Japonya, tüketim vergisi sistemini güncellemeyi amaçlayan ve birkaç yıla yayılan sürecin yarısını tamamladı. Bu süreç 1 Ekim 2019’da çoklu vergi oranı sisteminin yürürlüğe girmesiyle başlamıştı. Bir sonraki aşamada, 1 Ekim 2023 itibarıyla vergi denetleme tedbiri olarak Nitelikli Fatura Sistemi’nin uygulanması bekleniyor.

Japonya hükümeti, bu büyük değişimle birlikte yıllardır devam eden vergi sızıntısı sorununu çözmeyi amaçlıyor.

Çoklu vergi oranının çağlayan etkisi

Japonya’da dolaylı vergi “Japon Tüketim Vergisi (JCT)” olarak adlandırılıyor ve ülke içinde sunulan mal ve hizmet tedarikinde uygulanıyor. 1 Ekim 2019’da tüketim vergisinin oranı %8’den %10’a yükseltilmişti. Aynı zamanda Japonya çoklu vergi oranlarını uygulamaya koydu. Bu kapsamda belli işlemlerde vergi oranı indirimli olarak %8 oranında uygulanmaya başladı.

Şu anda Japonya, tüketim vergisini hesaplamak için kullanılacak vergi oranını faturada gösterme yöntemini kullanmıyor. Bunun yerine, işlem kanıtına ve şirketin muhasebe defterlerine dayalı (“defter sistemi” adı verilen) bir sistem uygulanıyor. Hükümete göre bu sistem, sistemde vergi sızıntısıyla ilgili sorunlara yol açıyor.

Bunu önlemek için 1 Ekim 2023’te Nitelikli Fatura Sistemi adı verilen yeni bir sistem yürürlüğe girecek. Bugün oluşturulan faturalardan farklı olarak, nitelikli faturalarda verili bir işlem için uygulanan vergi oranlarının dökümü yer alacak.

Yeni sistem kapsamında sadece kayıtlı JCT mükellefleri nitelikli vergi faturası oluşturabilecek. İşlemin alıcı tarafında ise, nitelikli bir fatura oluşturulmuşsa, vergi mükellefi girdi vergisi kredisi alabilecek. Başka bir deyişle Nitelikli Fatura Sistemi’nde her iki tarafın fatura şablonlarını ve süreçlerini yeni bilgileri kapsayacak şekilde adapte etmesi ve ilgili vergi dairesine kayıt olması gerekecek.

Nitelikli Fatura Sistemi’ne hazırlanma

Yeni e-fatura sisteminin uygulanması için geçiş dönemi 1 Ekim 2019 ile 1 Ekim 2023 tarihleri arasında olacak.

JCT mükellefleri, nitelikli fatura oluşturabilmek için Japonya’daki Ulusal Vergi Dairesi’ne (NTA) kayıt olmak zorunda. Başvurular 1 Ekim 2021 tarihinden itibaren kabul edilecek. Başvuru için en son tarih ise 31 Mart 2023; yani e-fatura sisteminin uygulanmasından altı ay önce başvuruların tamamlanması gerekiyor. Kayıtlı olmayan vergi mükellefleri nitelikli fatura oluşturamayacak.

Kayıtlı JCT mükellefleri, belli koşullara uymak kaydıyla, basılı fatura yerine elektronik fatura oluşturabilecek.

Peki sonra?

Nitelikli Fatura Sistemi’nin devreye girmesi hem Japon şirketleri hem JCT vergisine tabi işlemler yapan yabancı şirketleri etkileyecek. Vergi mükellefleri, vergilerini doğru şekilde hesaplamak ve girdi vergisi kredisinden yararlanabilmek için bu alandaki gereklilikleri doğru şekilde anlamak ve 2023’te Nitelikli Fatura Sistemi yürürlüğe girmeden önce yeni gerekliliklere uyum sağlamak için muhasebe ve defter tutma sistemlerini güncellemek veya değiştirmek zorunda.

Harekete Geçin

16 Şubat 2023 Perşembe günü S/4 HANA geçişi ve e-dönüşüm planlamasına dair merak edilenleri webinarda ele alacağız. Ajandayı incelemek ve webinara kaydolmak için hemen tıklayın.

Tüm dünyada KDV açıkları büyürken, vergi daireleri giderek daha da sıkı denetimleri uygulamaya koyuyor. Amaçları verimliliği yükseltmek, sahteciliğin önüne geçmek ve gelirleri artırmak.

Hükümetlerin bir şirketteki işlemleri daha iyi anlayabilmesinin bir yolu Sürekli İşlem Denetimi (CTC) uygulamaktır. Bu kapsamda şirketler, fatura bilgilerini alıcıdan önce vergi dairelerine gerçek zamanlı olarak veya gerçek zamana yakın bir sürede göndermek zorundadır. Yaygın olarak kullanılan bir CTC yöntemine göre, faturanın hazırlanması veya ödenmesi için önce vergi dairesi tarafından onaylanması gerekir. Bu sayede vergi dairesi hem görünürlük kazanır hem de ticari işlemler üzerinde belli bir derecede operasyonel denetim sağlamış olur.

KDV nedir?

Katma değer vergisinin (KDV) temel ilkesi, ekonomik zincirin her bir aşamasında hükümetin katma değerden belli bir pay almasıdır. Bu zincir, ürün veya hizmetlerin bir kişi tarafından tüketilmesiyle sona erer. Son müşteri dahil olmak üzere zincirdeki tüm taraflar KDV öder. Ancak sadece işletmeler girdiler üzerinden alınan vergileri mahsup edebilir.

Birçok hükümet, şirketlerin devlete borçlu olduğu “dolaylı” vergileri tespit etmek için faturaları asli delil olarak kullanır. Dünyada ticaret yapan hemen hemen tüm ülkelerde en önemli dolaylı vergi KDV’dir. KDV uygulamasına sahip birçok ülkede tüm gelirlerin %30’undan fazlası bu vergi kaleminden sağlanmaktadır.

KDV açığı nedir?

KDV açığı, beklenen KDV geliri ile gerçekleşen KDV tahsilatı arasındaki toplam fark anlamına gelir.

Avrupa Komisyonu’nun en son yayınladığı rapora göre Avrupa’da her yıl yaklaşık 140 milyar euro tutarında KDV açığı gerçekleşmektedir. Bu tutar, ilgili ülkelerde beklenen KDV gelirinin %11’inin kaybedilmesi anlamına gelmektedir. Tüm dünyada ödenmesi gereken ancak hatalar veya dolandırıcılık nedeniyle hükümetlerin tahsil edemediği KDV toplamının yarım trilyon euro tutarında olabileceği tahmin edilmektedir. Bu rakam, Norveç, Avusturya veya Nijerya gibi bazı ülkelerin gayri safi yurt içi gelirine eşittir. KDV açığı tüm dünyada ödenmemiş KDV tutarının yaklaşık %15 ila %30’una karşılık gelir.

Sürekli İşlem Denetimi nedir?

Sürekli işlem denetimi bir çeşit vergi uygulamasıdır. Bu uygulamada işlem bilgileri vergi mükellefinin sistemlerinden vergi idaresinin belirlediği bir platforma elektronik olarak gönderilir. Gönderme işlemi, ilgili işlemin tarafları arasında bilgilerin fiili olarak gönderilmesinden hemen önce veya bilgilerin gönderilmesi sırasında veya hemen sonrasında gerçekleşir.

Yaygın kullanılan CTC yöntemlerinden biri “clearance model” (gerçek zamanlı denetim modeli) olarak adlandırılmaktadır çünkü bu sistemde fatura bilgileri alıcıya gönderilmeden önce vergi idaresi tarafından ve gerçek zamanlı veya gerçek zamana yakın bir sürede onaylanmaktadır. CTC, mali ve para politikalarını oluşturmak için bilgi sağlamak amacıyla kullanılabilecek benzersiz ekonomik veriler elde etmek de için güçlü bir araç olabilir.

CTC nerede başladı?

Bu son derece farklı vergi uygulamasının ilk adımları 2000’li yılların başında Latin Amerika’da atıldı. Türkiye gibi diğer yükselen ekonomiler de on yıl sonra bu yöntemi benimsedi. Bugün Latin Amerika’daki birçok ülkede sağlam CTC sistemleri bulunuyor. Bu sistemlerde fatura üzerinden KDV uygulanması için ciddi miktarda veri gereklidir. Diğer önemli veriler de (örn. ödeme durumu veya taşıma belgeleri) işlem anında alınabilir ve doğrudan ön onaydan geçebilir.

E-fatura nedir?

Elektronik fatura veya e-fatura, vergi uyumu veya kanıt gösterme amacıyla basılı fatura kullanmaksızın, faturaların elektronik formatta gönderilmesi, alınması ve saklanmasıdır. Basılı faturalara ek olarak tarayıcıyla fatura görüntüsünün alınması veya e-fatura mesajlarının alınıp gönderilmesi hukuki açıdan elektronik fatura kullanılması anlamına gelmemektedir. CTC uygulaması kapsamında e-fatura kullanımı genellikle zorunludur ancak her zaman zorunlu olmayabilir. Örneğin Hindistan’da faturaların alıcıya gönderilmeden önce vergi idaresi tarafından onaylanması zorunludur ancak sonrasında faturanın dijital formatta gönderilmesi zorunlu değildir.

