Dijital Çağda KDV (ViDA), son yıllarda AB KDV’sinde yapılan en önemli düzenleme değişikliklerinden biridir. Gerekliliklerdeki değişiklikler, paketin resmi olarak kabul edilmesiyle 12 Mart 2025 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, ilave kurallar 2030 yılında yürürlüğe girecektir.
Bu blogda, Dijital Raporlama Gereklilikleri dahil olmak üzere işletmeleri etkileyen değişiklikler ve bunların ne zaman yürürlüğe gireceği ele alınmaktadır.
Önceki KDV Direktifi uyarınca, üye devletlerin ulusal zorunlu B2B e-fatura uygulamasını başlatmak için AB onayı gerekiyordu. İtalya, Polonya, Almanya, Fransa, Belçika ve Romanya gibi ülkeler, e-fatura uygulamasını zorunlu hale getirmek için istisna başvurusu yaptı. ViDA ile üye devletler, yalnızca yerleşik vergi mükelleflerine uygulanması koşuluyla, AB onayı gerekmeksizin ulusal e-fatura uygulamasını zorunlu kılabilirler.
Önceki AB KDV Direktifi, e-faturaların kullanımının alıcının kabulüne tabi olduğunu belirtmekteydi. ViDA kapsamında, zorunlu ulusal e-fatura uygulamasını hayata geçirmiş üye devletler artık alıcının onayını talep etmeyecek.
ViDA, elektronik faturaları yeniden tanımlıyor. Teklif kapsamında, elektronik faturalar, otomatik işlenmeye olanak tanıyan yapılandırılmış bir elektronik formatta düzenlenmiş, iletilmiş ve alınmış faturalardır. Bu, saf PDF veya JPEG görüntüleri gibi yapılandırılmamış formatların artık e-fatura olarak kabul edilmeyeceği anlamına gelir. ZUGFeRD ve Factur-X gibi hibrit formatlar, yapılandırılmış kısımları nedeniyle kalabilir.
Prensip olarak, elektronik faturalar, 2014/55/EU sayılı Direktif uyarınca Avrupa standardına ve sözdizimi listesine (EN formatı) uygun olmalıdır. Ancak, ViDA, üye devletlerin belirli koşulları yerine getirmeleri halinde, iç işlemler için başka standartlar kullanmalarına izin vermektedir.
2030’dan itibaren, Avrupa standardına uygun B2B e-faturalar varsayılan hale gelecek ve alıcının onayı gerekmeyecektir. Ancak, bir üye devlet farklı bir zorunlu ulusal standart seçerse, Avrupa standardını kullanan e-faturalar için alıcının kabulünü şart koşabilir veya bu şarttan vazgeçebilir.
ViDA’daki en etkili güncellemelerden biri, sınır ötesi işlem verilerinin neredeyse gerçek zamanlı olarak dijital olarak raporlanması gerekliliğidir.
2030 yılından itibaren, AB içinde sınır ötesi işlemlerde bulunan vergi mükellefleri, EN formatına uygun olarak fatura verilerini elektronik olarak bildirmelidir. Bu tür afet riskinin azaltılması, vergi mükelleflerinin sınır ötesi işlemlerde KDV’den muafiyet veya girdi KDV’sini talep edebilmeleri için bir koşul olacaktır. Her üye devlet, bu verilerin sunulması için elektronik mekanizmalar sağlayacaktır.
ViDA ile, AB içindeki sınır ötesi e-faturalar, fatura kesme tarihinden itibaren en geç 10 gün içinde düzenlenmelidir. Bu durumlarda, DRR, e-fatura düzenlendiği veya düzenlenmesi gerektiği anda gerçekleştirilmelidir.
Alıcı tarafından satıcı adına düzenlenen faturalar (kendinden faturalandırma olarak bilinir) ve topluluk içi alımlarla ilgili faturalar, fatura düzenlendiği veya düzenlenmesi gerektiği veya alındığı tarihten itibaren en geç beş gün içinde bildirilmelidir.
Beklendiği gibi, DRR’ler vergi mükellefleri tarafından kendileri tarafından veya onların adına üçüncü bir tarafa yaptırılabilir.
ViDA, üye devletlere, kendi yetki alanları içinde KDV kayıtlı vergi mükellefleri için yurt içi B2B/B2C satışları, satın alma verileri ve kendi kendine tedarikler için dijital raporlama zorunluluğu getirme seçeneği sunmaktadır. Yurt içi raporlama gereklilikleri, ViDA’nın sınır ötesi DRR standartlarıyla uyumlu olmalıdır ve üye devletler, diğer birlikte çalışabilir formatlara izin verilebilse de, Avrupa standart formatında sunumlara izin vermelidir.
1 Ocak 2024 tarihi itibarıyla ulusal gerçek zamanlı raporlama sistemleri bulunan üye devletler, 2035 yılına kadar ViDA standartlarına uymakla yükümlüdür. Öte yandan, paket, SAF-T gibi diğer raporlama yükümlülüklerinin hala geçerli olabileceğini açıklığa kavuşturmaktadır. Bu uyum, ViDA’nın tam olarak uygulanmasına hazırlık sürecinde AB genelinde tutarlılık sağlayacaktır.
Üye Devletler, ViDA’nın e-fatura ve DRR hükümlerini ulusal mevzuatlarına 30 Haziran 2030 tarihine kadar entegre etmek zorundadır. Böylece Direktif, 1 Temmuz 2030 tarihinden itibaren AB genelinde yürürlüğe girecektir.
ViDA, AB içinde faaliyet gösteren işletmeler için önemli bir dönüşümü temsil ediyor ve hem fırsatlar hem de zorluklar vaat ediyor. DRR’leri uygulamaya koyarak ViDA, eski gereklilikleri ortadan kaldırmayı, idari yükleri azaltmayı, doğruluğu artırmayı ve KDV dolandırıcılığıyla mücadele etmeyi amaçlamaktadır.
Yapılandırılmış e-faturalandırma ve neredeyse gerçek zamanlı dijital raporlamaya geçiş, işletmelerin faturalandırma ve raporlama sistemlerini güncellemesini gerektirecek ve sektörler genelinde dijital dönüşümü hızlandıracaktır. Geçiş süreci başlangıçta bazı uyum sorunları yaşayabilir, ancak verimliliği artıracak, eşit şartlar sağlayacak ve farklı sistemleri kullanan şirketler arasında daha sorunsuz bir işbirliği sağlayacaktır.
Daha fazla bilgi için Dijital Çağda KDV kılavuzumuzu okuyun.
Dünya genelinde hükümetler e-fatura ve gerçek zamanlı e-raporlama gibi Sürekli İşlem Kontrolleri (CTC) sistemlerine geçmeye devam ederken, vergi dijitalleşmesine yönelik bu dönüşümün doğal bir sonucu olarak yeni bir eğilim daha ortaya çıkıyor: önceden doldurulmuş beyannameler.
Vergi daireleri, gerçek zamanlı işlem düzeyindeki verilere ve daha seyrek aralıklarla iletilen bordro, envanter ve diğer muhasebe verileri gibi diğer veri türlerine erişim sayesinde, beyannamelerin önceden doldurulması gibi uygulamalarla diğer vergi yükümlülüklerini kolaylaştırabilir. Bu adım, CTC sistemleri aracılığıyla iletilen verilerin vergi mükellefi açısından tek doğruluk kaynağı haline gelmesini sağlar ve veri kalitesinin önemini vurgular.
E-faturanın beşiği olarak kabul edilen Şili’nin yanı sıra Endonezya, İspanya ve Portekiz gibi ülkeler de birkaç yıldır önceden doldurulmuş beyannameler uygulamasını kullanıyor. Yunanistan’ın da aralarında bulunduğu birçok ülke de benzer bir yolu izledi.
Yunanistan, bu önemli adımı 2022 yılında atarak myDATA platformu aracılığıyla iletilen verilere dayalı önceden doldurulmuş KDV beyannameleri için yeni bir çerçeve oluşturmuştur. Bu uygulama, hem işletmeler hem de vergi otoriteleri açısından doğruluğu, şeffaflığı ve idari verimliliği artırmayı hedeflemektedir.
Yunanistan ayrıca gelir vergisi beyannamelerinin önceden doldurulmasını, yani myDATA’ya dayalı Ticari Faaliyetten Elde Edilen Mali Verilerin Beyanını (Form E3) kullanıma sunmuştur.
Bu çerçeve gelişirken Yunanistan bir hamle daha yaptı. Ülkenin vergi makamları, vergi mükelleflerinin önceden doldurulmuş beyannameler üzerinde yapabilecekleri ayarlamalara sınırlar koyarak beyannameleri belirli bir ölçüde kilitledi. 2025 yılından bu yana, önceden doldurulmuş KDV beyannameleri için sıfır sapma sınırına ulaşılırken, Form E3 için daha esnek bir üst sınır uygulanmaktadır. Ancak bunun da zaman içinde kademeli olarak azaltılması beklenmektedir.
Önceden doldurulmuş KDV beyannameleri, dijital defter tutma platformu myDATA’ya aktarılan veriler kullanılarak otomatik şekilde oluşturulan beyanlardır. Vergi mükellefleri, KDV beyannamelerine rakamları manuel olarak girmek yerine, CTC rejimleri kapsamında iletilen fatura ve gider kayıtlarına dayalı verilerle önceden doldurulmuş beyannamelerini görüntüler.
Bu model kapsamında KDV beyannamesi fiilen “kilitlenmiş” hale gelir. Mükellefler artık gelir ve gider kalemlerinde serbestçe değişiklik yapamaz. Tutarsızlıkların tespit edilmesi durumunda, işletmeler beyannamenin doğru bilgileri yansıtmasını sağlamak için verileri doğrudan myDATA üzerinde düzeltmelidir.
1020/2024 sayılı Bakanlık Kararı, gönderilen myDATA verilerinin önceden doldurulmuş KDV beyannamelerini nasıl etkileyeceğine ilişkin kuralları belirleyen; izin verilen sapma sınırlarını ve eşleştirme (korelasyon) zorluklarının nasıl ele alınacağına dair usulleri düzenleyen bir yönetmeliktir.
Yönetmelik iki temel uyum kuralı getirmiştir:
Yönetmelik, gelir ve gider kurallarından geçici olarak muafiyet sağlamak amacıyla, beyan edilen tutarlarla myDATA üzerinden iletilen tutarlar arasındaki sapma için geçici eşikler belirlemektedir. Bunlara tolere edilebilir sapma sınırları denir.
İlk kural, vergi mükelleflerinin gelir ve giderlerini %30’a kadar değiştirmesine izin veriyordu. Ancak zamanla, bu limitler kademeli olarak düşürülmüştür. Ocak 2025’ten itibaren eşik %0’a düşmüştür; bu da gelir ve gider kuralları kapsamında myDATA tarafından önceden doldurulmuş beyannamedeki tutarlardan sapma yapılmasının mümkün olmadığı anlamına gelir.
