Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı (BEPS), dünyadaki hükümetlerin temel önceliği hâline gelmiştir. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), dünya genelinde vergilendirme sorunlarıyla mücadele etmek için yıllardır çalışmalar yürütüyor. Dünyanın büyük çoğunluğu, vergi planlamasıyla ilgili endişelerini dile getirmiştir. Bu endişelerin temeli, geliri sanal olarak azaltmak veya kârlarını çok az olan ya da hiç ekonomik faaliyetin yapılmadığı düşük vergi oranlarına kaydırmak amacıyla farklı vergi sistemleri arasındaki açıklardan istifade eden çok uluslu şirketlerin vergi planlamasıdır. Bu sorunların üstesinden gelmek amacıyla 2013 yılında OECD bir plan yayınladı. Bu plan, başka bir ülkenin ekonomisinde önemli bir dijital mevcudiyete sahip olan, ancak uluslararası kurallar çerçevesinde fiziksel bağlayıcıdan yoksun olan yabancı elektronik hizmet sağlayıcılarına dolaylı vergiler uygulanmasına odaklanan BEPS 1 Numaralı Eylem Planı’dır. Sonuç olarak, ülkeler tüm hizmet sağlayıcılarının adil bir şekilde vergilendirilmesini sağlamak için çaba sarf etti. Yabancı hizmet sağlayıcılarının, belirli işlemlere yönelik KDV/GST (Mal ve Hizmet Vergisi) kayda geçirmeleri ve tahsil etmeleri için yasalar çıkardı.

Ülkeler bugün ne durumda?

Avrupa

Avrupa Birliği, yabancı satıcılar için bir süredir yasalar uyguluyor. 2015 yılından bu yana, yabancı elektronik hizmet sağlayıcılarının dijital ekonominin karşılaştığı vergi sorunlarına çözüm bulmak için KDV tahsil etmeleri ve ödemeleri gerekiyor. Satıcılar, alıcının bulunduğu ülkede geçerli olan KDV oranını tahsil etmek zorundadır.

Birçok ülke, Avrupa Birliği’nin izinden gitti ya da İsviçre’de olduğu gibi yasalarını daha önceden uygulamaya koydu.

Tarih Grafiği (veri grafiği)

Gelecekte bizi neler bekliyor

Avrupa uzun yıllardır yasaları uyguluyor olsa da dünyadaki diğer ülkeler Avrupa seviyesine yaklaşmaya başlıyor. Yabancı hizmet sağlayıcılarına yönelik yeni yasalar koyan bölgeler, elektronik hizmet sağlayıcılarına fırsat eşitliği sunmak adına yasaları hızla yürürlüğe koyan Asya ve Latin Amerika gibi görünüyor.

Ocak – Temmuz 2020

Geçtiğimiz altı ay boyunca Şili, Malezya, Meksika, Moldova, Singapur, Özbekistan ve Zimbabwe gibi ülkelerin hepsi BEPS 1 Numaralı Eylem Planı’nın ülkelerine özgü versiyonlarını yürürlüğe koydular. Şimdi ise, KDV/GST’yi kaydettirmek ve tahsil etmek için yabancı elektronik hizmet sağlayıcılarına ihtiyaç var.

Ağustos 2020 – 2021

KDV/GST’ye kayda alma, tahsil etme ve ödeme gereksinimlerini uygulama trendi küresel çapta yayılmaya devam ediyor. Ayrıca, önümüzdeki yıl parlamentoya sunulacak önerileri olan birçok ülke var. Kosta Rika, Endonezya, Fiji, Kazakistan, Mauritius, Panama, Paraguay, Filipinler, Tayland, Ukrayna ve Vietnam son zamanlarda dijital ekonominin vergilendirilmesini arttırmayı planlıyor. Yıl sonu gelmeden diğer ülkelerin bahsi geçen ülkelerin arasına katılması kesinlikle şaşırtıcı olmaz.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

KDV açıkları genellikle dolaylı vergi toplayan ülkelerde görülür. Bu fark çoğu vergi dairesinin, işlem ve muhasebe verilerinin gerçek zamanlı ya da neredeyse gerçek zamanlı bir şekilde izlendiği Sürekli İşlem Denetimi’ni (CTC) uygulamasına sebep oldu. Fakat, gelişmiş Sürekli İşlem Denetimleri olan ülkeler bile vergi yolsuzluğu ya da var olmayan tedarik gibi durumlarla karşılaşabilir. Bu ise KDV toplama zincirinde boşluklar yaratarak önemli açıklara neden olur. Vergi mükellefleri gelen e-fatura ve e-imzaları onaylamaya alışkın olsalar da, çoğu devlet gelir kaybı ile başa çıkmak için ek onaylama gereklilikleri sunuyor.

Onaylama gereklilikleri

Geçersiz işlemler nedeniyle kayıpları kabul etmek genellikle vergi daireleri için söz konusu değildir. Bu sebeple, borcu KDV kredi zincirlerinin parçası olan diğer vergi mükelleflerine aktarmak için yöntemler uygulanır. Bu yöntemlerin genellikle yasal rejimlerde olan düz oran gerekliliklerini geçersiz kılmamaları için vergi daireleri, çoğunlukla vergi mükelleflerinin KDV ücretlerini zincirde yeniden konumlandırmadan önce ek kontrolleri yapmalarını bekler. Bu gibi onaylama gerekliliklerinin ardında yatan düşünce, ticari ortağın kanunu çiğnediğini bilen ya da bilmesi gereken vergi mükelleflerine vergi sorumlulukları yüklemektir. Bu sorumluluklar çeşitlidir. Ticari ortağın vergi kimlik numarasını kontrol etmek kadar kolay ya da KDV tutarının ticari ortaklardan biri tarafından toplandığını temin etmek kadar da karmaşık olabilir.

Vergi Numarası kontrol gereklilikleri

En basit alternatifler arasında vergi numarası kontrol gereklilikleri vardır. Bu noktada, ticaret ortakları bir işlem ya da ödeme yapmadan önce birbirlerinin vergi numaralarını onaylamalıdır. KDV bir ortağın kaybolması sebebi ile ödenmemiş ve kontroller yapılmamışsa, toplanmamış KDV diğer ticaret ortağının sorumluluğundadır. Bu yöntem topluluk içi tedariklere verilen muafiyetin, periyodik beyanlarda ilgili tarafça sağlanan doğru bilgiye dayandığı Avrupa Birliğinde ilgi çekmiş durumda. Pratikte, tedarikçiler alıcıların KDV numaralarını KDV bilgi alışveriş sistemi olan VIES platformu üzerinden kontrol etmelidirler. Bilgi hatalı ise (ya da ticaret ortağı yoksa), şirket alıcının KDV numarasının tedarik gününde VIES platformunda geçerli olduğunu kanıtlayamadığı sürece, tedarikçi aksi takdirde alıcının sorumluluğunda olacak olan KDV’nin yükümlülüğünü taşır.

Diğer onaylamalar

Bazı ülkeler kimlik kontrolünün de ötesine geçerek, vergilerin toplandığından emin olmak için ticaret yapan taraflarca yürütülecek diğer onaylamaları uygular. Burada çok farklı olmayan nokta ise, ihmalkar tarafın diğer tarafın KDV yükümlülükleri ile ortak sorumluluk aracılığıyla KDV kredi zincirindeki farklılıkları kapatacağı varsayımıdır. Örneğin, Polonya’da topluluk içi tedariklerde uygulanan VIES kontrollerinin yanı sıra, alıcılar Polonyalı vergi daireleri tarafından kaydedilmiş ve listelenmiş banka hesaplarına ödeme yapmalıdırlar. Bir vergi mükellefi, tedarikçinin onaylanmamış banka hesabına ödeme yaparsa tedarikçinin KDV yükümlülüğünden sorumlu tutulabilir. Meksika’da Sürekli İşlem Denetimlerinin (CTC) erken benimsenmesine rağmen, alıcılar tedarikçilerin onaylanmamış listesinde (örneğin, sahte fatura düzenlemiş ya da sahte işlemlerde bulunduğu düşünülen) olup olmadıklarını kontrol etmelidirler. Kara listede yer alan Meksikalı onaylanmamış şirketlerin düzenlediği faturalarda mali değer eksikleri olabileceği için KDV kredi istemini onaylayamazlar böylece alıcı KDV ücretini üstlenir.

Artırılmış verim

İş süreçleri ile birlikte ilerleyen düzgün bir KDV kredi sistemi verim için kilit noktadır. Bu sebeple, vergi daireleri doğrudan kredi-borç sistemini engelleyecek önlemler uygulamaktan kaçınmalıdır. Hindistan, vergi dairelerinin otomatikleştirilmiş vergi numarası kontrollerini gerçekleştireceği Sürekli İşlem Denetimleri (CTC) sistemine geçiyor. Yine de, ülkenin alıcıların sadece tedarikçileri mal ve hizmet vergilerini doğru bir şekilde topladıysa vergi kredisini kullanmaya hakkı olduğu mevcut çerçevesini koruması gibi bir beklenti var. Bu yaklaşım, bir taraftan vergi mükelleflerine denetim getirirken diğer taraftan ödeme olasılığına güvenemeyen ve kolayca bulunamayabilecek veri konusunda uzlaşması gereken vergi mükelleflerine çok fazla idari yükü beraberinde getiriyor.

