Suudi Arabistan Zekât ve Vergi Genel Müdürlüğü’nün (GAZT) daha önce yayımladığı “E-Fatura Yönetmeliği Hükümlerinin Uygulanmasına Yönelik Kontroller, Gereklilikler, Teknik Özellikler ve Usul Kuralları” başlıklı taslak kurallar, yaklaşan e-fatura zorunluluğu için teknik ve usul gerekliliklerini ve kontrolleri tanımlamayı amaçlıyordu. GAZT kısa süre önce Suudi Arabistan’daki e-fatura kurallarının taslağına son halini verdi ve yayınladı.
Bu arada, Zekât ve Vergi Genel Müdürlüğü (GAZT) ile Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün birleşerek Suudi Arabistan Zekat, Vergi ve Gümrük Kurumu’nu (ZATCA) oluşturması nedeniyle vergi dairesinin adı değişti.
Nihai hale getirilen kurallar, ikinci aşamanın uygulamaya geçiş tarihinin 1 Haziran 2022’den 1 Ocak 2023’e değiştirilmesini de içeriyor. İkinci aşama için B2C (basitleştirilmiş) faturaların vergi dairesinin platformuna bildirilmesi için zaman sınırını açıkladılar.
Nihai kurallara göre, Suudi Arabistan e-fatura sistemi iki ana aşamadan oluşacak.
İlk aşama 4 Aralık 2021’de başlıyor ve tüm yerleşik vergi mükelleflerinin e-fatura ve elektronik notlar (alacak ve borç notları) oluşturmasını, değiştirmesini ve saklamasını gerektiriyor.
Nihai kurallar, işletmelerin e-faturaları ve ilgili notları yapılandırılmış bir elektronik formatta oluşturmaları gerektiğini belirtiyor. PDF veya Word formatındaki veriler bu nedenle e-fatura değildir. İlk aşama belirli bir elektronik format gerektirmemektedir. Ancak, bu tür fatura ve notlar gerekli tüm bilgileri içermelidir. İlk aşama, B2C faturalarının bir QR kodu içermesini gerektiriyor.
İlk aşama için e-fatura çözümlerine yönelik bir dizi yasaklanmış işlev vardır:
İkinci aşama, vergi mükelleflerinin ZATCA’ya elektronik notlara ek olarak e-fatura iletmeleri için ek gereklilik getirecektir.
Nihai kurallar, ikinci aşamanın 1 Ocak 2023’te başlayacağını ve farklı aşamalarda uygulanacağını belirtmektedir. B2B faturalar için bir takas rejimi öngörülürken, B2C faturaların düzenlendikten sonraki 24 saat içinde vergi dairesi platformuna bildirilmesi gerekmektedir.
İkinci aşama gerekliliklerinin bir sonucu olarak, Suudi e-fatura sistemi 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren CTC e-fatura sistemi olarak sınıflandırılacaktır. Tüm e-faturalar UBL tabanlı XML formatında düzenlenmelidir. Vergi faturaları XML veya PDF/A-3 (gömülü XML ile) formatında dağıtılabilir. Vergi mükellefleri basitleştirilmiş faturaları dağıtmalıdır (örn. B2C) kağıt formunda.
İkinci aşamada, uyumlu bir e-fatura çözümü aşağıdaki özelliklere sahip olmalıdır:
İkinci aşama, ilk aşamada belirtilen gerekliliklerin yanı sıra e-fatura çözümleri için ek yasaklanmış işlevler de getirecektir:
Nihai kuralların yayınlanmasının ardından ZATCA, sektördeki ilgili paydaşları bilgilendirmek üzere çalıştaylar düzenliyor.
Bu noktada bazı ayrıntılar belirsizliğini koruyor, ancak Suudi yetkililer e-fatura sisteminin uygulanmasına ilişkin uzun vadeli hedeflerin iletişiminin yanı sıra açık belgeler sunma ve her aşama için yayınlanan belgelere ilişkin geri bildirim fırsatları sağlama konusunda çok başarılı oldular. Yakın gelecekte gerekli rehberliğin sağlanmasını bekliyoruz.
Suudi Arabistan KDV gereksinimlerinizi görüşmek için bizimle iletişime geçin.
Türkiye Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) e-fatura ve e-arşiv faturalarının iptal ve itiraz bildirim işlemlerine ilişkin yeni kılavuzlar yayımladı. “e-Fatura Uygulaması İptal, İhtar/İtiraz Bildirim Kılavuzu” ve “e-Arşiv Uygulamaları (e-Arşiv Fatura, e-SMM) İptal, İhtar/İtiraz Bildirim Kılavuzu” olmak üzere iki kılavuzda güncelleme yapıldı.
Güncellenen kılavuzlar, e-fatura ve e-arşiv faturalarına yapılacak itirazlar ve bunların GİB’e bildirimlerine ilişkin yeni prosedürler konusunda vergi mükelleflerini bilgilendirmeyi amaçlıyor. Değişen itiraz prosedürü ile birlikte e-arşiv uygulamasının şemasında da değişikliğe gidildi. Henüz bir değişiklik yapılmamış olsa da yakın gelecekte e-fatura uygulamasının şemasında da değişikliğe gidilmesi söz konusu olabilir. Güncellenen kılavuzlarda düzenlenen e-fatura ve e-arşiv faturalarına yapılacak itirazlar için GİB portalının kullanılabileceği belirtildi.
Temmuz 2021’den itibaren elektronik ortamda düzenlenen belgeler, BA (Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu) ve BS (Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu) formlarda belirtilmeyecek. BA ve BS formları, toplam fatura tutarının 5.000 TL ve üzeri olduğu durumlarda düzenlenen veya alınan faturaların periyodik olarak raporlanması amacıyla oluşturulur. Tüm limited ve anonim şirketler, bildirimde bulunmaları gereken faturalar olmasa bile bu formları oluşturup GİB’e göndermekle yükümlüdür.
Kısa süre önce GİB, elektronik olarak düzenlenen belgelerin BA ve BS formlarında gösterilmeyeceğini ve bunun yerine denetim (e-fatura) ve raporlama (e-arşiv) sürecinde doğrudan GİB’e raporlanacağını belirten yeni bir kanun hükmü yayımladı. Elektronik olarak düzenlenen faturalara ait verilerin gerçek zamanlı olarak GİB’e gönderildiği göz önüne alındığında, mükellefler BA ve BS formları aracılığıyla elektronik düzenlenen faturaların bildirimini yapmaktan kurtarılarak ilgili verilerin yalnızca bir kez toplu şekilde alınacağı daha verimli bir sistem oluşturuluyor.
Mevcut durumda e-belgeler yukarıda belirtilen formlarda belirtilmeyecek. Ancak, GİB’in her bir mükellefe ait doğru fatura bilgilerine sahip olabilmesi için mükelleflerin, nihai faturaların hangileri olduğunu bildirmesi ve gönderilen veriler değerlendirilirken itiraz veya iptal edilen belgelerin dikkate alınmaması gerekiyor.
İptal süreci halihazırda GİB’in temel e-fatura ve e-arşiv portalı üzerinden gerçekleştiriliyor olsa da, dışarıdan yapılan itiraz talepleri (noter, taahhütlü mektup veya kayıtlı e-posta sistemi aracılığıyla) düşünüldüğünde GİB, tüm itirazları görebilme imkanına sahip değildir. Dolayısıyla bu durum, GİB’in (itiraz nedeniyle) iptal edilen bir belgeyi düzenlenmiş olarak kabul etmesi ve vergi mükelleflerinin kayıtları ile GİB’in vergi tahsilatı için kabul ettiği veriler arasında tutarsızlıklara yol açması riskine neden olabilmekteydi.
Bu nedenle artık mükellefler, kayıtları ile BA ve BS formları arasında herhangi bir tutarsızlık olmaması için itiraz taleplerini GİB’e bildirmekle yükümlüler. Uygulamanın nihai amacı, gelecekte BA ve BS formlarının GİB tarafından tamamen otomatik şekilde doldurulmasıdır.
Türk Ticaret Kanunu’na göre itiraz veya iptal taleplerinin sekiz gün içinde yapılması gerekiyor. Alıcı ve satıcılar, GİB sistemi dışında yapılması gereken (noter, taahhütlü mektup veya kayıtlı e-posta sistemi aracılığıyla) ve GİB sistemine kaydedilmesi gereken itiraz talebinde bulunabilirler.
E-arşiv uygulaması için ise satıcıların itiraz talebini GİB’e bildirebilecekleri iki yol bulunuyor. Bunun için isterlerse (otomatik olarak) e-arşiv uygulamasını kullanabilir, isterlerse de itiraz taleplerini GİB’in portal sistemine girebilirler. Alıcılar, GİB portalından bu talepleri görebilir ve zorunlu olmamakla birlikte, isterlerse yanıt verebilirler. e-Serbest Meslek Makbuzlarına (e-SMM) iliskin itiraz bildirimleri de e-arşiv uygulaması üzerinden yapıldığı için aynı itiraz kuralları bunlar için de geçerlidir.
E-fatura uygulamasında herhangi bir değişiklik olmadığı için satıcıların veya alıcıların e-fatura uygulamalarını kullanarak GİB’e bildirimde bulunmaları mümkün değil. Mevcut durumda e-fatura itirazlarını yalnızca GİB portal sistemi üzerinden GİB’e bildirebiliyor. Mükellefler de itiraz taleplerine sadece portal sistemi üzerinden cevap verebiliyor.
