509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ne eklenen belge türlerinden biri olan e-gider pusulası, kâğıt ortamda düzenlenen gider pusulasının, e-belge olarak elektronik ortama aktarılması, muhatabının talebi doğrultusunda elektronik ortamda ya da kâğıt olarak iletilebilmesi, elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilebilmesi, GİB’e elektronik ortamda iletilmesine ve raporlanabilmesine imkân tanıyan sistemdir.

Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde belirlenenlerle defter tutma zorunluluğu olan serbest meslek sahipleri ve çiftçiler tarafından vergiden muaf olan esnafa; yaptırılan işler ya da satın alınan mallar için düzenlenen ve elektronik ortamda hazırlanan gider pusulasıdır.

En önemli kıstas: E-faturaya dahil olmak

Uygulamaya dahil olmak isteyen mükelleflerin mutlaka e-fatura uygulaması kullanması gerekiyor. Bunun yanı sıra mükelleflerin sistemlerinin, tebliğde açıklanan usul ve esaslara uygun olarak, e-gider pusula düzenleyebilecek şekilde hazırlıklarını tamamlaması gerekiyor. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından elektronik olarak ya da interaktif vergi dairesinden başvuru yapılabiliyor.

Gereken belgelere kısa sürede erişim imkânı mümkün

E-gider pusulası uygulamasının mükellefler için sağladığı avantajlar şu şekilde:

E-Gider Pusulası Uygulamasına Geçiş Zorunluluğu

E-Gider Pusulası uygulaması, Gelir İdaresi Başkanlığınca kendisine yazılı bildirim yapılan mükellefler dışındaki mükellefler için zorunlu bir uygulama değildir. Kendisine yazılı bildirim yapılan mükelleflerin minimum 3 ay süre vermek suretiyle geçiş zorunluluğu bulunuyor.

Harekete Geçin

Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.

İçinde bulunduğumuz dijital çağda teknolojinin yanında hız da öne çıkan başlıca kavramlar arasında yer alıyor. Rekabet yetisini korumak ve geliştirmek isteyen şirketler için dijital kasların yetkinliği kadar hızlı aksiyon alabilmek de son derece önemli.

Dijitalleşmenin küreselleşmeye olan etkisiyle şirketler birden çok konuda uzmanlaşmak yerine ana faaliyetlerine yoğunlaşarak diğer alanlarda dışardan hizmet alma seçeneğine yöneliyor.

Hizmet almaya duyulan ihtiyaç

Rakiplerinin önüne geçmek isteyen şirketler başlıca ürün ve hizmetleri ile fark yaratmaya çalışırken odak noktalarını kaybetmemenin yolunu, tüm iş süreçlerini bir araya toplamaktansa belirli bir kısmını dışarıdan sağlamakta buluyor.

Günümüzde şirketler için başarının ana unsuru olan dijitalleşme ve hız, iş süreçlerine de etki ediyor. Dijitalleşmeyi operasyonlarına entegre edememiş şirketler için hızlı olmak da normalden daha fazla çaba gerektiriyor. Bu durumun yanında birden çok alanda uzmanlaşmaya çalışmak zaman kaybı ve verimsizliği beraberinde getiriyor.

Özellikle ticari faaliyetleri destekleyen iş süreçlerinde uzmanlaşma satış rakamlarına olumlu yansırken ana faaliyetler dışında kalan alanlara mesai harcamak ek iş gücü ve maliyetler doğuruyor.

Dijital vergi çözümlerinde servis sağlayıcılarıyla çalışmanın avantajları

Verginin dijitalleşmesi sonucu e-dönüşüm sürecinde uzmanlaşmaya zaman ve bütçe ayırmak yerine ana faaliyet alanlarına yoğunlaşan şirketler servis sağlayıcıları aracılığıyla çözüm üretme yoluna gittiler.

Şirketlerin muhasebe ve bilişim teknolojileri departmanlarının yoğun uzmanlığının yanı sıra şirketler için teknolojik altyapı yatırımlarını da gerekli kılan e-dönüşüm sürecini servis sağlayıcıları aracılığıyla aşmak şirketlere birçok avantaj kazandırıyor.

E-dönüşüm sürecinde ve e-belge uygulamalarında servis sağlayıcılarının şirketlere en önemli katkısı uzmanlık noktasında. Servis sağlayıcılarının uzmanlığı sayesinde şirketler hız ve maliyet açısından da avantajlı konuma geliyor. E-belgelerle ilgili süreçlerde servis sağlayıcıları güvenlik açısından da önemli özellikler sunarak riskleri ortadan kaldırıyor.

Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için Şirket Verimliliğinin Artmasında Vergi Teknolojilerinin Rolü başlıklı blog yazımızı inceleyebilirsiniz.

E-belge kullanıcılarının sayısı artıyor

E-fatura uygulamasından faydalanan mükellef sayısı geçen yıl, bir önceki yıla oranla yüzde 77 artarak 332 bin 400’e, düzenlenen e-fatura sayısı da yüzde 52 artışla 366 milyon 655 bin 334’e çıktı. Düzenlenen e-faturaların tutarı ise Kovid-19 dönemini kapsayan geçen yıl ikiye katlanarak (yüzde 106 artışla) 9,9 trilyon TL’ye ulaştı.

Öte yandan, başladığı günden 2020 yılı sonu itibarıyla e-defter uygulaması kullanmak amacıyla başvuru yapan ve izin verilen mükellef sayısı da 203 bin 410 oldu. Ayrıca geçen yıl itibarıyla e-arşiv uygulamasına kayıtlı kullanıcı sayısı da 321 bin 700’e ulaştı.

Servis sağlayıcılarının sunduğu avantajlar sayesinde GİB’in yayımladığı zorunluluk kapsamı dışında kalan şirketler de gönüllü olarak e-dönüşüm sürecine girmeye başladı. Özel entegratörlerle çalışmanın avantajlarının yanında e-dönüşümün sunduğu zaman, maliyet ve iş gücünde verimlilik, şirketleri servis sağlayıcılarının çözümlerine yakınlaştırıyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Fransa Vergi Dairesi geçen sonbaharda yayınladığı raporunda, Fransa için sürekli işlem kontrolü (CTC) planlarını açıklarken, biz de işletmelere uyum sağlamak konusunda yeterli zaman tanımak için bu sistemin tüm ayrıntılarını bir yıldan az bir sürede tamamlamanın mümkün olup olmayacağını sorguladık.

Fransız Hazinesi (DGFiP), fazla sayıda çok paydaşlı çalıştay düzenlemek de dahil olmak üzere iyi bir ilerleme kaydetmiş olsa da, belirlenen ilk zaman çizelgelerinin çok iyimser olduğu sonucuna vardı. Fransız Bakanlar Kurulu’nun 15 Eylül’de yaptığı duyuruda, CTC sisteminin yürürlüğe girmesi 18 ay ertelendi.

Güncellenen takvime göre:

 

1 Temmuz 2024’ten itibaren:

 

 

1 Ocak 2025’ten itibaren:

 

Ve son olarak, 1 Ocak 2026’dan itibaren:

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Sovos Türkiye Ülke Müdürü olarak Elçim, Türkiye’deki tüm Sovos operasyonlarından sorumludur ve bölge stratejisini yönetmede kilit rol oynamaktadır. Ekibiyle birlikte vergi uyumluluğunun zorluklarını ortadan kaldırarak şirketlerin kendi işlerine ve hedeflerine odaklanabilmesine olanak sağlar. Vergi sisteminin düzenli işleyişine katkı sunarak hem müşterilerine hem yerel topluluklara hem de ekonomiye yardımcı olabileceğine inanır; yerel ve global çapta çözümler üretir.

Doğal bir lider olan Elçim, güçlü bir takım çalışması anlayışına sahiptir ve kilit stratejik ilişkileri teşvik eder. Daha büyük başarılar için sektörü ve dinamiklerini yakından takip eder.

Marmara Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümündeki lisans eğitiminin ardından Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde yüksek lisansını tamamlayan Elçim; 2019-2021 yılları arasında Oracle şirketinde Türkiye, Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve Azerbaycan bölgelerinden sorumlu lider olarak görev aldı. Gartner’daki ilk yılında ise seçkin satış başarıları için prestijli Kazanan Çember ve Kartal Ödülü’ne layık görüldü.

