmek ve analiz etmek gibi zorlu bir görev yüklenmiştir ve bu nedenle IT’nin sürece daha üst seviyede dahil olması gereklidir. Bu durum, IT’nin sürekli azaltmaya ve hatta mümkünse tamamen ortadan kaldırmaya çalıştığı bir maliyet merkezi yaratmaktadır.
Veri Güvenliği – Çok büyük miktarda hassas verinin depolanması ve farklı teslimat kanalları üzerinden satıcılarla ve vergi daireleriyle paylaşılması nedeniyle güvenlik konusu artık karmaşık bir mesele haline gelmiştir. Bu bilgilerin güvenli şekilde korunması en büyük önceliktir.
Ölçeklendirilebilirlik/Esneklik – Bir şirket büyüdükçe, vergi uyum teknolojisinin de farklı ülkelerin, bölgelerin ve düzenleme standartlarının gerekliliklerine uygun hale getirilmesi gerekir. Birçok IT liderinin amacı farklı noktalarda farklı çözümler kaçınmaktır zira bu tutarlı bir uyum politikası oluşturmanızı engelleyebilir.
İşinizi baştan sağlama almanız için teknoloji sağlayıcınızın şirketinizin tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceğinden emin olmanız önemlidir. Yeni teknolojileri uygulamadan önce hem bugünkü hem de gelecekteki ihtiyaçlarınızı değerlendirmek hayati önem taşır.
KDV’nin dönüşümü ve bu alandaki karmaşıklığı en iyi nasıl yönetebileceğiniz hakkında daha fazla bilgi için IDC’nin desteğiyle hazırladığımız “Taming the Value-Added Tax Beast with Technology” başlıklı İngilizce raporu indirin ve uzmanlarımızla mutlaka görüşün.
KDV’nin Dönüşümü konulu yazı dizimizin birinci bölümünde, farklı ülkelerde vergi dairelerinin ve hükümetlerin gelir tahsilatını artırmak ve vergi açıklarını azaltmak için neden dijitalleşme ve teknolojiyi kullanmaya başladığını incelemiştik. Bu konuyla ilgili daha fazla bilgi almak için IDC’nin desteklediği “Taming the Value-Added Tax Beast with Technology” başlıklı İngilizce raporun ücretsiz bir kopyasını indirebilirsiniz.
Dizimizin ikinci yazısında, düzenleme kurumlarının yeni pazarlara, hizmetlere ve iş süreçlerine kendilerini adapte ederken özellikle ilgilendiği üç alana bakacağız. Bu alanlar:
E-ticaret
Dijital hizmetler
Sınır Ötesi ticaret
E-ticaret hız kazanıyor
Amazon gibi şirketlerin yükselişi ve birçok tüketicinin çevrimiçi alışverişin rahatlığını seçmesiyle birlikte e-ticaretin yükselişe geçmesi sürpriz değil. Ne var ki bu büyümenin hızı en iyimser tahminlerin bile çok ötesine geçti.
eMarketer’ın yayınladığı verilere göre tüm dünyada perakende e-ticaret satışları yıllık olarak %27,6 oranında arttı ve satışlar 4 trilyon doları geçti. Bu tutarın 2022’de 4 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Bu büyümeyle birlikte, vergi daireleri e-ticaret işlemleriyle ilgili kuralları ve hangi belgelerin zorunlu olacağını yeniden gözden geçiriyor. Bu nedenle artık internet üzerinden satış yapan şirketler, uluslararası güzergahlarda vergilerini yönetme konusunda deneyim sahibi olmadan yeni pazarlara girdiklerinde, karmaşık bir durumla karşı karşıya kalıyor.
Dijital hizmetler ve küresel ekonomi
Dijital ürün ve hizmet satışı küresel ekonominin işleyiş biçimini yeniden tanımlıyor. Elektronik zincir marketlere girip kullanıma hazır bir yazılım veya müzik CD’si aldığınız günler artık geride kaldı. Bugün bir yazılıma veya medyaya ihtiyacınız olduğunda, tek bir düğmeye basarak bunları istediğiniz cihaza indirebiliyorsunuz. Bu durum, böyle potansiyel gelir akışlarının hesabını tutmak isteyen hükümetler için bir senaryo ortaya çıkardı. Dijital hizmetler pazarı ne kadar büyüyecek? Buna birkaç örnek verelim:
2020’de video yayın hizmetleri pazarı %37 oranında büyüdü.
2020’de tüm gelirlerin %80’inden fazlasını Spotify ve Apple Music gibi müzik yayın hizmetleri oluşturdu.
2020’de Microsoft Teams, Zoom ve Google Meet gibi video konferans hizmetlerinin toplam aktif kullanıcı sayısı 500 milyona ulaştı.
Sınır ötesi ticaretin ilave karmaşıklığı
İşletmeler ürünlerini çevrimiçi yollardan satmanın hızından ve rahatlığından faydalanırken ürünleri dünyanın farklı yerlerine ulaştırmada yeni vergi uyumluluk sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor. E-ticaret hacminin ve çeşitliliğinin artışı, işlemlerde vergi uyumunu daha da karmaşıklaştırıyor.
