1 Temmuz 2020 tarihinde e-irsaliye uygulamasına birçok farklı sektörden neredeyse 60.000 yeni şirket katıldı. Birçoğu uygulamanın, şirket süreçlerini kesintiye uğratacağını düşünüyordu. Bu durumun en büyük sebebi 509 Sayılı tebliğinin ve e-İrsaliye Uygulama Kılavuzu’nun (Kılavuz) ihtiyaç olan tüm detayları karşılayamamasıydı. Başkanlıktan alınan bilgiler ve başkanlığa iletilen sorular ile kayıtlı kullanıcılara birçok bilgi aktarılmış olsa da kılavuz güncellemesi uzun süredir bekleniyordu.

16 Temmuz’da Başkanlık beklenen güncellemeyi yayımladı. Beş madde güncellendi ve 13 yeni cevap eklendi. Dikkat çeken konular ise:

Özel Entegratör Kabulü

E-İrsaliye uygulaması hayata geçirildiği günden itibaren, mal sevkiyatının başlayabilmesi için GİB onayının gelmesi bekleniyordu. E-İrsaliye önce düzenleniyor, özel entegratör ya da diğer yöntemler vasıtasıyla başkanlığa iletiliyor ve ancak sadece başkanlık tarafından onay gelmesi sonucunda araç yola çıkabiliyordu. Bu durum birçok sektörün satış ve dağıtım sürecini olumsuz etkiliyordu.

Entegratörler tarafından başkanlığa iletilen bu konu üzerine başkanlık konuya yeni bir yorum getirdi. Artık, özel entegratör vasıtasıyla e-irsaliye uygulamasına dahil olan mükellefler için, özel entegratörün e-irsaliyeyi alması ve onay vermesi taşıma için yeterli olacak. Özel entegratör ise kendisine gelen e-irsaliyeyi azami 15 dakika içinde başkanlığa iletecek. Böylelikle çok daha hızlı irsaliyeleşme ve dağıtım gerçekleşebilecek.

E-İrsaliye ve Matbu İrsaliyenin Beraber Düzenlenmesi

Kılavuzun ilk versiyonunda oldukça kafa karıştırıcı olan bu madde (15.5 No’lu madde) şimdi çok daha anlaşılır hale geldi. Sevkiyatın başladığı lokasyonda eğer e-irsaliye düzenlenemiyorsa, e-irsaliye şirkette düzenlenebilir. Ancak sevkiyat için de bir matbu irsaliye düzenlenmeli ve e-irsaliye üzerinde bulunan bilgiler bu irsaliye üzerine yazılmalıdır.

Eğer o esnada ortamda bir matbu irsaliye bulunmuyorsa, taşımayı yapan kişi ya da kurumla, e-İrsaliye belgesinin elektronik ortamda gösterimine olanak sağlayacak gerekli bilgiler (e-İrsaliye düzenleyicisinin VKN/TCKN bilgisi ile e-İrsaliye Belge Numarası) paylaşılmalı.

Özlenen Matbudan Dönüşen İrsaliye Senaryosu

Matbu irsaliye senaryosu, taslak kılavuzda yer almış ancak tebliğ ve yayımlanan kılavuzda yer almamıştı. Bu konu 16 Temmuz’da tekrar gündeme geldi ve güncelleme ile kılavuza “Matbudan” senaryosu eklendi.

“Matbudan” senaryosu; taşımanın, kılavuzda belirtilen sebepler altında, matbu senaryo ile yapılması ve izleyen iş günü içerisinde bu matbu irsaliyenin elektronik irsaliyeye dönüştürülmesidir. Böylece artık, kılavuzda belirtilen sebepler altında, mükellefler matbudan senaryosu ile taşımalarını gerçekleştirebilir hale gelmiştir.

Matbu irsaliye üzerinde “e-İrsaliyeye Dönüştürülecektir” ibaresi ile taşıyıcı(şoför adı-soyadı-TCKN) ve araç plaka bilgisinin yer alması gerekir.

Detaylı Bilgiler

Ek olarak güncellenen kılavuzda bazı önemli senaryolara ve konulara da değinilmiştir:

Ayrıca GİB 509 nolu tebliğin güncellenmesi için taslak doküman yayımladı. Tebliğ güncellenmesi için çalışmalara devam edildiğİni ve 27 Temmuz 2020 tarihine kadar efatura@gelirler.gov.tr adresinden firmaların yorum ve düşüncelerini toplayacağını resmi twitter adresinden duyurdu.

Harekete Geçin

Vergi teknolojileri alanında dünya lideri olan Sovos, mükelleflerinin e-irsaliye uyumluluğunu kolaylıkla yönetmelerini sağlıyor.

Kuralların bir ağırlığı olması için, kural koyucuların kuralları ya ödül ya da ceza ile taçlandırılması gerekiyor. Vergi mevzuatı alanında kural koyucular, yani yasa koyucular ya da vergi daireleri, kurallara uyulmaması durumunda genellikle cezayı seçerler. Öyle ki, bu cezalar genel olarak şahısların kurala uygun hareket etmelerini sağlar. Bu temel kavram aynı zamanda Türk elektronik belge mevzuatında da uygulanır ve kurallara uyulmaması durumunda mükellefleri cezalandırmak üzere belirlenmiş yaptırımlar da vardır.

Cezalar iki kategori altında toplanır: E-fatura, e-arşiv faturaları ve ihracat faturaları için öngörülen cezalar; ve e-irsaliye için öngörülen cezalar.

E-fatura, e-arşiv faturaları ve ihracat faturaları kurallarına uymama cezaları

509 Sayılı Vergi Usul Kanunu Tebliği Madde 6 (tebliğ) uyarınca, aşağıda belirtilen senaryolar e-fatura (e-fatura, e-arşiv ve ihracat faturaları) gerçek tutarının ya da kayıp tutarının %10’u oranında bir ceza ile sonuçlanır. Her bir fatura için para cezası 350 TRY (yaklaşık 50 Euro) tutarından daha az olamaz ve her belge türü için yıllık olarak azami para cezası tutarı 180.000 TRY’ye (yaklaşık 25.700 Euro) kadar çıkabilir. Bu aşağıdaki durumlarda geçerlidir:

Cezalar sadece düzenleyene değil aynı zamanda fatura alıcısına da uygulanır. Bu yüzden, bu fatura alıcılarının e-fatura süreçleri konusunda dikkatli olmaları gerekir.

E-irsaliye kurallarına uymama cezaları

E-irsaliye kurallarına uymama durumunda her bir belge için 350 TRY (yaklaşık 50 Euro) para cezası uygulanır. Yıllık olarak azami para cezası tutarı 180.000 TRY’ye (yaklaşık 25.700 Euro) ulaşabilir fakat bu tutarı aşamaz. Bu azami para cezaları her yıl artarak güncellenir.

Kurallara uymama olarak değerlendirilen altı durum vardır:

Karmaşık yapılı yargı ve ağır şekilde düzenlenmiş e-belge çerçevesi ile Türkiye’de iş geliştirmek ve operasyonlarını yönetmek için, mükellefler ellerinde uyumlu e-belge işlemleri olduğundan emin olmalıdırlar. Aksi takdirde, belirtilen para cezaları uygulanabilir.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

İşsizlik, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin başlıca problemlerinden biri. Son yıllarda yaşanan ekonomik krizlerle birlikte ülkemizin de en önemli sorunlarından biri oldu ve özellikle üniversite mezunu gençler arasında yaygınlaştı.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR), işletmelere sağladığı teşviklerle işsizlik oranını düşürmeyi hedefliyor. Teşvik hesaplamaları artık İnsan Kaynakları Departmanları (İK) tarafından yürütülen birçok süreçten biri.