Doğası gereği meraklı ve açık havada olma tutkusuyla seyahat etmeye, farklı kültürleri tanımaya her zaman hevesli olan Elçim; eşiyle ve kızlarıyla yemek pişirmekten ve antika kitaplar biriktirmekten hoşlanıyor; Türkçe’nin yanı sıra İngilizce ve Fransızca dillerine hâkim.

Daha fazla bilgi için Elçim LinkedIn profilini inceleyebilirsiniz.

Gelir İdaresi Başkanlığı, e-dönüşüm uygulamalarının kapsamlarını genişletmeye ve yeni e-belgeler eklemeye devam ediyor. Bu belgelerin en son üyesi e-adisyona ilişkin güncel gelişmeleri sizler için derledik.

E-adisyon nedir?

9 Şubat 2021’de, 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde değişiklik yapılmasına dair Tebliğ ile Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren e-adisyon, hali hazırda kâğıt olarak kullanılan ‘adisyon’ belgesinin elektronik ortamda e-belge olarak düzenlenmiş halidir. Adisyon, masada servis yapılan ve gerçek usulde (bilanço veya işletme hesabı esasına göre) vergilendirilen lokanta, kafeterya, pastane, gazino, bar, pavyon gibi hizmet işletmeleri tarafından kullanılma zorunluluğu bulunan bir belge türüdür. E-adisyonun, adisyondan farklı olarak elektronik ortamda düzenlenmesi, muhafaza ve ibraz edilebilmesi, belge veya bilgilerinin Gelir İdaresi Başkanlığı´na (GİB) elektronik ortamda iletilebilmesi veya raporlanması gerekmektedir.

E-Adisyon Teknik Kılavuzu, GİB tarafından 30 Temmuz 2021 tarihinde yayımlandı. Yayımlanan teknik kılavuzda; adisyon belgesinin ve adisyon belgesine ait e-arşiv raporunun oluşturulması, mali mühür ile zaman damgalı şekilde imzalanması ve oluşturulan raporların GİB sistemine aktarılması süreçleri açıklandı. Kılavuzda ayrıca adisyon belgesine ait XSD şeması ayrıntılı olarak gösterildi. Adisyon belgesinin GİB’e raporlanması konusunun ise önümüzdeki günlerde e-arşiv teknik kılavuzunda ayrıca açıklanacağı biliniyor.

E-adisyon hangi işletmeler için zorunlu?

GİB, adisyon belgesi düzenleyen hizmet işletmelerine, yıllık veya aylık satış hasılatı tutarlarını dikkate alarak, geçiş hazırlıkları için en az 3 ay geçiş süresi vermek ve yazılı bildirim ya da ebelge.gib.gov.tr adresinde duyurmak suretiyle e-adisyon uygulamasına geçme zorunluluğu getirmeye yetkili. Yazılı bildirim veya duyuru yapılan mükellefler, belirtilen süreler içinde e-adisyon uygulamasına dâhil olmak ve bu tarihten itibaren istisnai durumlar haricinde, adisyon belgesini, e-adisyon belgesi olarak düzenlemek zorundalar. Bu zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında ise kanunda öngörülen cezai hükümler uygulanacak.

GİB tarafından bildirim yapılan mükellefler dışındaki mükelleflerin e-Adisyon’u duzenleme zorunluluğu bulunmuyor. Uygulamaya dahil olmak isteyen mükelleflerin;

E-adisyon nasıl düzenlenmeli?

E-adisyon uygulamasına dahil olan mükellefler, ilgili belgeyi müşteriden sipariş alırken GİB tarafından belirlenen asgari bilgileri içerecek şekilde ve belirlenen belge formatında elektronik ortamda düzenleyecek. E-adisyon belgesi elektronik ortamda düzenlenirken, hizmetin sunumu süresince müşterinin masasında kağıt çıktının bulundurulması zorunlu değil. Her adisyon belgesi ile eş zamanlı olarak, hizmetin tamamlanması ile birlikte üzerinde e-adisyon belgesinin evrensel tekil numarasının (ETTN) yer alacağı e-fatura, e-arşiv fatura ya da yeni nesil ÖKC’lerde (ödeme kaydedici cihaz) düzenlenen perakende satış fişinin hazırlanması ise zorunlu.

E-adisyon belgesinde hangi bilgiler yer almak zorunda?

Mükellefler e-adisyon belgesi üzerindeki zorunlu bilgilere ilave olarak ihtiyaçları doğrultusunda farklı bilgilere de yer verebiliyorlar.

Harekete Geçin

Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.

Dijitalleşmeye geçiş, tüm sektörlerin mevcut teknolojilere radikal bir şekilde uyum sağlamasını ve değişimi zorunlu kıldı. Bu durum da, otomasyon ve iş kaybı konusunda haklı bir endişe yarattı. Oxford Economics’in 2030 yılına kadar Çin’de 12,5 milyon imalat işinin otomatikleşeceğine dair tahmini, iş gücünün gelecekte kısmen otomatikleşeceğinin bir habercisi gibi görünüyor.

Fakat alanında uzman insanlar teknoloji ile uyum içinde çalışabiliyor; buna teknik ekiplerin de desteği eklendiğinde verimlilik on kat artabiliyor. Günden güne dijitalleşen bir dünyada başarılı olmak isteyen işletmelerin tek çıkış yolunun doğru teknolojiye yatırım yapmak olduğu ortada.

Özellikle küresel olarak faliyet gösteren şirketler için bu çok büyük önem taşıyor çünkü çoğu ülkede devletlerin mali mevzuatının kapsamlı olarak bilinmesi gerekiyor. Finansal yapılar sürekli değişim halinde olduğu için yön bulmak zor olabiliyor. Gerçek zamanlı KDV raporlama, sürekli denetimle (CTC’ler) birçok farklı yetki alanını sıkı bir şekilde kısıtlayarak dünya çapında giderek yaygınlaşıyor. Otomasyon olmadan, manuel çalışarak yeni kurallara ayak uydurmak geleneksel insani becerilerin çok üzerine çıkmayı gerektiriyor.

Küresel şirketlerde hesapları ve raporları manuel girmekse hiç de mantıklı ve sürdürülebilir değil. Ancak farklı yetki alanlarında faliyet gösteren bu şirketlerin, ticari işlemlerini gerçekleştirmek için uymaları gereken kurallara ve devletlerin düzenlemelerine nasıl ayak uyduracakları da bir başka sorun olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü bu kurallar sürekli değişiyor.

Dijital devletler

Tüm dünyada devletler, ülkelerindeki ekonomik standartları güçlendirmek için vergi iadelerini belirleme ve toplama süreçlerini gözden geçirmeye başladı. İade sürecini dijitalleştirmek, bir devletin ekonomik geleceğine dair daha doğru bir tablo çizmeye imkan sağlıyor. Bu durumda da, otomatik faturalandırma ve raporlandırmanın son yıllarda gündemdeki en önemli konulardan biri olması hiç de şaşırtıcı değil.

Çoğu işlem ve etkileşimi iyileştirmede yaklaşımların nasıl benimsendiği ülkelerdeki belirli bakış açılarına göre değişiyor. Belirli yetki alanları, ticari belgelerde farklı düzeylerdeki CTC’leri uygulamayı, gerçek zamanlı faturalandırma, arşivleme ve raporlamayı da zorunlu kılıyor. Ayrıca, uluslararası faaliyet gösteren bu şirketler, sayıları giderek artan ve son derece karmaşık olan bu yasaları takip etme ve bunlara uyumluluğu sağlama konusunda da ciddi bir baskı altındalar. Bu yasalara uyulmadığında ödenmesi gereken cezalar oldukça yüksek. Ticari faaliyetleri kanunlara uygun şekilde gerçekleştirebilmek artık akıllı teknolojilerin ve altyapıların kullanımını gerektiriyor.

Dünyanın farklı bölgelerinde ise farklı yaklaşımlar var. Örneğin, Latin Amerika işletmeler arası e-faturalarda gerçek zamanlı denetimi zorunlu kılarak bu konuda öncü oldu. Brezilya da, gerçek zamanlı denetimin bir hükumet platformu aracılığıyla yapılmasını zorunlu kılıyor. Avrupa’da ise AB-KDV yönergesi, ülkelerin tamamen e-faturaya geçmesini yasaklıyor. Ancak, İtalya bu yasağı 2019 yılında, uzun bir istisna sürecinden sonra aşmayı başardı. Ekonomilerdeki veriye dayalı işletme modeline geçiş, vergilerin de dijitalleşmesini kaçınılmaz hale getiriyor.

