Önceki yazılarımızda, Sovos olarak gözlemlediğimiz denetim trendlerine ve KDV denetimi yapılmasına yol açan genel tetikleyici faktörlere yer vermiştik. Bu yazıda ise bir KDV denetimine hazırlanmak için yapılabilecek en iyi uygulamaları ele alacağız.
Her ülkede ve bölgede KDV denetimi süreciyle ilgili farklı yasa ve gereklilikler söz konusu olabilir. Vergi daireleri, denetimleri bizzat veya uzaktan yapabilir. Uzaktan denetimler genellikle ilgili ülkede kurulmamış olan işletmeler için uygulanır.
İşletmeler rastgele zamanlarda veya vergi dairesinin şirketin KDV iadesiyle ilgili bir sorun olduğunu düşünmesine yol açan gerekçeler olduğunda denetlenebilir.
Genel anlamda yetkililer, vergi mükelleflerinin beyanlarının doğruluğunu teyit etmek, olası hataları veya eksik ödemeleri tespit etmek ve ödemeleri onaylamak için denetim ve incelemeleri kullanır.
Bir KDV denetimine en iyi şekilde nasıl hazırlanabileceğinizi anlamak için denetimin neden yapıldığını tespit etmek gerekir.
Denetim yapılan ülkeye bağlı olarak KDV denetimi için belli kontrol listeleri olsa da, işletmelerin KDV denetimine hazırlanması için yapabileceği bazı şeyler vardır. Bunlardan en önemlisi belge ve cevapları önceden hazırlamaktır. Denetimlerde sıklıkla talep edilenler arasında aşağıdakiler yer alır:
Yukarıda listelenen belgelerin kayıtlarının yerel kayıt tutma düzenlemelerine uygun şekilde tutulması önemlidir. Özellikle şirket, örneğin, KDV alacaklarının iadesinin talep edilmesi nedeniyle, ticaret sicilinden çıkarılma başvurusu yapacaksa veya genel olarak bir denetim yapılacağını düşünmek için herhangi bir neden varsa, bu belgelerin önceden hazırlanması ve istendiğinde hemen sunulması özellikle önem kazanır.
Yetkililer, şirketin müşteri ve tedarikçileriyle faaliyetlere ilişkin çapraz kontrol yapabilir ve bu kontrol, her iki tarafın verdiği bilgilerin tutarlı olduğunu kontrol etmek için denetime paralel olarak yapılır. Dolayısıyla, tedarikçilerin devam eden denetimle ilgili bilgilendirilmesi, tüm soruların onlara iletilmesi ve yanıtlanmamış soruların netleştirilmesi önerilir. Örneğin, faturalarda bir düzeltme gerekiyorsa, bunlar KDV denetimine hazırlık aşamasında tamamlanmış olmalıdır.
Vergi daireleri, denetim başladıktan sonra denetimin tamamlanması için size çok kısa ve katı süre verebilir. Uzatma istemek mümkün olsa da, uzatma her durumda verilmeyebilir. Belli durumlarda yetkililer, yanıtlarda yaşanan gecikmeler için ceza uygulayabilir. Vergi dairesinin taleplerine karşılık net ve anlaşılır belgelerin sunulması, yıkıcı etkilerden kaçınmak için çok önemlidir.
Bir KDV denetimine önceden hazırlanmanın avantajları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
Bir işletme, denetimi kendi içinde yapmaya karar verse de, dışardan bir danışmanın desteğini talep etse de, denetimin doğuracağı sonuçları özellikle de geri alınacak KDV tutarı yüksekse, dikkatli şekilde düşünmelidir. Bir denetim yapılması durumunda asıl amaç, denetimi hızlı ve başarılı şekilde sonuçlandırmak ve işletme üzerindeki yıkıcı etkilerini olabildiğince sınırlandırmak olmalıdır.
Küresel KDV Yönetilen Hizmetleri’nin uyumluluk ihtiyaçlarınız konusunda siz nasıl yardımcı olabileceğini öğrenmek için bizimle iletişime geçin.
Küresel KDV Yönetilen Hizmetleri’nin uyumluluk ihtiyaçlarınız konusunda size nasıl yardımcı olabileceğini öğrenmek için
Fiyatlar her ay büyük bir hızla yükselmeye devam ederken enflasyonun herkesin aklındaki ilk gündem maddesi olması şaşırtıcı değil. İngiltere’deki verilere göre; son 12 ayda Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) 40 yılın en yüksek seviyesine gelerek, %9’a ulaştı. Dünyanın dört bir yanında hükümetler, küresel ekonomileri ayakta tutmak için tüketicilerin üzerindeki yükü azaltmanın yollarını arıyor. Birçok ülke KDV oranlarını geçici olarak düşürmek için acil bütçe görüşmeleri düzenlerken veya önerilerde bulunurken; belli başlı ürün ve hizmetlerde uygulanan KDV oranlarının azaltılması, en yaygın kullanılan yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor.
Beklendiği gibi birçok ülke, ekonomilerini canlandırmak için KDV indirimleri veya buna benzer tedbirler açıkladı:
Estonya, Hollanda, Letonya, Yunanistan ve Türkiye gibi ülkeler de tüketiciler için sürekli artan maliyetlerle mücadele etmek adına KDV indirimleri yönünde adımlar atıyor.
Bu KDV indirimleri, Avrupa Komisyonu Üye Devletler’in gıda da dahil olmak üzere daha fazla ürün kaleminde vergi oranlarını düşürmesine izin veren yeni tedbirleriyle aynı dönemde gündeme geldi. Maliyetler arttıkça birçok üye devlet, KDV indirimleri konusunda bu yeni esneklikten faydalanmaya çalışacak gibi görünse de tüketici harcamalarının artmaya devam etmemesini sağlamak için KDV oranlarında indirime gidebilir.
Güncel dijital vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.
1 Nisan 2023’te gönüllü uygulamadan zorunlu e-fatura uygulamasına geçilmesi bekleniyor.
Polonya’da vergi mükellefleri 1 Ocak 2022’den bu yana isteğe bağlı olarak ülkenin Ulusal E-Fatura Sistemini (KSeF) kullanarak yapılandırılmış fatura (e-fatura) kesebiliyor; yani elektronik fatura da basılı fatura da hala kabul ediliyor. KSeF sisteminin yürürlüğe girmesi, tüm Avrupa’da vergi dolandırıcılığının daha hızlı ve etkili şekilde tespit edilebilmesi için sürekli işlem denetimi (CTC) mekanizmalarının kurulmasının ardından Polonya’da yaşanan dijital dönüşümün bir parçası oldu.
KSeF sistemi sayesinde vergi mükellefleri elektronik fatura kesebiliyor ve alabiliyor. Sistem, Avrupa’da ekonomik olaylarla ilgili bilgi paylaşımı için kullanılan, en ileri teknoloji araçlarından biri. Sistem üzerinden kesilen yapılandırılmış faturalar, Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı fatura şablonuna göre hazırlanıyor. Kesilen faturalar finans ve muhasebe sisteminden bir arayüz (API) üzerinden merkezi veri tabanına (KSeF) gönderiliyor. Bu aşamadan sonra artık fatura sistemde hazır bulunuyor ve alıcı tarafından indirilebiliyor.
5 Ağustos 2021’de Polonya Cumhuriyeti, Polonya’daki KDV mevzuatına göre fatura kesilmesi gereken tüm işlemler için Ulusal E-Fatura Sistemi (KSeF) üzerinden elektronik fatura kesme zorunluluğu getirmek amacıyla KDV Direktifi’nin 218, 226 ve 232. maddelerinden muaf tutulmak üzere talepte bulundu.