SGK Teşvikleri Nedir?

Devletin, işverenlerin iş üretmesini desteklemek için verilen teşviklerdir. işsizliği azaltmak için bir takım kanunlarla, işverenleri istihdama yönelten teşviklerdir. İşletmeler büyüklük farketmeksizin, SGK Teşviklerinden yararlanabilirler ancak işverenin ve çalışanın bazı şartlara uyum sağlaması gerekir.

SGK teşviklerine başvurmadan önce, İK departmanları yeni işe giren çalışanlar üzerinden yaralanabilecekleri güncel teşviklerden haberdar olmaları ve hangisinin koşullarına uyum sağladıklarını belirlemeleri gerekir.

Kilit nokta, şirketlerin bu teşviklerden ancak yeni işe alınan, ek çalışanlar üzerinden yararlanabilmeleri ve bu sayede işe alımların teşvik edilmesidir.

İK’nın Rolü

SGK Teşviklerini hesaplama işlemini genellikle İK Departmanı yapar. Aynı zamanda düzenli olarak ay içerisinde işe alınan ve şirketten personellerin ayrıldığı ayı takip ederler. IK takip ettiği işe giren kişilerin ise hangi teşvik kanununa uygunluk sağladığını araştırır, kontrolünü sağlar ve sonra SGK ekranlarında bu şekilde bir tanımlama işlemi gerçekleştirir. Böylece, yeni işe alınmış personeller için SGK Teşvik başvurusu tamamlanmış olur.

Uygun kanunlarla eşleştirilmiş yeni işe giren, mevcut çalışan sayısına ilave olan, SGK ekranında tanımlandıktan sonra başvuru tamamlanmış olur.

İK ekiplerinin teşvik yasalarındaki değişiklikleri izlemesi, güncel kalması ve çalışanların kanunlara uyumluluğunu dikkatlice kontrol etmesi önemlidir. Aksi takdirde, hesaplanan ve uygulanan teşvik, yararlanabilecekleri maksimum miktar olmayacaktır.

Süreç şirketlerin iç işleyişine ve çalışan sayısına göre farklılık gösterebilir. İK ekiplerinin aynı zamanda personel giriş-çıkış işlemleri, maaş ve avans ödemeleri gibi birçok işlemi de devam ettirme sorumluluğu olduğu için, SGK Teşviklerini hesaplayan ekibinde sayısı da şirketin büyüklüğüne bağlı olarak değişebilir. Bu, özellikle manuel bir işlem olduğunda emek yoğun olabilir.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

SGK teşviklerinin doğru olarak hesaplanması ve başvurulması için, IK sürekli olarak kanun değişikliklerini ve yeni kanunları takip etmelidir. Personel sayısı ve bilgileri bu kanunlarla eşleştirildiği için titiz bir şekilde tutulmalıdır.

Bunun yanı sıra, bugün SGK ekranları ilk tanıtıldıkları zamana göre daha fazla detaya ve kontrol ekranına sahip olsa da işlemlerin manuel yapılması hata riskini arttırır. İşlemler herhangi bir otomasyon programı ile takip edilmiyor ve teyid edilmiyorsa, hesaplanan miktar ve seçilen kanunlar iyi kontrol edilmelidir.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada SAP müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir. Sovos şirketleri, Hindistan ve tüm dünyadaki e-fatura zorunluluklarıyla nasıl uyumlu tutuyor öğrenin.

E-irsaliye uygulamasının geçiş tarihi ve zorunluluk kapsamı tam anlamıyla 509 Sıra No’lu Genel Tebliğ (tebliğ) ile belirlendi. Tebliğ uygulamanın genel işleyişine ve temel uygulamalara değinse de, ihtiyaç durulan tüm bilgileri barındırmıyordu. Sıkça sorulan sorular kılavuzu ve Gelir İdaresi Başkanlığı’dan (GİB) edinilen bilgiler faydalı olsa da bir kılavuza ihtiyaç duyuluyordu.

Şubat 2020’de GİB, temel işletişi detaylandırdığı bir e-İrsaliye Uygulama Kılavuzu (kılavuz) yayımladı. Kılavuz firmaların ve entegratörlerin kendisine ilettiği süreçsel soruların cevaplarını da cevapladı.

Kılavuz ihtiyaç olan açıklığı getirse de, zorunluluk tarihi olan Temmuz 2020 yaklaştıkça kafaları hala karıştırmaya devam eden birkaç senaryo hala bulunmakta.

Satışa konu olmayan mallar için düzenlenecek irsaliyelerin yapısı ve zincir teslimat konusu bu senaryolar içerisinde.

Satışa Konu Olmayan Mallar İçin Düzenlenen E-İrsaliyeler

Kritik konulardan biri olan satışa konu olmayan mallar için düzenlenecek irsaliyeler senaryosuna GİB kılavuzda net bir şekilde yer verdi. GİB, satışa konu olmayan mallar içinde e-irsaliye düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Ancak bu irsaliyelerin not kısmında detaylar belirtilmeli.

Örneğin, tamir/bakım amaçlı göndermeniz gereken mal, ekipman ve demirbaşlar var. Bu ekipmanlar için de e-irsaliye düzenlemelisiniz ve e-irsaliyenin not alanına sebebini; tamir edilmek, boyatılmak, parça değiştirme gibi yazmalısınız.

Buna benzer şekilde fason süreçleri, numune ve konsinye süreçlerinde de e-irsaliye düzenlenmesi gerekiyor.

Zincir Teslimat Senaryosu

Kılavuzdaki bir diğer senaryo olan zincir teslimat da şu şekilde örneklendirildi;

“X” üreticisinden mal alan “Y” toptancısı, bu malı fiilen teslim almadan “Z” bayisine, “Z” bayisi ise henüz teslim edilmemiş malı doğrudan “T” müşterisine satabilir. Bu durumda henüz “X” üreticisinin deposunda bulunan mallar, “X” üreticisi tarafından doğrudan “T” müşterisine sevk edilebilir.

Bu senaryoda elektronik irsaliyenin kime düzenleneceğinin cevabını schematron dosyası veriyor. E-irsaliye, malın direkt olarak alıcısına gönderilmelidir. Yani örneğimizden yola çıkarsak, e-irsaliye üzerinde “T” müşterisinin bilgileri olmak zorunda.

Schematron üzerinde bu konuda kontroller mevcut. Yani düzenlenen irsaliyenin sanal alıcıya mı yoksa e-irsaliye mükellefine mi gönderileceğini anlamak için, “T” alıcısının VKN/TCKN bilgisi ile kontrollerinin yapılması gerekiyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Temmuz ayı itibari ile 2018 yılı veya sonraki yıllarda cirosu 25 milyon TL ve üzeri olan tüm mükelleflerin e-irsaliye uygulamasına geçmesi gerekiyor.