Makine öğrenmesi

KDV açığı tüm dünyada devletler için karmaşa yaratmaya devam ediyor. Bu süreci yönetebilmek için birçok devlet kendi sistemini oluşturdu. Bunun sonucunda da birbiriyle iletişim kuramayan mekanizmalar ortaya çıktı. Ayrıca çoğu ülkenin e-faturaya adaptasyonunun gecikmesi, parçalı bir görüntü ortaya çıkardı. KDV raporlamaları hala birçok ülkede periyodik olarak yapılıyor ve her ülke kendi belirlediği standartlara uygun ilerliyor. Küresel dijitalleşmede tutarlılığı sağlamak yakın gelecekte mümkün olmayabilir.

Her ülke, faturalandırmayı dijitalleştirmek amacıyla kendi yöntemlerini geliştirdikçe, her şey daha da karmaşık hale geliyor. Bir yandan da yeni düzenleyici yasalar çıkıyor. Bu yasaları takip ederken yapılacak hatalar, uyumluluğu sağlamada eksikliklere neden olarak can sıkıcı şekilde sonuçlanabilir. Küresel şirketler, faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki bu gelişmeleri yakından takip etmek zorunda. Ayrıca, yeni düzenlemeler çıktıkça onları takip edecek ve uygulayacak sistemleri de geliştirmeleri gerekiyor.

Teknolojik geliştirmelerin, vergi raporlamasını doğru şekilde yapabilmesi için tüm bu farklı sistemlerin de birbirine bağlanması gerekiyor. Bir işletmenin mali durumunu hatasız olarak gösterebilmek ancak bu şekilde mümkün olabilir. Bu nedenle, esnek API’ler öncelik ve önem kazanıyor. Gelişmiş API’leri olan programlar, vergi sistemlerinin işletmelerden önemli bilgileri toplamasına imkan sağlıyor. İşletmelerin gerekli verileri ve doğru sonuçları göstererek cezai yaptırımlardan kaçınabilmesi de ancak bu şekilde mümkün. Kamu kurumlarıyla gerçekleştirilen hassas işlemler, birçok faturalandırma sistemi, ERP ve tedarik platformlarının entegre olmasını gerektiriyor. Oluşturulan ve işlenen verilerin hacmi çok büyük olduğundan, bu hacimdeki veriyi sadece insani iş gücüyle işlemek artık pek mümkün değil.

Teknoloji, bilgi formatının her ülkenin gerekliliklerine uygun şekilde sunulmasını da kolaylaştırabiliyor. Bu da zaten dijital raporlandırmada neredeyse bir zorunluluk. Fatura formatlarını görüntüleyecek ve gerekli adaptasyonu sağlayacak teknolojiler artık mevcut. Örneğin, bir işletmenin faaliyet gösterdiği ülkeye uyum sağlaması ve uyumsuzluktan kaynaklanan cezalardan kaçınması mümkün. İdari görevleri otomatikleştiren ve bu sayede işletme finansmanının stratejik unsurlarına odaklanmak için zaman yaratan araçlara yapılan yatırımın karşılığı fazlasıyla alınıyor. Makinelerin süreçlere entegrasyonu arttıkça analizlerin manuel yapılması da aynı oranda zorlaşıyor. Devletler ve işletmeler, idari iş yüklerini hafifletmek için otomasyona ve ileri teknolojiye daha fazla güveniyorlar.

Uyumluluk için otomasyon

Tamamen dijitalleşmiş bir gelecek çoğu ekonominin uzun vadeli planlarında yer alsa da bunun bir maliyeti var. Bu hızlı dijital dönüşümü faydaya dönüştürmek isteyen işletmeler, kendilerini en son teknolojiyle donatmak zorunda. Bu dönüşümün beraberinde getirdiği karmaşık ve veriye dayalı düzenlemeleri yönetmeleri ancak bu şekilde mümkün olabilir. Maliyetli uzmanlarla çalışmak veya dışarıdan destek almak yerine, süreçleri kolaylaştırmak ve finans ekiplerinin yüklerini hafifletmek için manuel emek gerektiren analiz ve araştırma görevlerini yerine getirebilecek araçlara yatırım yapmak çok daha akıllıca bir seçim. Tam anlamıyla dijitalleşmenin eşiğindeyken, hesapları ve raporları manuel girmek artık uygulanabilir ya da pratik bir yol olmaktan çıktı.

Ancak, bir işletmenin BT altyapısındaki önemli bilgileri senkronize edecek ve aktaracak teknolojiyi de dikkatlice seçmek gerekiyor. Mevcut küresel ekonomik durgunluk dolayısıyla, finans ekiplerinin üzerindeki en iyi performansı gösterme, oluşacak herhangi bir finansal sızıntıyı önleyebilme ve harcamaları sıkı bir şekilde takip etme baskısı da arttı. Zorluklarla mücadelede teknoloji bize rehberlik ediyor ve destek oluyor – hatta işletmeler açısından kritik önem taşıyor.

Otomasyona yatırım yapmak insanların var olduğu iş alanlarını yok etmez. Aksine, uzman kişiler teknolojiyle birlikte çalışabilir. Bu da, zorlu ve karmaşık görevlerle başa çıkarak zaman ve enerji kazanılmasını sağlar; işletmeler de böylece kendi misyonlarını gerçekleştirmeye odaklanabilirler.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Suudi Arabistan Zekât ve Vergi Genel Müdürlüğü (GAZT), e-fatura sistemiyle ilgili kuralların son halini bu yıl açıklamış, yeni e-fatura sisteminin iki ana aşaması için planlarını duyurmuştu.

E-fatura sisteminin birinci aşaması 4 Aralık 2021’de yürürlüğe girecek.

Uygulama tarihi hızla yaklaşırken, dönüşüm süreci hâlâ devam eden bu değişiklikle ilgili en son gelişmeleri derledik.

Ayrıntılı Kılavuz

E-fatura uygulaması kapsamında getirilecek gerekliliklere ilişkin yayınlanan en son belge, Ağustos 2021’de çıkarılan Ayrıntılı Kılavuz oldu. Ayrıntılı Kılavuz’la birlikte aşağıdaki konular netleştirilmiş oldu:

Birinci aşama için hazırlık durumu

Birinci aşamada uygulanacak gereklilikler, 1 Ocak 2023’ten itibaren yürürlüğe girecek olan ikinci aşamadaki gereklilikler kadar karmaşık değil.

GAZT, şimdiye kadar mükelleflere gerekli bilgileri sağlama konusunda başarılı oldu. Canlıya geçişin planlanan tarihte gerçekleşmesi öngörülüyor ve şimdilik herhangi bir erteleme beklenmiyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Teknolojik gelişmeler, tüm dünyada ve hayatın her alanında büyük değişimler yaratırken, iş dünyası üzerindeki etkileri de son yıllarda şiddetli bir şekilde hissedilmeye başladı. Tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de iş yapış şekilleri hızla değişirken; pek çok şirkette ve kurumda arşivlemeler, aktarımlar, denetimler dijital ortamlarda sürdürülüyor.

Dijitalleşemeyen İş Süreçleri Müşteri Memnuniyetini Etkiliyor

Teknolojiyi iş yapış şekillerine uyarlamak ve iş süreçlerini dijitalleştirmek önemli bir rekabet avantajı sağlıyor. Öte yandan bu dijitalleşme sürecini başarılı şekilde iş süreçlerine uyarlayamayan şirketler ise aşağıdaki gibi kritik sorunlarla karşı karşıya kalabiliyorlar;

Tüm bu zorluklar sonucu aksayan iş süreçleri de özellikle faturalama ve irsaliye süreçlerinde müşteriye yansıyarak, müşteri memnuniyetini kötü yönde etkiliyor.

Dijital Dönüşüm Konusunda Uzmanlaşmaya Zaman Ayırmak Zorlayıcı Olabiliyor

Teknolojiye uyum süreci çoğu zaman sancılı olurken bu süreç iş akışında aksamalara yol açabiliyor. E-dönüşüm sürecinde regülasyonları takip etme yükünü hafifletmek ve iş yüklerini azaltmak için servis sağlayıcıları ile çalışmanın önemi bu noktada devreye giriyor. İşletmeler kendi alanlarında ne kadar uzman olsalar da, yeterli bilgiye sahip olamayabiliyorlar. Bu gibi süreçlerde işletmeler uzman servis sağlayıcıları aracılığıyla çözüm üretme yoluna gidiyorlar.