CTC ve e-fatura uygulamalarının amacı, KDV iadesini önceden doldurmak veya değiştirmek için işlem sırasında kaynakta kontrol edilen işletme verilerinin kullanılmasıdır. Bu nedenle işletmeler, teknoloji ve organizasyon planlamalarında CTC dönüşümünü ve CTC sisteminin vergi idareleri tarafından nasıl kullanıldığını bütüncül bir şekilde kavramalıdır.

Ufukta neler var?

Hükümetler bu sıkı denetimlerle birlikte gelen gelirlerin ve ekonomik istatistiklerdeki iyileşmelerin farkına varırken, ufukta yeni uygulamaların belirdiğini görüyoruz. Gelecek beş ila on yıl içinde CTC sistemine dayalı dolaylı vergi rejimlerinin yükselişinin hızlanacağını tahmin ediyoruz. Halihazırda KDV, mal ve hizmet vergisi veya benzeri dolaylı vergileri uygulayan çoğu ülkenin 2030’a kadar bu tip denetimleri kısmen veya tamamen uygulamaya koymasını bekliyoruz.

Avrupa’da gelecek birkaç yıl içinde Fransa, Bulgaristan ve Polonya’nın CTC yöntemini uygulamaya başlayacağını biliyoruz. Suudi Arabistan da yakın zamanda e-fatura için uygulanacak kuralları yayınladı ve başka birçok ülke bu yönde adımlar atacak.

Gündeme gelecek olan bu uygulamalar, bir zorluktan ziyade şirketlerin dijital dönüşümü için bir fırsat niteliğindedir. Tabii ki bunun için doğru zihniyetin benimsenmesi gerekiyor. Ancak her tür değişimde olduğu gibi, bu alanda da hazırlık süreci büyük önem taşıyor. Global şirketler, yakında gündeme gelecek olan CTC sitemine ve KDV dijitalleştirmenin getireceği diğer gerekliliklere göre stratejik planlarını hazırlamak için yeterli zaman ve kaynak ayırmalı. Tüm dünyada yeni uygulamalar hızla hayatımıza girerken, küresel bir KDV uyum çözümü, şirketlerin hem bugünkü hem de gelecekteki ihtiyaçlarına doğru şekilde yanıt verecektir.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Zekât ve Vergi Genel Müdürlüğü’nün (GAZT) daha önce yayınladığı ‘E-Fatura Mevzuatı Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Kontroller, Gereksinimler, Teknik Şartnameler ve Usüller’e dair mevzuat taslağı, yaklaşan e-fatura zorunluluğunun teknik ve prosedürsel gerekliliklerini ve kontrollerini tanımlamayı amaçlıyordu. Mevzuat taslağı kısa süre önce son halini aldı ve yayınlandı.

Bu arada, Zekât ve Vergi Genel Müdürlüğü (GAZT) ile Gümrük Genel Müdürlüğü’nün birleşmesi sonucunda vergi otoritesinin adı da Zekât, Vergi ve Gümrük Müdürlüğü (ZATCA) olarak değiştirildi.

Son halini alan mevzuatta, ikinci aşamanın yürürlüğe girme tarihinin 1 Haziran 2022’den 1 Ocak 2023’e ertelenmesine ilişkin değişiklik yer alıyor; ikinci aşama için B2C (basitleştirilmiş) faturaların vergi dairesi platformuna raporlanmasının ne kadar süre içinde gerçekleştirileceği belirtiliyor.

Nihai mevzuata göre e-fatura sistemi iki ana aşamadan oluşuyor.

Suudi Arabistan E-Fatura Sistemi: Birinci Aşama

İlk aşama, 4 Aralık 2021’de yürürlüğe giriyor ve tüm yerleşik vergi mükelleflerinin e-fatura ve elektronik irsaliyeleri (alacak ve borç) oluşturmasını, değişiklik yapmasını ve saklamasını gerektiriyor.

Nihai mevzuatta, e-faturaların ve bunlara ilişkin irsaliyelerin yapılandırılmış bir elektronik formatta oluşturulması gerektiği belirtiliyor. Bu nedenle PDF veya Word formatındaki veriler, e-fatura olarak kabul edilmiyor. İlk aşamada, belirli bir elektronik format kullanım zorunluluğu bulunmuyor ancak bu tür fatura ve irsaliyelerde gerekli tüm bilgilerin yer alması gerekiyor. Ayrıca ilk aşamada, B2C faturalarında bir QR kodunun yer alması zorunluluğu da bulunuyor.

İlk aşama için e-fatura çözümleri konusunda yasaklanan bir dizi işlev var:

Suudi Arabistan E-Fatura Sistemi: İkinci Aşama 

İkinci aşama, vergi mükelleflerinin e-fatura ve elektronik irsaliyeleri ZATCA’ya iletmelerine ilişkin ek gereklilikler getiriyor.

Nihai mevzuatta, ikinci aşamanın 1 Ocak 2023’te başlayacağı ve aşamalı şekilde yürürlüğe gireceği belirtiliyor. B2C faturalarının düzenlenmesinden sonraki 24 saat içinde vergi dairesi platformuna bildirilmesi zorunluluğuyla birlikte B2B faturalar için bir denetim (clearance) sistemi belirlendi.

İkinci aşama gerekliliklerinin bir sonucu olarak, Suudi Arabistan e-fatura sistemi 1 Ocak 2023’ten itibaren bir Sürekli İşlem Denetimli (CTC) e-fatura sistemi olarak sınıflandırılacak. Tüm e-faturaların UBL tabanlı XML formatında düzenlenmesi gerekiyor. Vergi faturaları XML veya PDF/A-3 (gömülü XML ile) formatında dağıtılabiliyor. Basitleştirilmiş faturaların ise (örn. B2C) basılı formatta dağıtılması zorunlu.

İkinci aşamada, regülasyonla uyumlu bir e-fatura çözümünün aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekiyor:

İkinci aşama ayrıca, ilk aşamada belirtilen gereksinimlere ek olarak e-fatura çözümleri için aşağıdaki işlevlerin kullanımına dair ek yasaklar getiriyor:

Suudi Arabistan’ın e-fatura sistemi ile ilgili sonraki adımlar neler?

Nihai mevzuatın yayınlanmasının ardından ZATCA, sektördeki ilgili paydaşları bilgilendirmek amacıyla çalıştaylar düzenliyor.

Bu noktada bazı ayrıntılar hala belirsizliğini koruyor; ancak, Suudi yetkililer, anlaşılır ve net belgeler sunma ve yayınlanan belgelerle ilgili her aşamada geri bildirim fırsatı sağlamanın yanı sıra, e-fatura sisteminin uygulanmasına ilişkin uzun vadeli hedeflerini iletme konusunda da oldukça başarılı oldular. İhtiyaç duyulan rehberliğin yakın gelecekte sunulması bekleniyor.

Harekete Geçin

Suudi Arabistan Dijital Vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.

Türkiye Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) e-fatura ve e-arşiv faturalarının iptal ve itiraz bildirim işlemlerine ilişkin yeni kılavuzlar yayımladı. “e-Fatura Uygulaması İptal, İhtar/İtiraz Bildirim Kılavuzu” ve “e-Arşiv Uygulamaları (e-Arşiv Fatura, e-SMM) İptal, İhtar/İtiraz Bildirim Kılavuzu” olmak üzere iki kılavuzda güncelleme yapıldı.

Güncellenen kılavuzlar, e-fatura ve e-arşiv faturalarına yapılacak itirazlar ve bunların GİB’e bildirimlerine ilişkin yeni prosedürler konusunda vergi mükelleflerini bilgilendirmeyi amaçlıyor. Değişen itiraz prosedürü ile birlikte e-arşiv uygulamasının şemasında da değişikliğe gidildi. Henüz bir değişiklik yapılmamış olsa da yakın gelecekte e-fatura uygulamasının şemasında da değişikliğe gidilmesi söz konusu olabilir. Güncellenen kılavuzlarda düzenlenen e-fatura ve e-arşiv faturalarına yapılacak itirazlar için GİB portalının kullanılabileceği belirtildi.

Güncellenen kılavuzlar neden önemli?

Temmuz 2021’den itibaren elektronik ortamda düzenlenen belgeler, BA (Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu) ve BS (Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu) formlarda belirtilmeyecek. BA ve BS formları, toplam fatura tutarının 5.000 TL ve üzeri olduğu durumlarda düzenlenen veya alınan faturaların periyodik olarak raporlanması amacıyla oluşturulur. Tüm limited ve anonim şirketler, bildirimde bulunmaları gereken faturalar olmasa bile bu formları oluşturup GİB’e göndermekle yükümlüdür.