En önemli uyum unsurlarından biri, myDATA’daki verilerin güncellenmesi için belirlenen son tarihtir. Düzeltmeler, ilgili döneme ait KDV beyannamesinin son teslim tarihinden önce yapılmalıdır. Bundan sonra beyannamenin kilidi açılmaz ve sonraki herhangi bir değişiklik için düzeltilmiş KDV beyannamesi verilmesi gerekir.
2023 vergi yılından itibaren, Form E3 vergi mükellefleri tarafından myDATA’ya gönderilen verilere dayanarak önceden doldurulmaktadır. Ancak 2024 vergi yılından itibaren, vergi mükellefleri önceden doldurulmuş bu tutarları sadece belirli sınırlar dahilinde değiştirebilecektir.
Mart 2025’te yürürlüğe giren yeni kurallara göre, Form E3’te raporlanan gelir ve gider verileri için, her vergi yılı bazında, karşılık gelen myDATA bildirim değerlerine ilişkin %30’luk bir sapma sınırı getirilmiştir.
Sapma limitlerine ek olarak, yeni kurallar gelir ve giderlerin sınıflandırılması, raporlanan verilerin myDATA kayıtlarıyla zorunlu mutabakatı ile önceden doldurulmuş tutarlardaki tutarsızlıkların giderilmesine ilişkin prosedürler gibi hususları düzenlemektedir.
Ancak, KDV beyannamelerinde görülen eğilime paralel olarak, E3 Formu için sapma limitlerinin, gelir ve gider kuralları kapsamında önceden doldurulmuş tutarların değiştirilmesi mümkün olmayana dek kademeli olarak azaltılması beklenmektedir.
Bu çerçeve, vergi mükelleflerine yeni sorumluluklar getirmenin yanı sıra, beyan sürecini sadeleştirir ve insan hatası riskini azaltır. Çerçeve, vergi mükelleflerine yeni sorumluluklar getirmekle birlikte, beyan sürecini sadeleştirir ve insan hatası riskini azaltır.
KDV beyannameleri için tolere edilebilir marjların kaldırılması ve Form E3’e ilişkin kuralların daha da sıkılaştırılmasıyla birlikte, işletmelerin yeni sistemin sunduğu verimlilikten tam anlamıyla faydalanabilmeleri için proaktif veri yönetimine odaklanmaları gerekmektedir.
Yunanistan’da faaliyet gösteren işletmelerin KDV beyannamelerinde tutarsızlık yaşamamaları ve mevzuata uyum sağlamaları için şu adımları atmaları gerekmektedir:
myDATA kapsamında dijital raporlamaya hali hazırda aşina olan işletmeler için geçiş sorunsuz olacaktır; ancak diğerleri için şimdi hazırlık zamanı.
Türkiye’de 10 yılı aşkın süredir hayatımızda olan e-belgeler, her yıl Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) yayımladığı tebliğlerle kullanım alanını genişletiyor ve daha çok şirket e-belge mükellefi haline geliyor. GİB’in son yayımladığı tebliğler ile e-dönüşüm uygulamalarının kapsamı hem uygulama hem de mükellefler açısından genişledi. e-Belgeleri ve kimler için kullanımlarının zorunlu olduğunu detaylı inceleyelim.
e-Fatura uygulamasının amacı; satıcı ile alıcı arasında güvenli, hızlı ve tasarruflu standart bir sistem oluşturmaktır. “e-Fatura Nedir?” sorusu için açıklayıcı bilgilere ihtiyaç duyarsanız ilgili blog sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
GİB’in yayımladığı Tebliğ’e göre:
e-Arşiv fatura uygulaması ile dijital ortamda hızlıca fatura oluşturabilir ve e-faturaya kayıtlı olmayan mükelleflere kolayca elektronik fatura gönderebilirsiniz.
GİB’in yayımladığı tebliğe göre:
1 No’lu Elektronik Defter Genel Tebliği’ne göre e-Fatura uygulamasına yıl içinde zorunlu olarak geçen mükelleflerin, izleyen yılın başından itibaren e-Defter uygulamasını kullanmaları zorunludur. Bu kapsamda 2023 yılı içerisinde e-Fatura uygulamasını zorunlu olarak kullanmaya başlayan aşağıdaki mükelleflerin 1 Ocak 2024 itibarıyla e-Defter uygulamasını kullanmaya başlamaları gerekiyor:
Mükellef/Mükellef Grubu
E-irsaliye uygulaması ile kağıt irsaliyeler 2020 yılı itibariyle GİB tarafından belirlenen standartlara göre elektronik belge olarak düzenleniyor, elektronik ortamda iletilip muhafaza ve ibraz ediliyor.
GİB’in yayımladığı tebliğe göre:
Daha fazlası için E-İrsaliye Kullanım Senaryoları yazımızı okuyabilirsiniz.
Not: Mükellefleri yukarıdaki şekilde belirlenen, elektronik belge olarak düzenlenmesi gereken faturaların ve arşiv faturaların, kağıt olarak düzenlenip gönderilmesi halinde özel usulsüzlük cezası uygulanmaktadır.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
İnternet üzerinden bir etkinlik düzenlerken, bu hizmetin KDV kapsamında nasıl değerlendirileceğini belirlemek önemlidir. Bu yazımızda AB’ye üye devletler açısından KDV pozisyonunda gelecekte ne gibi değişiklikler olabileceğini ele alacağız.
Avrupa’da internet üzerinden düzenlenen etkinlikler için uygulanan KDV sistemi
B2B işlemler için mevcut kurallara göre internet üzerinden etkinliklere katılım genel kurallara tabi bir hizmet olarak sınıflandırılır. AB mevzuatında hâkim olan ilke doğrultusunda, KDV, müşterinin bulunduğu ülkede ödenir.
B2C işlemler içinse hâkim olan ana kural, KDV’nin servis sağlayıcısının bulunduğu yerde uygulanmasıdır. Diğer yandan, B2C için mevcut kurallar, internet üzerinden etkinliklere katılımın elektronik hizmet olarak mı yoksa genel kurallara tabi hizmet olarak mı görüldüğüne bağlıdır. Elektronik hizmetlerde hizmetin verildiği yer müşterinin normalde ikamet ettiği yerdir. Diğer hizmetlerde hizmetin verildiği yer tedarikçinin bulunduğu ülkedir.
Başka bir deyişle, çevrimiçi konferanslar veya canlı sohbet üzerinden sunucuların ve katılımcıların gerçek zamanlı olarak soru sorduğu etkinlikler ve benzeri etkinliklerde insani bir boyut olduğu, bu nedenle bu etkinliklerin elektronik hizmet olarak sınıflandırılamayacağı kabul edilir. Özetle;
Sanal etkinliklere KDV uygulaması konusunda Avrupa’da beklenen gelişmeler
AB Konseyi 5 Nisan 2022’de 2022/542 sayılı Direktifi kabul etti. Buna göre 1 Ocak 2025’ten itibaren sanal etkinlikler, tüketicinin ikamet ettiği veya kurulduğu ülkede vergiye tabi olacak (Direktifte yer alan düzenlemelerin 31 Aralık 2024’e kadar tüm üye devletlerde kabul edilmesi ve 1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe girmesi gerekiyor). Yeni düzenleme, internet üzerinden canlı olarak yayınlanan tüm etkinlikler için geçerli olacak.
VİDA – , uygulamada değişiklikler yaratabilir
2022 yılında Avrupa Komisyonu, mevcut KDV kurallarında geniş çaplı değişiklikler yapacak olan “Dijital Çağda KDV” girişimini (ViDA) yayınladı. Komisyon, ViDA için ilk değişikliklerin Ocak 2025’te yürürlüğe gireceği iddialı bir zaman çizelgesi önerdi. AB ülkelerinin mevcut KDV sistemini iyileştirmek ve dolandırıcılığı daha iyi önlemek için teknolojiyi kullanmalarını sağlayacak bir teklif olan VİDA’nın yasalaşmasıyla, sanal etkinlikler alanında bilinen uygulamalar da değişebilir. Şu anda yazıldığı şekliyle oldukça geniş bir kapsamı olan VİDA’nın, uygulanması halinde Avrupa Birliği’nde faaliyet gösteren vergi mükelleflerinin büyük bir bölümünü etkilemesi bekleniyor. Bu nedenle bu bölgede faaliyet gösteren mükelleflerin, gelişmeleri takip etmesi önem taşıyor.
Tüm dünyada müşterilerine e-dönüşüm uyumluluğu sağlayabilen Sovos ile, dünyanın her yerinde işletmenizi sorunsuz bir şekilde yönetebilirsiniz.
Alım satımı yapılan tüm ürünlerden alınan dolaylı bir vergi türü olan KDV ile ilgili çok sorulan soruların yanıtlarını sizin için derledik…
Katma Değer Vergisi (KDV), harcamalar üzerinden alınan dolaylı bir vergi türüdür. Bir mal veya hizmetin üretimden tüketiciye ulaşmasına kadar oluşturulan her bir katma değer üzerinden alınan vergidir. Ülkemizdeki en önemli vergi kalemlerinden biridir. Vergi mükellefleri, yarattıkları katma değer üzerinden KDV’yi aylık olarak öderler. 1984 yılında 3065 sayılı kanunla yürürlüğe giren KDV, günümüzde genel bütçe vergi gelirlerinin yüzde 30-35’ni karşılar.
Devletin, gelir dağılımını kontrol etmek, kamu harcamaları ve yatırımları için finansman sağlamak gibi amaçlarla; vatandaşlarından doğrudan ya da dolayı yollarla aldığı ödemelere vergi denir. Mal ve hizmet üzerinden alınan vergiler dolaylı vergi; gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler ise dolaysız vergi olarak adlandırılır.
Dolaylı vergiler: KDV, ÖTV, özel iletişim vergisi, şans oyunları vergisi, damga vergisi, harçlar ve diğer yerel tüketim vergileri olarak sıralanabilir.
Dolaysız vergiler ise gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler, mülkiyet üzerinden alınan vergiler, servet üzerinden alınan vergiler olarak ayrılabilir. Dolaysız vergileri daha detaylı olarak açıklamak gerekirse şunları söyleyebiliriz:
KDV oranları satılan mal ya da hizmetin niteliğine göre değişiklik gösterir. Genel KDV oranı yüzde 18’dir. Belirlenmiş mal ve hizmetler için yüzde 1 ve yüzde 8 oranları uygulanır. Her bir mal ve hizmetin KDV oranının ne olacağı Cumhurbaşkanı kararı ile belirlenir. Bununla beraber bazı teslimler KDV’den istisnadır. Örneğin yurt dışına yaptığınız bir mal veya hizmet tesliminde KDV doğmaz.
Katma değer vergisinin asıl yüklenicisi nihai tüketicidir. Vergi mükellefleri her bir teslim aşamasında bu vergiyi alıcıya yansıtırlar. Böylece ürünü ya da hizmeti satın alan taraf KDV ödeyen kişi olur. Tüketici, KDV ödemesini mal ya da hizmeti satın alırken gerçekleştirir. Vergi Mükellefleri de tüketiciden aldıkları KDV’yi alım sırasında ödedikleri KDV’den mahsup ederek aradaki farkı Katma Değer Vergisi olarak öderler.