Verilerin Her Zaman Denetime Hazır, Erişilebilir ve Güvende Olması Mümkün

İşletmeler e-dönüşüm için, işinde uzman bir servis sağlayıcısı tercih ettiklerinde, sürekli değişen regülasyonlardan endişe etmeden odaklanmaları gereken asıl işlerine odaklanabiliyorlar. Tüm süreçleri uçtan uca güvenli bir şekilde yönetirken hem operasyonel verimliliği artırıyor hem de doğru ve uyumlu verilerle riskleri en aza indirmiş oluyorlar. Fiziki süreçlerin karmaşıklığı ve maliyetleriyle uğraşmadan iş akışı devam ediyor, belgelerin kaybolmasını önlemek kolaylaşıyor, veriler her zaman denetime hazır, erişilebilir ve güvende kalıyor.

Operasyonel Mükemmelliğin Yolu e-Dönüşümden Geçiyor

Operasyonel mükemmelliğin getirisinin en yüksek olduğu kısımlar işletmelerin finans, IT ve tedarik zincirlerinin yönetildiği ve en kritik iş akışlarının yer aldığı departmanlardır. Tüm işletmelerin arzu ettiği bu operasyonel mükemmelliğe ulaşabilmeleri ve verimliliği maksimumda tutabilmeleri için, işletmelerin oturmuş ve aksamadan işleyen bir e-dönüşüm stratejisine sahip olmaları çok önemlidir. E-dönüşümün doğru benimsenmesi sadece IT departmanının değil aynı zamanda finans, muhasebe, tedarik zinciri yönetimi ve hatta kimi zaman pazarlama gibi diğer departmanların da sorumluluğunda olmalıdır.

Şirketlerin faturalama ya da irsaliye süreçlerinde yaşanan aksaklıklar, şirket içindeki tüm departmanların üzerinde ek iş yükü yaratırken, şirket dışındaki yansımaları da müşteri memnuniyetsizliği şeklinde ortaya çıkar.

Sektörlerinde lider konumda olan işletmeler bu problemlerin önüne geçmenin yaratacağı değerin farkındadırlar. Bu firmaların ortak özelliklerinin operasyonel mükemmelik projelerine öncelik vermek ve bu alanlara gerekli yatırımları yapmak olduğunu söyleyebiliriz. Bu kapsamda e-dönüşüm alanında doğru strateji ve yatırımlarla, doğru çözüm ortaklarıyla çalışmak daha da önemli hale gelmektedir.

Harekete Geçin

Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.

Dijital dönüşümün her geçen gün değişerek gelişmesiyle  kurumlar için yeni teknolojik çözümler ve bulut teknolojiler ön plana çıkıyor. Şirketlerin dijital dönüşümlerini gerçekleştirirken temelde on-premise ve bulut tabanlı teknolojiler olmak üzere tercih edebilecekleri iki yöntem bulunuyor.  

İhtiyaç duyulan yazılımların satın alınarak şirketlerin kendi veri merkezlerinde yönetilmesi şeklinde tanımlanan on-premise yöntemi, sistem yönetimini zorlaştırmasının yanı sıra maliyetli de olabiliyor.  

Bulut tabanlı çözümler; daha esnek, hızlı uygulanabilir olması ve operasyonel maliyetleri azaltması gibi özellikleri ile firmalara sağladığı avantajlar sayesinde dijital dönüşümün önemli bir parçası olarak kabul ediliyor. 

Bulut Tabanlı Çözümlerin Avantajları Nelerdir? 

Doğru Hizmet Sağlayıcısını Seçmenin Önemi 

Bulut tabanlı servis sağlayıcı seçerken; entegrasyon süreç yönetimi, destek, ulaşılabilirlik, güvenlik, itibar ve referans kriterlerinin göz önünde bulundurulması gerekiyor.  

İlk olarak entegrasyon sürecinin nasıl yönetileceği, ne kadar zaman alacağı, hem bu süreçte hem de ilerleyen süreçte desteğe ihtiyaç duyulan her anda firmanın ulaşılabilir olması dikkat edilmesi gereken unsurların başında yer alıyor. Entegrasyon sürecinin herhangi bir aksaklık oluşmadan kısa bir süre içerisinde tamamlanması iş akışının olumsuz etkilenmemesi anlamında değerli bir nokta. Yanı sıra ilerleyen süreçte teknik desteğe ihtiyaç duyulması anında hizmet sağlayıcının ulaşılabilir ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimseme de oldukça önemli. 

Dikkat edilmesi gereken bir diğer kritik konu ise verilerin gizliliği ve güvenliği. Servis sağlayıcı bu anlamda sertifika sahibi olsa bile bu sertifikanın kim tarafından, hangi kriterler değerlendirilerek verildiğini öğrenmek ayrı bir önem taşıyor. Bu anlamda bulut tabanlı hizmet sağlayıcısı seçerken; güçlü referanslarının olması, sahip olduğu sertifika türleri, sektör tecrübesi ve hatta belki de global anlamda hizmet vermesi dikkat edilebilecek değerli noktalar olarak ön plana çıkıyor. 

Webinarı İzleyin

E-belge yönetiminde on-premise çözümler mi, bulut tabanlı çözümler mi?

Ekibimiz; firmalar için hangi yöntemin daha avantajlı olduğunu ve bulut ortamına geçişte nelere dikkat edilmesi gerektiğini canlı yayında anlattı. Detaylı bilgi için yayın kaydını izleyebilirsiniz.

Güney Kore’deki Ulusal Vergi Servisi’nin yakın zamanda açıkladığı bir soruşturmaya göre, ülkedeki bazı yabancı şirketler, Kore’de beyan edilmesi gereken on milyarlarca dolar tutarında vergiyi uluslararası işlemler üzerinden kaçırıyor.

Bu şirketlerin kullandığı yöntemler arasında, vergi cennetlerinde bulunan sınır ötesi şirketler üzerinden satış yapılıyormuş gibi göstermek ve farklı ülkelerde bulunan merkez ofisleriyle yaptıkları içeriden işlemlerle yurt içindeki gelirleri haksız şekilde yurt dışına aktarmak bulunuyor.

Sonuç olarak Güney Kore Maliye Bakanlığı, 2021 Vergi Reformu Tasarısı’nda gelecekte uluslararası işlemler üzerinden vergi kaçırılmasını engellemek amacıyla yeni madde önerilerine yer verdi.

Vergi Reformu Tasarısı, 2021 Reformu

Güney Kore, 2021 Vergi Reformu Tasarısı, Yeni Sektörleri ve İstihdamı Desteklemek için 2021 Reformu ile vergi matrahını iyileştirmeyi hedefliyor. Özellikle de çoğunlukla uluslararası işlemlerde gerçekleşen vergi kaçakçılığının engellenmesi amaçlanıyor.

Önerilen reformlar şunlar:

Zorunluluğun başlangıç tarihi: Vergiye tabi yıllardaki durumla ilgili bilgiler için 1 Ocak 2022’den itibaren

Zorunluluğun başlangıç tarihi: Elektronik hizmetlerin sunulması için 1 Temmuz 2022’den itibaren

Önerilen kural, icra kararnamesinin yürürlüğe girmesiyle birlikte geçerli olacak.

Zorunluluğun başlangıç tarihi: 1 Ocak 2022’den itibaren.

Dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:

Bu hususların henüz öneri aşamasında olduğu ve değişikliklerin yürürlüğe girmesi için 2021 Vergi Reformu Tasarısı’nın Güney Kore Ulusal Meclisi tarafından incelenip onaylanması gerektiği unutulmamalıdır.

Sürekli değişen vergi uyumu ortamı

Bu yeni öneriler, şirketlerin özellikle sınır ötesi işlemlerinde keşfetmesi gereken ve sürekli olarak değişen küresel vergi uyumu ortamının diğer bir örneğidir.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

İspanya Ekonomik İşler ve Dijital Dönüşüm Bakanlığı, ülkedeki şirketlerin kurulması ve büyümesi hakkında çıkarılacak yasanın ön taslağını yayınladı. Yasanın amacı, ülkede iş iklimini iyileştirmek ve girişimciliği yaygınlaştırmak için mevzuatta değişiklikler yaparak verimli yatırımları, inovasyonu ve modernleşmeyi desteklemek.