E-İrsaliye Yerine E-Fatura

Zorunluluk tarihi hızla yaklaşırken, kağıt fatura irsaliye yerine kullanabilirken e-faturaların e-irsaliyelerin yerine geçip geçemeyeceği mükelleflerin aklında olan sorulardan biri.

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), uygulamaya kayıtlı mükellefler arasında, malın teslimi anında düzenlenen e-faturaların, e-irsaliye yerine geçebileceğini belirtti. Ancak bir takım şartlar sağlanmalı:

E-arşiv fatura da aynı koşulları sağladığı takdirde e-irsaliyelerin yerine geçebilir. Ancak faturanın imzalanma koşulu bu uygulamada biraz daha gevşetilmiştir. E-arşiv faturanın e-irsaliye yerine geçebilmesi için üzerinde bulunması gereken imza, kalemle imzalanmış bir imza veya taranmış ya da fotoğrafı çekilmiş bir imza olabilir.

Zorunluluk Kapsamı

Her ne kadar elektronik faturalar e-irsaliye yerine geçiyor olsa da, bu durum mükellefleri e-irsaliye zorunluluğundan muaf tutmuyor.

GİB, e-dönüşüm uygulamalarına geçiş zorunluluk tarihlerinde herhangi bir esneklik yapmıyor. Genel tebliğ’de belirtilen tarihlere göre mükellefler geçişlerini gerçekleştirmeliler.

E-irsaliye uygulaması için ise, 1 Temmuz 2020 tarihinde, 2018 yılı veya sonraki yıllarda brüt satış hasılatı 25 milyon TL ve üzeri olan tüm mükellefler geçişlerini tamamlamalılar. 25 milyon TL ve üzeri cironun yanı sıra belirli sektörlerde bulunan mükellefler ve başkanlık analizi sonucu riskli ya da vergiye uyum düzeyi düşük olarak tespit edilmiş mükellefler de zorunluluğa uyum sağlamalılar.

E-irsaliye uygulaması, kapsamı ve uygulama kılavuzu hakkında detaylı bilgiye önceki blog yazımızdan ulaşabilirsiniz.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

E-defter uygulaması, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) yayımladığı regülasyon güncellemesiyle, e-fatura kullanıcılarına, bağımsız denetime tabi olan şirketler ile Başkanlık tarafından vergi uyumluluğu düşük olarak belirlenen şirketler için zorunlu hale geldi.

E-defter uygulaması, kanunen tutulması zorunlu olan yevmiye defteri ve büyük defterin dijital ortamda oluşturulduğu ve berat adı verilen dijital dosyalarla başkanlığa iletildiği sistemdir. e-Defter uygulaması, defterlerin saklanma maliyetini azaltır ve noter onayı gibi işlemlerin yerine geçmesi sebebiyle de zaman tasarrufu sağlar. Bu gönüllü geçişlerin artmasını da destekler.

E-defter uygulamasını kullanabilmek için, şirketler önce GİB tarafından belirlenen bir takım ön hazırlıkları tamamlamalıdır:

E-Defterin Amacı

E-defter, tüm defter verilerinin elektronik olarak oluşturulup imzalanmasını sağlayarak, verilerin ve kaynaklarının doğruluğunu garanti altına alma amacıyla uygulamaya sokulmuştur diyebiliriz. Aynı zamanda bu regülasyonla denetim esnasında kolaylık oluşturacak bu zorunlulukla, saklanan verilerin kaybolma ve zarar görme ihtimalini de düşürmek amaçlanmıştır.

E-defter uygulaması birçok avantaj sunar:

E-defter uygulamasının kullanım amacındaki bu durum ekonomiye yasal dayanak ve firmalara güven oluşturmaktadır.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Kağıt fatura dönemi bitmek üzere. E-arşiv fatura uygulaması sayesinde e-fatura mükellefi olmayan kullanıcılara da elektronik ortamda fatura düzenlemek mümkün. Kağıt fatura ihtiyacını ortadan kaldıran bu düzenleme sayesinde firmalar faturalarını son kullanıcıya e-posta gibi bir elektronik yolla doğrudan gönderebiliyor.

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’nın yayımladığı tebliğe göre e-fatura kullanan tüm mükellefler, aracı hizmet sağlayıcıları ve internet reklamcılığı hizmet aracıları ile internet ortamında ilan yayınlayan mükellefler e-arşiv fatura uygulamasına 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle zorunlu geçiş yaptılar.

Son tüketiciye kesilen faturaların oluşturulması ve arşivlenmesi maliyetli ve zor. Bu faturaların minimum 10 yıl saklanması gerekiyor. Elektronik ortamda saklanan ve istenildiğinde kolaylıkla ulaşılabilen e-arşiv faturalar bu zorlukları azımsanmayacak ölçüde azaltması şu anda zorunluluk kapsamında olmayan şirketleri de gönüllü geçişe teşvik ediyor.

E-Arşiv Fatura ve E-Faturanın Farklılıkları

E-Fatura E-Arşiv Fatura
Fatura gönderme ve alma şeklinde iki yönlü bir uygulamalıdır. Tek yönlü bir uygulamadır. Sadece fatura göndermeyi içerir.
Faturanın gönderim sırasında UBL-TR formatına dönüştürülmesi zorunludur. Serbest format veya UBL-TR formatında düzenlenebilir.
Sistemin merkezinde GİB olduğu için, bir rapor oluşturulup ayrıca GİB’e gönderilmez. GİB’e günlük olarak e-arşiv fatura Raporu gönderimi zorunludur.
Sisteme kayıtlı mükellefler arasında düzenlenir. E-fatura sistemine kayıtlı olmayan mükelleflere düzenlenir. (Son düzenleme ile e-arşiv sistemine kayıtlı olmayan ama gün içerisinde bir mükellefe vergiler dahil 5.000 TL ve üzeri fatura gönderen şirketler de e-arşiv fatura oluşturmalıdır.)

E-Arşiv Fatura Raporu

E-arşiv fatura oluşturulduğunda kağıt ya da elektronik ortamda direkt olarak son kullanıcıya iletilir. Dolayısıyla e-Arşiv fatura ve alıcısı arasında GİB bulunmamaktadır. Bu sebeple GİB, oluşturulan e-arşiv fatura verilerine erişebilmek için, şirketlerin günlük olarak e-arşiv fatura raporu oluşturmasını ve GİB sistemine göndermesini zorunlu kılmıştır. Uygulamaya dahil olan şirketler içinde bulundukları gün oluşturdukları tüm e-arşiv faturaları, GİB’in belirlediği formatta bir sonraki gün sonuna kadar GİB’e raporlarlar.

E-fatura uygulamasında böyle bir rapor gerekmez, düzenlenen faturalar sistemde öncelikle GİB’e gider ve şema kontrolleri sonrasında alıcıya ulaşır.

E-Arşiv Fatura Çıktısı İrsaliye Yerine Kullanılabilir mi?

Gerekli koşullar sağlandığında e-arşiv fatura için oluşturulan çıktılar irsaliye yerine de kullanılabilmektedir. Bu durumda tekrar bir irsaliye düzenlenmesine gerek kalmamaktadır. Koşulları şu şekilde sıralayabiliriz;

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) İşsizlik Sigortası Fonundan sağlanan bir imkandır. Genel olarak ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya diğer zorlayıcı sebeplerle iş yerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması durumunda veya süreklilik koşulu olmaksızın iş yerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde üç ayı aşmamak kaydı ile uygulanır. Bu karar Cumhurbaşkanı kararı ile altı aya kadar uzatılabilir.

