Hindistan’ın Sürekli İşlem Denetimi (CTC) reformu bir aydan kısa bir süre önce uygulamaya geçirilmiş olsa da, e-fatura platformunu oluşturan hukuki ve teknik çerçeve hala tam anlamıyla netleşmedi. Ancak, yapbozun parçaları yavaş yavaş yerine oturmaya başladı.

Bu yılın başında Hindistanlı yetkililer, mali bilgiler için ana veri toplama kaynağı olarak e-fatura platformunu uygulamaya koyma hedeflerini duyurmuştu. Bu planın bir parçası olarak, e-fatura sistemi ile GSTN ve e-irsaliye platformları arasında arka uç bağlantısı sağlandı. Geçtiğimiz günlerde de e-fatura platformunun becerilerini arttırmak üzere daha fazla adım atıldı.

Maliye Bakanı, Ekim ayının başında yaptığı duyuruda e-fatura sisteminin yakında Hindistan e-irsaliye sisteminin yerini alacağını ifade etmişti. O günden bu yana, e-fatura platformuna e-irsaliye ile ilgili yeni teknik beceriler eklendi. Korumalı alan sayfasına belirli bir IRN’nin e-irsaliye bilgilerini almak için yeni bir API eklendi. Ayrıca şu anda e-fatura zorunluluğu kapsamında olan vergi mükelleflerinin, e-irsaliye oluşturmak için e-irsaliye portalını kullanmasının engellenmesi de bekleniyor. Bu mükelleflerin e-irsaliye oluşturmak için e-fatura platformunu kullanması gerekecek.

E-irsaliye platformundan e-fatura platformuna geçişin tamamlanması biraz zaman alacak olsa da, Hindistanlı yetkililer bu geçişin mümkün oldukça sorunsuz ve hızlı gerçekleşmesi için sıkı çalışıyor. Vergi mükelleflerinin bu hedefi göz önünde bulundurarak ileride e-irsaliye oluşturmak için e-fatura platformunu kullanmaya başlayabilmek için kendilerine düşen hazırlıkları tamamlamaya başlaması gerekiyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Portekizli yetkililer, 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girmesi için hazırlığı yapılan benzersiz kimlik numarası (ATCUD) ile ilgili uzun zamandır beklenen regülasyonu yakın zamanda yayınladı. Bu durum, bulmacanın önemli bir parçasının artık halka açık hale geldiği anlamına gelse de, Portekiz vergi dairesi bu yükümlülüğü 2022 yılına kadar erteledi. Bir kavram olarak 2019 yılında tanıtılan ATCUD, 412/2020-XXII sayılı yeni Bakanlık Emri’ne göre 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren zorunlu olacak. Bu nedenle, daha öncesinde 195/2020 sayılı Yönetmelik tarafından belirlenen son tarih olan Ocak 2021 bir yıl daha ertelenmiş oldu.

Doğrulama kodları

195/2020 sayılı Yönetmelik ile uygulanan diğer özellikler ise hala geçerliliğini koruyor. Faturalarını Portekiz yasalarına göre düzenleyen şirketler, faturalarda kullanılan seri numaralarını, bu numaraları kullanmaya başlamadan önce Portekiz vergi dairelerine bildirmek zorundadır. Seriler bildirildikten sonra, vergi dairesi bildirilen her seri numarası için bir doğrulama kodu verir.

Bu doğrulama kodu, daha sonra ATCUD’nin bir parçası olarak kullanılır. ATCUD, serinin doğrulama kodu ve “ATCUD: Doğrulama Kodu-Seri numarası” formatında seri içinde yer alan sıralı bir numaradan oluşur. ATCUD, QR kodundan hemen önce tüm faturalara dahil edilmeli ve faturanın her sayfasında okunabilir olmalıdır.

Bir doğrulama kodu almak için vergi mükelleflerinin aşağıdaki bilgileri Portekiz vergi dairesine bildirmesi gerekir:

1.     Belge serisinin tanımlanması;

2.     SAF-T (PT) veri yapısında belirlenen belge türlerine göre belgenin türü;

3.     Seri içinde kullanılan seri numarasının başlangıç sayısı;

4.     Vergi mükellefinin, doğrulama kodunun gerekli olduğu seriyi kullanmaya başlamasının öngörüldüğü tarih.

Bu bilgiler başarılı bir şekilde sağlandıktan sonra, vergi dairesi minimum sekiz karakterden oluşan bir doğrulama kodu oluşturur.

Ayrıca, 195/2020 sayılı Yönetmeliğe göre, ATCUD’nin bir parçası olan seri numarası, SAF-T dosyasının Portekiz versiyonunun belirli bir alanından elde edilen bir referanstır.

412/2020-XXII sayılı yeni Bakanlık Emri, vergi dairesinin, vergi mükelleflerinin 2021 yılının ikinci yarısından itibaren bir doğrulama kodu elde etmek için seri numaralarını bildirmelerine izin vermeleri gerektiğini de belirtiyor. Böylece vergi mükellefleri yeni yükümlülük için hazırlık yapabilecek ve bu yeni yükümlülüğe uyum sağlayabilecek. Verilerin vergi dairesine nasıl iletileceği ve doğrulama kodunun vergi dairesinden nasıl alınacağı ise henüz yayımlanmadı.

ATCUD’nin yürürlüğe girme tarihiyle ilgili yapılan son değişikliğin aksine, QR kodunun yürürlüğe girme tarihi 1 Ocak 2021 olarak onaylandı. QR kodu ile ilgili teknik özelliklere, vergi dairesinin internet sitesinden ulaşmak mümkündür.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Eylül ayında, Devlet Vergi İdaresi’ne (STA) bağlı Ningbo Belediye Vergi Dairesi (NMTB) Çin’de faaliyet gösteren seçilmiş vergi mükelleflerinin gönüllülük esasına dayalı olarak, KDV özel faturalarını elektronik olarak düzenlemesini sağlayan pilot programın duyurusunu yaptı.

Çin KDV Faturaları

Çin’de iki tür KDV faturası mevcut: KDV özel faturalar ve KDV genel faturalar. İlk fatura türü, sadece genel KDV vergi mükellefleri tarafından düzenlenebilir ve girdi KDV’si talep etmek için kullanılabilir. Diğer yandan KDV genel faturalar, küçük ölçekli vergi mükellefleri tarafından elektronik olarak düzenlenebilir; ancak girdi KDV’si talebinde kullanılamaz. Bu nedenle, B2B (işletmeden işletmeye) işlemlerinde KDV özel faturalar, B2C (işletmeden müşteriye) işlemlerinde ise KDV genel faturalar daha yaygın olarak kullanılmaktadır.

Mevcut durumda, KDV özel faturaların çıktısının kesinti amacıyla alınması ve diğer ticari ortaklara kağıt fatura olarak gönderilmesi gerekiyor. İşleme dahil olan ortaklar, gelecekte karşılaşabilecekleri herhangi bir denetim için orijinal faturayı da saklamak zorunda. Ancak Ningbo’nun duyurduğu yeni pilot program, Çin’de yeni bir e-fatura döneminin başlangıcı olabilir.

KDV özel e-faturalar için pilot program

Program, e-fatura kullanımını teşvik etmeyi ve artırmayı amaçlıyor. Program kapsamında elektronik KDV özel faturalar, kağıt KDV özel faturalarla aynı kanuni geçerliliğe, başlıca amaç ve kullanım regülasyonlarına sahip olacak.

NMTB, özel e-faturalar için vergi mükelleflerine ücretsiz fatura düzenleme hizmeti sağlamak amacıyla STA tarafından geliştirilen KDV elektronik faturalara yönelik kamu hizmeti platformunu kullanıyor. Kişiler ve şirketler, KDV özel elektronik fatura bilgileri için ulusal KDV fatura denetim platformu üzerinden kontrol sağlayabilecekler. E-faturayı, ulusal KDV fatura denetim platformundan indirebilir ve belgedeki elektronik imzanın geçerliliğini doğrulayabilirler.

Kimler bu durumdan etkileniyor?

Pilot programa seçilen vergi mükelleflerinin listesi NMTB’nin resmi internet sitesinde yayınlanacak. Sadece bu listede yer alan vergi mükellefleri, program kapsamındaki bölge olan Ningbo’da, NMTB yetkisi altındaki vergi mükelleflerine elektronik KDV özel faturaları düzenleyebilecek.

Sırada ne var?

Çin’de daha önceden uygulanan pilot programlar, sadece KDV genel e-faturaların düzenlenmesine odaklanıyordu. Pilot programın uygulanması, Çin Hükumetinin bu yıl sonuna kadar ülke genelinde KDV faturalarında e-faturayı benimsemeye yönelik iddialı planları için attığı önemli bir adım sayılabilir.

