Pek çok kişi gibi ben de Vertex’in resmi olarak Pagero’yu satın alma planlarıyla ilgili haberleri ilgiyle okudum. Bu bana pek şaşırtıcı gelmedi. Söz konusu iki şirketin zaten ticari bir ilişkisi vardı ve Ekim ayında stratejik ortaklıklarının kamuya duyurulmasından bu yana, sektörün içinden bazı kişiler ve uzmanlar bunun mantıklı bir sonuç olacağını tahmin ediyordu. Konu, bu hamleyi yapıp yapmayacakları değil, ne zaman yapacakları meselesi haline gelmişti. Ama asıl soru şu: Bu ne anlama geliyor?

Ortaklıklarını duyurduklarında belirtilen amaç, “çok uluslu şirketlere işlemleri otomatikleştirmek ve dolaylı vergi, raporlama ve e-Fatura uyumluluğunu küresel ölçekte yönetmek için uçtan uca bir çözüm sağlamaktı.” Buna karşılık ben de “Harika! Zamanı gelmişti!” dedim.

Başka bir donanım çözüm sağlayıcısı daha, doğru yönde küçük bir adım attığı için bu fikirdeyim. Sovos’un yıllardır sektöre sunduğu ve bildiği şeyi kabul ettiler. Sektörümüzün “nokta çözümlerden platformlara” tam anlamıyla bir geçiş içinde olduğunu anladılar. Müşterilerimiz, ölçek dışı, entegre olmayan, bölgesel teknoloji çözümlerinde; insan, süreç ve sistem entegrasyonları için artık yatırım yapmak zorunda kalmak istemiyor. Çünkü bu çözümler duruma, iş alanlarına ve ülkelere göre farklılık gösteriyor. Bu satın almayla Vertex ve Pagero, Sovos’un sekiz yıldır içinde olduğu bir yolculuğun ilk adımını atıyor.

Arayı kapatma oyunu başlıyor

Sovos olarak dünyanın giderek daha dijital, sınır ötesi ve regülatif düzenlemelere tabi olma eğiliminde olduğunu gördük. Şirketlerde CFO ve CIO pozisyonundaki yöneticiler, vergi ve uyumluluk gereksinimleri için bütünsel kayıt sistemi olan bir platforma ihtiyaç duyduklarını her gün biraz daha fark ediyor. Sadece tek bir etkin yazılım platformu değil, aynı zamanda uyumluluk içeren bir veri kayıt sistemi olmalı.

Artık ülkeler arasında ve doğrudan ve dolaylı vergi, uyum, küresel KDV, dijital kimlik ve güven, düzenleyici teknolojiler, e-envanter, CTC, veri ve analitik ve uyum ihtiyaçları arasında farklı sağlayıcılara sahip olmak mantıklı değildi. Bu açıdan, Vertex’in Pagero’yu satın alma kararını en iyi bizim anladığımızı söyleyebilirim. Piyasanın acil ihtiyacını belirlemede erken davrandık ve bu ihtiyaçları karşılamak için milyarlarca dolarlık satın almalar ve yüz milyonlarca dolarlık entegrasyon ve global uyumluluk kayıt sistemi oluşturma yatırımı yaptık. Sovos, Fortune 500’ün yarısını ve on binlerce başka işletmeyi destekleyerek her yıl altı milyar uyumlu işlem gerçekleştiriyor. Bizimle aynı sonuca varan ve bizimle birlikte bu yolculukta olan işletmeler – uçtan uca otomatik platform çözümünün basit bir gereksinim değil, bir zorunluluk olduğunun farkında.

Vertex’in şu anda yaptığı şey de bu yönde bir adım atmak. Vergi belirleme ve e-Fatura çözümünü birleştirmek kesinlikle paketin tamamı olmasa da ilerlenecek yön açısından doğru. Şimdi eğlenceli kısım onlar için başlıyor! Bu işler zor ve hissedarlarına birleşik varlık olarak muazzam düzeyde karlılık taahhüt ettiler. Bu yüzden muazzam maliyet kesintileri ile temel entegrasyona yatırım yapma arasındaki ince çizgiyi bulmak zorunda kalacaklar… Bir şekilde aynı zamanda çözümlerine ve müşterilerine yatırım yapacaklar. Bu oldukça meşakkatli bir durum. Bu süreci biz de deneyimledik. Kendilerine başarılar dilerim.

Bu haberi pek çok açıdan bir iltifat olarak kabul ediyorum – “taklit, övgünün en samimi şeklidir” derler. Bugün burada durduğumuzda, Sovos dünyanın en karmaşık regülatif sorunlarını çözebilen tek global, uçtan uca vergi uyumluluğu sağlayıcısı konumunda. Sektördeki saygın meslektaşlarımızın şimdi bizim inşa ettiğimiz şeyi oluşturma yolunda ilk adımlarını atmaları, Sovos’un – ve müşterilerimizin – son sekiz yıldır doğru şeyleri yaptığını ve daha da önemlisi, gelecek sekiz yıl boyunca bunu yapmaya devam edeceğini pekiştiriyor.

Fırsat

Sovos’ta sektörün olgunlaştığını görmekten mutluyum. Geleceği mümkün kıldığımızdan dolayı bu herkes için iyi. Herhangi bir sektör veya bölgedeki en karmaşık yasal düzenleme ortamlarında her şirkete ihtiyaç duydukları çözümü sunmaya devam ettiğimiz için heyecan duyuyoruz. Ve bunu, sektördeki en iyi teknoloji ve mevzuat uzmanlığıyla destekleyerek, gerçek bir güvenle yapıyoruz. Oyuna hoş geldiniz!

Harekete Geçin

Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-Dönüşüm sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.

Güney Kore’de, zorunlu e-fatura uygulamasını sürekli işlem denetimi raporlama yükümlülüğüyle birleştiren ve sorunsuz olarak işleyen bir e-fatura sistemi bulunuyor. On yıldan uzun süre önce yürürlüğe giren bu olgun ve oturmuş sistemde yıllar sonra ilk kez önemli değişiklikler yapılıyor.