Vergi numaralarının ve listelerinin onayı hem denetim sonrasını hem de Sürekli İşlem Denetimleri (CTC) sistemi olan ülkeleri etkileyen bir eğilimdir. Ne var ki, son sınıfa dahil olan vergi daireleri otomatik kontrol yapmak için ve işlem durumunda ilgili tarafları bilgilendirmek için sistemlerini geliştirebilirler. İtalya’da da böyle olmuştur. Merkezi e-fatura platformu olan SDI, bir faturada belirlenmiş KDV numaralarını ve bu KDV numaraları daha geniş bir KDV grubuna dahilse de, kontrol ediyor ve geçersiz veri bulunduran belgeleri geri çeviriyor. Brezilya’da da, Hindistan’da olması beklendiği gibi, bu kontroller çoklu Devlet e-fatura platformlarında yürütülüyor.

Uymamanın cezası

Bu kurallara uyulmamasının maliyeti oldukça yüksektir. Özellikle her bir yetersiz vergi numarası ve liste kontrolü tedarik ile ilişkili olan KDV tutarını saklayabileceği için beklenmeyen KDV ücretlendirmelerinden sorumlu olma riski oldukça yüksektir. Neticede, alacaklar ve borçlar hesabı sistemi eğilimi yakalamalı, ya gerekli kontrolleri kendisi yapabilmeli ya da kontrollerin tam anlamıyla yerine getirildiğinden emin olmak için hükümet platformları ya da hizmet sağlayıcıları ile entegre olabilmek için esnek olmalıdır.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

CLASS dokunuşu: Gümrük tarifesi verilerine basitleştirilmiş erişim

CLASS – Sınıflama Bilgi Sisteminin kısaltılmış hali- Avrupa Komisyonunun yeni tek uçlu arama sunucusudur. AB’ye giren ve AB’den çıkan malların gümrük tarifesi sınıflama verilerine erişim sağlar. Vergi bilgilerini ve işlemlerini yönetmek için bütünleştirilmiş bir yaklaşım geliştirmede de son adımdır. Mallar bir AB sınır kapısında beyan edildiğinde, Kombine Tarife (“CN”) ya da bir Üye Devletin yurt içi sınıflaması uyarınca gümrük vergisi transit belgelerine göre sınıflanmalı ve beyan edilmelidirler. CLASS, gümrük vergilerinin doğru oranlarına ve uygulanan tarife dışı engellerin detaylarına kolay erişim sağlar. Ayrıca şunları da sağlar:

CLASS’ı kullanmak, gerekli gümrük vergisi bilgilerini elde etmek için farklı konumlar, formatlar ve dillerde birden çok kaynağa güvenmek zorunda kalmadan işletmelere kayda değer bir zaman kazandırır. Zaman kazanmak ise daha hızlı bir tedarik zinciri karar verme sürecinin yanı sıra daha az idare ve maliyet ve dolayısıyla daha etkin mal nakliye süreci demektir.

Yeni bir Birleşik Krallık global gümrük tarifesi

Tesadüfen, Birleşik Krallık Hükümeti neredeyse CLASS’ın sunulması ile aynı zamanda Birleşik Krallık Küresel Gümrük Tarifesi (“UKGT”) rejiminin ayrıntılı tasarısını duyurdu. UKGT, Birleşik Krallığın Brexit dönüşümü sona erdiğinde (mevcut durumda 31 Aralık 2020 tarihinde sona ermesi bekleniyor) AB Ortak Gümrük Tarifesinin yerine getireceği rejimdir. Euro yerine Birleşik Krallık pound para birimine vergi değeri uygulayan UKGT, denizaşırı şirketler için Birleşik Krallığa mal ithalini daha basit ve ucuz bir hale getirmelidir. Altı binden fazla tarife kategorisi ve oranında düşürme ve basitleştirme gerçekleştirir (örneğin, tam yüzdelerde yuvarlama oranı), ve çok çeşitli mallarda vergilerin tamamen kaldırılması dâhil, AB Ortak Gümrük Tarifesinden daha düşük bir tarife rejimidir. Amaç işletmeler için gümrük yönetimini kolaylaştırmak, tüketici tercihlerini genişletmek ve küresel çapta ticaret yapan Birleşik Krallık işletmeleri için rekabet gücünü artırmaktır. Tartışmalara yol açan adımlardan biri, hükümetin gereksiz olarak gördüğü gıda ürünleri üzerindeki 13.000’den fazla vergi çeşitliliğini kaldıran AB tarife cetvelinin terk edilmesidir. Kalan tarifeler Birleşik Krallığın özellikle rekabet gücünün yüksek olduğu tarım, otomotiv ve balıkçılık gibi özel stratejik sanayilere destek olmak üzere hedeflenmiş ve ayrıca rekabet gücünü ve “yeşil” enerjilerin ve ilgili ürünlerin kullanımını artırmak üzere planlanmış durumdadır.

UKGT tarafından bildirilen basitleştirmeler, Brexit sonrası gümrük idaresi maliyetlerinde beklenen artışı İngiltere’deki işletmeler için dengeleyebilir. Özelikle Birleşik Krallık-AB arasında devam eden ticaret görüşmelerinin sonucu anlaşmasız ayrılık olduğu takdirde, Birleşik Krallık ürünleri AB ülkelerine girişte eşit düşük oranlara tabi olamayabileceğinden ithalat gümrük tarifesi için yapılacak stratejik değişikliklerin Birleşik Krallıktaki işletmelere zarar verip vermeyeceği net değildir. Diğer taraftan, net olan bir konu ise tüm bu değişikliklerin işletmeleri, gelecek seneden itibaren tedarik zincirlerini gözden geçirmek ve satış fiyatları ve kar oranlarını incelemek için Birleşik Krallıktan ithalat ya da Birleşik Krallığa ihracat yapmak üzere harekete geçirmesidir. İthalat KDV oranı vergi içeren fiyatlar üzerinden hesaplandığı için ayrıca ithalat KDV muhasebesi ve nakit akışında sonuçları olabilir.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Artan vergi kontrolü ve maliyet azaltımına çözüm üreten e-fatura kavramı, dünyanın yeni alanlarına yayılıyor. Hem devletler hem de işletmeler e-faturanın faydalarının farkında olduğu için, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da e-fatura rejimlerini benimseyen ülke sayısı artıyor. Bu bölgelerdeki bazı ülkeler e-faturayı çoktan benimsemiş olsalar da diğer ülkeler Sürekli İşlem Denetimi (CTC) sistemlerini benimseme aşamasındalar. Bu bölgelerdeki ülkeler farklı yaklaşımlar izleseler de asıl amaç aynı: Vergi kontrolünün dijital dönüşümü.

Orta Doğu

Orta Doğu’da birçok değişiklik oluyor. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Umman ve Katar zaten e-faturayı yürürlüğe koydular. Ocak 2018’de, KDV’nin uygulanmaya başlamasının ardından Suudi Arabistan, ESAL adlı ulusal bir elektronik faturalama platformunun kullanılmasını da teşvik etmeye başladı. Umman ve Katar henüz KDV uygulamıyor, ancak uygulamaya başladıklarında e-fatura bu ülkeler için daha önemli bir hâle gelecek. CTC rejimlerini kullanmaya hazırlanan bölgedeki diğer ülkeler ise onlar için örnek teşkil edecek.

Ürdün’de vergi dairesi, farklı ülkelerdeki CTC rejimlerini analiz etmek için araştırmalar yapıyor. Bu da, çok yakında yeni bir CTC e-fatura sistemini piyasaya tanıtma niyetinde olduklarına dair güçlü bir işaret.

Son zamanlarda, İsrail de yeni CTC rejimi planları olduğunu açıkladı. Muhasebe yazılımı sağlayıcılarına, önümüzdeki süreçte CTC rejimine hazırlıklı olmaları için tavsiyelerde bulundu. İsrail’in bir CTC rejimini benimsemesinden sonra, bölgedeki gelişmeler domino etkisi gibi ardı ardına gelecektir.

Kuzey Afrika

Tunus, e-faturada konusunda bir öncüdür. 2016 yılından bu yana, faturaların elektronik ortamda düzenlenmesi Mali Hukuk çerçevesinde yürürlüğe konmuştur ve daha büyük vergi mükellefleri için e-fatura zorunlu hâle getirilmiştir. Tunus e-fatura rejimine göre, e-faturalar devletin atadığı bir otorite tarafından kaydedilmek zorundadır. Bu nedenle de CTC çerçevesine dâhil edilir.

CTC sistemine doğru hızla ilerleyen bir diğer ülke de Mısır. Mısır Hükümeti, bir süredir CTC rejimlerine yönelik olan en iyi uygulamaları değerlendiriyor. Son olarak, Nisan 2020’de ülkede kayıtlı tüm işletmeler için e-faturayı zorunlu kılan bir kararname yayınlandı. Ancak, e-fatura sisteminin detayları henüz açıklanmadı. Mısır Vergi İdaresi; uyulması gereken teknik kontroller ve koşullar ile e-fatura sisteminin uygulanma aşamalarını açıklayacak.