Bu girişimin başarısı, kilit bir role sahip. Programın başarısı, ilk olarak bölge kapsamını genişletmek için doğru zamanın gelip gelmediğini belirleyecek. Aynı zamanda, bu agresif zaman çizelgesine göre Çin’de elektronik KDV özel faturaları için kesin bir uygulamanın gözüpek bir hedef mi yoksa ne yapılacağına dair fiili bir plan mı olduğunu gösterecek.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Hindistan’ın e-fatura reformu, değişiklikler ve güncellemelerle dolu iniş çıkışlı bir süreçten sonra bu sene 1 Ekim’de uygulamaya kondu. Bu e-fatura reformu, 2017’de getirilen Mal ve Hizmet Vergisinden (GST) sonra vergi ile ilgili en büyük gelişme olarak kabul ediliyor. Hindistanlı yetkililer, özel sektörün hazırlanmak için daha fazla zaman taleplerine rağmen, e-fatura reformunu daha fazla gecikme olmaksızın uygulamaya koymayı tercih etti. Ancak bu durum, vergi mükellefleri için son dakika değişiklikleri ile sonuçlandı.

Başarının ilk işaretleri

Zorunluluğun ilk haftaları, zorunluluk öncesi süreçten daha başarılı geçti. Bunun sebebi, Fatura Kayıt Portalı’nın (IRP) arka planındaki gerçek zamanlı denetim sisteminin çok iyi çalışmasıydı. Yerel haberlere göre, e-faturanın benimsenmesi çok başarılı oldu ve zorunluluğun ilk bir haftası içinde IRP’de 6,95 milyon fatura denetlendi.

Zorunluluk kapsamı genişliyor

Başarının bu ilk işaretleri, yetkilileri henüz zorunluluk kapsamında olmayan vergi mükellefleri için yeni son tarihler ilan etmek konusunda cesaretlendirdi. Hindistan Maliye Bakanı, geçtiğimiz 9 Ekim 2020’de, eşik sınır değeri 1 trilyon INR ve üstü olan işletmelerin 1 Ocak 2021’den itibaren IRP’ye erişebileceklerini duyurdu. 1 Nisan 2021 itibariyle ise tüm vergi mükellefleri sisteme erişim sahibi olacak. Dahası, Bakanlığa göre e-fatura mekanizması yakın zamanda mevcut e-irsaliye sisteminin de yerini alacak.

Bu beyanlar Hindistan yetkililerinin sergilediği hırslı yaklaşımla uyumlu ve gerçekçi görünse bile, şu ana kadar hükumet, duyurulan tarihleri kanunen bağlayıcı gereklilikler haline getirmek için resmi bir adım atmadı. Öte yandan, geçmiş eylemlere bakıldığında sonraki adımların da gerçekleşmesi an meselesi.

Bahsi geçen mükellef gruplarının faturalarını verilen tarihlerde IRP’ye göndermelerinin zorunlu mu, yoksa sadece bir olasılık mı olduğu, Bakan’ın açıklamasında belirsiz kalan başlıklardan biri. Vergi mükelleflerini diken üstünde tutan bu konular, önümüzdeki günlerde ve haftalarda aydınlanacak.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Hindistan’da GST olarak adlandırılan mal ve hizmet vergisi iki yıl önce uygulamaya konulmasına rağmen işletmelere bazı zorluklar yaşatmaya devam ediyor. GST Network tarafından yeni vergi bildirimi iyileştirmelerinin sunulması ve e-fatura uygulamasının gelmesiyle GST uyumluluğu konusuna daha çok odaklanıldığı için, periyodik GST bildirimi hakkında bir inceleme yapılması gerekiyor.

Periyodik GST beyanının tarihçesi

GST vergi mükelleflerinin, GST Network tarafından sağlanan bir portal üzerinden vergi beyanlarını elektronik ortamda yapması gerekiyor. GST kuralları aslen normal mükelleflerin her ay üç vergi beyanı yapması gerektiğini belirtiyor. Bunlar; vergi beyanı yapan tarafından giden ürünler hakkında ayrıntılı bilgi veren GSTR-1, gelen ürünler hakkında ayrıntılı bilgi veren GSTR-2 ve ilk iki beyanda verilen bilgilerle otomatik olarak doldurulan özet GSTR-3 belgeleridir. GSTR-2’nin beyanı kısa zamanda askıya alındı. Bu durum, GSTR-3’ün de askıya alınmasını ve vergi mükelleflerinin elle doldurması gereken “daha basit” bir form olan GSTR-3B formunun getirilmesine yol açtı.

Mevcut aylık beyanların yerini, gelen ve giden ürünlerde yeni GST RET-1 formu ve eklerinin aldığı yeni bir GST beyan sisteminin Ekim 2020’de yürürlüğe konulması planlanıyor. Bu yeni sistemin önemli yönleri, tedarikçinin giden ürünlerinin alıcı tarafından doğrulanması ile, gelen ve giden ürünlerin eklerine göre RET-1’in otomatik olarak doldurulması özellikleridir. Ancak yeni sistem, mevcut vergi beyanı sistemini iyileştireceklerini duyuran hükumet ve GST Network tarafından belirsiz bir süre için beklemeye alındı.

GST beyanında yapılan son iyileştirmeler

Ağustos ayından itibaren GST Network tarafından, GST beyanı alanında üç büyük iyileştirme gerçekleştirildi:

1.GSTR-2B’nin oluşturulması:

GST Network, tüm alıcılar için Girdi Vergisi Kredisi hakkında bir beyan formu olan GSTR-2B oluşturur. Bu beyan, her ayın 12. gününden itibaren mevcut ya da mevcut olmayan girdi vergisi kredileri hakkında alıcılara bilgi sağlar. Beyan, bir alıcının tedarikçisinin doldurduğu GSTR-1 ile, uygun hallerde GSTR-5 ve 6 gibi diğer formlardan bilgi toplar. Eylül ayı itibariyle, Özel Ekonomik Bölgeler Birimler/Geliştiricilerden yapılan ithalatlarla ilgili bilgiler de beyanda yer alacak. GSTR-2B’nin oluşturulması, GSTR-3B’nin tamamlanması ve girdi kredilerinin yönetilmesi alanlarında vergi mükelleflerine yardımcı olacak. Buna ek olarak, GST Network aynı zamanda vergi mükelleflerine, GSTR-2B ve kendi alış defterleri arasında bir uzlaştırma aracı da sunuyor.

2.GSTR-3B:

Vergi mükellefleri artık beyan ettikleri GSTR-1 formunda yer alan verilere göre GSTR-3B formunda Tablo 3’te (3.1d hariç) yer alan değerleri içeren bir PDF oluşturabilecek. Raporun değiştirilemeyen alanları otomatik olarak doldurulmayacak. Vergi mükelleflerinin PDF belge üzerinde yer alan değerleri doğrulaması ve bunları beyan ettikleri asıl GDTR-3B belgesine aktarmaları gerekiyor.

3.Nil Beyanları:

Vergi mükellefleri, SMS (metin mesajı) kullanarak Nil GSTR-1 ve GSTR-3B beyanlarını gerçekleştirebilecek.

Tüm bu değişiklikler, vergi mükellefleri üzerindeki GST uyumluluğu yükünü hafifletmek için otomatik vergi beyanı süreçlerinin hızını artırmaya yönelik adımlardır. Hindistan’da e-fatura sisteminin yürülüğe girmesiyle, Koronavirüs krizinden kaynaklanan zorluklar karşısında vergi mükellefleri, bu iyileştirmelerden faydalanabilecek ve yeni bir vergi beyanı sistemini öğrenmelerine gerek kalmayacak. Ancak bu değişiklikler, hali hazırda askıya alınan yeni vergi beyanı sistemi kapsamında öngörülen otomasyon seviyesine ya da GST beyanının gerçekten otomatik hale getirilmesi hedefine ulaşmaktan uzak denebilir. Önümüzdeki günlerde, özellikle de e-fatura reformu tam olarak devreye girdiğinde, vergi mükelleflerinin, hükumetin Hindistan’ın GST beyan sistemini otomatik hale getirme yolundaki adımlarını takip etmeleri gerekiyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

2020 Çeşitli Mali Önergelerde Gerçekleştirilen 2. Değişiklik Paketinin Temel Hususları

2020 Çeşitli Mali Önergelerde (RMF2020) gerçekleştirilen ikinci Değişiklik paketi, KDV yükümlülükleri, elektronik imza kullanımı ve elektronik fatura zorunluluğu ile ilgili aşağıdaki değişiklikleri getiriyor:

İstihdam Hizmetleri için KDV Stopaj Vergisi Değişikliği: 2020 Çeşitli Mali Önergelerin 11.4.18 sayılı Maddesinin dili değiştirildi. Böylece, istihdam hizmetleri ödemeleri için geçerli olan stopaj yüzdesinin, KDV kanununun IV. Bölüm 1-A Maddesinde belirtilen oranın yüzde 50’si (%6) olacağı ifade edildi. Azaltılan bu oran, söz konusu hizmetlerle ilgili olan işlemler karşılığında yapılacak olan ödemelere doğrudan yansıtılacak.