Kısa süre önce 31445 sayılı Başkanlık Kararnamesi (Kararname) ile Katma Değer Vergisi Kanunu’nun Uygulama Esaslarındaki belli hükümlerde değişikliğe gidildi. Birçok değişikliğin yanı sıra e-fatura uygulamasının kapsamı genişletildi ve yeni bir takvim ile yeni eşik sınırları belirlendi. Yani Güney Kore’de daha fazla sayıda vergi mükellefinin takvime uygun olarak e-fatura düzenlemelerine uyum sağlaması gerekecek.

E-fatura için yeni takvim ve ciro sınırları nedir?

Güney Kore’de e-fatura uygulaması 2011’den bu yana tüm kurumsal işletmeler için zorunlu. 2012’den itibaren, yıllar içinde birkaç kez güncellenmiş olan eşik sınırlarına uyan şahıs şirketlerinin (girişimcilerin) de e-fatura yükümlülüklerine uyması gerekiyor. Şu anda bir önceki vergi döneminde toplam cirosu (vergiden muaf işlemler dahil olmak üzere) 300 milyon KRW veya daha fazla olan şahıs şirketlerinin ülkedeki e-fatura düzenlemelerine uyması gerekiyor.

Yakın zamanda yapılan değişikliklerin ardından söz konusu eşik 200 milyon KRW’ye indirildi ve bu yeni eşik sınırı 1 Temmuz 2022’den itibaren uygulanacak. Vergi dairesi bunun yanı sıra gelecekte yapılacak değişiklikleri de duyurdu; buna göre 1 Temmuz 2023’ten itibaren eşik değer bir kez daha indirilerek 100 milyon KRW’ye düşecek. Güney Kore vergi dairesi bu sayede daha fazla işletmenin e-fatura düzenlemelerine uymasını sağlayarak vergi kaynakları konusunda şeffaflığı artırmayı hedefliyor.

Güney Kore’deki e-fatura uygulamasında gelecekte neler olacak?

E-fatura zorunluluğunun kapsamının genişletilmesi şaşırtıcı bir adım değil. Sürekli işlem denetimi uygulanan diğer birçok ülkede olduğu gibi, çok sayıda vergi mükellefinden toplanan işlem verileri, vergi dairelerinin KDV, pazardaki trendler ve daha birçok konuda daha fazla bilgi sahibi olmasını sağlıyor.

Güney Kore’deki e-fatura uygulaması, başarısı ve olgunluğu sayesinde Asya Pasifik bölgesindeki diğer ülkelere de ilham vermeye devam ediyor. Filipinler’deki vergi dairesi 1 Temmuz 2022’den itibaren ülkedeki en büyük 100 vergi mükellefine yönelik bir pilot e-fatura uygulamasını başlatmaya hazırlanıyor. E-fatura sistemi tasarlanırken, Filipinler vergi dairesi yetkilileri Güney Koreli mevkidaşlarıyla toplantılar düzenleyerek Kore’nin uzmanlığından ve deneyiminden faydalandı. Dolayısıyla Filipinler, Kore’deki sisteme görece benzer bir sürekli işlem denetimi sistemi uygulayacak.

Harekete Geçin

Güncel dijital vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.

Şanghay, Guangdong Eyaleti ve İç Moğolistan Özerk Bölgesi vergi daireleri bu vilayetlerin bazı bölgelerinde seçilmiş vergi mükelleflerine yönelik yeni bir pilot program uygulayacaklarını duyurdu. Pilot programla birlikte tamamen dijitalleştirilmiş e-fatura olarak adlandırılan yeni bir e-fatura türü kullanılmaya başlanacak.

Yeni bir e-fatura türü

Çin’in birçok bölgesinde halihazırda, ülkede faaliyet yürüten ve yeni tescil edilen vergi mükelleflerinin genellikle işletmeler arası işlemlerde indirilecek KDV’yi talep etmek için isterlerse KDV’ye özel elektronik fatura kesmesini sağlayan bir pilot program uygulanıyor.

Yeni, tamamen dijitalleştirilmiş e-fatura, Çin’de şu anda kullanılan elektronik faturaların sadeleştirilmiş ve geliştirilmiş bir versiyonu. Tamamen dijitalleştirilmiş faturaların kesilme yöntemi ve özellikleri, ülkede daha önce kullanılan diğer e-faturalardan farklı.

Tamamen dijitalleştirilmiş e-faturanın özellikleri

Tamamen dijitalleştirilmiş e-faturaların doğrulanması

Ulusal birleştirilmiş elektronik fatura servisi platformu üzerinden vergi daireleri, pilot programa katılmak üzere seçilmiş vergi mükelleflerine fatura kesme, fatura gönderme ve tamamen dijitalleştirilmiş faturaları denetleme gibi hizmetleri günün 24 saati sunacak. Vergi mükellefleri tüm elektronik faturalara ait bilgileri elektronik fatura servisi platformu üzerinden veya ulusal KDV faturaları denetleme platformu aracılığıyla doğrulayabilecek (https://inv-veri.chinatax.gov.cn ).

Çin’de e-fatura kullanımında gelecekte neler olacak?

Söz konusu yeni pilot program Şanghay, Guangzhou, Foshan, Guangdong-Macao Yoğun İşbirliği Bölgesi ve Hohhot’ta 1 Aralık 2021’den bu yana etkili şekilde uygulanıyor. Uygulama için resmi bir takvim olmasa da pilot programın kapsamının 2022’de Çin’deki yeni vergi mükelleflerini ve bölgeleri de kapsayacak şekilde genişletilerek tamamen dijitalleştirilmiş e-faturanın ülke çapında kullanımı için zeminin hazırlanacağı tahmin ediliyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

AB içindeki en büyük KDV açığına sahip (2019’da %34,9) ülke olan Romanya, vergi kaçakçılığıyla mücadele ederken aynı zamanda KDV tahsilatını iyileştirmek ve güçlendirmek için sürekli işlem denetimi rejimini uygulama yönünde adımlar atmakta. 

eFactura adlı bu yeni e-fatura sisteminin başlıca özelliklerini daha önceki blog yazısında anlatmıştık. Bugünkü yazımızda, 18 Aralık tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi ile yürürlüğe giren e-fatura sisteminin B2B işlemler için kademeli olarak uygulanmasına, yüksek mali riskli ürün tanımına ve yeni e-taşıma sistemine yakından bakacağız. 

Yüksek mali riskli ürünler nelerdir? 