2025 yılına kadar firmadan müşteriye sınır ötesi e-ticaret yapan satıcıların %40’ı, yerelleştirilmiş ödeme yöntemlerinden oluşan küresel ağlar üzerinden çalışan bir “Merchant of Record” modelini kullanacak.
Tüm dünyada sınır ötesi çevrimiçi satışların her yıl %15 ila 20 oranında artması bekleniyor. Bu alanda başı çeken ülkeler Birleşik Krallık, Almanya, İtalya ve İspanya.
Ürünlerin bir yerden bir yere taşınabilmesi sayesinde e-ticaret büyümeye ve perakende sektörüne yön vermeye devam ettikçe, KDV konusu giderek daha da karmaşıklaşacak.
Norveç vergi dairesi ilk olarak 2017 yılında SAF-T raporlamasını gönüllülük bazında çıkardı ve 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren zorunlu hale getirdi.
Şu anda Norveç SAF-T raporlaması sadece bir denetim sonrasında talep üzerine sunulmalıdır. Ancak kurumlar vergisi gibi alanlara da genişletilmesi bekleniyor.
İhtiyacınız olan bilgileri alın
Yönergelere ilişkin özet bilgiler
Norveç’in SAF-T şartları, elektronik muhasebe sistemleri kullanan ve muhasebe yükümlülükleri olan işletmeler için geçerlidir. Norveç’te KDV için kayıt yaptırmış yerleşik olmayan kuruluşlar da buna dahildir.
Zorunlu muhasebeye tabi olmayan ve 5 milyon Kron’dan az cirosu olan işletmeler bu şarttan muaftır.
Birinci aşamada SAF-T, bir denetim bildirimi sonrası gerekli ve talep edilen bilginin sınırlı olması nedeniyle (isteğe bağlı dosya) KDV kontrolleri ile ilgili olacaktır.
SAF-T, dışa aktarılan muhasebe bilgilerini içeren standartlaştırılmış bir XML biçimidir.
Norveç SAF-T dosyaları öncelikle Altınn internet portalı üzerinden yüklenerek gönderilecektir.
Test yapılabilir ve vergi dairesi tarafından yapılması önerilmektedir.
Yönergenin kullanıma sunulma tarihleri
1 Ekim 2016: SAF-T Finansal’ın ilk sürümü Norveç vergi dairesi web sitesinde yayınlandı.
9 Haziran 2017: Norveç SAF-T standartlarına ilişkin idari kurum, standartları hem kamu hem de özel sektöre uyumlu hale getirmek için ilk kez bir araya geldi. Kurum yılda en az bir kez toplanır.
1 Ocak 2017: SAF-T’nin gönüllü kabulü başladı.
1 Ocak 2020: Norveç, zorunlu SAF-T raporlama şartlarını uygulamaya koydu.
1 Ocak 2022: Norveç mevcut manuel KDV dosyalama yerine muhasebe sistemlerinden doğrudan dijital gönderimi içeren SAF-T KDV raporlama sistemini çıkaracak.
SAF-T Raporlama Zorlukları
OECD’nin SAF-T’yi uluslararası bir standart olarak tasarlamasına rağmen SAF-T’nin yorumlanması, yapılandırılması ve benimsenmesi konusunda ülkeler arasında önemli farklılıklar vardır.
Cezalar
SAF-T gereksinimleri Norveç’in muhasebe yönetmeliklerinin bir parçası olduğu için bunlara uyulmaması, geç veya yanlış KDV iadesi kaynaklı ciddi yaptırım cezalarına neden olabilir.
Cezaya uygulanan oran mahkeme harcına göre hesaplanır. KDV vergi beyannamesi ile ilgili sorunlar için oran günlük yarım mahkeme harcıdır: maksimum limit 50 mahkeme harcı ve maksimum harç 59,95 Kron’dur.
Ancak denetim öncesinde düzeltilmiş hatalar normalde Norveç’te cezaya yol açmaz.
İşletmenizin Norveç'te ikinci aşamaya uyumlu ve hazır olmasını sağlamak için yardıma mı ihtiyacınız var?
SAF-T’nin bir ön denetim senaryosunda verilerin sunulmasını kolaylaştırarak vergi mükelleflerine fayda sağladığı söylense de pratikte SAF-T uyumluluğu zordur.
Uzmanlarımız bu yasal değişiklikleri sürekli olarak izler, yorumlar ve yazılımımıza gerekli kodları ekleyerek vergi ve BT ekiplerinizin uyumluluk yükünü azaltır.
Sovos’un Norveç SAF-T çözümü, Norveç Vergi Dairesi tarafından belirlenen tüm yönetmelikleri içerir. Daha fazlasını keşfedin.
Yunanistan, yurtiçi ve sınır ötesi işlemler için Sürekli İşlem Kontrolünü (CTC) uygulamaya koyacak
Yunanistan myDATA
Yunanistan, vergi mükelleflerinin işlem ve muhasebe verilerini gerçek zamanlı veya periyodik olarak vergi idaresine aktarmasını gerektiren, e-Raporlama öğelerine sahip eMuhasebe sistemi myDATA (Sürekli İşlem Kontrolü) şemasını devlet portalında uygulamaya koydu. Vergi mükelleflerinin işlem verilerini devlet portalına aktarmasıyla, myDATA sistemi Yunanistan’ı CTC’lere yönelik küresel eğilim ile uyumlu hale getiriyor.