Her ne kadar GİB, iptal ve itiraz taleplerinin dijitalleştirilmesine yönelik bir adım atmış olsa da, bu işlemlerin otomatik olarak gerçekleştirilmesinin bir yolu yok. Dijitalleştirilen itiraz sürecinin ülkede hayata geçirilmesinden önce, yetkililerin süreci otomatikleştirmeye ve geçerli mevzuatı yürürlüğe koymaya veya değiştirmeye yönelik daha sofistike bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor.
Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
Rusya, belirli malların izlenebilirliği için 1 Temmuz 2021’de yürürlüğe girecek yeni bir sistem tanıtıyor. 371-FZ no’lu Federal Kanun, izlenebilirlik sistemine yönelik yeni prosedürü hayata geçirmek için Rus Vergi Kanununda değişiklik yapacak. Bu prosedürle birlikte, izlenebilir malların ticaretini yapan vergi mükellefleri zorunlu olarak e-fatura düzenleyecek.
Yürürlüğe girdiğinden beri Rusya’da B2B e-fatura düzenlemek için gönüllük esastı. Ancak, yaz itibariyle izlenebilirlik sistemine tabi malların ticaretini yapan mükellefler için bu durum değişiyor. E-fatura düzenlemek ve e-faturanın kabulü zorunlu olacak.
İzlenebilirlik sisteminin amacı, Rusya’ya ve Avrasya Ekonomik Birliği’ne (AEB) ithal edilen belirli malların hareket takibini sağlamaktır. İzlenebilirlik sisteminde, her malın sevkiyatı için ithalat sırasında bir kayıt numarası atanıyor ve bu numara her türlü işlemde kontrol ediliyor. Yeni izlenebilirlik sistemi kapsamındaki işletmeler, faturalarında ve birincil muhasebe belgelerinde kayıt numarası belirtmek zorunda olacak. İşletmeler, izlenebilir mallar için yapılan işlemler hakkında da KDV iadeleri ve ilgili işlem raporları ile bilgi vermek zorundalar.
İzlenebilirlik zorunlulukları kapsamında, izlenebilir malların dolaşımında yer alan tüzel kişiler ve bireysel işletmeler de bulunuyor. 1 Temmuz 2021’den itibaren, bu mallar için elektronik fatura düzenlenmesi gerekiyor. İzlenebilirliğe tabi malların alıcıları, elektronik fatura kabul etmek zorunda. İhracat/yeniden ihracat ve B2C satışlarında, izlenebilir malların satışı için e-fatura zorunluluğu bulunmuyor.
Güncel liste aşağıdakileri içeriyor:
Rusya’nın 2024’ün sonuna kadar faturaların %95’inin ve irsaliyelerin %70’inin elektronik olarak düzenlenmesini hedeflediği düşünülürse, dijitalleşmeye yönelik daha fazla adım atılacağını söylemek mümkün. Rus vergi dairesinin ilerleme kaydettiği bir diğer alan ise muhasebe kayıtlarının elektronik ortamda tutulması. Bu sebeple, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Rus mevzuatında yapılacak değişiklikler sürpriz olmayacak.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
İtalya zorunlu e-fatura sistemini tanıttığında, sınır ötesi faturalar reform kapsamında bulunmuyordu. İtalya zorunluluğu uygulamaya koymak için, Avrupa Konseyi KDV Direktifi’nden bir derogasyon talebinde bulundu. Bu talebin sonucunda, İtalya’nın İtalyan vergi mükellefleri arasında yapılan yurt içi işlemler için zorunlu bir gümrük sistemini yürürlüğe koymasına izin verildi.
İtalyan yasalarına göre işlem gören tüm yurt içi ve sınır ötesi faturaların en başından beri Agenzia delle Entrate’in planlarına dahil edildiğini söylemek mümkün. Öyleyse, geniş kapsamlı sürekli işlem denetimlerini (CTC) uygulamaya geçirme fikrinden hiç vazgeçilmemiş gibi görünüyor.
SDI platformunun (Sistema di Interscambio) henüz açıklığa kavuşturmadığı İtalya’ya gelen ve İtalya’dan giden sınır ötesi faturalar konusuna, Esterometro raporunda ayrı olarak yer verildi. Esterometro, SDI’ın gözlerinden uzakta düzenlenen ve iletilen sınır ötesi gelen ve giden faturaları kapsıyor.
Esterometro için gereken veriler, FatturaPA faturasını düzenlemek için gereken verilerle benzerlik gösterse de, önemli farklılıklar mevcut. FatturaPA’da daha fazla belge türü bulunuyor. Ayrıca, mal ve hizmetlerin tanımı için daha fazla ayrıntıya ihtiyaç var.
İtalya vergi dairesinin zorunlu gerçek zamanlı denetim (clearance) platformunu yürürlüğe koyarken hedeflediği tam da bu derece ayrıntı düzeyiydi. Ayrıca, geniş kapsamlı CTC planları hâlâ gündemde: 2022’de, sınır ötesinden talep edilen ayrıntıların vergi dairesine sağlanıp FatturaPA’daki sınır ötesi fatura verilerinin SDI’ye iletilmesi Esterometro’nun yerini alacak.
İtalya, bu kararla Avrupa Konseyi’nin verdiği kısmi derogasyonun etkilerinin üstesinden gelmiş oluyor. Bilindiği üzere raporlama, Avrupa Konseyi’nin müdahalesi olmadan çeşitli AB ülkelerinin CTC’leri sessizce uygulamaya koyduğu bir alan oldu.
İtalya artık, Macaristan ve İspanya gibi diğer Üye Ülkelerle aynı stratejiyi uyguluyor. Bu ülkeler, AB kurumlarından (karşılaşsa bile) pek az itirazla karşılaşan, raporlama yükümlülükleri ile CTC’leri yürürlüğe koyan ülkeler. Bu ülkeler, sadece faturada bulunan verilerin raporlanmasını zorunlu tutarak bahsi geçen işlemler için ayrıntılı verilerden yararlanıyor. Gerçek zamanlı e-faturayı zorunlu kılmıyor.
Yeni yükümlülük, verilerin iletilmesini SDI platformu üzerinden sağlamak için bir gereklilik olarak tanımlanıyor. Bu durum, Esterometro ile gönderilecek olan verilerin bile artık FatturaPA formatında gönderileceği anlamına geliyor. Özel FatturaPA, temelde bir e-fatura değil.
Yani, sınır ötesi mal tedariğinde e-fatura hâlâ alıcının onayına tabi. İşlemi gerçekleştiren taraflar, faturaların formatı konusunda (FatturaPA ya da diğer) anlaşma sağlayabilir. Sonuç olarak, FatturaPA’dan başka yollar ile gönderilen hukuken geçerli bir fatura, FatturaPA sayesinde fatura veri raporu ile bir arada bulunacak.
İtalya vergi dairesi, şimdilik FatturaPA için ek teknik özellik duyurmadı. Bu durum, FatturaPA’nın geçtiğimiz Ekim ayından beri kullanıma hazır olduğunun güçlü bir göstergesi. FatturaPA 1.2.1 sürümüyle birlikte, entegrasyon belgeleri (sınır ötesi faturaların alınması üzerine düzenlenen bir belge sınıfı) için çeşitli sınıflandırmaların yapıldığı ayrıntılı yeni belge türleri Ekim 2020’de tanıtıldı. Bu sürümde, vergiden muaf veya karşı ödemeli sisteme tabi olanların ayrıntılı sınıflandırılması da yer alıyor.
FatturaPA’nın Esterometro’nun yerini alması ile SDI merkezi bir platform hâline geliyor. Artık sınır ötesi işlemler de dahil, FatturaPA ülkede ulaşılabilecek tüm ayrıntılı veriyi İtalya vergi dairesine sağlıyor. Yeni zorunlulukla elde edilen veriler, bu mali yıl boyunca vergi dairesinin gözlerden uzakta düzenlediği kullanıma hazır KDV iadelerinin işine yarayabilir. Bir sonraki mali yılın başında da, bu veriler vergi mükelleflerinin kullanımına muhtemelen hazır olacak.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
Eylül 2020’de İtalya, elektronik belgelerin oluşturulması ve korunmasına ilişkin mevzuatta büyük değişiklikler yaptı. Bu yeni gerekliliklerin 7 Haziran 2021’de yürürlüğe girmesi bekleniyordu ancak Dijital İtalya Ajansı (AGID) yeni mevzuatın yürürlüğe giriş tarihinin 1 Ocak 2022’ye ertelenmesine karar verdi.
Bu yeni “Elektronik belgelerin oluşturulması, yönetilmesi ve korunmasına ilişkin yönergeler” (“Yönergeler”), elektronik belgeleri farklı açılardan düzenliyor. İşletmeler, Yönergeleri izleyerek elektronik belgelerinin mahkemede sağlam bir kanıt niteliği taşıyacağı varsayımından yararlanıyor.
Yönergelerin ertelenmesi, özellikle meta verileri e-belgelerle ilişkilendirme yükümlülüğü konusunda endişelerini dile getiren yerel kuruluşların iddiaları sonucunda AGID tarafından alınmış bir karar. Yönergelerde, sistemlerin kendi aralarında karşılıklı çalışabilir olmasını sağlayacak şekilde, e-belgelerle birlikte saklanması gereken meta veri alanları ayrıntılı olarak listeleniyor.