Kısa süre önce GİB, elektronik olarak düzenlenen belgelerin BA ve BS formlarında gösterilmeyeceğini ve bunun yerine denetim (e-fatura) ve raporlama (e-arşiv) sürecinde doğrudan GİB’e raporlanacağını belirten yeni bir kanun hükmü yayımladı. Elektronik olarak düzenlenen faturalara ait verilerin gerçek zamanlı olarak GİB’e gönderildiği göz önüne alındığında, mükellefler BA ve BS formları aracılığıyla elektronik düzenlenen faturaların bildirimini yapmaktan kurtarılarak ilgili verilerin yalnızca bir kez toplu şekilde alınacağı daha verimli bir sistem oluşturuluyor.

Mevcut durumda e-belgeler yukarıda belirtilen formlarda belirtilmeyecek. Ancak, GİB’in her bir mükellefe ait doğru fatura bilgilerine sahip olabilmesi için mükelleflerin, nihai faturaların hangileri olduğunu bildirmesi ve gönderilen veriler değerlendirilirken itiraz veya iptal edilen belgelerin dikkate alınmaması gerekiyor.

İptal süreci halihazırda GİB’in temel e-fatura ve e-arşiv portalı üzerinden gerçekleştiriliyor olsa da, dışarıdan yapılan itiraz talepleri (noter, taahhütlü mektup veya kayıtlı e-posta sistemi aracılığıyla) düşünüldüğünde GİB, tüm itirazları görebilme imkanına sahip değildir. Dolayısıyla bu durum, GİB’in (itiraz nedeniyle) iptal edilen bir belgeyi düzenlenmiş olarak kabul etmesi ve vergi mükelleflerinin kayıtları ile GİB’in vergi tahsilatı için kabul ettiği veriler arasında tutarsızlıklara yol açması riskine neden olabilmekteydi.

Bu nedenle artık mükellefler, kayıtları ile BA ve BS formları arasında herhangi bir tutarsızlık olmaması için itiraz taleplerini GİB’e bildirmekle yükümlüler. Uygulamanın nihai amacı, gelecekte BA ve BS formlarının GİB tarafından tamamen otomatik şekilde doldurulmasıdır.

Yeni süreç nasıl işliyor?

Türk Ticaret Kanunu’na göre itiraz veya iptal taleplerinin sekiz gün içinde yapılması gerekiyor. Alıcı ve satıcılar, GİB sistemi dışında yapılması gereken (noter, taahhütlü mektup veya kayıtlı e-posta sistemi aracılığıyla) ve GİB sistemine kaydedilmesi gereken itiraz talebinde bulunabilirler.

E-arşiv uygulaması için ise satıcıların itiraz talebini GİB’e bildirebilecekleri iki yol bulunuyor. Bunun için isterlerse (otomatik olarak) e-arşiv uygulamasını kullanabilir, isterlerse de itiraz taleplerini GİB’in portal sistemine girebilirler. Alıcılar, GİB portalından bu talepleri görebilir ve zorunlu olmamakla birlikte, isterlerse yanıt verebilirler. e-Serbest Meslek Makbuzlarına (e-SMM) iliskin itiraz bildirimleri de e-arşiv uygulaması üzerinden yapıldığı için aynı itiraz kuralları bunlar için de geçerlidir.

E-fatura uygulamasında herhangi bir değişiklik olmadığı için satıcıların veya alıcıların e-fatura uygulamalarını kullanarak GİB’e bildirimde bulunmaları mümkün değil. Mevcut durumda e-fatura itirazlarını yalnızca GİB portal sistemi üzerinden GİB’e bildirebiliyor. Mükellefler de itiraz taleplerine sadece portal sistemi üzerinden cevap verebiliyor.

Sırada ne var?

Her ne kadar GİB, iptal ve itiraz taleplerinin dijitalleştirilmesine yönelik bir adım atmış olsa da, bu işlemlerin otomatik olarak gerçekleştirilmesinin bir yolu yok. Dijitalleştirilen itiraz sürecinin ülkede hayata geçirilmesinden önce, yetkililerin süreci otomatikleştirmeye ve geçerli mevzuatı yürürlüğe koymaya veya değiştirmeye yönelik daha sofistike bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor.

Harekete Geçin

Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.

Rusya, belirli malların izlenebilirliği için 1 Temmuz 2021’de yürürlüğe girecek yeni bir sistem tanıtıyor. 371-FZ no’lu Federal Kanun, izlenebilirlik sistemine yönelik yeni prosedürü hayata geçirmek için Rus Vergi Kanununda değişiklik yapacak. Bu prosedürle birlikte, izlenebilir malların ticaretini yapan vergi mükellefleri zorunlu olarak e-fatura düzenleyecek.

Yürürlüğe girdiğinden beri Rusya’da B2B e-fatura düzenlemek için gönüllük esastı. Ancak, yaz itibariyle izlenebilirlik sistemine tabi malların ticaretini yapan mükellefler için bu durum değişiyor. E-fatura düzenlemek ve e-faturanın kabulü zorunlu olacak.

İzlenebilirlik sistemi nedir?

İzlenebilirlik sisteminin amacı, Rusya’ya ve Avrasya Ekonomik Birliği’ne (AEB) ithal edilen belirli malların hareket takibini sağlamaktır. İzlenebilirlik sisteminde, her malın sevkiyatı için ithalat sırasında bir kayıt numarası atanıyor ve bu numara her türlü işlemde kontrol ediliyor. Yeni izlenebilirlik sistemi kapsamındaki işletmeler, faturalarında ve birincil muhasebe belgelerinde kayıt numarası belirtmek zorunda olacak. İşletmeler, izlenebilir mallar için yapılan işlemler hakkında da KDV iadeleri ve ilgili işlem raporları ile bilgi vermek zorundalar.

İzlenebilirlik zorunlulukları kapsamında, izlenebilir malların dolaşımında yer alan tüzel kişiler ve bireysel işletmeler de bulunuyor. 1 Temmuz 2021’den itibaren, bu mallar için elektronik fatura düzenlenmesi gerekiyor. İzlenebilirliğe tabi malların alıcıları, elektronik fatura kabul etmek zorunda. İhracat/yeniden ihracat ve B2C satışlarında, izlenebilir malların satışı için e-fatura zorunluluğu bulunmuyor.

Ne tür mallar izlenebilirlik zorunluluklarına tabidir?

Güncel liste aşağıdakileri içeriyor:

Rusya’da elektronik belge regülasyonunda sırada ne var?

Rusya’nın 2024’ün sonuna kadar faturaların %95’inin ve irsaliyelerin %70’inin elektronik olarak düzenlenmesini hedeflediği düşünülürse, dijitalleşmeye yönelik daha fazla adım atılacağını söylemek mümkün. Rus vergi dairesinin ilerleme kaydettiği bir diğer alan ise muhasebe kayıtlarının elektronik ortamda tutulması. Bu sebeple, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Rus mevzuatında yapılacak değişiklikler sürpriz olmayacak.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

İtalya zorunlu e-fatura sistemini tanıttığında, sınır ötesi faturalar reform kapsamında bulunmuyordu. İtalya zorunluluğu uygulamaya koymak için, Avrupa Konseyi KDV Direktifi’nden bir derogasyon talebinde bulundu. Bu talebin sonucunda, İtalya’nın İtalyan vergi mükellefleri arasında yapılan yurt içi işlemler için zorunlu bir gümrük sistemini yürürlüğe koymasına izin verildi.

İtalyan yasalarına göre işlem gören tüm yurt içi ve sınır ötesi faturaların en başından beri Agenzia delle Entrate’in planlarına dahil edildiğini söylemek mümkün. Öyleyse, geniş kapsamlı sürekli işlem denetimlerini (CTC) uygulamaya geçirme fikrinden hiç vazgeçilmemiş gibi görünüyor.

SDI platformunun (Sistema di Interscambio) henüz açıklığa kavuşturmadığı İtalya’ya gelen ve İtalya’dan giden sınır ötesi faturalar konusuna, Esterometro raporunda ayrı olarak yer verildi. Esterometro, SDI’ın gözlerinden uzakta düzenlenen ve iletilen sınır ötesi gelen ve giden faturaları kapsıyor.

Esterometro için gereken veriler, FatturaPA faturasını düzenlemek için gereken verilerle benzerlik gösterse de, önemli farklılıklar mevcut. FatturaPA’da daha fazla belge türü bulunuyor. Ayrıca, mal ve hizmetlerin tanımı için daha fazla ayrıntıya ihtiyaç var.

İtalya vergi dairesinin zorunlu gerçek zamanlı denetim (clearance) platformunu yürürlüğe koyarken hedeflediği tam da bu derece ayrıntı düzeyiydi. Ayrıca, geniş kapsamlı CTC planları hâlâ gündemde: 2022’de, sınır ötesinden talep edilen ayrıntıların vergi dairesine sağlanıp FatturaPA’daki sınır ötesi fatura verilerinin SDI’ye iletilmesi Esterometro’nun yerini alacak.

İtalya, bu kararla Avrupa Konseyi’nin verdiği kısmi derogasyonun etkilerinin üstesinden gelmiş oluyor. Bilindiği üzere raporlama, Avrupa Konseyi’nin müdahalesi olmadan çeşitli AB ülkelerinin CTC’leri sessizce uygulamaya koyduğu bir alan oldu.