İhtiyacınız olan bilgileri alın
Yönergelere ilişkin özet bilgiler
myDATA şeması, Yunan Muhasebe Standartlarına göre muhasebe kayıtlarını tutmakla yükümlü olan Yunan vergi mükellefleri için geçerlidir. B2B, B2G ve B2C işlemlerini kapsar.
myDATA e-Defter kaydı: Gelir ve gider işlemlerinin özeti, işlemlerin sınıflandırılması ve muhasebe ayarlamalarını içerir ve mükelleflerin muhasebe ve vergi sonuçlarına kapsamlı bir bakış sunmayı amaçlar.
İşletmeler vergi beyannamelerini sunduklarında beyan ettikleri verilerle e-Defter verileri arasında mutabakat sağlanacaktır.
e-Defter ve vergi beyannameleri arasındaki tutarsızlıklar, mükellefin ortaya çıkan farkı düzeltmesi gereken iki aşamalı bir uzlaşma sürecini tetikler. Aksi takdirde denetim veya cezalar uygulanır.
Yönergenin kullanıma sunulma tarihleri
1 Ekim 2020: Gelir ve giderlerin gönüllü raporlanmasının yanı sıra tüm raporlama yöntemleri aracılığıyla sınıflandırmada canlıya geçiş (e-fatura tedarikçileri üzerinden raporlama hariç 20 Temmuz 2020 tarihinde yürürlüğe konmuştur).
1 Ekim 2021: Belirli bir eşiğin üzerindeki vergi mükellefleri için zorunlu gelir bildirimine geçiş aşaması.
1 Kasım 2021: Diğer tüm vergi mükellefleri için zorunlu gelir bildirimine geçiş aşaması. 2021 yılı için giderleri rapor bildirme yükümlülüğü yoktur.
31 Ekim 2021: 1 Ocak 2021 – 31 Mart 2021 dönemi ile ilgili tarihsel verileri raporlama zorunluluğu son tarihi.
Cezalar
e-Defterde kayıtlı veriler ile vergi iadelerindeki bildirilen veriler arasında tutarlılık olmaması ceza veya vergi denetimlerini tetikler. Cezalarla ilgili detayları içeren ikincil mevzuatın yayınlanması bekleniyor.
Sovos, şirketlerin Yunanistan myDATA sistemiyle uyumlu kalmasına yardımcı olur
Sovos, Yunanistan’da ve dünyanın dört bir yanındaki e-faturalama uyumluluk yükümlülüklerini yönetmek için gerçek bir tek adres olarak hizmet vermektedir. Sovos, yerel mükemmelliği kusursuz, küresel bir müşteri deneyimi ile benzersiz bir şekilde birleştirir.
İspanya, yurtiçi işlemler için neredeyse gerçek zamanlı bir raporlama sistemine sahiptir
Spain SII
İspanya, 2017 yılında zorunlu yakın gerçek zamanlı fatura verilerinin raporlanması ile Sürekli İşlem Kontrolü (TCK) yöntemini benimseyen ilk AB ülkelerinden biridir. Bu gereklilikle İspanya’nın vergi idaresi AEAT, geri ödemeleri düzene sokmayı, vergi mükelleflerine iadeler için doğru verileri sağlamayı, denetimleri daha etkin bir şekilde yürütmeyi ve KDV sahtekarlığıyla mücadele etmeyi amaçladı.
Kapsam dahilinde olan vergiye tabi kişiler, fatura verilerini Suministro Inmediato de Información (SII) olarak bilinen bir platform aracılığıyla kesilme tarihini izleyen dört iş günü içinde vergi dairesine bildirmelidir.
2020 yılında vergi idaresi, SII yeni bir sürümünü duyurdu ve konsinye malların satışı ile ilgili işlemleri kaydetmek için bir hesap defterini çıkardı. Bu durum 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
İhtiyacınız olan bilgileri alın
Yönergelere ilişkin özet bilgiler
İspanyol yönergesi, yıllık cirosu 6 milyon Euro’nun üzerinde olan şirketler, KDV gruplarının bir parçası olan şirketler ve REDEME sistemini kullanan şirketler için geçerlidir.
Aşağıdaki kayıtlar vergi dairesine gönderilmelidir:
Kesilen faturaların kayıt defteri
Alınan faturaların kayıt defteri
Yatırım mallarının kayıt defteri
Bazı topluluk içi işlemlerin kayıt defteri
Bilgilerin iletimi, XML mesajlarını alışverişinde bulunabilecek web hizmetleri aracılığıyla olmalıdır.
Vergi mükelleflerinin 347 (üçüncü taraf bilgileri) formu, 340 (kayıt defterlerindeki işlemler) ve 390 (KDV yıllık özeti) formunda bilgi iadelerini dosyalamak zorunda kalmayacağı için bazı resmi yükümlülükler azaltılmıştır.
2020 yılında İspanyol vergi idaresi, mükelleflerin SII aracılığıyla sağlanan bilgileri kullanarak dönemsel KDV iadesini (Modelo 303) önceden doldurabilecekleri bir hizmet tanıttı.