120/2021 sayılı Kararnameye (e-Factura’nın yasal çerçevesini oluşturan düzenleme) göre, kural olarak hem tedarikçi hem de alıcı e-Factura sisteminde kayıtlı olmalıdır. Yakın zamanda yayınlanan 130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi’nde yüksek mali riskli ürünler için bir istisna tanımlanmakta ve alıcılar e-Factura sistemine kayıtlı olmasalar da söz konusu işlemlerde satıcı/sağlayıcı olan vergi mükelleflerinin e-Factura sistemini kullanması sağlanmaktadır. 

130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi’ninin çizdiği bu çerçevede, Romanya Ulusal Mali İdare Kurumu (ANAF) hangi ürünlerin yüksek mali riskli ürün olarak kabul edildiğini netleştirmek için bir regülasyon yayınladı. 

Bu kapsamda aşağıdaki beş ürün kategorisi yüksek mali riskli ürün olarak belirlendi: 

Yüksek mali riskli ürünler ürünlerin niteliği, pazarlama yöntemi, olası vergi kaçakçılığının izlenebilirliği ve bu sektörlerdeki vergilendirme derecesine göre tanımlanıyor. Ayrıntılı açıklama ve ürün kodları 130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi’nin ekinde bulunuyor. 

Bu kapsamda yukarıdaki ürünleri tedarik eden işletmelerin aşağıda yer alan tarihler doğrultusunda kademeli olarak e-Factura uygulamasını kullanmaları gerekiyor: 

Beklenen gelişmeler: e-İrsaliye sisteminin yürürlüğe girmesi 

Romanyalı yetkililerin vergi dolandırıcılığı ve kaçakçılığıyla mücadele etmek istediğini gösteren diğer bir reform da e-irsaliye sisteminin yürürlüğe konması. 

Söz konusu sistem kapsamında vergi mükellefleri bir yerden bir yere mal taşıma işlemlerini önceden bildirmek zorunda olacak. Bildirimin ardından sistem, taşıma belgelerinde yer alacak bir numara oluşturacak. Yetkililer bu sayede taşıma güzergahları üzerinde bildirimi doğrulayabilecek. 

Ayrıca, e-İrsaliye sistemine ilişkin hükmün gerekçesinde e-taşıma sisteminin Maliye Bakanlığı’nın mevcut sistemleri olan e-Factura sistemi ve trafik denetim sisteminin birbiriyle bağlantılı olacağı, yani Hindistan, Türkiye ve Brezilya gibi diğer ülkelerdeki benzer sistemlerle aynı şekilde çalışacağı belirtiliyor. 

E-irsaliye sistemi henüz yürürlüğe girmedi zira Maliye Bakanlığı sistem için uygulama prosedürüyle ilgili yönetmeliği yayınlamadı. 130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi’ne göre Kararname’nin Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından Maliye Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliği 30 gün içinde yayınlaması gerekiyordu. Ancak buna ilişkin süre 17 Ocak’ta doldu ve henüz herhangi bir duyuru yapılmadı. Dolayısıyla sistemin ayrıntıları hala bilinmiyor. 

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Vergi sektörünün küresel KDV zorunlulukları ve uyumluluk kontrollerine ilişkin en kapsamlı çalışması olan Trend Raporu’nun 13.’sü yayınlandı.

Dünya üzerindeki pek çok ülke KDV zorunluluklarını hayata geçirmek, ekonomik veriler hakkında daha önce görülmemiş derinlikte bir iç görü edinmek ve gelir açığını kapatmak için karmaşık yeni politikalar uygularken; rapor tüm dünyadaki regülasyonlara kapsamlı bir bakış sunuyor.

Bu yılki rapor, son yıllarda artan dijital dönüşüm ve bu alana yapılan büyük ölçekli yatırımların, dünyanın farklı ülkelerinde vergi makamlarının gerçek zamanlı veri analizine nasıl katkı sağladığını ele alıyor.

Verginin dijitalleşmesinde Avrupa hamlesi

Bugüne kadar verginin dijital dönüşüm sürecinde Latin Amerika ve Türkiye’ye oranla daha geriden bir süreç izleyen Avrupa, yavaş yavaş bu alana girmeye başladı. 2022’yi etkileyecek trendlerden bazıları şu şekilde:

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

AB üyesi bazı devletler, KDV açıklarını kapatmak, gelirlerini artırmak ve ekonomi verileri üzerinde daha fazla denetim sahibi olmak amacıyla sürekli işlem denetimini uygulamaya koyuyor. Öte yandan bu ülkelerin benimsediği sürekli işlem denetimi rejimleri tek tip olmaktan çok uzak. Şimdiye kadar İtalya, yurt içi akışlarda e-fatura zorunluluğunu getirmek için KDV Yönergesinde değişiklik yaptıran tek ülke oldu. Macaristan ve İspanya gibi diğer ülkeler, bunun yerine e-raporlama yaklaşımını benimsedi; bu yaklaşım, e-faturayı zorunlu hale getirmediği için Avrupa Konseyi’nin değişiklik yapması gerekliliğini ortadan kaldırıyor.

Mevcut durum

Ülkelerin sürekli işlem denetimine yönelik bu hamleleri Avrupa Komisyonu’nun dikkatinden kaçmadı ve Komisyon, sürekli işlem denetiminde mevcut manzarayı değerlendirmek ve yeni teknolojileri ve iş süreçlerinin dijitalleşmesini içeren farklı senaryoları analiz etmek için bir çalışma yaptırdı. Bu çalışma genel olarak “Dijital Çağda KDV” şeklinde adlandırılıyor. Çalışmada, sürekli işlem denetimi rejimlerinin analizi, platform ekonomisinde KDV işlemi ve tek bir AB kimlik numarasının oluşturulması yer alıyor.

Çalışmanın son hali henüz yayınlanmamış olsa da, ilk bulgular bazı forumlardaki tartışmalarda ele alındı. Çalışmada, Avrupa’da sürekli işlem denetiminin var olduğu ve güney ile orta ve doğu Avrupa’nın yerel uygulamalarda ön safta yer aldığı tespit edildi. Bu aynı zamanda Üye Devletlerin sürekli işlem denetiminin yerel versiyonlarını tek tipleşmemiş ve standartlaşmamış bir şekilde uyguladığı anlamına geliyor ve bu durum çok uluslu şirketlerde ve sınır ötesi ticarette bir yük yaratıyor.