Yeni proje aynı zamanda şirketler ve serbest çalışanlar arasında elektronik fatura kullanılmasını sağlayarak ödemelerde gecikme yaşanmasını engellemeyi amaçlıyor.

İspanya’da işletmeler arası zorunlu e-faturanın uygulamaya konması

Asli bir tedbir olarak yasa taslağında elektronik fatura uygulaması getirilmesi hedefleniyor ve mevcut düzenlemelerin değiştirilmesi öngörülüyor.

Taslakta, elektronik fatura kullanma yükümlülüğü tüm şirketlerin ve serbest çalışanların ticari ilişkilerini kapsayacak şekilde genişletiliyor. Bu sayede şirketler arasında ödemelerin daha iyi izlenebilmesi ve denetlenebilmesi sağlanıyor.

Bu tedbir aynı zamanda İspanyol yetkililerin efektif ödeme koşullarını takip etmek için güvenilir bilgi almasını sağlayacak, zira ödemelerde gecikmelerin azaltılması için bu temel bir gereklilik.

Yasa taslağında e-faturayla ilgili getirilen başlıca kurallar aşağıdaki gibi:

Yeni e-fatura yükümlülüğüne geçiş süreci

İspanya Hükümeti, dijital faturalara geçiş sürecinde, geçişin özellikle daha küçük şirketlerde büyük bir iş yükü getirmesi nedeniyle, işletmelere bir mühlet verilmesi gerektiğini kabul ediyor.

Bu nedenle, yasa taslağına göre, yıllık cirosu 8 milyon Euro’nun altında olan şirketler ve serbest çalışanlar için yasanın Resmi Gazete’de (BOE) yayınlanmasından itibaren üç yıllık bir geçiş süreci tanınacak. Aynı zamanda yıllık cirosu yukarıda belirtilen tutarın üstünde olan büyük şirketlere, zorunlu e-faturaya geçiş için sadece bir yıl süre tanınacak.

Sonraki adımlar

Yasanın ön taslağı 6 Eylül 2021’e kadar kamuoyunun görüşüne açık kalacak. Resmi yasama sürecine uygun olarak İspanya Hükümetinin taslağı, olası değişikliklerle birlikte, Kongre’ye iletmesi bekleniyor.

Bunun ardından Hükümet, elektronik faturalarla ilgili bilişim ve teknik konulardaki gereklilikleri ve faturaların oluşturulmasında kullanılacak cihaz ve bilgisayar sistemleriyle ilgili güvenlik, denetim ve standartlaştırma tedbirlerini belirlemek için düzenleyici çerçeve üzerinde çalışabilecek.

İspanya’da halihazırda elektronik fatura düzenleyemeyen şirketlerin ve serbest çalışanların yakında gündeme gelecek olan bu yeni gerekliliğe uyum sağlamaya hazırlanması gerekiyor.

 

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

 

Tüm dünyada, eskiden ciltlerce basılan ve raflarda saklanan defterlerin yerini hızla elektronik belgeler alırken, Türkiye e-dönüşüm sürecini başarıyla yürüten ülkelerden biri olarak ön plana çıkıyor. Ülkemizde vergi sistemlerinin tüm aşamalarında teknolojinin kullanımı adına önemli yol kat edildi ve edilmeye de devam ediyor.

Türkiye’de e-dönüşüm öncelikle vergi idaresinin kendi işlerini elektronik ortama taşımasıyla başladı; mükelleflerin beyanname verme, belge düzenleme ve defter tutma gibi temel vergi zorunluluklarının da elektronik ortama taşınması kararıyla devam ediyor. Peki hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde e-dönüşüm neden bu kadar hızlandı? Devletler e-dönüşümle, vergi süreçlerinin elektronikleşmesiyle nasıl avantajlar elde ediyor, bu alana neden yatırım yapıyor?

Sıklıkla karşılaştığımız bu sorunun yanıtını beş maddede özetleyebiliriz:

Vergi toplamak daha kolay, daha az maliyetli: İşlemlerin dijital ortama taşınması vergi toplama maliyetlerine pozitif katkı sağlıyor. Üstelik bu pozitif etki sadece devlet için değil şirketler için de geçerli. Vergiyle ilgili tüm konuları bilgisayar başında yürütebilmek süreçleri kısaltıyor ve kolaylaştırıyor. Teknolojinin doğru kullanımı, vergi mükelleflerinin gönüllü uyum seviyesini de artırıyor.

Gelir kaybını önlüyor: Dijitalleşme, ekonominin kayıt altına alınması konusunda çok önemli veri kaynakları yarattı. Vergi bilindiği gibi devletin öncelikli gelir kaynaklarından biri. Bu nedenle şirketlerin işlemlerinin etkin bir şekilde kayıt altına alınması, vergilerin bunu takiben dijital ortamda toplanması ve gerçek zamanlı kontrol edilebilmesi gelir kaybını önlemesi açısından önemseniyor.

Standardizasyon ve otomasyon süreçleri kolaylaştırıyor: Teknolojinin sunduğu imkanlar ve e-dönüşüm ile birlikte finans ve muhasebe alanında pek çok belgenin ve sürecin standartlaştırılması süreçlerin daha kolay ilerlemesine yardımcı oluyor. Vergi dairelerinde görülebilen uygulama farklılıkları da bu vesileyle sona eriyor.

Belge alışverişi azalıyor: E-dönüşüm ile birlikte vergi otoriteleri, mükelleflerin vergiye konu olan işlemlerine dair tüm belgelerine kendi kayıtlarından kolaylıkla erişebiliyorlar. Mükellefler tarafından Gelir İdaresi Başkanlığı’na iletilen e-belgeler vergi otoriteleri tarafından otomatik formlar oluşturmak üzere kullanılabiliyor. Belgelerin tekrar tekrar mükelleflerden talep edilmesine gerek kalmıyor.

Çevresel Sürdürülebilirlik: Kâğıt ortamından elektronik ortama taşınan her işlem karbon ayak izinin azaltılmasına fayda sağlar. Bu açıdan e-belge kullanımı kağıda oranla daha etkin bir çözümdür.

Bu Alanda Neden Daha Çok Regülasyon Görüyoruz?

Sıklıkla karşılaştığımız bir diğer soru da bu alanda neden daha çok regülasyon yapıldığı. Bu sorunun yanıtını da şu şekilde özetleyebiliriz: Bir yandan gelişen teknoloji, bir yandan da iş alanlarının hızlı artışı vergi idareleri için uyum sorununa neden olabiliyor. Teknolojinin sağladığı imkanlar sayesinde vergi dairesi, vergiye konu olan belgelere anında erişebiliyor ve bu veriler sayesinde bazı vergi uyumsuzluklarının önüne geçilebiliyor. Özellikle pandemi döneminde geleneksel ticaretin yerini alan e-ticaretle birlikte, hayatımıza pek çok yeni iş ve ticaret modeli girdi. Vergi idareleri bu işlemlerin vergilendirilmesinde birtakım sorunlar yaşayabiliyor. Mevcut vergi kuralları dijital işletmelerin vergilendirilmesi konusunda yetersiz kalabiliyor. Bunun sonucunda devletler ciddi oranda vergi geliri kaybı yaşayabiliyorlar. Dolayısıyla devletler bu alanda sık sık regülasyonlar yayınlayarak verginin nabzını tutmaya çalışıyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Romanya’da Standart Vergi Denetim Dosyası Uygulaması (SAF-T) hakkındaki son incelememizde Romanya vergi makamları tarafından yayınlanan teknik bilgilerin ayrıntılarını ele almıştık. O tarihten bu yana ilave bir kılavuz yayınlandı ve iletilecek SAF-T dosyaları için resmi bir isim belirlendi: D406.

Romanya’da zorunlu SAF-T uygulaması için uygulama takvimi:

Raporun karmaşıklığından ve bilgi ayıklamadaki zorluklardan kaynaklı olarak vergi mükelleflerinde oluşabilecek kaygıları azaltmak amacıyla vergi makamları, önümüzdeki haftalarda başlayacak olan, gönüllülüğe dayalı bir test dönemi uygulayacak. Bu dönem boyunca vergi mükellefleri, vergi dairelerinin gelecekte denetim için kullanmayacağı test verilerini içeren ve D406T adı verilen dosyaları iletebilecek.