Fas da farklı e-fatura sistemlerini takip ediyor. Mısır’ın e-fatura girişimlerinden sonra, Fas Hükümeti ülkeye kayıtlı vergi mükellefleri için e-faturayı zorunlu kılma yönünde benzer bir adım atmaya hazırlanıyor.

Tüm biçim ve versiyonları ile e-faturanın, önümüzdeki yıllarda CTC rejimlerinin uygulanmasının beklendiği Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da giderek daha popüler hâle gelen bir eğilim olduğu açıktır. Alınan tedbirlerde benzerlikler olsa da vergilendirme, vergi kontrol zorlukları ve yasal kültür söz konusu olduğunda her ülkenin kendine özgü özellikleri vardır. Bunun sonucu olarak, her rejimde çeşitlilikle karşılaşılabilir.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

MyDATA çerçevesinde uzun süreli sıkı bir çalışmanın ardından, planı tüm Yunanistan’da uygulamaya koymadan önce az bir belgelendirme işi kalmışken IAPR dikkatini e-faturaya yöneltti. Geçen hafta IAPR ve Maliye Bakanlığı, yasalaştığında myDATA sistemini Yunanistan’da yürürlüğe koyacak olan uzun zamandır beklenen tasarıyı imzaladı. IAPR’ın duyurusuna göre tasarı; uygulama kapsamını, istisnaları, verilecek verileri, zamanlamayı, iletim yöntemlerini ve işletmelerin özel yükümlülüklerini belirliyor. Buna paralel olarak tasarı, yeni çerçevenin kurallarına göre sürekli işlem denetimi e-faturalarını, yani akredite edilmiş hizmet sağlayıcıları aracılığıyla düzenlenen e-faturaları vurguluyor. Tasarının önümüzdeki günlerde Resmi Gazete’de yayımlanması bekleniyor.

E-fatura çerçevesi

Gelecek olan tasarı yalnızca myDATA raporlama çerçevesini değil, aynı zamanda belirli bir ölçüde Sürekli İşlem Denetimli e-fatura sistemini de düzenlemeyi hedefliyor. Sürekli İşlem Denetimli e-fatura’nın Temmuz 2020 itibariyle gönüllülük esasına dayalı olarak başlaması ve yeni e-fatura yöntemini kullanan işletmelere teşvik verilmesi bekleniyor.

E-fatura hizmet sağlayıcılarını bu yıl yayımlanan akreditasyon planına uygun şekilde sertifikalandırmak üzere bir komisyon görevlendirildi. Hizmet sağlayıcılar, e-fatura çözümlerinin IAPR’ın e-fatura düzenleme, bütünlük, orijinallik ve myDATA çerçevesine bildirim uyumluluğunu belgeleyen “uygunluk izni” için başvuru yapmaya davet edildi.

Akreditasyon yasası ve uygulama belgelendirmelerinde açıklanan sertifikasyon gereksinimleri (IAPR’ın Yunanca e-fatura internet sitesinde bulunabilir), bir dizi finansal, teknik ve güvenlik kriterinin yanı sıra, myDATA platformuyla entegrasyon yeterliliklerini de gerektiriyor.

Hizmet sağlayıcıların akredite olmak için değerlendirilecekleri kriterler hakkındaki belirsizlik ise sürüyor. Kriterler, hizmet sağlayıcıların vergi idaresi adına sürekli işlem denetimini ne ölçüde gerçekleştirmesi beklendiğine bağlı olarak, yerel kuruluşların yanı sıra, Yunan olmayan çözüm sağlayıcıların akredite Yunan sağlayıcılarla birbirine bağlı çalışmasını gerektirebilecek diğer özellikleri içerebilir.

myDATA çerçevesi

Son yapılan duyuru, aşağıdaki önemli bildirim tarihlerinde gerekli verilerin aşamalı olarak bildirilmesi gerektiğini ifade ediyor:

Değişen vurgu

MyDATA çerçevesi gelecek tasarıyla şekillenirken, aynı tasarıda yer alan sürekli işlem denetimli e-fatura regülasyonu ise IAPR’ın KDV reformu stratejisindeki ilginç politika değişikliğine işaret ediyor.

IAPR’ın e-faturaya doğru kayması, işletme otomasyonunun yaratması beklenen avantajların yanı sıra, hem KDV toplama fırsatlarını tanımlama hem de myDATA’ya yapılacak özgün işlemsel güncellemeleri açısından daha doğrudan etkilere de sahip olacak. IAPR henüz bu amaçla benimseyeceği formatı veya planı son haline getirmiş olmasa da, e-faturanın akredite edilen hizmet sağlayıcılar tarafından gerçekleştirilmesine dönük değişiklik, şu anda myDATA çerçevesinde ERP bazlı raporlamadan daha öncelikli görünüyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Çeşitliliği ile ünlü olan Hindistan, e-fatura çerçevesine de aynı çeşitliliği yansıtıyor. E-fatura tanıtıldığından beri gerekli süreçlerde ve teknik (“JSON”) fatura şemasında çeşitli değişiklikler yapıldı. Bu sayede de mükellefler açısından yeni olanaklar doğdu. Mevcut Sürekli İşlem Denetimi (Continuous Transaction Control-CTC) sistemlerinin çoğu, dijital vergi denetimlerine düzenli olarak yeni unsurlar getirerek, kapsamlarını genellikle yeni alanlara genişlettiğinden, bu tür değişiklikler şaşırtıcı değil. Şili, Meksika ve Türkiye’de olduğu gibi en oturmuş CTC sistemlerinde bile, bu tür değişiklikler sık görülüyor ve kaçınılmaz olarak vergi mükelleflerini sürekli tetikte bekletiyor. CTC kavramı hâlâ nispeten yeni sayılır. Yaklaşık 10-15 yıl önce gündeme ilk geldiğinden bu yana, vergi daireleri bu sistemlerin getirebilecekleri faydalar konusunda akıllıca davrandılar. Sonuç olarak, yeni CTC rejimlerinin tanıtıldığını ve mevcut olanların, vergi denetimlerini daha da optimize etmek amacıyla, sürekli olarak değiştirildiğini görüyoruz.

Hindistan’ın e-fatura sistemi kapsamındaki yükümlülükler henüz yürürlüğe girmedi, ancak yayımlandıklarından tarihten beri bu yükümlülükler birçok kez değişti. Zorunluluk için verilen sürenin bitiminden önce yapılan bu değişiklikler, bu sürenin bir kez daha uzatılacağı anlamına gelmiyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, düzenlemelerin yürürlüğe girmesinden önce ve sonra, tüm CTC rejimlerinde değişmeyen tek şey değişikliktir.

Önemli değişiklikler

Yasal açıdan sadece bir tane düzenleyici değişiklik yapıldı. Bu değişikliğin iki ana bileşeni mevcut. İlk bölüm zorunlu CTC rejimini Ekim 2020’ye erteledi. 21 Mart’ta, 13/2020 No’lu Tebliğ, zorunluluğun hayata geçirilme tarihini ertelemenin yanı sıra, belirli işletme kategorilerini de kapsam dışında bıraktı. Dolayısıyla, değişikliğin ikinci bölümü kapsam dışı olan işletme kategorileri hakkında oldu. Bu kategoriye dahil olanlar: sigortacılar, bankacılık şirketleri ve bankacılık dışı finans şirketleri de dahil olmak üzere finans kurumları; malların karayolu ile taşıma hizmeti veren nakliye acenteleri; yolcu taşımacılığı hizmeti veren firmalar; çok salonlu sinemalarda sinema filmleri gösterme izni bulunan kayıtlı kişiler.

Teknik açıdan bakıldığında, son birkaç ayda iki sefer teknik fatura şeması değişikliği yapıldı; mevcut JSON şema sürümü 1.02’dir. İkinci şema değişikliği esaslı olmasa da, ilk sürüm değişikliği kesinlikle öyleydi: JSON, isteğe bağlı olarak e-irsaliye ile ilgili alanları içerecek şekilde genişletildi. Bu, e-fatura ve e-irsaliye platformları arasındaki arka uç bağlantısı sayesinde, aynı anda hem e-fatura hem de e-irsaliye düzenlemenin mümkün olduğu anlamına geliyor. Sonuç olarak, ilgili tüm fatura ve e-irsaliye bilgileri e-fatura portalından hem e-irsaliye portalına, hem de gerçek zamanlı olarak GST portalına aktarılabilecek. Bu arka uç bağlantısı tam anlamıyla şaşırtıcı değildi. Çünkü GSTN’nin, satıcı için GST iade beyannamelerinin ANX-1 bölümünü ve alıcı için ANX-2 bölümünü IRP’den alınan e-fatura verilerini kullanarak otomatik olarak dolduracağı zaten duyurulmuştu. Ancak yetkililer, e-irsaliyenin önceden doldurulmasının daha uzun vadeli bir hedef olduğunu belirtmişti. Son şema değişikliklerinden sonra açıkça görülüyor ki e-fatura platformu; e-irsaliye ve GST iade platformlarına sağlanan ana veri kaynağı olarak Hindistan hükümetindeki veri toplamanın merkezinde yer alacak. Kullanıcıların artık e-irsaliye sistemine ayrı erişim veya GST dosyalama konularında endişelenmesi pek olası değil, çünkü vergi ile ilgili bu yükümlülükler e-fatura sistemi üzerinden otomatik olarak yerine getirilecek.

Başka bir erteleme

Birçok şirket, Ekim ayındaki geçiş tarihinin daha fazla ertelenme ihtimali olup olmadığını merak ederken, e-fatura zorunluluğu kapsamında yer alan çoğu şirket uygulama süreçlerini başlattı. Başka bir erteleme daha olabilir, ancak emin olmanın bir yolu yok. Uygulamayı ertelemek artık işletmeler için çok riskli bir karar olacaktır. Mevcut hükümetin ısrarcı reform vaadi ve ilgili makamların canlı bir Sürekli İşlem Denetimi sisteminden göreceği faydalar göz önüne alındığında, uyumsuzluk büyük riskler getirebilir. Geçiş tarihi yaklaştıkça, riskler daha da artacaktır. 14 Haziran’da gerçekleşecek bir sonraki GST Konseyi toplantısı, kapsam dahilindeki işletmelerin hoş karşılayacağı bir netlik sağlayacaktır.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada SAP müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir. Sovos şirketleri, Hindistan ve tüm dünyadaki e-fatura zorunluluklarıyla nasıl uyumlu tutuyor öğrenin.

COVID-19’ın sebep olduğu duraksamanın ardından, AB ve Birleşik Krallığın Brexit geçiş süreci sonrası ilişkileri üzerine görüşmeler yeniden başlatıldı. Bu noktada Brexit’in KDV’deki yansımalarına ve özellikle Kuzey İrlanda üstündeki etkilerine bakmakta fayda var.

Birleşik Krallığın AB’den ayrılması öncesi, iki taraf da “İrlanda ve Kuzey İrlanda’yı Kapsayıcı Revize Edilen Protokol” için anlaşmıştı. Bu protokol Brexit geçiş süreci sonrası Kuzey İrlanda için KDV hükümleri gibi özel düzenlemeleri içeriyordu.

Şimdilik Birleşik Krallık ve Kuzey İrlanda, AB KDV alanı içerisinde kabul ediliyor ve dolayısıyla hala AB KDV kurallarına bağlılar. Geçişin sonunda Kuzey İrlanda hariç tutularak Birleşik Krallık, bu alandan çıkış yapacak ve artık AB KDV kurallarına tabi olması gerekmeyecek. Bundan sonra AB ve Birleşik Krallık arası ticareti yapılacak tüm ürün ve hizmetlerde, tıpkı AB ve dünyanın geri kalanı arasındaki ticaret ürünlerine uygulanan kurallar geçerli olacak. Ayrıca, bundan sonra Birleşik Krallığın AB KDV sınırlamalarına uyması gerekmeyecek ve hangi ürünlere KDV getirip hangilerini muaf tutacağına kendi başına karar verebilecek.

Kuzey İrlanda KDV Sistemi

Kuzey İrlanda, kendi ve İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti açık tutmak için özel bir KDV sistemine gidiyor:

Kuzey İrlanda AB KDV kurallarına bağlı kalırken, Kuzey İrlanda ve AB arasında tedarik sağlayan işletmelerin tam bir hesap özeti sunmaları gerekiyor. Ek olarak, AB ve Kuzey İrlanda arası ticari işlemlerde Instrastat raporları doldurulmaya devam edilecek.

Kuzey İrlanda’nın özgün KDV sistemi işletmeler için yeni zorluklar ve uyum sorunlarını beraberinde getiriyor. Brexit geçiş süreci bitişinde işletmelerin dikkate alması gereken bazı altın noktalar:

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Geçtiğimiz yılda İtalya, Macaristan ve İspanya gibi ülkelerin öncü girişimlerini takiben, pek çok Avrupa ülkesinin dijital vergi denetim reformlarında bir artış gözlemlendi. Bu yılın başında Arnavutluk, malileştirme olarak adlandırılan Sürekli İşlem Denetimi (CTC) sisteminin başlayacağını duyurarak Fransa ve Polonya’nın arasına katıldı. Bu tasarı, faturaların düzenlenmeden önce vergi dairesi tarafından onaylanmasını zorunlu kılıyor.

Özetle Malileştirme

Vergi mükelleflerinin, e-faturalarını eş zamanlı olarak merkezi faturalandırma platformuna aktarabilmesi için lisanslı yazılımlar kullanması gerekiyor. Ayrıca mükellefler faturaları ister elektronik ortamda ister kağıt üzerinde takas edebilirler.

Malileştirme sistemlerinin kullanılacağı iki çeşit lisanslı yazılım bulunuyor.

  1. Nakdi işlemler için (örneğin POS ile), çıktı alabilen onaylanmış mali cihazlar kullanılarak faturalama yapılması gerekiyor.
  2. Nakdi olmayan işlemler için, dijital imza gibi belirli fonksiyonları gerçekleştirebilen onaylanmış yazılımsal çözümler ile faturalar hazırlanmalı.

E-Fatura Süreci

Üretici, Arnavutluk Bilgi Toplumu Ulusal Ajansı (NAIS) tarafından hazırlanmış sertifikaya dayanan bir imzayı ve belirtilmiş zorunlu içerik gereksinimlerini bulunduran bir fatura hazırlar. Vergi dairesi, faturayı onayladıktan sonra, özgün bir tanımlama numarası (NIVF) yaratarak üreticiye faturayı iade eder. Üretici, NIVF’yi ekleyerek müşterisini faturalandırır.

Ancak Arnavut sistemi, Hindistan’da bu sene başlatılan vergi denetim usulünün aksine, faturaların taraflar arasında elektronik ortamda mı yoksa kağıt üstünde mi takas edildiğini denetlemiyor.

Malileştirme süreci taşıma belgeleri gibi destekleyici belgeleri de içerebiliyor. Bu durumda faturanın kare kodunun, ürünle birlikte basılıp yollanması gerekiyor.

Faturalardan hükümetin merkezi platformuna gelen veriler, her ay otomatik olarak vergi mükellefinin KDV defterine yansıtılıyor. Bu işlemlerin tümünü merkezi platform sürdürüyor. Ayrıca aylık KDV iadesini de merkezi platform gerçekleştirmektedir.

Malileştirme düzenlemeleri, Arnavut ödeme hizmetleri sağlayıcılarına bazı raporlama zorunlulukları getiriyor. Sağlayıcıların günlük olarak, nakdi olmayan işlemlere ait e-fatura ödemelerini kaydetmeleri ve raporlamaları gerekmekte.

Uygulama İçin Son Tarihler

Küçük istisnalar dışında Sürekli İşlem Denetimi (CTC) sistemi KDV ve gelir vergisine tabi tutulan tüm Arnavutlar üzerinde geçerli olacak. Sistem 1 Eylül 2020’den itibaren aşamalı olarak aşağıdaki gibi hayata geçirilecektir:

Eylül 2020’den itibaren: KDV ve kurumlar gelir vergisine (CIT) tabi, yıllık cirosu 8 milyon Arnavutluk Lekini aşan vergi mükelleflerinin tüm nakdi işlemleri yapılacaktır.

Ocak 2021’den itibaren:

Temmuz 2021’den itibaren: işletmeden işletmeye nakdi olmayan işlemler.

Etkileyici Gelişmeler

Malileştirme yasası, AB KDV Yönergesi ve kamu ihalelerinde e-faturalandırma üzerine Yönerge 2014/55 ile uyumlu ilerliyor. Sonuç olarak malileştirme yasaları, Arnavut yasalarını AB’nin e-faturalandırma sistemine yaklaştırıyor. Henüz malileştirme yasasının uygulanabilmesi için ek mevzuatlar gerekse de Arnavutluk, onaylanmış vergi denetimleri uygulayarak KDV dolandırıcılığına karşı savaşında ciddiyetini kanıtlamış durumda.

Arnavutluk, sadece 2020’nin çalkantı ve ekonomik zorlukları karşısında güçlü bir CTC sistemini hayata geçirmeye çabalamakla kalmadı. Belki çok daha önemlisi, kayda değer bir ilerleme gerçekleştirildi. Kullanılacak yazılımsal çözümlere dair gereklilikleri düzenleyen birinci Bakanlık Talimatı Nisanda yayımlandı. Neticede tüm bunlar, küçük bir ülke için dolandırıcılığa karşı savaşta etkileyici bir gelişme.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

SGK, işverenlerin önceki dönem teşviklerinden faydalanmalarını sağladı. Şimdi işverenler, daha önce yanlış veya eksik hesaplanan 2011- 2018 yıllarına ait teşviklerinin doğru hesaplamasını sağlayarak SGK’dan eksik tutarı geri alabiliyor.

İşverenler geçmiş dönemlere ilişkin Ek/İptal/Asıl nitelikli bildirgeleri SGK sitesi üzerinden yapabiliyorlar. Yeniden hesaplamalarda SGK, işverenlerin teşvik miktarını yükseltmek için sadece çalışan için seçilmiş kanun numarasında değişiklik yapılmasına izin veriyor. SGK gün sayısında veya kazançta değişiklik yapılamıyor.

İşverenler geçmiş dönem teşviklerinden yararlanabilmek için son başvuru tarihi 31 Mayıs 2020’yi kaçırmamalı.

Kanundaki Değişiklik

18 Mart 2015 tarihinde, 2015/10 sayılı Genelge (genelge), işverenlerin geçmiş dönem teşviklerinden geriye dönük olarak yararlanmasını engellemişti. İşverenler teşviklerinden yararlanabilmek için kurum kararına karşı dava oluşturarak, reddedilen teşvik düzenleme belgelerini işleme aldırtmak zorunda kalıyordu.

27 Mart 2018’de SGK, işverenlerin iki farklı tarihe dayanan geriye dönük teşviklerden faydalanmalarını sağlayan yeni bir genelge ve regülasyon – 7013 sayılı Kanun – yayımladı.

Böylece, işverenler Nisan 2018‘den sonraki dönem ve Mart 2018‘den önceki dönem için geriye dönük teşvik değişiklikleri talep edebilir oldular. İşverenler başvuru son tarihini kaçırmamalıdır.

Kanun’a göre;

İşverenlerin, son başvuru tarihinden sonra geçmiş dönem teşviklerini talep edebilmeleri beklenmemektedir.

Geçmiş dönem teşviklerinin talep edilmesi

Ortalama olarak, şirketlerin% 60’ı istihdam teşviklerini yanlış hesaplamaktadır. Bunun nedeni genellikle insan hatası ve çalışanlar için seçilen kanun numarasını tam olarak anlamadaki ve uygulamadaki güçlüklerden kaynaklanmaktadır.

SGK’nın yeni düzenlemesi, çalışanların optimize edilmemiş kanun seçiminden kaynaklanan eksik teşvik tutarlarını geri kazanmalarına izin vermektedir. İşverenler o döneme ait teşviklerini optimize edilmiş kanun seçeneğiyle hesapladıktan sonra başvurularını SGK web sitesinden yapmalılardır.

Eksik yararlanılmış geçmiş dönem teşviklerinden doğan alacaklar, cari dönemde prim borçları üzerinden düşülecektir. İşverenlerin önceki SGK teşviklerini doğru bir şekilde hesaplamaları ve çalışan için seçilebilecek kanunları optimize etmeleri önemlidir.

Harekete Geçin

Sovos, regülasyonları takip ederek müşterilerinin .ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sunma konusunda on yılın üzerinde deneyime sahiptir.

Hindistan’da elektronik fatura zorunluluğu için son tarih hızla geldi. Çok uluslu şirketler dikkatli davranmazlarsa regülasyona uyum sorunları SAP müşterileri için can sıkıcı sonuçlar doğurabilir.

1 Ekim’de, Hindistan, kendine has zorunlu e-fatura sistemini ülkedeki küçük işletmeler haricindeki tüm şirketler için zorunlu hale getirdi. Fakat Hindistan vergi idaresi henüz zorunluluğun her noktasına tamamıyla açıklık getirmiş değil. Bu zorunluluk QR kod kullanılarak bazı kağıt fatura işlemlerine izin verse de her faturada onay için Fatura Kayıt Portalı (IRP) üzerinden devletten dijital imza alınmasını gerektiriyor. Büyük ölçekli işletmeler bakımından bu zorunluluğa riayet etmek için e-fatura en uygun seçenek. Ayrıca, bu zorunluluğun uygulanması e-faturaya tam geçiş için ilk adım olarak görünüyor.

E-Fatura İçin Verilen Süre Ekim Ayında Biterken Hindistan E-Fatura Sisteminin Sorunları Dikkat Çekmeye Başlıyor

Şirketler, mal ve hizmet vergisi (GST) zorunluluğunun yürürlüğe gireceğini uzun zamandır biliyordu, ancak yürürlük tarihi geldikten sonra SAP müşterilerinin zorunluluğa uygunluk için çalışırken karşılaşacakları potansiyel sorunları ele alma aciliyeti ortaya çıktı:

Yerelleştirme. SAP’nin temel finansal uygulamaları yerelleştirilmiş değil, bu nedenle veri arşivleme ve ulaşılabilirlik sorunları oluşabilir. Fatura verilerini saklama ve bu verilere erişme işleminin düzgün bir şekilde yapılması, yeni e-fatura zorunluluğu ve denetlemelere yanıt verme konusunda büyük önem taşıyor. Yerelleştirmenin olmaması, çok uluslu SAP müşterilerini pahalı ve vakit alan denetim raporları sağlama riskiyle karşı karşıya bırakabilir.

Güncellemeler. Birçok şirket SAP için en güncel iyileştirme paketlerini uygulamıyor. Yeni zorunluluğa uymak için müşterilerin OSS sürümlerini yüklemeleri gerekiyor. Maalesef OSS sürümlerini yüklemek, küresel SAP şablonları üzerinde yıkıcı etkilere neden olabiliyor ve finansal işlemlerde bozulma veya aksaklık yaşanmasına yol açabiliyor. Ayrıca OSS sürümlerinin yüklenmesini yönetmek hem zor olur hem de kaynakları tüketiyor, yeni OSS sürümünün yüklenmesi de 6 ayı bulabiliyor. Bu nedenle, süreç Hindistan’da e-fatura uyumluluğu, son yürürlüğe girme tarihinden çok sonraya uzayabilir ve beklenmediği kadar pahalıya mal olabilir.

Entegrasyon. Birçok uluslararası şirket, ülkeden ülkeye farklı fatura senaryolarına sahip ve bu işlemlerin, küresel ve şirket genelindeki işlemlerle nasıl entegre edileceğini kavrayamıyor. Fatura işleme konusunda entegrasyonun olmaması Hindistan’da ve diğer bölgelerde uyum ile ilgili sorunlara neden olabilir ve bu uyumsuzluk; para cezası, sevkiyat ve ödemelerde eksiklik, tedarikçilerle ve müşterilerle gergin ilişkiler gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.

Değişiklik. Hindistan vergi dairesi hâlâ zorunlu e-fatura zorunluluğunun ayrıntılarını paylaşıyor ve muhtemelen gelecek aylarda ve yıllarda da paylaşmaya devam edecek. Dünya genelinde e-fatura zorunlulukları hızla ve aniden değişme eğiliminde ve bu yüzden SAP müşterileri, regülasyon düzenindeki değişikliklere adapte olmak ve kritik finansal süreçlere bunları dahil etmek için uğraş veriyor. Hindistan’da da farklı şeyler yaşanmıyor ama böyle büyük ve önemli bir ülkede regülasyona uyumlu olmamak bir seçenek olamaz. SAP müşterilerinin, kendileri için değişiklikleri takip edip uygulayacak bir iş ortağına ihtiyaçları var.

GSP’ler Hindistan’ın E-Fatura Sorunlarını Çözemiyor

GST Suvidha Sağlayıcıları veya GSP’ler, devlet elektronik belgeleri inceleyip kabul ederken şirketlere fatura işlemlerinde yardımcı olacak web platformları sunuyor. GSP’ler yardımcı ve hatta gerekli olsa da Hindistan’ın yeni e-fatura zorunluluğu sürecinde SAP müşterilerinin karşılaşmaları muhtemel olan sorunlara çözüm bulmuyor.

GSP’ler temel olarak bilgi işlemeyi sağlar, uyumu sağlamaz. Nitelikleri gereği, SAP finansal uygulamaları için yerelleştirme ve güncelleme hizmeti vermezler. Hindistan’ın iç kapsamında durum böyle, ancak bunlar e-fatura sistemlerinin çok uluslu entegrasyonunu da sağlamaz, e-fatura zorunluluklarında yapılan değişikleri yeterli derece takip etmez ve bu değişiklikleri temel sistemlere dahil etmez.

Süre hızla biterken Hindistan’daki e-fatura sürecine uymaya çalışan çok uluslu SAP müşterileri, şirketlerin 1 Ekim’e ve ötesine hazırlanırken karşılaştıkları sorunları anlayabilen ve çözebilen iş ortaklarına ihtiyaç duyuyor. Hindistan zorunlu e-fatura hakkında ciddiyetini artırırken ve zorunluluğun içeriği hızla değişirken hazırlıksız olmak veya uyum sağlamamak asla bir seçenek olamaz.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada SAP müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir. Sovos şirketleri, Hindistan ve tüm dünyadaki e-fatura zorunluluklarıyla nasıl uyumlu tutuyor öğrenin.

Giderek kapsamı genişletilen e-fatura zorunluluğunun uygulamada başarılı bir şekilde yürütülmesinin ardından Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), malların dolaşımını daha teknolojik bir şekilde takip etme amacıyla yeni bir zorunluluk getirdi. Diğer birçok ülkede vergi otoritelerinin de yaptığı gibi GİB de vergi mükelleflerinin irsaliye düzenlemelerini zorunlu kılarak mal dolaşımının takibini yapmaya başlamıştı. GİB, sağlam e-fatura altyapısının avantajlarını gördükten sonra devlet platformunu etkin kullanarak başka faydalar da sağlayabileceğini fark etti. E-irsaliye zorunluluğu, fatura verilerinin ötesinde, gerçek zamanlı veri toplama kapsamını genişletmek için çok önemli bir fırsat sağlıyor.

GİB’den açıklama

E-irsaliye, irsaliye ile aynı hukuki statüye sahip ve belirli vergi mükellef grupları için zorunlu olacak. E-irsaliye zorunluluğunun 1 Temmuz 2020’de yürürlüğe gireceği belirlense de tüm ayrıntılar henüz açıklanmamıştı. Zorunluluk kapsamına açıklık getirmek için GİB yakın zamanda “e-İrsaliye Uygulama Kılavuzu“nu (Kılavuz) yayımladı ve uygulamanın işleyişiyle ilgili konulara yanıt getirdi.

Kılavuza göre e-irsaliye uygulamasına kayıtlı mükelleflerin, alıcı uygulamaya kayıtlı olmasa da irsaliyelerini elektronik olarak düzenlemesi gerekiyor. Bununla birlikte, alıcı da uygulamaya kayıtlıysa sistem üzerinden e-irsaliye için yanıt verebilme imkanı mevcut.

E-irsaliyenin, mal sevkiyatı gerçekleşmeden düzenlenmesi gerekiyor. Bu durumda da, düzenlemenin elektronik sistemde nasıl olacağı sorusu birçok mükellefin haklı olarak aklına geliyor. Kılavuza göre, mal sevkiyatının, düzenlenen e-irsaliyelerin GİB portalına başarılı gönderiminden sonra başlaması gerektiği artık netleşti. Ayrıca, tedarikçiler alıcı yanıtını beklemeksizin GİB’den olumlu yanıt aldıktan sonra mal sevkiyatına başlayabilirler.

İzlenebilirlik

Diğer önemli nokta ise barkod/QR kodunun e-irsaliyeye eklenmesi. E-irsaliyelerin izlenebilmesi için, QR kod eklenmesi zorunlu kılınıyor. Ancak GİB, QR kodun içeriğini henüz belirlemiş değil. Bu nedenle, bu zorunluluk yalnızca GİB, QR kod için gerekli içerik bilgilerini yayımladığında geçerli olacak.

Geri sayım başladı

E-irsaliye zorunluluğunun yürürlüğe girmesi için son tarih olan Temmuz ayı yaklaşırken birçok şirket, hazırlanmak için belirsiz kalan konulara açıklık getirmeye çalışıyor. Neyse ki GİB’in sağladığı belgeler şimdiye kadar mükelleflerin belirttiği konuların çoğunu aydınlığa kavuşturdu. Yanıtsız kalan en önemli soru önceden de birçok kez sorulmuştu: Bu zorunluluğun yürürlük tarihi ertelenir mi? Şu an için erteleme ile ilgili bir açıklama yapılmadı ve işletmelerin Temmuz ayına kadar hazırlıklarını tamamlamayı hedefleyerek devam etmesi gerekiyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Kısa bir zaman önce, Polonya hükümetinin yeni beyanname içeren JPK_VAT yapısının yürürlüğe girme tarihini 1 Temmuz 2020’ye kadar ertelediğini bildirdik. Bu karar, koronavirüs salgını sırasında işletmeleri desteklemek için ülkenin başlattığı Tarcza antykryzysowa (“Kriz Kalkanı”) girişimi doğrultusunda alındı. Maliye Bakanlığı, yakın zamanda son şema ve açıklayıcı kılavuzu yayımlayarak mükelleflere, ek hazırlık süresi verdi.
Ertelemenin açıklanması ile, ana özelliklerin ve regülasyon uyumluluklarının tekrar üzerinden geçmenin tam zamanı olduğunu düşündük.

Kapsam

Yeni JPK_VAT, mevcut tek denetim dosyası JPK_VAT ile VAT-7M (aylık) ve VAT-7K (üç aylık) KDV iadelerini tek belgede birleştiren periyodik bir dosyalama yöntemidir ve yeni JPK_VAT’in de ibraz tarihleri diğer belgelerle aynıdır yani dönem sonunu izleyen ayın 25’idir. Üç ayda bir kayıt yapan mükelleflerin de aylık bir kayıt teslim etmesi de gerekecektir. JPK_VAT diğer periyodik KDV kayıtlarını kapsamayacak (ör. VIES beyannameleri, bu beyannamelerin hâlâ VAT-UE formu kullanılarak ayrı bir şekilde teslim edilmeleri gerekiyor). Yani işletmelerin, uyum süreçlerinin değişiklikliği yansıtacak şekilde düzenlendiğinden emin olmaları gerekiyor.

Ek veriler

Yeni JPK_VAT, mevcut durumda ayrı beyannamelerde toplanan verilere ilave veri toplanmasını gerektiriyor. Örneğin, satış kayıtlarının belirli mal ve hizmet türlerini, işlem türlerini ve satış kanıtını belirten indikatör kodlarını kapsaması gerekiyor. Satın alım kayıtlarının, mal ithalatı ve bölünmüş ödeme gibi belirli prosedürlere tabi olan işlemlerin etiketlerinin yanı sıra, satın alım kanıtını belirten etiketleri de içermesi gerekiyor. Örneğin, KDV dahil değeri 15.000 PLN’nin üzerindeki bölünmüş ödemeleri (Polonya KDV Yasası’nın 15. Maddesi’nde kategorize edilenler) belgeleyen faturalara işaret etmek için “MPP” uygulanmalıdır; bu fatura JPK_VAT içindeki MPP alanında kaydedilmiştir. Böyle bir işaret ve kayıt, vergi dairesi için denetimleri daha verimli hale getirir, ancak işletmeler, hataları en aza indirmek için fatura içerik gerekliliklerini incelemeli ve alacak, fatura ve rapor personellerini düzene sokmalıdır.

Cezalar

İlk olarak teslim edilen JPK_VAT dosyasında bulunan her hata için mali ceza uygulanması istendi. Maliye Bakanlığı, yakın zamanlarda bunun yerine cezaların takdir temelinde müracaata tabi olarak uygulanacağını doğruladı. Yani bu durum, mükellef veya mükellefin dolaysız tedarikçileri ya da müşterileri tarafından KDV ödemelerinde maddi riske yol açmadığı sürece küçük tutarsızlıklar için ceza alınmayacağı anlamına gelebilir.

Düzeltmeler

Güncel kılavuzda, önce ve şimdi değiştirilen JPK_VAT ve VAT-7 biçimlerinde teslim edilen beyannamelerde yapılan düzeltmelerin de aynı şekilde rapor edilmesi gerektiği belirtiliyor. Yeni JPK_VAT yapısında, yalnızca düzeltilmesi gereken kısmın tamamlanması gerekli oluyor. Düzeltme belgesinde, yalnızca düzeltme gereken verilerin değil, düzenlenen dönemin tüm işlem verilerinin de bulunması gerekiyor.

Yeni JPK_VAT hangi KDV beyanname dönemlerinden itibaren geçerlidir?

Güncel kılavuzda, yeni raporun “1 Temmuz 2020’den sonraki dönemler için etkin vergi mükellefi olarak kaydolan herkesçe” sağlanması gerektiği belirtiliyor. Devamında “1 Temmuz 2020’den sonraki dönemler için VAT-7M ve VAT-7K beyannameleri kayıtlarının yeni JPK_VAT formu dışında teslim edilmesi mümkün olmayacaktır.” yazıyor. Bu iki ifade, Temmuz 2020 için ilk zorunlu yeni JPK_VAT tesliminin JPK_VAT7M olacağını ve son tarihin 25 Ağustos 2020’den sonra olmayacağını gösteriyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

AB KDV gelişiminde önemli projeler

AB’nin Ekonomik ve Mali İşler Konseyi (“ECOFIN”) aralık ayında bir rapor düzenledi. Bu raporun ardından ECOFIN, Finlandiya’nın Avrupa Birliği Konseyi Başkanlığını devraldığı Haziran 2019 tarihinden beri izlediği AB vergi politikalarını ve gelişimlerini değerlendirdi. Önceki makalemizde AB’nin Kesin KDV Sistemi durum değerlendirmelerini özetlemiştik. Şimdi ise, onların diğer önemli AB KDV proje süreçleriyle ilgili yorumlarını inceleyeceğiz.

KDV oranlarıyla ilgili çalışma

Avrupa Komisyonu, bir süredir, düşen KDV oranlarını düzeltme konusundaki düzenlemeleri gözden geçirmek istiyor. Bu konular arasında, AB Üye Devletlerine oran belirlemede daha fazla esneklik sağlama ve bir ülkenin standart KDV oranından sapmayan bir liste mal ve hizmet sağlama meseleleri de yer alıyor. Tabii, gözden geçirilen tüm düzenlemelerin Kesin KDV Sistemi gereklilikleriyle uyumlu olması gerekiyor. Ayrıca, işletmelerin ticarete ve erişim kolaylığına yardımcı olmak ve düşen AB KDV oranlarının tamamını kaydetmek için, çevrim içi bir veri tabanı oluşturulması öneriliyor. Ancak, bu önlemin nasıl gerçekleştirileceği hakkında istişare henüz başlamış değil. Böyle bir veri tabanını tasarlama konusunda, AB’nin KDV Bilgi Değişim Sistemi (VIES) ve Pazara Erişim veri tabanlarını göz önüne alarak başlamak mantıklı bir yaklaşım olur.

E-ticaret işlemlerinde KDV

1 Ocak 2021‘de yürürlüğe girecek olan “KDV e-ticaret Direktifini” hızlandırma konusunda ayrıntılı bilgileri ve prosedürleri sağlamak için ECOFIN, AB Üye Devletleri arasında malların B2C “uzaktan satışıyla” ve AB merkezli satıcılarla AB merkezli olmayan satıcıların dijital pazar yerleri ve diğer elektronik platformlar üzerinden B2C satışlarıyla ilgili mevzuatta düzenleme yapmak için iki teklifi hayata geçirdi. Ardından, Konsey aralık ayında Avrupa Sayıştay’ının e-ticaret işlemlerinde KDV ve gümrük vergisi tahsiliyle ilgili zorluklara ilişkin raporun sonuçlarını onayladı. Konsey, bu alandaki yöntemsel gelişmelere rağmen sistemi güçlendirmek, aynı zamanda da sistemin karmaşıklığını ve uyum maliyetlerini azaltmak için daha fazla çalışma yapılması gerektiği konusunda birçok AB Üye Devletinin uzlaştığını belirtti.
Küçük işletmeler için KDV kuralları ve prosedürleri

Raporda, aşağıdaki nedenlerle Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeleri (KOBİ’ler) etkileyen KDV kurallarının, iyileştirilmesi gerektiği kabul ediliyor:

  • Üye Devletler, KOBİ’lere ciro eşikleri vasıtasıyla KDV kaydından (değişken derecelerde) kaçınma olanağı sağlasa da bu durum, büyük miktarda idare giderlerine yol açıyor,
  • Kayıtlı KDV ve kayıtlı KDV dışı vergiler arasındaki çekişmede önemli derecede bozulma oluşuyor,
  • KOBİ’lere, karşılık olarak KDV açığını olumlu yönde etkileyecek olan gönüllü uyum için daha fazla fırsat verilmesi gerekiyor.

Bu sayede, kritik öneme sahip bu alanda sürekli bir değişim bekleyebiliriz.

Devlet tarafından ödeme hizmeti sağlayıcılarından tahsil edilen KDV ile ilgili işlem bilgileri

Aralık 2018’de, Komisyon, vergi idareleri ve EUROFISC yetkililerinin KDV yolsuzluğunu tespit etmesini ve engellemesini kolaylaştırma amacıyla ödeme hizmeti sağlayıcılarına bazı kurallar uygulayan bir mevzuat teklif etti. Buradaki amaç, merkezi bir bilgi depolama sisteminin kurulumunu kolaylaştırmak ve AB Üye Devletlerinin, KDV ve diğer işlem bilgilerini elektronik ödeme kayıtlarından toplayabileceği uyumlu bir mekanizma geliştirmek. Bu gelişmelerden biri yaşanırsa tahminimiz, KDV’nin ve diğer işlem vergilerinin doğru tahsili için bir devrim yapılmış olur, çünkü KDV’nin nasıl (ve kimden) tahsil edildiği konusunda bir değişim bile ilan edilebilir.

Devrim değil, evrim

Genel olarak, ECOFIN’in rapor sonuçları, birliğin tamamında vergi raporlamayı ve toplamayı uyumlu hale getirmek için çeşitli girişimler yapılmasına rağmen, AB’nin, tüm işletmelerin ve endüstri sektörlerinin ihtiyaçları için “herkese uygun tek çözüm” olmadığını ve hedeflenen önlemlerin uygulamasıyla hızla kazanım sağlanacağını kabul etmeye devam ettiği konusunda güven veriyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Finlandiya, faturaların %90’ını halihazırda elektronik olarak alıyor. B2B işlemlerinde e-fatura kullanımını genişletmeyi hedefleyen ülke, B2B alıcılarına istedikleri takdirde tedarikçilerinden elektronik fatura talep edebilme hakkı tanıdı Plan 10.000 Euro’dan yüksek cirosu olan tüm Fin şirketleri için 1 Nisan 2020’de yürürlüğe girdi.

Akıllıca Bir Hareket

Fin hükümeti, e-fatura işlemlerini B2B kullanıcılarına isteğe bağlı şekilde kullanıma açtı. Bunun sayesinde de KDV Direktifinin getirdiği AB komisyonundan erteleme alma gereksinimini atlatmış oldu. B2B işlemleri için e-fatura zorunlu hale getirelecek olsaydı buna ihtiyaç duyulacaktı. Avrupa Birliği’nin format serbestliği, alıcının e-fatura almayı kabul etmesini gerektirirken Finlandiya bu konuyu farklı bir açıdan ele aldı. Fin devleti bunu tersine çevirerek, yani e-fatura talep etme hakkını tedarikçilerden alıcılara vererek B2B e-fatura işlemlerini artırmayı amaçlıyor.

Format Serbestliği

Fin yasaları, Finlandiya’da ticaret yapan şirketlerin format serbestliğinden yararlanmasına ve kabul edilen herhangi bir yöntemle bütünlüğün ve doğruluğun korunmasına hâlâ izin veriyor. Örneğin, elektronik imzanın uygulanması buna dahil olabilirdi. Buna karşılık, alıcının e-fatura talep hakkı Avrupa normunu (EN 16931) izleyerek düzenlenen faturalarla sınırlı. Şu anda Avrupa standartlarına karşılık gelen iki Finlandiya formatı var: TEAPPSXML 3.0 ve Finvoice 3.0.

Finlandiya e-fatura regülasyonundaki değişiklik, kamu ihale e-faturalarındaki AB Direktifinin iç hukuka aktarılması sırasında uygulamaya konuldu. Finlandiya bu durumdan yararlandı ve B2B işlemlerinde Avrupa normunun kullanımını genişletti. Bu norm, B2G tedariklerinde AB standardı kullanımının zorunlu olmasıyla birlikte giderek güç kazanıyor.

E-Fatura Kapsamının Genişletilmesi

Fin hükümetinin zekice alınmış bu inisiyatifi, bir yandan Avrupa standardını yaygınlaştırırken diğer yandan e-fatura kullanımını ve kabulünü artırma potansiyeli taşıyor. Bu karar, “Ödeme için temin etme” çözüm stratejileri için ve yüksek hacimde yapılandırılmamış faturalarla faaliyet gösteren şirketlerin daha verimli hareket etmesi için fırsatlar yaratıyor. Dünya genelinde görüldüğü gibi, devletler KDV açıklarını kapatmanın, şirketler de verimli faaliyet göstermenin yollarını ararken e-fatura devletlere ve şirketlere fırsatlar sunuyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Katma değer vergisi (KDV) ABD’de mevcut değil, ancak Amerikalı şirketler Latin Amerika, Avrupa ve Asya’daki KDV yükümlülükleriyle gitgide daha fazla karşı karşıya kalıyor. Vergi daireleri, gelirlerindeki büyük farkı kapatmak amacıyla KDV vergi tahsilini dijital hale getirmek için sıkı politikalar uyguluyor. Uyum sağlayamayan Amerikalı şirketler, mecburi KDV denetimlerinin olduğu ülkelerde işletmelerinin bilfiil kapandığını görebilir.

Ama bu KDV nedir? Emin değilseniz endişelenmeyin.İngilizce yayımladığımız 11. Trends in Continuous Global VAT Compliance (Sürekli Küresel KDV Uyumundaki Trendler) raporundan sağlanan bir alıntı, bir el kitabı niteliğinde.

KDV Nedir?

KDV’nin temel prensipi, bir bireyin mal veya hizmetleri tüketmesiyle sonuçlanan ekonomik zincirin her aşamasındaki katma değerden devletin belli oranda pay almasıdır.

Son müşteri de dahil olmak üzere zincirdeki tüm taraflarca KDV ödenirken yalnızca işletmeler girdi vergilerini düşebilir. Bu nedenle, faturalara ilişkin KDV gereklilikleri genellikle yalnızca işletmeler arasında geçerlidir. Birçok devlet, şirketlerin borçlandığı “dolaylı” vergileri belirlemede faturaları asıl kanıt olarak kullanır. KDV, dünyadaki ticaret uluslarının neredeyse tamamı için büyük bir farkla en önemli dolaylı vergidir. Kabaca söylemek gerekirse KDV’nin, tüm kamu gelirinde yüzde 30 oranında payı vardır. Vergi yöntemi olarak KDV esasen özel şirketleri vergi tahsildarı haline getirir. Vergi mükellefinin, vergi tahakkukundaki rolü kritiktir, bu nedenle bu vergiler bazen “öz değerlendirme vergileri” olarak adlandırılır.

KDV’nin Temel Prensipleri

Faturalar, KDV konusundaki ilk denetim kaynağı olduğundan fatura oluşturmanın ve değiştirmenin biçimi, içeriği ve yönteminde sıklıkla düzenleme uygulanır. KDV ilk olarak 1950’lerde uygulanmaya başlandı, sonrasında tüm Avrupa’ya ve diğer ülkelere hızla yayıldı.

OECD’nin, sınır ötesi ticarette etkin bir vergilendirme için yüksek düzey standartlar oluşturma girişimlerine rağmen, KDV için küresel kurallar uygulanmıyor. AB’nin KDV sistemi, bir bölgenin yaklaştığı en yakın uyumdur, ancak AB’nin kuralları bile herkesin bildiği gibi karmaşık ve kapsamlıdır.