İtalya artık, Macaristan ve İspanya gibi diğer Üye Ülkelerle aynı stratejiyi uyguluyor. Bu ülkeler, AB kurumlarından (karşılaşsa bile) pek az itirazla karşılaşan, raporlama yükümlülükleri ile CTC’leri yürürlüğe koyan ülkeler. Bu ülkeler, sadece faturada bulunan verilerin raporlanmasını zorunlu tutarak bahsi geçen işlemler için ayrıntılı verilerden yararlanıyor. Gerçek zamanlı e-faturayı zorunlu kılmıyor.

Yeni yükümlülük, verilerin iletilmesini SDI platformu üzerinden sağlamak için bir gereklilik olarak tanımlanıyor. Bu durum, Esterometro ile gönderilecek olan verilerin bile artık FatturaPA formatında gönderileceği anlamına geliyor. Özel FatturaPA, temelde bir e-fatura değil.

Yani, sınır ötesi mal tedariğinde e-fatura hâlâ alıcının onayına tabi. İşlemi gerçekleştiren taraflar, faturaların formatı konusunda (FatturaPA ya da diğer) anlaşma sağlayabilir. Sonuç olarak, FatturaPA’dan başka yollar ile gönderilen hukuken geçerli bir fatura, FatturaPA sayesinde fatura veri raporu ile bir arada bulunacak.

İtalya vergi dairesi, şimdilik FatturaPA için ek teknik özellik duyurmadı. Bu durum, FatturaPA’nın geçtiğimiz Ekim ayından beri kullanıma hazır olduğunun güçlü bir göstergesi. FatturaPA 1.2.1 sürümüyle birlikte, entegrasyon belgeleri (sınır ötesi faturaların alınması üzerine düzenlenen bir belge sınıfı) için çeşitli sınıflandırmaların yapıldığı ayrıntılı yeni belge türleri Ekim 2020’de tanıtıldı. Bu sürümde, vergiden muaf veya karşı ödemeli sisteme tabi olanların ayrıntılı sınıflandırılması da yer alıyor.

FatturaPA’nın Esterometro’nun yerini alması ile SDI merkezi bir platform hâline geliyor. Artık sınır ötesi işlemler de dahil, FatturaPA ülkede ulaşılabilecek tüm ayrıntılı veriyi İtalya vergi dairesine sağlıyor. Yeni zorunlulukla elde edilen veriler, bu mali yıl boyunca vergi dairesinin gözlerden uzakta düzenlediği kullanıma hazır KDV iadelerinin işine yarayabilir. Bir sonraki mali yılın başında da, bu veriler vergi mükelleflerinin kullanımına muhtemelen hazır olacak.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Eylül 2020’de İtalya, elektronik belgelerin oluşturulması ve korunmasına ilişkin mevzuatta büyük değişiklikler yaptı. Bu yeni gerekliliklerin 7 Haziran 2021’de yürürlüğe girmesi bekleniyordu ancak Dijital İtalya Ajansı (AGID) yeni mevzuatın yürürlüğe giriş tarihinin 1 Ocak 2022’ye ertelenmesine karar verdi.

Bu yeni “Elektronik belgelerin oluşturulması, yönetilmesi ve korunmasına ilişkin yönergeler” (“Yönergeler”), elektronik belgeleri farklı açılardan düzenliyor. İşletmeler, Yönergeleri izleyerek elektronik belgelerinin mahkemede sağlam bir kanıt niteliği taşıyacağı varsayımından yararlanıyor.

Yönergelerin ertelenmesi, özellikle meta verileri e-belgelerle ilişkilendirme yükümlülüğü konusunda endişelerini dile getiren yerel kuruluşların iddiaları sonucunda AGID tarafından alınmış bir karar. Yönergelerde, sistemlerin kendi aralarında karşılıklı çalışabilir olmasını sağlayacak şekilde, e-belgelerle birlikte saklanması gereken meta veri alanları ayrıntılı olarak listeleniyor.

Meta veri gereklilikleri değiştirildi

AGID, yeni e-belge mevzuatının yürürlüğe giriş tarihini ertelemenin yanında, yeni meta veri bölümleri ekleyip, bazı alanların açıklamasını değiştirerek meta veri gerekliliklerinde de değişikliğe gitti. Bununla birlikte AGID, özellikle standartlara yönelik referansları düzeltti ve bazı yükümlülükleri açıklığa kavuşturmak adına ifadeleri yeniden yorumladı.

Güncellenen Yönergeler’e ve bunlara ilişkin Ekler’e AGID’in internet sitesinden ulaşılabilir.

E belgeler hakkında daha fazla bilgi için bu bloga bakın.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

 

Vergi Usul Kanunu kapsamında 509 sayılı Genel Tebliğ’de yapılan değişikliğe göre sağlık hizmeti sunucuları ile medikal malzeme ve ilaç ya da etken madde temin eden tüm mükelleflerin 1 Temmuz 2021 tarihi itibarıyla e-Fatura uygulamasına geçeceği açıklandı.

Sağlık sektöründe e-fatura ve e-arşiv fatura uygulamalarına geçiş zorunluluğunun kapsamı

Resmî gazetede yayımlanan ve yürürlüğe girecek olan uygulama Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayan sağlık hizmeti sunucularını, medikal malzemelerin yanı sıra ilaç, etken madde temin eden tüm mükellefleri kapsayacak.

Bu kapsamda;

Sağlık sektöründe e-fatura ve e-arşiv fatura uygulamalarına geçiş süreci

Bu kapsamda kuruluşlar 1 Temmuz’dan itibaren e-fatura uygulamasına geçecek. Bu tarihten sonra Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayan kuruluşların ise SGK’ya fatura düzenlemeye başlamadan önce e-fatura uygulamasına geçmeleri gerekecek.

1 Ocak 2020’den sonra e-Fatura uygulamasına dahil olanlar ise e-Fatura uygulamasına geçilen tarihte e-arşiv faturaya geçmek zorunda olduğundan, belirtilen kuruluşların 1 Temmuz´da e-arşiv faturaya da geçmesi gerekmektedir.

E-fatura ve e-arşiv fatura geçişinin sağlık sektörüne katkısı

Dijitalleşme süreci, Covid-19 salgını ile özellikle sağlık sektörlerinde artan fiziksel teması en aza indirgeyecek. Bunun yanı sıra kuruluşların fiziki belge hazırlama ve depolama yükünü de azaltacak.

Diğer yandan SGK’ya fatura kesen kurumlar için de elektronik fatura ve e-arşiv fatura uygulamaları ile faturaya dair tüm süreçlerin elektronik ortama taşınması sayesinde ödeme, tahsilat gibi işlemler daha hızlı ve verimli hale gelecek.

Elektronik faturalama sürecini GİB Portal üzerinden veya özel entegratör aracılığıyla yürüten kurumlar, belgelere kolay erişim, verimlilik ve süreklilik gibi faydalara erişebilecek.

Harekete Geçin

Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.

Eylül 2020’de, Dijital İtalya Ajansı (AGID), 7 Haziran 2021’den itibaren yürürlüğe girecek olan elektronik belgelerin oluşturulması ve muhafazası konusundaki yeni gereklilikleri açıkladı.

İtalya’daki Elektronik Belgeler

AGID, İtalya’nın dijital gündeminden ve BT sistemlerinin kendi aralarında karşılıklı çalışabilir olmasını sağlamak için yasalara eşdeğer yönergeler ve teknik kurallar oluşturmaktan sorumludur. Yükümlülüklerinden biri, elektronik belgelerin oluşturulması, yönetimi, korunması ve saklanmasına ilişkin teknik kurallar belirlemek ve tesis etmektir.

İtalya’da e-belgeleri düzenleyen yasalar, Dijital Yönetim Kanunu, CAD’in (IT: Codice dell’amministrazione digitale) yayınlanmasıyla birlikte 2005’ten beri mevcuttur. CAD, kamu idaresi tarafından ve bazı durumlarda bireyler arasında teknolojinin kullanımına ilişkin temel kuralları ana hatlarıyla belirler. AGID’e, bir e-belgenin oluşturulmasından kalıcı olarak silinmesine kadar yaşam döngüsünün çeşitli yönlerini daha ileri seviyede düzenlemesi için normatif yetkiler veren CAD’dir.

Elektronik fatura ile e-belge arasındaki fark nedir?

E-belgelerin oluşturulması, yönetilmesi ve korunmasına yönelik AGID tarafından Eylül 2020’de sunulan yönergeler, çeşitli kuruluş ve devlet kurumu regülasyonlarını tek bir belgede topluyor. Yeni yasa, diğer yasal düzenlemelerdeki birçok hükmü yürürlükten kaldırıyor. İşletmeler, AGID yönergelerini izleyerek, elektronik belgelerinin yasal işlemlerde sağlam bir kanıt niteliği taşıdığı varsayımından yararlanıyor.

Mahkemede hangi belgelerin delil olarak kullanılacağının değerlendirilmesi, AGID yönergeleri uyarınca bir elektronik dosyanın bir e-belge olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin belirlenmesine yardımcı oluyor. Kanıtlara dayalı bir durumu mümkün olan en iyi şekilde oluşturmak için e-belgenin oluşturulması, korunması ve depolanması İtalyan yönergelerine uygun olmalıdır. Kural olarak, bir mahkemede yasal bir işleme ait delil olarak sunulması gerekebilecek belgeler yönergelere uygun olmalıdır.