Yönergenin kullanıma sunulma tarihleri
2 Ocak 2017: Hemen bilgi temini, İspanya’daki vergi mükellefleri için gönüllülük bazında başladı.
1 Temmuz 2017: Yönerge kapsamında olan vergi mükellefleri için derhal bilgi temin etme zorunlu aşaması.
1 Ocak 2018: Bilgi sağlama süresi 8 günden 4 güne düşürüldü. Bu görev de diğer İspanyol topraklarına (Bask Eyaletleri ve Kanarya Adaları) genişletildi.
1 Ocak 2020: Konsinye malların satışı ile ilgili işlemlerin kaydedilmesi için bir defterinin çıkarılması.
Cezalar
Bilgi raporlama yükümlülüğündeki ihmaller veya yanlışlıklar, kaçırılan toplam tutarın %1’ine varan bir cezaya sahiptir ve maksimum 6.000 € tutarındadır.
Gerçek zamanlı elektronik KDV defterlerinin geç bildirilmesi, rapor edilen toplam tutarın %0,5’i, en az 300 € ve çeyrek başına maksimum 6.000 € tutarında bir cezayı tetikleyecektir.
Bazı Topluluk içi işlemler ve yatırım malları kayıt defterinde hata veya eksiklikler 150 €’luk sabit bir cezaya sahiptir.
Sovos, Şirketlerin İspanya SII Sistemiyle Uyumlu Kalmasına Yardımcı Olur
Sovos, İspanya’da ve dünyanın dört bir yanındaki KDV uyumluluk yükümlülüklerini yönetmek için gerçek bir tek adres olarak hizmet vermektedir.
Sovos, Suministro Inmediato de Información (SII) platformunu destekleyerek müşterilerinin İspanyol vergi idaresi (AEAT) tarafından geliştirilen yasal ve teknik çerçeveyle uyumlu kalmasını sağlar.
Sovos uzmanları bu değişiklikleri sürekli olarak izler, yorumlar ve yazılımımıza gerekli kodları ekleyerek vergi ve BT ekiplerinizin uyumluluk yükünü azaltır.
Polonya, 2016 yılında Jednolity Plik Kontrolny (JPK) olarak bilinen Standart Vergi Denetim Dosyası (SAF-T) sistemini uygulamaya koydu. Tüm vergi mükellefleri için aylık gönderim şartı 1 Ocak 2018’de başladı. Polonya’da yedi adet düzenlenmiş JPK yapısı bulunur. Bunlardan altısı bir denetim durumunda vergi dairesinin talebi üzerine gönderilir. Yedincisi ise Polonya KDV İadesinin bir modifikasyonudur ve periyodik olarak sunulmalıdır.
İhtiyacınız olan bilgileri alın
Yönergelere ilişkin özet bilgiler
KDV faturaları (JPK_FA), banka ekstreleri (JPK_WB), gelir ve gider defteri (JPK_WB), gelir hesabı (JPK_EWP), muhasebe defterleri (JPK_KR), depolar (JPK_MAG), KDV kayıtları ve beyanname ile birlikte satın alma ve satışlar (JPK_V7M/K) olmak üzere ve bunlardan ikisi KDV için anlamlı olan birkaç Polonya JPK yapısı bulunur.
Yeni SAF-T yapısı, hem JPK_VAT hem de KDV iadelerinden (JPK_V7M aylık ve JPK_V7K üç aylık) gelen bilgileri konsolide bir gönderimde birleştirir.
Polonya’nın yeni SAF-T yapısı, iki dosya oluşturma ihtiyacını ortadan kaldırarak vergi dairesine gönderimleri basitleştirmeyi amaçlasa da tasfiyenin doğruluğunu analiz etmek için ek veri gerektirir
Yönergenin kullanıma sunulma tarihleri
1 Temmuz 2016: SAF-T Polonya’da uygulanmaya başlandı
1 Ocak 2018: Polonya, tüm vergiye tabi kişiler için JPK_VAT’yi zorunlu kıld
1 Ekim 2020: Tüm vergi mükellefleri için KDV iadesi yerine yeni JPK yapısı (JPK_V7M/K) geçerli kılındı
1 Ekim 2021: Sürekli İşlem Kontrol (CTC) e-faturalama sisteminin gönüllülük bazında uygulanması beklenmekte.
1 Ocak 2023: CTC sisteminin zorunlu kılınması bekleniyor.
Cezalar
JPK_VAT ve KDV iadeleri gibi uygulamalar içeren yeni SAF-T yapısının aylık veya üç aylık olarak gönderilmesi gerekmektedir. Doğru ve zamanında gönderilmemesi ceza ile sonuçlanabilir. Polonya vergi dairesi, SAF-T dosyalarında tespit edilen tutarsızlıklara hızlı bir şekilde tepki verecek ve hileli işlemleri tanımlamak için veri analiz algoritmalarını kullanacaktır.
İşletmenizin Polonya'da gelişen raporlama ve CTC yükümlülükleriyle uyumlu kalmasını sağlamak için yardıma mı ihtiyacınız var?
Polonya, KDV Açığını azaltmak ve sistemi modernleştirmek için adımlar atmaya devam ettikçe KDV uyumluluk yükümlülüklerine ayak uydurmak daha da zorlaşmıştır.