Geleceğe Bakış

Çalışmanın amaçlarından biri, sürekli işlem denetimi kuralları altında işlem yapan vergi daireleri ve işletmeler için maliyet-fayda analizini yapmak. Çalışmada, gerçek zamanlı raporlama, zorunlu e-fatura ve periyodik raporlama (SAF-T programları dahil) gibi birkaç yaklaşım inceleniyor. Araştırmada, sürekli işlem denetimi modeli için AB çapındaki standartları/platformları göz önünde tutulması ve işleri olduğu gibi sürdürme (ancak Üye Devletlerin zorunlu e-fatura programlarını uygulamadan önce istisna kararı verilmesi gerekliliğinin ortadan kaldırılması) olasılığının da analiz edilmesi bekleniyor.

Sürekli işlem denetimleri AB’nin gündeminde

“Dijital Çağda KDV” AB’nin gündeminde sürekli işlem denetimiyle ilgili tek proje değil. İtalya aynı zamanda Avrupa Konseyi’nden, e-fatura zorunluluğu için ülkeyle ilgili değişikliğin geçerlilik süresinin uzatılmasını talep etti. Mevcut tartışmalar, özellikle de İtalya’da 2 milyar Euro’dan fazla kamu geliri artışı sağlanacağı beklentisi, “Dijital Çağda KDV” girişiminin sonuçlarını ciddi şekilde etkileyebilir.

Sonraki adımlar

Çalışmanın yayınlanmasının ardından Avrupa Komisyonu’nun, Avrupa’da sürekli işlem denetiminin geleceğini, tek bir AB KDV sicilinin oluşturulmasını, şu anda kapsam dışında olan işlemler ve aktörler için One-Stop-Shop (OSS) programının genişletilmesini ve platform ekonomisindeki KDV işlemlerini tartışmak üzere kamuoyuyla istişare süreci başlatması bekleniyor. İstişare sürecinin, içinde bulunduğumuz çeyrek bitmeden önce başlatılacağı tahmin ediliyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Önceki blog yazılarında, Romanya’daki yeni SAF-T gerekliliklerini derinlemesine incelemiştik. Geçtiğimiz haftalarda yayımlanan en son yönergede vergi dairesi, farklı büyüklükteki vergi mükellefleri için uygulama takvimlerinde güncelleme yaptı ve cezasız sürelerle ilgili bilgiler paylaştı.

Vergi dairesi takvimi netleştirmenin yanı sıra 10 Kasım 2021’de planın yeni bir versiyonunu yayımladı. Bu yeni planda, kısa süre önce yayımlanan Sorular ve Cevaplar belgesindeki yorumlar ve kaygılar da dikkate alınıyor.

Uygulama takvimi, orta ve küçük ölçekli vergi mükellefleri için başlangıçta ilan edilen takvimden daha uzun olacak. Ayrıca vergi daireleri, bu yeni sistemin yayımlanmasıyla birlikte büyük vergi mükellefleri listesini de güncelledi. Bu güncellemeyle birlikte ANAF büyük vergi mükellefleri listesine 1801 şirketi daha ekledi. Yeni eklenen vergi mükellefleri için uygulama tarihi 1 Temmuz 2022’de başlayacak.

Zorunlu bildirim için uygulama takvimi

Cezasız süre

Talimata göre her ay SAF-T dosyası göndermekle yükümlü olan vergi mükellefleri için cezasız süre ilk raporlama için altı ay, ikinci raporlama için beş ay, üçüncü raporlama için dört ay, dördüncü raporlama için üç ay ve beşinci raporlama için iki ay.

Bu cezasız süre, ilk olarak üç ay olarak açıklanan süreden daha uzun. Cezasız süre sisteme yeni dahil edilen vergi mükellefleri için de uzatılacak, yani bu kategorideki vergi mükellefleri SAF-T raporlarını herhangi bir ceza almadan 1 Ocak 2023’e kadar gönderebilecek.

Harekete Geçin

Sovos, 4 bölgede 70’ten fazla ülkede e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size yardımcı olur.

G20 Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı (“BEPS”) projesinin üyeleri 1 Temmuz 2021’de yayınlanan “Ekonominin Dijitalleşmesinden Doğan Vergi Sorunlarına İki Yapılı Çözüme İlişkin Bildiri” metninde, küresel vergi reformu anlaşmasında sonraki aşamaya geçme konusunda anlaştı.

Bu sayede giderek dijitalleşen dünya ekonomisinde karşılaşılan vergi sorunlarına çözüm üretilecek. 9 Temmuz 2021 itibarıyla, OECD/G20’nin 139 üyesinden 132’si BEPS için Kapsayıcı Çerçeve konusunda anlaştı.

Yapılarla ilgili Bilgiler

Yapı 1

Yapı 1 kapsamında, şirketlerin fiziksel varlıklarından bağımsız olarak farklı ülkelerdeki faaliyetlerinden kazandıkları bakiye kârların bir kısmı üzerinden vergi ödemesi için, pazar konumundaki ülkelere, Tutar A olarak anılan yeni bir vergilendirme hakkı veriliyor. Yapı 1, küresel cirosu 20 milyar Euro’nun üzerinde olan ve kârlılığı %10’dan fazla olan çok uluslu şirketler için uygulanacak.

Yeni uygulanacak bir bağlantı noktası kuralıyla, bu kapsama giren çok uluslu şirketler ilgili ülkede en az 1 milyon Euro gelir elde ederse, Tutar A ilgili ülke pazarına tahsis edilebilecek. GSYİH’si 40 milyar Euro’nun altında olan ülkeler için hasılat sınırı 250.000 Euro olarak belirlenecek.

“Özel amaçlı bağlantı noktası kuralı”, bir ülkenin Tutar A’nın tahsisi için uygun olup olmadığının belirlenmesinde kullanılacak. Ayrıca ülkeler, kapsama giren çok uluslu şirketlerin bakiye kârlarının %20 ila %30’unun pazar ülkelere tahsis edilmesi ve bağlantı noktasında hasılata dayalı bir dağıtım anahtarının kullanılması konusunda anlaştı.

Gelirler, mal veya hizmetlerin tüketildiği nihai pazar ülkelere dağıtılacak ancak ayrıntılı dağıtım kuralları ileride belirlenecek.