Ödenen Fazla KDV’nin İadesi: İşletmeler tarafından ödenen fazla KDV’nin iadesini belirlemek için, ilgili dönemin bir önceki DIOT bildirimine yeni bir madde eklendi. DIOT, üçüncü şahıslarla yapılan işlemlerin iadesiyle ilgili bir vergi beyan uygulamasıdır. Vergi mükellefleri, vergi ödemeleri, stopaj, krediler ve tedarikçileriyle yaptıkları satın alma işlemlerine ilişkin KDV ödemeleri hakkında SAT’yi bilgilendirir.

Mali Posta Kutusunun Zorunlu Kullanımı: Mali posta kutusunun aktif hale getirilmesi ve kullanımıyla ilgili son tarihler genel anlamda değiştirilmedi: Yasal işletmelerin bu elektronik mali posta kutularını (buzon tributario electronico) 30 Eylül 2020’ye, bireylerin ise 30 Ekim 2020’ye kadar kullanmaya başlaması gerekiyor. Ancak, son mali yılda 3 milyon pezo ve üzerinde geliri olan ve maaşlı personel çalıştıran bireylerin, söz konusu mali posta kutusunu 15 Temmuz 2020’ye kadar aktif hale getirmesi gerektiğini ifade eden yeni bir hüküm eklendi.

Hidrokarbonlar ve Petrol Yakıtlarının Satışı için CFDI Eki: Yakıtlarla ilgili elektronik fatura ekinin (CFDI) dahil edilmesi, hidrokarbonların arama ve çıkarma işlemleriyle ilgili yapılacak sözleşme sayısı ya da Enerji Bakanlığının Enerji Düzenleme Kurulu izinlerini zorunlu kılacak yeni bir madde eklendi.

Elektronik İmza: Bireylerin elektronik imza kullanımına ilişkin birkaç hüküm eklendi. Bunların bir kısmı, kişilerin dijital imzalı sertifika (Certificado de Sello Digital ya da CSD) yerine, elektronik imza sertifikası (e.firma) kullanarak elektronik fatura (CFDI) düzenlemelerini sınırlandırmayı ya da onlara bu konuda yardımcı olmayı hedefliyor. Elektronik imza sertifikası oluşturma, yenileme, askıya alma ya da tamamen iptal etmeyi amaçlayan prosedürlerle ilgili kurallar da RMF2020 kapsamında değiştirildi.

Yakıt Satıcılarının Toplu CFDI Kullanım İzninin Uzatılması: Çeşitli Mali Önergelerde gerçekleştirilen bu ikinci değişiklik paketi, yakıt satıcılarına, hacim kontrolüne tabi olmak kaydıyla, yaptıkları yakıt satışına karşılık toplu elektronik fatura (CFDI) kesmek için verilen iznin 31 Aralık 2020 tarihine kadar uzatılmasını öngörüyor. Bu iznin 31 Temmuz 2020 tarihinde sona ermesi bekleniyordu. Böylece, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren bu vergi mükelleflerinin, müşterilerine yaptıkları her yakıt satışı için bir CFDI düzenlemesi gerekecek. Bu hüküm, 2020 Çeşitli Mali Önergelerin yirmi yedinci maddesini değiştiren üçüncü maddede yer alıyor.

Çeşitli Mali Önergelerde yapılan ikinci değişiklik paketiyle ilgili hükümler hakkında ayrıntılar için buraya tıklayın.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Hindistan’daki vergi mükelleflerini ilgilendiren e-fatura reformunun yürürlüğe girmesine yalnızca iki hafta kaldı. Fatura sisteminde, Sürekli İşlem Denetimi (CTC) ilk olarak Aralık 2019’da getirilmiş olmasına rağmen, o günden bu yana GSTN tarafından birçok değişiklik ve güncelleme gerçekleştirildi. Temmuz ayında açıklanan ve Hindistan’ın planladığı e-fatura reformunun taslağını ve kapsamını etkileyecek olan değişikliklere ek olarak, Ağustos ve Eylül ayında da vergi dairesinin e-fatura platformunda bir takım güncellemeler ve düzenlemeler yapıldı. Tüm bu değişikliklere rağmen, düzenlemenin 1 Ekim 2020 tarihinde resmen yürürlüğe gireceği belirtiliyor.

Yapılan en son güncellemeler neler?

GSTN Konseyi, 14 Ağustos 2020 tarihinde e-fatura sistemiyle ilgili bir webinar düzenledi. Bu webinarda, önerilen sistemin nasıl çalışacağı hakkında ayrıntılı bilgiler verildi ve vergi mükelleflerinin soruları yanıtlandı. İşte webinarda ele alınan önemli başlıklar:

Hintli yetkililer, API Sandbox internet sitesinde 8 Eylül 2020 tarihinde yayınlanan yeni sürüm notları gibi teknik güncellemeler ve açıklamalar yapmaya devam ediyor. Sürüm notlarına göre, E-Ticaret Operatörleri (ECO) artık Sandbox sistemi üzerinde API’leri kaydedebilecek ve test edebilecek. Böylece ECO’lar artık e-fatura sistemini kullanarak, tedarikçiler adına oluşturdukları JSON dosyalarını IRP’ye iletebilecek. QR kodlarının ve imzalanan e-fatura dosyalarının doğrulanması için mobil bir uygulamanın kullanılacağı ise sürüm notlarında verilen bir başka önemli güncelleme olarak dikkat çekiyor. Bunlara ek olarak, doğrulama kurallarında güncellemeler ve API’ler üzerinde iyileştirmeler yapılıyor.

Sırada hangi güncellemeler var?

Aslında bu sorunun cevabı, ilk uygulamanın ne kadar başarılı olacağına bağlı. Gelecek aylarda daha birçok teknik değişiklik ve iyileştirme göreceğimiz aşikâr. Buna ek olarak, yükümlülüklere uyması gereken vergi mükelleflerinin kapsamında da bir takım mevzuata ilişkin değişiklikler olabilir. Reformun temel hedefinin, tüm vergi mükelleflerinin bir araya getirildiği bir CTC (Sürekli İşlem Denetimi) sisteminin kullanılması olduğu göz önüne alındığında, bu yükümlülüğün kapsamı daha fazla vergi mükellefinin dahil edecek şekilde genişletilecektir. Söz konusu yükümlülükle ilgili zorunluluk sınırı, yürürlüğe gireceği 1 Ekim tarihinden yalnızca bir ay önce artırıldığı için, bazı vergi mükellefleri hali hazırda kapsamın dışında kalmaya devam ediyor. Ancak, e-fatura sisteminin yeterli şekilde çalıştığı kanıtlandıktan sonra, söz konusu mükellefler yeniden kapsam dahiline alınacaktır.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), dijital vergi kontrolü uygulamalarında yaptığı yeniliklere e-dönüşüm uygulamalarının kapsamlarının genişletilmesi ve yeni bir belge türünün uygulamaya alınması ile devam ediyor. GİB, geçtiğimiz günlerde yayımladığı Tebliğ Taslağında, kamu istişaresine açılan mevcut regülasyonlarda değişikliğe gidilebileceğini belirtti. Vergi Usul Kanunu hakkında 2019 yılının Ekim ayında yayımlanan ve tüm e-belge regülasyonlarını tek çatı altına toplamayı amaçlayan Genel Tebliğin, bu son taslakla birlikte değiştirilmesi planlanıyor. Genel Tebliğ, elektronik belge uygulamalarına dâhil olma ve geçiş süreçleriyle ilgili prosedürleri ve ilkeleri, elektronik belge uygulamalarının zorunlu olduğu alanları ve bu belgelerde yer alacak bilgileri öne çıkarıyordu. Taslak Tebliğde ise yeni bir belge türü olan e-adisyon tanıtılıyor, e-fatura ve e-arşiv faturaları kapsamındaki değişiklikler ve yeni yükümlülükler yer alıyor.

Yeni belge türü: E-Adisyon

Taslak tebliğde, e-adisyon adı verilen bir belge türüne yer veriliyor. Adisyon (hesap), restoranlar, barlar ve kafelerde kullanılan ve müşterinin ödemesi gereken toplam tutarın hesabının tutulduğu bir belgedir ve masada servis yapan işletmeler için zorunlu bir doküman olup halihazırda kağıt olarak düzenlenmektedir. Yeni tebliğ taslağına göre e-adisyon, satış hasılatı tutarlarına bağlı olarak bazı işletmeler için zorunlu hale gelebilir.

Yeni yükümlülükler: Mal ve hizmetlere ilişkin standart kod ve birim ölçüsü yazılacak

Tebliğ Taslağında yer alan bir başka yeni yükümlülük ise Türk İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan standart kodlarının mal ve hizmetlere dâhil edilmesiyle ilgilidir. Bu kodların e-fatura, e-arşiv fatura, e-irsaliye, e-muhasebe makbuzu ve e-serbest meslek makbuzu gibi belgelerde kullanılması gerekecek. Bu yeni yükümlülüğün uygulanmasıyla ilgili farklı vergi mükellefleri için farklı zaman çizelgesi sunan aşamalı bir yaklaşım benimsendi.