Romanya’da SAF-T dosyalarının teslimi için son tarihler:

Romanya’da SAF-T dosyaları, yani D406 dosyaları, OECD’nin 2.0 sayılı şema versiyonuna dayanmaktadır ve beş bölümden oluşmaktadır:

Teslim için son tarihler aşağıdaki gibidir:

Vergi mükellefleri D406 dosyasının bölümlerini ayda bir veya üç ayda bir, KDV iadesinin teslim edilmesi için geçerli vergi dönemini müteakip iletmelidir.

İlk raporla ilgili olarak vergi daireleri, dosyanın iletileceği ilk üç ay için bir kanuni süre tanınacağını açıklamıştır. Bu kanuni süre ilgili vergi mükellefi için dosya teslim yükümlülüğünün geçerli olduğu tarihten itibaren başlayacaktır ve şayet kanuni sürenin sonunda doğru belgeler teslim edilirse, öncesinde dosyaların iletilmemesi veya yanlış dosya iletilmesi durumunda ceza uygulanmayacaktır.

Romanya’da SAF-T dosyalarının teslimine ilişkin bilgiler:

D406 dosyası PDF formatında, elektronik olarak, XML ekiyle ve elektronik imzayla iletilmelidir. İki dosyasının toplam büyüklüğü 500 MB’den fazla olmamalıdır. Dosya büyüklüğü maksimum limitin üzerindeyse, portal dosyayı kabul etmeyecektir ve Romanya’daki kılavuzda verilen bilgilere göre dosyanın bölümlere ayrılması gerekecektir.

Vergi daireleri, teslim edilen asıl dosyada vergi mükellefi tarafından hataların tespit edilmesi durumunda bu hataların giderilmesi için mükellef tarafından bir düzeltme beyanının iletilebileceğini belirtmiştir. Vergi mükellefi, hatalı olan asıl dosyanın yerine kullanılmak üzere tamamen düzeltilmiş ikinci bir dosyayı teslim etmelidir. Vergi mükellefi aynı dönem için ikinci bir D406 dosyası teslim ederse, bu dosya otomatik olarak düzeltme beyanı olarak değerlendirilecektir.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

G20 Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı (“BEPS”) projesinin üyeleri 1 Temmuz 2021’de yayınlanan “Ekonominin Dijitalleşmesinden Doğan Vergi Sorunlarına İki Yapılı Çözüme İlişkin Bildiri” metninde, küresel vergi reformu anlaşmasında sonraki aşamaya geçme konusunda anlaştı.

Bu sayede giderek dijitalleşen dünya ekonomisinde karşılaşılan vergi sorunlarına çözüm üretilecek. 9 Temmuz 2021 itibarıyla, OECD/G20’nin 139 üyesinden 132’si BEPS için Kapsayıcı Çerçeve konusunda anlaştı.

Yapılarla ilgili Bilgiler

Yapı 1

Yapı 1 kapsamında, şirketlerin fiziksel varlıklarından bağımsız olarak farklı ülkelerdeki faaliyetlerinden kazandıkları bakiye kârların bir kısmı üzerinden vergi ödemesi için, pazar konumundaki ülkelere, Tutar A olarak anılan yeni bir vergilendirme hakkı veriliyor. Yapı 1, küresel cirosu 20 milyar Euro’nun üzerinde olan ve kârlılığı %10’dan fazla olan çok uluslu şirketler için uygulanacak.

Yeni uygulanacak bir bağlantı noktası kuralıyla, bu kapsama giren çok uluslu şirketler ilgili ülkede en az 1 milyon Euro gelir elde ederse, Tutar A ilgili ülke pazarına tahsis edilebilecek. GSYİH’si 40 milyar Euro’nun altında olan ülkeler için hasılat sınırı 250.000 Euro olarak belirlenecek.

“Özel amaçlı bağlantı noktası kuralı”, bir ülkenin Tutar A’nın tahsisi için uygun olup olmadığının belirlenmesinde kullanılacak. Ayrıca ülkeler, kapsama giren çok uluslu şirketlerin bakiye kârlarının %20 ila %30’unun pazar ülkelere tahsis edilmesi ve bağlantı noktasında hasılata dayalı bir dağıtım anahtarının kullanılması konusunda anlaştı.

Gelirler, mal veya hizmetlerin tüketildiği nihai pazar ülkelere dağıtılacak ancak ayrıntılı dağıtım kuralları ileride belirlenecek.

Segmentasyonla ilgili ayrıntılar üzerinde çalışmalar devam ediyor. Benzer şekilde, Tutar A üzerinden pazar ülkeye dağıtılacak bakiye kârların üst sınırını belirleyecek pazarlama ve dağıtım kârları için güvenli liman tasarımının detayları da belirlenecek.

Son olarak üyeler, özellikle düşük kapasiteli ülkelerin ihtiyaçlarına odaklanarak Tutar B’yi düzenlemek ve sadeleştirmek konusunda uzlaştı. 2022 sonuna kadar detayların kesinleşmesi bekleniyor.

Yapı 2

Yapı 2, 750 milyon Euro’luk eşiğe ulaşan çok uluslu şirketlerin en az %15 oranında vergi ödemesini öngören Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme (“GloBE”) kurallarından oluşuyor. GloBE kuralları, Gelir Kapsama Kuralından ve Düşük Vergilendirilen Ödeme Kuralından oluşuyor. Bunlar arasında, Düşük Vergilendirilen Ödeme Kuralı henüz son halini almadı.

Yapı 2 aynı zamanda Vergiye Tabi Olma kuralını içeriyor. Bu, sözleşmeye dayanan bir kural ve kaynak ülkelerin, asgari bir oranın altında vergiye tabi olan belirli ilgili taraf ödemelerinde sınırlı kaynak vergilendirmesi uygulamasına imkân tanıyor. Vergi oranı %7,5 ile %9 arasında olacak.

Plan Ne Zaman Uygulanacak?

Taraflar mevcut aşamada planla ilgili görüşmeleri sürdürüyor ve Ekim 2021’e kadar kabul edilen çerçeve dahilinde planın tasarım bileşenlerine son halinin verilmesi öngörülüyor. Kapsayıcı Çerçeve’nin üyeleri, uygulama planı üzerinde anlaşmaya varacak ve planı açıklayacak.

Mevcut planda Tutar A’nın uygulanması için kullanılacak çok taraflı aracın geliştirilmesi ve 2022’de imzaya açılması planlanıyor. Tutar A’nın da 2023’te yürürlüğe girmesi öngörülüyor. Benzer şekilde, Yapı 2’nin 2022’de yasalaşması ve 2023’te yürürlüğe girmesi planlanıyor.

Ayrıntılar Gelecek

İki Yapılı Çözümün kilit bileşenleri üzerinde anlaşma sağlanmış olsa da geriye kalan sorunların çözülmesini de içeren ayrıntılı bir uygulama planı ayrıca hazırlanacak.

Yakın gelecekte birçok ülke bu değişiklikleri uygulamaya başlayabilir, bu nedenle dijital ekonomide aktif olan şirketlerin OECD/G20 Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı Projesi etrafında yaşanan gelişmeleri yakından izlemesi ve anlaması büyük önem taşıyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

2000’li yılların başında tüm dünyada hızlı bir yükselişe geçen E-ticaret, yaygın internet kullanımına paralel olarak tüketicilerin öncelikli tercihi olmaya başladı. İçerisinden geçmekte olduğumuz dönemde ise, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını sektörleri olumsuz etkilerken, e-ticarete olan ilgiyi de arttırdı. E-ticaretin büyüyen pazar payı, bu alanda iş fırsatları gören birçok yatırımcı ve girişimcinin e-ticarete yönelmesini sağladı. E-ticaret sektörünün yükselişiyle e-ticaret alanında başarılı olmak isteyen firmalar için dijital vergi dönüşümü ve kullanılması zorunlu e-belgelerin de önemi arttı.

E-ticarette neden e-dönüşüm süreci başladı?

Kovid 19 salgını ile kurumların iş süreçlerini dijital ortama aktarmaya başlaması, e-ticaret sektörünü de e-dönüşüm sürecine yöneltti. Buna paralel olarak da Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) 509 sıra No’lu tebliğine göre e-ticaret yapan firmaların tamamı e-Fatura ve e-Arşiv fatura uygulamasına geçme zorunluluğu getirildi.