Segmentasyonla ilgili ayrıntılar üzerinde çalışmalar devam ediyor. Benzer şekilde, Tutar A üzerinden pazar ülkeye dağıtılacak bakiye kârların üst sınırını belirleyecek pazarlama ve dağıtım kârları için güvenli liman tasarımının detayları da belirlenecek.

Son olarak üyeler, özellikle düşük kapasiteli ülkelerin ihtiyaçlarına odaklanarak Tutar B’yi düzenlemek ve sadeleştirmek konusunda uzlaştı. 2022 sonuna kadar detayların kesinleşmesi bekleniyor.

Yapı 2

Yapı 2, 750 milyon Euro’luk eşiğe ulaşan çok uluslu şirketlerin en az %15 oranında vergi ödemesini öngören Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme (“GloBE”) kurallarından oluşuyor. GloBE kuralları, Gelir Kapsama Kuralından ve Düşük Vergilendirilen Ödeme Kuralından oluşuyor. Bunlar arasında, Düşük Vergilendirilen Ödeme Kuralı henüz son halini almadı.

Yapı 2 aynı zamanda Vergiye Tabi Olma kuralını içeriyor. Bu, sözleşmeye dayanan bir kural ve kaynak ülkelerin, asgari bir oranın altında vergiye tabi olan belirli ilgili taraf ödemelerinde sınırlı kaynak vergilendirmesi uygulamasına imkân tanıyor. Vergi oranı %7,5 ile %9 arasında olacak.

Plan Ne Zaman Uygulanacak?

Taraflar mevcut aşamada planla ilgili görüşmeleri sürdürüyor ve Ekim 2021’e kadar kabul edilen çerçeve dahilinde planın tasarım bileşenlerine son halinin verilmesi öngörülüyor. Kapsayıcı Çerçeve’nin üyeleri, uygulama planı üzerinde anlaşmaya varacak ve planı açıklayacak.

Mevcut planda Tutar A’nın uygulanması için kullanılacak çok taraflı aracın geliştirilmesi ve 2022’de imzaya açılması planlanıyor. Tutar A’nın da 2023’te yürürlüğe girmesi öngörülüyor. Benzer şekilde, Yapı 2’nin 2022’de yasalaşması ve 2023’te yürürlüğe girmesi planlanıyor.

Ayrıntılar Gelecek

İki Yapılı Çözümün kilit bileşenleri üzerinde anlaşma sağlanmış olsa da geriye kalan sorunların çözülmesini de içeren ayrıntılı bir uygulama planı ayrıca hazırlanacak.

Yakın gelecekte birçok ülke bu değişiklikleri uygulamaya başlayabilir, bu nedenle dijital ekonomide aktif olan şirketlerin OECD/G20 Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı Projesi etrafında yaşanan gelişmeleri yakından izlemesi ve anlaması büyük önem taşıyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Japonya, tüketim vergisi sistemini güncellemeyi amaçlayan ve birkaç yıla yayılan sürecin yarısını tamamladı. Bu süreç 1 Ekim 2019’da çoklu vergi oranı sisteminin yürürlüğe girmesiyle başlamıştı. Bir sonraki aşamada, 1 Ekim 2023 itibarıyla vergi denetleme tedbiri olarak Nitelikli Fatura Sistemi’nin uygulanması bekleniyor.

Japonya hükümeti, bu büyük değişimle birlikte yıllardır devam eden vergi sızıntısı sorununu çözmeyi amaçlıyor.

Çoklu vergi oranının çağlayan etkisi

Japonya’da dolaylı vergi “Japon Tüketim Vergisi (JCT)” olarak adlandırılıyor ve ülke içinde sunulan mal ve hizmet tedarikinde uygulanıyor. 1 Ekim 2019’da tüketim vergisinin oranı %8’den %10’a yükseltilmişti. Aynı zamanda Japonya çoklu vergi oranlarını uygulamaya koydu. Bu kapsamda belli işlemlerde vergi oranı indirimli olarak %8 oranında uygulanmaya başladı.

Şu anda Japonya, tüketim vergisini hesaplamak için kullanılacak vergi oranını faturada gösterme yöntemini kullanmıyor. Bunun yerine, işlem kanıtına ve şirketin muhasebe defterlerine dayalı (“defter sistemi” adı verilen) bir sistem uygulanıyor. Hükümete göre bu sistem, sistemde vergi sızıntısıyla ilgili sorunlara yol açıyor.

Bunu önlemek için 1 Ekim 2023’te Nitelikli Fatura Sistemi adı verilen yeni bir sistem yürürlüğe girecek. Bugün oluşturulan faturalardan farklı olarak, nitelikli faturalarda verili bir işlem için uygulanan vergi oranlarının dökümü yer alacak.

Yeni sistem kapsamında sadece kayıtlı JCT mükellefleri nitelikli vergi faturası oluşturabilecek. İşlemin alıcı tarafında ise, nitelikli bir fatura oluşturulmuşsa, vergi mükellefi girdi vergisi kredisi alabilecek. Başka bir deyişle Nitelikli Fatura Sistemi’nde her iki tarafın fatura şablonlarını ve süreçlerini yeni bilgileri kapsayacak şekilde adapte etmesi ve ilgili vergi dairesine kayıt olması gerekecek.

Nitelikli Fatura Sistemi’ne hazırlanma

Yeni e-fatura sisteminin uygulanması için geçiş dönemi 1 Ekim 2019 ile 1 Ekim 2023 tarihleri arasında olacak.

JCT mükellefleri, nitelikli fatura oluşturabilmek için Japonya’daki Ulusal Vergi Dairesi’ne (NTA) kayıt olmak zorunda. Başvurular 1 Ekim 2021 tarihinden itibaren kabul edilecek. Başvuru için en son tarih ise 31 Mart 2023; yani e-fatura sisteminin uygulanmasından altı ay önce başvuruların tamamlanması gerekiyor. Kayıtlı olmayan vergi mükellefleri nitelikli fatura oluşturamayacak.

Kayıtlı JCT mükellefleri, belli koşullara uymak kaydıyla, basılı fatura yerine elektronik fatura oluşturabilecek.

Peki sonra?