KDV her mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesine ödenir. Ödemeyi anlaşmalı bankalar ile de yapmak mümkündür. Ayrıca mükellefler Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından internet ortamında hizmete sunulan İnteraktif Vergi Dairesi’nden de vergi borçlarını ödeyebilirler.
Katma Değer Vergisi Beyannamesi mükelleflerin aylık olarak KDV’ye konu alım ve satışlarına ve bunların KDV’lerine ait bilgilerin yer aldığı beyannamedir. Bu beyannameler aylık olarak elektronik ortamda düzenlenip elektronik olarak iletilir.
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 28’inci maddesinin verdiği yetkiye istinaden 149 No.lu VUK Sirkülerinde, yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar 1 Aralık 2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin verilme ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerinin ilgili vergilendirme dönemini takip eden ayın 28 inci günü sonuna kadar uzatıldığını belirtti. Daha önce en geç ayın 26’sında ödeme yapılıyordu.
Elektronik ortamda beyanname verme mecburiyeti olan mükellefler GİB tarafından yayınlanan e-beyanname programı ile beyannamelerini hazırlarlar ve elektronik ortamda iletirler.
Beyanname; genel bilgiler, matrah, indirimler, ihraç kadıyla teslimler, istisnalar, sonuç hesapları, düzenleme bilgileri ve ekler bölümlerinden oluşur. Tevkifat uygulaması nedeniyle KDV tevkifatı yapan mükellefler, KDV2 kodu ile KDV tevkifatı yaptıkları mükellefler ve tevkifat tutarını ayrıntılı listeleyen beyanname de verirler.
Sovos, GİB’de hakkında ‘kayıp belge’ ihbarında bulunulmamış ‘tek özel entegratör’ olma özelliği ile bilinmektedir. Gelişmiş e-belge çözümleri ile firmanızın e-dönüşüm sürecinde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
Avrupa Komisyonu’nun Dijital Çağda KDV (ViDA) teklifi, 8 Aralık 2022 tarihinde yayınlanan son detaylarla birlikte gelişmeye devam ediyor. Sonuç olarak, birçok AB ülkesi zorunlu e-fatura da dahil olmak üzere vergi kontrollerinin dijitalleştirilmesine yönelik çabalarını artırıyor.
Kuzey Avrupa’da bu geçişi başlatmak için farklı yaklaşımlar görsek de, sürekli işlem kontrolleri (CTC ‘ler) ve e-fatura zorunluluklarına yönelik eğilim hızlandı.
Yakın zamanda yapılan açıklamalar, Almanya’nın B2B e-fatura zorunluluğuna yönelik adımlar attığını gösteriyor, ancak bu adımlar en azından şimdilik merkezi bir raporlama veya tasdik unsuru içermiyor. Federal Maliye Bakanlığı, 10 Mart’ta düzenlenen bir KDV konferansında, e-fatura zorunluluğunun getirilmesi için birkaç hafta içinde bir taslak belgenin yayınlanacağını duyurdu.
Almanya’nın daha önce, Kasım 2022’de Maliye Bakanlığı tarafından açıklandığı üzere, zorunlu bir e-fatura rejimi uygulamak için Avrupa Komisyonu’ndan istisnai bir karar talep ettiğini belirtmek gerekir.
İsveç, e-fatura zorunluluğunun ortaya çıkmasının şaşırtıcı olmayacağı bir başka ülke. İsveç Dijital Devlet Ajansı (DIGG) ülkede zorunlu e-fatura uygulamasını hayata geçirme arzusunu dile getirdi.
İsveç Vergi Dairesi ve İsveç Şirketler Kayıt Ofisi ile birlikte DIGG, hükümetten mevcut B2G e-fatura zorunluluğuna eklenecek B2B ve G2B akışlarında e-fatura zorunluluğu koşullarını araştırmasını talep etti.
Bu talebin arkasındaki gerekçe, Avrupa Komisyonu’nun ViDA teklifinin kabul edilmesi halinde, sınır ötesi akışlarda zorunlu e-fatura uygulamasına yol açacak olması. Bu nedenle ulusal sistem, verimlilik amacıyla uyumlu hale getirilmelidir. DIGG, uyumun gönüllü olarak gerçekleşeceğine inanmamaktadır, ancak bir zorunluluk gerekli olacaktır.
Finlandiya’da zorunlu bir B2B e-fatura uygulaması bulunmamaktadır. Ancak alıcılar, talep etmeleri halinde tedarikçilerinden yapılandırılmış elektronik fatura alabilirler. Bu düzenleme, cirosu 10.000 Avro’yu aşan tüm Fin şirketleri için Nisan 2020’den beri yürürlüktedir.
Ayrıca, Finlandiya hükümeti kısa bir süre önce Parlamento’ya elektronik faturalandırmanın faydalarını özetleyen bir mektup göndererek elektronik faturalandırmayı desteklediklerini göstermiştir. Hükümet, elektronik faturalamayı iş verimliliğini artırmanın ve ViDA paketi aracılığıyla KDV dolandırıcılığıyla mücadele etmenin bir aracı olarak görüyor.
Litvanya e-faturaların daha yaygın kullanımı için zemin hazırlıyor. Elektronik faturaların iletimi için Avrupa standardına uygun bir teknolojik çözüm oluşturmayı planladığını duyurdu.
Platformun en az beş yıl boyunca işletmelere ücretsiz olarak sunulması ve Eylül 2023’e kadar hazır olması bekleniyor. Ayrıca, platform Peppol Network gereksinimlerini karşılayacak ve Peppol BIS 3.0 ile uyumlu olacaktır.
Danimarka ayrıca yeni bir defter tutma yasasını uygulamaya koyarak iş süreçlerini dijitalleştirmeye çalışmaktadır. Danimarka İş Kurumu, standart dijital defter tutma sistemleri ve bunların kaydı için taslak icra emirlerini kabul ederek Defter Tutma Yasası’nın dijital defter tutma hükümlerini uygulamaya başlamıştır.
Sonuç olarak, standart dijital defter tutma sistemleri sağlayıcılarının sistemlerini en geç 31 Ekim 2023 tarihine kadar yeni gerekliliklere uyarlamaları gerekmektedir. Yeni hükümler, geleneksel dijital defter tutma sistemlerinin OIOUBL ve PEPPOL BIS formatında e-faturaların otomatik olarak gönderilmesini ve alınmasını desteklemesi gerektiğini öngörmektedir.
Danimarka nihai tarihleri açıklamamış olmakla birlikte, vergi mükelleflerinin 2024 ve 2026 yılları arasında dijital defter tutma kurallarına uymalarını beklemektedir.
E-fatura hakkında başka sorularınız varsaekibimizin bir üyesiyle görüşün.
Güncelleme: 4 Ekim 2022 yazan Enis Gencer
AB Komisyonu’nun Dijital Çağda KDV Girişimi’ne ilişkin son raporu, sürekli işlemkontrollerinin(CTC) Avrupa genelinde daha yaygın hale geleceğini göstermektedir. Nihai rapor, en iyi politika seçeneği olarak hem AB içi hem de yurt içi işlemleri kapsayan AB çapında bir CTC e-fatura sistemi getirilmesini önermektedir. Doğu Avrupa ülkeleri hızlı hareket ederek ve CTC’leri uygulamaya koyarak yerel uygulamalarda ön saflarda yer alırken, Kuzey Avrupa’daki bazı gelişmeleri de takip etmekte fayda var.
2021 ulusal seçimlerinin ardından, Almanya’daki yeni koalisyon hükümeti KDV dolandırıcılığını bir politika sorunu olarak belirledi . Faturaların oluşturulması, kontrol edilmesi ve iletilmesi için kullanılacak olan ülke çapında bir elektronik raporlama sistemini mümkün olan en kısa sürede uygulamaya koyma niyetini açıkladı. Sistemin niteliğine ilişkin herhangi bir ayrıntı bulunmamakla birlikte, özel sektörden paydaşlarla, esas olarak uygulama takvimi ve hükümetin böyle bir sistemdeki rolüne odaklanan görüşmeler devam etmektedir.
B2G e-fatura, 2020 yılından itibaren federal idareye kesilen faturalar için zorunlu hale getirilmiştir. Kapsam 1 Ocak 2022’den itibaren Baden-Wurttemberg, Hamburg ve Saarland’daki devlete ait makamları içerecek şekilde genişletildi ve sonraki eyaletler 2023 ve 2024’te katılacak. Ayrıca, Almanya’da idarenin dijitalleştirilmesi için Merkezi Organ olan BT Planlama Konseyi, tüm kamu alanını tek tip bir şekilde birbirine bağlamak için tüm ihale makamlarına 1 Ekim 2023 tarihine kadar PEPPOL ağı üzerinden elektronik faturaları kabul etmelerini tavsiye eden 2022/31 sayılı kararı yayınlamıştır.
Danimarka ayrıca, Danimarkalı şirketlerin iş süreçlerini dijitalleştirmek için yeni gereklilikler getirmeyi hedefliyor. 19 Mayıs 2022 tarihinde Danimarka Parlamentosu, vergi mükelleflerinin rezervasyonlarını dijital bir muhasebe sistemi kullanarak elektronik ortamda yapmalarını gerektiren yeni bir muhasebe yasasını kabul etmiştir. Yetki, şirketin yapısına ve cirosuna bağlı olarak 2024 ile 2026 yılları arasında kademeli olarak yürürlüğe girecektir.
Yeni muhasebe kanunu herhangi bir zorunlu e-fatura veya CTC yükümlülüğü getirmezken, dijital muhasebe sistemlerinin şirket işlemlerinin sürekli kaydını ve e-faturaların otomatik iletimi ve alınması da dahil olmak üzere idari süreçlerin otomasyonunu desteklemesi öngörülüyor. Maliye Bakanlığı, şirketlerin satın alma ve satış işlemlerini, işlemlerin belgelendirilmesi olarak elektronik faturalarla kaydetmelerini gerektiren ve uygulamada bir e-fatura zorunluluğu anlamına gelen kuralları kabul etme yetkisine sahiptir.
Danimarka İş Kurumu Erhvervsstyrelsen, yeni dijital defter tutma gerekliliklerine ilişkin üç idari emir için taslaklar hazırladı. Taslak düzenlemelere göre, dijital muhasebe sistemlerinin OIOUBL ve PEPPOL BIS formatında e-faturaların otomatik olarak gönderilmesini ve alınmasını desteklemesi gerekmektedir. Bu sistemler, Erhvervsstyrelsen tarafından yakın zamanda yayınlanan Danimarka SAF-T Standardı olan standart bir dosya oluşturarak şirketin muhasebe verilerini paylaşabilmelidir.
Taslak yönetmelikler 27 Ekim’e kadar kamuoyu görüşüne açık olacak ve gerekliliklerin 1 Ocak 2023’te yürürlüğe girmesi bekleniyor. Dijital muhasebe sistemlerinin gerekliliklere uyum sağlaması için 1 Ekim 2023 tarihine kadar bir dönüşüm süresi olacaktır.