İtalya da, birçok yargı bölgesi gibi, faturaların saklanması konusunu düzenlemiş (örneğin, belgelerin bütünlüğünün ve doğrulunun saklama süresinin sonuna kadar korunması zorunlu kılınmıştır) ve vergiye ilişkin belgeler için özel saklama süreleri belirlemiştir.

Faturalarla ilgili ayrıntılı regülasyon, e-faturaların mahkemede delil olarak sunulan vergi dairesi denetimlerinin bir parçası olduğunu göstermektedir. AGID yönergelerine göre, e-faturalar mahkemede tam kanıt niteliği taşıması için e-belge olarak ele alınmalıdır.

E-belge gereklilikleri

Yönergeler, bir elektronik belgeyi birçok açıdan düzenler. E-fatura söz konusu olduğunda en önemli konu, e-faturaların oluşturulması ve korunmasıdır.

1. E-belgelerin oluşturulması

İtalyan yönergelerine göre, bir e-belge değiştirilemez bir duruma geldiğinde oluşturulmuş kabul edilmektedir.

E-belge oluşturma yöntemine bağlı olarak (yazılım yoluyla oluşturma, elektronik yollarla edinme, vb.), nitelikli bir elektronik imza,mühür uygulaması veya bir koruma sistemine koyulması gibi çeşitli teknik yöntemler, bir belgenin değiştirilemez bir biçimde kalmasını sağlayabilir. AGID tarafından belirlenen bir listeye göre, her belgenin bir dizi meta veri (“meta veri raporu”) ile ilişkilendirilmesi de gereklidir.

Meta veri raporu, AGID tarafından düzenlenen bir XML formatında oluşturulur. Rapordaki alanlar, yönergelerdeki bir ekte açıklanmıştır ve kullanılan belgenin içeriğine ve belge yönetim planına göre isteğe bağlı veya zorunlu olabilir. Bununla birlikte, meta veri raporu işleme ait e-fatura verilerini içermez, çünkü raporun amacı vergiyle ilgili bilgileri toplamak değil, sistemlerin kendi içinde birlikte çalışabilmesini sağlamaktır.

İtalya’da dijital vergi kontrolleriyle ilgili iki yetkili merci bulunur: AGID (İtalya’nın dijitalleştirilmesi için İtalyan ajansı) ve ADE (İtalyan vergi dairesi). Bunun bir sonucu olarak, ADE’nin elektronik faturaların düzenlenmesine ilişkin hükümleri bazen e-belgelerin oluşturulmasını yöneten AGID hükümleriyle tutarsız gibi görünebilir.

AGID’in açısından bir e-belge, bütünlüğü ve doğruluğu güvence altına alınarak oluşturulurken, ADE için bir e-fatura yalnızca SDI tarafından onaylandığı takdirde yasal olarak geçerlilik kazanır.

Elektronik imzanın bulunması ve üst veri raporu oluşturulması gibi AGID hükümlerine uyulması, bir e-faturanın, AGID veya ADE formalitelerine uygun olmaması nedeniyle yasal bir işlemde kullanımının reddedilmemesini sağlayacaktır.

2. E-belgelerin korunması

İtalyan e-belgelerinin geçerliliği, yalnızca doğru şekilde muhafaza edildikleri takdirde korunur. Diğer ülkelerde, dosyaları bir bellek sistemi ile her türlü donanımda tutmak yeterliyken, İtalya, e-belgelerin saklanmasını kapsamlı şekilde düzenler ve koruma olarak adlandırdıkları şeyi talep eder.

Koruma, bir belge saklanmadan önce uygulanan bir dizi prosedürden oluşur. Daha detaylı şekilde bakıldığında, e-belgeler İtalyan standardizasyon kurumu UNI tarafından oluşturulan belirli bir standarda uyumlu bir ‘arşivleme paketi’ ile eşleştirilmelidir. Belgeye daha sonra hesaba dayalı adresleme uygulanır, belge imzalanır ve saklanmadan önce zaman damgası koyulur.

İtalya’da e-belgelerin saklanmasına ilişkin süreç yeni değil; ancak AGID yönergelerinin atıfta bulunduğu standartlar 2020 yılında, e-faturalar gibi e-belgeleri saklayanların uygulamadaki yaşadıkları zorlukları yansıtacak şekilde gözden geçirilmiştir.

AGID yönergelerinin dışında, ADE, bir koruma sisteminde saklanan e-faturalar için ‘arama kriteri’nin uygulanmasını zorunlu kılar. Bu, bir denetçinin, işlemi gerçekleştiren tarafların adı, KDV numarası ve belge türü gibi yasayla tanımlanan parametreleri kullanarak e-faturaları bulabilmesi ve erişebilmesi gerektiği anlamına gelir.

Birçok saklama sisteminde arama kriterleri, veriler “meta veri” şeklinde bildirilerek oluşturulur (bir e-belgenin oluşturulması sırasında üretilen “meta veri raporu” ile karıştırılmamalıdır). Arama kriterlerini besleyen vergiyle ilgili meta veriler ve bir e-belge ile birlikte oluşturulan meta veri raporu, farklı devlet organları tarafından uygulanan farklı yükümlülükler şeklinde bir arada bulunur.

Vergi mükelleflerinin sistemlerine etkisi

İtalya’da e-fatura kullanan vergi mükellefleri, AGID yönergelerinden doğrudan etkilenmektedir. Bir e-belgenin tanımı söz konusu olduğunda ve oluşturulduğu düşünüldüğünde bir miktar takdir yetkisi olsa da, tam uyum ve kanıt niteliği ancak bir e-faturanın AGID ve ADE düzenlemelerine uygun olması halinde elde edilir.

Faturanın düzenlenmesi sırasında meta veri raporunun otomatik olarak oluşturulması, mevcut BT sistemlerinden bilgi alan vergi mükelleflerinin eşleme konusunda çalışmasını gerektirebilir. Meta veri raporu şu anda ADE’ye veya SDI denetim platformuna gönderilmiyor. Bununla birlikte, tam uyum için meta veri raporunun vergi mükellefinin koruma sisteminde e-fatura ile birlikte saklanması gerekiyor.

Çeviri (standartlar yalnızca İtalyanca olarak mevcuttur), yorumlama ve değişiklikleri uygulama için belgelerin korunması süreci ve yeni standartlara uyacak şekilde arşivleme çözümlerinin uyarlanması önemli düzeyde BT kaynağı gerektiriyor. Kullanımı yalnızca bir kişi ile sınırlandıran telif hakkı lisanslarıyla korunan standartları edinmenin de bir maliyeti var.

AGID tarafından yeni kuralların konsolide edilmesi ve sunulması, İtalyan yasalarına göre elektronik fatura oluşturan ve saklayan vergi mükelleflerinin, bazen vergi yasasıyla tutarsız olan gerekliliklere uymaları gerektiği anlamına geliyor. Sonuç olarak, işletmelerin mahkemede tam kanıt niteliği taşıyan belge sunmasının tek yolu, hem AGID hem de ADE kurallarına uymaktır.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Suudi Arabistan Vergi Genel Müdürlüğü (GAZT), e-fatura mevzuatının hükümlerinin uygulanmasına yönelik kontroller, gereksinimler, teknik şartnameler ve prosedürel kurallara ilişkin mevzuat taslağını yayımladı.

Mevzuat taslağına ek olarak GAZT’nin internet sayfasında, uygulamaya ilişkin teknik özelliklere de (Elektronik Fatura Veri Sözlüğü, Elektronik Fatura XML Uygulama Standardı ve Elektronik Fatura Güvenlik Uygulama Standartları) yer verildi.

Mevzuat taslağı şu anda halkın görüşüne sunulmuş ve yaklaşan e-fatura zorunluluğu konusunda (4 Aralık 2021’den itibaren geçerli olacak) teknik ve prosedürsel gereklilikleri ve kontrolleri tanımlamayı amaçlıyor. Mevzuat taslağı hakkında geri bildirimde bulunmak için son tarih 17 Nisan 2021 olarak belirlendi.

Mevzuat taslağında neler öngörülüyor?

Daha önce de açıklandığı gibi, e-fatura sisteminin iki ana aşaması olacak.

İlk aşama 4 Aralık 2021’de başlayacak ve tüm yerleşik vergi mükelleflerinin e-fatura ve elektronik irsaliyeleri (alacak ve borç) oluşturmasını, işlemesini ve saklamasını gerektiriyor. Mevzuat taslağında, ikinci aşama için e-faturaların ve bunlarla ilgili irsaliyelerin tanımlanmış XML formatında veya PDF/A-3 formatında (gömülü XML ile) oluşturulması gerektiği belirtiliyor. İlk aşama için belirli bir formatın kullanılma zorunluluğu bulunmuyor ancak, bu tür fatura ve irsaliyelerde gerekli tüm bilgilerin yer alması şartı var.

Mevzuata uyumlu bir çözümün aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekiyor:

İkinci aşamada, vergi mükelleflerinin GAZT’a e-faturaları ve elektronik irsaliyeleri iletmeleri için ek bir gereklilik bulunuyor. Vergi mükelleflerinin, bir Uygulama Programlama Arayüzü (API) kullanarak sistemlerini GAZT sistemlerine entegre etmeleri gerekiyor.

Mevzuat taslağında, ikinci aşamanın başlangıcının 1 Haziran 2022 olduğu ve hedef grupların açıklanan takvime uygun olarak GAZT sistemlerine entegre olması gerektiği belirtiliyor.

İkinci aşama gerekliliklerinin bir sonucu olarak, Suudi Arabistan e-fatura sistemi 1 Haziran 2022’den itibaren bir Sürekli İşlem Denetimli (CTC) e-fatura sistemi olarak sınıflandırılacak. B2B ve B2G işlemlerine ilişkin e-faturalar için bir e-faturanın ancak GAZT tarafından onaylanması halinde yasal geçerlilik kazanacağı bir denetim sistemi. Bununla birlikte ihtiyaçlara göre B2C faturaları için Sürekli İşlem Denetimi (CTC) raporlaması gerekliliği de tanımlanacak.

Suudi Arabistan’ın e-fatura mevzuatı ile ilgili sonraki adımlar neler?

Mevzuatın, halkın görüşleri doğrultusunda alınan geri bildirimlerin toplanmasının ardından önümüzdeki birkaç ay içinde yayınlanması bekleniyor. Böylece, Suudi vergi mükelleflerine yaklaşan zorunluluğa hazırlanmaları için yaklaşık altı aylık bir süre tanınmış olacak.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

2020’nin başlarında Arnavutluk’un Sürekli İşlem Denetimi (CTC) planında ‘malileştirme’nin tanıtılmasının ardından, Arnavutluk hükümeti CTC sistemi hakkında daha fazla bilgi paylaştı ve 2020’nin sonlarında sistemin yürürlüğe girişine ilişkin takvimi güncelledi.

2020 içinde Arnavutluk hükümeti, CTC planının farklı unsurları ile ilgili bir dizi ikincil mevzuat yayınladı. Arnavutluk’un CTC Denetimi projesi, e-fatura denetimi ve vergi dairesine gerçek zamanlı veri raporlamasının birleşiminden oluşan bir yapıya sahiptir. Her iki süreç de ayrı ancak eşit derecede ayrıntılı mevzuatlarda düzenlenmiştir.

Yayınlanan belgelere göre, nakit olarak ödenmeyen B2B ve B2G işlemlerinin faturaları elektronik biçimde düzenlenmeli ve alınmalıdır; nakit işlem faturaları (örneğin B2C) için faturalar, alıcının onayına bağlı olarak elektronik olabilir.

E-faturalar, Avrupa Standartlarına uygun şekilde oluşturulmuş bir formatta, Arnavutluk Ulusal Bilgi Toplumu Ajansı AKSHI tarafından yönetilen Merkezi Bilgi Sistemi (CIS) aracılığıyla gönderilmelidir.

E-faturalar, taraflar arasında değişimden önce “malileştirilmelidir”, yani vergi dairesi tarafından denetlenmeli ve faturanın içeriğinde yer alması gereken bir Benzersiz Kimlik Numarası (NIVF) almalıdır. E-faturalar ancak vergi dairesinin denetiminden sonra geçerlilik kazanır.

Merkezi faturalama platformu, e-fatura içeriği ve şeması ile ilgili daha fazla bilgiyle birlikte ödeme hizmeti sağlayıcılarının raporlama gereksinimleri de yayınlanmıştır.

Arnavutluk’un CTC’nin yürürlüğe girişine ilişkin takvim şu şekildedir:

Arnavutluk’un son aylarda CTC’ye ilişkin etkileyici sayıda ve hızda belge yayınlaması, sistemin uygulamaya alınmasına ilişkin belirlenen son tarihe uyma yolunda ilerlediğinin bir işaretidir.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

COVID-19’a karşı geliştirilen aşıların gösterdikleri ilk başarılara tanık olmamızla birlikte, işletmeler ve pazarlar da 2021’in son çeyreğine kadar ülkelerin yeni bir seyir hızına kavuşacağına dair güven tazelemeye başladı.

Tünelin sonunda bir ışık olduğunu görmek çok güzel. Ancak, birçok küçük – aynı zamanda birçok büyük – şirket için çoktan iş işten geçti. Binlerce şirket, başta insan temasına bağımlı olmaları nedeniyle bu krizi atlatamadı. Diğer şirketler ise kendi yaşam döngülerinde halihazırda zor bir dönemden geçerken COVID-19 sürecini deneyimledikleri için durumdan orantısız bir şekilde etkilendi. Dikkate değer birkaç istisna dışında, dünyanın en güçlü ekonomilerinin birçoğunun, sürecin neden olduğu sonuçlara karşı toparlanması yıllar alacak diyebiliriz.

İnternet yardıma yetişiyor – ancak bazı sorunlar var

Tüm krizlerde olduğu gibi, geçtiğimiz yıl zayıflıklar vurgulanırken başarısızlıklar da hızla arttı. Öncelikle, internet ve mevcut teknolojik gelişmeler dünya genelinde şu anki kadar benimsenmiş olmasaydı, COVID-19 krizinin çok daha kötü sonuçları olacağını kabul etmek gerek. Ancak, bir yandan çalışanlar, terk edilmiş ofislerdeki ve veri merkezlerindeki işleri yürütme zorunluluğu ile birlikte sağlık kaygılarını dengede tutmaya çabalarken, şirketlerin dijital dönüşümlerinde geride kalmasına neden olan eski süreçlerin var olan boşluklarına da vurgu yapılmış oldu.

Şirket içi yazılımlar, verimsizliğin başı çektiği alanlardan biri. Birçok şirket, farklı iş akışı kategorilerini ve ticari ortaklık bağlarını desteklemek adına bulut tabanlı yazılımları benimsemeye başlasa da, büyük şirketlerin birçoğu, ERP’ler, lojistik veya rezervasyon sistemleri gibi temel kurumsal sistemlerini bulut ortamına taşıma konusunda isteksiz davranmaya devam ediyor. Bu şirketlerin isteksiz olmalarının arkasında yatan sebep, genellikle oldukça özelleştirilmiş eski sistemleri kullanıyor olmaları.

Birçok kurumsal yazılım sağlayıcısı teoride şirket içi kurulum adına pek çok fayda sağlayan genel bulut sürümleri sunuyor; ancak kuruluşları ve süreçleri standart en iyi uygulamalar çerçevesinde tasarlanan “hazır” iş akışlarına adapte etmenin pratikteki zorlukları, bu tür şirketler için sunulan faydalara kıyasla daha ağır basan taraf oluyor.

Bunlardan daha karmaşık olan başka bir zorluk grubu da var. Global olarak her ölçekten şirket için sipariş ve fatura yönetiminde hala manuel süreçler hakim. İş akışı yazılımlarının, muhasebe departmanında çalışanların sisteme uzaktan erişim sağlamalarına imkan verdiği durumlarda, onay ve gönderim aşamaları evden çalışma koşullarında yönetilebiliyor. Ancak tedarikçi ve müşteri ilişkilerinin birçoğunda yaygın olan kağıt kullanımı, insanların hala sınırlı erişime sahip ofislerinden önemli belgeleri tarama, yazdırma, postalama veya fakslama – evet, faks – süreçlerini uygulamalarını gerektiriyor.

Kağıt dokümanların işlenmesi amacıyla kullanılan endüstriyel güçteki pahalı makineler evlerdeki ofislere kolaylıkla entegre edilemeyeceğinden bu tür problemlerin üstesinden gelmek daha da zorlaşacak. Bu sorunların çözümü, evlerimizdeki mutfakları tarama veya baskı merkezlerine dönüştürmek için yaratıcı yollar aramak değil, uçtan uca veri entegrasyonuna doğru artık büyük bir adım atmak.

Bir e-dönüşüm otomasyonu faktörü olarak verginin iyi, kötü ve çirkin yanları

İlginç bir şekilde, COVID-19’u bu adımı atmak için yeterli bir neden olarak görmeyen işletmeler, vergi idarelerinden bir yardım eli uzatmasını bekleyebilir. Birçok ülke, dijital faturalar adına zorunlu gerçek zamanlı denetim uygulaması benzeri sürekli işlem denetimlerini (CTC’ler) teşvik etmek için halihazırda büyük ölçekli programlar başlatmıştı.

Global olarak yaşadığımız mevcut sağlık krizi, vergi idarelerinin bu programları hızlandırmalarına neden oluyor. Fransa, Ürdün ve Suudi Arabistan gibi bazı ülkelerin muhasebe verilerine yönelik zorunlu e-Fatura veya dijital raporlama planları ile ilgili yaptıkları duyuruları takip ediyoruz. Bunun yanında, Polonya ve Slovakya dahil pek çok ülke de, İtalya ve Türkiye gibi Avrupalı öncüler ile Latin Amerika ülkelerinin bu yöndeki adımlarını takip etme niyetinde olduklarını açıkladılar. CTC’lerin çağrısına uzun süredir direnen Almanya’da bile, ülkedeki önemli siyasi partilerden biri bu doğrultuda belirleyici bir eylem planı önerisinde bulundu.