Ardından 9 Şubat 2022’de Polonya talebini değiştirerek, KDV Direktifi’nin sadece 218 ve 232. maddelerinden muaf tutulmayı talep etti ve e-fatura kullanma zorunluluğunun sadece Polonya sınırları içinde bulunan vergiye tabi kişiler için geçerli olacağını belirtti.
Polonya, elektronik fatura kesmeyi herkes için zorunlu hale getirmenin, KDV dolandırıcılığıyla mücadele etme ve vergi tahsilatını sadeleştirme anlamında ciddi faydalar sağlayacağını düşünüyor. Üstelik bu tedbirin uygulanması, kamu sektörünün dijitalleşmesini hızlandıracak.
KDV Direktifi’nin 218. maddesinden anlaşıldığı üzere, Üye Devletler tüm belgeleri ve iletileri fatura olarak basılı veya elektronik formatta kabul etmek zorunda. Polonya, vergi idaresi tarafından sadece elektronik formattaki belgelerin fatura olarak kabul edilmesi amacıyla KDV Direktifi’nin yukarıda bahsedilen maddesinden muaf tutulmayı talep etti.
Ayrıca, KDV Direktifi’nin 232. maddesi kapsamında elektronik fatura kullanımı, alıcının kabul etmesine bağlı. Dolayısıyla Polonya’da zorunlu elektronik faturanın uygulanması için bu maddeden muafiyet gerekiyor. Yani fatura kesen tarafın basılı olmayan fatura göndermek için alıcıdan onay istemek zorunda kalmaması gerekiyor. Şu anda Polonya’daki KDV yasasının 106. maddesi kapsamında elektronik fatura kullanmak için fatura alıcısından onay almak gerekiyor ve bu durum zorunlu elektronik fatura uygulamasını engelliyor.
Avrupa Komisyonu’nun 30 Mart 2022’de açıkladığı üzere, Polonya’ya 2006/112/EC sayılı Direktifin 218. ve 232. maddelerinden muafiyet hakkı tanındı. Karar, AB Konseyi’nden nihai onay alındıktan sonra 1 Nisan 2023 ile 31 Mart 2026 tarihleri arasında geçerli olacak. Uygulamanın 1 Nisan 2023’ten itibaren zorunlu hale gelmesi bekleniyor.
KSeF vergi mükellefi uygulaması ufukta
Polonya Maliye Bakanlığı, vergi mükelleflerinin KSeF kullanarak elektronik fatura kesmesi ve kullanabilmesi için ücretsiz bazı araçlar sunacak:
31 Mart 2022 tarihinde Maliye Bakanlığı, KSeF Vergi Mükellefi uygulamasının test sürümünün 7 Nisan 2022’de kullanıma sunulacağını açıkladı. Böylece KSeF’ten yetkilerin yönetimi, fatura kesme ve alma işlemleri gerçekleştirilebilecek.
Avrupa Komisyonu’nun yayınlanan kararıyla birlikte Polonya, e-fatura zorunluluğunun bir sonraki uygulama aşamasına geçmiş oldu. AB Konseyi’nin onayı alındıktan sonra (bu onay sadece bir formalite ve birkaç hafta içinde verilmesi bekleniyor), sonraki adımlar atılacak. Daha sonra Maliye Bakanlığı, işletmelerin yeni çözümlere ayak uydurması için yeterli süre tanıyarak Polonya’da genel e-fatura zorunluluğunu uygulamaya başlayacak.
Güncel dijital vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için
Gartner araştırma şirketine göre, 2022’de BT harcamaları tahminen 4,5 trilyon dolara ulaşacak. Bu rakam, 2021’e kıyasla %5,1’lik bir artış anlamına geliyor. Çok ihtiyaç duyulan bu artış, işletmelerin COVID-19 pandemisi nedeniyle beklemeye almak zorunda kaldığı teknoloji güncellemeleri ve ilerlemeleri konusuna yeniden odaklanmalarını sağlıyor. BT departmanları artık önceliklerini belirlerken ve yeni normale uyum sağlamaya çalışırken uzun vadeli projelere odaklanmaya daha istekli.
BT yönetim çözümleri şirketi Flexera kısa süre önce Teknoloji Harcamalarında Durum Raporu’nu yayınladı. Araştırmada, tamamı kendi kurumlarının genel BT bütçeleri hakkında geniş bilgisi olan yöneticilerden ve üst düzey BT müdürlerinden oluşan katılımcılar, gelecek yılla ilgili beklentilerini paylaştı. Raporda, pandemi sonrası BT hazırlığının önemi vurgulandı:
Bu bulgular, 2022 ve sonrasında çalışanlar için hibrit ve esnek bir çalışma ortamının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Evden çalışmanın en az bir süreliğine daha devam edeceği ihtimali düşünüldüğünde, BT departmanlarının, karşılarına çıkabilecek her tür zorlukla baş etmek için hazır olması gerekiyor.
Hükümetlerin zorunlu hale getirdiği e-fatura düzenlemeleri dünyada hız kazanıyor ve BT bütçeniz ve en iyi hazırlanmış planlarınız açısından potansiyel bir tehlike oluşturuyor. Kurumlar ve BT departmanları, zorunlu e-fatura uygulamalarıyla birlikte ortaya çıkan yeni gerçekliklere hazırlıklı olmak zorunda. Bu uygulamalar sayesinde yetkililer, işletmenizin veri yığınına ulaşabiliyor ve ağınızda gerçekleşen işlemleri gerçek zamanlı olarak inceleyebiliyor. Bu nedenle, ticari işlemlerin ve işin devam etmesini sağlamak açısından mevzuata uyumlu kalmak artık BT önceliklerinin ve en önemli iş konularının en üst sırasında yer alıyor.
Uyum artık sadece bir vergi meselesi olmadığından, BT liderleri ve diğer üst düzey liderler, birlikte çalışarak şirketin dört bir yanında iş fonksiyonlarını aynı çizgiye getirmek zorunda. BT departmanları, şirketin faaliyet gösterdiği sektörden ve lokasyondan bağımsız olarak, hükümetlerin getirdiği zorunluluklara uymak için gerekli kaynak ve araçların ellerinde olmasını sağlamalı. Verilerinizin gerçek zamanlı olarak izlenmesi, aynı zamanda yaptırımların gerçek zamanlı olarak uygulanması anlamına geliyor ve bu yaptırımların ağırlığı büyük para cezalarından işletmenin tamamen kapatılmasına kadar değişiklik gösterebiliyor. Bunlar tüm kuruluşlar için önemli engeller ve hepsi global uygulamalardaki zorlukları çözebilecek bir teknolojik strateji uygulanarak aşılabilir.
Sovos, 4 bölgede 70’ten fazla ülkede e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size yardımcı olur.
Geçtiğimiz on yıl boyunca Vietnam hükümeti, ülkede ekonomik faaliyetler yürüten şirketler için e-fatura zorunluluğu getirerek Vietnam’da KDV kaçakçılığını azaltmak için uygulanabilir bir çözüm geliştirmekteydi. Nihayet ülke çapında zorunlu e-fatura uygulamasının 1 Temmuz 2022 itibarıyla yürürlüğe gireceği açıklandı.
Ülkede zorunlu e-fatura uygulamasının Temmuz 2020 olan asıl başlangıç tarihinin ertelenmesine karşın, Vietnam hükümeti uygulama için hızlı bir şekilde yeni bir tarih belirledi.
Aynı yılın Ekim ayında, e-fatura zorunluluğunu 1 Temmuz 2022’ye kadar erteleyen 123 sayılı Kararname ile yeni bir takvim açıklandı. Bu yeni takvim aynı zamanda Vergi İdaresi Kanunu’nda öngörülen e-fatura sistemiyle ilgili düzenlemelerin yürürlüğe gireceği tarihlerle de uyumlu.