Covid-19 sebebi ile aranan şartlarda değişiklikler yapıldı ve şimdi daha kolay uygulanır hale getirildi. Bu şartlar ise şu şekildedir;

Ödemelerin Yapılma Şekli

Ödeme, sigortalı çalışanın son on iki aylık prime esas kazançları üzerinden hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının %60’ı olacaktır.. Bu şekilde hesaplanan KÇÖ miktarı, aylık  asgari ücretin brüt tutarının %150’ sini geçmemektedir. Yani son 12 ay asgari ücretle çalışan bir işçinin alacağı KÇÖ, aylık net 1.752,70 TL olacaktır.

Daha fazla ücret alanlar için yine alınan ücret ne olursa olsun, ödenek miktarı 4.381,00 TL’ yi aşmayacaktır.

Bu ödemeler işçinin kendisine aylık olarak her ayın 5′ inde PTT Bank aracılığı ile yapılmaktadır. Eğer çalışanın IBAN bilgisi verilmişse internet bankacılığıyla yapılabilirken, bilgi sağlanmamışsa da direkt olarak PTT’den ödeme yatırılabiliyor.

Ancak belirtmek gerekir ki KÇÖ için tam ay başvurusunda ilk 7 gün ödemesi dikkate alınmaz. Ay ortasında başlansa bile başlangıç öncesi süreler de yine hesaplamalara dahil olmaz.

Başvurular nasıl yapılacak?

Başvuru için öncelikle İŞKUR sitesinde bulunan “Kısa Çalışma Talep Formu” ile “Kısa Çalışma Yaptırılacak İşçilere İlişkin Bilgileri İçeren Liste” formlarını ilişkin kanıtlarla birlikte tamamlamanız gerekiyor. Sonra, bağlı olduğunuz Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri’ne bu formları e-posta olarak gönderdiğinizde başvurunuz tamamlanıyor.

Bordrolaştırılması ise iki farklı yol izlenerek yapılmaktadır.

  1. Ayın Tamamında İşin Durduğu Durumlarda: İşin tamamen durduğu iş yerleri, çalışanlarını KÇÖ yararlandırmak için, ilk haftanın ücretini çalışana yarım olarak ödedikten sonra, kalan haftaları eksik gün olarak ‘’18-Kısa Çalışma Ödeneği’’ kodunu seçerek göstermelidir. Çalışanın aynı ay içerisinde başka nedenlerden eksik günü varsa “27-Kısa Çalışma Ödeneği ve Diğer Nedenler” kodu seçilerek bildirilmelidir.
  2. Çalışma Süresinin Azaltıldığı Durumlarda: Çalışma süresinin azaltıldığı iş yerleri, hangi çalışanın ne kadar çalıştığının kaydını tutarak, çalışılan süre kadar ücret hesaplayıp ödemesini yapmalıdır. Çalışılmayan süreler ise “18-Kısa Çalışma Ödeneği” veya başka eksik gün nedenleriyle birlikte bildirilecekse “27-Kısa Çalışma Ödeneği ve Diğer Nedenler” kodunu seçip bildirmelidir.

Sovos Çözümleri

Sovos Covid-19’a yönelik KDV ve diğer finansal destek paketleri ile ilgili global ölçekteki tüm gelişmeleri yakından izlemeye devam ediyor.

Nasıl yardımcı olabileceğimize dair bilgi almak için lütfen bize ulaşın.

3 Nisan 2020 tarihinde, Gelir İdaresi Başkanlığı e-defter sitesinde e-Defter Saklama Kılavuzu’nu yayımladı.

Bu kılavuz, e-defterlerin ikinci kopyalarının saklanması konusunda hizmet vermek isteyen özel entegratörlere sağlamaları gereken koşulları ve saklama sisteminin genel işleyişini anlatıyor.

Arka Plan

19 Ekim 2019’da yayımlanan e-Defter Tebliğ’inde, e-Defterler ve Berat dosyalarının ikincil kopyalarının güvenlik ve koruma amacıyla kayıtlı özel entegratörlerin veya GİB’in veritabanında 10 yıl saklanması gerektiğini belirtiyor. Bu sebeple, e-Defter sisteminde yaratılan her dosyanın ikinci kopyasının saklanması gerekiyor. Yeni kılavuz sadece bu ikincil saklama sürecine ilişkin hizmet vermek isteyen özel entegratörlerin uyması gereken şartları öngörüyor.

e-Defterlerle ilişkin; defter tutma, berat dosyası oluşturma ve diğer işlemler gibi hizmetler bu kılavuzun bir parçası değil. e-Defter hizmeti sunmaya yetkili özel entegratörler e-deftere ilişkin olan bu hizmetleri sunabilirler.

Kılavuz Neleri İçeriyor?

Kılavuz, özel entegratörlerin e-defter ve e-defter kapsamında tutulması gereken diğer belgelerin ikincil kopyalarını saklanma hizmetini sunabilmeleri için uymaları gereken kriterleri berlirtiyor;

Özel entegratörlerin, e-defter saklama hizmeti sunabilmeleri için, bu kriterleri karşıladıklarını gösteren dokümanları GİB’e göndermeleri ve GIB’den onay almaları gerekiyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Gelir İdaresi Başkanlığı 26 Mart tarihinde yayımladığı duyuru ile e-Defter ve beratların son yüklenme tarihlerini erteledi. Tüm dünyada etkisini gösteren Covid-19 salgını sebebiyle, çeşitli hükümetlerin şirketleri ve ekonomilerini koruyabilmek adına birtakım önlemler aldığını görüyorduk. Şimdi ise sıra Türkiye’de.

24 Mart’ta yayımlanan 518 sayılı Genel Tebliğ, bu durumdan en çok etkilenen, belirli sektörlerde faaliyet gösteren gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükelleflerinin, 1 Nisan 2020 ve 30 Haziran 2020 tarihleri arasında mücbir sebep durumunda olmalarını öngörmektedir. Bu mükellefler e-Defter ve beratlarını Temmuz 2020’de ibraz edeceklerdir.

Özetleyecek olursak, gelir vergisi mükelleflerinin Aralık 2019 dönemine ait defterlerini, 31 Mart 2020 tarihine kadar tamamlamaları gerekiyordu. Bu duyuru ile beraber süreç Nisan 2020 tarihine ertelenmiş oldu.

Belirlenen yeni ibraz tarihleri şu şekildedir;

Bununla beraber geçtiğimiz hafta farklı mükellef grupları için beyanname ibraz tarihlerinde de ertelemeler gerçekleşti. Detaylı bilgi için GİB’in internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.

GİB bu duyuruyu yaparken, son tarihi 1 Temmuz 2020 olan e-İrsaliye uygulaması zorunlu canlıya geçiş tarihi hakkında herhangi bir değişiklik ya da açıklama yapmadı.

COVID-19 sebebi ile, vergi idareleri tarafından yapılan değişiklikleri izleyen global regülasyon akışına buradan ulaşabilirsiniz.

Daha fazla nasıl yardımcı olabileceğimizi öğrenmek için lütfen iletişime geçin.

Geçtiğimiz yılın son günü sona ermiş olan ilave 6 puanlık Bölgesel teşvik uygulaması Cumhurbaşkanlığı kararıyla bir sene daha devam ediyor.

Sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyesi düşük olan illerimizde üretim ve istihdamı arttırmak adına 22 Şubat 2020 tarihinde, 2137 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile “İlave 6 Puanlık Bölgesel Teşvik Uygulaması” 31 Aralık 2020’ye kadar uzatıldı.

Bunun yanında Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi, Mart 2020 itibariyle tüm firmalara zorunlu hale geldi.

Bölgesel Teşvik Uygulaması Nedir?

Mayıs 2013 tarihinde hazinece karşılanan 5 puanlık indirime ilave olarak, prime esas kazanç alt sınırı üzerinden 6 puana kadar ilave puan eklemeye, sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksini dikkate almak suretiyle ilave puan uygulanacak illeri ve uygulama süresini belirlemeye Bakanlar Kuruluna (Cumhurbaşkanına) yetki verilmiştir.

Bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı Kararı ile toplamda 51 il ve 2 ilçede faaliyet gösteren ve beş puanlık indirimden yararlanmakta olan özel sektör işyerleri için ilave 6 puanlık bölgesel teşvik uygulaması başlatılmıştır.

Uygulama Kapsamındaki İller

Cumhurbaşkanlığı kararınca, farklı yararlanma süreleri ile (I), (II) ve (III) sayılı üç farklı liste oluşturulmuştur. Toplamda 51 il ve 2 ilçe içeren bu listelerin detayları aşağıdaki gibidir;

(I) Sayılı Liste- 4 yıl Faydalanma Süresi ile;

Afyonkarahisar, Amasya, Artvin, Bartın, Çorum, Düzce, Elazığ, Erzincan, Hatay, Karaman, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir, Kütahya, Malatya, Nevşehir, Rize, Sivas, Trabzon, Uşak

(II) Sayılı Liste- 5 yıl Faydalanma Süresi ile;

Adıyaman, Aksaray, Bayburt, Çankırı, Erzurum, Giresun, Gümüşhane, Kahramanmaraş, Kilis, Niğde, Ordu, Osmaniye, Sinop, Tokat, Tunceli, Yozgat

(III) Sayılı Liste- 6 Yıl Faydalanma Süresi ile;

Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Van, Bozcada-Gökçeada

22/02/2020 tarihli 2137 sayılı Karar metnine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Teşviklerden Eksiksiz Yararlanın

Sovos olarak, develete yapılan vergi bildirimi ve raporlamalarındaki tecrübemizi, SGK Teşvik ürünümüzde de geliştirerek siz müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz.

Sovos SGK Teşvik Hesaplama çözümü ile maksimum teşvik oranınızı hatasız hesaplayarak çalışan maliyetlerizden tasarruf edebilirsiniz!

İlave 6 puanlık bölgesel teşvik kapsamına girip girmediğinizi ve bu teşvikten yararlanma şartlarının neler olduğunu öğrenmek için bizimle iletişime geçin.

COVID-19’un işletmeler üzerindeki etkisi küresel olarak hızlı ve şiddetli olmuştur.Bu sebeple, dünya çapındaki hükümetler hem işverenlere hem de çalışanlara güven sağlamak için adımlar atmaktadır.

Türkiye de, mevcut durumun KOBI’ler üzerine etkisini göz önüne alarak, 18 Mart 2020’de destek paketi sunmuştur.

KOBİ’lere sunulan paket şunları içerir:

COVID-19 destek paketi yukarıdaki maddelerle sınırlı değildir. Ekonominin farklı paydaşlarını desteklemek için başka destek mekanizmaları da uygulanmaktadır.

Kısa Çalışma Ödeneği en kolay ve çalışan ile işverene en hızlı katkı sağlayabilecek desteklerden biridir.

Kısa Çalışma Ödeneği Nedir?

Kısa Çalışma Ödeneği, işsizlik sigorta fonu tarafından, sigortalılara çalışamadıkları dönem için verilen gelir desteğidir. Uygulamadan faydalanmak şu durumlarda mümkündür;

İşyerinde haftalık çalışma saatlerinin genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz ya da doğal afet sebepleri(mücbir sebep) nedeniyle en az üçte bir oranında geçici olarak azaltılması
Süreklilik koşulu gerektirmeden minimum dört hafta maksimum üç ay olmak kaydıyla, çalışma süresinin askıya alınması. Bu süre, Cumhurbaşkanlığı Kararı ile altı aya kadar uzatılabilir.
Kimler Yararlanabilir?
COVID-19 sebebi ile çalışma kapasitesi düşen veya tamamen duran şirketler bu imkandan faydalanabilir.

Uygulamanın Faydaları

Çalışanlara ödenecek Kısa Çalışma Ödeneği, 12 aylık SGK matrah ortalamasının %60’ı şeklinde hesaplanmaktadır. Sigortalı tarafından alınan aylık azami Kısa Çalışma Ödenek tutarı, aylık asgari ücretin brüt miktarının % 150’sini aşmamalıdır.

Bu uygulama ile, iş verenler bu süre içerisinde herhangi bir çalışan maliyetine katlanmayacaklardır.

Bu destek paketi ile, İş-Kur’un başvuru süreçlerinde değişikliğe gitmesi beklenmektedir.

Nasıl yardımcı olabileceğimize dair bilgi almak için lütfen bize ulaşın.

Uzun zamandır beklenen, elektronik irsaliye sürecinin işleyişini ve firmaların sıkça sordukları soruların cevaplarını içeren e-İrsaliye Uygulama Kılavuzu, Şubat ayının son gününde GİB Elektronik Belge internet sitesinde yayımlandı.

Kılavuzda; uygulama, uygulamanın kapsamı ve yapısı, farklı senaryolar ve özellik arz eden durumlar ele alınıyor. Böylelikle, e-irsaliye sistemine geçiş yapacak firmaların soruları çözüme kavuşturuluyor.

E-İrsaliye Uygulaması Nedir?

E-irsaliye mal hareketlerinin elektronik ortamda düzenli izlenebilmesi için, hali hazırda kağıt ortamda düzenlenmekte olan “sevk irsaliyesi”sinin elektronik halidir.

Elektronik irsaliye, sevk irsaliyesi ile aynı hukuki niteliklere sahiptir ancak düzenlenmesini, iletilmesini, muhafaza ve ibraz edilmesini dijital ortama taşır.

Hangi Mükellefler Zorunluluk Kapsamına Giriyor?

GİB tarafından yayımlanan tebliğe göre, e-irsaliye uygulamasının zorunluluk kapsamına giren mükellefler şu şekildedir;

Komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticareti ile iştigal eden mükellefler
Başkanlık analizi neticesinde riskli ya da vergiye uyum düzeyi düşük olduğu tespit edilen mükellefler
Komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticareti ile uğraşan mükellefler geçişlerini 1 Ocak 2020 tarihi itibari ile tamamladılar. Zorunluluk kapsamına giren diğer mükellefler ise 1 Temmuz 2020 tarihi ile geçişlerini tamamlamalılar.

Ayrıca başkanlık tarafından riskli veya vergi uyum düzeyi düşük olarak değerlendirilen mükellefler de kendilerine bildirimi yapıldıktan en az üç ay sonra e-irsaliye uygulamasına geçişlerini tamamlamalılar.