Her ne kadar bu tür girişimler genellikle hala vergi açıklarını kapama ihtiyacından kaynaklansa da, gelir tahsilatındaki esneklik ihtiyacının bir diğer belirleyicisi olduğu açık. Ayrıca Brezilya gibi ülkelerden elde edilen örnekler CTC’lerin, hükümetler adına bir krizin ekonomik etkilerini sektörel anlamda en küçük ayrıntısına kadar gözlemleme ve izleme becerilerini büyük oranda geliştirdiğini gösteriyor. Bu da, hükümetlerin, bir krizden en çok zarar gören faaliyetleri yönlendirmek adına mali politikalar açısından müdahalede bulunmaları için kullanabilecekleri ayrıntılı verilere erişmelerini sağlıyor.

Şartların tamamının, işletmeleri tam e- dönüşüm otomasyonu – kendilerinin ve ticari ortaklarının satışları ve satın alma operasyonları arasındaki arayüz –sürecine geçmek için son adımlarını atmaları yönünde yönlendirmesiyle birlikte, şirketlerin artık süreçler ve kurumsal yapılar anlamında tamamen dijital ve çok daha esnek bir düzene geçmek için ​hazırlık planları yaptıkları düşünülebilir.

Ancak maalesef ki CTC zorunluluklarının sunulma şekli ile şirketlerin bu zorunlulukları yanıtlama şekli, e-dönüşüm otomasyonuna yapılan yatırımların ve modern bulut tabanlı kurumsal yazılımın benimsenmesinin tarihsel açıdan yavaşlamasına neden oldu.

CTC zorunlulukları inanılmaz bir çeşitliliğe sahip; Yunanistan’da, hükümetin sunduğu sistemdeki malzemelerin ek sınıflandırması – diğer şeylerin yanı sıra – yoluyla saklanmak üzere tamamıyla çevrimiçi ikinci bir muhasebe defteri dizisi bulunurken, Fransa’da tasarlanan ve içerisinde hizmet sağlayıcıları ile işlem ödemesi raporlamalarının yer aldığı tamamen farklı bir düzen var. Çinli temsilciler blok zinciri tabanlı faturalama denetimlerinden bahsederken, Polonya ve Suudi Arabistan gibi ülkeler merkezi ve devlet tarafından yürütülen fatura değişim ağları için hazırlık içerisinde. Zorunluluklara uyum sağlanması için verilen son tarihlerin genellikle çok kısa olmasının yanı sıra, vergi daireleri zorunlulukların uygulanma dönemlerinde ve sonraki yıllar boyunca yine aynı şekilde her birinde oldukça kısa son tarih verilen ve sadece yerel dilde mevcut olan sayısız yapısal düzenleme gerçekleştiriyor.

Bununla birlikte, vergi daireleri, vergi mükelleflerine ne kadar süre verildiğine neredeyse hiç bakılmaksızın son tarihlerin daima oldukça kısa süreler olması yönünde yasal hak talep edebiliyor. Bunun nedeni ise birçok işletmenin yapısal olarak çok geç hazırlık yapması. CTC’ler, SAF-T ve benzer zorunluluklara doğru yönelen global trend şirketler tarafından yıllardır gözlemleniyordu, ancak hazırlık yapma konusunda birçoğu yine de yetersiz kaldı; özellikle de birçok çok uluslu işletme, KDV uyumluluğunun yerel aracılar tarafından çözümlenecek bir mesele olduğunu düşünüyor. Bu da, vergi dairesi ofisleri tarafından tasarlanan en iyi kurumsal uygulamalara bir yanıt sunmaktan çok, adım adım büyüyen, devasa bir yerelleşmiş prosedür ağının oluşmasına neden oluyor.

E- dönüşüm otomasyonuna doğru verimli bir döngü oluşturma

Bu konu bizi tekrardan şirketlerin neden genel bulut modundaki kurumsal yazılım paketlerinin yeni sürümlerini hızla benimsemedikleri ya da ticari ortakları ile birbirlerine ilettikleri faturaları daha hızlı şekilde otomatikleştirmedikleri sorusuna getiriyor. Bu denklemde yer alan tüm taraflar aynı şeyi istiyor: İşletmelerin kendi arasında ve aynı zamanda işletmeler ile vergi daireleri arasında ilgili verilerin sorunsuz ve güvenli şekilde paylaşımı. Ancak işletmelerin düzenleyici zorunluluklara verdikleri refleks tepkiler ve vergi dairelerinin modern kurumsal sistemlere çok fazla aşina olmaması tam tersi bir etki yaratıyor. Şirketler, yerel zorunluluklara karşı panikle hareket ediyor ve bunu yaparken de verecekleri kararların gelecekteki yenilik ve standartlaşma becerileri üzerindeki etkilerini yeterince kavrayamıyorlar. İlk olarak sistemleri büyük bir hızla devreye almak, ardından ise vergi odaklı finansal ve fiziksel tedarik zinciri verilerinin entegrasyon yaklaşımlarının bir yamasını benimsemekten kaynaklanan sorunları yönetmek için ihtiyaç duyulan kurumsal kaynaklar, daha sonrasında uygun otomasyona harcanmayan BT bütçesinden alınıyor.

Bu kısır döngünün kırılması için çeşitli şeylere ihtiyaç var. İşletmeler, bu gibi KDV dijitalleşmesi yönündeki değişiklikleri gelişimselden ziyade devrimsel olarak ele alıyorlar ve bu yaklaşımlarını değiştirmeleri gerekiyor. CTC zorunlulukları nedeniyle sıkıntı yaşamaktansa bu zorunluluklardan faydalanmak için stratejik bir yaklaşım benimsemek, düzgün şekilde bilgilendirilerek ve yeterince iyi hazırlanarak mümkün. Vergi dairelerinin de zorunlu ticari veri değiş tokuşu adına dijital platformları tasarlamada, uygulamada ve işletmede mevcut iyi uygulamaları benimseyerek kendi üstlerine düşeni yerine getirmeleri gerekiyor. ICC CTC İlkeleri, dünya ekonomisine oldukça ihtiyacı bağışıklık gücünü vermenin mükemmel bir yoludur. Bu ilkeler, bir yandan işletmelerin ve hükumetlerin esnekliklerini geliştirmelerine olanak tanırken, diğer yandan da verimliliği olmayan manuel iş ve vergi uyumluluğu süreçlerinde hapsolan kaynakları serbest bırakıyor.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Dünya genelinde, vergi dairelerinin bir vergi kontrol mekanizması olarak kullandığı gerçek zamanlı veri toplama trendi, artık eskisi kadar şaşırtıcı değil. Hükumetler, genellikle CTC olarak anılan Sürekli İşlem Denetimi sistemlerinin yerel uygulamalarını gün geçtikçe artan bir hızla yürürlüğe koymaya başlıyor. Ancak, vergi daireleri arasında yeni trendler oluşmaya başlıyor. Bu trendler, mali verilerin gerçek zamanlı olarak toplanmasını bir adım öteye taşıyor. Vergi mükelleflerinin muhasebe verilerine gerçek zamanlı erişimine ve bu verilerin vergi uyum riskini değerlendirmek için kullanılması noktasına parmak basıyor.

Gerçek zamanlı veri toplama, vergi dairelerine birçok imkân sağlıyor. Devletin, finansal verileri, işlemeye uygun iç görülere dönüştürmesini sağlayarak ülke bazında ticari işlemlere güvenilir bir genel yaklaşım sunabilir. Gerçek zamanlı veriler, vergi dairesinin mükellef vergi risklerini öngörülü bir şekilde belirleyip bir denetimden veya anlaşmazlıktan önce gerekli işlemlerin yapılmasına da olanak sağlayabilir.

Rusya, bir ilke imza atıyor

Rusya, vergi mükelleflerinin uyumluluğuna ilişkin risk değerlendirmeleri yapan bir araç geliştirerek diğer ülkelere örnek oluyor. İlk etapta, Rusya’daki sistem Entegre Risk Yönetim Sistemi olarak adlandırıldı. Daha sonra, Kooperatif Uyumluluk Sistemi (CCS) olarak yeni bir isim seçildi. Vergi dairesi, CCS aracılığıyla vergi mükellefinin uyum ihlalini değerlendirebilir. Risk tespiti yapıldığında, sistem hem vergi memurlarının hem de vergi mükelleflerinin görebileceği bir uyarı oluşturur.

Rusya’da sistem nasıl işliyor?

Şimdilik, sadece bu sistemi kullanmaya gönüllü olan en büyük ve dijital anlamda en gelişmiş vergi mükellefleri CCS’nin bir parçası olabilir. Vergi mükellefleri, masa başı ve saha denetimlerinden muafiyet, finansal süreçlerde sosyal yönü ağır basan kararlar verme ve kâğıttan dijitale geçme kabiliyeti gibi avantajlar konusunda motive ediliyor.