Vietnam Genel Vergilendirme Başkanlığı, ilk aşamada altı ilde ve şehirde yerel vergi idareleriyle çalışacağını açıkladı: Ho Chi Minh, Hanoi, Binh Dinh, Quang Ninh, Hai Phong ve Phu Tho’da yeni e-fatura zorunluluğu için teknik çözümlerin uygulanmasına ve bağlantı, veri aktarımı, veri alımı ve veri depolamaya imkân veren bir bilgi teknolojileri sisteminin inşasına başlanacak. Genel Vergilendirme Başkanlığının eylem planına göre bu altı şehir ve il Mart 2022’ye kadar e-fatura sisteminin uygulanması için hazır olacak.
Genel Vergilendirme Başkanlığı, Nisan 2022’den itibaren yeni e-fatura sisteminin diğer il ve şehirlerde de uygulanacağını duyurdu.
Söz konusu yerel uygulama planı kapsamında Temmuz 2022’ye kadar Vietnam’daki tüm şehirlerde ve illerde, 123 sayılı Kararnamede ve yeni e-fatura sistemine ilişkin belli konularda yönlendirici ve açıklayıcı bilgiler veren Genelgede belirtilen düzenlemeler esasında e-fatura sistemi kurulmuş olacak.
Vietnam’da faaliyet yürüten, vergiye tabi kişilerin 1 Temmuz 2022’den itibaren işlemlerini e-faturalı olarak yapması ve yeni yasal çerçeveye uyum sağlaması gerekecek. Girişimler, iktisadi kuruluşlar, diğer kuruluşlar, aile işletmeleri ve kişilerin, 123 sayılı Kararnamede bahsedilen düzenlemelere uygun şekilde e-fatura kullanmaya başlaması için yerel vergi idarelerine kaydolmaları gerekiyor.
Vietnam nihayet zorunlu e-fatura uygulamasına geçiyor. Ancak gerekli teknik belgeler ve yeni e-fatura sisteminin yerel olarak uygulanmasıyla ilgili yapılması gereken daha çok iş var. Vietnam Genel Vergilendirme Başkanlığının zorunlu e-fatura uygulamasına geçiş için tüm gereklilikleri zamanında yerine getirip getiremeyeceğini anlamak için en son gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.
Güncel dijital vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.
Suudi Arabistan’da Zekât, Vergi ve Gümrük İdaresi (ZATCA), KDV düzenlemelerini ihlal edenlere verilen cezalarla ilgili resmi internet sitesinde bir duyuru yayınladı. Duyuru şimdilik sadece Arapça dilinde yayınlandı. Duyuruya göre önceden verilen cezalarda değişiklik yapıldı. Değişiklikler, KDV düzenlemelerine uymayan vergi mükellefleri konusunda daha fazla iş birliğine dayalı ve eğitimsel bir yaklaşım benimseneceğine işaret ediyor.
ZATCA yetkililerinin saha ziyaretleri sırasında bir ihlal tespit etmesi durumunda ilk olarak vergi mükellefine ihlalle ilgili uyarıda bulunulacak ancak ceza verilmeyecek. ZATCA, vergi mükelleflerine ilk ihlalde ceza vermek yerine farkındalığı artırmayı hedefliyor. Vergi mükellefine ihlale konu olan durumu düzeltmesi ve süreçlerinde gerekli değişiklikleri yapması için üç ay süre verilecek.
İlk denetimin ardından uyumsuzluk devam ederse vergi mükellefine 1000 Riyal, yani yaklaşık 267 ABD doları tutarında para cezası verilecek. Uyarıyı takip eden üç ay içinde vergi mükellefinin düzenlemelere uymaması ve gerekli değişiklikleri yapmaması durumunda para cezası kademeli olarak artırılacak.
İhlalin tekrarlanması durumunda uygulanacak para cezaları şu şekilde olacak: Üçüncü ihlalde 5000 Riyal, dördüncü ihlalde 10 bin Riyal ve beşinci ihlalde 40 bin Riyal. Bir ihlalin tespitinden 12 ay sonra aynı ihlal tekrarlanırsa, bu durum yeni bir ihlal olarak değerlendirilecek ve süreç yeniden para cezası olmadan, sadece uyarı ile başlayacak.
Duyuruya göre, e-fatura düzenlemelerinin ihlal edilmesi durumunda yukarıda anlatılan prosedüre göre ceza uygulanacak. Tebligat/uyarı verilecek olan durumlar, geçmişte tanımlanan ilk ihlallerden biraz farklı olacak. Bu durumlar aşağıdaki şekilde belirlendi:
ZATCA bu yeni yaklaşımla birlikte vergi mükelleflerine verilen cezaların ihlallerle orantılı olacağını ve vergi mükelleflerine belli bir süre içinde düzenlemelere uyum sağlama imkânı verileceğini belirtiyor. Ülkede KDV sisteminin ve zorunlu e-faturanın son derece yakın zamanda uygulanmaya başlandığı düşünüldüğünde, vergi mükellefleri için açıklığa kavuşmamış hususlar bulunuyor. Bu yaklaşım işletmelerin bu konuda eğitilmesini sağlayacak ve paydaşların da yaklaşımı memnuniyetle karşılaması bekleniyor.
Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan 13. Trends Raporunu indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
AB içindeki en büyük KDV açığına sahip (2019’da %34,9) ülke olan Romanya, vergi kaçakçılığıyla mücadele ederken aynı zamanda KDV tahsilatını iyileştirmek ve güçlendirmek için sürekli işlem denetimi rejimini uygulama yönünde adımlar atmakta.
e–Factura adlı bu yeni e-fatura sisteminin başlıca özelliklerini daha önceki blog yazısında anlatmıştık. Bugünkü yazımızda, 18 Aralık tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi ile yürürlüğe giren e-fatura sisteminin B2B işlemler için kademeli olarak uygulanmasına, yüksek mali riskli ürün tanımına ve yeni e-taşıma sistemine yakından bakacağız.
120/2021 sayılı Kararnameye (e-Factura’nın yasal çerçevesini oluşturan düzenleme) göre, kural olarak hem tedarikçi hem de alıcı e-Factura sisteminde kayıtlı olmalıdır. Yakın zamanda yayınlanan 130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi’nde yüksek mali riskli ürünler için bir istisna tanımlanmakta ve alıcılar e-Factura sistemine kayıtlı olmasalar da söz konusu işlemlerde satıcı/sağlayıcı olan vergi mükelleflerinin e-Factura sistemini kullanması sağlanmaktadır.
130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi’ninin çizdiği bu çerçevede, Romanya Ulusal Mali İdare Kurumu (ANAF) hangi ürünlerin yüksek mali riskli ürün olarak kabul edildiğini netleştirmek için bir regülasyon yayınladı.
Bu kapsamda aşağıdaki beş ürün kategorisi yüksek mali riskli ürün olarak belirlendi:
Yüksek mali riskli ürünler ürünlerin niteliği, pazarlama yöntemi, olası vergi kaçakçılığının izlenebilirliği ve bu sektörlerdeki vergilendirme derecesine göre tanımlanıyor. Ayrıntılı açıklama ve ürün kodları 130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi’nin ekinde bulunuyor.
Bu kapsamda yukarıdaki ürünleri tedarik eden işletmelerin aşağıda yer alan tarihler doğrultusunda kademeli olarak e-Factura uygulamasını kullanmaları gerekiyor:
Romanyalı yetkililerin vergi dolandırıcılığı ve kaçakçılığıyla mücadele etmek istediğini gösteren diğer bir reform da e-irsaliye sisteminin yürürlüğe konması.
Söz konusu sistem kapsamında vergi mükellefleri bir yerden bir yere mal taşıma işlemlerini önceden bildirmek zorunda olacak. Bildirimin ardından sistem, taşıma belgelerinde yer alacak bir numara oluşturacak. Yetkililer bu sayede taşıma güzergahları üzerinde bildirimi doğrulayabilecek.
Ayrıca, e-İrsaliye sistemine ilişkin hükmün gerekçesinde e-taşıma sisteminin Maliye Bakanlığı’nın mevcut sistemleri olan e-Factura sistemi ve trafik denetim sisteminin birbiriyle bağlantılı olacağı, yani Hindistan, Türkiye ve Brezilya gibi diğer ülkelerdeki benzer sistemlerle aynı şekilde çalışacağı belirtiliyor.
E-irsaliye sistemi henüz yürürlüğe girmedi zira Maliye Bakanlığı sistem için uygulama prosedürüyle ilgili yönetmeliği yayınlamadı. 130/2021 sayılı Hükümet Kararnamesi’ne göre Kararname’nin Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından Maliye Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliği 30 gün içinde yayınlaması gerekiyordu. Ancak buna ilişkin süre 17 Ocak’ta doldu ve henüz herhangi bir duyuru yapılmadı. Dolayısıyla sistemin ayrıntıları hala bilinmiyor.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
Sürekli işlem denetimi uygulayan ülkelerin sayısı tüm dünyada büyük bir hızla artıyor. Ayrıca, paralel bir gelişme daha yaşanıyor: Halihazırda sürekli işlem denetimi uygulayan ülkeler, özellikle irsaliye belgeleri ve diğer ilgili belge türleri için yeni yükümlülükler getirerek sürekli işlem denetimi rejiminin kapsamını genişletiyor.
Elektronik irsaliye belgelerinin birçok sürekli işlem denetimi sistemine eşlik ettiği ya da bu sistemlerin ayrılmaz bir parçası haline geldiği bir döneme tanıklık ediyoruz. Bunun nedeni aşağıdaki gibi açıklanabilir:
İrsaliye belgesi, taşıma işlemi sırasında mallarla birlikte kullanılmak üzere verilir ve transferin kanıtı niteliğindedir. İrsaliye belgelerinde ve faturalarda ortak olan birçok bilgi bulunmaktadır. Bu nedenle irsaliye belgeleri genellikle bir sürekli işlem denetimi prosedüründe bildirilen veya onaylanan fatura verilerine bağlanmak üzere tasarlanır ve bu sayede fiziksel tedarik zinciri için mali tedarik zincirinde entegre olan işlem doğrulama mekanizmalarından kontrol etmesi için seçenekler sunar. Sonuç olarak vergi dairesinin e-fatura ve e-irsaliye belge sistemlerinden aldığı verileri karşılaştırarak vergiye tabi işlemlerin fiziksel gerçekliğini değerlendirmesine yardımcı olur.
Bazı uygulamalarda, malları taşıyan aracın kontrol için durdurulması durumunda kontrollerin kolayca yapılması için e-irsaliye belgelerinde kare kodların olması gerekmektedir. Öte yandan bazı ülkelerde malların taşınmasını doğrulamak için çok daha gelişmiş yöntemler kullanılmaktadır.
Hindistan’da belli koşullar altında, e-irsaliyenin hazırlandığı tarihte geçerli olan mal sınıflandırması, varış yeri ve araç bilgilerini içeren Radyo Frekans ile Tanımlama (RFID) etiketlerinin taşıma araçlarında bulunması zorunludur. Bu etiket yolda kameralar tarafından okunarak, e-irsaliyede belirtilen araç hareketine ilişkin detaylar, aracın fiziksel hareketiyle karşılaştırılır. Bu sistem sayesinde vergi idaresi hem uyumsuz davranışları tespit eder hem de vergi kaçakçılığını daha iyi görünürlükle ve hassasiyetle takip eder.
Özellikle sürekli işlem denetimi uygulaması olan ülkelerde e-irsaliye belgesine ilişkin zorunlulukların giderek daha yaygın hale geleceği öngörülüyor. Bunun nedeni vergi dairesinin platformu üzerinden daha fazla veri toplanabilmesi ve bunların karşılaştırma için kullanılabilmesi. Sürekli işlem denetimlerinin genişleme hızı düşünüldüğünde, işletmelerin birincil ihtiyacı verilerin tutarlığının ve eşleştirmesinin sürdürülmesi olacaktır. Vergi mükellefleri, bu uygulamalara uyum sağlamak için süreçlerinin esnek olmasına ve vergi idarelerinin getirdiği değişikliklere uygun olmasına dikkat etmelidir.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir. Regülasyonlara ilişkin tüm bilmeniz gerekenlere göz atabilirsiniz.
Bazı Doğu Avrupa ülkelerinin vergi kaçakçılığı ile mücadele etmek ve vergi açığını azaltmak için sürekli işlem denetimi sistemlerini uygulamaya başladığından yayınladığımız farklı bir blog yazısında da bahsetmiştik. Bölgede birçok yeni gelişmenin yaşandığı hareketli bir yılı tamamladık. Ufukta görünen bazı değişikliklere yakından bakalım.
Letonya kısa süre önce yeni sürekli işlem denetimi rejimiyle ilgili planlarını açıkladı. Letonya hükümeti, Maliye Bakanlığı’nın ülkede elektronik fatura sistemi uygulamak üzere hazırladığı raporu onayladı. Raporda tarif edilen konsepte göre, 2025’ten itibaren PEPPOL çerçevesi altında B2B ve B2G işlemlerde elektronik fatura kullanımı zorunlu hale getirilecek. Sistemle ilgili mevzuat ve teknik dokümantasyon gibi ayrıntıların süreç içerisinde açıklanması bekleniyor.
Sırbistan sürekli işlem denetimi çerçevesine doğru hızla ilerleyen diğer bir ülke ve öyle görünüyor ki bazı paydaşlar bu ilerlemenin çok hızlı olduğunu düşünüyor. Maliye Bakanlığı kısa süre önce, yeni e-fatura sistemine uyum sağlamak için bir geçiş dönemi uygulanması talebi üzerine B2G işlemlerde sürekli işlem denetimi uygulamasının yürürlüğe giriş tarihini Nisan 2022’nin sonuna ertelemeye karar verdiklerini açıkladı. B2B işlemlerle ilgili olarak ise herhangi bir erteleme olmayacak.
Değiştirilen takvime göre:
Slovenya da sürekli işlem denetimini uygulamaya hazırlanıyor. Haziran 2021’de Maliye Bakanlığı, ülkede B2B işlemlerde e-faturayı zorunlu hale getirmek amacıyla Slovenya parlamentosuna yasa tasarısı sunmuştu. Düzenleme taslağına göre tüm işletmeler ikili işlemlerde (B2B) sadece e-fatura almak ve kesmek zorunda olacak. B2C işlemlerde tüketiciler faturalarını isterlerse elektronik olarak, isterlerse kağıt fatura olarak alabilecek. Ancak Maliye Bakanlığı paydaşlarla uzlaşma sağlanamaması nedeniyle yasa tasarısını geri çekti. Bakanlık taslağı gözden geçirerek süreci sadeleştirmeyi ve işletmeler üzerindeki idari yükü azaltmayı planlıyor.
Ülkede farklı paydaşlar arasında, ör. yerel Ticaret Odası’nda sürekli işlem denetiminin uygulanması konusundaki tartışmalar devam ediyor. Öte yandan Slovenya’da Nisan 2022’deki genel seçimlerin yaklaşması nedeniyle sürekli işlem denetimi reformunun en erken 2022 yılının yazına kadar fazla gündeme gelmesi beklenmiyor.
Slovakya Maliye Bakanlığı’nın sürekli işlem denetimi mekanizmasını uygulamak için bir yasa taslağı hazırladığını daha önce yazmıştık. Amaç, Slovakya’nın vergi açığını AB ortalamasına ulaşacak şekilde azaltmak ve ilgili ticari işlemler hakkında gerçek zamanlı bilgi almaktı. Yasa taslağıyla ilgili kamuoyundan görüş alma süreci Mart 2021’de tamamlandı. Ancak o dönem kademeli uygulama için bir takvim açıklanmadı.
Geçtiğimiz aylarda Slovakya hükümeti sürekli işlem denetimi sistemini uygulamaya koydu ve yeni dokümantasyonu yayınladı. Sürekli işlem denetimi sistemi “Elektronik Fatura Bilgilendirme Sistemleri” (IS EFA, Informačný systém elektronickej fakturácie) olarak adlandırılıyor. Sistem, faturaların elektronik dolaşımını ve faturalardan yapılandırılmış verilerin mali idareye gönderilmesini sağlayan, birleştirilmiş bir süreç. Sistemin yürürlüğe kademeli olarak girmesi için uygulanacak takvim aşağıdaki şekilde:
Polonya’daki sürekli işlem denetimi çerçevesi ve Krajowy System e-Faktur (KSeF) sistemi konusunda ciddi gelişmeler yaşandı. Sürekli işlem denetimi mevzuatı nihayet kabul edilerek 18 Kasım 2021’de Resmi Gazete’de yayınlandı. Ocak 2022’den itibaren KSeF, gönüllülüğe dayalı bir sistem olarak yürürlüğe girecek, yani B2B işlemlerde bu e-fatura sisteminin kullanılması zorunlu olmayacak. Sistemin 2023’te zorunlu hale gelmesi bekleniyor ancak bunun için henüz bir tarih belirlenmedi.
Romanya, AB içindeki en büyük KDV açığıyla (2019’da %34,9), KDV tahsilini iyileştirmek ve güçlendirmek, aynı zamanda vergi kaçakçılığıyla mücadele etmek için vergi tahsilatını kolaylaştırmak amacıyla sürekli işlem denetimi rejimini uygulamaya doğru ilerliyor. Ekim 2021’de 120/2021 Yönetmelik kapsamında Romanya’daki e-fatura sürecinin yapısını düzenleyen ve sürekli işlem denetimi e-fatura sisteminin temel teknik özellikleri için çerçeveyi oluşturan e-Factura uygulamasının yasal çerçevesi ortaya konuldu. Romanya’daki e-Factura sistemi 6 Kasım 2021’de gönüllülüğe dayalı bir sistem olarak yürürlüğe girdi ancak zorunlu hale gelmesi için henüz bir takvim yayınlanmadı. Hem B2B hem de B2G işlemlerde tedarikçiler bu yeni e-fatura sistemini tercih ederek yeni sistem üzerinden Romanya’da yapılandırılmış formatla e-fatura kesebiliyor.
Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
Bu yıl Polonya’da sürekli işlem denetimi mevzuatının birinci taslağının yayınlanmasından bu yana, Krajowy System e-Faktur (KSeF) adlı sürekli işlem denetimi çerçevesinin ve sisteminin geliştirilmesinde iyi bir ilerleme kaydedildi.
Birkaç kez tekrarlandıktan sonra sürekli işlem denetimlerine ilişkin mevzuat nihayet kabul edildi ve 18 Kasım 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Sürekli işlem denetimi sistemiyle ilgili farklı hususları düzenleyen mevzuatın uygulanması, (ör. kimlik doğrulama ve gelen işlemler) hala devam ediyor. Teknik dokümantasyon ve test ortamı ise sürekli olarak güncelleniyor.
En son dokümantasyona göre, KSeF çerçevesinin en önemli özellikleri aşağıdaki şekilde sıralanıyor:
Polonyalı yetkililer, sistemin Ocak 2022’de kademeli olarak uygulanması için gerekli her tür belgenin ve detayın zamanında hazır olması için ciddi çaba sarf etti. Ancak süreçle ilgili belli başlı önemli detayların, güncellenmiş test ortamında netleştirilmesi beklenmektedir.
Tüm dünyada müşterilerine e-dönüşüm uyumluluğu sağlayabilen Sovos ile, dünyanın her yerinde işletmenizi sorunsuz bir şekilde yönetebilirsiniz.
SAP, eski versiyonlarının bakımlarını önümüzdeki dönemde sona erdirmeyi ve mevcut kullanıcılarını S4 HANA’ya taşımayı planlarken, şirketler zorunlu geçişte hangi yöntemi tercih edeceklerine karar vermeye çalışıyorlar. Yöntemleri, avantajlarını ve dezavantajlarını net bir şekilde anlamak tercih sürecini kolaylaştırabilir.
S4 HANA’ya geçiş,
Olmak üzere üç farklı senaryoda gerçekleşebiliyor. Bu üç senaryonun avantajları ve dezavantajlarını ise şöyle özetleyebiliriz:
Greenfield, tüm süreçler için yeniden tasarım ve sadeleştirme sunan bir geçiş yöntemi. Bu yöntemi genellikle daha önce SAP dışı bir uygulama kullanan ya da kullandığı SAP versiyonu çok eski olan firmalar tercih ediyorlar ve özelleştirilmiş, eski, hantallaşmış yapıları tamamen geride bırakıp modern bir teknolojiyle yola devam ediyorlar.
Brownfield, mevcut sistemi koruyan ancak S4 HANA’nın yeni teknolojisinden, hızından faydalanmaya imkan tanıyan bir yöntem. Bu yöntemi genellikle SAP projesini yakın zamanda tamamlamış, en iyi uygulamalara uyum sağlayan, sistemlerinde çok az özelleştirilmiş çalışma bulunan firmalar tercih ediyorlar.
Bluefield (hibrit), mevcut sistemin bir bölümünü koruyan, bir bölümünü de tamamen yenileyen bir yöntem. Bu yöntemi genellikle hali hazırda memnuniyet sağlayan çözümlerinin yeni sisteme taşınmasını isteyen, bir yandan da S4/HANA ile gelen yeni özelliklere sahip olmayı faydalı gören firmalar tercih ediyorlar.
SAP S4/HANA her noktadan bilgiye erişim sağlayarak, IT, finans, tedarik zinciri ve muhasebe gibi departmanlar arasındaki iş birliğini destekliyor ve çalışma şekline esneklik katıyor. Ayrıca merkezileşmeye de katkıda bulunarak tüm süreçler üzerindeki erişilebilirliği ve görünürlüğü arttırmaya yardımcı oluyor. Ancak geçiş sürecinin doğru yürütülmesi, kuruma en uygun geçiş yönteminin tercih edilmesi bunun için de tek servis sağlayıcıyla çalışması önem taşıyor.
16 Şubat 2023 Perşembe günü S/4 HANA geçişi ve e-dönüşüm planlamasına dair merak edilenleri webinarda ele alacağız. Ajandayı incelemek ve webinara kaydolmak için hemen tıklayın.
Suudi Arabistan’da E-fatura sisteminin birinci aşaması 4 Aralık 2021’de uygulanmaya başlanmıştı. Bir yandan birçok işletme hala bir çözüm uygulamaya çalışırken, Suudi vergi dairesi kendi resmi internet sitesinde konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler yayımlamaya devam ediyor.
En son yapılan duyurulardan biri, birinci aşama için e-fatura kullarını ihlal edenlere hükümet tarafından uygulanacak olan cezalarla ilgili. Duyuru şimdilik sadece Arapça dilinde yayımlandı.
Duyuruda ZATCA (Zekat, Vergi ve Gümrük Müdürlüğü), ihlal türüne ve ihlalin kaç kez tekrarlandığına göre uygulanacak olan cezaların detaylarını açıklıyor. İhlal bir kez gerçekleşirse 50.000 SAR’a kadar (yaklaşık 13.330 dolar) ceza uygulanabilecek. E-faturaların aynı anda birden fazla zorunluluğu ihlal edebileceği düşünüldüğünde, her bir fatura için ödenecek ceza çok daha yüksek olabilir.
Ceza uygulanacak olan muhtelif durumlar aşağıdaki şekilde sıralanıyor:
Yeni cezaların açıklanması, Suudi vergi dairesinin yeni e-fatura sistemini zamanında uygulamaya koyma konusundaki kararlılığını gösteriyor.
Birinci aşamanın başarılı olması, vergi dairesi için ikinci aşamanın kapsamını belirleme konusunda önemli bir parametre olacak. ZATCA, aşamalı uygulama döneminde kapsama giren vergi mükelleflerine hükümet tarafından altı ay önceden bildirimde bulunulacağını duyurmuştu.
Suudi Arabistan Dijital Vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.
Önceki blog yazılarında, Romanya’daki yeni SAF-T gerekliliklerini derinlemesine incelemiştik. Geçtiğimiz haftalarda yayımlanan en son yönergede vergi dairesi, farklı büyüklükteki vergi mükellefleri için uygulama takvimlerinde güncelleme yaptı ve cezasız sürelerle ilgili bilgiler paylaştı.
Vergi dairesi takvimi netleştirmenin yanı sıra 10 Kasım 2021’de planın yeni bir versiyonunu yayımladı. Bu yeni planda, kısa süre önce yayımlanan Sorular ve Cevaplar belgesindeki yorumlar ve kaygılar da dikkate alınıyor.
Uygulama takvimi, orta ve küçük ölçekli vergi mükellefleri için başlangıçta ilan edilen takvimden daha uzun olacak. Ayrıca vergi daireleri, bu yeni sistemin yayımlanmasıyla birlikte büyük vergi mükellefleri listesini de güncelledi. Bu güncellemeyle birlikte ANAF büyük vergi mükellefleri listesine 1801 şirketi daha ekledi. Yeni eklenen vergi mükellefleri için uygulama tarihi 1 Temmuz 2022’de başlayacak.
Talimata göre her ay SAF-T dosyası göndermekle yükümlü olan vergi mükellefleri için cezasız süre ilk raporlama için altı ay, ikinci raporlama için beş ay, üçüncü raporlama için dört ay, dördüncü raporlama için üç ay ve beşinci raporlama için iki ay.
Bu cezasız süre, ilk olarak üç ay olarak açıklanan süreden daha uzun. Cezasız süre sisteme yeni dahil edilen vergi mükellefleri için de uzatılacak, yani bu kategorideki vergi mükellefleri SAF-T raporlarını herhangi bir ceza almadan 1 Ocak 2023’e kadar gönderebilecek.
Sovos, 4 bölgede 70’ten fazla ülkede e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size yardımcı olur.
Almanya’da vergi kaçakçılığıyla mücadele etmek ve Alman piyasasının Avrupa’daki rekabetçiliğini artırmak için sürekli işlem denetimlerinin (CTC) uygulanması konusunda farklı kurumlar arasında giderek yükselen bir tartışma süregidiyor.
Almanya’da CTC’lerin destekçileri arasında iş dünyasının dostu Özgür Demokratik Parti’nin (FDP) parlamentodaki grubu, Alman Elektronik Faturalandırma Derneği (VeR) ve Alman Bundesrechnungshof (Federal Denetim Bürosu) adlı bağımsız yargı organı yer alıyor.
Almanya’da kısa süre önce düzenlenen hükümet seçimlerinde ortaya çıkan koalisyonun ortakları (Sosyal Demokrat Parti (SPD), FDP ve Yeşiller Partisi) arasındaki vergi politikasıyla ilgili görüşmelerde de bu konunun gündeme geldiğini gördük.
Tartışmalar henüz kavramsal düzeyde olsa da, yeni olası koalisyonda yer alacak partiler bu alanda reform için siyasi irade gösteriyor.
Özel olarak Alman Bundesrechnungshof, Maliye Bakanlığı’na, KDV dolandırıcılığıyla mücadele etmek için etkili bir sistem olarak blockchain teknolojisini kullanan gerçek zamanlı bir raporlama sistemi önerisi götürdü. Öte yandan öneri, bu tür tedbirlerin önerilmesinden ve uygulanmasından önce maliyet-fayda analizi yapılması gerektiği gerekçesiyle kabul edilmedi.
Parlamenter sürecin bir parçası olarak FDP “faturaların oluşturulması, test edilmesi ve iletilmesi için ülke çapında İtalya’daki SDI sistemine benzer bir elektronik raporlama sisteminin yürürlüğe konması” için çağrıda bulundu. Almanya’da önde gelen sektör derneği VeR, şirketlere ve Alman ekonomisine çok sayıda avantaj sağlayacağını belirterek öneriyi memnuniyetle karşıladı.
VeR’nin, İtalya modelinin Avrupa için bir yol haritası olarak kullanılıp kullanılamayacağına ilişkin yaptığı çalışmaya göre, sistem İtalya’da KDV açığını azaltmaya anlamlı bir katkı yapmış olmasa da e-fatura kullanımının şirketler ve İtalyan ekonomisi için sağladığı avantajlar ikna edici. Raporda, İtalya’daki vergi ödeme sisteminin tüm Avrupa için olmasa da Almanya’da KDV’nin dijitalleştirilmesi için bir model olarak kullanılabileceği sonucuna varılıyor. Ayrıca, VeR uzmanları, Almanya’da bu tür bir CTC sisteminin geliştirilmesi için kendi bilgi birikimlerini de sunuyor.
Görünüşe göre Almanya’da CTC sisteminin uygulanması – İtalya, Fransa ve Polonya gibi Üye Devletlerin ayak izlerini takip ederek – giderek ilgi çeken bir konu haline geliyor ve koalisyon ortakları şu anda iktidarda olan partinin yerine geçecek olan bir koalisyon için anlaşma sağlayabilirse CTC sistemi gerçekten uygulanabilir.
Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
Suudi yetkililer, KDV Uygulama Regülasyonunda (VATIR) bazı değişiklikler yapılmasını öngören bir Taslak yayımladı. Taslak hakkında ilgililer görüş ve önerilerini sundu.
Zekat, Vergi ve Gümrük Müdürlüğü’ne (ZATCA) göre değişikliklerin amacı, e-faturayla ilgili hükümleri ve gereklilikleri VATIR ile uyumlu hale getirmek. VATIR, KDV Yasası’nın hükümlerinin nasıl uygulanacağını ayrıntılı olarak açıklayan ikincil bir mevzuat.
VATIR taslağı e-fatura düzenlemesinden önce hazırlandığından ve hem basılı hem de elektronik faturalarla ilgili hükümler içerdiğinden, önerilen düzenlemelerin e-fatura kurallarıyla ilgili değişikliklerle ilgili olması bekleniyor. Bu durum, ZATCA’nın, vergi reformunun kademeli olarak uygulanması sürecinde aldığı derslerden hareketle, potansiyel sorunları çözmeye ve eksiksiz, çok yönlü bir çerçeve sunmak için gerekli alanlarda süreçleri uyarlamaya hazırlandığını gösteriyor.
Önerilen değişiklikler, VATIR’ın birkaç önemli maddesinde yapılacak.
Madde 53’te “Vergi Faturaları” ile ilgili kurallar belirleniyor. Bu maddede yapılması önerilen düzenlemelerde, vergi faturası kesilmesinin gerekli olduğu durumların kapsamı genişletiliyor ve daha fazla durum sayılıyor (örn. devletler arası tedarik, mal ve hizmet ihracatı), otomatik ve üçüncü taraflarca kesilen faturalar, özet faturalar, sadeleştirilmiş fatura kesilebilecek durumlar ve sadeleştirilmiş vergi faturasının kesilme zamanıyla ilgili kurallar değiştiriliyor. Madde yeni eklenen 10. paragraf ile ZATCA’ya belli vergi mükelleflerini e-fatura kapsamından muaf tutma yetkisi veriliyor.
Madde 54’te “Alacak ve Borç Dekontları” ile ilgili kurallar öngörülüyor. Önerilen değişikliklerin hedefinde, alacak ve borç dekontlarının kesilmesi ve dekontların içeriğiyle ilgili gereklilikler bulunuyor.
Madde 66’da iki yeni fıkra eklenerek “Kayıtlar” kavramıyla ilgili kurallar belirleniyor. Birinci fıkrada “Nihai hesaplar ve nihai bilanço doğrudan bilgisayardan alınabilir. Bazı muhasebe kalemlerinde geleneksel bilgisayarlı muhasebe yöntemi kullanılıyorsa, tüm mahsuplaşma girişleri Arapça dilinde olmalıdır” ifadesi yer alıyor. İkinci fıkrada e-fatura düzenlemesine tabi olan tüm vergi yükümlülerinin faturalarını e-fatura düzenlemesine uygun şekilde saklaması gerektiği belirtiliyor.
Bu değişiklikler, vergi mükelleflerinin vergi faturalarını ve kredi-alacak dekontlarını kesmek ve bu belgeleri ilgili saklama kurallarına göre saklamak üzere süreçlerinde gerekli değişiklikleri yapmaya hazır olması gerektiği anlamına geliyor.
ZATCA, önerilen değişikliklerle ilgili gönderilen geri bildirimleri inceledikten sonra bunları göz önünde tutarak değişikliklere son halini verecek. Bunun ardından, VATIR’ın değiştirilmiş versiyonu yayınlanacak. Suudi Arabistan’da KDV dijitalleştirme süreci devam ediyor ve bu nedenle KDV ve KDV denetimleriyle ilgili kurallar da dönüşümden geçiyor. Suudi Arabistan’da özellikle e-fatura sisteminin 4 Aralık 2021’de yürürlüğe girmesinin ardından KDV ile ilgili daha fazla gelişme ve değişiklik olması beklenebilir.
Suudi Arabistan Dijital Vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.
Polonya’da zorunlu SAF-T dosyasının ülkeye özgü bir versiyonu (JPK_V7M/K raporları) Ekim 2020’de yürürlüğe girmişti. O tarihten bu yana işletmeler, normalde KDV iadesinde görülen özet raporlama bilgileriyle birlikte ayrıntılı bilgileri faturalarının üzerinde belirtmek zorunda.
Maliye Bakanlığı yakın bir tarihte zorunlu JPK_V7M/K raporları üzerindeki değişiklikleri onayladı ve değişiklikler 1 Temmuz 2021’de yürürlüğe girdi. Öte yandan işletmelere bu değişiklikleri uygulamaları için yeterli zaman tanınması amacıyla, programdaki değişiklikler 1 Ocak 2022’den itibaren geçerlilik kazanacak.
Vergi daireleri, işletmelerin uygulama tarihinden çok daha önce gerekli teknik değişiklikleri yapabilmesi için programdaki yeni değişikliklerin taslak versiyonlarını hazırladı.
Temmuz’da yapılan değişiklikle birlikte artık işletmeler, bölünmüş ödeme kullanıldığını göstermek için “MPP” özel fatura işaretini kullanmak zorunda değil. Bu nedenle, vergi daireleri tarafından yayınlanan yeni taslak programda “MPP” yer almıyor.
JPK_V7M/K yapısı ilk uygulandığında, sevkiyat veya nakliyenin başladığı tarihte ülke sınırları içinde yapılan uzaktan satış işlemlerinin “SW” şeklinde işaretlenmesi ve telekomünikasyon, yayıncılık / elektronik hizmetlerle ilgili belli işlemler için “EE” işaretinin kullanılması gerekiyordu. 1 Temmuz 2021 ile 31 Aralık 2021 tarihleri arasındaki bir geçiş dönemi boyunca, normalde “SW” olarak işaretlenen işlemler artık “EE” olarak işaretlenecek ve böylece “SW” artık bir seçenek olarak kullanılamayacak.
1 Ocak 2022’den itibaren işareti topluluk için uzaktan mal satışlarında ve Polonya dışındaki AB Üyesi Devletlerde kayıtlı olmayan vergi mükelleflerine telekomünikasyon, yayıncılık ve elektronik hizmetlerin sağlanmasında “WSTO_EE” kullanılacak. Bu durum, 1 Temmuz 2021’den itibaren AB E-ticaret paketinin yürürlüğe girmesiyle çakıştığından, Polonya’nın “SW” ve “EE” işaretlerini tek bir işaret altında birleştirmesi şaşırtıcı değil.
Yukarıda anlatılan değişikliklere ek olarak Polonya farklı değişiklikler de yapmaya hazırlanıyor. Detaylı bilgi için buraya bakabilirsiniz.
Güncel dijital vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.
Elektronik faturalama hızla standart bir iş süreci haline geliyor. Hükümetler, kamu satın alma sürecini optimize etmek ve aynı zamanda işletmeler arasında e-faturalandırmanın benimsenmesine destek sağlamak için B2G faturalandırmasının benimsenmesi için baskı yapıyor.
Mali kontrolleri iyileştirmek için genel e-faturalama zorunlulukları getiren ülkelerin yanı sıra, çoğu şimdiye kadar Latin Amerika’da olan Avrupa ülkeleri ve Asya’daki bazı ülkeler, standardizasyon yoluyla hem iş süreci hem de mali faydalar sağlamak için PEPPOL çerçevesine bakıyor..
PEPPOL, başlangıçta kamu alımları işlemleri için birlikte çalışabilirliği basitleştirmek için kuruldu, ancak mali raporlama veya faturalandırma “gümrükleme” kavramlarını da kapsayacak şekilde inşa ediliyor.
AB içindeki kamu satın alma süreçlerinin uyumlaştırılması ve dijitalleştirilmesinin bir parçası olarak, 2014/55/EU Direktifi kapsamındaki hükümetlerin ve diğer kamu kuruluşlarının Avrupa Standardı EN-16931 uyarınca elektronik faturaları gönderip alabilmeleri gerekmektedir.
Tüm AB Üye Devletlerinin kamu idarelerinin, en azından Kasım 2018’e kadar veya Nisan 2019’a kadar kamu ihaleleri işlemleri için e-fatura alabilmeleri gerekiyordu ve Üye Devletlerin merkezi alt makamlar için son tarihi bir yıl daha uzatma imkanı sağladı.
Birçok ülke, 2014/55/AB Direktifini uygularken B2G elektronik faturalandırmasını genel olarak zorunlu kılma fırsatını değerlendirdi, böylece hem kamu sektörü hem de özel sektör tedarikçisi B2G işlemlerinde elektronik olarak fatura göndermekle yükümlü olacak.
B2G zorunlu e-faturalandırmayı uygulayan ülkelere örnek olarak İsveç, Hırvatistan, Estonya, Litvanya ve Slovenya verilmektedir ve Por tekiz’de Ocak 2022’ye kadar tüm şirketler için yürürlüğe girecek bir görev var. Finlandiya, tedarikçinin e-fatura göndermesi için alıcı tarafından başlatılan bir yetki aracılığıyla aynı etkiyi hedefliyor.
PEPPOL projesi 2008 yılında başlatıldı. Başlıca hedeflerinden biri, Avrupa hükümetlerinde kamu ihale sürecinin standartlaştırılmasıydı. PEPPOL, OpenPEPPOL derneğinin sahip olduğu ve sürdürdüğü çok taraflı bir anlaşma yapısı tarafından desteklenen, sınır ötesi e-satın almayı mümkün kılmak için oluşturulan bir dizi eser ve spesifikasyondur.
PEPPOL, birlikte çalışabilirlik konusundaki karmaşıklığı ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır, çünkü PEPPOL kullanan tüm taraflar e-belge alışverişinde bulunmak için aynı düzenlemelere ve teknik standartlara uyacaktır. PEPPOL ağı aracılığıyla şirketler, e-Siparişler, E-Avans Nakliye Notları, e-Faturalar ve e-Kataloglar dahil olmak üzere elektronik tedarik belgelerini dört köşe modeli olarak bilinen bir modele dayalı erişim noktaları aracılığıyla alışverişinde bulunabilirler – yani tedarikçiler ve alıcılar kendi adlarına verileri işleyen hizmet sağlayıcılar tarafından temsil edilir.
PEPPOL’un ilk odağının Avrupa’da olduğu bilinirken, AB’nin ötesine Asya’ya doğru genişliyor ve son zamanlarda Amerika’da da daha fazla ilgi gördü. Singapur, Asya’da ilk ve Avrupa dışında bir PEPPOL Otoritesi kuran ve ulusal düzeyde çerçeveyi kolaylaştıran ilk ülke oldu, ancak kısa süre sonra diğer ülkeler tarafından takip edildi.
Şu anda 31 ülkede OpenPeppol üyeleri bulunmaktadır. Avrupa’daki ülkelere ek olarak, bunlar Avustralya, Kanada, Çin, Japonya, Meksika, Yeni Zelanda, Singapur ve ABD’dir ve Japonya en yeni eklenmiştir.
Yukarıda açıklandığı gibi, birkaç AB Üye Devleti, 2014/55/EU Direktifini hayata geçirirken B2G e-faturalandırmasını zorunlu hale getirmek için bu fırsatı değerlendirdi.
Şimdi daha fazla ülke bu yolu takip ediyor:
B2G e-faturalandırmasındaki gelişmeler artık B2B e-faturalandırmadan ayrı olarak kabul edilemez. Sonuçta, birçok şirket kamu otoritelerine mal veya hizmet tedarik ediyor, ve PEPPOL gibi planlar kapsamında devlet müşteri gereksinimlerine uymaya yönelik yatırımlar, işletmeler arası sektörde aynı standartların ve kuralların kullanılmasını sağlayacaktır.
Bu aynı zamanda vergi idarelerinin KDV ile ilgili verileri gerçek zamanlı veya neredeyse gerçek zamanlı olarak almasının bir yolu olarak işletmeler arası elektronik faturalandırmaya yönelik girişimlerin, kamu ihaleleri dünyasındaki kavramlardan giderek daha fazla etkilendiği anlamına gelir..
Bu yayılma kavramsal ilhamın çok ötesine geçiyor. Örneğin İtal ya’da, 2019’da KDV kontrolü amacıyla zorunlu e-faturalama desteği, başlangıçta kamu alımlarını kolaylaştırmak için tasarlanmış devasa bir veri işleme platformu üzerine inşa edildi. Fransa ve Polonya, sürekli işlem kontrol planları için benzer mimarilerin yolunda çok ilerliyor.
PEPPOL, ülkeye özgü kamu satın alma metodolojilerini yurtdışındaki tedarikçiler için daha kolay erişilebilir hale getirmek için bir standart olarak daha popüler hale geldikçe, konseptleri giderek daha geniş elektronik faturalama, elektronik ticaret ve mali uyumluluk dünyalarına nüfuz edecektir.
En son e-faturalama düzenlemelerine uyulmasını sağlamanız mı gerekiyor? Vergi uzmanlarımızla iletişime geçin.
Birçok sektörde şirketler tedarik zincirlerini hızlı bir şekilde dönüştürüyor.
Tedarik zincirinin küreselleşmesinin ve otomasyonunun temel hedefleri büyük oranda operasyonlarla ilgili ve mali fayda sağlamayı amaçlıyor. Öte yandan birçok şirket, faaliyet yürüttükleri ülkelerde KDV gibi dolaylı vergilerin tedarik zincirleri üzerindeki etkisini küçümsüyor.
Şirketler, işlerinde riskleri ve aksamaları en aza indirmek için tedarik zinciri stratejisinin bir parçası olarak KDV uyumunun etkisini proaktif bir küresel yaklaşımla en baştan değerlendirmelidir.
Şirketler KDV’nin etkisini en çok nakit akışında hisseder, zira faaliyet yürüttükleri her ülkede KDV makbuzlarını almak ve bunları vergi dairelerine göndermek zorundadırlar.
Şirketler, fatura tutarına karşılık olarak satış veya makbuzlardan ödeme tahsil etmiş olsunlar veya olmasınlar, KDV yükümlülüklerini peşinen ödemek zorundadır. Bazı durumlarda hükümetler gerçek zamanlı ödeme veya taksitli ödeme yöntemlerine geçmektedir; bu modellerde vergi dairesinin alacaklı olduğu tutarlar doğrudan hükümetin hesabına giderken kalan tutar tedarikçiye aktarılmaktadır.
KDV nihayetinde geri alınsa da bu süreç bazı şirketleri çıkmaza sokabilmektedir zira şirketler KDV ödemelerini yapmak için işletme sermayesini yeniden yönlendirmek veya kısa vadede çıkan nakit akışını telafi etmek için farklı bir gelir kaynağı bulmak zorunda kalmaktadır. Bu özellikle İtalya gibi kapsamlı KDV düzenlemeleri olan ülkelerde geçerlidir; bu sistemlerde vergi dairelerinin şirketlere vergi iadelerini ödemesi iki yıla yakın sürebilmekte ve bu süreç boyunca nakit akışı engellenmektedir.
Şirketler sorun yaşamamak için KDV kesintilerini destekleyecek doğru, denetlenebilir kayıtlar tutmalıdır, aksi halde net nötr maliyet olacak bir kalemin harici bir gidere dönüşmesi riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Ayrıca şirketler, hükümetin alacaklı olduğu vergi tutarlarının farklı işlemlerde kullanılmaması ve hükümete giden ve hükümetten gelen nakit akışının daha görünür olması için vergi daireleriyle yapılan işlemlerin takibini ayrı bir banka hesabından yapmayı düşünebilirler.
Avrupa’da faaliyet yürüten işletmeler için KDV konusunda uyumsuzlukların ve hataların maliyeti tedarik zincirleri üzerinde ciddi bir bedel yaratabilir.
Bu sonuçlar arasında aşağıdakiler yer alabilir:
Tüm bu riskler, tedarikçi ilişkilerini ve tedarik zincirinin istikrarını tehlikeye atmaktadır. Bu nedenle KDV, tedarik zinciri planlamasında kritik bir faktör olmalıdır.
Avrupa Birliği (AB), birlik içindeki teslimatların artık iki işlem olarak değil (sevkiyat ve teslim alma) tek işlem olarak değerlendirileceği bir varış yeri ilkesine doğru ilerlemeyi planlıyor. AB çapındaki bu teslimat sisteminde KDV, varış yeri olan Üye Devlette ödenecek ve tüm Üye Devletleri içeren tek bir KDV iadesi üzerinde bildirilecek.
Böylelikle muafiyeti kanıtlama ihtiyacı ortadan kalkacak ve vergi bildirimi basitleşecek. Bu planın yürürlüğe giriş tarihi ve diğer detayları henüz bilinmiyor. Şüphesiz, karşılanması gereken koşullar olacaktır.
Tedarik zincirinizin KDV’den nasıl etkilendiği ve düzenlemelerde yapılan son değişiklikler hakkında daha fazla bilgi edinmek için İngilizce olarak hazırlanmış e-kitabımızı indirin: Protecting Global Supply Chains: The VAT Effect in Europe and Beyond.