E-İrsaliye Uygulama Kılavuzu’nun İçerdiği Diğer Konu Başlıkları

Temel kavramların açıklanmasının yanı sıra bu kılavuzun daha önceden duyurulan senaryoları detaylı bir şekilde açıklaması mükelleflerin kafasını karıştıran bir çok soruyu yanıtlıyor. Buna ek olarak, farklı konulara ilişkin de detaylı açıklamalar yer alıyor.

Bu senaryolarda temel konu başlıkları aşağıdaki gibidir;

Diğer açıklamalara konu olan başlıklar ise aşağıdaki gibidir;

Yapısal olarak tatmin edici cevapların verildiği dökümana GIB e-Belge sitesi üzerinden ulaşabilir ya da geçiş sürecinizi kolaylaştırmak ve hızlandırmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Harekete Geçin

e-İrsaliye Uygulama Kılavuzu’na ve Sovos e-Dönüşüm çözümlerine ilişkin tüm sorularınız için bizimle iletişime geçin.

2019 yılı, Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler için, vergi düzenlemeleri ve elektronik fatura açısından hareketli bir yıl oldu.

Dijital Vergi Uygulamalarındaki Kontroller ve e-Fatura

E-fatura uygulamasının kapsamı, ilk tanıtıldığı 2012 yılından beri, kademeli olarak arttırılarak bugüne kadar geldi ve artık şirketler 2020 yılı ve ilerisi için getirilen yasal düzenlemelere adapte olarak uyum sağlamak zorunda.

Vergi Usul Kanunu hakkında yayımlanan Genel Tebliğ’e göre, artık daha fazla vergi mükellefi, zorunlu e-fatura uygulamasına geçiş yapacak.

19 Ekim 2019’da yayımlanan Genel Tebliğ; e-arşiv, e-irsaliye, e-serbest meslek makbuzu, e-müstahsil makbuzu, e-bilet, e-gider pusulası, e-sigorta komisyon gider belgesi, e-sigorta poliçesi, e-döviz alım satım belgesi gibi diğer elektronik belgeleri de kapsıyor.

e-Fatura Uygulama Kapsamı

1 Temmuz 2020 tarihi itibariyle, 2018 veya 2019 hesap dönemleri brüt satış hasılatı 5 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler, e-fatura uygulamasına zorunlu geçiş yapacaklar.

2020 ve ilerleyen hesap dönemlerinde bu koşulları sağlayan mükellefler de, bir sonraki hesap yılının yedinci ayının başından itibaren e-fatura sistemine geçecekler.

Zorunlu e-Fatura Uygulaması Yalnızca Ciro Eşiğine Bağlı Değil

Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye’de faaliyet gösteren işletmeler için bazı sektörel parametreler de belirledi.

Buna göre; Türkiye Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan lisans alan mükellefler, komisyoncu veya tüccar olarak sebze-meyve ticaretiyle iştigal eden kişiler, internet hizmet sağlayıcıları, hizmetlerin alım-satımı, kiralanması veya dağıtımı işlemlerine aracılık eden vergi mükellefleri de cirolarından bağımsız olarak e-fatura uygulamasına geçiş yapacaklar.

e-Arşiv Fatura Uygulama Kapsamı

E-fatura uygulamasına benzer şekilde e-arşiv fatura uygulaması da 1 Ocak 2020’den itibaren, aracı hizmet sağlayıcıları, internet ortamında ilan yayınlayanlar ile internet reklamcılığı hizmet aracıları için zorunlu hale geldi.

Ayrıca, e-fatura ve e-arşiv fatura uygulamasına dahil olmayan mükelleflerce, vergi mükellefi olmayanlara düzenlenen faturaların; B2B işlemler için 5.000 TL’yi ve B2C işlemler için 30.000 TL’yi aştığı durumlarda, e-arşiv fatura düzenlemek zorunlu hale getirildi.

Harekete geçin

Ülkemiz, vergi raporlamada daha fazla kontrol sahibi olmak ve daha ayrıntılı vergi detayı talep etmek suretiyle KDV açığı ile mücadele etmeye devam ediyor.

Dolayısıyla; Türkiye’de faaliyet gösteren işletmelerin, artan dijital vergi dönüşümü taleplerine yönelik güçlü bir e-fatura stratejisine sahip olmaları gerekiyor.

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Türkiye, 2010 yılından beri vergi toplamak ve toplanan vergilerin raporlanmasını sağlamak için merkezinde Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) bulunduğu dijital çözümlere ve uygulamalara yer veriyor. Buna bağlı olarak, Güvenli Mobil Ödeme Sistemi için de yeni bir düzenleme yapılması bekleniyordu.

GİB tarafından ilk olarak 1 Haziran 2019 tarihinde tebliği yayınlanan Güvenli Mobil Ödeme sistemi; her ölçekten işletmenin vergiye ilişkin tüm belgeleri dijital olarak oluşturmasını, iletmesini ve saklamasını sağlıyor.

Şu ana kadar başvuru, izin ve onay konusunda kısıtlı bilgiye sahip olan vergi mükellefleri ve finans kuruluşları, 30 Aralık 2019 tarihinde GİB tarafından yayımlanan uygulama kılavuzu ile bilgilendirildiler.

Buna göre, yazarkasa ve POS kullanıcısı olan kişi ve işletmeler artık Güvenli Mobil Ödeme Sistemi’ne geçiş yapacaklar.

Sisteme Dair Teknik Gereklilikler Açıklığa Kavuştu

Yayımlanan kılavuzda; vergi mükelleflerinin sorumluluklarına, teknik gerekliliklere ve farklı satış senaryolarına sahip finansal kuruluşların yetkilendirme ve onay süreçlerine dair aşağıdaki ayrıntılara yer verildi:

Mobil Cihazlar ile Kolay Ödeme

Artık vergi mükellefleri ve finans kuruluşları, yeni bir sistem altyapısı oluşturmaksızın Güvenli Mobil Ödeme Sistemi’ne geçiş yapacaklar.

Ayrıca ilgili uygulamanın hibrit yapısı sayesinde, işletmeler finansal işlemlerinde hem yazarkasaları hem de mobil cihazları kullanabilecekler.

Vergi mükellefleri; fazladan ödenen aylık ücretleri, banka anlaşma maliyetlerini, POS cihazı ücretlerini, yazarkasa ve baskı maliyetlerini Güvenli Mobil Ödeme Sistemi ile ortadan kaldıracaklar.

Harekete Geçin

Güvenli Mobil Ödeme Sistemi’nin prosedürlerine ilişkin daha fazla bilgi almak ve yasal düzenlemelere dair haberleri takip etmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

01.01.2020 tarihinde e-Arşiv Fatura Uygulaması’na zorunlu geçiş yapılacak!

Yazımızda, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in yayımladığı tebliğe dair detayları ve sizler için derlediğimiz soruları bulabilirsiniz.

e-Arşiv Fatura Uygulamasına Ne Zaman Geçilecek?

Tebliğ’e göre;

e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olmayan mükelleflerce 1.1.2020 tarihinden itibaren düzenlenecek faturaların vergiler dahil toplam tutarının 30.000 TL’yi (vergi mükelleflerine düzenlenenler açısından vergiler dahil toplam tutarın 5.000 TL’yi ) aşması halinde söz konusu faturaların e-arşiv fatura olarak e-belge düzenlenme portalı üzerinden düzenlenmesi zorunludur.

e-Arşiv Fatura’dan Neden Yararlanmalısınız?

e-Arşiv Fatura’dan Hangi Yöntemlerle Yararlanabilirsiniz?