Uzmanlarımız bu değişiklikleri sürekli olarak izler, yorumlar ve yazılımımıza gerekli kodları ekleyerek vergi ve BT ekiplerinizin uyumluluk yükünü azaltır.
Sovos’un JPK_V7M/K ve diğer KDV uyumluluk çözümlerinin şirketlerin uyumlu kalmasına nasıl yardımcı olabileceğini öğrenin.
Macaristan, AB'de Sürekli İşlem Kontrolleri (CTC) yaklaşımına öncülük etti
RTIR Macaristan
Macaristan, 2018 yılında vergi mükelleflerinin vergi dairesine (NAV) asgari KDV tutarının üzerindeki yurtiçi işlemler için fatura verilerini gerçek zamanlı olarak bildirmek üzere tasarlanmış bir şemayı kullanmalarını gerektiren yasal bir çerçeve oluşturdu.
Bu önlemin başarısı sayesinde, yönerge kapsamı daha geniş bir işlem yelpazesi içerecek şekilde genişletildi ve önceki eşikler kaldırıldı. KDV tutarına bakılmaksızın yerel vergiye tabi kişiler arasındaki tüm işlemlerin NAV’ye bildirmesini gerektiren yönergenin etkisi Macaristan’da artık geniş çapta hissediliyor.
Buna ek olarak, Macaristan taslak SAF-T düzenlemelerini ve vergiye tabi kişiler tarafından yoruma tabi belgeleri de yayınladı. Yeni SAF-T’nin 2021/2022 sonlarında yürürlüğe girmesi bekleniyor.
İhtiyacınız olan bilgileri alın
Yönergelere ilişkin özet bilgiler
Yönerge kapsamında kesilen tüm fatura verilerinin derhal bildirilmesi.
e-fatura kesildikten sonra verilerin aktarımı, bir makineden makineye arayüz kullanılarak otomatik olarak gerçekleşmeli ve insan müdahalesi olmamalıdır.
Aktarım, Macar KDV Yasası uyarınca gerekli kimlik verilerini ve zorunlu verileri içermelidir.
KDV iadeleri ayda veya üç ayda bir yapılır ve vergi dönemi bitiminden sonraki ayın yirminci günü son tarihtir.
KDV iadesi, yeni ulaşım araçlarının temini ve yerel ters masraflara tabi metaller gibi işlemler hakkında ek bilgi gerektiren birkaç ek içerir.
Vergi mükelleflerinin, KDV iadesi yanında girdi vergisi indirimi talep ettikleri tüm yerli alımlarla ilgili bir özet raporu sunmaları gerekmektedir.
Yönergenin kullanıma sunulma tarihleri
1 Temmuz 2018: Yönerge, vergiye tabi olan tüm kişilerin en az 100.000 Forint KDV tutarında yurtiçi işlemler için fatura verilerini gerçek zamanlı olarak Macaristan Ulusal Gümrük ve Vergi idaresine iletmesini zorunlu kılmaktadır.
1 Temmuz 2020: KDV eşiği kaldırıldı ve Macaristan’da vergiye tabi kişiler arasındaki tüm yurtiçi işlemlerin KDV tutarından bağımsız olarak bildirilmesi zorunlu kılındı.
1 Ocak 2021: Raporlama yükümlülükleri B2C fatura kesimi ve B2B topluluk içi tedarik ve ihracatı içermeye başladı.
1 Ocak- 31 Mart 2021: Maliye Bakanlığı, yeni raporlama yükümlülüklerine uyulması ve işletmelerin mevcut sürümden (v 2.0 XSD) yeni sürüme (v3.0 XSD) geçmesi için yaptırımsız üç aylık yasal süre tanıdı.
1 Nisan 2021: Yeni sürümün (v3.0 XSD) kullanımı zorunlu oluyor.
Cezalar
Faturaların gerçek zamanlı olarak bildirilmemesi, bildirilmemiş fatura başına 500.000 Forint’e varan idari cezalara neden olabilir.
Faturalama yazılımı gereksinimlerine uyulmaması durumunda ek cezalar uygulanacaktır.
Sovos, şirketlerin Macaristan Gerçek Zamanlı Raporlama Gereklileriyle uyumlu kalmasına yardımcı olur
Macaristan’da CTC e-fatura tasfiyesi yaklaştıkça Sovos, işletmelerin NAV ile etkin bir şekilde bağlantı kurabilmeleri ve KDV uyumluluk yükümlülüklerini yerine getirmeleri için en son gereklilikler ve teknik şartnameler hakkında güncel bilgilere sahip olmasını sağlar.
Hindistan Sürekli İşlem Kontrolü e-fatura modeli hem yurtiçi hem de sınır ötesi işlemler için geçerlidir
Hindistan e-Fatura sistemi
Yeni Mal ve Hizmet Vergisi (GST) çerçevesinde, Hint e-faturalama sistemi Sürekli İşlem Kontrolleri (CTC) kategorisine girmektedir. Kamu portalına fatura verilerini raporlama yükümlülüğü, fatura düzenlenmeden önce tamamlanması gereken zorunlu bir adımdır.