AGID, yeni e-belge mevzuatının yürürlüğe giriş tarihini ertelemenin yanında, yeni meta veri bölümleri ekleyip, bazı alanların açıklamasını değiştirerek meta veri gerekliliklerinde de değişikliğe gitti. Bununla birlikte AGID, özellikle standartlara yönelik referansları düzeltti ve bazı yükümlülükleri açıklığa kavuşturmak adına ifadeleri yeniden yorumladı.
Güncellenen Yönergeler’e ve bunlara ilişkin Ekler’e AGID’in internet sitesinden ulaşılabilir.
E belgeler hakkında daha fazla bilgi için bu bloga bakın.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
Vergi Usul Kanunu kapsamında 509 sayılı Genel Tebliğ’de yapılan değişikliğe göre sağlık hizmeti sunucuları ile medikal malzeme ve ilaç ya da etken madde temin eden tüm mükelleflerin 1 Temmuz 2021 tarihi itibarıyla e-Fatura uygulamasına geçeceği açıklandı.
Resmî gazetede yayımlanan ve yürürlüğe girecek olan uygulama Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayan sağlık hizmeti sunucularını, medikal malzemelerin yanı sıra ilaç, etken madde temin eden tüm mükellefleri kapsayacak.
Bu kapsamda;
Bu kapsamda kuruluşlar 1 Temmuz’dan itibaren e-fatura uygulamasına geçecek. Bu tarihten sonra Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayan kuruluşların ise SGK’ya fatura düzenlemeye başlamadan önce e-fatura uygulamasına geçmeleri gerekecek.
1 Ocak 2020’den sonra e-Fatura uygulamasına dahil olanlar ise e-Fatura uygulamasına geçilen tarihte e-arşiv faturaya geçmek zorunda olduğundan, belirtilen kuruluşların 1 Temmuz´da e-arşiv faturaya da geçmesi gerekmektedir.
Dijitalleşme süreci, Covid-19 salgını ile özellikle sağlık sektörlerinde artan fiziksel teması en aza indirgeyecek. Bunun yanı sıra kuruluşların fiziki belge hazırlama ve depolama yükünü de azaltacak.
Diğer yandan SGK’ya fatura kesen kurumlar için de elektronik fatura ve e-arşiv fatura uygulamaları ile faturaya dair tüm süreçlerin elektronik ortama taşınması sayesinde ödeme, tahsilat gibi işlemler daha hızlı ve verimli hale gelecek.
Elektronik faturalama sürecini GİB Portal üzerinden veya özel entegratör aracılığıyla yürüten kurumlar, belgelere kolay erişim, verimlilik ve süreklilik gibi faydalara erişebilecek.
Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
Eylül 2020’de, Dijital İtalya Ajansı (AGID), 7 Haziran 2021’den itibaren yürürlüğe girecek olan elektronik belgelerin oluşturulması ve muhafazası konusundaki yeni gereklilikleri açıkladı.
AGID, İtalya’nın dijital gündeminden ve BT sistemlerinin kendi aralarında karşılıklı çalışabilir olmasını sağlamak için yasalara eşdeğer yönergeler ve teknik kurallar oluşturmaktan sorumludur. Yükümlülüklerinden biri, elektronik belgelerin oluşturulması, yönetimi, korunması ve saklanmasına ilişkin teknik kurallar belirlemek ve tesis etmektir.
İtalya’da e-belgeleri düzenleyen yasalar, Dijital Yönetim Kanunu, CAD’in (IT: Codice dell’amministrazione digitale) yayınlanmasıyla birlikte 2005’ten beri mevcuttur. CAD, kamu idaresi tarafından ve bazı durumlarda bireyler arasında teknolojinin kullanımına ilişkin temel kuralları ana hatlarıyla belirler. AGID’e, bir e-belgenin oluşturulmasından kalıcı olarak silinmesine kadar yaşam döngüsünün çeşitli yönlerini daha ileri seviyede düzenlemesi için normatif yetkiler veren CAD’dir.
E-belgelerin oluşturulması, yönetilmesi ve korunmasına yönelik AGID tarafından Eylül 2020’de sunulan yönergeler, çeşitli kuruluş ve devlet kurumu regülasyonlarını tek bir belgede topluyor. Yeni yasa, diğer yasal düzenlemelerdeki birçok hükmü yürürlükten kaldırıyor. İşletmeler, AGID yönergelerini izleyerek, elektronik belgelerinin yasal işlemlerde sağlam bir kanıt niteliği taşıdığı varsayımından yararlanıyor.
Mahkemede hangi belgelerin delil olarak kullanılacağının değerlendirilmesi, AGID yönergeleri uyarınca bir elektronik dosyanın bir e-belge olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin belirlenmesine yardımcı oluyor. Kanıtlara dayalı bir durumu mümkün olan en iyi şekilde oluşturmak için e-belgenin oluşturulması, korunması ve depolanması İtalyan yönergelerine uygun olmalıdır. Kural olarak, bir mahkemede yasal bir işleme ait delil olarak sunulması gerekebilecek belgeler yönergelere uygun olmalıdır.
İtalya da, birçok yargı bölgesi gibi, faturaların saklanması konusunu düzenlemiş (örneğin, belgelerin bütünlüğünün ve doğrulunun saklama süresinin sonuna kadar korunması zorunlu kılınmıştır) ve vergiye ilişkin belgeler için özel saklama süreleri belirlemiştir.
Faturalarla ilgili ayrıntılı regülasyon, e-faturaların mahkemede delil olarak sunulan vergi dairesi denetimlerinin bir parçası olduğunu göstermektedir. AGID yönergelerine göre, e-faturalar mahkemede tam kanıt niteliği taşıması için e-belge olarak ele alınmalıdır.
Yönergeler, bir elektronik belgeyi birçok açıdan düzenler. E-fatura söz konusu olduğunda en önemli konu, e-faturaların oluşturulması ve korunmasıdır.
1. E-belgelerin oluşturulması
İtalyan yönergelerine göre, bir e-belge değiştirilemez bir duruma geldiğinde oluşturulmuş kabul edilmektedir.
E-belge oluşturma yöntemine bağlı olarak (yazılım yoluyla oluşturma, elektronik yollarla edinme, vb.), nitelikli bir elektronik imza,mühür uygulaması veya bir koruma sistemine koyulması gibi çeşitli teknik yöntemler, bir belgenin değiştirilemez bir biçimde kalmasını sağlayabilir. AGID tarafından belirlenen bir listeye göre, her belgenin bir dizi meta veri (“meta veri raporu”) ile ilişkilendirilmesi de gereklidir.
Meta veri raporu, AGID tarafından düzenlenen bir XML formatında oluşturulur. Rapordaki alanlar, yönergelerdeki bir ekte açıklanmıştır ve kullanılan belgenin içeriğine ve belge yönetim planına göre isteğe bağlı veya zorunlu olabilir. Bununla birlikte, meta veri raporu işleme ait e-fatura verilerini içermez, çünkü raporun amacı vergiyle ilgili bilgileri toplamak değil, sistemlerin kendi içinde birlikte çalışabilmesini sağlamaktır.
İtalya’da dijital vergi kontrolleriyle ilgili iki yetkili merci bulunur: AGID (İtalya’nın dijitalleştirilmesi için İtalyan ajansı) ve ADE (İtalyan vergi dairesi). Bunun bir sonucu olarak, ADE’nin elektronik faturaların düzenlenmesine ilişkin hükümleri bazen e-belgelerin oluşturulmasını yöneten AGID hükümleriyle tutarsız gibi görünebilir.
AGID’in açısından bir e-belge, bütünlüğü ve doğruluğu güvence altına alınarak oluşturulurken, ADE için bir e-fatura yalnızca SDI tarafından onaylandığı takdirde yasal olarak geçerlilik kazanır.
Elektronik imzanın bulunması ve üst veri raporu oluşturulması gibi AGID hükümlerine uyulması, bir e-faturanın, AGID veya ADE formalitelerine uygun olmaması nedeniyle yasal bir işlemde kullanımının reddedilmemesini sağlayacaktır.
2. E-belgelerin korunması
İtalyan e-belgelerinin geçerliliği, yalnızca doğru şekilde muhafaza edildikleri takdirde korunur. Diğer ülkelerde, dosyaları bir bellek sistemi ile her türlü donanımda tutmak yeterliyken, İtalya, e-belgelerin saklanmasını kapsamlı şekilde düzenler ve koruma olarak adlandırdıkları şeyi talep eder.
Koruma, bir belge saklanmadan önce uygulanan bir dizi prosedürden oluşur. Daha detaylı şekilde bakıldığında, e-belgeler İtalyan standardizasyon kurumu UNI tarafından oluşturulan belirli bir standarda uyumlu bir ‘arşivleme paketi’ ile eşleştirilmelidir. Belgeye daha sonra hesaba dayalı adresleme uygulanır, belge imzalanır ve saklanmadan önce zaman damgası koyulur.
İtalya’da e-belgelerin saklanmasına ilişkin süreç yeni değil; ancak AGID yönergelerinin atıfta bulunduğu standartlar 2020 yılında, e-faturalar gibi e-belgeleri saklayanların uygulamadaki yaşadıkları zorlukları yansıtacak şekilde gözden geçirilmiştir.
AGID yönergelerinin dışında, ADE, bir koruma sisteminde saklanan e-faturalar için ‘arama kriteri’nin uygulanmasını zorunlu kılar. Bu, bir denetçinin, işlemi gerçekleştiren tarafların adı, KDV numarası ve belge türü gibi yasayla tanımlanan parametreleri kullanarak e-faturaları bulabilmesi ve erişebilmesi gerektiği anlamına gelir.