GİB tarafından yapılan açıklamaya göre, e-Arşiv Fatura’ dan 3 farklı yöntem ile faydalanabilirsiniz.

Neden Sovos Foriba e-Arşiv Fatura Çözümünden Yararlanmalısınız?

Sovos Foriba Bulut Portal güvenli altyapısı ile düzenlediğiniz tüm faturaları güvende tutar.

e-Arşiv Faturalarınızı dijital ortamda 10 yıl boyunca saklayabilirsiniz.

Sovos Foriba GİB’in yayımladığı tüm regülasyonlara uygun olarak çözümlerini güncel tutar bu yüzden mevzuata uyum süreçlerini takip etmek zorunda kalmazsınız.

Ayrıca, Sovos Foriba’nın kendi geliştirdiği ADAPTÖR yazılımı ile, başka bir adaptör yazılımına gerek duymadan, daha güvenli ve sorunsuz ERP entegrasyonu yapabilirsiniz.

e-Arşiv Fatura’nızı internet erişimi olan her cihazdan oluşturup gönderebilir, görüntüleyebilir, kabul ya da reddebilirsiniz.

Sovos Foriba Portal’de mali müşavir girişi ile mali müşavirlerinize yetki tanımlayabilirsiniz.

Faturalarınız düzenlendiği anda Sovos Foriba tarafından alıcısına e-mail aracılığı ile gönderilir.

e-Arşiv raporlarınızı görüp, indirebilir, içerisindeki raporlanan faturaları ve durumlarını pratik bir şekilde kontrol edebilirsiniz.

Sovos Foriba e-Arşiv Fatura Uygulamasına ilişkin sıkça sorulan sorulara buradan ulaşabilirsiniz.

Sovos Foriba e-Arşiv Fatura Çözümünden Faydalanarak Dijital Dönüşümün Bir Parçası Olun! 

Verinin Değeri Hızla Artıyor

Günümüzde veri giderek petrolden kıymetli hale geliyor ve teknoloji tüm sektörlerde piyasa dinamiklerini ve işletme şekillerini değiştirmiş durumda. Büyük veri (Big Data) ‘nin önemi giderek artarken; günümüzün yeni teknoloji devleri, güçlerini veriye dayalı platformlardan alıyor.

Bir yandan Facebook, Google ve diğer veri tabanlı platformlar elde ettikleri veriden gelir elde ederken, diğer yandan vergi otoriteleri (özellikle vergi açığının büyük olduğu ülkelerde) finansal ve mali verileri anlık toplamak üzere adımlar atıyor.

Vergi otoriteleri; işletmelerin vergiye konu olan finansal verilerini elektronik ortamda toplamaya ilk başladığında, işletmeler bu verileri genellikle periyodik olarak aktarıyorlardı ve vergi mükelleflerine yapılan denetimler, toplanan bu veriler üzerinden gerçekleştiriliyordu.

Ancak günümüzde veri toplama işlemi, vergi otoriteleri tarafından gerçek zamanlı olarak yapılıyor ve periyodik veri toplama yerine anlık veri toplama usulü pek çok devlet tarafından benimseniyor.

Türkiye de vergi denetimi uygulamasının verimliliğini arttırmak için işletmelerden gerçek zamanlı finansal veri toplamaya ilk başlayan ve bunu başarıyla gerçekleştiren ülkelerden biri olarak, artık bu süreçlerin kapsamını genişletmekte.

Türkiye’nin Dijital Vergi Yolculuğu

Türkiye’de e-Fatura uygulamasının kapsamı, 2012 yılından beri kademeli olarak genişledi. Buna bağlı olarak da dijital vergi dönüşümüne yönelik yeni gereklilikler ortaya çıkmaya başladı.

19 Ekim 2019 tarihinde yayınlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile artık daha fazla sayıda vergi mükellefi e-Fatura mevzuatına uyum sağlamak zorunda olacak.

Yine Genel Tebliğ kapsamında tanıtılmış olan e-Arşiv, e-İrsaliye ve e-İhracat Faturası uygulamaları da kapsama alınan ve işletmelerce düzenlenmesi ve muhafaza edilmesi zorunlu olan diğer e-belgeler arasında.

Yayımlanan Genel Tebliğ ile birlikte; e-Serbest Meslek Makbuzu, e-Müstahsil Makbuzu, e-Gider Pusulası, e-Bilet, e-Sigorta Komisyon Gider Belgesi, e-Sigorta Poliçesi, e-Döviz Alım Satım Belgesi ve e-Dekont gibi yeni e-belgeler de ilk kez uygulamaya konuldu.

Alt Sınırlar Düşürüldü

E-Fatura uygulaması zorunluluğunun ciro eşiği, 10 milyon TL’den, 5 milyon TL’ye düşürüldü. Bu değişiklik, 2018 veya 2019 yılında en az 5 milyon TL ciro yapmış olan şirketlerin 1 Temmuz 2020 itibariyle e-faturaya geçmek zorunda olduğu anlamına geliyor.

Bu halleri 2020 veya izleyen hesap dönemlerinde sağlayan vergi mükellefleri, ilgili hesap dönemini izleyen yılın yedinci ayinin başından itibaren e-faturaya geçmekle yükümlü olacaklar.

Ancak e-faturaya geçme zorunluluğunun kapsamı yalnızca ciro eşiğine bağlı değil.

Genel Tebliğ’in IV.1.4 maddesi uyarınca (detaylı bilgi için lütfen Genel Tebliğ’in ilgili maddesini referans alınız), Türkiye Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan lisans alan mükellefler, Özel Tüketim Vergisi Kanunu´na ekli (III) sayılı listedeki malları imal, inşa ve/veya ithal edenler, komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticaretiyle iştigal edenler, internet üzerinden mal ve hizmetlerin alım-satımı, kiralanması veya dağıtımı işlemlerine aracılık edenler, cirolarından bağımsız olarak e-Fatura uygulamasına geçmek zorunda olan vergi mükellefleri arasında.

E-fatura tescilli işletmeler, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren e-Arşiv uygulamasına da geçiş yapacaklar.

Türkiye İçinde Mal Sevkiyatı

Bir başka önemli e-belge de, Türkiye içinde mal taşımak için gerekli olan ve malın sevkiyatı gerçekleşmeden önce düzenlenmesi zorunlu olan e-İrsaliye belgesi.

Genel Tebliğin IV.3.5. maddesinde öngörüldüğü üzere, belli işletmelerin ciro eşiğine ve faaliyet gösterdikleri sektöre bağlı olarak, 1 Temmuz 2020 tarihine kadar e-irsaliye uygulamasına kayıt yaptırması zorunlu hale gelecek.

Elektronik Defter Genel Tebliği kapsamında yer alan e-Defter hükümlerine göre ise; e-Fatura düzenlemekle yükümlü olan şirketler, e-Defter uygulamasına da zorunlu geçiş yapacak. Buna ek olarak, bağımsız denetime tabi şirketler de defterlerini elektronik ortamda tutmaya başlayacaklar.