Normal perakende satışa göre daha büyük hacme sahip e-Ticaret alanında hangi ürünün, hangi mecralarda, nasıl yönetilebileceğinin yanı sıra tüm bu süreçlerin arka plandaki analizi, dokümanları, arşivi gibi noktalar e-ticaret sektörü için e-dönüşüm sürecini hızlandırdı.

E-dönüşüm e-ticarete hız katıyor

‘Hız’ kavramı içinde bulunduğumuz çağın en önemli özellikleri arasında yer alıyor. E-ticarete talebin artmasında ‘hızlı’ olması büyük rol oynarken e-ticaret yapan firmaların rekabette öne geçmeleri için süreçlerini hızlandırmaları daha önemli hale geliyor. E-dönüşüm, şirketlerin diğer iş süreçlerine odaklanması için zamandan tasarruf sağlarken, gelen bir siparişi otomatik olarak faturaya dönüştürmek örneğinde olduğu gibi e-ticaretle ilgilenen şirketler için dijital vergi süreçlerini de hızlandırıyor.

E-dönüşümün sağladığı faydalar

Firmalara hız katmasının yanında e-dönüşüm yasal zorunlulukları takip etme açısından da büyük kolaylıklar getiriyor. Çeşitli düzenlemeler neticesinde zorunlu hale gelen e-belgelere uyum sağlama sürecinde de e-dönüşüm kolaylık sağlıyor. E-fatura yerine kâğıt fatura kullanıldığı dönemlerde yaşanan operasyonel sorunlar, kaybolma ve benzeri aksaklıklar da e-dönüşüm sayesinde sorun olmaktan çıkıyor.

E-belge kullanımında dikkat edilmesi gerekenler

E-ticarete başlamak isteyenler için iki önemli konu ortaya çıkıyor. İlk olarak e-ticaret yapan bir firma, faaliyetleri neticesinde bir kazanç sağlıyor ve bu kazancın sonunda da devlete birtakım yükümlükleri bulunuyor. Bu yükümlüklerin sonucunda firmanın tüm işlemlerinin denetlenebilir olması gerekiyor.

İkinci olarak ise müşterilere ürünler satılırken, servisler sunulurken hızlı ve anlaşılır bir sistem kurmak gerekiyor. Sadece özel entegratör tarafında değil, kullanılan pazar yeri ya da diğer entegrasyon katmanlarında, stok sisteminde hızlı ve anlaşılır bir işleyiş olması gerekir. Buradaki en temel amaç, firmanın ana faaliyetini yani ürünlerin satış işini rahatça yapabilmek.

Seçilecek özel entegratörün firmaların iş hedeflerine ulaşmalarında katkısı çok büyük olduğu için dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus yukarıdaki iki konu ile alakalı süreçleri sorunsuz gerçekleştirecek iş ortakları ile çalışılmasıdır.

Harekete Geçin

E-ticarette e-belgelerin önemine ilişkin hazırladığımız ve E-ticaret ile ilgili e-dönüşüm alanında yasal düzenlemelere karşı firmaların yükümlü olduğu konular hakkında önemli bilgiler verdiğimiz e-kitabımızı hemen indirin. “E-TİCARETE İLK ADIM E-DÖNÜŞÜM VE E-BELGELER

KDV’de günümüzdeki en büyük trendlerden biri sürekli işlem denetimidir. Bu nedenle vergi idareleri giderek daha fazla gerçek zamanlı işlem verisi talep etmekte ve çoğu durumda şirketlerin satış veya satın alma sürecinde sonraki aşamaya geçebilmesi için verilerin vergi idareleri tarafından onaylanması gerekmektedir.

Bir vergi dairesi Sürekli İşlem Denetimi’ne geçtiğinde, şirketler bunu genellikle Bilgi-İşlem Uzmanları tarafından ERP’de veya işlem otomasyon yazılımında bir dizi ilave gerekliliğin uygulanmasından ibaret olarak görür. Uygulama takvimleri genelde çok kısa olduğundan ve uygunsuzluk durumunda ciddi yaptırımlar söz konusu olabileceğinden, şirketlerin çok düşünmeden verdiği bu tepki bir ölçüde anlaşılabilir.

Ancak şirketler, verimsizliklerle ve diğer risklerle karşılaşmamak için bu değişiklikleri devam eden bir yolculuğun parçası olarak görmelidir. Bir vergi dairesi açısından Sürekli İşlem Denetimleri her şeyden bağımsız bir uygulama değildir; aksine, denetim amacıyla yasal olarak erişilebilen tüm verilerin vergi dairelerine elektronik olarak iletildiği daha kapsamlı bir dijital dönüşüm stratejisinin bir parçasıdır.

Meselenin özü veri

Birçok vergi dairesinin dijitalleşme vizyonunda, her bir veri kategorisi, şirketlerin doğal veri işleme temposuna ve hükümetlerin veri ihtiyaçlarına göre belirlenen ‘organik’ aralıklarla alınır.

Vergi idareleri, veriye daha kolay şekilde, daha detaylı seviyede ve daha sık olarak erişebilmek için dijitalleşmeyi kullanır.

Raporlama ve denetimlerin olduğu eski dünyadan otomatik veri alışverişinin olduğu yeni dünyaya uzanan bu sürekliliği dikkate almayan şirketler, ‘neden’ sorusundan, yani ticari operasyonların şeffaflığından ziyade, ‘nasıl’ sorusuna, yani bir Sürekli İşlem Denetimi platformuna giden ve gelen mesajların nasıl düzenlendiğine odaklanma hatasını yapabilir.

Vergi idareleri için daha hızlı ve yapılandırılmış, bilgisayarda işlenebilir bir formatta alınan veri kesinlikle daha değerlidir zira bu veriler, hem farklı vergi mükellefleriyle ilgili verileri hem de üçüncü taraflardan gelen veri kaynaklarını daha derinlemesine analiz etmelerine imkan verir.

Eğer şirketinizin verileri eksik veya hatalıysa, daha fazla denetime tabi olma ihtimaliniz vardır çünkü sorunlu veriler vergi memurları tarafından incelenecek ve daha şeffaf hale gelecektir.

Diğer bir deyişle, dijitalleşen vergi dünyasında ne ekerseniz onu biçeceksiniz.

Sürekli İşlem Denetimine nasıl hazırlanmalı – otomasyonun önemi

Birçok şirket bu veri sorunlarını çözmek için sihirli formülü parmaklarının ucunda tutuyor. İlk olarak, KDV’nin dijitalleşme dalgasına hazırlanmak için bir projeyle şirket içindeki veri sorunlarını analiz edin ve bu sorunları çözmek için şirket içindeki ve dışındaki paydaşlarla – tedarikçiler dahil – birlikte çalışın.

KDV bildirim süreçlerinde otomatik denetim sağlamak üzere tasarlanmış araçlar, işlem öncesinde var olan ve giderilmesi gereken veri sorunlarını daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir. Bu araçlar aynı zamanda Sürekli İşlem Denetimi’nin iletilmesi için oluşturulan veri çıkarma ve entegrasyon yöntemlerini yeniden kullanarak ve böylelikle daha iyi veri yönetişimi sağlayarak ve doğal olarak birbiriyle bağlantılı bu iki süreç arasında bir bağ kurarak Sürekli İşlem Denetimi yolculuğunda size yardımcı olabilir.

Sorunlu veriler büyük oranda kağıt veya PDF formatında tutulan tedarikçi faturaları veya müşteri satın alma emirleri gibi hala devam eden kağıt tabanlı süreçlerden kaynaklanır. Yapılandırılmış, tamamen bilgisayarlar tarafından okunabilecek alternatiflere dayalı otomatik süreçlere geçmek için bugün adım atmak büyük fark yaratacaktır.

Tek zorluk, fatura verilerinin iyileştirilmesinden ibaret değildir. Sürekli İşlem Denetimi kuralları kapsamında iletilmesi gereken belge türleri kaçınılmaz olarak artacağından (fatura ve satın alma tarafındaki onay mesajlarından nakliye belgelerine ve ödeme durumu verilerine kadar), vergi idareleri hem sizin verilerinizi hem de ticaret ortaklarınızın ve üçüncü tarafların verilerini daha fazla kontrol edecektir. Bu bağlamda mali kurumları, gümrük dairelerini ve diğer mevcut veri noktalarını düşünün.

Vergi idareleri dolaylı vergilerde de dijitalleşme adımlarına son vermeyecektir. Standart Vergi Denetim Dosyası (SAF-T ) uygulamasını getirmeye dönük adımlar ve benzer e-muhasebe gereklilikleri, ülkelerin geçmişteki vergi ve yerinde denetim uygulamalarından ne kadar hızlı şekilde uzaklaştığını gösteriyor.