Birçok saklama sisteminde arama kriterleri, veriler “meta veri” şeklinde bildirilerek oluşturulur (bir e-belgenin oluşturulması sırasında üretilen “meta veri raporu” ile karıştırılmamalıdır). Arama kriterlerini besleyen vergiyle ilgili meta veriler ve bir e-belge ile birlikte oluşturulan meta veri raporu, farklı devlet organları tarafından uygulanan farklı yükümlülükler şeklinde bir arada bulunur.
İtalya’da e-fatura kullanan vergi mükellefleri, AGID yönergelerinden doğrudan etkilenmektedir. Bir e-belgenin tanımı söz konusu olduğunda ve oluşturulduğu düşünüldüğünde bir miktar takdir yetkisi olsa da, tam uyum ve kanıt niteliği ancak bir e-faturanın AGID ve ADE düzenlemelerine uygun olması halinde elde edilir.
Faturanın düzenlenmesi sırasında meta veri raporunun otomatik olarak oluşturulması, mevcut BT sistemlerinden bilgi alan vergi mükelleflerinin eşleme konusunda çalışmasını gerektirebilir. Meta veri raporu şu anda ADE’ye veya SDI denetim platformuna gönderilmiyor. Bununla birlikte, tam uyum için meta veri raporunun vergi mükellefinin koruma sisteminde e-fatura ile birlikte saklanması gerekiyor.
Çeviri (standartlar yalnızca İtalyanca olarak mevcuttur), yorumlama ve değişiklikleri uygulama için belgelerin korunması süreci ve yeni standartlara uyacak şekilde arşivleme çözümlerinin uyarlanması önemli düzeyde BT kaynağı gerektiriyor. Kullanımı yalnızca bir kişi ile sınırlandıran telif hakkı lisanslarıyla korunan standartları edinmenin de bir maliyeti var.
AGID tarafından yeni kuralların konsolide edilmesi ve sunulması, İtalyan yasalarına göre elektronik fatura oluşturan ve saklayan vergi mükelleflerinin, bazen vergi yasasıyla tutarsız olan gerekliliklere uymaları gerektiği anlamına geliyor. Sonuç olarak, işletmelerin mahkemede tam kanıt niteliği taşıyan belge sunmasının tek yolu, hem AGID hem de ADE kurallarına uymaktır.
Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
Suudi Arabistan Vergi Genel Müdürlüğü (GAZT), e-fatura mevzuatının hükümlerinin uygulanmasına yönelik kontroller, gereksinimler, teknik şartnameler ve prosedürel kurallara ilişkin mevzuat taslağını yayımladı.
Mevzuat taslağına ek olarak GAZT’nin internet sayfasında, uygulamaya ilişkin teknik özelliklere de (Elektronik Fatura Veri Sözlüğü, Elektronik Fatura XML Uygulama Standardı ve Elektronik Fatura Güvenlik Uygulama Standartları) yer verildi.
Mevzuat taslağı şu anda halkın görüşüne sunulmuş ve yaklaşan e-fatura zorunluluğu konusunda (4 Aralık 2021’den itibaren geçerli olacak) teknik ve prosedürsel gereklilikleri ve kontrolleri tanımlamayı amaçlıyor. Mevzuat taslağı hakkında geri bildirimde bulunmak için son tarih 17 Nisan 2021 olarak belirlendi.
Daha önce de açıklandığı gibi, e-fatura sisteminin iki ana aşaması olacak.
İlk aşama 4 Aralık 2021’de başlayacak ve tüm yerleşik vergi mükelleflerinin e-fatura ve elektronik irsaliyeleri (alacak ve borç) oluşturmasını, işlemesini ve saklamasını gerektiriyor. Mevzuat taslağında, ikinci aşama için e-faturaların ve bunlarla ilgili irsaliyelerin tanımlanmış XML formatında veya PDF/A-3 formatında (gömülü XML ile) oluşturulması gerektiği belirtiliyor. İlk aşama için belirli bir formatın kullanılma zorunluluğu bulunmuyor ancak, bu tür fatura ve irsaliyelerde gerekli tüm bilgilerin yer alması şartı var.
Mevzuata uyumlu bir çözümün aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekiyor:
İkinci aşamada, vergi mükelleflerinin GAZT’a e-faturaları ve elektronik irsaliyeleri iletmeleri için ek bir gereklilik bulunuyor. Vergi mükelleflerinin, bir Uygulama Programlama Arayüzü (API) kullanarak sistemlerini GAZT sistemlerine entegre etmeleri gerekiyor.
Mevzuat taslağında, ikinci aşamanın başlangıcının 1 Haziran 2022 olduğu ve hedef grupların açıklanan takvime uygun olarak GAZT sistemlerine entegre olması gerektiği belirtiliyor.
İkinci aşama gerekliliklerinin bir sonucu olarak, Suudi Arabistan e-fatura sistemi 1 Haziran 2022’den itibaren bir Sürekli İşlem Denetimli (CTC) e-fatura sistemi olarak sınıflandırılacak. B2B ve B2G işlemlerine ilişkin e-faturalar için bir e-faturanın ancak GAZT tarafından onaylanması halinde yasal geçerlilik kazanacağı bir denetim sistemi. Bununla birlikte ihtiyaçlara göre B2C faturaları için Sürekli İşlem Denetimi (CTC) raporlaması gerekliliği de tanımlanacak.
Mevzuatın, halkın görüşleri doğrultusunda alınan geri bildirimlerin toplanmasının ardından önümüzdeki birkaç ay içinde yayınlanması bekleniyor. Böylece, Suudi vergi mükelleflerine yaklaşan zorunluluğa hazırlanmaları için yaklaşık altı aylık bir süre tanınmış olacak.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
2020’nin başlarında Arnavutluk’un Sürekli İşlem Denetimi (CTC) planında ‘malileştirme’nin tanıtılmasının ardından, Arnavutluk hükümeti CTC sistemi hakkında daha fazla bilgi paylaştı ve 2020’nin sonlarında sistemin yürürlüğe girişine ilişkin takvimi güncelledi.
2020 içinde Arnavutluk hükümeti, CTC planının farklı unsurları ile ilgili bir dizi ikincil mevzuat yayınladı. Arnavutluk’un CTC Denetimi projesi, e-fatura denetimi ve vergi dairesine gerçek zamanlı veri raporlamasının birleşiminden oluşan bir yapıya sahiptir. Her iki süreç de ayrı ancak eşit derecede ayrıntılı mevzuatlarda düzenlenmiştir.
Yayınlanan belgelere göre, nakit olarak ödenmeyen B2B ve B2G işlemlerinin faturaları elektronik biçimde düzenlenmeli ve alınmalıdır; nakit işlem faturaları (örneğin B2C) için faturalar, alıcının onayına bağlı olarak elektronik olabilir.
E-faturalar, Avrupa Standartlarına uygun şekilde oluşturulmuş bir formatta, Arnavutluk Ulusal Bilgi Toplumu Ajansı AKSHI tarafından yönetilen Merkezi Bilgi Sistemi (CIS) aracılığıyla gönderilmelidir.
E-faturalar, taraflar arasında değişimden önce “malileştirilmelidir”, yani vergi dairesi tarafından denetlenmeli ve faturanın içeriğinde yer alması gereken bir Benzersiz Kimlik Numarası (NIVF) almalıdır. E-faturalar ancak vergi dairesinin denetiminden sonra geçerlilik kazanır.
Merkezi faturalama platformu, e-fatura içeriği ve şeması ile ilgili daha fazla bilgiyle birlikte ödeme hizmeti sağlayıcılarının raporlama gereksinimleri de yayınlanmıştır.
Arnavutluk’un CTC’nin yürürlüğe girişine ilişkin takvim şu şekildedir:
Arnavutluk’un son aylarda CTC’ye ilişkin etkileyici sayıda ve hızda belge yayınlaması, sistemin uygulamaya alınmasına ilişkin belirlenen son tarihe uyma yolunda ilerlediğinin bir işaretidir.
Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
COVID-19’a karşı geliştirilen aşıların gösterdikleri ilk başarılara tanık olmamızla birlikte, işletmeler ve pazarlar da 2021’in son çeyreğine kadar ülkelerin yeni bir seyir hızına kavuşacağına dair güven tazelemeye başladı.
Tünelin sonunda bir ışık olduğunu görmek çok güzel. Ancak, birçok küçük – aynı zamanda birçok büyük – şirket için çoktan iş işten geçti. Binlerce şirket, başta insan temasına bağımlı olmaları nedeniyle bu krizi atlatamadı. Diğer şirketler ise kendi yaşam döngülerinde halihazırda zor bir dönemden geçerken COVID-19 sürecini deneyimledikleri için durumdan orantısız bir şekilde etkilendi. Dikkate değer birkaç istisna dışında, dünyanın en güçlü ekonomilerinin birçoğunun, sürecin neden olduğu sonuçlara karşı toparlanması yıllar alacak diyebiliriz.
Tüm krizlerde olduğu gibi, geçtiğimiz yıl zayıflıklar vurgulanırken başarısızlıklar da hızla arttı. Öncelikle, internet ve mevcut teknolojik gelişmeler dünya genelinde şu anki kadar benimsenmiş olmasaydı, COVID-19 krizinin çok daha kötü sonuçları olacağını kabul etmek gerek. Ancak, bir yandan çalışanlar, terk edilmiş ofislerdeki ve veri merkezlerindeki işleri yürütme zorunluluğu ile birlikte sağlık kaygılarını dengede tutmaya çabalarken, şirketlerin dijital dönüşümlerinde geride kalmasına neden olan eski süreçlerin var olan boşluklarına da vurgu yapılmış oldu.