Faturanın yasal geçerliliği Fatura Kayıt Portalı’nda (IRP) faturanın dijital olarak imzalanması ve Fatura Kayıt Numarası (IRN) sağlanması koşuluna bağlıdır. IRN faturada belirtilmemişse fatura yasal olarak geçerli olmayacaktır.
Hem yurtiçi hem de sınır ötesi işlemler bu kapsamdadır. IRP süreci B2B, B2G ve ihracat işlemleri için zorunlu kılınmıştır. Yani zorunlu kapsamdaki mükellefler, işlemlerinin B2B, B2G veya ihracat ilişkileriyle ilgili olması durumunda faturalarını (ayrıca IRN’ye ihtiyaç duyan diğer belgeleri, örneğin ilgili e-posta faturalarını) yeni sisteme göre düzenlemelidir.
Hindistan ilk yönetmelikte birçok değişiklik yaptı ve gelecekte de değişiklikler olması kaçınılmazdır.
İhtiyacınız olan bilgileri alın
Yönergelere ilişkin özet bilgiler
Fatura verileri Fatura Kayıt Portalı’na (IRP) JSON biçiminde iletilmelidir.
IRP’den elde edilen Fatura Kayıt Numarası (IRN), faturaların geçerli olması için şarttır.
Faturalar JSON veya PDF biçimlerinin yanı sıra tedarikçi ve alıcı arasında kağıt şeklinde de el değiştirilebilir.
Arşivleme zorunludur (sekiz yıllık arşiv süresi).
Yönergenin kullanıma sunulma tarihleri
1 Ocak 2020: 5 milyar Rupi veya daha fazla cirosu olan işletmeler için gönüllü dönem.
1 Şubat 2020: 1 milyar Rupi veya daha fazla cirosu olan işletmeler için gönüllü dönem.
1 Ekim 2020: 5 milyar Rupi veya daha fazla cirosu olan işletmeler için zorunlu dönemin başlangıcı (daha önce planlanan zamandan altı ay sonra). İlk 30 gün boyunca faturaların kesildikten sonra raporlanabileceği yasal bir süre vardı.
1 Ocak 2021: 1 milyar Rupi veya daha fazla cirosu olan işletmeler için zorunlu dönemin başlangıcı.
1 Nisan 2021: 500 milyon ila 1 milyar Rupi arasında cirosu olan vergi mükellefleri için zorunlu e-faturalama eşiği indirildi
1 Ekim 2022: Eşik, yıllık Rs eşiği olan vergi mükelleflerine indirildi. 10 Crore.
1 Ağustos 2023: Yıllık eşik Rs olan vergi mükellefleri için eşik düşürüldü. 5 milyon
Cezalar
Bir fatura IRP’de kayıtlı değilse düzenlenmemiş kabul edilecek ve her uyumsuzluk durumu en az 1 trilyon Rupi tutarında ceza ile sonuçlanacaktır. Mal ve Hizmet Vergisi’nin (GST) çeşitli bölümlerine göre cezalar faiziyle birlikte tahsil edilecektir.
Sovos, Şirketlerin Hindistan E-Fatura Sistemiyle Uyumlu Kalmasına Yardımcı Olur
Şubat 2021 tarihine kadar Hindistan vergi dairesi tarafından Aralık 2019’da yayınlanan ilk şartname üç kez revize oldu. Gelecekte de değişiklikler olması kaçınılmazdır.
Uzmanlarımız bu değişiklikleri sürekli olarak izler, yorumlar ve yazılımımıza gerekli kodları ekleyerek vergi ve BT ekiplerinizin uyumluluk yükünü azaltır.
Sovos’un Hindistan’daki e-Fatura yükümlülüklerinizi yerine getirmenize nasıl yardımcı olabileceğini öğrenin.
Güney Kore'nin uzun süredir devam eden e-Vergi Fatura Sistemi
Güney Kore'nin uzun süredir devam eden e-Vergi Fatura Sistemi
Güney Kore, 2011 yılında e-Vergi Elektronik Fatura Sistemini uygulamaya başladı. Bu, e-Vergi faturalarını kesildikten kısa bir süre sonra bildirme yükümlülüğü içeren zorunlu bir e-Fatura şartıdır. Bu durum, Güney Kore’nin Sürekli İşlem Kontrolleri (CTC) Raporlama yükümlülüğü olduğu anlamına gelir. Yönerge kapsamı daha fazla vergi mükellefini kapsayacak şekilde genişletilmiştir ancak ilk iş akışları ve yönerge gereklilikleri 2014 yılından bu yana nispeten aynı kalmıştır.
Şu anda 0,3 milyar KRW (270 bin ABD doları) veya üstü ciroya sahip olan tüm şirket ve bireysel vergiye tabi kişiler için e-faturalama zorunludur.
İhtiyacınız olan bilgileri alın
Yönergelere ilişkin özet bilgiler
CTC raporlama modeli ile zorunlu e-Faturalama: Kesilen bir e-vergi faturası, faturanın düzenlenmesinden sonraki bir gün içinde Ulusal Vergi Servisi’ne (NTS) iletilmelidir.
Fatura verileri NTS’ye XML biçiminde bildirilir.
Faturalar ve değiştirilmiş faturalar (kredi ve borç makbuzları) kapsam dahilindedir.
Sadece yurtiçi işlemler için geçerlidir. Sınır ötesi işlemler kapsamı dışıdır.
Yönergenin kullanıma sunulma tarihleri
2011: KDV faturalarının elektronik olarak kesilmesi ve ertesi gün raporlama tüm Koreli kurumsal vergi mükellefleri için zorunlu hale geldi.
2012: Birinci kategoriye ek olarak cirosu 1 milyar KRW (yaklaşık 900.000 USD) ve üzeri olan tek mal sahipleri e-Vergi faturaları düzenlemelidir.
2014: Eşik, 1 milyar KRW’den (yaklaşık 900.000 ABD Doları) 0,3 milyar KRW ve üstü (yaklaşık 270.000 ABD Doları) olarak değiştirildi.
Cezalar
Herhangi bir başka biçimde (örneğin kağıt) fatura düzenlemesi tedarik değerinin% 2’si oranında bir ceza ile sonuçlanacaktır.
Kesilen faturaların NTS’ye iletilememesi %1’lik bir cezaya neden olacaktır.
Raporlamanın NTS’ye iletilmesi son tarihi geçerse mükellefler tedarik değerinin %0,5’i oranında bir ceza ile karşı karşıya kalacaktır.
Sovos nasıl yardımcı olabilir
Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, vergi sistemlerini KDV açıklarını kapatmak için dijitalleştirdikçe uzmanlarımız bu değişiklikleri sürekli olarak izler, yorumlar ve gerekli kodları ekleyerek vergi ve BT ekiplerinizin uyumluluk yükünü azaltır.
Sovos çözümünün Güney Kore’deki tüm e-faturalama ve ilgili KDV yükümlülüklerini karşılamak için nasıl uyarlanmış olduğunu keşfedin.
Post-Brexit: Businesses Must Have a VAT Compliance Plan-of-Action in Place
Brexit geldi
UK and EU businesses need to rise to the VAT compliance challenge that Brexit poses. Now more than ever, it’s time to review supply chains and VAT records to trade with EU Member States. The transition period ended on 1 January 2021 and, as a result, trade between the UK and EU is now governed by the Free Trade Agreement announced on Christmas Eve 2020.
While many businesses prepared for Brexit’s impact on customs, many are yet to formulate a strategy to ensure VAT compliance. This is key to the success of any Brexit plan-of-action for the protection of supply chains, allowing companies to continue to trade confidently across Europe.
İhtiyacınız olan bilgileri alın
En Son Değişiklikler
Ürün bileşenlerinin (örneğin araç lastikleri veya gazlı içecek için şeker) sanal olarak ithal edilmesine yönelik complemento de leyendas artık maquiladoras veya Meksika sınırı ötesinde faaliyet gösteren Amerikan şirketleri için zorunlu.
CFDI veya e-fatura iptal etme işlemi Kasım 2018'de değiştirildi ve önceden düzenlenmiş bir fatura/CFDI'nın geçersiz kılınması için artık tedarikçilerin kredi notlarından ziyade iptal istekleri göndermesi gerekiyor. Buna ek olarak, alıcının isteği 72 saat içinde kabul veya reddetmesi gerekiyor
CFDI düzenlendikten sonra kısmi veya tam bir ödemenin alındığı tüm işlemleri etkileyen ve sık kullanılan ek ödeme, Eylül 2018'de yürürlüğe girdi.
The FTA doesn’t impact VAT obligations – it affects duty rates, tariffs etc
The concept of dispatches and acquisitions will be replaced by exports and imports for trade between Great Britain and the EU since Great Britain is now considered a third country
Special rules apply for trade between NI and the EU
İngiltere ve Kuzey İrlanda arasında hareket eden mallar için de özel kurallar geçerlidir
Erteleme veya erteleme mekanizması bulunmadığında ithalat KDV’si işletme için bir ön maliyet haline gelir
AB Üye Devletinde kayıt yaptıran BK işletmeleri, Mali Temsilciliğe ihtiyaç duyabilir
Brexit neleri etkiledi?
İhracat ve ithalat, sevk ve edinim terimlerinin yerini alıyor
Potential increased liability to register in EU Member States
Mali temsil ihtiyacı duyma olasılığında artış
Kağıt tabanlı sistemler aracılığıyla gerçekleşen kurtarma
Karşılıklı ödün, muhtemelen 13. Yönerge taleplerini engeller
ebook
Post-Brexit VAT Rules
Get the latest guidance on how to comply with VAT rules post-Brexit and how to protect cross-border trade.
Although there is a FTA agreement, many problems remain unresolved. As such, businesses must ensure they:
Brexit’ten etkilenen tüm tedarik zincirlerini belirleme
Gümrük Vergisi Ödenmiş Olarak Teslim (DDP) şartlı sözleşmelere özellikle dikkat etme
Determine where companies still need to hold VAT registrations in the EUEstablish if there are any new VAT registration requirements
İngiltere ve AB’deki EORI numaraları gibi gümrük gereksinimlerini göz önünde bulundurma
KDV raporlama gereksinimlerini karşılamak için gerekli değişiklikleri planlama
ERP sistemlerini uygun şekilde değiştirme
Determine if fiscal representation is needed
Reduce the impact of Brexit
İş faaliyetlerinizin devam edebilmesini sağlamak için yardıma mı ihtiyacınız var?