Farklı kaynaklardan güçlü bir doğrulamayla alınan tüm bu veriler, ticari operasyonlarınızın giderek daha ayrıntılı ve inkar edilemez bir resmini ortaya serecektir. Muhtemelen çok yakın bir zamanda kurumsal gelir vergisi iadeleri, vergi idareleri tarafından önceden doldurulacak, sizin bunlar üzerinde yasal değişiklikler yapmanıza gerek kalmayacaktır.

‘Biçim değil, içerik önemlidir’ ifadesi, vergi dünyasında yaygın kullanılan bir özdeyiştir. Vergi idareleri giderek daha fazla iş uygulamasına ve veri akışına eriştikçe, dijital vergi uygulamaları dünyasında büyümek için ilk adım olarak veri kalitesini ve veri tutarlılığını düşünmeye başlamanız gereklidir.

Azı değil çoğu hedefleyin; vergi memurunu değil işletmenizi anlamaya çalışın

Nihayetinde vergi idareleri işletmenizi anlamak ister. Sadece veri istemekle kalmazlar; ne yaptığınız, neden yaptığınız, nasıl, kimlerle ve ne zaman ticaret yaptığınız konusunda anlamlı bilgi isterler. Bu, şirketinizin sahiplerinin ve yönetiminin de istediği şeydir.

Bu nedenle işletmelerin ve vergi idarelerinin nihai hedefi aynıdır; öte yandan işletmeler operasyonel verimliliğe ve mali hedeflere öncelik verirken vergi idareleri mümkün olan en iyi ve en objektif bilgiye ulaşmaya odaklanır.

Hedef olarak Sürekli İşlem Denetimini gündemine alan vergi idareleri gizli bir lütuf olabilir. Vergi idarelerinin belirlediği gerekliliklere uymak için işletmenizde daha iyi analizler kullanmaya başlamanız faydalı olacaktır.

Asıl değer, nakit yönetimi veya tedarik zincirindeki zayıflıklar gibi ticari operasyonlar ve mali göstergeler konusunda gerçek zamanlı olarak toplanan bilgidedir. İşletmenizle ilgili bu seviyede anında bilgiye ulaşmak, herkesten sürekli bir adım önde olmanızı ve verilerinizin hükümetlere sunduğu resmi kontrol altında tutmanızı sağlayacaktır.

Sürekli İşlem Denetimi, ticari şeffaflığın hakim olduğu cesur, yeni dünyaya doğru yolculukta doğal olarak bir sonraki adımdır.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Dijitalleşme, özellikle pandemi sürecinde tüm dünyada iş yapış şekillerini büyük değişime sürüklemeye devam ediyor. Kurumlar iş sürekliliği endişesi ve rekabette öne geçme isteğiyle -belki de geç kalınmış- gelecek stratejilerini bu dönemde belirliyor. Bilgi teknolojilerinin yoğun kullanımıyla iş süreçlerinde sağlanan hız, verimlilik, çeviklik, para ve zaman tasarrufu yıllardır anlatılıyor olsa da hak ettiği değeri birçok kurum tarafından yeni görmeye başlıyor. Kuşkusuz ki dijitalleşme son iki yıldır, geçmişten olduğundan çok daha önemli bir noktaya taşındı.

Dijitalleşme kapsamında kurumların finansal süreçlerinin kontrolünün elektronik ortama taşınmasını kapsayan ve Türkiye’de 2004’lü yıllarda başlayan “e-dönüşüm” süreci bugün şirketler için kaçınılmaz bir gerçeği ortaya koyuyor. Bir zamanlar gelecek dönemde yapılması gereken bir çalışma olarak görülen e-dönüşümün, artık bugünün gerçeği haline geldiği görülüyor. İşin uzmanları e-dönüşüm ve genel anlamda dijitalleşme sürecine dahil olamayan söz konusu kurumların öncelikle küçülme sonra da yok olma tehdidi ile karşı karşıya olduğu konusunda uyarıyor.

E-dönüşüm süreci kurumları içerisinden geçmekte olduğumuz zorlu süreçte ve gelecekte sürdürülebilir kılarken, faydaları sürdürülebilirliğin üç payandası göz önüne alınarak şu şekilde özetlenebilir:

E-dönüşümün geleceğinde göz önünde bulundurulması gereken hususlar

Pandemi döneminde dijitalleşmenin ivmesinin birçok sektörde hızla artışına ve yeni sektörlerin bu sürece dahil olmasına rağmen, dijitalleşmeyi operasyonlarına henüz entegre edememiş şirketler için en önemli nokta dijital dönüşümden korkmamaktır. E-dönüşümün sunduğu zaman, maliyet ve iş gücünde verimliliği şirkete adapte edebilmek için özel entegratörlerle çalışarak servis sağlayıcıların çözümlerine odaklanmak bu konudaki tereddütleri ortadan kaldıracaktır.

Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için Şirketler Vergi Uyumluluğu Süreçlerinde Neden Dışarıdan Hizmet Almalılar? başlıklı blog yazımızı inceleyebilirsiniz.

E-dönüşümün geleceği

Pazar araştırma firması International Data Corporation‘a (IDC) göre; 2022 yılına kadar iş uygulamalarının, ürünlerin ve şirketlerin dijital dönüşümünü sağlayan teknolojiler ve hizmetlere yapılan küresel harcamaların 1,97 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu durum, 2017’den 2022’ye kadar olan beş senelik süreçte, bileşik olarak yıllık %16,7’lik bir büyüme oranı anlamına geliyor.

Bu rakamlar ve göstergeler göz önüne alındığında dijitalleşme ve e-dönüşüm kurumlar için bir tercih olmaktan ziyade; iş hedeflerine en etkin, kolay ve düşük maliyetli bir şekilde erişmek için bir fırsat hatta bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Pandemi süreci avantaja çevrilerek bugün hali hazırda bu sürece dahil olan kurum sayısının hızla arttığı gözlemlenirken, yakın gelecekte de ciddi oranda artmaya devam edeceği öngörülüyor.

Harekete Geçin

Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.

Polonya’da “E-Faktur” adlı ulusal e-fatura sisteminin hayata geçirilmesine yönelik ilerleme kaydedildi. Polonya Maliye Bakanlığı’nın bu yıl yayınladığı yasa tasarısının henüz parlamentoda onaylanarak yasalaşması bekleniyor. Ancak e-fatura için istenen koşulların taslağı yayınlandı ve Sürekli İşlem Denetimi sistemi konusunda kamuoyuyla istişareler yürütüldü.

Haziran ayında Maliye Bakanlığı, Sürekli İşlem Denetimi sistemi hakkında kamu ve bakanlar tarafından iletilen tüm değerlendirmeleri incelediğini ve aşağıdaki adımları atmaya karar verdiğini duyurdu:

Bakanlığın açıklamasında, Sürekli İşlem Denetimi sisteminin vergi mükellefleri açısından getireceği faydalara değinildi. Bu faydalar arasında KDV iadelerinin hızlandırılması, saklanan faturaların vergi dairesinin veri tabanında zorunlu saklama süresinin sonuna kadar güvenli şekilde saklanabilmesi, Sürekli İşlem Denetimi platformu üzerinden faturaların alıcıya güvenle ulaştırılması ve bu sayede faturaların daha hızlı ödenmesi, fatura formatının standartlaştırılması sayesinde faturaların işleme alınmasının ve gönderilmesinin otomasyona bağlanması yer alıyor.

Ayrıca, yeni e-fatura kurallarının uygulanması sonucunda SLIM VAT 2 paketinde gerçekleştirilecek değişikliklerle, örneğin mükerrer veya düzeltilmiş faturaların yönetilmesi konusunda ilave destek tedbirleri alınacak.

Polonyalı yetkililer, Ulusal E-Fatura Sisteminin uygulanmasında iyi bir ilerleme kaydediyor. İleride atılacak adımların tanımlanmasında kamuyla istişarelerin yararlı olduğunu görmek olumlu bir izlenim yaratıyor. Yetkililerin şeffaflık ve zamanında belgelendirme konusundaki istekliliğinin, Sürekli İşlem Denetimi sisteminin hayata geçirilmesi sürecinin sonuna kadar devam etmesi umuluyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.