Şirket içi yazılımlar, verimsizliğin başı çektiği alanlardan biri. Birçok şirket, farklı iş akışı kategorilerini ve ticari ortaklık bağlarını desteklemek adına bulut tabanlı yazılımları benimsemeye başlasa da, büyük şirketlerin birçoğu, ERP’ler, lojistik veya rezervasyon sistemleri gibi temel kurumsal sistemlerini bulut ortamına taşıma konusunda isteksiz davranmaya devam ediyor. Bu şirketlerin isteksiz olmalarının arkasında yatan sebep, genellikle oldukça özelleştirilmiş eski sistemleri kullanıyor olmaları.
Birçok kurumsal yazılım sağlayıcısı teoride şirket içi kurulum adına pek çok fayda sağlayan genel bulut sürümleri sunuyor; ancak kuruluşları ve süreçleri standart en iyi uygulamalar çerçevesinde tasarlanan “hazır” iş akışlarına adapte etmenin pratikteki zorlukları, bu tür şirketler için sunulan faydalara kıyasla daha ağır basan taraf oluyor.
Bunlardan daha karmaşık olan başka bir zorluk grubu da var. Global olarak her ölçekten şirket için sipariş ve fatura yönetiminde hala manuel süreçler hakim. İş akışı yazılımlarının, muhasebe departmanında çalışanların sisteme uzaktan erişim sağlamalarına imkan verdiği durumlarda, onay ve gönderim aşamaları evden çalışma koşullarında yönetilebiliyor. Ancak tedarikçi ve müşteri ilişkilerinin birçoğunda yaygın olan kağıt kullanımı, insanların hala sınırlı erişime sahip ofislerinden önemli belgeleri tarama, yazdırma, postalama veya fakslama – evet, faks – süreçlerini uygulamalarını gerektiriyor.
Kağıt dokümanların işlenmesi amacıyla kullanılan endüstriyel güçteki pahalı makineler evlerdeki ofislere kolaylıkla entegre edilemeyeceğinden bu tür problemlerin üstesinden gelmek daha da zorlaşacak. Bu sorunların çözümü, evlerimizdeki mutfakları tarama veya baskı merkezlerine dönüştürmek için yaratıcı yollar aramak değil, uçtan uca veri entegrasyonuna doğru artık büyük bir adım atmak.
İlginç bir şekilde, COVID-19’u bu adımı atmak için yeterli bir neden olarak görmeyen işletmeler, vergi idarelerinden bir yardım eli uzatmasını bekleyebilir. Birçok ülke, dijital faturalar adına zorunlu gerçek zamanlı denetim uygulaması benzeri sürekli işlem denetimlerini (CTC’ler) teşvik etmek için halihazırda büyük ölçekli programlar başlatmıştı.
Global olarak yaşadığımız mevcut sağlık krizi, vergi idarelerinin bu programları hızlandırmalarına neden oluyor. Fransa, Ürdün ve Suudi Arabistan gibi bazı ülkelerin muhasebe verilerine yönelik zorunlu e-Fatura veya dijital raporlama planları ile ilgili yaptıkları duyuruları takip ediyoruz. Bunun yanında, Polonya ve Slovakya dahil pek çok ülke de, İtalya ve Türkiye gibi Avrupalı öncüler ile Latin Amerika ülkelerinin bu yöndeki adımlarını takip etme niyetinde olduklarını açıkladılar. CTC’lerin çağrısına uzun süredir direnen Almanya’da bile, ülkedeki önemli siyasi partilerden biri bu doğrultuda belirleyici bir eylem planı önerisinde bulundu.
Her ne kadar bu tür girişimler genellikle hala vergi açıklarını kapama ihtiyacından kaynaklansa da, gelir tahsilatındaki esneklik ihtiyacının bir diğer belirleyicisi olduğu açık. Ayrıca Brezilya gibi ülkelerden elde edilen örnekler CTC’lerin, hükümetler adına bir krizin ekonomik etkilerini sektörel anlamda en küçük ayrıntısına kadar gözlemleme ve izleme becerilerini büyük oranda geliştirdiğini gösteriyor. Bu da, hükümetlerin, bir krizden en çok zarar gören faaliyetleri yönlendirmek adına mali politikalar açısından müdahalede bulunmaları için kullanabilecekleri ayrıntılı verilere erişmelerini sağlıyor.
Şartların tamamının, işletmeleri tam e- dönüşüm otomasyonu – kendilerinin ve ticari ortaklarının satışları ve satın alma operasyonları arasındaki arayüz –sürecine geçmek için son adımlarını atmaları yönünde yönlendirmesiyle birlikte, şirketlerin artık süreçler ve kurumsal yapılar anlamında tamamen dijital ve çok daha esnek bir düzene geçmek için hazırlık planları yaptıkları düşünülebilir.
Ancak maalesef ki CTC zorunluluklarının sunulma şekli ile şirketlerin bu zorunlulukları yanıtlama şekli, e-dönüşüm otomasyonuna yapılan yatırımların ve modern bulut tabanlı kurumsal yazılımın benimsenmesinin tarihsel açıdan yavaşlamasına neden oldu.
CTC zorunlulukları inanılmaz bir çeşitliliğe sahip; Yunanistan’da, hükümetin sunduğu sistemdeki malzemelerin ek sınıflandırması – diğer şeylerin yanı sıra – yoluyla saklanmak üzere tamamıyla çevrimiçi ikinci bir muhasebe defteri dizisi bulunurken, Fransa’da tasarlanan ve içerisinde hizmet sağlayıcıları ile işlem ödemesi raporlamalarının yer aldığı tamamen farklı bir düzen var. Çinli temsilciler blok zinciri tabanlı faturalama denetimlerinden bahsederken, Polonya ve Suudi Arabistan gibi ülkeler merkezi ve devlet tarafından yürütülen fatura değişim ağları için hazırlık içerisinde. Zorunluluklara uyum sağlanması için verilen son tarihlerin genellikle çok kısa olmasının yanı sıra, vergi daireleri zorunlulukların uygulanma dönemlerinde ve sonraki yıllar boyunca yine aynı şekilde her birinde oldukça kısa son tarih verilen ve sadece yerel dilde mevcut olan sayısız yapısal düzenleme gerçekleştiriyor.
Bununla birlikte, vergi daireleri, vergi mükelleflerine ne kadar süre verildiğine neredeyse hiç bakılmaksızın son tarihlerin daima oldukça kısa süreler olması yönünde yasal hak talep edebiliyor. Bunun nedeni ise birçok işletmenin yapısal olarak çok geç hazırlık yapması. CTC’ler, SAF-T ve benzer zorunluluklara doğru yönelen global trend şirketler tarafından yıllardır gözlemleniyordu, ancak hazırlık yapma konusunda birçoğu yine de yetersiz kaldı; özellikle de birçok çok uluslu işletme, KDV uyumluluğunun yerel aracılar tarafından çözümlenecek bir mesele olduğunu düşünüyor. Bu da, vergi dairesi ofisleri tarafından tasarlanan en iyi kurumsal uygulamalara bir yanıt sunmaktan çok, adım adım büyüyen, devasa bir yerelleşmiş prosedür ağının oluşmasına neden oluyor.
Bu konu bizi tekrardan şirketlerin neden genel bulut modundaki kurumsal yazılım paketlerinin yeni sürümlerini hızla benimsemedikleri ya da ticari ortakları ile birbirlerine ilettikleri faturaları daha hızlı şekilde otomatikleştirmedikleri sorusuna getiriyor. Bu denklemde yer alan tüm taraflar aynı şeyi istiyor: İşletmelerin kendi arasında ve aynı zamanda işletmeler ile vergi daireleri arasında ilgili verilerin sorunsuz ve güvenli şekilde paylaşımı. Ancak işletmelerin düzenleyici zorunluluklara verdikleri refleks tepkiler ve vergi dairelerinin modern kurumsal sistemlere çok fazla aşina olmaması tam tersi bir etki yaratıyor. Şirketler, yerel zorunluluklara karşı panikle hareket ediyor ve bunu yaparken de verecekleri kararların gelecekteki yenilik ve standartlaşma becerileri üzerindeki etkilerini yeterince kavrayamıyorlar. İlk olarak sistemleri büyük bir hızla devreye almak, ardından ise vergi odaklı finansal ve fiziksel tedarik zinciri verilerinin entegrasyon yaklaşımlarının bir yamasını benimsemekten kaynaklanan sorunları yönetmek için ihtiyaç duyulan kurumsal kaynaklar, daha sonrasında uygun otomasyona harcanmayan BT bütçesinden alınıyor.
Bu kısır döngünün kırılması için çeşitli şeylere ihtiyaç var. İşletmeler, bu gibi KDV dijitalleşmesi yönündeki değişiklikleri gelişimselden ziyade devrimsel olarak ele alıyorlar ve bu yaklaşımlarını değiştirmeleri gerekiyor. CTC zorunlulukları nedeniyle sıkıntı yaşamaktansa bu zorunluluklardan faydalanmak için stratejik bir yaklaşım benimsemek, düzgün şekilde bilgilendirilerek ve yeterince iyi hazırlanarak mümkün. Vergi dairelerinin de zorunlu ticari veri değiş tokuşu adına dijital platformları tasarlamada, uygulamada ve işletmede mevcut iyi uygulamaları benimseyerek kendi üstlerine düşeni yerine getirmeleri gerekiyor. ICC CTC İlkeleri, dünya ekonomisine oldukça ihtiyacı bağışıklık gücünü vermenin mükemmel bir yoludur. Bu ilkeler, bir yandan işletmelerin ve hükumetlerin esnekliklerini geliştirmelerine olanak tanırken, diğer yandan da verimliliği olmayan manuel iş ve vergi uyumluluğu süreçlerinde hapsolan kaynakları serbest bırakıyor.
Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
Dünyanın dört bir yanındaki vergi makamları tarafından bir vergi kontrol mekanizması olarak gerçek zamanlı veri toplama eğilimi artık sürpriz değil, tam tersine. Hükümetler teker teker ve artan hızda, daha yaygın olarak CTC’ler olarak adlandırılan Sürekli İşlem Denetimleri rejimlerinin yerel uyarlamalarını ortaya çıkarıyor. Bununla birlikte, vergi makamları arasında yeni eğilimler ortaya çıkıyor, gerçek zamanlı olarak mali verilerin toplanmasının ötesine geçen eğilimler, mükelleflerin muhasebe verilerine gerçek zamanlı erişime ve sonuçta vergi uygunluk riskini değerlendirmek için bu verilerin kullanılmasına değiniyor.
Gerçek zamanlı veri toplama, vergi otoritesi için birçok fırsat sunar. Örneğin, ülkedeki iş düzeyindeki işlemlere güvenilir bir genel bakış sunarak devletin finansal verileri eyleme dönüştürülebilir öngörülere dönüştürmesine olanak tanır. Gerçek zamanlı veriler, bir vergi makamının vergi mükellefi vergi risklerini erken işaretlemesine de izin verebilir, böylece bir denetim veya anlaşmazlık ortaya çıkmadan önce ele alınabilir.
Rusya, mükelleflerin uygunluğuna ilişkin risk değerlendirmeleri yapmak için bir araç inşa eden bir ülkenin iyi bir örneğidir. Rus sistemi başlangıçta Entegre Risk Yönetim Sistemi olarak adlandırıldı ve daha sonra Kooperatif Uyum Sistemi (CCS) olarak değiştirildi. CCS aracılığıyla, vergi dairesi mükellefinin münferit mükelleflerin uyumsuzluk olasılığını değerlendirebilir ve riskler tespit edildiğinde, sistem hem vergi memurları hem de mükelleflerin görebileceği bir uyarı üretir.
Mevcut aşamasında, yalnızca bu sistemi kullanmaya gönüllü olan en büyük ve dijital olarak en gelişmiş vergi mükellefleri CCS’nin bir parçası olabilir. Vergi mükellefleri masa ve saha denetimlerinden muaf olmak, sosyal açıdan sorumlu bir karar vermek ve finansal süreçlerinde kağıttan dijitale geçme yeteneği gibi avantajlara katılmaya motive olurlar.
CCS, Federal Vergi Dairesinin (FTS) vergi mükellefinin muhasebe verilerine doğrudan erişmesine izin verir. AI teknolojisi kullanılarak, belirli bir vergi mükellefinin işlemleri değerlendirilir ve uyumsuzluk riski hesaplanır. Bir risk tespit edilirse ve sistem tarafından bir uyarı tetiklenirse, vergi dairesi ve mükellefi herhangi bir anlaşmazlık ortaya çıkmadan önce iletişim kurabilir ve hareket edebilir.
Rus CCS sistemi, dünyanın mevcut ve gelecekteki CTC rejimlerinin çoğunun, dünyanın dört bir yanındaki vergi makamlarının modern teknolojiden yararlanırken vergi mükellefleriyle etkileşim kurmalarını ve işbirliği yapmalarını sağlayan sistemlere dönüştüreceğinin açık bir göstergesidir.
Teknolojik gelişmeleri uygulamak zaman alsa bile, vergi idareleri, işbirliği yoluyla işletmelere vergi uygunluğunun yükünü azaltırken vergi kontrollerini gerçekleştirmenin yeni ve etkili yollarını bulmaya kararlı görünmektedir. Rusya’nın CCS sistemi hala oldukça yeni ve bu nedenle diğer ülkeler tarafından kabul edilme olasılığının ne kadar tahmin edilmesi kolay değil, ancak önümüzdeki yıllarda diğer ülkelerde benzer gelişmeleri görmemiz sürpriz olmaz.
TC’ler hakkında daha fazla bilgi edinmek için KDV Trendlerini indirin ve dünya çapındaki hükümetlerin KDV gerekçelerini uygulamak için nasıl karmaşık yeni politikalar uyguladığı hakkında daha fazla bilgi edinin.
Herhangi bir resmi açıklamanın yapılmadığı son birkaç ayda, Hintli yetkililerin zorunlu e-Fatura kapsamı genişletilmesi yönünde bir karar verip vermeyeceği hakkında çok fazla spekülasyon yapıldı. Hindistan’daki orta ölçekli şirketlerle KOBİ’leri kapsayan segmentin böyle bir değişikliğe hazır olmadığına dair endişelerini dile getirenler olsa da, aralarında hükumet yetkililerinin de yer aldığı otoriteler, kapsam genişlemesinin plan doğrultusunda ilerleyeceğine dair mesajlarını yineledi.
8 Mart 2021 tarihinde Dolaylı Vergiler ve Gümrükler Merkezi Yürütme Kurulu (CBIC), e-Fatura için zorunluluk eşiğini 1 milyar INR’den 500 milyon INR’ye düşüren bir Bildiri yayınladı. Yayınlanan bildiri doğrultusunda şu anda kapsam dahilinde olan vergi mükelleflerinin, en geç 1 Nisan 2021 tarihine kadar Sürekli İşlem Kontrolü (CTC) faturalama kurallarına uyumluluğu sağlaması gerekiyor.
Her ne kadar API Sandbox test ortamı hazırlık yapmaları amacıyla vergi mükelleflerinin erişimine halihazırda sunulmuş olsa da, resmi Bildirinin geç yayınlanması kapsam dahilinde olan vergi mükelleflerine uyumluluk sağlamaları için çok kısa bir zaman dilimi bırakıyor.
Hindistan’daki e-fatura sistemine göre vergi mükelleflerinin, yasal faturalarını muhataplarına iletmeden önce fatura verilerini Fatura Kayıt Portalı’na (IRP) JSON formatında iletmeleri gerekiyor.
JSON dosyasının IRP’ye iletilmesinin ardından, IRP belirli kontroller ve işletme doğrulamaları gerçekleştiriyor. Herhangi bir hata olmadan doğrulama sürecinin tamamlanması ile birlikte IRP, fatura için bir referans numarası (IRN) oluşturuyor, bu numarayı JSON dosyasına ekliyor, ardından JSON’u imzalayıp kaydını gerçekleştiriyor.
Ayrıca IRP, QR kodu da oluşturulmuşsa, faturanın PDF veya kağıt sürümünde yer alması gereken bu QR kodu verilerini de üretiyor. Bu QR kodu verileri kullanılarak QR kodunun grafik bir gösterimi oluşturulabiliyor. Vergi mükellefleri, faturalarını JSON veya PDF formatlarının yanı sıra kağıt formatında da iletebiliyorlar.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
Yeni Hint e-faturalandırma sistemi Ekim 2020’den bu yana yayında ve aşamalar halinde devreye alınmıştır. İlk aşama bir 500 Cr eşik veya daha fazla vergi mükellefleri ile Ekim 2020 başladı ve ikinci aşama Ocak ayında devam 2021 100 Cr. rupi veya daha fazla bir eşik ile vergi mükellefleri kapsayan.
Hintli yetkililer ülke çapında e-Fatura çözümü konusundaki hırslarını sürekli olarak dile getirdiler ve e-Faturalama kapsamını kademeli olarak genişletmeyi planlıyor. Bu nedenle, vergi mükelleflerinin ilk iki aşamada gönüllü olarak e-faturalandırma uygulamasına izin verilmediğini, bunun yerine piyasa segmentleri yetkililer tarafından test için hazır olarak tanımlanana kadar beklemek zorunda kaldıklarını belirtmek ilginçtir.
Daha önce Maliye Sekreteri tarafından 1 Nisan 2021’e kadar Hindistan’daki tüm vergi mükelleflerinin e-faturalandırmaya erişebileceği açıklandı , ancak hedefin zorunlu hale getirilmesi veya Nisan 2021’den itibaren e-faturalandırma işleminin gönüllü olarak kabul edilmesine izin vermek olup olmadığı bu duyurulardan belli değildi. .
e-Fatura API Sandbox portalı , teknik testler için 50 Cr. rupi ve 100 Cr. rupi arasında ciroya sahip vergi mükellefleri için etkinleştirilmiştir. Önceki uygulamalar göz önüne alındığında, bu gelişme bir görevin köşede olduğuna dair bir gösterge olarak yorumlanabilir.
Daha önce e-Fatura API sanal alan portalı üzerinden duyuruldu. 100 Cr. rupi ve 500 Cr. rupi arasındaki vergi mükelleflerinin test edilmesi için etkinleştirildi. Bu gelişmeyi yakında Ocak 2021 tarihinden itibaren bu vergi mükellefleri için e-faturalandırma zorunlu kılan bir bildirim izledi. Bu nedenle, Hint hükümeti yakında 50 Cr. rupi veya daha fazla ciro ile vergi mükellefleri için e-faturalama zorunlu bir bildirim yayınlayacak beklenmektedir.