Kanalın her iki tarafındaki işletmelerin değişikliklere hazırlanmak için yapması gereken çok şey var. Brexit’in yarattığı belirsizliği yönetmenin zor olduğunu biliyoruz. Bu yüzden işletmelerin değişikliklere hazır olması gerekiyor.
During this confusion, we can deliver clarity about the Brexit impact on your VAT compliance obligations.
Brexit Sonrası: İşletmelerin Yerinde KDV Uyum Planı Olmalıdır
Brexit geldi
İngiltere ve AB işletmelerinin, Brexit’in ortaya koyduğu KDV uyumluluk sorununa yükselmesi gerekiyor. Artık AB Üye Devletleri ile ticaret yapmak için tedarik zincirlerini ve KDV kayıtlarını gözden geçirmenin zamanı geldi. Geçiş dönemi 1 Ocak 2021 tarihinde sona erdi ve bunun sonucunda İngiltere ile AB arasındaki ticaret artık 2020 Noel arifesinde ilan edilen Serbest Ticaret Anlaşması tarafından yönetilmektedir.
Birçok işletme Brexit’in gümrük üzerindeki etkisi için hazırlanırken, pek çok kişi KDV uyumluluğunu sağlamak için henüz bir strateji formüle edemiyor. Bu, tedarik zincirlerinin korunması için herhangi bir Brexit eylem planının başarısının anahtarıdır ve şirketlerin Avrupa çapında güvenle ticarete devam etmesine olanak tanır.
İhtiyacınız olan bilgileri alın
En Son Değişiklikler
Ürün bileşenlerinin (örneğin araç lastikleri veya gazlı içecek için şeker) sanal olarak ithal edilmesine yönelik complemento de leyendas artık maquiladoras veya Meksika sınırı ötesinde faaliyet gösteren Amerikan şirketleri için zorunlu.
CFDI veya e-fatura iptal etme işlemi Kasım 2018'de değiştirildi ve önceden düzenlenmiş bir fatura/CFDI'nın geçersiz kılınması için artık tedarikçilerin kredi notlarından ziyade iptal istekleri göndermesi gerekiyor. Buna ek olarak, alıcının isteği 72 saat içinde kabul veya reddetmesi gerekiyor
CFDI düzenlendikten sonra kısmi veya tam bir ödemenin alındığı tüm işlemleri etkileyen ve sık kullanılan ek ödeme, Eylül 2018'de yürürlüğe girdi.
FTA KDV yükümlülüklerini etkilemez – vergi oranlarını, tarife vs. etkiler
Büyük Britanya artık üçüncü bir ülke olarak kabul edildiği için sevk ve satın alma kavramı, İngiltere ile AB arasındaki ticaret için ihracat ve ithalat ile değiştirilecektir
NI ve AB arasındaki ticaret için özel kurallar geçerlidir
İngiltere ve Kuzey İrlanda arasında hareket eden mallar için de özel kurallar geçerlidir
Erteleme veya erteleme mekanizması bulunmadığında ithalat KDV’si işletme için bir ön maliyet haline gelir
AB Üye Devletinde kayıt yaptıran BK işletmeleri, Mali Temsilciliğe ihtiyaç duyabilir
Brexit neleri etkiledi?
İhracat ve ithalat, sevk ve edinim terimlerinin yerini alıyor
AB Üye Devletleri’ne kaydolma potansiyeli artmış sorumluluk
Mali temsil ihtiyacı duyma olasılığında artış
Kağıt tabanlı sistemler aracılığıyla gerçekleşen kurtarma
Karşılıklı ödün, muhtemelen 13. Yönerge taleplerini engeller
KDV sonrası Brexit: Ne yapılması gerekiyor?
Bir FTA anlaşması olmasına rağmen, birçok sorun çözülmemiş kalır. Bu nedenle, işletmeler şunları sağlamalıdır:
Brexit’ten etkilenen tüm tedarik zincirlerini belirleme
Gümrük Vergisi Ödenmiş Olarak Teslim (DDP) şartlı sözleşmelere özellikle dikkat etme
Yeni KDV kayıt gereklilikleri varsa, şirketlerin EUEstablish’te hala KDV kayıtlarını tutmaları gerektiğini belirleme
İngiltere ve AB’deki EORI numaraları gibi gümrük gereksinimlerini göz önünde bulundurma
KDV raporlama gereksinimlerini karşılamak için gerekli değişiklikleri planlama
ERP sistemlerini uygun şekilde değiştirme
Mali temsilin gerekli olup olmadığını belirleme
Brexit'in etkisini azaltın
İş faaliyetlerinizin devam edebilmesini sağlamak için yardıma mı ihtiyacınız var?
Kanalın her iki tarafındaki işletmelerin değişikliklere hazırlanmak için yapması gereken çok şey var. Brexit’in yarattığı belirsizliği yönetmenin zor olduğunu biliyoruz. Bu yüzden işletmelerin değişikliklere hazır olması gerekiyor.
Bu karışıklık sırasında, Brexit’in KDV uyumluluk yükümlülükleriniz üzerindeki etkisi hakkında netlik sağlayabiliriz.