KDV Açığı

KDV, şirketlerin satış, satın alma ve genel işletme faaliyetinin ayrılmaz parçası olarak kamu hukuku yükümlülüklerini yerine getirmesine bağlıdır. KDV işleme ve raporlama konusunda şirketlere bağımlı olmak, vergi idarelerinin denetleme yapmasını veya ticari işlemleri kontrol altına almasını zorunlu hale getiriyor. Bununla birlikte, bu denetlemelere rağmen dolandırıcılık ve yolsuzluk nedeniyle devletler, tahsil etmeleri gerekenden çok daha az miktarda KDV topluyor. Bu farka genelde KDV açığı deniyor.

Avrupa Komisyonu’nun son raporuna göre Avrupa’da KDV açığı her yıl yaklaşık 137 milyar Euro’yu buluyor. Bu miktar, birliğin beklenen KDV gelirinde yüzde 11,2 oranında bir kayba tekabül ediyor. Hatalar ve yolsuzlukla birlikte kayıp, yarım milyar Euro olabileceğinden küresel olarak KDV borcunu tahmin etsek de devletlerin tahsil ettiği vergi miktarını tahmin edemiyoruz. Bu Norveç, Avusturya ve Nijerya gibi ülkelerin gayrisafi yurt içi hasılalarına yakın bir miktar. KDV açığı, dünya çapında tahsil edilmesi gereken KDV’nin yüzde 15’i ile 30’una denk geliyor. Bu sayılar, yalnızca iyi niyetli, kayıtlı ticari faaliyetler göz önüne alındığında ortaya çıkıyor, kayıtsız ticari faaliyetler nedeniyle yaşanan vergi geliri kaybı eklendiğinde bu oran çok daha yüksek olabilir.

Harekete Geçin

KDV ve KDV uygulaması hakkında bilmeniz gereken her şeyi biliyor musunuz? Sektördeki KDV kontrolleri hakkında en kapsamlı kılavuzu indirin ve öğrenin. 

Macaristan Maliye Bakanlığı geçtiğimiz on yılı verimli kapattı. Önceki makalemizde belirttiğimiz üzere, Macaristan Maliye Bakanlığı 2020 için Ekonomik Faaliyet Planı dahilinde tedbir ve öneri paketi duyurdu. Planla birlikte, KDV uyumunu iyileştirmek ve yolsuzluğu azaltmak amaçlanıyor. Macar KDV Yasasında vergi önlemleri sağlayan maddeleri iyileştirmek için bir yasa tasarısı sunuldu ve tasarı Macar Parlamentosu tarafından Kasım 2019’da kabul edildi.

Vergi mükellefleri için bu ne anlama geliyor?

İşletmeler için gerçek zamanlı raporlama hayata geçirildiğinde alt sınırda görülen değişim, bunun en önemli etkilerinden biri. 1 Temmuz 2020’den itibaren, 100,000 Macar Forinti olan mevcut alt sınır yürürlükten kaldırılacak. Gerçek zamanlı veriyi gösteren fatura sunma zorunluluğu etkin bir şekilde artacak ve hesaplanan KDV miktarı fark etmeksizin tüm işlemler Macaristan Ulusal Vergi ve Gümrük Dairesine (NTCA) bildirilecek.
Bu Macaristan’daki işletmeler için, KDV muafı işlemler ve yurt içi karşı taraf ödeme yöntemiyle uygulanan işlemler dahil olmak üzere, B2B tüm işlemlerin gerçek zamanlı olarak vergi yetkilerine bildirilme zorunluluğu anlamına geliyor.
Bu yasal değişimler, gerçek zamanlı raporlama sürüm 2.0 için yeni API ve XML şemalarına zorunlu geçişte benimsenen zaman çizelgesini etkilemedi. Dolayısıyla başlangıçta da planlandığı gibi, 1 Nisan 2020’den itibaren sürüm 2.0 tüm vergi mükellefleri için zorunlu olma ve mevcut sürüm 1.1 kabul edilmeme durumu değişmedi.

B2C işlemlere etkisi

Yasa değişikliğine göre, işletmeden tüketiciye işlemleri de dahil olmak üzere tüm yurt içi faturalar, 31 Aralık 2020’den itibaren NTCA’ya bildirilecek. Bu tarihten itibaren NTCA yurt içi satış, topluluk içi ihracat ve ikmal hakkında veriye sahip olacaktır.

Geleceğe dair

Macaristan da yolsuzluklara kısıtlama getiren ülkelere katıldığı için, şirketler vergi uyumuna ayak uydurma ve vergi uyumunu sürdürebilme konularında yeni zorluklarla karşılacak. Ufukta yasa değişikliklerinin de ötesinde gelişmeler görünüyor. Önümüzdeki teknik değişiklikler mevcut raporlama sisteminin daha fazla yatırım alacağını gösteriyor. NTCA bu yılın kalkınma yol haritasını yayınladı ve sistemin belgelemelerle birlikte bu yılın üçüncü çeyreğinde test ortamında XML API 3.0’a yükseltileceğini açıkladı.

Macaristan’ın genişletilmiş gerçek zamanlı raporlama sistemi ve ortamın teknik olarak iyileştirilerek gerekli şartlara uyum sağlaması, hükümetin var olan yapıyı veri toplama konusunda başarılı gördüğünün bir kanıtı.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Yeni yayınlanma tarihi

Yunanistan vergi dairesi IAPR, yerel sanayi gruplarıyla yapılan yeni bir toplantıda myDATA e-defter zorunluluğunun sunulması için yeni bir tarih açıkladı. Kanun yoluyla düzenlenene kadar hiçbir resmiyeti veya bağlayıcılığı olmasa da vergi dairesi erteleme hakkında kararını vermiş gibi görünüyor.

Hatta, IAPR zorunluluğun kademeli olarak hayata geçirilmesini planlıyor. myDATA çerçevesinde ve yayınlanan teknik şartnamelerle, düzenlenen özet işlem verileri ve ilgili vergi sınıflandırmalarının (ör. mal satışı, hizmet sağlanması vb.) raporu aşağıdaki gibidir:

Yasal ve teknik belgelerin durumu

myDATA mevzuatının çoğunluğu yayımlandı:

  1. myDATA’nın ayrıntılı açıklaması
  2. ERP entegrasyonu için teknik şartnameler ve
  3. Çevrim içi yazar kasaların entegrasyonu için teknik şartnameler
  4. Önerilen B2B e-fatura formatı hakkında kanun (Yunanistan EN 16931)
  5. E-fatura hizmet sağlayıcıları için akreditasyon planı hakkında kanun

Bununla birlikte, mevzuatın en önemli kısmı olan myDATA kanunu, henüz bir karara bağlanmadı. Örneğin, farklı geçiş yöntemleri, MARK işlevi, geçiş zamanı ve uyumsuzluğun sonuçları ile ilgili, geriye kalan tüm zorunluluk ayrıntılarının düzenlenmesi bekleniyor. Zorunluluğun yürürlüğe (güncel sürüm 0.6) girmesinden önce mevcut teknik şartnamelerin sonuçlandırılması gerekiyor.

Bazı kaynaklar, myDATA kanununun önümüzdeki bir iki ay içinde yayınlanacağını iddia ediyor. Bununla beraber, vergi mükellefleri başka zorluklarla karşılaşırken IAPR’nin bu vergi reformuna öncelik verip vermeyeceği belirsizliğini koruyor.

Salgın kriziyle karşı karşıya olduğumuz bugünlerde dünya genelindeki tüm devletler, işletmeleri korumaya yönelik acil önlemler almak konusunda harekete geçiyor. Aynı nedenden dolayı Yunanistan’ın da myDATA zorunluluğunun tamamını yürürlüğe koymayı ertelemesi muhtemel görünüyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

SGK Teşvik Rehberi

Ekibimizin hazırladığı bu rehber, istihdam teşvikleri alanıyla ilgilenenlere kılavuzluk edecek güncellemeleri içeriyor.

Firmaların en önemli gider kalemlerinden birisi çalışan maaşlarıdır. Her ay maaşların ödenmesi ve SGK’ya yatırılan primler firmaları zorlamaktadır. Eğer tüm personel bildirgelerinizi SGK’ya zamanında gönderiyorsanız devletin sunduğu teşviklerden yararlanarak personellerinize ait maliyetlerden tasarruf sağlayabilirsiniz.

Firmalar, yararlanabilecekleri teşviklerden haberdar olmak için teşvik uygulamaları hakkındaki güncellemeleri düzenli olarak takip etmelilerdir.

Güncel bilgilerin yer aldığı SGK Teşvik Rehberini ücretsiz indirerek istihdam teşviklerinde atabileceğiniz adımları öğrenebilirsiniz.

Rehberde yer alan konu başlıklarından bazıları aşağıdaki gibidir:

  • Yürürlükte Olan Hangi Teşviklerden Faydalanabilirsiniz?
  • SGK Teşvikten Yararlanmak İçin Genel Şartlar Nelerdir?
  • Kimler SGK Teşvik Kapsamında Değildir?
  • Sovos SGK Teşvik Çözümü