İsveç de dijital raporlama gereklilikleri getirmeyi düşünen bir diğer ülke. İsveç Vergi İdaresi Skatteverket, işletmelerden faydalı ekonomik veriler elde ederken KDV’nin doğru bir şekilde toplanmasını sağlamak için farklı yollar düşünüyor. Proje henüz erken aşamadadır ve bu tür gereklilikler Standart Vergi Denetim Dosyası (SAF-T) gereklilikleri veya bir tür CTC, e-raporlama veya e-faturalama getirilmesi anlamına gelse de, vergi makamları işletmeler için sorunsuz bir sistem uygulamaya çalışacaktır.
Letonya Maliye Bakanlığı bir süredir faturalama süreçlerinin dijitalleştirilmesi üzerinde çalışıyor. Letonya’da e-fatura kullanmaya başlamaya hazır olup olmadıklarını öğrenmek için bir kamu istişaresi gerçekleştirdiler ve şirketlerin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini dikkate aldılar.
Sonuç olarak, Maliye Bakanlığı mevcut durumu, e-fatura uygulamasını ve olası teknolojik çözümleri tartışan bir rapor hazırladı. Rapor, denetim sonrası e-fatura, merkezi e-fatura ve merkezi olmayan e-fatura gibi farklı e-fatura sistemlerine odaklanıyor ve bu sistemlerin avantaj ve dezavantajlarını karşılaştırıyor.
Rapor, B2B ve B2G işlemlerinde zorunlu e-fatura uygulamasının başlatılması için PEPPOL BIS standardını desteklemekte ve e-fatura kullanımının Letonya mevzuatında bir zorunluluk olarak tanımlanmasını ve e-fatura kullanımının en geç 2025 yılında başlamasının zorunlu hale getirilmesini önermektedir.
Letonya hükümeti raporu onayladı ve gerekli düzenleyici işlemlerin, dolayısıyla teknolojik çözümlerin uygulanmasının zaman içinde şekillenmesi bekleniyor.
CTC girişimlerinin Avrupa’daki hükümetler ve vergi makamları arasında giderek daha popüler hale geldiği ve Kuzey Avrupa ülkelerinin daha temkinli davranıyor gibi görünseler de bu eğilimi takip etmeye başladıkları açıktır. Bu CTC projelerinin nasıl ve ne zaman şekilleneceğini ve AB Komisyonu’nun Dijital Çağda KDV projesine ilişkin yakında açıklayacağı sonuçlardan nasıl etkileneceğini görmek çok ilginç olacak.
E-fatura gereksinimleri konusunda yardıma mı ihtiyacınız var? Vergi uzmanlarımızla iletişime geçin.
Şirketinizin KDV gereksinimlerini takip etmek çok önemlidir. Bu, kurallar ve yetkililerin işletmelerden ne bekledikleri hakkında sağlam bilgi gerektirir. Bu, standart KDV yükümlülükleri dışındaki mal ve hizmet tedarikleriyle ilgilenmeyi içerir.
Her ürün veya hizmet KDV gerektirmez. Bu KDV muafiyeti.
Bazı mal ve hizmetler KDV’den muaftır. Bu, satış yaptığınız sektöre ve ülkeye bağlıdır.
Avrupa KDV’sine nasıl uyulacağı hakkında daha fazla bilgi için, ücretsiz e-Kitabımızı indirin veya AB KDV e-ticaret paketiyle ilgili kapsamlı kılavuz umuzu okuyun.
Bir tedarik KDV’den muafsa, bunun nedeni AB’nin mal veya hizmetleri gerekli görmesi olabilir. KDV’den muaf malzemeler şunları içerir:
Şirketiniz yalnızca KDV’den muaf ürün veya hizmetler satıyorsa, işletmeniz farklı şekilde çalışır. KDV’den muaf bir işletmedir ve:
Örneğin, bir şirket yalnızca Birleşik Krallık’ta eğitim ve öğretim hizmetleri sağlıyorsa, hükümet bunu muaf bir işletme olarak değerlendirir. Yukarıdaki kurallar geçerli olacaktır.
Bazı durumlarda, bir işletme kısmen KDV’den muaf olabilir. Kısmi KDV muafiyeti, hem vergiye tabi hem de KDV’den muaf mal veya hizmet tedariklerini gerçekleştiren KDV’ye kayıtlı şirketler için geçerlidir.
İşletmeniz KDV’den kısmen muafsa, müşterilere sattığınız KDV’den muaf olmayan mal veya hizmetleri üretirken veya satın alırken ortaya çıkan KDV’yi yine de geri alabilirsiniz.
Ek olarak, kısmen muaf olan işletmelerin ayrı kayıtlar tutması gerekir. Bu kayıtlar KDV’den muaf satışları kapsamalı ve talepler için KDV’nin nasıl hesaplandığına dair ayrıntılar sağlamalıdır..
KDV muafiyeti %0 KDV ile aynı değildir. Sıfır dereceli veya KDV’den muaf sarf malzemeleri için orijinal satış fiyatına ekstra ücret eklenmez, ancak birkaç önemli fark vardır.
KDV’den muaf malzemelerin aksine, sıfır dereceli mal ve hizmetler vergiye tabi cironuzun bir parçasıdır. Sıfır dereceli sarf malzemeleri KDV hesaplarınıza kaydedilmelidir. Bazı ülkelerde işletmeler vergiye tabi olmayan satışları yalnızca normal şirket hesaplarında kaydedebilir.
Ayrıca, KDV muafiyetinin aksine, sıfır dereceli mal veya hizmetler için yapılan satın alımlarda KDV’yi iade edebilirsiniz.
KDV oranları ve muafiyetleri dünya çapında farklılık gösterir, bu nedenle kavramı göstermek için Birleşik Krallık"ı örnek olarak kullanacağız.
Birleşik Krallık’ta çoğu mal ve hizmet% 20 standart KDV oranına tabidir. Bununla birlikte, bazıları% 5 veya% 0 indirimli KDV oranına tabidir.
KDV oranı% 5 olan mal ve sarf malzemeleri şunları içerir:
%0 KDV oranına sahip mal ve sarf malzemeleri şunları içerir:
Bu indirimli oranlar yalnızca belirli koşullar için veya aşağıdakilere bağlı olarak belirli durumlarda geçerli olabilir:
Birleşik Krallık örneğimize devam edersek, Birleşik Krallık dışına mal satar, gönderir veya transfer ederseniz, Birleşik Krallık KDV’si genellikle ihracat olarak kabul edildiğinden dahil edilmez.
Gerekli koşulları karşılıyorsanız, ihracatların çoğunu Birleşik Krallık dışındaki bir varış noktasına sıfır dereceli olarak gönderebilirsiniz:
KDV muafiyetleri her zaman değişiyor. Sakın yakalanma. İşletmenizin KDV’den muaf olması durumunda KDV yükümlülüklerini nasıl yönetmesi gerektiği konusunda tavsiye almak için ekibimizle iletişime geçin..
Singapur’un yeni Düşük Değerli Mallar (LVG) kuralları yılın başında yürürlüğe girdi. 1 Ocak 2023 itibariyle ülkedeki özel tüketiciler, GST’ye kayıtlı tedarikçilerden hava veya posta yoluyla ithal edilen 400 SGD’ye kadar olan mallar için %8 GST ödemek zorundadır.
1 Ocak 2024 tarihinden itibaren GST %9’a yükselecektir.
Bu değişiklikten önce, GST’ye kayıtlı işletmelerden yerel olarak tedarik edilen Düşük Değerli Mallar GST’ye tabiydi. Yurtdışından hava veya posta yoluyla ithal edilen mallar için bu geçerli değildir. Bu değişiklik, Singapur’da tüketilen tüm malları GST ile ilişkili olarak ele almaktadır.
400 SGD eşiğine dahil değildir:
Örneğin, özel bir şahıs 390 SGD tutarında bir ürün sipariş ediyor. Ek ulaşım ücretleri 20 SGD’dir. Eşik değer nakliye ücretlerini içermediğinden, ürünün değeri 390 SGD’dir. Tüketici, satın alma işlemi için tedarikçiye GST ödemek zorunda kalacaktır.
1 Ocak 2023 tarihinden itibaren, GST’ye kayıtlı denizaşırı tedarikçilerden satın alınan ithal dijital olmayan hizmetlere de GST uygulanmaktadır. Sonuç olarak, uzaktan tedarik edilen ve alınan tüm B2C ithal hizmet tedariki – dijital veya başka türlü – vergilendirilmektedir.
Elektronik pazar yeri operatörleri ve yeniden teslimatçılar gibi yerleşik olmayan tedarikçiler, GST’ye kaydolmalı, ücretlendirmeli ve hesap vermelidir:
Şirketler gönüllü olarak da kayıt yaptırabilirler.
İşletmeler, bu değişikliklerin GST’ye kayıt olma ihtiyacını ve diğer uyum zorluklarını tetikleyip tetiklemediğini değerlendirmelidir.
Singapur’da GST hakkında hala sorularınız mı var? Vergi uzmanlarımızla görüşün.
BT lideri olmak için iyi bir yıl. Teknoloji harcamaları söz konusu olduğunda, çoğu kuruluşun mantrası olan “daha azla daha fazlasını yapın” ifadesinin çok uzun yıllar geçmesinden sonra, işler nihayet düzeliyor.
Araştırma firması Gartner’a göre, BT harcamaları 2022’de tahminen 4,5 trilyon dolara ulaşacak. Bu, 2021’e göre %5,1’lik bir artışı temsil ediyor ve COVID-19 salgını nedeniyle ikinci plana atılmış olabilecek teknoloji güncellemelerine ihtiyaç duyan işletmeler için çok ihtiyaç duyulan bir destek.
BT departmanları ayrıca, işleri sadece ayakta tutmaktan işin geleceğini stratejik ve başarılı bir şekilde destekleyecek daha uzun vadeli projelere odaklanmaya isteklidir. Bu iddia, BT yönetim çözümleri şirketi Flexera’nın State of Tech Harcama Raporunda sağladığı rakamlarla desteklenmektedir.
Bu yıl bütçelerin nereye tahsis edildiği sorulduğunda, ankete katılanların %54’ü, çalışanların evden çalışmasını daha kolay ve sorunsuz hale getiren teknolojiye uygulanacak yatırım ve kaynakların artmasını bekliyor. Ankete katılanların bir diğer %42’si, pandemi sonrası dünyanın gerçeklerini desteklemek için buluta geçme konusunda yeni bir istek duyduklarını belirtti. Bu ankete katılanlar, kuruluşlarının genel BT bütçeleri hakkında önemli bilgiye sahip olan BT’deki tüm yöneticiler ve üst düzey yöneticilerdi ve gelecek yıldan ne bekleyeceklerini değerlendirdiler.
Bu bulgular, işletmelerin hibrit ve esnek çalışma ortamlarına ne kadar önem verdiğini gösteriyor. En azından belirli bir kapasitede evden çalışmanın kalıcı olma olasılığı, BT departmanlarının ortaya çıkabilecek her türlü zorluğun üstesinden gelmek için stratejilerini yeniden gözden geçirmelerine neden oluyor.