Türkiye’de faaliyet gösteren işletmelerin; dijital vergi dönüşümü çağında varlıklarını sürdürerek başarılı olabilmeleri ve dünya genelinde de vergi kurumlarının artan taleplerini yerine getirebilmeleri için elektronik fatura stratejilerini tekrar değerlendirerek, hızla uygulamaya geçirmeleri gerekiyor.

Harekete Geçin

Vergi Usül Kanunu’na ve Sovos e-Dönüşüm çözümlerine ilişkin tüm sorularınız için bizimle iletişime geçin.

Çalışan sayısında herhangi bir sınırlama olmaksızın, küçük ve büyük ölçekli tüm işletmeler her ay sigortalı çalışanları için yatırdığı sigorta priminde teşvik, destek ve indirimden faydalanarak personel maaliyetlerinden tasarruf edebilirler.

Peki 2019 yılında işletmeniz hangi teşviklerden faydalanabilir? Sizler için derlediğimiz yazımızda sigorta primi teşviklerine ilişkin açıklamalara yer verdik.

Sigorta Primi Teşvikleri

1. Yurtdışına Götürülen/Gönderilen Sigortalılar için 5 Puan

5510 Sayılı Kanunun 81. Maddesinin 1. Fıkrasının (i) bendi – 2013/30 Sayılı Genelge
uyarınca;

Bu teşvik yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere, yurt içinden götürülen/gönderilen sigortalılar için uygulanan bir indirimdir. Teşvik kapsamında; genel sağlık sigortası primleri işveren hissesinin 5 puanlık kısmı, Hazine tarafından karşılanmaktadır.

Şartlar:

2. Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortası İçin 5 Puanlık İndirim:

5510 Sayılı Kanunun 81. Maddesinin 1. Fıkrasının (ı) bendi 2008/93 – 2009/139 – 2011/45 Sayılı Genelgeler uyarınca;

Bu teşvik kapsamında özel sektör işverenleri, sigortalı çalışanlarının prime esas kazancı üzerinden hesaplanan malüllük, yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinin işveren hissesinde, 5 puanlık indirimden yararlanır.

Şartlar:

3. İlave 6 Puanlık İndirim:

5510 Sayılı Kanunun 81. Maddesinin 2. Fıkrası – 2013/30 – 2016/8 Sayılı Genelgeler
uyarınca;
51 il ile Bozcaada ve Gökçeada ilçelerinde faaliyet gösteren özel sektör işverenleri için öncelikle prime esas kazanç üst sınırına kadar olan kazançlar üzerinden hesaplanacak malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinde 5 puanlık indirim, ardından prime esas kazanç alt sınırına kadar olan kazançlar üzerinden hesaplanan malullük,
yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinde 6 puanlık indirim sağlanmaktadır. 5 puanlık indirim SPEK üzerinden, ilave 6 puanlık indirim ise asgari ücret üzerinden hesaplanmaktadır.

Şartlar:

4. Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkındaki Teşvik:

5510 Sayılı Kanunun Ek 2. Maddesi 2011/54 – 2012/30 – 2012/37 sayılı genelgeler
uyarınca; kanun kapsamında koşulların sağlandığı belirlenen illerde, işveren hisseleri ile birlikte sigortalı hisselerinin tamamına kadar olan kısmı Ekonomi Bakanlığı bütçesinden karşılanmaktadır.

Şartlar:

5. 4447 İlave İstihdam Teşviki (Geçici 19. Md.) :

Şartlar:

6. 4447 İlave İstihdam Teşviki (Geçici 20. Md.):

Şartlar:

7. İşsizlik Ödeneği Alanlara Teşvik:

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 50. maddesinin beşinci fıkrası, 2009-149 sayılı Genelge uyarınca; kapsama giren sigortalı için, işsizlik ödeneğine hak kazandığı süre boyunca kısa vadeli sigorta primlerinin %1’i ile, uzun vadeli sigorta primleri ve genel sağlık sigortası priminin tamamı, kalan işsizlik ödeneği süresince İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmaktadır.

Şartlar:

8. Genç, Kadın ve Mesleki Belge Sahibi Olanların İstihdamına Yönelik Teşvik ( Geçici 10. Madde):

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 10. maddesi, 2011-4 5 Sayılı Genelge
uyarınca;
Özel sektör işverenleri için, 01/03/2011 – 31/12/2020 tarihleri arasında işe aldıkları
sigortalıların sigorta primi işveren payının tamamı, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacaktır.

Şartlar:

9. 6111 Mesleki Eğitim Alanlara İlave İstihdam Teşviki:

Şartlar:

10. İşbaşı Eğitim Teşviki:

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun geçici 15. maddesi , 2016/1 Sayılı Genelge
uyarınca;
Türkiye İş Kurumu tarafından 31/12/2017 tarihine kadar başlatılan işbaşı eğitim programlarını tamamlayanları üç ay içinde işe alan özel sektör işverenlerine, iş aldıkları çalışanlarının sigorta primi işveren payının tamamını İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacaktır.

11. İşveren Desteği:

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 17. Maddesi, 2017/24 Sayılı Genelgeler uyarınca;

1/6/2017 ile 31/12/2017 tarihleri arasında işe alınan ve kapsama giren sigortalılar için, prim ödeme gün sayısının 22,22 TL çarpımı sonucu bulunacak tutar İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmaktadır.

Şartlar:

12. Kültür Yatırımları Teşviki:

5225 Sayılı Kanunun 5. maddesi, 2010/109 Sayılı Genelge uyarınca;
Kültür Yatırım Belgesi almış olan işyerlerinde fiilen çalışan sigortalıların sigorta primi işveren hissesinin 3 yıl boyunca %50’si, Kültür Girişim Belgesi almış işyerlerinde fiilen çalışan sigortalıların ise sigorta primi işveren hissesinin 7 yıl boyunca %25’i, Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesine konulan ödenekten karşılanmaktadır.

Şartlar:

13. Engelli Sigortalı İstihdamına Yönelik Teşvik:

4857 Sayılı İş Kanunun 30. maddesi, 2008/77 Sayılı Genelge uyarınca;
Özel sektöre ait işyerlerinde çalıştırılan engelli sigortalıların, sigorta primi işveren hisselerinin tamamının Hazinece karşılanması sağlanmıştır.

Şartlar:

14. AR-GE (Araştırma, Geliştirme ve Girişimleri) Teşviki:

5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında
Kanunun 3. Maddesi, 2008/85 – 2009/21 Sayılı Genelgeler uyarınca;
Ar-Ge/Tasarım ve destek personeli ile 4691 sayılı kanununun geçici 2. maddesi uyarınca ücreti gelir vergisinden muaf olan personelin; sigorta primi işveren hissesinin yarısı, 31/12/2023 tarihine kadar Maliye Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanmaktadır.

Şartlar:

15. Sosyal Hizmet Modellerinden Yararlanan Çocukların İstihdamına Dair Teşvik:

Özel sektörde istihdam edilen 2828/Ek.1 Madde kapsamında olan sigortalı için, prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi, kısa vadeli sigorta kolları primi ve genel sağlık sigortası primi, sigortalı ve işveren hissesi primlerinin tamamı ile; işsizlik sigortası primi, sigortalı ve işveren hissesinin tamamı sigortalının işe giriş tarihinden itibaren 5 yıl süre ile Hazine tarafından karşılanır.

Şartlar: