BAŞARI HİKAYESİ
Sun Chemical
Sovos, Sun Chemical için çok uluslu raporlamayı basitleştirerek şirketin uyumluluk çalışmalarını birleştirmesine olanak tanıdı.
Kolombiya vergi dairesi (DIAN), son yıllarda elektronik fatura sistemini genişletmeye odaklandı. DIAN ülkede zorunlu e-fatura kullanımına ilişkin ilk takvimini 2018 yılında açıkladı ve o tarihten bu yana kademeli olarak daha fazla mükellef uygulama kapsamına alındı.
Bu yazıda Kolombiya’da e-fatura kullanımında yürürlüğe alınan iki uygulamayı ele alacağız:
Bu yeni zorunluluklar vergi mükelleflerini ciddi şekilde etkileyerek, bazı düzenlemeler yapmalarını gerektiriyor. Aynı zamanda Kolombiya’daki e-fatura sisteminin yeni işlemleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi anlamına geliyor.
Satın almalar için yeni belgeler
Kolombiya vergi dairesi, e-fatura kesme zorunluluğu olmayan kişilerden yapılan satın almalar için yeni bir e-belge türü oluşturdu. Bu destekleyici belge ve üzerindeki düzeltici notlar 2021 tarihli ve 167 sayılı Yasa Tasarısı ile yürürlüğe girdi. Düzenleme, e-fatura uygulamasının kapsamını daha fazla işlemi kapsayacak şekilde genişletiyor ve vergi kesintilerine destek oluyor.
Ülkedeki e-fatura rejimine tabi olan mükellefler, bu e-belgeyi oluşturmak zorunda olacak. Uygulama e-fatura veya eşdeğer belge oluşturma zorunluluğu olmayan tedarikçilerden mal ve/veya hizmet satın alırken gelir vergisine ve tamamlayıcı vergi ödemelerine tabi olan ve vergi beyanlarında giderler ve kesintiler için destekleyici belgeye ihtiyaç duyan kişileri kapsıyor. Destekleyici belge oluşturmak isteyen vergi mükelleflerinin DIAN tarafından “elektronik belge yayınlayan kişi” olarak yetkilendirilmesi gerekiyor.
Destekleyici belge ve üzerindeki düzeltici notlar XML formatında oluşturuluyor ve özel destekleyici belge kodunu (CUDS – código único del documento soporte) içermesi gerekiyor. Harf ve rakamlardan oluşan bu kod, belgenin kesin olarak tanınmasını sağlıyor. E-belge oluşturulduktan sonra DIAN tarafından, gerçek zamanlı olarak veya aynı hafta içinde aynı tedarikçi tarafından gerçekleştirilen toplu işlemler için belgenin en geç haftanın son takvim gününde onaya gönderilmesi gerekiyor.
Satın almalarda destekleyici belgelerin oluşturulması, 1 Ağustos 2022’den itibaren uygulama zorunlu hale geldi.
POS bileti kesme limitinin uygulanması
Bu uygulamaya göre satılan mal veya verilen hizmete dair her bir belge için; vergiler hariç beş (5) vergi değeri birimini geçmemesi kaydıyla POS sistemleri üzerinden oluşturulan kasa biletleri, fatura kesme zorunluluğu olan şirketler tarafından kesilebiliyor.
Beş (5) vergi değeri birimini aşan mal satışını ve/veya hizmet sunumunu kapsayan işlemler için ülkedeki e-fatura zorunluluğuna tabi olan vergi mükellefleri, elektronik satış faturası kesmek zorunda. Eşiğin altında kalan mal ve/veya hizmetleri alanlar bir satış faturası kesilmesini isteyebilir ve bu durumda fatura tedarikçi tarafından kesilmelidir.
Bu sınırlama 2021’de 2155 sayılı Yasa ile fiili olarak uygulamaya girdi ancak, Temmuz 2022’de DIAN 1092 sayılı Karar ile aşağıdaki takvime göre kademeli bir uygulama süreci oluşturdu:
Değişikliklere hazır mısınız?
Satın almalar için destekleyici belge oluşturmak halihazırda zorunlu olsa da, vergi mükellefleri POS biletleri yerine e-fatura kullanımı için yeni limitlere uymak üzere hazırlanmaya başlamalı.
Sovos, şirketinizin Kolombiya’daki e-fatura uygulamalarına adapte olmasına ve uyum sağlamasına yardımcı olabilir.
Tüm dünyada müşterilerine e-dönüşüm uyumluluğu sağlayabilen Sovos ile dünyanın her yerinde işletmenizi sorunsuz bir şekilde yönetebilirsiniz.
Fiyatlar her ay büyük bir hızla yükselmeye devam ederken enflasyonun herkesin aklındaki ilk gündem maddesi olması şaşırtıcı değil. İngiltere’deki verilere göre; son 12 ayda Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) 40 yılın en yüksek seviyesine gelerek, %9’a ulaştı. Dünyanın dört bir yanında hükümetler, küresel ekonomileri ayakta tutmak için tüketicilerin üzerindeki yükü azaltmanın yollarını arıyor. Birçok ülke KDV oranlarını geçici olarak düşürmek için acil bütçe görüşmeleri düzenlerken veya önerilerde bulunurken; belli başlı ürün ve hizmetlerde uygulanan KDV oranlarının azaltılması, en yaygın kullanılan yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor.