BT departmanları tarafından ana hatları çizilen stratejiler sağlamdır ve şu anda içinde bulunduğumuz dünyayla uyumludur. Bununla birlikte, en iyi hazırlanmış planları raydan çıkarma ve muazzam miktarda bütçe ve kaynağı yutma potansiyeline sahip, iş başında başka bir pandemi sonrası güç var. Devletin zorunlu kıldığı e-fatura.
Çok uluslu bir şirkette BT lideri olarak çalışıyorsanız, muhtemelen aşağıdaki iki kategoriden birine girersiniz. Birincisi, düzenleyici makamlar tarafından gerçek zamanlı gözetim ve yaptırımın yeni gerçekleriyle karşı karşıya kaldınız. Ya da iki, kendi iç görevlerinizle mücadeleye girmek üzeresiniz, bu sorunu temelli çözün.
Bu deklarasyonda neden bu kadar kesinim? Çünkü gezegendeki en büyük markalardan bazılarıyla çalışıyorum ve bu zorunlulukların BT organizasyonları üzerindeki etkilerine ilk elden tanık oluyorum.
BT projelerine gelince, çoğu gerici değil, uzun bir süre boyunca dikkatli ve metodik planlamanın sonucudur. Ancak hükümet burada kuralları değiştiriyor. Projeler ve yükseltmeler artık zaman çizelgenizde değil. Yeni kanunları ve zorunlulukları uygulamaya koyduklarında, ya sorunu ele almak ve düzeltmek için hızlı hareket edersiniz ya da ağır para cezalarından işletme ruhsatınızı kaybetmeye kadar değişen sonuçları ödersiniz.
Devlet tarafından zorunlu kılınan e-fatura yasaları dünya çapında hızla yaygınlaştıkça, BT bütçeleriniz için inandırıcı bir tehdit oluşturuyorlar. BT departmanları, devletin zorunlu kıldığı e-faturaya eşlik eden yeni gerçeklere hazırlıklı olmalıdır. Artık işletmenizin veri yığınında bulunan ve işlemleri ağınızda dolaşırken gerçek zamanlı olarak inceleyen yetkililerle, bilgileri gereken biçimde gerçek zamanlı olarak iletmenizi sağlayan bir çözüme ihtiyacınız olacak.
Sonuç olarak, uyum artık bir vergi sorunu değildir. BT liderleri ve diğer üst düzey liderlik, iş fonksiyonlarını yönetim kurulu genelinde uyumlu hale getirmek için birlikte çalışmalıdır. BT’nin, şirketin sektörü veya konumu ne olursa olsun, hükümetin zorunlu kıldığı yükümlülükleri yerine getirmek için kaynakların ve araçların yerinde olmasını sağlaması gerekir.
Sorunun erkenden ele alınamaması, ileride yalnızca diğer öncelikli projeler için ayrılan kritik bütçeleri ve kaynakları tüketecek daha karmaşık ve maliyetli sorunlara yol açacaktır.
Stratejinizi oluşturmaya nereden başlayacağınızdan emin değilseniz, uzmanlarımıza ulaşın.
Çalan tam olarak BU kırmızı telefon olmayabilir, ancak emin olun, yönetim şu anda ciddi bir sorunla uğraşıyor ve BT’nin kendileri için çözmesini bekliyorlar.
Kurulları ve C-Suiteleri her şeyin ötesinde sinirlendiren iki şey vardır. Sonuçları ve şirket/marka itibarını etkileme potansiyeline sahip riskler. Bu mevcut sorun, zamanında ele alınmazsa hem hızlı hem de hızlı olabilir.
Devletin vergi yetkilerinden bahsediyorum.
Şimdi sorabilirsiniz, hükümet yetkileri onlarca yıldır ortalıkta yok muydu? Neden şimdi aciliyet? Evet, uzun süredir varlar ama hiçbir zaman şu anki halleriyle var olmadılar veya operasyonlarınızı bu kadar hızlı etkileme yetenekleri olmadı.
Açıklamama izin ver. Geçmişte, dünyanın dört bir yanındaki kuruluşların, olaydan sonra işlemleri raporlaması ve yasal olarak ödemekle yükümlü oldukları tutarları ödemesi gerekiyordu. Aksi takdirde, hükümet onları birkaç ay veya yıl sonra denetlemeye başlayabilir ve işlerin yolunda gitmediği tespit edilirse bir ceza verebilir. Genel olarak, işletmeler için küçük bir rahatsızlıktı ve hatalı süreçler veya ihmaller için gerçek bir caydırıcı değildi.
Her şey, birkaç yıl önce, hükümetler, onu hüküm sürmek için kolay çözümler olmaksızın büyüyen bir vergi açığına bakmaya başladığında değişmeye başladı. Abarttığımı mı düşünüyorsun? Avrupa Komisyonu’nun KDV Açığı sorunlarıyla ilgili 2021 raporuna göre, yalnızca 2019’da AB ülkeleri, işletmelerin yasal olarak kendilerine borçlu olduğu 134 milyar Euro’luk Katma Değer Vergisi (KDV) gelirini kaybetti.
Bu, dünyanın herhangi bir yerinde KDV vergi sistemini uygulayan her ülke için bir uyandırma çağrısıydı. Sadece çok ihtiyaç duyulan gelirleri kaybetmekle kalmıyorlardı, aynı zamanda sorun daha da büyüyordu. Bir şeylerin hızlı bir şekilde yapılması gerekiyordu, yoksa kendi ülkelerinde hayati programları finanse edemezlerdi.
Bugüne hızlıca ilerleyin. Ülkeler soruna ciddi bir şekilde baktılar ve çözümün teknoloji olduğuna karar verdiler. Dijitalleşmeye büyük yatırımlar yaptılar ve yeteneklerini yalnızca işle aynı seviyeye getirmekle kalmadılar, aynı zamanda birçok durumda, muhtemelen tarihte ilk kez, finansal işlemleri izleme ve raporlama konusunda özel sektörün yeteneklerini aştılar.
Bugün olaydan sonra başka haber yok. Hükümetler, alışverişi doğrudan veri yığınınızın içinde kurdu ve işlemleri gerçek zamanlı olarak gözden geçiriyor. Ve gerçek zamanlı izleme ile gerçek zamanlı uygulama geldi. Bilgileri hükümetin zorunlu kıldığı şekilde bildirmiyorsanız, o ülkede pahalı para cezalarından işletme ruhsatınızın iptaline kadar hızlı bir işlem bekleyebilirsiniz. Her ikisi de şirketinizin finansal görünümü ve itibarı için yıkıcı sonuçlar doğurabilir.
Bu nedenle, BT’yi dahil etmek ve sorunu küresel bazda ele almak için bir stratejiye sahip olmak çok acil. İşler sadece daha karmaşık hale gelecek ve sistemleri, iş yaptığınız her yerde değişen vergi zorunluluklarını karşılayacak şekilde ölçeklendirme yeteneği şirketler için en önemli öncelik haline geldi.
KDV söz konusu olduğunda dışarıda yeni bir dünya var ve bu kabul edilmesi gereken çok şey. Bu sizin için yeni bir bilgiyse veya bunun kuruluşunuzu nasıl etkilediğini kabullenme sürecindeyseniz, aşağıdaki beş şeyi hatırlamanızı ve iş arkadaşlarınızla paylaşmanızı tavsiye ederim:
1. Devlet sizin verilerinizdedir
Gerçek zamanlı vergi raporlaması, dünya çapındaki işletmeler için yeni norm haline geliyor. Hükümetler artık olaydan sonra veri almakla yetinmiyor ve artık veri yığınınızın kalıcı olarak bulunmasını şart koşuyor.
2. Devlet veri zorunlulukları kontrolü şirketlerin elinden alıyor
Devlet tarafından zorunlu kılınan e-faturalama dünyayı kasıp kavururken, işletmelerin bu değişime hazırlanmak için çok az zamanı kaldı. Operasyonel kalmak ve bu yönergelere uymak için BT’nin, uzun vadeli planların ve bütçelerin parametrelerini korurken görev yükümlülüklerini yerine getirdiklerinden emin olacak bir strateji oluşturması gerekir.
3. Veri zorunlulukları hızla ilerliyor ve gelişiyor
Hükümetler hızla zorunlu e-fatura uygulamasına doğru ilerlerken, kuruluşlar artık vergi kodlarını ve yetkilerini güncellemek için son derece kısa bir pencereyle karşı karşıya. BT departmanları için bu değişiklikleri denetlemek ve yürütmek en önemli önceliklerinden biri haline gelecek.
4. Veri zorunlulukları ülkeden ülkeye tutarlılıktan yoksundur
Yeni süreçler, teknolojiler ve düzenlemeler hakkında güncel bilgilere sahip olan uluslararası kuruluşlar için başarılı bir iş yürütmenin temel bileşenleridir. Ancak, her bir düzenleyici otorite tarafından benimsenen farklı yaklaşımlar, işletmeler için çok fazla belirsizliğe neden oluyor. BT’nin önündeki zorluk, işletmenin her ülkenin düzenleyici otoritesinin bireysel zorunluluklarını yerine getirmesine olanak tanırken, aynı zamanda kuruluşun uyum durumuna ilişkin gerçek zamanlı küresel bir pano sağlamak için birbiriyle entegre olmasına olanak tanıyan altyapıyı oluşturmaktır.
5. Hükümetler yaptırımların şiddetini ve hızını artırdı
Vergi makamları, vergi açıklarını kapatmak için her zamankinden daha agresif hale geliyor. Dijital araçların ve süreçlerin kullanılmasıyla, hükümetler uyumluluğu hızla hızlandırabilir ve vergi kaçakçılığını etkili bir şekilde takip edebilir. Günümüzün dijital dünyasında, cezalar geçmişe göre daha hızlı ve daha şiddetli olabiliyor. BT’nin, işlem verilerinin düzenleyici makamlara talep ettikleri biçim ve zaman çerçevesinde sunulmasını sağlaması gerekir.
Küresel vergi zorunluluklarının değişen gerçekleri üzerinde çalışırken bu bilgilerin size düşünmeniz için bazı şeyler vermesini umuyorum.
Bunu okuduktan sonra, sorularınız varsa uzmanlarımıza ulaşmaktan çekinmeyin.
Bu senaryoyu hayal edin.
İş ortağınız, akışın ortasında sizinle ilgili kuralları değiştirir ve onlarla iş yürütme yeteneğiniz artık yeni taleplerini karşılamak için tüm raporlama yapınızı değiştirmeye bağlıdır.
Ah evet, bu talepleri karşılamak için gereken sürenin çok dar olduğunu da belirtmeliyim ve bunu yapmazsanız, doğru olana kadar bölgelerinde iş yapmayı unutabilirsiniz. Ve ilerlemenin herhangi bir noktasında bu standartları karşılayamazsanız, size para cezası verebilir veya kapatabilirler.
Kulağa uzak mı geliyor? öyle değil Brezilya’dan İtalya’ya ve Asya ile Afrika’nın bazı bölgelerine kadar büyük ekonomik pazarlarda oynanan tam olarak budur. Görüyorsunuz, hükümetler teknoloji söz konusu olduğunda işletmeleri yakaladı ve dijitalleşme söz konusu olduğunda birçok yönden onları geride bıraktı.