Yetkililer tarafından zaman çizelgesi veya görev üzerinde bildirilen resmi bir beyanda bulunmasa da, birçok paydaş 1 Nisan 2021’in vergi mükelleflerinin bir sonraki segmenti için yeni e-faturalama sürecine uymak için zorunlu tarih olmasını bekliyor. Önceki duyurular göz önüne alındığında, bu bir bomba olmazdı. Ancak, vergi mükelleflerine uymak için çok sıkı bir süre kaldı.
Sovos, müşterileri dünyanın dört bir yanındaki e-faturalandırma görevleriyle güncel tutma konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
Macaristan Ulusal Vergi ve Gümrük Dairesi (NTCA) şu sıralar oldukça meşgul. Bu günlerde bu kamu kurumu gerçek zamanlı fatura verileri raporlama sistemi için sürüm 2.0’dan sürüm 3.0’a geçiş sürecini yönetmeye çalışıyor.
Bu yeni sürüm, 1 Nisan 2021 tarihinden itibaren ülkedeki tüm vergi mükellefleri için zorunlu olacak. İşletmeler, bazı isteğe bağlı değişiklikleri kullanmayı tercih ederse yeni sürümle kullanıma açılacak olan sistem iyileştirmesi işletmeler için raporlama sürecini önemli ölçüde kolaylaştıracak.
Sistemdeki önemli geliştirmeler arasında vergi mükelleflerinin tüm fatura veri içeriğinin bulunduğu elektronik bir fatura göndererek raporlama zorunluluğunu yerine getirmesini sağlayan raporlama şeması yer alıyor. İsteğe bağlı bir özellik olan bu e-fatura işlevi sadece işletmeden işletmeye yapılan işlemlerde kullanılabilecek.
Bu gelişme özellikle Macaristan’daki birçok büyük kuruluş için faydalı bir hamle olsa da bu değişikliğin AB yasasıyla nasıl uyumlu hale getirileceği konusunda akıllarda soru işaretleri ortaya çıkıyor.
AB KDV Direktifi’ne ve Macaristan KDV Yasası’nda aktarılan hükümlere göre e-fatura alışverişi için faturayı alacak tarafın rızasına ihtiyaç duyuluyor. Başka bir deyişle bir tedarikçi, alıcıyı kağıt fatura yerine e-fatura kabul etmeye zorlayamıyor.
Birkaç yıl önce gerçekleştirilen İtalyan e-fatura reformun aksine Macaristan’ın e-fatura yönünde attığı adım zorunlu değil ve alıcılar e-fatura kabul etmemeyi tercih edebiliyor. NTCA’nın görüşüne göre e-fatura kabul etmeyi tercih edenler için taraflar arasında önceden yazılı anlaşma yapılarak veya zımnen (ör. faturanın ödenmesiyle) rıza verilebilir.
E-faturaya izin veren müşteriler sistemde kendi vergi numaralarına kayıtlı bulunan ve tedarikçileri tarafından vergi dairesinin çevrimiçi sistemi üzerinden düzenlenen faturalara erişebilecek. Faturayı indirmek içinse müşterilerin taleplerinde fatura numarasını sağlaması gerekiyor. Bu durumda NTCA, düzenlenen faturayı ve fatura düzenleme aşamasında atanan hash kodunu içeren bir yanıt sağlayacak.
Müşterinin e-faturadaki vergi numarası doğru değilse müşteri, elektronik faturayı sistemden indiremeyecek.
Faturalandırma sürecinde elektronik fatura belgesi satıcının tarafında oluşturuluyor. Satıcının sistemi, vergi dairesinin resmi standardında belirtilen hash algoritmalarından birini kullanarak dosya için bir hash kodu oluşturuyor.
Satıcı tarafında düzenlenen elektronik faturanın ve satıcının müşteri tarafına ilettiği elektronik faturanın, faturalandırma sürecinde oluşturulan hash kodu ile birlikte saklanması gerekiyor. Bu süreç, yasada bahsi geçen yöntemlere alternatif önlemler olarak doğruluk ve güvenilirlik gereksinimlerini karşılamak için kullanılabilir. Yasada ise nitelikli elektronik imzalar ve anlaşmaya bağlı elektronik veri değişimi (EDI) yöntemlerinden bahsediliyor.
Bu yeni girişimle Macaristan Hükumeti faturalandırmanın dijitalleştirilmesi yolunda önemli bir adım atmış oldu. Yetki alanlarındaki vergi mükelleflerinin işlemleri üzerinde daha fazla kontrol ve bilgi edinme ihtiyacını yansıtan bu adım, hükumetin kağıt faturaların geçerliliğini azaltma konusundaki kararlılığını da gösteriyor. Doğal akışa göre bir sonraki adım, İtalyanlardan ilham alınarak uygulanacak zorunlu bir Sürekli İşlem Denetimi (CTC) modelinin benimsenmesi olabilir. Ancak böyle bir hamle için AB kurumlarının onayına ihtiyaç olacaktır.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
Ülkede e-Faktur olarak bilinen e-fatura, Endonezya vergi idaresinin vergi denetimi alanında dönüm noktası olan bir reformuydu. 2014 yılında tanıtılan e-Faktur, Temmuz 2016’da ulusal çapta yürürlüğe girdi.
Endonezya daha önce vergi kontrol sisteminde, büyük bir vergi açığına ve toplam Endonezya KDV geliri üzerinde olumsuz bir etkiye neden olan sahte faturalar nedeniyle birçok zorlukla karşılaştı. Endonezya, bu sorunu çözmek için, kesilen tüm faturaların müşteriye gönderilmeden önce vergi dairesinin onayından geçtiği bir e-fatura denetim sistemini yürürlüğe koydu.
Vergi Genel Müdürlüğü (DGT), e-fatura düzenlemek için istemci masaüstü uygulamaları, web tabanlı uygulamalar ve ana bilgisayarlar arası paylaşım yapan uygulamalar dahil olmak üzere farklı yöntemleri hayata geçirdi.
Ancak, şirketlerin e-faturayı kullanmaya başlamadan önce birkaç adımı tamamlaması gerekiyor. Bunlardan ilki, dijital imza oluşturmak için vergi mükellefinin kimliğini içeren bir elektronik sertifikaya sahip olma zorunluluğu. Elektronik sertifikalar, düzenlendikleri tarihten itibaren iki yıl geçerlidir. Vergi mükelleflerinin ayrıca, faturalarda bulunması gereken elektronik vergi faturası seri numaralarını (NSFP) talep etmek için bir etkinleştirme kodu ve şifre almaları gerekiyor. Bu kod ve şifreyi, e-Nofa olarak bilinen uygulamaya erişim sağlayarak alabilirler.
Bahsedilen gerekli aşamaları tamamladıktan sonra mükellefin, faturaların bir QR koduna sahip olması ve çevrimiçi olarak DGT onayını alabilmesi için e-Faktur sistemindeki tüm vergi faturalarını düzenlemesi gerekiyor. Tedarikçi, faturayı ancak fatura onaylandıktan sonra müşteriye gönderebilir. Bu işlemin ardından mükelleflerin e-Faktur uygulamalarını, genellikle aylık olarak sunulan periyodik KDV iadelerini (SPT) düzenlemek için kullanmaları gerekiyor.
Alıcı kısmında, alıcının aldığı e-Faktur’un, e-Faktur uygulamasında KDV girişi özelliği ile veya e-Faktur üzerinde yazılı olan QR kodu taranarak onaylanması gerekiyor.
DGT, 1 Ekim 2020’de yeni e-Faktur 3.0 sürümünü piyasaya sürdü. Bu uygulamada, kullanıma hazır girdi vergileri ve KDV dönemi için kullanıma hazır vergi iadesi dahil birçok yeni özellik bulunuyor.
Bu gelişme, vergi dairelerinin vergi düzenlemelerini daha iyi anlaması ve vergi açıklarını kapatması için e-fatura denetim uygulamasını ilk olarak yürürlüğe koyan Şili ve İtalya gibi ülkelerin örnekleriyle aynı yönde ilerliyor. Vergi mükelleflerinin KDV tutarlarını periyodik olarak bildirmesi yerine, dolaylı vergilerin uygulandığı tüm ülkelerde norm olduğu gibi, vergi daireleri vergi iadelerini kullanıma hazırlamak için gerçek zamanlı raporlanan verileri kullanabilir.
Diğer bir deyişle, vergi dairesi, vergi mükellefleri tarafından toplu olarak bildirilen verileri baz almayı bırakır; bunun yerine raporları vergi mükelleflerine iletir. Diğer ülkelerdeki önceki denetleme uygulamaları Endonezya için ilham kaynağı olabilirse, Endonezya CTC sisteminin kullanıma hazır KDV iadeleri ile sınırlı kalmayacağını, toplanan verilerden yararlanarak hem vergi mükelleflerine hem de mali idareye fayda sağlamak için gelişmeye ve ilerlemeye devam edeceğini söylemekte bir sakınca yok.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
21 Ocak 2021 itibarıyla, Çin’deki e-fatura pilot programı genişletildi.
Aralık ayında, Çin Devleti Vergi İdaresi (STA), Çin’de faaliyet gösteren belirli vergi mükelleflerinin gönüllü olarak KDV’ye özel elektronik faturalar düzenlemesine olanak tanıyan pilot programın kapsamının genişletildiğini duyurdu. Bu e-faturalar, KDV girdi talebinde bulunmak için, yani B2B işlemlerinde kullanılabiliyor; oysa KDV faturaları genellikle B2C işlemleri için kullanılır.