Beklendiği gibi birçok ülke, ekonomilerini canlandırmak için KDV indirimleri veya buna benzer tedbirler açıkladı:
Estonya, Hollanda, Letonya, Yunanistan ve Türkiye gibi ülkeler de tüketiciler için sürekli artan maliyetlerle mücadele etmek adına KDV indirimleri yönünde adımlar atıyor.
Bu KDV indirimleri, Avrupa Komisyonu Üye Devletler’in gıda da dahil olmak üzere daha fazla ürün kaleminde vergi oranlarını düşürmesine izin veren yeni tedbirleriyle aynı dönemde gündeme geldi. Maliyetler arttıkça birçok üye devlet, KDV indirimleri konusunda bu yeni esneklikten faydalanmaya çalışacak gibi görünse de tüketici harcamalarının artmaya devam etmemesini sağlamak için KDV oranlarında indirime gidebilir.
Güncel dijital vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.
Paraguay’da Vergilendirme Müsteşarlığı’nın (SET) vergi tahsilatını modernleştirmek ve iyileştirmek, vergi dolandırıcılığını en aza indirmek için uyguladığı plana göre 2017’den bu yana elektronik fatura sistemi geliştirilmekte.
Entegre Ulusal Elektronik Fatura Sistemi’nin (İspanyolca Sistema Integrado de Facturación Electrónica Nacional -SIFEN –) yürürlüğe girmesiyle birlikte, ülkede yeni bir e-fatura rejimi devreye girdi. Bu yeni sistemin uygulanması şu anda, 2019’da başlatılan ve isteyen girişimcilerin, tüccarların ve şirketlerin e-fatura kesmesine olanak sağlayan gönüllü uygulama aşamasında. Ancak Temmuz 2022’den itibaren sistemin kullanılması, vergiye tabi belli kişiler için kademeli olarak zorunlu hale gelecek.
Paraguay’da vergi mükellefleri Elektronik Vergi Belgeleri (İspanyolca Documento Tributario Electrónico – DTE) kesmek için SIFEN’i kullanabiliyor. DTE, fatura ve diğer geleneksel belgelerin dijital versiyonu ile vergi ve hukuki işlemlerde geçerli kabul ediliyor. DTE, farklı tiplerde iş operasyonları için e-fatura kesmek ve e-faturaları yönetmek için modern, etkili, güvenli ve şeffaf bir yöntem haline geldi. Elektronik Vergi Belgeleri kesildikten sonra gelir vergisiyle ilişkili KDV kesintileri ve işlemleri desteklemek amacıyla SAT tarafından onaylanıyor. Paraguay’da kullanılan farklı Elektronik Vergi Belgeleri arasında aşağıdakiler yer alıyor:
SIFEN’e bağlı olan vergiye tabi kişilerin kestiği e-faturalar XML formatında oluşturuluyor. Her belgenin özgünlüğü ve bütünlüğü DTE’lerde yer alan dijital imza ve kontrol kodu ile güvence altına alınıyor. Belgelerin onaylanması için vergi idaresine elektronik formatta gönderilmesi gerekiyor.
Her belgenin doğrulanmasından ve onaylanmasından SIFEN sorumlu. DTE’nin tüm gerekliliklere uygun olduğu tespit edilirse, belge artık yasal bir e-fatura haline geliyor. E-faturayı kesen vergiye tabi kişiler bu aşamada ağ hizmetleri sistemi üzerinden doğrulama işleminin sonucu hakkında bilgilendiriliyor.
E-fatura onaylandıktan sonra tedarikçiler Elektronik Vergi Belgeleri’ni alıcılarına e-posta, veri iletisi veya başka yöntemlerle gönderebiliyor.
Paraguay Vergilendirme Müsteşarlığı kısa süre önce Elektronik Vergi Belgeleri kesilmesiyle ilgili idari tedbirleri içeren bir genelge yayınladı. Genelgede aynı zamanda uygulama için aşamalı bir takvim öngörülüyor. Vergiye tabi kişilerin e-faturaları ve diğer Elektronik Vergi Belgeleri takvimde öngörülen tarihlerden itibaren SIFEN’e göre kesmesi gerekiyor.
On aşamadan oluşan uygulama takvimine göre 1 Temmuz 2022’den itibaren pilot programa katılan tüm vergi mükelleflerinin SIFEN’i kullanması gerekiyor. Ocak 2023’ten itibaren uygulama daha fazla vergi mükellefini kapsayacak. Öte yandan, bu aşamada hangi şirketlerin kapsama gireceği henüz belirlenmedi. SET, ülkede ekonomik faaliyet yürüten tüm vergi mükelleflerinin Ekim 2024’e kadar uygulama kapsamına alınmasını hedefliyor.
Paraguay’da faaliyet yürüten şirketlerin, SIFEN gerekliliklerine uygun şekilde e-fatura kesmeye hazırlanması gerekiyor. 1 Temmuz 2022’den itibaren ülkedeki tüm şirketler sistemi gönüllülük esasında kullanabilecek. Zorunlu uygulamaya geçmesi gereken vergi mükelleflerinin listesi SIFEN’in internet sitesinde ve SET’in internet sitesinde (www.set.gov.py) yayınlanacak. SET, ilgili vergi mükelleflerinin “Marandu” adı verilen Paraguay Vergi Posta Kutusu üzerinden bilgilendirecek.
Güncel dijital vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.
Amerika bölgesinin genel müdürü olarak Alvaro, edinilen şirketleri ve teknolojileri stratejik çözümlerimize ve ürün tekliflerimize entegre etmek de dahil olmak üzere birçok Sovos girişimine öncülük etmektedir. Alvaro, müşterinin ilk yaklaşımını benimsemenin müşteri ihtiyaçlarını daha iyi anlamaya ve bölgeler arasında belirli sorunları çözmeye odaklanmaya yardımcı olduğuna inanıyor.
Alvaro, CEO olarak görev yaptığı Acepta, onun satın Sovos katıldı. Görev süresi boyunca şirketi Şili’de elektronik faturalar, e-belgeler ve dijital kimlik ihracında liderlik pozisyonuna yönlendirdi. Şimdi Sovos ile birlikte, bu hizmetleri tüm SSA bölgesine getirme stratejisini belirliyor.
Müşteri sorunlarını çözmeye odaklanan bir kültür yaratmak Alvaro’nun tutkulu olduğu bir şeydir. Rolünü, yetenekli bir grup insanı bir araya getirerek, tam potansiyellerine dokunarak ve başarılı olmak için gerekli aracı sağlayarak görmektedir. Sovos’un içinde yeni bir ekip kurma fırsatı, ona yeni bir problem çözme yolculuğuna başlaması için ilham verdi.
Ofiste olmadığınız zamanlarda Alvaro’yu golf, tenis veya koşu oynarken bulacaksınız. Ayrıca üç çocuğuna tenis öğreterek meşgul.
Daha fazla bilgi içinAlvaro’nun LinkedIn profiline bakın.
Çeşitli küresel şirketlerde yönetim, finansal ve stratejik danışmanlık projeleri öncülük eden 15 yılı aşkın tecrübesi ile Rodolfo Esquivel, Sovos’un bölgedeki ticari faaliyetlerini yönetmekten ve şirketin yeni satın almalarının birleşmelerini ve entegrasyonlarını yönetmekten sorumludur. Sovos Latin Amerika müşterileri ile bağlılık güçlendirmek.
Amerika Üniversitesi’nden ekonomist, Amerika Birleşik Devletleri’nde, Şili’deki Adolfo Ibáñez Üniversitesi’nden finans diploması ve Diego Portales Üniversitesi’nden Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS) uzmanlığı ile danışmanlık alanında yaptığı arka plan iş finansmanı, işlem içerir finansal ve stratejik müşteriler için hizmet ve yardım.
Kariyeri, PWC Consulting’de İşlem Hizmetleri Yöneticisi, Honeywell’de Kıdemli İş Geliştirme Müdürü, Glitnir Capital’da Kurumsal Finans Direktörü, Deloitte Consulting Kurumsal Yönetim Direktörü, EY Kurumsal Finans Ortağı ve Agricultural Land Corporation Direktörü konumlarını içermektedir. mali.
Paulo Castro, 2018’den bu yana Sovos Brezilya Ülke Müdürü görevini aldı. Bilgi teknolojisi pazarında, son derece rekabetçi segmentlerde ve iş dönüşüm projelerinde 26 yılı aşkın deneyime sahiptir.
Kariyerine bilgisayar alanında IBM’de başladı ve Brezilya ve Latin Amerika’da çeşitli yönetsel ve yönetici pozisyonlarında bulundu. 20 yıl sonra SAP Brazil’a katıldı ve burada 5 yıl boyunca Satış Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.
Mirası, belirlenen hedefleri aşmayı ve teknolojik çözümlerin kullanımı ve ekibinin gelişimine ve başarısına olan bağlılığıyla sürekli büyüme sağlamayı amaçlayan yüksek motivasyonlu ekipler ve iş modelleri yaratmaktı. Takımda ve günlük uygulamada net bir strateji kurma ihtiyacına inanıyor. Başlıca kişisel özellikleri disiplin, esneklik ve yaratıcılıktır.
Bir mühendis olup, Almanya’da Wharton School ve Köln Üniversitesi’nde uzmanlık alanlarıyla EAESP — FGV İşletme alanında yüksek lisans derecesine sahiptir.
G20 Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı (“BEPS”) projesinin üyeleri 1 Temmuz 2021’de yayınlanan “Ekonominin Dijitalleşmesinden Doğan Vergi Sorunlarına İki Yapılı Çözüme İlişkin Bildiri” metninde, küresel vergi reformu anlaşmasında sonraki aşamaya geçme konusunda anlaştı.
Bu sayede giderek dijitalleşen dünya ekonomisinde karşılaşılan vergi sorunlarına çözüm üretilecek. 9 Temmuz 2021 itibarıyla, OECD/G20’nin 139 üyesinden 132’si BEPS için Kapsayıcı Çerçeve konusunda anlaştı.
Yapı 1 kapsamında, şirketlerin fiziksel varlıklarından bağımsız olarak farklı ülkelerdeki faaliyetlerinden kazandıkları bakiye kârların bir kısmı üzerinden vergi ödemesi için, pazar konumundaki ülkelere, Tutar A olarak anılan yeni bir vergilendirme hakkı veriliyor. Yapı 1, küresel cirosu 20 milyar Euro’nun üzerinde olan ve kârlılığı %10’dan fazla olan çok uluslu şirketler için uygulanacak.
Yeni uygulanacak bir bağlantı noktası kuralıyla, bu kapsama giren çok uluslu şirketler ilgili ülkede en az 1 milyon Euro gelir elde ederse, Tutar A ilgili ülke pazarına tahsis edilebilecek. GSYİH’si 40 milyar Euro’nun altında olan ülkeler için hasılat sınırı 250.000 Euro olarak belirlenecek.
“Özel amaçlı bağlantı noktası kuralı”, bir ülkenin Tutar A’nın tahsisi için uygun olup olmadığının belirlenmesinde kullanılacak. Ayrıca ülkeler, kapsama giren çok uluslu şirketlerin bakiye kârlarının %20 ila %30’unun pazar ülkelere tahsis edilmesi ve bağlantı noktasında hasılata dayalı bir dağıtım anahtarının kullanılması konusunda anlaştı.
Gelirler, mal veya hizmetlerin tüketildiği nihai pazar ülkelere dağıtılacak ancak ayrıntılı dağıtım kuralları ileride belirlenecek.
Segmentasyonla ilgili ayrıntılar üzerinde çalışmalar devam ediyor. Benzer şekilde, Tutar A üzerinden pazar ülkeye dağıtılacak bakiye kârların üst sınırını belirleyecek pazarlama ve dağıtım kârları için güvenli liman tasarımının detayları da belirlenecek.
Son olarak üyeler, özellikle düşük kapasiteli ülkelerin ihtiyaçlarına odaklanarak Tutar B’yi düzenlemek ve sadeleştirmek konusunda uzlaştı. 2022 sonuna kadar detayların kesinleşmesi bekleniyor.
Yapı 2, 750 milyon Euro’luk eşiğe ulaşan çok uluslu şirketlerin en az %15 oranında vergi ödemesini öngören Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme (“GloBE”) kurallarından oluşuyor. GloBE kuralları, Gelir Kapsama Kuralından ve Düşük Vergilendirilen Ödeme Kuralından oluşuyor. Bunlar arasında, Düşük Vergilendirilen Ödeme Kuralı henüz son halini almadı.
Yapı 2 aynı zamanda Vergiye Tabi Olma kuralını içeriyor. Bu, sözleşmeye dayanan bir kural ve kaynak ülkelerin, asgari bir oranın altında vergiye tabi olan belirli ilgili taraf ödemelerinde sınırlı kaynak vergilendirmesi uygulamasına imkân tanıyor. Vergi oranı %7,5 ile %9 arasında olacak.
Taraflar mevcut aşamada planla ilgili görüşmeleri sürdürüyor ve Ekim 2021’e kadar kabul edilen çerçeve dahilinde planın tasarım bileşenlerine son halinin verilmesi öngörülüyor. Kapsayıcı Çerçeve’nin üyeleri, uygulama planı üzerinde anlaşmaya varacak ve planı açıklayacak.
Mevcut planda Tutar A’nın uygulanması için kullanılacak çok taraflı aracın geliştirilmesi ve 2022’de imzaya açılması planlanıyor. Tutar A’nın da 2023’te yürürlüğe girmesi öngörülüyor. Benzer şekilde, Yapı 2’nin 2022’de yasalaşması ve 2023’te yürürlüğe girmesi planlanıyor.
İki Yapılı Çözümün kilit bileşenleri üzerinde anlaşma sağlanmış olsa da geriye kalan sorunların çözülmesini de içeren ayrıntılı bir uygulama planı ayrıca hazırlanacak.
Yakın gelecekte birçok ülke bu değişiklikleri uygulamaya başlayabilir, bu nedenle dijital ekonomide aktif olan şirketlerin OECD/G20 Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı Projesi etrafında yaşanan gelişmeleri yakından izlemesi ve anlaması büyük önem taşıyor.
Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
KDV’nin Dönüşümü konulu blog dizimizin birinci bölümünde dünyanın dört bir yanında vergi dairelerinin ve hükümetlerin gelir tahsilatını artırmanın ve vergi açıklarını azaltmanın bir yolu olarak neden dijitalleşmeyi ve teknolojiyi benimsediğini incelemiştik. “KDV’de Üç Odak Alan” başlıklı ikinci bölümde ise düzenleme kuruluşları için öne çıkan bazı kaygıları irdelemiştik. Bu dizinin son bölümünde teknolojiye odaklanacağız ve IT liderlerinin neden KDV yönetiminde yerel çözümlerden uzaklaşarak küresel bir yaklaşıma yöneldiğini inceleyeceğiz.
KDV yönetiminde yerel düzeyde uzmanlık olmazsa olmazdır ancak bu uzmanlık farklı ülkelerde ne kadar geçerli olabilir? Bu soru hem vergi kurumlarını hem de IT liderlerini düşündürüyor. IDC’nin desteklediği “Taming the Value-Added Tax Beast with Technology” başlıklı İngilizce raporumuzda bu konuyu ele almıştık. Raporun ücretsiz kopyasını buradan indirebilirsiniz.
Vergi süreçlerinde IT’nin görevi, KDV uzmanlarının teknolojiyi kullanarak vergileri doğru şekilde tahsil etmesini ve ödemesini ve istendiğinde ayrıntılı raporlar oluşturup paylaşabilmesini sağlamaktır. Dolayısıyla, IT liderleri teknoloji seçimi yaparken belli başlı bazı kriterlere göre değerlendirme yapar. En önemli üç kriter şunlardır:
İşinizi baştan sağlama almanız için teknoloji sağlayıcınızın şirketinizin tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceğinden emin olmanız önemlidir. Yeni teknolojileri uygulamadan önce hem bugünkü hem de gelecekteki ihtiyaçlarınızı değerlendirmek hayati önem taşır.
KDV’nin dönüşümü ve bu alandaki karmaşıklığı en iyi nasıl yönetebileceğiniz hakkında daha fazla bilgi için IDC’nin desteğiyle hazırladığımız “Taming the Value-Added Tax Beast with Technology” başlıklı İngilizce raporu indirin ve uzmanlarımızla mutlaka görüşün.
KDV mevzuatına kapsamlı bir bakış için Trend Rehberini İndirin
KDV’nin Dönüşümü konulu yazı dizimizin birinci bölümünde, farklı ülkelerde vergi dairelerinin ve hükümetlerin gelir tahsilatını artırmak ve vergi açıklarını azaltmak için neden dijitalleşme ve teknolojiyi kullanmaya başladığını incelemiştik. Bu konuyla ilgili daha fazla bilgi almak için IDC’nin desteklediği “Taming the Value-Added Tax Beast with Technology” başlıklı İngilizce raporun ücretsiz bir kopyasını indirebilirsiniz.
Dizimizin ikinci yazısında, düzenleme kurumlarının yeni pazarlara, hizmetlere ve iş süreçlerine kendilerini adapte ederken özellikle ilgilendiği üç alana bakacağız. Bu alanlar:
Amazon gibi şirketlerin yükselişi ve birçok tüketicinin çevrimiçi alışverişin rahatlığını seçmesiyle birlikte e-ticaretin yükselişe geçmesi sürpriz değil. Ne var ki bu büyümenin hızı en iyimser tahminlerin bile çok ötesine geçti.
eMarketer’ın yayınladığı verilere göre tüm dünyada perakende e-ticaret satışları yıllık olarak %27,6 oranında arttı ve satışlar 4 trilyon doları geçti. Bu tutarın 2022’de 4 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Bu büyümeyle birlikte, vergi daireleri e-ticaret işlemleriyle ilgili kuralları ve hangi belgelerin zorunlu olacağını yeniden gözden geçiriyor. Bu nedenle artık internet üzerinden satış yapan şirketler, uluslararası güzergahlarda vergilerini yönetme konusunda deneyim sahibi olmadan yeni pazarlara girdiklerinde, karmaşık bir durumla karşı karşıya kalıyor.
Dijital ürün ve hizmet satışı küresel ekonominin işleyiş biçimini yeniden tanımlıyor. Elektronik zincir marketlere girip kullanıma hazır bir yazılım veya müzik CD’si aldığınız günler artık geride kaldı. Bugün bir yazılıma veya medyaya ihtiyacınız olduğunda, tek bir düğmeye basarak bunları istediğiniz cihaza indirebiliyorsunuz. Bu durum, böyle potansiyel gelir akışlarının hesabını tutmak isteyen hükümetler için bir senaryo ortaya çıkardı. Dijital hizmetler pazarı ne kadar büyüyecek? Buna birkaç örnek verelim:
İşletmeler ürünlerini çevrimiçi yollardan satmanın hızından ve rahatlığından faydalanırken ürünleri dünyanın farklı yerlerine ulaştırmada yeni vergi uyumluluk sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor. E-ticaret hacminin ve çeşitliliğinin artışı, işlemlerde vergi uyumunu daha da karmaşıklaştırıyor.
2025 yılına kadar firmadan müşteriye sınır ötesi e-ticaret yapan satıcıların %40’ı, yerelleştirilmiş ödeme yöntemlerinden oluşan küresel ağlar üzerinden çalışan bir “Merchant of Record” modelini kullanacak.