Bu, hükümetlerin finansal işlemleri gözden geçirmek için artık daha proaktif bir yaklaşım benimsediği ve gerçek zamanlı raporlama talep ettiği anlamına geliyor. Bunun bir parçası olarak, uygun zorunlu spesifikasyonları karşıladığından emin olmak için gerçek zamanlı yaptırım uyguladılar. Bunu başarmak için, veri yığınınızda kalıcı olarak yerleşmişlerdir. Ve hiç şüpheniz olmasın, iş e-faturaya geldiğinde, kararları onlar veriyor.
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, uyumluluğu kolaylaştırma ve dolandırıcılığı hızlı ve verimli bir şekilde izleme becerisi nedeniyle zorunlu e-fatura uyguluyor. Şimdiye kadar norm haline gelen olgu raporlamasından sonra, uygulanması daha zor hale geldi ve haklı olarak borçlu olunanları telafi etmek uzun ve maliyetli denetimler gerektirdi. Pek çok kuruluş cezaları ciddiye almadı ve bu rahatsızlıklar ortaya çıktıkça başa çıkmak için bir kenara biraz para ayırdı.
Bu yaklaşım, büyümeye devam eden bir vergi açığıyla sonuçlandı. 2019’da Avrupa Birliği’nin 28 üye ülkesinin KDV açığı , tüm üye ülkeler için toplam 134,4 milyar avronun üzerindeydi. Bu, birçok hükümet için sürdürülemez ve kabul edilemez hale geldi ve bu nedenle, yasal olarak borçlu olunan tüm gelirlerin zamanında ve eksiksiz olarak tahsil edilmesini sağlamak için dijitalleşmeye odaklanan yeni bir teknoloji yapıldı. Uyulmaması, daha hızlı ve daha etkili yaptırım önlemlerine yol açacaktır.
Bu eğilim, dünya çapındaki ülkelerin kuralları izlemek ve uygulamak için yeni yönergeler ve metodolojiler benimsemesiyle hızla artıyor. Önümüzdeki beş yıl içinde KDV vergilendirme sistemini uygulayan hemen hemen her ülkenin sistemlerini bir dereceye kadar güncellemesi bekleniyor.
Hata yapma. Gerçek zamanlı bilgi talepleri nedeniyle, bu bir vergi sorunu değil, bir BT sorunudur. Düzinelerce ülkede iş yapan çok uluslu şirketler için, faaliyet gösterdikleri her lokasyon için erken plan yapmaz ve sağlam bir strateji geliştirmezlerse, yol boyunca bazı sancılı anlar yaşayabilirler.
BT, nihai hedefe odaklanmalıdır: tüm dijital dosyalamalara küresel olarak tutarlı bir yaklaşım sağlamak için bu devlet tarafından zorunlu kılınan e-fatura yasalarını yönetmek için merkezi bir yaklaşım uygulamak. Gereksinimler arttıkça ve genişledikçe uygulama sinerjilerinin önemini abartamam. Bu sadece zaman geçtikçe daha karmaşık hale gelecek.
Ve belki de en önemlisi, yardım istemekten korkmayın. Bu, gün geçtikçe değişen karmaşık bir şey. Bu, kendi başınıza gitmeyi denemenin zamanı ya da sorunu değil.
Daha fazla yardım ve bilgi için uzmanlarımıza ulaşın.
Bölüm IV, V – Ryan Ostilly, ürün ve GTM stratejisi EMEA ve APAC, Sovos başkan yardımcısı
Serinin III.Bölümünü okumak için tıklayın .
Devlet tarafından zorunlu kılınan e-fatura yasaları dünyanın hemen her bölgesinde yayılarak işletmelere daha katı yükümlülükler ve beklentiler getiriyor. Operasyonunuzun her yönüne eklenen hükümetler, artık veri yığınınızda her yerde var olan bir etkiye sahiptir ve her işlemi, ağınızdan geçerken gerçek zamanlı olarak inceler. Gerçek zamanlı izleme, ciddiyeti önemli para cezalarından işletmenizi tamamen kapatmaya kadar değişebilen gerçek zamanlı yaptırımları da beraberinde getirdi. Bütün bunlar, bu küresel değişimlerle başa çıkmak için bir stratejiye ihtiyaç duyan BT liderleri için yeni bir gerçeklik yarattı. Ürün ve GTM stratejisinden sorumlu başkan yardımcımız Ryan Ostilly’den bunun BT departmanlarını nasıl etkileyeceği ve en iyi nasıl hazırlanabilecekleri konusunda rehberlik etmesini istedik.
S: Devlet yetkilileri artık şirketlerin verilerini kullanıyor ve gerçek veya gerçek zamanlıya yakın raporlama talep ediyorsa, bunun BT departmanları üzerinde nasıl bir etkisi olacak?
RO: BT ekiplerinin, temel finans ve işlem vergisi sistemlerinin, sürekli değişen bir mevzuata uygun olarak, küresel ayak izleri genelindeki tüm vergi yetki alanlarında gerçek zamanlı verileri ayıklama, dönüştürme, havale etme ve tüketme konusunda gelişmiş kapasiteye sahip olmasını sağlamak için çok çalışması gerekecek. sayısız yasal ve prosedürel gereklilik. Kesintilerin hızlanmasıyla birlikte, hükümetler vergi mükelleflerinin kontrolü ve katılımına ilişkin kuralları yeniden yazarak, verilerin kendisiyle doğrudan bağlantı ve yakınlık kurmaya zorluyor.
Artan sayıda vakada, verilerin sahiplerinin işlevsel departmanlar olabileceğinden korkuyorum. BT departmanının, hükümeti her zaman bağlı, sürekli ve eksiksiz olması gereken kritik bir iş ortağı olarak görerek bu ilişkideki rolünü geliştirmesi gerekecek.
S: Resmi zorunlulukları yerine getirmek ve operasyonların kesintisiz devam etmesini sağlamak için BT neye öncelik vermeli? Nasıl bir yaklaşım önerirsiniz?
RO: Devlet tarafından başlatılan bu modern vergi dönüşümü çağında, başarılı BT departmanı, devlet yetkileri ve Sürekli İşlem Kontrolleri (CTC’ler) için bağlantılı, sürekli ve eksiksiz bir çerçeveye öncelik veren proaktif bir strateji izleyecektir. Bu üç ilke şunlardır:
Bağlantılı – Basitleştirilmiş bir entegrasyon ve satıcı stratejisi oluşturun. Yeni yetki alanlarını benimserken veya değişiklikleri uygularken çoklu entegrasyonlara ve ağır projelere maruz kalmayı azaltın.
Sürekli – Düzenleyici ve yasal uzmanlarla düzenli olarak ortak olun. Yaklaşan yetkileri gözden geçirin ve mevcut ve gelecekteki iş gereksinimleriniz üzerindeki etkiyi değerlendirin.
Eksiksiz – Teknik yönlerin ve şemaların ötesini düşünün. Yetki gerekliliklerini tercüme ederken ve onaylarken vergi konusu uzmanlarıyla ortak olun, çünkü bu çıktılar şirketinizin mali ve vergi durumunu vergi makamları nezdinde gerçek zamanlı olarak tanımlayacaktır.
Devletin zorunlu kıldığı e-fatura dünyasında çok şey değişti. Devlet yetkililerinin teknolojiye yaptığı sürekli yatırım, düzenleyicileri daha ayrıntılı ve gerçek zamanlı raporlamanın yanı sıra daha fazla şeffaflık talep etme konumuna getirdi. Şirketler bu talepleri karşılamak için BT organizasyonlarına bakıyor. İyi haber şu ki, tek başına gitmene gerek yok. Sovos, dünyanın önde gelen birçok markasıyla çalışma deneyimine dayalı olarak bu küresel evrimde size rehberlik edecek uzmanlığa sahiptir.
Küresel zorunluluklara ayak uydurmak için yardıma mı ihtiyacınız var? Sovos’un vergi uzmanları ekibiyle iletişime geçin.
Bölüm V/V – Christiaan Van Der Valk, başkan yardımcısı, strateji ve düzenleme, Sovos
Serinin IV. bölümünü okumak için buraya tıklayın.
Devlet tarafından zorunlu kılınan e-fatura yasaları dünyanın hemen her bölgesinde yayılarak işletmelere daha katı yükümlülükler ve beklentiler getiriyor. Operasyonunuzun her yönüne eklenen hükümetler, artık veri yığınınızda her yerde var olan bir etkiye sahiptir ve her işlemi, ağınızdan geçerken gerçek zamanlı olarak inceler. Gerçek zamanlı izleme, ciddiyeti önemli para cezalarından işletmenizi tamamen kapatmaya kadar değişebilen gerçek zamanlı yaptırımları da beraberinde getirdi. Bütün bunlar, bu küresel değişimlerle başa çıkmak için bir stratejiye ihtiyaç duyan BT liderleri için yeni bir gerçeklik yarattı. Strateji ve mevzuattan sorumlu başkan yardımcımız Christiaan Van Der Valk’tan bunun BT departmanlarını nasıl etkileyeceği ve en iyi nasıl hazırlanabilecekleri konusunda rehberlik etmesini istedik.
S: Devlet yetkilileri artık şirketlerin verilerini kullanıyor ve gerçek veya gerçek zamanlıya yakın raporlama talep ediyorsa, bunun BT departmanları üzerinde nasıl bir etkisi olacak?
Özgeçmiş: KDV ve diğer vergilerin dijitalleştirilmesi, belirli ve sürekli değişen devlet gerekliliklerini karşılaması gereken finans ve işlem sistemlerinin kapsamını önemli ölçüde genişletiyor. Bir şirketin sistemindeki ve süreç ortamındaki vergi uyumunu genişletme ve merkezileştirme olgusu, bu uygulamaların (ödenecek hesaplar otomasyonu, EDI, satın alma, tedarik zinciri otomasyonu, seyahat ve gider yönetimi, siparişten nakde, müşteri iletişim yönetimi vb.) çok kiracılı modda SaaS bazında kullanılır.
Bu, ilgili tüm yetki alanlarında KDV gereklilikleri kapsamına girebilecek başvuruların envanterini çıkarmanızı ve uyum sorumluluğuna ilişkin netlik sağlamak için satıcı sözleşmelerini incelemenizi gerektirir. Bu tür harici uygulamaları lisanslamak için satın alma uygulamalarının da baştan vergi uyumu etrafında uygun sözleşmeler yapılmasını sağlamak için gözden geçirilmesi gerekebilir.
S: Resmi zorunlulukları yerine getirmek ve operasyonların kesintisiz devam etmesini sağlamak için BT neye öncelik vermeli? Nasıl bir yaklaşım önerirsiniz?