Nitelikli Fatura Sistemi’nin devreye girmesi hem Japon şirketleri hem JCT vergisine tabi işlemler yapan yabancı şirketleri etkileyecek. Vergi mükellefleri, vergilerini doğru şekilde hesaplamak ve girdi vergisi kredisinden yararlanabilmek için bu alandaki gereklilikleri doğru şekilde anlamak ve 2023’te Nitelikli Fatura Sistemi yürürlüğe girmeden önce yeni gerekliliklere uyum sağlamak için muhasebe ve defter tutma sistemlerini güncellemek veya değiştirmek zorunda.

Harekete Geçin

16 Şubat 2023 Perşembe günü S/4 HANA geçişi ve e-dönüşüm planlamasına dair merak edilenleri webinarda ele alacağız. Ajandayı incelemek ve webinara kaydolmak için hemen tıklayın.

Yunanistan Maliye Bakanlığı, 28 Haziran 2021’de myDATA zorunluluğunun 2021’in sonbaharına ertelendiğini duyurdu. Erteleme kararı, pandeminin işletmeler ve tüm ülke üzerindeki olumsuz mali etkisi nedeniyle alındı.

Aşamalı hayata geçiş süreci Eylül 2021’de başlayacak ve Kasım 2021’de tamamlanacak. Geçmiş verilerin (myDATA canlıya geçiş tarihine kadar yayınlanan veriler) 2022 Mart ayının sonuna kadar geriye dönük olarak raporlanması gerekiyor.

Gelir bilgilerinin raporlanacağı tarihler aşağıdaki şekilde belirlendi:

POS perakende verilerinin raporlanması için:

myDATA programıyla birlikte, Yunanistan’da vergi mükelleflerinin üzerinde idari bir yük olarak görülen dönemlik fatura raporu verme gerekliliğinin (συγκεντρωτικές καταστάσεις πελατών – προμηθευτών) ortadan kalkması bekleniyor. IAPR, aşamalı olarak hayata geçirilecek olan yeni plan sayesinde vergi mükelleflerinin yeni sürekli işlem kontrol sistemine hazırlanmak için yeterli zaman kazanacağını umuyor.

 

Harekete Geçin

Yakında uygulamaya girecek olan myDATA gereklilikleri konusunda işletmenizin hazırlanmasına nasıl yardımcı olabileceğimizi öğrenmek için bize ulaşın. Düzenlemeler ve son gelişmeler için LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

KDV’nin Dönüşümü konulu blog dizimizin birinci bölümünde dünyanın dört bir yanında vergi dairelerinin ve hükümetlerin gelir tahsilatını artırmanın ve vergi açıklarını azaltmanın bir yolu olarak neden dijitalleşmeyi ve teknolojiyi benimsediğini incelemiştik. “KDV’de Üç Odak Alan” başlıklı ikinci bölümde ise düzenleme kuruluşları için öne çıkan bazı kaygıları irdelemiştik. Bu dizinin son bölümünde teknolojiye odaklanacağız ve IT liderlerinin neden KDV yönetiminde yerel çözümlerden uzaklaşarak küresel bir yaklaşıma yöneldiğini inceleyeceğiz.

KDV yönetiminde yerel düzeyde uzmanlık olmazsa olmazdır ancak bu uzmanlık farklı ülkelerde ne kadar geçerli olabilir? Bu soru hem vergi kurumlarını hem de IT liderlerini düşündürüyor. IDC’nin desteklediği “Taming the Value-Added Tax Beast with Technology” başlıklı İngilizce raporumuzda bu konuyu ele almıştık. Raporun ücretsiz kopyasını buradan indirebilirsiniz.

Vergi süreçlerinde IT’nin görevi, KDV uzmanlarının teknolojiyi kullanarak vergileri doğru şekilde tahsil etmesini ve ödemesini ve istendiğinde ayrıntılı raporlar oluşturup paylaşabilmesini sağlamaktır. Dolayısıyla, IT liderleri teknoloji seçimi yaparken belli başlı bazı kriterlere göre değerlendirme yapar. En önemli üç kriter şunlardır:

İşinizi baştan sağlama almanız için teknoloji sağlayıcınızın şirketinizin tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceğinden emin olmanız önemlidir. Yeni teknolojileri uygulamadan önce hem bugünkü hem de gelecekteki ihtiyaçlarınızı değerlendirmek hayati önem taşır.

KDV’nin dönüşümü ve bu alandaki karmaşıklığı en iyi nasıl yönetebileceğiniz hakkında daha fazla bilgi için IDC’nin desteğiyle hazırladığımız “Taming the Value-Added Tax Beast with Technology” başlıklı İngilizce raporu indirin ve uzmanlarımızla mutlaka görüşün.

Harekete Geçin

KDV mevzuatına kapsamlı bir bakış için Trend Rehberini İndirin

KDV’nin Dönüşümü konulu yazı dizimizin birinci bölümünde, farklı ülkelerde vergi dairelerinin ve hükümetlerin gelir tahsilatını artırmak ve vergi açıklarını azaltmak için neden dijitalleşme ve teknolojiyi kullanmaya başladığını incelemiştik. Bu konuyla ilgili daha fazla bilgi almak için IDC’nin desteklediği “Taming the Value-Added Tax Beast with Technology” başlıklı İngilizce raporun ücretsiz bir kopyasını indirebilirsiniz.

Dizimizin ikinci yazısında, düzenleme kurumlarının yeni pazarlara, hizmetlere ve iş süreçlerine kendilerini adapte ederken özellikle ilgilendiği üç alana bakacağız. Bu alanlar:

E-ticaret hız kazanıyor

Amazon gibi şirketlerin yükselişi ve birçok tüketicinin çevrimiçi alışverişin rahatlığını seçmesiyle birlikte e-ticaretin yükselişe geçmesi sürpriz değil. Ne var ki bu büyümenin hızı en iyimser tahminlerin bile çok ötesine geçti.

eMarketer’ın yayınladığı verilere göre tüm dünyada perakende e-ticaret satışları yıllık olarak %27,6 oranında arttı ve satışlar 4 trilyon doları geçti. Bu tutarın 2022’de 4 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Bu büyümeyle birlikte, vergi daireleri e-ticaret işlemleriyle ilgili kuralları ve hangi belgelerin zorunlu olacağını yeniden gözden geçiriyor. Bu nedenle artık internet üzerinden satış yapan şirketler, uluslararası güzergahlarda vergilerini yönetme konusunda deneyim sahibi olmadan yeni pazarlara girdiklerinde, karmaşık bir durumla karşı karşıya kalıyor.

Dijital hizmetler ve küresel ekonomi

Dijital ürün ve hizmet satışı küresel ekonominin işleyiş biçimini yeniden tanımlıyor. Elektronik zincir marketlere girip kullanıma hazır bir yazılım veya müzik CD’si aldığınız günler artık geride kaldı. Bugün bir yazılıma veya medyaya ihtiyacınız olduğunda, tek bir düğmeye basarak bunları istediğiniz cihaza indirebiliyorsunuz. Bu durum, böyle potansiyel gelir akışlarının hesabını tutmak isteyen hükümetler için bir senaryo ortaya çıkardı. Dijital hizmetler pazarı ne kadar büyüyecek? Buna birkaç örnek verelim:

Sınır ötesi ticaretin ilave karmaşıklığı

İşletmeler ürünlerini çevrimiçi yollardan satmanın hızından ve rahatlığından faydalanırken ürünleri dünyanın farklı yerlerine ulaştırmada yeni vergi uyumluluk sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor. E-ticaret hacminin ve çeşitliliğinin artışı, işlemlerde vergi uyumunu daha da karmaşıklaştırıyor.

2025 yılına kadar firmadan müşteriye sınır ötesi e-ticaret yapan satıcıların %40’ı, yerelleştirilmiş ödeme yöntemlerinden oluşan küresel ağlar üzerinden çalışan bir “Merchant of Record” modelini kullanacak.

Tüm dünyada sınır ötesi çevrimiçi satışların her yıl %15 ila 20 oranında artması bekleniyor. Bu alanda başı çeken ülkeler Birleşik Krallık, Almanya, İtalya ve İspanya.

Ürünlerin bir yerden bir yere taşınabilmesi sayesinde e-ticaret büyümeye ve perakende sektörüne yön vermeye devam ettikçe, KDV konusu giderek daha da karmaşıklaşacak.

Bu dizinin “KDV’nin Dönüşümü ve Karmaşıklığın Nedenleri – Bölüm I: Küresel Düşünmek” başlıklı birinci yazısını okumayı unutmayın.

 

Harekete Geçin

KDV mevzuatına kapsamlı bir bakış için Trend Rehberini İndirin

İçinde bulunduğumuz çağa ismini veren dijitalleşme şirketler için her geçen gün kaçınılmaz bir alana dönüşüyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2019 yılında 16-74 yaş aralığında internet kullanım oranı yüzde 75 çıkarken, pandemi etkisinde geçen 2020 yılında bu oran yüzde 79 oldu.

İnternet kullanımında e-ticaret artışta

2019 Nisan ayı ile 2020 Mart ayı arasındaki dönemde e-ticaret kullanımı yüzde 36,5 oldu. Bu oran önceki yılın aynı döneminde yüzde 34 düzeyindeydi. Bireysel kullanımların yanında kendi web siteleri ya da mobil uygulamalarını kullanarak e-ticaret yapan firmaların oranı ise yüzde 77.

Dijitalleşmenin artmasıyla şirketler için bulut çözümler de önemli bir ihtiyaca dönüşüyor. Bulut bilişim kullanımı 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerde 2018’de yüzde 10 olurken 2020 yılında yüzde 14’e yükseldi. Bulut bilişim hizmeti kullanım oranı 250 ve üzeri çalışanı olan girişimlerde ise yüzde 41’i buluyor.

Dijital stratejinin belirlenmesi

İnternet kullanımının arttığı ve teknolojinin hayatlarımızın vazgeçilmez parçası olduğu bir zamanda, şirketler için dijital stratejiye karar verilirken en kritik nokta ihtiyaçların belirlenmesidir. Şirketlerin bilişim teknolojileri, finans, muhasebe ve lojistik gibi departmanlarının ihtiyaçlarını ortaya koymasıyla dijital dönüşüm için stratejinin belirlenmesindeki ilk adım da atılmış olur.

Farklı departmanlarca kullanılan tüm uygulamaların birbirine entegre olarak çalışmasını sağlayarak sürecin büyük çoğunluğunu dijital hale getirmek stratejinin en büyük amacını oluşturuyor. Entegrasyon sürecinde, lojistik uygulamalarından başlayarak gelen malın barkodunun okutulup muhasebe departmanlarının kullandığı yazılıma otomatik olarak düşmesini sağlayana kadarki tüm aşamaların dijitalde birbiriyle bağlantılı şekilde olması hedeflenir.

Dijital uygulamalar arasındaki uyumluluk

Dijital stratejinin belirlenmesi sonrasında entegrasyon sürecinde uyumluluk konusu büyük öneme sahip. Dijital dönüşüm için iş birliği yapılan servis sağlayıcının sunacağı hizmetlerin daha sonra ortaya çıkacak ihtiyaçlar ve gelişen teknolojilerle uyumlu olması gerekir.

Dijitalleşmenin globalleşmeye de zemin hazırlamasıyla farklı ülkelerdeki dijital uygulamalara da hızla uyum sağlayacak altyapılara sahip olmak ve bu fonksiyonelliği sağlayan servis sağlayıcıları ile çalışmak da oldukça kritik. Tüm bunların yanında GİB tarafından yayımlanan regülasyonları düzenli takip eden ve ilgili düzenlemeler konusunda uzmanlaşmış servis sağlayıcıları şirketler için önemli avantajlar oluşturur.

Harekete Geçin

Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.

Katma değer vergisinde (KDV) yönetimin ve idarenin sürekli değişmesinin nedenlerini anlamak için, önce hükümetleri bu değişikliklere yönelten unsurları anlamak gerekir. Vergi dairelerinin öncelikli sorumluluğu hükümete yasalar gereğince ödenecek geliri tahsil etmektir. Borç tutarı ile tahsil edilen tutar arasındaki farka vergi açığı denir. Bu tip farklar, önemli programları finanse etmek isteyen ülkelerin gelirlerinde ciddi riskler yaratabilir. Örneğin, Avrupa Birliği Ekonomi Komisyonu’na göre, 2018’de ABde tahmini vergi açığı 140 milyar sterlindi, yani toplam gelirin %11’iydi. 

Dünya genelinde bütün hükümetler yasal hakları olan gelirleri daha iyi takip ve tahsil etmek için dijitalleşmeyi ve diğer yeni teknolojileri benimsemeyi tercih ediyorlar. Eğer risk konusunu kavrayabilirsek, böyle bir tercihin nedenlerini de daha kolay anlayabiliriz. Biz de bunun için Sovos olarak yeni KDV ortamının daha net bir resmini oluşturmayı hedefledik ve bu bağlamda IDC ile birlikte çalışarak yeni bir rapor oluşturduk: Taming the Value-Added Tax Beast with Technology. Ücretsiz kopyanızı buradan indirebilirsiniz. 

Vergi daireleri açısından faydaları 

Vergi yolculuğuna atılan hükümetlerin motivasyonunu anladığımıza göre, teknolojinin bu alandaki bazı avantajlarına daha yakından bakabiliriz. Dünya genelinde bütün vergi daireleri aşağıda belirtilen konularda dijitalleşmeyi kullanarak iyileşme sağlayabilir: 

Bu iyileştirmeler sayesinde hükümetler; süreçlerdeki kör noktaları daha hızlı ve kolay bir şekilde tespit edebilir, vergilerin doğru şekilde ödenip ödenmediğini belirlemek için verileri gözden geçirebilir ve gerektiğinde yaptırım tedbirlerini uygulayabilir.  

Neden bu kadar karmaşık? 

Bu bilgilerden sonra KDV sisteminde, hükümetleri değişikliğe yönelten nedenleri ve bu tip değişikliklerden edinebilecekleri faydaları net bir şekilde anlayabiliriz. Peki tüm bu teknolojik iyileştirmelere rağmen KDV basitleşmek yerine neden daha da karmaşıklaşıyor? Yeni sistemler, yasalar ve yetkiler geliştikçe KDV’nin daha karmaşık hale gelmesinin birkaç nedeni bulunuyor. 

KDV’nin çok yaygın olması ve hükümetlerin konuya yaklaşımlarının birbirinden farklı olması bu karmaşıklığın temel nedenidir. Diğer nedenler ise şunlardır: 

 Tüm ülkeler ve vergi daireleri hem gelirlerini artırmaya hem de vergi açıklarını kapatmaya çalışır. Fakat bu iki sürecin birbirinden farklı olduğu unutulmamalıdır. Her ülkenin kendi öncelikleri vardır. Endüstrileri bulundukları coğrafi bölgeye göre büyük farklılıklar gösterebilir. Dahası, sahip oldukları ekonomik duruşları, gelir akışlarını hızlı ve agresif bir şekilde takip edebilmek konusunda tercihlerine yön verebilir.  

Mesele KDV ise, hiçbir zaman varsayımlara göre hareket etmemeli ve kesinlikle risk alınmamalıdır. Sürekli değişen düzenlemelere uyum sağlayabilmek ve denetim veya ceza gibi konularda riskten kaçınmak için en iyi çözüm, bu konuda güncel yerel bilgileri en iyi şekilde aktaracak ve izlenmesi gereken süreçlerde destek verebilecek bir uzmanla birlikte çalışmaktır. 

Bu serideki ikinci blogumuz olan KDV’de Üç Odak Alan’ı okumayı ve Taming the Value-Added Tax Beast with Technology başlıklı İngilizce raporumuzun ücretsiz kopyasını indirmeyi unutmayın. 

 

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

2019 yılı KDV için oldukça heyecan verici bir yıl oldu. Gelir arttırmak adına hükümetler üzerinde kurulan baskı göz önünde bulundurulduğunda, 2020 yılının da benzer şekilde yoğun geçeceği öngörülüyor.

KDV alanındaki manzara sürekli değişiklik gösterse de aşağıdaki trendler 2020 yılı ve sonrasında devam edecek.

Uzaktan Satış Yapanlar İçin KDV Yükümlülükleri

Uzaktan satış yapanlara uygulanan vergi tahsilatı ve havale yükümlülükleri dünya genelide ivme kazanmaya devam ediyor.

Avrupa Birliği üyesi devletlerin tamamı dahil olmak üzere, pek çok ülkede bu tür zorunluluklar çoktan yürürlüğe kondu ve bu sayı yakın gelecekte artmaya devam edecek.

Periyodik KDV İadelerinin Yükümsüzleştirilmesi

Periyodik KDV iadesi; KDV tahsilat yükümlülüklerini takip etmenin temel aracı olmaktan çıkarak, yerini karmaşık dijital raporlama planlarına bırakacak.

Aşağıda, dört ülkede vergi mükellefleri için getirilen yeni dijital KDV raporlama yükümlülüklerini bulabilirsiniz:

Bu listedeki dört ülkeden üçünün Romanya, İtalya ve Macaristan olması şaşırtıcı değil.

KDV gelirine kıyasla gelir kaybında % cinsinden en yüksek paya sahip AB ülkeleri listesinde, Romanya 1. sırada, İtalya 4. sırada ve Macaristan 7. sırada yer alıyor.

Benzer gelir kayıpları yaşayan ülkeler de KDV açıklarını kapatmak için büyük olasılıkla kendi raporlama düzenlemelerini getirecekler.

e-Fatura Uygulaması (B2B)

e-Fatura uygulaması, Latin Amerika’da ve Asya’nın bazı bölgelerinde KDV sahtekarlığıyla mücadele etmek için kullanılan bir araç olarak, İtalya’nın SDI platformu aracılığıyla Avrupa’da da yer edindi.

e-Fatura uygulaması teknik altyapı yatırımı gerektirmekle beraber; Brezilya, Meksika ve başka bölgelerde olduğu gibi, KDV gelirlerini arttırmak için farklı ülkelerde de uygulanacak.

AB üyesi devletlerin, B2B e-faturalamayı zorunlu hale getirmek için AB KDV Direktifinden derogasyon talep etmek zorunda olduğunu da belirtelim. Ancak İtalya’nın deneyimleri ve Fransa’nın duyurduğu planlar dikkate alındığında, derogasyon sürecinin caydırıcı olmayacağı öngörülüyor.

Sonuç

Hükümetler vergi mükellefi tabanını genişleterek ve vergi mükellefi yükümlülüklerini takip etmek için dijital kayıt tutma standartlarını uygulayarak KDV tahsilatındaki açıkları kapatmayı hedefliyor. İşletmelerin de kendi kaynak verilerinin hatasız olduğundan emin olması ve yeni yetki alanlarına açılırken üstlendikleri zorunlulukları anlaması gerekiyor.