Tüm dünyada sınır ötesi çevrimiçi satışların her yıl %15 ila 20 oranında artması bekleniyor. Bu alanda başı çeken ülkeler Birleşik Krallık, Almanya, İtalya ve İspanya.
Ürünlerin bir yerden bir yere taşınabilmesi sayesinde e-ticaret büyümeye ve perakende sektörüne yön vermeye devam ettikçe, KDV konusu giderek daha da karmaşıklaşacak.
Bu dizinin “KDV’nin Dönüşümü ve Karmaşıklığın Nedenleri – Bölüm I: Küresel Düşünmek” başlıklı birinci yazısını okumayı unutmayın.
KDV mevzuatına kapsamlı bir bakış için Trend Rehberini İndirin
Katma değer vergisinde (KDV) yönetimin ve idarenin sürekli değişmesinin nedenlerini anlamak için, önce hükümetleri bu değişikliklere yönelten unsurları anlamak gerekir. Vergi dairelerinin öncelikli sorumluluğu hükümete yasalar gereğince ödenecek geliri tahsil etmektir. Borç tutarı ile tahsil edilen tutar arasındaki farka vergi açığı denir. Bu tip farklar, önemli programları finanse etmek isteyen ülkelerin gelirlerinde ciddi riskler yaratabilir. Örneğin, Avrupa Birliği Ekonomi Komisyonu’na göre, 2018’de AB’de tahmini vergi açığı 140 milyar sterlindi, yani toplam gelirin %11’iydi.
Dünya genelinde bütün hükümetler yasal hakları olan gelirleri daha iyi takip ve tahsil etmek için dijitalleşmeyi ve diğer yeni teknolojileri benimsemeyi tercih ediyorlar. Eğer risk konusunu kavrayabilirsek, böyle bir tercihin nedenlerini de daha kolay anlayabiliriz. Biz de bunun için Sovos olarak yeni KDV ortamının daha net bir resmini oluşturmayı hedefledik ve bu bağlamda IDC ile birlikte çalışarak yeni bir rapor oluşturduk: Taming the Value-Added Tax Beast with Technology. Ücretsiz kopyanızı buradan indirebilirsiniz.
Vergi yolculuğuna atılan hükümetlerin motivasyonunu anladığımıza göre, teknolojinin bu alandaki bazı avantajlarına daha yakından bakabiliriz. Dünya genelinde bütün vergi daireleri aşağıda belirtilen konularda dijitalleşmeyi kullanarak iyileşme sağlayabilir:
Bu iyileştirmeler sayesinde hükümetler; süreçlerdeki kör noktaları daha hızlı ve kolay bir şekilde tespit edebilir, vergilerin doğru şekilde ödenip ödenmediğini belirlemek için verileri gözden geçirebilir ve gerektiğinde yaptırım tedbirlerini uygulayabilir.
Bu bilgilerden sonra KDV sisteminde, hükümetleri değişikliğe yönelten nedenleri ve bu tip değişikliklerden edinebilecekleri faydaları net bir şekilde anlayabiliriz. Peki tüm bu teknolojik iyileştirmelere rağmen KDV basitleşmek yerine neden daha da karmaşıklaşıyor? Yeni sistemler, yasalar ve yetkiler geliştikçe KDV’nin daha karmaşık hale gelmesinin birkaç nedeni bulunuyor.
KDV’nin çok yaygın olması ve hükümetlerin konuya yaklaşımlarının birbirinden farklı olması bu karmaşıklığın temel nedenidir. Diğer nedenler ise şunlardır:
Tüm ülkeler ve vergi daireleri hem gelirlerini artırmaya hem de vergi açıklarını kapatmaya çalışır. Fakat bu iki sürecin birbirinden farklı olduğu unutulmamalıdır. Her ülkenin kendi öncelikleri vardır. Endüstrileri bulundukları coğrafi bölgeye göre büyük farklılıklar gösterebilir. Dahası, sahip oldukları ekonomik duruşları, gelir akışlarını hızlı ve agresif bir şekilde takip edebilmek konusunda tercihlerine yön verebilir.
Mesele KDV ise, hiçbir zaman varsayımlara göre hareket etmemeli ve kesinlikle risk alınmamalıdır. Sürekli değişen düzenlemelere uyum sağlayabilmek ve denetim veya ceza gibi konularda riskten kaçınmak için en iyi çözüm, bu konuda güncel yerel bilgileri en iyi şekilde aktaracak ve izlenmesi gereken süreçlerde destek verebilecek bir uzmanla birlikte çalışmaktır.
Bu serideki ikinci blogumuz olan KDV’de Üç Odak Alan’ı okumayı ve Taming the Value-Added Tax Beast with Technology başlıklı İngilizce raporumuzun ücretsiz kopyasını indirmeyi unutmayın.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
Latin Amerika kalkınma müdürü olarak Virginia Costa, motivasyonlu ekipler kurmanın anahtarının ortak amacın netliğinden geldiğine inanıyor. Yetenekli ekiplerin tüm potansiyelini açığa çıkarmanın, harika ürünler ve çözümler üretmenin ve şirket misyonumuzu tamamlamanın yoludur.
Virginia, geliştirme ekiplerinin oluşturulmasını ve büyümesini denetleyen çoklu entegrasyon süreçlerine başarıyla öncülük etti. Takımlarına güçlü bir bütünlük temeli üzerine kurulu yüksek standartlar belirlemesi için güç veriyor.
Liderlik felsefesi, açık ve dürüst iletişimi sürekli olarak teşvik etmek, güven ve şeffaflık, karşılıklı saygı ve çeşitlilik ortamı yaratmaktır.
Şirket vizyonumuza doğru çalışmadığı zamanlarda Virginia tenis oynamaktan ve ailesiyle vakit geçirmekten hoşlanıyor.
Virginia, farklı iş ve durumlardaki insanlarla ilişki kurma yeteneğini, çok yönlü eğitim geçmişi ve uzun yıllar boyunca problemlere farklı açılardan bakmasını gerektiren karmaşık projeleri yönetme becerisini kredidir.
Daha fazla bilgi için Virginia’nın LinkedIn profilinebakın.
2020 Çeşitli Mali Önergelerde (RMF2020) gerçekleştirilen ikinci Değişiklik paketi, KDV yükümlülükleri, elektronik imza kullanımı ve elektronik fatura zorunluluğu ile ilgili aşağıdaki değişiklikleri getiriyor:
İstihdam Hizmetleri için KDV Stopaj Vergisi Değişikliği: 2020 Çeşitli Mali Önergelerin 11.4.18 sayılı Maddesinin dili değiştirildi. Böylece, istihdam hizmetleri ödemeleri için geçerli olan stopaj yüzdesinin, KDV kanununun IV. Bölüm 1-A Maddesinde belirtilen oranın yüzde 50’si (%6) olacağı ifade edildi. Azaltılan bu oran, söz konusu hizmetlerle ilgili olan işlemler karşılığında yapılacak olan ödemelere doğrudan yansıtılacak.
Ödenen Fazla KDV’nin İadesi: İşletmeler tarafından ödenen fazla KDV’nin iadesini belirlemek için, ilgili dönemin bir önceki DIOT bildirimine yeni bir madde eklendi. DIOT, üçüncü şahıslarla yapılan işlemlerin iadesiyle ilgili bir vergi beyan uygulamasıdır. Vergi mükellefleri, vergi ödemeleri, stopaj, krediler ve tedarikçileriyle yaptıkları satın alma işlemlerine ilişkin KDV ödemeleri hakkında SAT’yi bilgilendirir.
Mali Posta Kutusunun Zorunlu Kullanımı: Mali posta kutusunun aktif hale getirilmesi ve kullanımıyla ilgili son tarihler genel anlamda değiştirilmedi: Yasal işletmelerin bu elektronik mali posta kutularını (buzon tributario electronico) 30 Eylül 2020’ye, bireylerin ise 30 Ekim 2020’ye kadar kullanmaya başlaması gerekiyor. Ancak, son mali yılda 3 milyon pezo ve üzerinde geliri olan ve maaşlı personel çalıştıran bireylerin, söz konusu mali posta kutusunu 15 Temmuz 2020’ye kadar aktif hale getirmesi gerektiğini ifade eden yeni bir hüküm eklendi.
Hidrokarbonlar ve Petrol Yakıtlarının Satışı için CFDI Eki: Yakıtlarla ilgili elektronik fatura ekinin (CFDI) dahil edilmesi, hidrokarbonların arama ve çıkarma işlemleriyle ilgili yapılacak sözleşme sayısı ya da Enerji Bakanlığının Enerji Düzenleme Kurulu izinlerini zorunlu kılacak yeni bir madde eklendi.
Elektronik İmza: Bireylerin elektronik imza kullanımına ilişkin birkaç hüküm eklendi. Bunların bir kısmı, kişilerin dijital imzalı sertifika (Certificado de Sello Digital ya da CSD) yerine, elektronik imza sertifikası (e.firma) kullanarak elektronik fatura (CFDI) düzenlemelerini sınırlandırmayı ya da onlara bu konuda yardımcı olmayı hedefliyor. Elektronik imza sertifikası oluşturma, yenileme, askıya alma ya da tamamen iptal etmeyi amaçlayan prosedürlerle ilgili kurallar da RMF2020 kapsamında değiştirildi.
Yakıt Satıcılarının Toplu CFDI Kullanım İzninin Uzatılması: Çeşitli Mali Önergelerde gerçekleştirilen bu ikinci değişiklik paketi, yakıt satıcılarına, hacim kontrolüne tabi olmak kaydıyla, yaptıkları yakıt satışına karşılık toplu elektronik fatura (CFDI) kesmek için verilen iznin 31 Aralık 2020 tarihine kadar uzatılmasını öngörüyor. Bu iznin 31 Temmuz 2020 tarihinde sona ermesi bekleniyordu. Böylece, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren bu vergi mükelleflerinin, müşterilerine yaptıkları her yakıt satışı için bir CFDI düzenlemesi gerekecek. Bu hüküm, 2020 Çeşitli Mali Önergelerin yirmi yedinci maddesini değiştiren üçüncü maddede yer alıyor.