Özgeçmiş: Önemli bir başarı faktörü, BT ve verginin organizasyondaki değişimi etkilemek için ne derece bir araya gelebileceğidir. Dolaylı vergi değişikliklerine varsayılan yanıt, bunları evrimsel olarak görmek ve en iyi şekilde yerel iştirakler tarafından çözümlenmek olacaktır. Bununla birlikte, CTC’lerin tanıtılması bir paradigma değişikliğidir ve sonuçlarından biri, bu zorlukları merkezi olmayan bir şekilde çözmenin bir şirketin dijital dönüşüm potansiyeline zarar vermesidir. BT ve verginin, bu derin değişikliğe eşgüdümlü, stratejik bir yanıt vermenin önemi konusunda tüm şirket ve ülke paydaşları arasında farkındalık yaratmak için yakın işbirliği içinde çalışması gerekir. Bu disiplinlerarası zorluklarda uzmanlaşmış vergi teknoloji uzmanlarının rolü küçümsenemez.
Devletin zorunlu kıldığı e-fatura dünyasında çok şey değişti. Devlet yetkililerinin teknolojiye yaptığı sürekli yatırım, düzenleyicileri daha ayrıntılı ve gerçek zamanlı raporlamanın yanı sıra daha fazla şeffaflık talep etme konumuna getirdi. Şirketler bu talepleri karşılamak için BT organizasyonlarına bakıyor. İyi haber şu ki, tek başına gitmene gerek yok. Sovos, dünyanın önde gelen birçok markasıyla çalışma deneyimine dayalı olarak bu küresel evrimde size rehberlik edecek uzmanlığa sahiptir.
Küresel zorunluluklara ayak uydurmak için yardıma mı ihtiyacınız var? Sovos’un vergi uzmanları ekibiyle iletişime geçin.
Bölüm II – Oscar Caicedo, KDV Amerika Ürün Yönetimi Başkan Yardımcısı, Sovos
Serinin I. bölümünü okumak için tıklayın .
Devletler tarafından zorunlu kılınan e-fatura yasaları dünyanın hemen her bölgesinde yayılarak işletmelere daha katı yükümlülükler ve beklentiler getiriyor. Elektronik belgelerin sunduğu pek çok faydayla birlikte bu uygulamalar aynı zamanda hükümetler için, operasyonunuzun her yönünü daha denetlenebilir kılıyor ve işlemler daha yapılırken gerçek zamanlı inceleme imkanı yaratıyor. Bu gerçek zamanlı izlemeler, eskiden ancak yıllar sonra fark edilip uygulanabilen vergi cezalarının yerine, ciddi para cezalarından işletmenizi tamamen kapatmaya kadar değişebilen gerçek zamanlı yaptırımları beraberinde getiriyor. Böylece BT liderleri, tüm bu küresel değişimlerle başa çıkmak için bir stratejiye ihtiyaç duyuyor. KDV’den sorumlu ürün yönetimi başkan yardımcımız Oscar Caicedo’dan bunun BT departmanlarının bu değişikliklerden nasıl etkileneceği ve bu yeni çağa en iyi nasıl hazırlanabilecekleri konusunda rehberlik etmesini istedik.
S: Devlet yetkililerinin artık şirketlerin verilerini kullandığı ve gerçek ya da gerçek zamanlıya yakın raporlama talep ettiği düşünülürse, bu durumun BT departmanları üzerinde nasıl bir etkisi olacak?
OC: Benim için bu dört farklı kategoriye ayrılıyor:
1. İş Süreci Mimarisi – Düzenleyici kurumlar daha gelişmiş hale geldikçe, raporlama için yalnızca teknik mekanizmaya değil, genel işlevsel iş sürecine bakmak önemlidir. Birçok iş süreci, mevcut yetenekler hazır hale gelmeden çok önce sağlamlaştırıldı. İleriye dönük en iyi teknik yolu belirleyebilmek için iş sürecini yeniden gözden geçirmek önemlidir.
2. Gerçeğin Kaynağı – BT departmanlarının yön vermesi gereken karmaşık ortamda, veri/süreç doğruluk kaynağına ilişkin beklentileri yeniden tanımlamanız gerekir. Arka uç sistem ekosistemleri, mevcut uyumluluk/mevzuat ihtiyaçları göz önünde bulundurularak oluşturulmamıştır. Hükümetlerin teknik yeteneklerini geliştirmeye devam ettiği olgun pazarlarda, gerçeğin kaynağı risklerine karşı korunmak için net bir stratejiye sahip olmak çok önemlidir. Aksi takdirde, yerel düzenleyici kurumlar gerçeğin nihai kaynağı olma eğilimindedir.
3. Veri Toplama/Mutabakat – Her işlevsel iş süreci için gerçeğin kaynağına ilişkin belirsizlik, büyük risklere yol açabilir. Verilerin yerel düzenleyicilerle gerçek zamanlı olarak kaydedilmesi ilk zorluktu. Mevcut zorluk, dahil olan tüm sistemlerin senkronize halde sürdürülmesini ve her zaman tamamen uyumlu hale getirilmesini sağlamaktır. BT departmanları, mevcut ortamda gezinmenin artık bir zorunluluk olduğunu kabul etmelidir.
4. Ana Veri – Arka uç sistemlerdeki veriler zaten merkezi bir şekilde desteklenecek kadar karmaşıktı. Gerçek zamanlı zorunlu düzenlemeler ortaya çıktıktan sonra, veri sorunu katlanarak büyüdü. Veri yapıları, veri kitaplıkları ve çıkarma programlarının tümü sorunu çözmeye yönelik girişimlerdir, ancak normalde bu girişimler, neyin zorunlu veya isteğe bağlı olduğunun anlaşılmasındaki boşluklar nedeniyle başarısız olur. Teknik bir stratejiye karar vermeden önce yerel ihtiyaçlar hakkında net bir rehberlik çok önemlidir.
S: Resmi zorunlulukları yerine getirmek ve operasyonların kesintisiz devam etmesini sağlamak için BT neye öncelik vermeli? Nasıl bir yaklaşım önerirsiniz?
OC: Faaliyet gösterdiğiniz pazarlar/coğrafyalar hakkında net bir mevzuat anlayışına öncelik verirdim. Bu açık bir şekilde görünüyor olabilir, ancak durum her zaman böyle değil. Çok uluslu büyük bir kuruluşla konuştuğum zamanların yüzde doksan dokuzunda yerel pazarın ihtiyaçları konusunda net değiller. Merkezileştirme veya tutarlı bir yaklaşım benimseme çabaları, kilit BT karar vericileri mevzuatı anlamadıkları için başarısız oluyor çünkü kilit BT karar vericileri yönetmeliği anlamadı.
Ayrıca, bunları başarılı kılmak ve sorunu uçtan uca çözmek için iş süreçlerine ve veri gereksinimlerine odaklanmanız bunları başarılı kılmanız ve sorunu uçtan uca çözmeniz gerekir. Zorluk, verilerin kaydedilmesiyle bitmiyor. Tamamen hazırlıklı olmak adına uygun görünürlük, bakım, destek, uzlaşma ve zekaya sahip olduğunuzda sorun sona erer.
Riske girmeyin. Mevzuat ortamı çok dinamiktir, bu nedenle çalışması için gereken tüm iş senaryolarının uygun şekilde test edilmesini sağlamak önemlidir. Net test komut dosyalarına sahip olunmaması, operasyon için büyük sonuçlar doğurabilecek üretim ortamlarında sürprizlere yol açabilir.
Son olarak, mümkün olduğunca konsolide edin. Bu, uç noktaları, iletişim protokollerini, veri yapılarını vb. basitleştirmek anlamına geliyor. Bu, farklı yetki alanlarında zorunlu süreçleri yönetmenin daha verimli bir yoluna olanak sağlayacaktır.
Devletin zorunlu kıldığı e-fatura dünyasında çok şey değişti. Devlet yetkililerinin teknolojiye yaptığı sürekli yatırım, düzenleyicileri daha ayrıntılı ve gerçek zamanlı raporlamanın yanı sıra daha fazla şeffaflık talep etme konumuna getirdi. Şirketlerin isebu talepleri karşılamak için gözü BT ekiplerinde. İyi haber şu ki BT liderleri bu yeni çağı tek başına karşılamak zorunda değil. Sovos, dünyanın önde gelen birçok markasıyla çalışma deneyimine dayalı olarak bu küresel evrimde size rehberlik edecek uzmanlığa sahiptir.
Küresel zorunluluklara ayak uydurmak için yardıma mı ihtiyacınız var? Sovos’un vergi uzmanları ekibiyle iletişime geçin.
Bölüm I, V – Steve Sprague, Ticari Genel Müdür Yardımcısı, Sovos
Devletler tarafından zorunlu kılınan e-fatura yasaları dünyanın hemen her bölgesinde yayılarak işletmelere daha katı yükümlülükler ve beklentiler getiriyor. Elektronik belgelerin sunduğu pek çok faydayla birlikte bu uygulamalar aynı zamanda hükümetler için, operasyonunuzun her yönünü daha denetlenebilir kılıyor ve işlemler daha yapılırken gerçek zamanlı inceleme imkanı yaratıyor. Bu gerçek zamanlı izlemeler, eskiden ancak yıllar sonra fark edilip uygulanabilen vergi cezalarının yerine, ciddi para cezalarından işletmenizi tamamen kapatmaya kadar değişebilen gerçek zamanlı yaptırımları beraberinde getiriyor. Böylece BT liderleri, tüm bu küresel değişimlerle başa çıkmak için bir stratejiye ihtiyaç duyuyor. Ticari Genel Müdür yardımcımız Steve Sprague’den BT departmanlarının bu değişikliklerden nasıl etkileneceği ve bu yeni çağa en iyi nasıl hazırlanabilecekleri konusunda rehberlik etmesini istedik.
S: Devlet yetkililerinin artık şirketlerin verilerini kullandığı ve gerçek ya da gerçek zamanlıya yakın raporlama talep ettiği düşünülürse, bu durumun BT departmanları üzerinde nasıl bir etkisi olacak?
SS: CIO’ların, bu değişikliklere ayak uydurup verilerinde, sistemlerinde, iş süreçlerinde ve uygulamalarında merkezi bir yaklaşım mı benimseyeceği yoksa her ülkenin kendi kararlarını vermesine izin verilen, merkezi olmayan bir platform mu işleteceği konusunda bir seçim yapması gerekiyor. Bu zorunluluklar ülke bazında geliştiği için şirketlerin %95’inden fazlası merkezi olmayan bir yaklaşım uygulamıştır. Bununla birlikte, Latin Amerika’da 2014’te bu yönetmelikleri uygulamaya koyan yalnızca üç ülke varken, şu anda artış göstererek bunları uygulayan 14’ten fazla ülke bulunuyor ve Fransa ve Almanya gibi Avrupa ülkeleri ile Asya’daki ekonomiler de dahil olmak üzere dünya genelinde 30 ülke daha benzer rejimleri uygulama sürecini başlatıyor. Merkezi olmayan bir yaklaşım, aşağıdakiler de dahil olmak üzere birkaç uzun vadeli soruna yol açıyor:
• Ülke dışında sınırlı görünürlük
• Farklı ülkelerde çok sayıda araç ve satıcı
• Yalnızca yerel yükümlülüklerin yerine getirilmesine odaklanan ayrık süreçler
• Büyük resme bakmak yerine “eldeki sorunu çözmek”
• Kötü tanımlanmış roller ve sorumluluklar
• Ek ülkelerin uygulanmasına yönelik tutarsız yaklaşım
S: Resmi zorunlulukları yerine getirmek ve operasyonların kesintisiz devam etmesini sağlamak için BT neye öncelik vermeli? Nasıl bir yaklaşım önerirsiniz?