Pilot proje Eylül 2020’de başladı. Ningbo, Shijiazhuang ve Hangzhou’da bulunan bazı vergiye tabi kişilerin elektronik olarak KDV özel faturaları düzenlemesini sağladı.
21 Aralık 2020’den bu yana, e-fatura girişimine Tianjin, Hebei, Şangay, Jiangsu, Zhejiang, Anhui, Guangdong, Chongqing, Sichuan, Ningbo ve Şenzen dahil olmak üzere 11 bölgede bulunan yeni vergi mükellefleri eklendi.
21 Ocak 2021’den itibaren, yeni vergi mükelleflerine e-fatura genişletme planıyla birlike 25 bölge daha eklendi: Pekin, Shanxi, İç Moğolistan, Liaoning, Jilin, Heilongjiang, Fujian, Jiangxi, Shandong, Henan, Hubei, Hunan, Guangxi, Hainan, Guizhou, Yunnan, Tibet, Shaanxi, Gansu, Qinghai, Ningxia, Xinjiang, Dalian, Xiamen ve Qingdao.
STA’nın duyurusuna göre, pilot programa dahil bölgelerdeki vergi mükellefleri, bu yetki alanlarında belirlenen koşullar altında özel elektronik KDV faturaları düzenleme hakkına sahip oldu.
Özel e-fatura, bu bölgelerde yeni kayıt yaptıran mükellefler için isteğe bağlı olacakken, alıcılar herhangi bir bölgede olabilecek. Bu nedenle, belirlenmiş bölgelerde bulunan vergiye tabi kişiler, müşterileri Çin’in neresinde olursa olsun gönüllü olarak özel e-fatura düzenleyebilecekler.
Fatura alıcısı kağıt fatura tercih ederse, düzenleyen taraf bu talebe uymalı ve bu tür faturalar için ilgili gereklilikler doğrultusunda özel bir kağıt fatura düzenlemelidir.
Yerel İdare, KDV faturalarına ilk kez başvuran yeni vergi mükellefleri için fatura türlerinin doğrulanması ile ilgilenecek. Her ilin vergi daireleri, özel elektronik KDV faturaları da dahil olmak üzere, yeni vergi mükelleflerinin ilk kez kullanabilecekleri KDV faturalarının kriterlerini belirleyebilir.
E-fatura reformunun gerekliliklerini karşılaması için, özel e-faturada orijinal fatura damgası yerine elektronik imza olmalıdır. Bu gereklilik, elektronik imzaların elle yazılmış bir imza veya mühürle eşit kanuni geçerliliğe sahip olduğunu kabul eden Çin Elektronik İmza Yasası ile uyumludur.
STA, vergi mükelleflerinin özel elektronik faturaları kontrol etmesine ve elektronik imzayı doğrulamasına olanak tanıyan kapsamlı KDV faturaları hizmet platformunu optimize etti ve bir üst seviyeye taşıdı.
Alıcı, düzenlediği özel e-faturayı kaybetmesi veya zarar görmesi durumunda fatura kodu, fatura numarası, düzenlenme tarihi ve vergi hariç fatura tutarını belirterek ulusal KDV fatura doğrulama platformu üzerinden doğruladıktan sonra faturayı kaydedebilecek.
Satış iadesi, faturada bir hata, vergilendirilebilir hizmetlerin askıya alınması veya satış indirimi olması durumunda, düzenlenen e-faturada değişiklik yapılabilir. Bunu yapmak için, vergi mükellefinin, yerel vergi dairesi tarafından belirlenen tüm şartlara ve geçerli regülasyonlara uygun, kırmızıyla işaretlenen özel fatura olarak bilinen bir alacak dekontu düzenlemesi gerekecek.
E-fatura pilot programı genişledikçe Çin’de e-fatura işlemlerinde tam ölçekli olmaya gittikçe yaklaşıyoruz. Çin Hükumeti, özel elektronik faturanın hızlı ve kolay bir şekilde düzenlenmesi, her iki taraf için işlemlerin çözümünü hızlandırması, ödeme döngüsünü kısaltması ve maliyetleri düşürmesi yönünden sağladığı faydaları kabul ediyor.
Aynı zamanda, özel e-faturaların tanıtımı, işletmeler için elektronik finansal muhasebenin daha da yaygınlaşmasına yardımcı olur. Tüm ekonominin ve toplumun dijital yapısını olumlu yönde destekler. İsteğe bağlı e-faturanın yeterince yaygın bir şekilde kullanıma sunulmasının ardından, küresel ticaret için fayda sağlayan zorunlu bir yapıya dönüştürülmesi oldukça muhtemeldir.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
Mali verilerin gerçek zamanlı olarak toplanması, kamu maliyesinin temel karar alma mekanizmalarından biri hâline geliyor. İşlem verileri, iş dünyasına dair genel tabloya tam zamanlı ve güvenilir bir yaklaşımla bakılabilmesini sağlar. Hükumetlerin karar alma sürecinde analitik verilere güvenmesine olanak tanır.
Bu durum, birçok hükumetin, vergi mükelleflerinin işlem verilerini gerçek/gerçeğe yakın zamanlı olarak devlet hizmetlerine iletmelerini gerektiren Sürekli İşlem Denetimi (CTC) sistemlerini benimsemelerine neden oldu. Güney Kore, bir CTC sistemini değerlendiren ilk ülkelerden biriydi. 2011’in başlarında belirli vergi mükelleflerinin e-fatura verilerinin hükumete raporlanması zorunlu kılındı.
İlk uygulamadan sonraki yıl, Güney Koreli yetkililerin yetki kapsamını genişletmesiyle e-fatura sistemi daha çok vergi mükellefi için zorunlu hale geldi. 2014 yılında CTC yetkilerinin kapsamında, ilgili kapsamın günümüzdeki seviyeye ulaşmasını sağlayan başka bir genişletme yapıldı.
Mevcut sistem, tüzel olan herhangi bir işletmenin veya bir önceki vergi yılı için toplam arz değeri 300.000.000 KRW veya daha fazla olan bir kişinin, KDV’ye tabi mal veya hizmetlerin alıcısına bir e-fatura düzenlemesini ve fatura verilerinin hükumete raporlanmasını zorunlu kılıyor.
Güney Kore e-fatura sistemi, alıcıya bir e-fatura düzenlenmesini ve düzenlendiği tarihten itibaren bir gün içinde bu fatura verilerinin devlet portalına raporlanmasını zorunlu kılıyor. E-faturalar gönderilmeden önce, tedarikçilerin bunları bir PKI elektronik imzasıyla dijital olarak imzalaması gerekiyor. E-faturalar, Ulusal Vergi Dairesi (NTS) Portalına XML formatında rapor ediliyor. Gerçeğe yakın zamanlı raporlama süresi sınırı nedeniyle, Güney Kore e-fatura sistemi CTC kategorisinde bulunuyor.
Güney Kore en başından beri kapsamlı bir e-fatura sistemini uygulamaya koydu. Sonuç olarak, gerekliliklerde veya uygulamalarda önemli bir değişiklikle karşılaşılmadı. Bu durum, Güney Kore’deki vergi mükelleflerine, sürekli değişikliklerin olduğu diğer CTC yargı bölgeleri ile karşılaştırıldığında büyük bir rahatlık sağlıyor.
Vergi mükelleflerine sağladığı faydaların yanı sıra, düzenleyici değişikliklerin uygulamaya konma maliyetleri önemli miktarlarda olabileceğinden, üzerinde düşünülmüş bir CTC sisteminin devlet için de daha az külfetli olmasını sağlıyor.
Giderek daha fazla sayıda hükumet CTC rejimlerini benimsemeyi düşünüyor. Hükumetler, hem hükumet hem de vergi mükellefleri açısından olumlu sonuçlanan bu yaklaşım için Güney Kore’yi bir başarı hikayesi olarak görmeli.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
Yunan hükümeti, myDATA’nın faaliyete geçme tarihini Nisan 2021 olarak belirleyerek projeyi bir kez daha erteledi. Bu beklenen bir duyuruydu ve önceki faaliyete geçme tarihi olan Ocak 2021’e kadar hazırlıklarını tamamlayamayacaklarından endişe duyan Yunan vergi mükellefleri büyük bir rahatlama yaşadı.
2021’in ilk çeyreği, ek eğitim ve yeni Sürekli İşlem Denetimi (CTC) çerçevesinin benimsenmesi için bir fırsat sunacak.
Özellikle Bakanlık Kararı A.1300 / 2020 (Haziran ayında yayınlanan 1138/2020 kararını değiştirerek) gereği, gerekli verilerin myDATA platformuna zorunlu olarak iletilmesi de 1 Nisan 2021’e ertelenecek. 2021’in ilk çeyreğine ait veriler ise en geç 31 Ekim 2021’e kadar gönderilecek, böylece myDATA e-kitaplarında bir yılın eksiksiz bir genel tablosu oluşturulmuş olacak.
Bakanlık Kararı ile aşağıdakiler dahil bazı ek değişiklikler yayınlandı:
MyDATA’nın faaliyete geçme tarihinin yeniden ertelenmesinin, Yunan vergi mükelleflerinin ve ilgili paydaşların yanı sıra IAPR’nin (Yunanistan Vergi Dairesi) yeni CTC gerekliliklerine uygun bir şekilde ve zamanında hazırlanmasını sağlayıp sağlamayacağı henüz kesinliğe kavuşmuş değil.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.