Çeşitli Mali Önergelerde yapılan ikinci değişiklik paketiyle ilgili hükümler hakkında ayrıntılar için buraya tıklayın.
Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
Katma değer vergisi (KDV) ABD’de mevcut değil, ancak Amerikalı şirketler Latin Amerika, Avrupa ve Asya’daki KDV yükümlülükleriyle gitgide daha fazla karşı karşıya kalıyor. Vergi daireleri, gelirlerindeki büyük farkı kapatmak amacıyla KDV vergi tahsilini dijital hale getirmek için sıkı politikalar uyguluyor. Uyum sağlayamayan Amerikalı şirketler, mecburi KDV denetimlerinin olduğu ülkelerde işletmelerinin bilfiil kapandığını görebilir.
Ama bu KDV nedir? Emin değilseniz endişelenmeyin.İngilizce yayımladığımız 11. Trends in Continuous Global VAT Compliance (Sürekli Küresel KDV Uyumundaki Trendler) raporundan sağlanan bir alıntı, bir el kitabı niteliğinde.
KDV’nin temel prensipi, bir bireyin mal veya hizmetleri tüketmesiyle sonuçlanan ekonomik zincirin her aşamasındaki katma değerden devletin belli oranda pay almasıdır.
Son müşteri de dahil olmak üzere zincirdeki tüm taraflarca KDV ödenirken yalnızca işletmeler girdi vergilerini düşebilir. Bu nedenle, faturalara ilişkin KDV gereklilikleri genellikle yalnızca işletmeler arasında geçerlidir. Birçok devlet, şirketlerin borçlandığı “dolaylı” vergileri belirlemede faturaları asıl kanıt olarak kullanır. KDV, dünyadaki ticaret uluslarının neredeyse tamamı için büyük bir farkla en önemli dolaylı vergidir. Kabaca söylemek gerekirse KDV’nin, tüm kamu gelirinde yüzde 30 oranında payı vardır. Vergi yöntemi olarak KDV esasen özel şirketleri vergi tahsildarı haline getirir. Vergi mükellefinin, vergi tahakkukundaki rolü kritiktir, bu nedenle bu vergiler bazen “öz değerlendirme vergileri” olarak adlandırılır.
Faturalar, KDV konusundaki ilk denetim kaynağı olduğundan fatura oluşturmanın ve değiştirmenin biçimi, içeriği ve yönteminde sıklıkla düzenleme uygulanır. KDV ilk olarak 1950’lerde uygulanmaya başlandı, sonrasında tüm Avrupa’ya ve diğer ülkelere hızla yayıldı.
OECD’nin, sınır ötesi ticarette etkin bir vergilendirme için yüksek düzey standartlar oluşturma girişimlerine rağmen, KDV için küresel kurallar uygulanmıyor. AB’nin KDV sistemi, bir bölgenin yaklaştığı en yakın uyumdur, ancak AB’nin kuralları bile herkesin bildiği gibi karmaşık ve kapsamlıdır.
KDV, şirketlerin satış, satın alma ve genel işletme faaliyetinin ayrılmaz parçası olarak kamu hukuku yükümlülüklerini yerine getirmesine bağlıdır. KDV işleme ve raporlama konusunda şirketlere bağımlı olmak, vergi idarelerinin denetleme yapmasını veya ticari işlemleri kontrol altına almasını zorunlu hale getiriyor. Bununla birlikte, bu denetlemelere rağmen dolandırıcılık ve yolsuzluk nedeniyle devletler, tahsil etmeleri gerekenden çok daha az miktarda KDV topluyor. Bu farka genelde KDV açığı deniyor.
Avrupa Komisyonu’nun son raporuna göre Avrupa’da KDV açığı her yıl yaklaşık 137 milyar Euro’yu buluyor. Bu miktar, birliğin beklenen KDV gelirinde yüzde 11,2 oranında bir kayba tekabül ediyor. Hatalar ve yolsuzlukla birlikte kayıp, yarım milyar Euro olabileceğinden küresel olarak KDV borcunu tahmin etsek de devletlerin tahsil ettiği vergi miktarını tahmin edemiyoruz. Bu Norveç, Avusturya ve Nijerya gibi ülkelerin gayrisafi yurt içi hasılalarına yakın bir miktar. KDV açığı, dünya çapında tahsil edilmesi gereken KDV’nin yüzde 15’i ile 30’una denk geliyor. Bu sayılar, yalnızca iyi niyetli, kayıtlı ticari faaliyetler göz önüne alındığında ortaya çıkıyor, kayıtsız ticari faaliyetler nedeniyle yaşanan vergi geliri kaybı eklendiğinde bu oran çok daha yüksek olabilir.
KDV ve KDV uygulaması hakkında bilmeniz gereken her şeyi biliyor musunuz? Sektördeki KDV kontrolleri hakkında en kapsamlı kılavuzu indirin ve öğrenin.