SS: BT, nihai hedefi olan tüm dijital dosyalamalara küresel olarak tutarlı bir yaklaşım sağlamak için devlet tarafından zorunlu kılınan e-fatura yasalarına merkezi bir yaklaşım uygulamaya odaklanmalıdır. Satıcıların ve araçların sayısı birleştirildikçe maliyette azalma olacak ve artan standardizasyon ve görünürlük sayesinde risk daha da azaltılacaktır. Gereksinimler arttığı ve genişlediği için uygulama sinerjilerinin önemini abartamam. Zaman geçtikçe bu durum daha da karmaşık hale gelecektir. Rollerin ve sorumlulukların netliği, BT ekipleri için diğer bir avantajdır çünkü bu yaklaşım ekip için net bir şekilde tanımlanmış odak alanlarına yol açacaktır. Son olarak, analitikleri tek bir veri merkezi üzerinden hizalamak artık mümkün olacak ve küresel operasyonlarınız için merkezi bir gösterge paneli sağlayacaktır.
Devletin zorunlu kıldığı e-fatura dünyasında çok şey değişti. Devlet yetkililerinin teknolojiye yaptığı sürekli yatırım, düzenleyicileri daha ayrıntılı ve gerçek zamanlı raporlamanın yanı sıra daha fazla şeffaflık talep etme konumuna getirdi. Şirketlerin ise bu talepleri karşılamak için gözü BT ekiplerinde. İyi haber şu ki, BT liderleri bu yeni çağı tek başına karşılamak zorunda değil. Sovos, dünyanın önde gelen birçok markasıyla çalışma deneyimine dayalı olarak bu küresel evrimde size rehberlik edecek uzmanlığa sahiptir.
Küresel zorunluluklara ayak uydurmak için yardıma mı ihtiyacınız var? Sovos’un vergi uzmanları ekibiyle iletişime geçin.
İngiltere ve diğer AB üyesi olmayan ülkelerden işletmeler için AB’ye mal ithalatı yapılıyorsa bunu belirtmek önemlidir zira bu durum KDV işlemlerinin nasıl yapılacağını etkileyecektir.
Tutarı 150 Euro’nun altındaki ürünler için İthalatta Tek Duraklı Hizmet (IOSS) gibi veya posta işletmecisi üzerinden yapılan özel düzenlemeler gibi sadeleştirilmiş seçenekler mevcuttur. Öte yandan, tutarı 150 Euro’nun üzerinde olan ürünlerin tedariği için işletmeler malları nasıl ithal etmek istediklerine dikkat etmelidir.
Bir seçenek, işletmelerin ürünleri Gümrük Vergisi Ödenmiş Olarak Teslim (DDP) etmesi ve AB’de malların ithalatçısı olmasıdır. Bu sayede işletmelerle müşteriler arasındaki işlemlerde müşteri deneyimi daha iyi hale gelir ancak, işletmenin ithal eden ülkede kayıtlı olması, bulunduğu ülkede müşteriye KDV uygulaması ve ilave uyum gerekliliklerini karşılaması gerekir. Mallar bu ülkeden diğer AB ülkelerine götürülürse, bu durumda tedarik zincirine bağlı olarak ilave KDV kaydı yaptırmamak için Tek Duraklı Hizmet (OSS) seçeneğini kullanabilir.
İthalatçı olarak müşteri – mevcut seçenekler
Uyum maliyetlerinin artması nedeniyle birçok işletme ithalatçı olmamayı tercih ediyor ve bu yükümlülüğü son müşterilerine devrediyor. Bir işletme bu yolu tercih ederse, önünde yine bazı seçenekler bulunuyor.
İşletmeler böyle bir durumda yükümlülüğün tamamını müşteriye devredebilir. Kargo şirketi tarafından müşteriye, malların tesliminden önce KDV ve diğer vergileri ödemesi için bir talep gönderilir. Ayrıca taşıma ücretleri de müşteriye devredilmiş olabilir. Bunlar ödendikten sonra mallar teslim edilir. Bu yaklaşım çok iyi bir müşteri deneyimi sağlamayacaktır.
İşte bu nedenle işletmeler taşıma şirketlerinin sunduğu ‘maliyet yöntemini’ tercih ediyor. İthalat belgelerinde yine ithalatçı müşteri olarak görünüyor ancak işletme satış anında müşteriden KDV ve vergileri tahsil ediyor ve taşıma şirketinin faturasını müşteri adına ödüyor. Teoride bu yöntemle işletmenin AB içinde kayıtlı olmasına gerek kalmıyor ve aynı zamanda müşteriye sorunsuz bir deneyim sunuluyor. Ancak akla bir soru geliyor: Müşteri gerçekten ithalatçı mı?
Yanlış koşulların işletme üzerindeki etkisi
Bazı vergi daireleri, değeri 150 Euro’nun üzerinde olan ve doğrudan teslim edildiği Üye Devlet’e ithal edilen mallar için farklı bir düzenleme yaklaşımı benimsemeye başlıyor. 1 Temmuz 2021’de yasada yapılan bir değişiklikte, “tedarikçinin, malların taşınmasına veya yola çıkmasına dolaylı olarak müdahale etmesi” kavramı yer alıyor. Burada amaç satıcının uzaktan satış değil, yerel satış yaptığı ve bu nedenle sadece malların geldiği Üye Devlet’te KDV ödemesi gerektiği argümanına sığınmasını engellemektir.
Yasa değişikliğinin ardından bazı vergi daireleri bu kavrama göre; bir satıcının kendi ülkesinde özel bir kişiye ürün satması ve satıcının ürünün AB dışındaki bir ülkeden gönderilmesini ve AB ülkesinde gümrükten geçmesini sağlaması durumunda, tedarikçi dolaylı olarak taşıma sürecine müdahale ettiğinden tedarikçi ülkenin Üye Devlet olacağını öne sürüyor.
Sonuç olarak ürünlerin ithalatçısı müşteri olsa bile tedarikçinin Üye Devlette KDV kaydını yaptırması ve KDV’yi ödemesi gerekiyor. Bu argüman mükerrer vergilendirmeye yol açabilir ve vergi dairesinin denetimleri açısından ilave uyum yükümlülükleri yaratabilir; tüm bunlar da işletmeler için daha fazla maliyet ve zaman anlamına geliyor.
İşletmeler bu değişikliği nasıl yorumlamalı?
Müşterinin ithalatçı konumunda olduğu bir yöntemi benimseyen işletmelerin düzenlemeleri doğru şekilde yapması önemli. Bu kapsamda internet sitesindeki hüküm ve koşullar kısmında müşterinin ithalatçı olduğunun belirtilmesi ve şirketin kendi adına bir gümrük beyanı verecek kişi tayin etme yetkisinin olması gereklidir. Ayrıca gümrük belgelerinin doğru şekilde doldurulması da çok önemlidir. İnternet sitesinde DDP gibi ifadelerin kullanılmaması da kritik bir husustur zira bu ifade işletmenin ithalatçı olduğunu düşündürebilir.
Sovos, 4 bölgede 70’ten fazla ülkede e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size yardımcı olur.
“Non-fungible token” (NFT) ya da Türkçe adıyla “değiştirilemez token” kavramının son dönemde popülerleşmesi, yatırımcıların, hükümetlerin ve vergi dairelerinin dikkatini çekti. NFT, dijital bir sanat eseri, bir ses parçası, çevrimiçi bir oyun gibi gerçek dünyadaki objeleri temsil eden bir dijital varlık anlamına geliyor. NFT’ler çevrimiçi yollardan alınıp satılıyor ve genellikle kripto para birimleri için kullanılan yazılımlarla kodlanıyor. Gerçekliğinin ve kime ait olduğunun izlenebilmesi için ise blok zincirde saklanıyor.
NFT’ler genellikle türünün tek örneği oluyor ve tek bir tanesi için on milyonlarca dolar ödenebiliyor. NFT satışlarının toplam pazar değeri 2021’de milyarlarca dolara ulaştı ve satışlardaki yükseliş, bazı hükümetleri bu dijital varlıkları tanımlamak ve vergilendirmek üzere KDV mevzuatı hazırlamaya yöneltti.
Birçok ülke NFT’lerle ilgili olarak belli KDV tedbirleri açıkladı.
İspanya: İspanya, AB üyeleri arasında NFT’lere KDV uygulayan ilk ülke oldu. İspanya’daki Vergi Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı karara göre; NFT arzı, %21’lik standart KDV oranına tabi olan bir elektronik hizmet arzı olarak kabul ediliyor.
Belçika: Belçika Maliye Bakanı, NFT arzının %21’lik standart KDV oranına tabi olan bir elektronik hizmet arzı olduğunu doğruladı.
Norveç: Norveç vergi idaresi, NFT arzını elektronik yollardan sunulan bir hizmet olarak tanımlıyor. Ancak satışların aksine NFT oluşturma veya NFT madenciliği KDV’ye tabi olmayacak.
Washington eyaleti (ABD): Washington Gelir İdaresi’nin, NFT’lerin dijital bir ürün olarak eyaletteki satış ve ticaret vergisine tabi olduğunu açıklaması bekleniyor. Bu kararla birlikte Washington, ABD’de NFT’lerle ilgili satış vergisi politikaları yayınlayan ilk eyalet olacak.
İsviçre gibi diğer bazı ülkelerde NFT’ler genellikle elektronik bir hizmet olarak kabul ediliyor. Öte yandan İsviçre’de doğrudan yaratıcısı tarafından satılan elektronik sanat eserleri KDV’den muaf tutuluyor ve bu muafiyet NFT’ler için de uygulanabilir. Sanat eserlerinin KDV’ye tabi tutulması, NFT’lerin sınıflandırılmasında vergi daireleri için bazı uygulamaları etkileyebilir.
NFT işlemlerini ilgilendiren diğer bir KDV alanı da tedarik platformları… KDV uygulamasındaki tedarik platformları, genellikle alıcıların ve satıcıların fatura adresi gibi bir ikamet adresi bildirmesini gerektirir. Ancak blok zincir üzerinden yapılan NFT işlemlerinde, anonim bir ‘cüzdan’ üzerinden işlem yapıldığı için kişisel bilgilerin aracılarla paylaşılması engellenebilir ve bu durum NFT işlemlerini KDV kapsamına almaya çalışan vergi daireleri için gizlilik endişelerine ve diğer bazı sorunlara yol açabilir.
NFT’lerin KDV’ye tabi tutulması hala emekleme döneminde ve dijital varlık sektörüyle birlikte bu uygulamalar da dönüşmeye devam edecek. Vergi daireleri bu eşsiz dijital varlıklara yönelik yeni kararlar yayınladıkça NFT’lerin sınıflandırılması ve bu işlemlerin tedarik platformlarının belirlenmesi gibi konuların daha iyi anlaşılması mümkün olacak.
Follow Us/Trends
Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan 13. Trends Raporunu indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.