Yeni yükümlülükler: Form BA ve Form BS bilgileri otomatik doldurulacak

Tebliğ Taslağına göre, “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)”, GİB sistemi tarafından otomatik olarak doldurulacak. GİB ise toplanan bu verileri, daha sonra vergi mükellefleri tarafından onaylanacak bildirimleri otomatik olarak doldurmak üzere kullanacak.

E-fatura ve e-arşiv fatura kapsamı genişletildi

Tebliğ Taslağında belirtilen bir başka değişiklik ise, e-fatura ve e-arşiv faturalarının kapsamının genişletilmesi oldu. E-fatura ve e-arşiv fatura uygulamaları sağlık hizmeti sunucuları ile medikal malzeme ve ilaç/etken madde temin eden merkezler için (eczaneler, hastaneler, tıbbi ürün tedarikçileri, gözlükçüler vb.) zorunlu hale getiriliyor. E-fatura ve e-arşiv faturalarıyla ilgili olarak, söz konusu zorunluluk kapsamında olan vergi mükellefleri GİB portalına bağlanmak için herhangi bir yöntem tercih etmezse bu vergi mükellefleri için GİB tarafından otomatik olarak bir kullanıcı hesabı oluşturulabilecek.

Türkiye, e-belge uygulamalarının kapsamını hızla genişletiyor ve Tebliğ Taslağından da anlaşılacağı gibi, dijital vergi dönüşümü hızla devam ediyor. Gelecek haftalarda GİB’in, sektörden gelen geri bildirimleri incelemeyi tamamlaması ve Tebliğ Taslağı hükümlerini son haline getirmesi bekleniyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Birleşik Krallık, 31 Ocak 2020’den bu yana resmi olarak AB üyeliğinden çıkmış olmasına rağmen ülkede 2020’nin sonuna kadar AB mevzuatı geçerli olacağı için birliğin üçüncü ülkesi olarak kabul edilmektedir. Kuzey İrlanda ise Birleşik Krallığa bağlı olmasına karşın, bölgede 1 Ocak 2021 sonrasında da ürün tedarikinde AB’nin KDV mevzuatı geçerli olmaya devam edecektir. AB Komisyonu, KDV Direktifine getirilecek ve Kuzey İrlanda firmalarının vergi kimlik numaralarında kullanılacak yeni bir ülke kodu oluşturan bir değişiklik yapılmasını önerdi.

Avrupa Birliği mensubu vergi mükelleflerinin, AB tarafından onaylanan vergi numarasını kullanma ve bu numara ile ürün tedariki gerçekleştirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu nedenle, Kuzey İrlanda’ya veya bu ülkeden yapılacak ürün tedarikinde geçerli olan AB kanunu gereğince, firmaların AB mevzuatına uyumlu bir KDV kimlik numarasına sahip olması gerekmektedir. AB Üye Devletleri, ülke kodunu temsil eden bir ön ek olan Birleşik Krallık ve Kuzey İrlanda’ya “GB” ülke kodunu veren ISO 3166-1 standardını kullanmaktadır.

Kuzey İrlanda’da kullanılacak vergi kimlik numaraları için yeni ön ek

1 Ocak 2021 tarihinden itibaren, KDV numaralarında kullanılan ortak “GB” ön eki, Kuzey İrlanda’ya ve bu ülkeden ürün tedariki yapacak olan firmalar için sorun teşkil edebilir. Bu tarihten itibaren; topluluk içi tedarik, Kuzey İrlanda’dan ürün alımı ve bu ülkeye ürün satışı konuları, AB KDV kanunu kapsamında ele alınmaya devam edecektir. Bunun sonucu olarak da Kuzey İrlandalı vergi mükelleflerinin, Avrupa kanunlarına göre belirlenecek bir AB KDV numarasına sahip olması gerekmektedir. “GB” ülke kodunun Birleşik Krallık tarafından kullanılması ve Britanya mevzuatına göre tayin edilmesi koşuluyla AB Komisyonu, Kuzey İrlandalı vergi mükelleflerinin kullanımına özel yeni “Xl” ülke kodunun bir ön ek olarak kullanılması hakkında bir öneri sunmuştur.

Geçerli bir AB vergi kimliği, topluluk içi tedarik sürecinde doğru vergi ve gümrük uygulamalarını sağlamak (ya da kolaylaştırmak) gibi birçok göreve sahiptir. AB’nin KDV hakkında bilgilendirme sistemine ev sahipliği yapan VEIS Platformu, AB’nin geçerli vergi kimlik numaralarına verdiği önemin bir kanıtıdır. Kuzey İrlanda’ya verilecek olan yeni koddan doğrudan etkilenecek ilk AB mekanizması olacak VIES sistemini AB oluşturmuştur. Bu sistem, işlemi gerçekleştiren tarafların birbirlerinin vergi kimlik numaralarını kontrol edebilmesi ve topluluk içi tedarik süreçlerinde muafiyetlerden faydalanmalarını sağlar.

AB Komisyonunun bu teklifi, Üye Devletler sistemlerini etkileyebilir. Bu teklifin kabul edilmesinin ardından yeni direktif ile Ocak 2021’den itibaren “XI” kodlu faturaları işleme almak için üye devletlerin mekanizmalarını hızlıca duruma adapte etmeleri gerekecektir. İtalya, Macaristan ve İspanya gibi sürekli işlem denetimlerini kullanan ülkelerden, söz konusu değişikliğe uygunluk amacıyla platformlarını güncellemeleri beklenebilir.

Muhasebe ve ERP sistemleri üzerindeki etkileri

Komisyondan geçtiği takdirde bu öneri, vergi mükelleflerinin muhasebe ve ERP sistemlerini etkileyecek. Bu durumda da vergi mükelleflerinin kesilen ve alınan faturalarda Kuzey İrlanda’nın göstergesi olarak “XI” kodunu işleme alması gerektirecektir. Ek olarak, birçok sistem, özelleştirilmiş işlem akışlarında kullanıcının tayin ettiği ülke kodlarının kullanımına izin vermektedir. Kullanıcı tarafından tayin edilen ülke kodları, kullanıcılar tarafından serbestçe tayin edilen ve bir ERP sistemi dahilinde desteklenen/desteklenmeyen ülkeler arasındaki akışlar gibi durumlarda kullanıcıların kendi takdirine göre kullanılan ISO kodlarıdır. Şimdiye kadar “XI” kodu da kullanıcı tarafından tayin edilen bir ülke koduydu. Bu öneri, birçok BT departmanının kullanıcı tarafından atanan ülke kodlarının kullanımını düzenleyen iç politikalarını değiştirmesine neden olabilir.

AB KDV kanunun Kuzey İrlanda’ya ve bu ülkeden hizmet tedarikinde değil yalnızca ürün tedarikinde geçerli olacağı göz önüne alındığında, Vergi dairelerinin de “XI” faturalarının vergi işlemlerinden haberdar olması gerekmektedir. Sonuç olarak firmalar, hizmet tedariki sırasında geçerli bir “GB” ülke koduyla birlikte yer almıyorsa, “XI” ülke kodunun kullanımı ya da doğrulanmasını engellemek adına iç akışlar oluşturması gerekecektir.

Avrupa Birliği Konseyinin, 9 Eylül tarihinde öneriyle ilgili açıklama yapması bekleniyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Sürekli İşlem Denetimi (CTC) alanında Yunanistan’da gerçekleştirilen ilk uygulama olan myDATA’nın 1 Ekim tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte, daha geniş kapsamlı bir vergi reformunun yasal anlamda netlik kazanma sürecinin de tamamlanmaya bir adım daha yaklaşacağı tahmin ediliyor. Yunanistan’ın vergi reformunun yalnızca CTC raporlamayı değil, aynı zamanda e-fatura uygulamasını da kapsaması bekleniyor. Ancak, bugüne kadar parçalar halinde yayımlanmış olan dokümantasyon, e-fatura uygulamasına dair tanımlanan ya da iletilen herhangi net bir zorunluluk içermiyor. Bu durum, myDATA uygulamasının görücüye çıkmasına birkaç ay kalmışken belirsizlik ortamı yaratıyor.

Birbirine bağlı ancak bağımsız yasal çerçeveler

E-fatura uygulamasıyla ilgili bölümlere ayrılmış dokümantasyon, myDATA dokümantasyonuyla aynı zamanda yayımlandı. Bu durum, iki yasal çerçevenin, e-fatura uygulamasıyla ilgili dokümantasyonun yalnızca myDATA uygulaması için geçerli olacağı şekilde birbirine bağlı olduğu kanısını oluşturdu. Dokümantasyonun bir kısmında e-fatura uygulaması, Şubat ayında verilen 1035/2020 sayılı Kararda sunulan ve myDATA mevzuatına göre myDATA platformuna veri aktarımı yapacak yöntemlerden biri olan akredite hizmet sağlayıcıları üzerinden ele alınıyor. Diğer yöntemler arasında ERP ya da çevrim içi yazar kasalar üzerinden yapılan raporlama işlemi bulunuyor. Ancak, e-fatura süreçlerinde akredite hizmet sağlayıcılarını kullanmayı tercih eden vergi mükellefleri için e-fatura teşvikleri hakkında yayımlanan mevzuatta görülebileceği üzere, bu iki yasal çerçeve birbirinden bağımsız – ya da en azından öyle olması hedefleniyor.

E-fatura uygulamasında yakın zamanda bir değişiklik beklenmiyor

IAPR tarafından gelecekte CTC e-fatura uygulamasının benimsenmesi planlanmış olsa da, hali hazırda yürürlükte olan sonradan denetlenen e-fatura kurallarının aynen uygulandığını belirtmekte fayda var. 1 Ekim tarihinde yürürlüğe girecek olan myDATA planı, Yunanistan’da e-fatura uygulamalarını etkilemeyecek. Vergi mükellefleri, ERP’leri üzerinden myDATA platformuna verilerini rapor ettikleri sürece, kağit ya da elektronik fatura düzenlemeye, KDV Yönetmeliğinde kabul edilen herhangi bir yöntemle eksiksizlik ve aslına uygunluk gerekliliklerini karşılamaya (dijital imza, fatura ve tedarik arasında bir denetim yolu oluşturan işletme kontrolleri (BCAT) ya da Avrupa Komisyonunun 1994 tarihli Tavsiyelerine göre yapılacak olan bir trampa anlaşmasıyla birlikte EDI), seçtikleri hizmet sağlayıcısı üzerinden kurumsal e-fatura süreçlerini yürütmeye ve otomatik hale getirmeye devam edebilecek.

Yunanistan’da kurumsal e-fatura süreçlerini, tedarik ve ödeme emri gibi araçlarla otomatik hale getiren işletmelerin tedarikçilerinin akredite olmasalar bile süreçlerini yarıda kesmesine gerek bulunmuyor. Benzer şekilde, Yunanistan’da otomatik e-fatura hizmeti sağlayan tedarikçiler de akredite olmaya gerek duymaksızın işlerine devam edebilecek.

E-fatura uygulamasının denetiminin sonradan yapılmasının halen mümkün olması ve sonradan denetimle ilgili yerel mevzuata uyum sağlanmasının gerekliliği gibi konular, Yunanistan’da faaliyet gösteren işletmeler ve hizmet sağlayıcılar için önemli sayılabilecek bir çıkarım olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, IAPR’nin bazı CTC e-fatura uygulamalarını kabul etme yolunda adımlar atmış olmasına rağmen işletmelerin, böyle bir gerçek zamanlı denetim (clearance ) sistemin şekil ve düzeniyle ilgili talep edilen açıklığın önümüzdeki aylarda getirilmesini beklemesi gerekiyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Beklendiği gibi, Portekiz vergi dairesi tarafından faturaların düzenlenmesi ile ilgili daha fazla bilgi yayımlandı. Ülkenin küçük ölçekli e-fatura reformu sırasında belirlenen şartların ertelenmesine ilişkin geçen hafta yayımlanan haberler ve şirketlerin vergi dairesine belli başlı bazı bilgileri bildirme yükümlülüğünün kaldırılması, benzersiz kimlik numarası ve QR kodlar hakkında uzun süredir beklenen bir regülasyon ile sonuçlandı.

Geçtiğimiz 2019 yılı içerisinde, 28/2019 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, benzersiz kimlik numarasını ve QR kodu zorunlu birer fatura içeriği olarak sundu. Öncesinde, 1 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenen bu benzersiz kimlik numarasının içeriğinin ne olduğuna ve QR kodların içeriğine ilişkin ayrıntılar eksikti. Ancak, Portekiz hükümeti her iki gerekliliği daha da düzenli hale getiren bir yönetmelik yayımladı.

Yeni bir doğrulama kodu

195/2020 sayılı Yönetmeliğe göre, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren, Portekiz yasalarına göre fatura düzenleyen şirketler, faturalarda kullanılan seri numaralarını, bu numaraları kullanmaya başlamadan önce Portekiz vergi dairesine bildirmek zorunda. Seri numaralarının vergi dairesine bildirilmesinin ardından vergi dairesi, bildirilen her seri numarası için bir doğrulama kodu veriyor.

Bu doğrulama kodu, daha sonra ATCUD olarak adlandırılan benzersiz kimlik numarasının bir parçası olarak kullanılıyor. ATCUD, serinin doğrulama kodu ve “ATCUD: Doğrulama Kodu-Seri numarası” formatında seri içindeki bir sıralı numaradan oluşuyor. ATCUD’nin, QR kodundan hemen önce tüm faturalara dahil edilmesi ve faturanın her sayfasında okunabilir olması gerekiyor.

Doğrulama kodu almak için vergi mükelleflerinin aşağıdaki bilgileri Portekiz vergi dairesine bildirmesi gerekiyor:

  1. Belge serisinin tanımlanması;
  2. SAF-T (PT) veri yapısında belirlenen belge türlerine göre belgenin türü;
  3. Seri içinde kullanılan seri numarasının başlangıç sayısı;
  4. Vergi mükellefinin, doğrulama kodunun gerekli olduğu seriyi kullanmaya başlamasının öngörüldüğü tarih;

Seri numaralarının vergi dairesine bildirilmesinden sonra vergi dairesi, minimum sekiz karakterden oluşan bir doğrulama kodu oluşturuyor.

Yönetmeliğe göre, ATCUD’nin de bir parçası olan seri numarası, SAF-T dosyasının Portekiz versiyonunun belirli bir alanından elde edilen bir referans.

Yönetmelik, QR kodu tanıtmayı amaçlasa da, teknik özelliklerin vergi dairesinin internet sitesinde yayımlanacağını belirtmektedir. Ancak Yönetmelik, sertifikalı yazılım kullanılarak düzenlenen tüm belgelerde ve faturalarda QR kodun da eklenmesi gerektiğini eklemekte ve QR kodun, faturanın ilk veya son sayfasına eklenmesi ve okunabilir olması gerektiğini belirtiyor.

Geçen hafta yayımlanan Yönetmelik, fatura düzenlemek için sertifikalı yazılım kullanması gereken şirketlerin kapsamını değiştirmediği gibi sertifika gereksinimlerini de değiştirmiyor. Fakat yine de, Portekizli vergi mükellefleri, tekrardan mevcut iş ve uyumluluk süreçlerini uyarlamak ve sistemlerini 1 Ocak 2021 tarihinden önce değiştirme baskısı altındalar.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Geçen yıl Şubat ayında Portekiz hükümeti, 28/2019 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi yayımlayarak e-faturaları etkileyen bazı değişiklikleri hayata geçirdi. Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı Portekiz yasal çerçevesinde dağınık halde bulunan yasal hükümleri birleştirmek ve basitleştirmektir. Ancak bu kuralların birçoğunun geçerliliği hala gelecek yönetmeliklere bağlıdır. Bunlar arasında QR kod ve e-faturalarda kullanılması gereken benzersiz kimlik numarası (UUID) oluşturma konusunda yol gösterici yasal ve teknik özelliklerin tanımlanması da bulunmaktadır.

Neler eksik?

Portekiz vergi daireleri, QR kod ve UUID ile ilgili olarak belirlenen son tarihi değiştirmedi. Resmi olarak son tarih hala 1 Ocak 2020. Ancak bu iki gereklilik ile ilgili daha fazla ayrıntılı bilginin bulunmayışı, vergi daireleri tarafından ek bilgiler yayımlanmadan önce vergi mükelleflerinin kurallara uyabileceği konusunda şüphelere neden oldu.

Kanun Hükmünde Kararnamenin gerekçesine göre faturalarda QR kodu uygulaması ve UUID kullanımı, vergi gelirinden düşülebilecek harcamaların hesaplanması aşamasında gerçek kişiler tarafından fatura verilerinin vergi dairelerine iletilmesini kolaylaştırmayı amaçlamakta. Bu iki gereklilik konusunda teknik özelliklerin belirlenmemiş olması, tüm e-faturaların mı yoksa sadece işletmeden müşteriye (B2C) yapılan işlemlerde düzenlenen faturaların mı bu gerekliliklere uyacağı sorusunu akıllara getiriyor. Portekiz’de işletmeden işletmeye (B2B) ve işletmeden müşteriye (B2C) düzenlenen faturalar arasında bazı farklılıklar olduğu için kuralların fark gözetmek için uygulanması bekleniyor.

Bizi neler bekliyor olabilir?

Kanun Hükmünde Kararname, gelecek yönetmeliklerde QR kod ve UUID ile ilgili neler bekleyebileceğimizle ilgili ipuçları sunuyor. Vergi mükelleflerinin e-faturalar düzenlenirken kullanılan seri numarasını, bu numarayı kullanmaya başlamadan önce ilgili makamlara iletmesi gerektiği belirtiliyor. Ayrıca Kanun Hükmünde Kararnamede vergi dairesine iletilen her bir belge seri numarası için vergi dairesi tarafından UUID’yi “içeren” bir kod oluşturulacağı bilgisi yer alıyor. Sonuç olarak seri numarası ve UUID bir şekilde ilişkili olabilir.

QR kod konusunda ise, QR kodun içeriği UUID ile birlikte fatura verilerini de yansıtabilir. Gelir vergisi mevzuatında yapılan bir değişikliğe göre faturaların vergi indirimi için kullanılması halinde kişiler, fatura verilerini vergi dairelerine iletmek için QR kod veya UUID kullanabilirler.

Son birkaç aydır Portekiz vergi daireleri tarafından alınan önlemler, e-fatura ile ilgili süreçlerde gecikmeye sebebiyet vermiş olabilecek Covid-19 salgınının etkilerini ortadan kaldırmaya odaklanmıştı. Buna karşılık Temmuz ayının başında Portekiz Mali İşler Bakanı, 28/2019 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameden kaynaklanan bazı yükümlülüklerin ertelenmesiyle ilgili bir bakanlık emri yayımlarken QR kod ve UUID yükümlülüklerinin uygulanmasıyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadı. Bakanın bu sessizliği, Portekiz hükümetinin geçen yıl yayımlanan önlemleri etkili bir şekilde hayata geçirme konusunu tekrar gündemine aldığını ve beklenen açıklamanın yakında yayımlanacağını gösteriyor olabilir.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Global KDV düzeninde ciddi değişikliklerin yapıldığı şu günlerde çok uluslu şirketlerdeki AP ve KDV uzmanlarının karşılaştığı temel zorlukları ve uzmanların 2021 ve sonrasında odaklarının ne olacağını anlamak üzere Shared Services Link ile birlikte çalıştık.

KDV açıklarını kapatmak ve ekonomik verimliliği artırmak için daha küçük yapılı ve hızlı yanıt sürelerine sahip vergi kontrolleri uygulamaya başlayan ülkelerin sayısı artarken dijital değişimin hiç olmadığı kadar hızlı ilerlediği açıkça görülüyor. Artık dolaylı vergi ekipleri kurumun geri kalanından bağımsız çalışamıyor. Eksiksiz bir uyumluluk yaklaşımının gerçek anlamda başarılı olabilmesi için BT, finans ve vergi uzmanlarının birbirine destek olması, birlikte çalışması ve devamlı yakın iş birliği içinde olması gerekiyor.

Ana fikirler

Daha fazla bilgi almak için ana fikirlerin ve önerilerin yer aldığı infografiğimizi indirin.

Güçlü bir uyumluluk ve işletme işlem otomasyonuna sahip olmanız, dijital dönüşüme daha sorunsuz bir şekilde geçiş yapmanız için sizi hazırlayacak ve dünya genelinde hükümetlerin dolandırıcılığı önlemek ve KDV açıklarını kapatmak amacıyla hayata geçirdiği artan uyumluluk gereksinimlerini karşılamanıza yardımcı olacaktır. Dijital dönüşüm için hazırlanmanıza yardımcı olacak en önemli dört tavsiyemizi aşağıda paylaşıyoruz.

KDV uyumluluk uzmanları için en önemli dört tüyo

  1. Yerel çözümler benimsemek yerine bütünsel bir yaklaşım edinin. Yerel çözümler verimsiz olmalarının yanı sıra global sistemler ve şirketinizin dijital dönüşümü için de engel teşkil edecektir.
  2. Dolaylı vergi uyumluluk süreçlerini otomatikleştirmeye başlayarak sürekli işlem denetimlerine yapılacak kaçınılmaz geçiş için kendinizi hazırlayın.
  3. Manuel süreçleri azaltacak doğru araçlarla sisteminize daha iyi veriler sağlayın ve vergi idare platformlarının gerçek zamanlı faturaları geri çevirmesiyle ortaya çıkan operasyonel sıkıntılardan kaçının.
  4. Sürekli değişen vergi düzeninin karmaşık gereksinimlerini karşılamak için vergi, BT ve finans ekipleri arasında iş birliği sağlayarak aktif bir yaklaşım benimseyin.

Harekete Geçin

AP ve KDV profesyonellerinin karşılaştığı temel zorluklar hakkında daha fazla bilgi edinmek için infografiğimizi indirebilir, haberler ve son gelişmelerden haberdar olmak için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Avrupa Komisyonu (Komisyon), 15 Temmuz 2020 tarihinde vergi uyumluluğunu artırırken işletmeler üzerindeki idari yükü azaltmayı amaçlayan yeni bir Vergi Paketini kabul etti. Vergi Paketi, KDV’ye ilişkin birçok öneriyi kapsıyor. Bu paketlerden üç tanesi dikkat çekiyor:

Bu üç öneri de komisyonun, AB’nin KDV sistemini revize ve modernize etme girişimleriyle paraleldir. Üçünün de AB vergi mükellefleri üzerinde kapsamlı etkileri olabilir.

Kolaylaştırılmış KDV kaydı

Komisyon, 2016 yılında yayınladığı “KDV Eylem Planı” ile, sınır ötesi e-ticaret için “Tek Noktada Hizmet” (One-Stop-Shop) anlayışını uygulamaya koydu. Bu düzenlemeye göre genellikle internet üzerinden mal ve hizmetlerin sınır ötesi satışını yapan mükellefler, bu satışlardaki KDV’yi ödemek için bir Üye Ülke’deki tek bir platformdan (“Tek Noktada Hizmet”) faydalanabilir. Bu uygulama vergi mükellefleri için kayıt ve raporlama yükümlülüklerini basite indirger. Yeni Vergi Paketi daha da kapsamlı. Tek Noktada Hizmet, kapsamlı olsa da kapsamadığı üyeler de vardır: Hedef Üye Ülke’de yerleşik olmasalar bile vergi mükellefleri, belirli ürünler için o ülkeye kaydolmak zorunda. Komisyonun tek bir AB KDV Kaydı kullanım önerisi, sınır ötesi ticareti daha da kolaylaştırarak bu şartı ortadan kaldıracak. Bu girişim ile ilgili çalışmalara 2022 yılında başlanması planlanıyor.

Modernleştirilmiş KDV raporlama

Üye Ülkeler, KDV raporlama süreçlerinin alanını genişletmek ve hızını artırmak için teknolojiyi gün geçtikçe daha fazla kullanıyor. İspanya, Macaristan ve İtalya; “gerçek zamanlı” raporlama veya e-faturalama zorunluluklarını yürürlüğe koyarken, diğer yargı mercilerinde Vergi için Standart Denetim Dosyalarının (SAF-Ts) sunulması gerekiyor. Sınır ötesi ticari faaliyet gösteren işletmelerde yarattığı farklı etkiye dikkat çekerken komisyon, bu trendin varlığını kabul ediyor. Bu etkiye değinmek amacıyla komisyon, özellikle AB içi işlemlere odaklanarak KDV raporlamasını modernize etmek istiyor. Yeni KDV Paketi, “e-fatura alanını genişletme ihtiyacı” üzerine daha fazla çalışma yapılacağını beyan ediyor. Şu anda, zorunlu işletmeler arası [B2B] e-fatura yalnızca AB KDV Direktifi’nden talep edilen derogasyon ile uygulanabilir. Bu kısıtlamanın yumuşatılması işletmeler üzerinde büyük etkilere sebep olabilir. Etki değerlendirmesi için 2022 yılı öngörülüyor.

Sınır ötesi dolandırıcılıkla mücadele

2017 yılında 50 milyar Euro olarak tahmin edilen sınır ötesi KDV dolandırıcılığının önüne geçmek, komisyonun yeni Vergi Paketiyle öngördüğü hedeflerden biri. KDV raporlamasını modernize etme girişimi, bunun için bir çözüm. Komisyonun öne sürdüğü diğer yöntem ise Üye Ülkelerin idari işbirliğini pekiştirmelerini amaçlayan Eurofisc’in konumunu güçlendirmek. Yeni Vergi Paketi, yeni dolandırıcılık yöntemlerinin önüne geçmek için, Üye Devletleri Eurofisc’e yatırım yapmaya teşvik ediyor. Şimdilik “Eurofisc 2.0” için öngörülen tarih 2023.

İşletmeler üzerindeki etkisi

AB vergi mükellefleri için KDV uyumluluğunu kolaylaştırmak, Yeni Vergi Paketi’nin hedeflerinden birisidir. Sonuçta durum böyle olsa da, mükelleflerin kısa vadede yukarıda bahsedilen yeni veya geliştirilmiş programlara ilişkin yeni lojistik yükümlülüklerle karşı karşıya kalması muhtemeldir. Kolaylaştırılmış AB kaydı, etkilenen işletmeler için yeni bir gereklilik hâline gelecektir. Modernize edilmiş KDV raporlaması, işletmelerin vergi dairelerine göndermesi gereken veri türü ve hacminde büyük bir artışa neden olabilir. Sınır ötesi KDV dolandırıcılığını azaltmaya yönelik uygulamalar, sınır ötesi ticaret üzerinde yeni düzenlemelere yol açabilir. Sadece birkaç yıl sonra hayata geçecek uygulamaya uyum sağlamak isteyen işletmeler, bu gelişmeleri takip etmeli ve kullandıkları vergi sistemlerinin güncelliğini korumalıdır.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

James Buckley, Avrupa’nın genel müdürü olarak bölgedeki tüm Sovos müşteri operasyonları için gözetim sağlıyor. Bir vizyon yaratma ve ona yapışma gücüne inanan James, Sovos’un birincil iş fonksiyonları boyunca yürümesini sağlar ve mümkün olan en iyi müşteri deneyimini sağlar.

James kariyeri boyunca bir takım üst düzey görevlerde bulundu. Önemli noktalar arasında, Avrupa’daki Sovos için birden fazla satın alıma rehberlik etme çalışmaları ve Pitney Bowes’un lansmanı ve dönüşümüne katılma fırsatı da yer alıyor. Son derece ödüllendirici ve eğitici olarak tanımladığı deneyimler.

Kendini tanımlayan pratik ve kararlı bir stratejist ve taktikçi olan James, müşterilerle ve ortaklarla olan önemli etkileşimlere asla hazır olamayacağına inanıyor. Takımını benimsemek için sürekli etkilediği bir alışkanlık ve beceri.

Ofisin dışında James ailesiyle vakit geçirmekten ve mümkün olduğunda koşma tutkusunu sürdürmekten hoşlanır. James geçtiğimiz günlerde Londra Maratonu’nu UNICEF’e para toplamak için tamamladı ve bu da tekrar tamamlamayı dört gözle beklediği bir meydan okuma.

Yeni Zelanda’nın yerli değil, aynı zamanda bir İngiltere vatandaşı olan James çok seyahat etti ve birçok ülkede yaşamış.

Daha fazla bilgi için James’in LinkedIn profilinebakın.

Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı (BEPS), dünyadaki hükümetlerin temel önceliği hâline gelmiştir. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), dünya genelinde vergilendirme sorunlarıyla mücadele etmek için yıllardır çalışmalar yürütüyor. Dünyanın büyük çoğunluğu, vergi planlamasıyla ilgili endişelerini dile getirmiştir. Bu endişelerin temeli, geliri sanal olarak azaltmak veya kârlarını çok az olan ya da hiç ekonomik faaliyetin yapılmadığı düşük vergi oranlarına kaydırmak amacıyla farklı vergi sistemleri arasındaki açıklardan istifade eden çok uluslu şirketlerin vergi planlamasıdır. Bu sorunların üstesinden gelmek amacıyla 2013 yılında OECD bir plan yayınladı. Bu plan, başka bir ülkenin ekonomisinde önemli bir dijital mevcudiyete sahip olan, ancak uluslararası kurallar çerçevesinde fiziksel bağlayıcıdan yoksun olan yabancı elektronik hizmet sağlayıcılarına dolaylı vergiler uygulanmasına odaklanan BEPS 1 Numaralı Eylem Planı’dır. Sonuç olarak, ülkeler tüm hizmet sağlayıcılarının adil bir şekilde vergilendirilmesini sağlamak için çaba sarf etti. Yabancı hizmet sağlayıcılarının, belirli işlemlere yönelik KDV/GST (Mal ve Hizmet Vergisi) kayda geçirmeleri ve tahsil etmeleri için yasalar çıkardı.

Ülkeler bugün ne durumda?

Avrupa

Avrupa Birliği, yabancı satıcılar için bir süredir yasalar uyguluyor. 2015 yılından bu yana, yabancı elektronik hizmet sağlayıcılarının dijital ekonominin karşılaştığı vergi sorunlarına çözüm bulmak için KDV tahsil etmeleri ve ödemeleri gerekiyor. Satıcılar, alıcının bulunduğu ülkede geçerli olan KDV oranını tahsil etmek zorundadır.

Birçok ülke, Avrupa Birliği’nin izinden gitti ya da İsviçre’de olduğu gibi yasalarını daha önceden uygulamaya koydu.

Tarih Grafiği (veri grafiği)

Gelecekte bizi neler bekliyor

Avrupa uzun yıllardır yasaları uyguluyor olsa da dünyadaki diğer ülkeler Avrupa seviyesine yaklaşmaya başlıyor. Yabancı hizmet sağlayıcılarına yönelik yeni yasalar koyan bölgeler, elektronik hizmet sağlayıcılarına fırsat eşitliği sunmak adına yasaları hızla yürürlüğe koyan Asya ve Latin Amerika gibi görünüyor.

Ocak – Temmuz 2020

Geçtiğimiz altı ay boyunca Şili, Malezya, Meksika, Moldova, Singapur, Özbekistan ve Zimbabwe gibi ülkelerin hepsi BEPS 1 Numaralı Eylem Planı’nın ülkelerine özgü versiyonlarını yürürlüğe koydular. Şimdi ise, KDV/GST’yi kaydettirmek ve tahsil etmek için yabancı elektronik hizmet sağlayıcılarına ihtiyaç var.

Ağustos 2020 – 2021

KDV/GST’ye kayda alma, tahsil etme ve ödeme gereksinimlerini uygulama trendi küresel çapta yayılmaya devam ediyor. Ayrıca, önümüzdeki yıl parlamentoya sunulacak önerileri olan birçok ülke var. Kosta Rika, Endonezya, Fiji, Kazakistan, Mauritius, Panama, Paraguay, Filipinler, Tayland, Ukrayna ve Vietnam son zamanlarda dijital ekonominin vergilendirilmesini arttırmayı planlıyor. Yıl sonu gelmeden diğer ülkelerin bahsi geçen ülkelerin arasına katılması kesinlikle şaşırtıcı olmaz.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

KDV açıkları genellikle dolaylı vergi toplayan ülkelerde görülür. Bu fark çoğu vergi dairesinin, işlem ve muhasebe verilerinin gerçek zamanlı ya da neredeyse gerçek zamanlı bir şekilde izlendiği Sürekli İşlem Denetimi’ni (CTC) uygulamasına sebep oldu. Fakat, gelişmiş Sürekli İşlem Denetimleri olan ülkeler bile vergi yolsuzluğu ya da var olmayan tedarik gibi durumlarla karşılaşabilir. Bu ise KDV toplama zincirinde boşluklar yaratarak önemli açıklara neden olur. Vergi mükellefleri gelen e-fatura ve e-imzaları onaylamaya alışkın olsalar da, çoğu devlet gelir kaybı ile başa çıkmak için ek onaylama gereklilikleri sunuyor.

Onaylama gereklilikleri

Geçersiz işlemler nedeniyle kayıpları kabul etmek genellikle vergi daireleri için söz konusu değildir. Bu sebeple, borcu KDV kredi zincirlerinin parçası olan diğer vergi mükelleflerine aktarmak için yöntemler uygulanır. Bu yöntemlerin genellikle yasal rejimlerde olan düz oran gerekliliklerini geçersiz kılmamaları için vergi daireleri, çoğunlukla vergi mükelleflerinin KDV ücretlerini zincirde yeniden konumlandırmadan önce ek kontrolleri yapmalarını bekler. Bu gibi onaylama gerekliliklerinin ardında yatan düşünce, ticari ortağın kanunu çiğnediğini bilen ya da bilmesi gereken vergi mükelleflerine vergi sorumlulukları yüklemektir. Bu sorumluluklar çeşitlidir. Ticari ortağın vergi kimlik numarasını kontrol etmek kadar kolay ya da KDV tutarının ticari ortaklardan biri tarafından toplandığını temin etmek kadar da karmaşık olabilir.

Vergi Numarası kontrol gereklilikleri

En basit alternatifler arasında vergi numarası kontrol gereklilikleri vardır. Bu noktada, ticaret ortakları bir işlem ya da ödeme yapmadan önce birbirlerinin vergi numaralarını onaylamalıdır. KDV bir ortağın kaybolması sebebi ile ödenmemiş ve kontroller yapılmamışsa, toplanmamış KDV diğer ticaret ortağının sorumluluğundadır. Bu yöntem topluluk içi tedariklere verilen muafiyetin, periyodik beyanlarda ilgili tarafça sağlanan doğru bilgiye dayandığı Avrupa Birliğinde ilgi çekmiş durumda. Pratikte, tedarikçiler alıcıların KDV numaralarını KDV bilgi alışveriş sistemi olan VIES platformu üzerinden kontrol etmelidirler. Bilgi hatalı ise (ya da ticaret ortağı yoksa), şirket alıcının KDV numarasının tedarik gününde VIES platformunda geçerli olduğunu kanıtlayamadığı sürece, tedarikçi aksi takdirde alıcının sorumluluğunda olacak olan KDV’nin yükümlülüğünü taşır.

Diğer onaylamalar

Bazı ülkeler kimlik kontrolünün de ötesine geçerek, vergilerin toplandığından emin olmak için ticaret yapan taraflarca yürütülecek diğer onaylamaları uygular. Burada çok farklı olmayan nokta ise, ihmalkar tarafın diğer tarafın KDV yükümlülükleri ile ortak sorumluluk aracılığıyla KDV kredi zincirindeki farklılıkları kapatacağı varsayımıdır. Örneğin, Polonya’da topluluk içi tedariklerde uygulanan VIES kontrollerinin yanı sıra, alıcılar Polonyalı vergi daireleri tarafından kaydedilmiş ve listelenmiş banka hesaplarına ödeme yapmalıdırlar. Bir vergi mükellefi, tedarikçinin onaylanmamış banka hesabına ödeme yaparsa tedarikçinin KDV yükümlülüğünden sorumlu tutulabilir. Meksika’da Sürekli İşlem Denetimlerinin (CTC) erken benimsenmesine rağmen, alıcılar tedarikçilerin onaylanmamış listesinde (örneğin, sahte fatura düzenlemiş ya da sahte işlemlerde bulunduğu düşünülen) olup olmadıklarını kontrol etmelidirler. Kara listede yer alan Meksikalı onaylanmamış şirketlerin düzenlediği faturalarda mali değer eksikleri olabileceği için KDV kredi istemini onaylayamazlar böylece alıcı KDV ücretini üstlenir.

Artırılmış verim

İş süreçleri ile birlikte ilerleyen düzgün bir KDV kredi sistemi verim için kilit noktadır. Bu sebeple, vergi daireleri doğrudan kredi-borç sistemini engelleyecek önlemler uygulamaktan kaçınmalıdır. Hindistan, vergi dairelerinin otomatikleştirilmiş vergi numarası kontrollerini gerçekleştireceği Sürekli İşlem Denetimleri (CTC) sistemine geçiyor. Yine de, ülkenin alıcıların sadece tedarikçileri mal ve hizmet vergilerini doğru bir şekilde topladıysa vergi kredisini kullanmaya hakkı olduğu mevcut çerçevesini koruması gibi bir beklenti var. Bu yaklaşım, bir taraftan vergi mükelleflerine denetim getirirken diğer taraftan ödeme olasılığına güvenemeyen ve kolayca bulunamayabilecek veri konusunda uzlaşması gereken vergi mükelleflerine çok fazla idari yükü beraberinde getiriyor.

Vergi numaralarının ve listelerinin onayı hem denetim sonrasını hem de Sürekli İşlem Denetimleri (CTC) sistemi olan ülkeleri etkileyen bir eğilimdir. Ne var ki, son sınıfa dahil olan vergi daireleri otomatik kontrol yapmak için ve işlem durumunda ilgili tarafları bilgilendirmek için sistemlerini geliştirebilirler. İtalya’da da böyle olmuştur. Merkezi e-fatura platformu olan SDI, bir faturada belirlenmiş KDV numaralarını ve bu KDV numaraları daha geniş bir KDV grubuna dahilse de, kontrol ediyor ve geçersiz veri bulunduran belgeleri geri çeviriyor. Brezilya’da da, Hindistan’da olması beklendiği gibi, bu kontroller çoklu Devlet e-fatura platformlarında yürütülüyor.

Uymamanın cezası

Bu kurallara uyulmamasının maliyeti oldukça yüksektir. Özellikle her bir yetersiz vergi numarası ve liste kontrolü tedarik ile ilişkili olan KDV tutarını saklayabileceği için beklenmeyen KDV ücretlendirmelerinden sorumlu olma riski oldukça yüksektir. Neticede, alacaklar ve borçlar hesabı sistemi eğilimi yakalamalı, ya gerekli kontrolleri kendisi yapabilmeli ya da kontrollerin tam anlamıyla yerine getirildiğinden emin olmak için hükümet platformları ya da hizmet sağlayıcıları ile entegre olabilmek için esnek olmalıdır.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

CLASS dokunuşu: Gümrük tarifesi verilerine basitleştirilmiş erişim

CLASS – Sınıflama Bilgi Sisteminin kısaltılmış hali- Avrupa Komisyonunun yeni tek uçlu arama sunucusudur. AB’ye giren ve AB’den çıkan malların gümrük tarifesi sınıflama verilerine erişim sağlar. Vergi bilgilerini ve işlemlerini yönetmek için bütünleştirilmiş bir yaklaşım geliştirmede de son adımdır. Mallar bir AB sınır kapısında beyan edildiğinde, Kombine Tarife (“CN”) ya da bir Üye Devletin yurt içi sınıflaması uyarınca gümrük vergisi transit belgelerine göre sınıflanmalı ve beyan edilmelidirler. CLASS, gümrük vergilerinin doğru oranlarına ve uygulanan tarife dışı engellerin detaylarına kolay erişim sağlar. Ayrıca şunları da sağlar:

CLASS’ı kullanmak, gerekli gümrük vergisi bilgilerini elde etmek için farklı konumlar, formatlar ve dillerde birden çok kaynağa güvenmek zorunda kalmadan işletmelere kayda değer bir zaman kazandırır. Zaman kazanmak ise daha hızlı bir tedarik zinciri karar verme sürecinin yanı sıra daha az idare ve maliyet ve dolayısıyla daha etkin mal nakliye süreci demektir.

Yeni bir Birleşik Krallık global gümrük tarifesi

Tesadüfen, Birleşik Krallık Hükümeti neredeyse CLASS’ın sunulması ile aynı zamanda Birleşik Krallık Küresel Gümrük Tarifesi (“UKGT”) rejiminin ayrıntılı tasarısını duyurdu. UKGT, Birleşik Krallığın Brexit dönüşümü sona erdiğinde (mevcut durumda 31 Aralık 2020 tarihinde sona ermesi bekleniyor) AB Ortak Gümrük Tarifesinin yerine getireceği rejimdir. Euro yerine Birleşik Krallık pound para birimine vergi değeri uygulayan UKGT, denizaşırı şirketler için Birleşik Krallığa mal ithalini daha basit ve ucuz bir hale getirmelidir. Altı binden fazla tarife kategorisi ve oranında düşürme ve basitleştirme gerçekleştirir (örneğin, tam yüzdelerde yuvarlama oranı), ve çok çeşitli mallarda vergilerin tamamen kaldırılması dâhil, AB Ortak Gümrük Tarifesinden daha düşük bir tarife rejimidir. Amaç işletmeler için gümrük yönetimini kolaylaştırmak, tüketici tercihlerini genişletmek ve küresel çapta ticaret yapan Birleşik Krallık işletmeleri için rekabet gücünü artırmaktır. Tartışmalara yol açan adımlardan biri, hükümetin gereksiz olarak gördüğü gıda ürünleri üzerindeki 13.000’den fazla vergi çeşitliliğini kaldıran AB tarife cetvelinin terk edilmesidir. Kalan tarifeler Birleşik Krallığın özellikle rekabet gücünün yüksek olduğu tarım, otomotiv ve balıkçılık gibi özel stratejik sanayilere destek olmak üzere hedeflenmiş ve ayrıca rekabet gücünü ve “yeşil” enerjilerin ve ilgili ürünlerin kullanımını artırmak üzere planlanmış durumdadır.

UKGT tarafından bildirilen basitleştirmeler, Brexit sonrası gümrük idaresi maliyetlerinde beklenen artışı İngiltere’deki işletmeler için dengeleyebilir. Özelikle Birleşik Krallık-AB arasında devam eden ticaret görüşmelerinin sonucu anlaşmasız ayrılık olduğu takdirde, Birleşik Krallık ürünleri AB ülkelerine girişte eşit düşük oranlara tabi olamayabileceğinden ithalat gümrük tarifesi için yapılacak stratejik değişikliklerin Birleşik Krallıktaki işletmelere zarar verip vermeyeceği net değildir. Diğer taraftan, net olan bir konu ise tüm bu değişikliklerin işletmeleri, gelecek seneden itibaren tedarik zincirlerini gözden geçirmek ve satış fiyatları ve kar oranlarını incelemek için Birleşik Krallıktan ithalat ya da Birleşik Krallığa ihracat yapmak üzere harekete geçirmesidir. İthalat KDV oranı vergi içeren fiyatlar üzerinden hesaplandığı için ayrıca ithalat KDV muhasebesi ve nakit akışında sonuçları olabilir.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.