CCS, Federal Vergi Dairesi’nin (FTS), vergi mükellefinin muhasebe verilerine doğrudan erişmesine imkân sağlar. Yapay zekâ teknolojisi kullanılarak, belirli mükellef işlemleri değerlendirilir ve uyum riski hesaplanır. Risk tespit edilirse ve sistem uyarı oluşturursa, vergi dairesi ve vergi mükellefi herhangi bir anlaşmazlık ortaya çıkmadan önce iletişim kurabilir ve harekete geçebilir.

Gelecekte neler olmasını bekleyebiliriz?

Rusya’nın CCS sistemi, dünyanın mevcut ve gelecekteki CTC sistemlerinin birçoğunun iş birliğini odak noktası haline getiren sistemlere evrileceğini açıkça ortaya koyuyor. Bahsi geçen sistemler de dünya genelindeki vergi dairelerinin teknolojiden yararlanırken vergi mükellefleriyle etkileşimi ve iş birliğini arttıran sistemler olacak.

Teknolojik gelişmeleri yürürlüğe koymak zaman alsa bile, vergi daireleri iş birliği yoluyla işletmelerin vergi uyumluluğu yükünü azaltırken vergi denetimlerini sağlamanın yeni ve etkili yollarını bulma konusunda kararlı görünüyor. Rusya’nın CCS sistemi henüz oldukça yeni, bu nedenle diğer ülkelerin sistemi ne kadar benimseyeceğini bu aşamada tahmin etmek zor. Fakat, sistemin avantajları düşünüldüğünde, önümüzdeki yıllarda diğer ülkelerde de benzer gelişmelere tanıklık edebiliriz.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Herhangi bir resmi açıklamanın yapılmadığı son birkaç ayda, Hintli yetkililerin zorunlu e-Fatura kapsamı genişletilmesi yönünde bir karar verip vermeyeceği hakkında çok fazla spekülasyon yapıldı. Hindistan’daki orta ölçekli şirketlerle KOBİ’leri kapsayan segmentin böyle bir değişikliğe hazır olmadığına dair endişelerini dile getirenler olsa da, aralarında hükumet yetkililerinin de yer aldığı otoriteler, kapsam genişlemesinin plan doğrultusunda ilerleyeceğine dair mesajlarını yineledi.

8 Mart 2021 tarihinde Dolaylı Vergiler ve Gümrükler Merkezi Yürütme Kurulu (CBIC), e-Fatura için zorunluluk eşiğini 1 milyar INR’den 500 milyon INR’ye düşüren bir Bildiri yayınladı. Yayınlanan bildiri doğrultusunda şu anda kapsam dahilinde olan vergi mükelleflerinin, en geç 1 Nisan 2021 tarihine kadar Sürekli İşlem Kontrolü (CTC) faturalama kurallarına uyumluluğu sağlaması gerekiyor.

Her ne kadar API Sandbox test ortamı hazırlık yapmaları amacıyla vergi mükelleflerinin erişimine halihazırda sunulmuş olsa da, resmi Bildirinin geç yayınlanması kapsam dahilinde olan vergi mükelleflerine uyumluluk sağlamaları için çok kısa bir zaman dilimi bırakıyor.

Hindistan CTC faturalama sistemi

Hindistan’daki e-fatura sistemine göre vergi mükelleflerinin, yasal faturalarını muhataplarına iletmeden önce fatura verilerini Fatura Kayıt Portalı’na (IRP) JSON formatında iletmeleri gerekiyor.

JSON dosyasının IRP’ye iletilmesinin ardından, IRP belirli kontroller ve işletme doğrulamaları gerçekleştiriyor. Herhangi bir hata olmadan doğrulama sürecinin tamamlanması ile birlikte IRP, fatura için bir referans numarası (IRN) oluşturuyor, bu numarayı JSON dosyasına ekliyor, ardından JSON’u imzalayıp kaydını gerçekleştiriyor.

Ayrıca IRP, QR kodu da oluşturulmuşsa, faturanın PDF veya kağıt sürümünde yer alması gereken bu QR kodu verilerini de üretiyor. Bu QR kodu verileri kullanılarak QR kodunun grafik bir gösterimi oluşturulabiliyor. Vergi mükellefleri, faturalarını JSON veya PDF formatlarının yanı sıra kağıt formatında da iletebiliyorlar.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Hindistan’ın yeni e-Fatura sistemi Ekim 2020’de yayınlandı ve aşamalı olarak kullanıma sunuldu. 5 milyar INR ve üzerinde yer alan vergi mükelleflerini kapsayan ilk aşamanın Ekim 2020’de başlamasının ardından, 1 milyar INR ve üzerinde yer alan vergi mükelleflerini kapsayan ikinci aşama ile Ocak 2021’de devam etti.

Hindistanlı yetkililer, ülke çapında bir e-fatura çözümüne yönelik taleplerini ve e-fatura kapsamını kademeli olarak genişletme yönündeki planlarını sürekli olarak dile getirdiler. Bu nedenle, vergi mükelleflerinin yürütülen ilk iki aşamada gönüllü olarak e-fatura uygulamasına geçmelerine izin verilmemesi ve bunun yerine, yetkililer tarafından içinde bulundukları pazar diliminin teste hazır olduğu yönündeki onayını beklemek zorunda kalmaları ise ilginçtir.

Maliye Bakanı tarafından 1 Nisan 2021’e kadar Hindistan’daki tüm vergi mükelleflerinin e-faturaya erişebileceği daha öncesinde duyurulsa da, yapılan duyuruda hedefin Nisan 2021’den itibaren e-Faturanın bir zorunluluk haline getirilmesi mi yoksa sadece gönüllü olarak benimsenmesine izin verilmesi mi olduğu net bir şekilde anlaşılmamıştı.

e-Fatura’daki Son Gelişmeler

E-Fatura API Sandbox portalı, teknik testlerin gerçekleştirilmesi amacıyla cirosu 500 milyon INR ile 1 milyar INR arasında olan vergi mükellefleri için uygulamaya alındı. Önceki uygulamalara bakıldığında, yaşanan bu gelişme, yaklaşmakta olan bir zorunluluğun göstergesi olarak yorumlanabilir.

API Sandbox portalı üzerinden daha öncesinde, 1 milyar INR ile 5 milyar INR arasında yer alan vergi mükelleflerinin test amacıyla uygulamaya alındığı duyurulmuştu. Kısa süre sonra ise bu gelişmeyi, söz konusu vergi mükellefleri için e-Faturayı Ocak 2021’den itibaren zorunlu hale getiren bir bildirim izlemişti. Bu nedenle, Hindistan hükümetinin yakın zamanda cirosu 500 milyon INR ve üzerinde olan vergi mükellefleri için de e-Faturayı zorunlu hale getiren bir bildirim yayınlaması bekleniyor.

Zaman Çizelgesi

Konu ile ilgili olarak zaman çizelgesi veya zorunluluk hakkında yetkililerden henüz resmi bir beyan gelmese de, birçok paydaş, bir sonraki dilimde yer alan vergi mükellefleri için yeni e-Fatura sürecine uymanın zorunlu olacağı tarihin 1 Nisan 2021 olmasını bekliyor. Önceki duyurular göz önüne alındığında, durum kimse için şaşırtıcı değil. Ancak yine de bu, vergi mükelleflerinin uyum sağlamaları için çok kısıtlı süreleri olacağı anlamına geliyor.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Macaristan Ulusal Vergi ve Gümrük Dairesi (NTCA) şu sıralar oldukça meşgul. Bu günlerde bu kamu kurumu gerçek zamanlı fatura verileri raporlama sistemi için sürüm 2.0’dan sürüm 3.0’a geçiş sürecini yönetmeye çalışıyor.

Bu yeni sürüm, 1 Nisan 2021 tarihinden itibaren ülkedeki tüm vergi mükellefleri için zorunlu olacak. İşletmeler, bazı isteğe bağlı değişiklikleri kullanmayı tercih ederse yeni sürümle kullanıma açılacak olan sistem iyileştirmesi işletmeler için raporlama sürecini önemli ölçüde kolaylaştıracak.

Sistemdeki önemli geliştirmeler arasında vergi mükelleflerinin tüm fatura veri içeriğinin bulunduğu elektronik bir fatura göndererek raporlama zorunluluğunu yerine getirmesini sağlayan raporlama şeması yer alıyor. İsteğe bağlı bir özellik olan bu e-fatura işlevi sadece işletmeden işletmeye yapılan işlemlerde kullanılabilecek.

“Müşteri rızası” zorunluluğunun karşılanması

Bu gelişme özellikle Macaristan’daki birçok büyük kuruluş için faydalı bir hamle olsa da bu değişikliğin AB yasasıyla nasıl uyumlu hale getirileceği konusunda akıllarda soru işaretleri ortaya çıkıyor.

AB KDV Direktifi’ne ve Macaristan KDV Yasası’nda aktarılan hükümlere göre e-fatura alışverişi için faturayı alacak tarafın rızasına ihtiyaç duyuluyor. Başka bir deyişle bir tedarikçi, alıcıyı kağıt fatura yerine e-fatura kabul etmeye zorlayamıyor.

Birkaç yıl önce gerçekleştirilen İtalyan e-fatura reformun aksine Macaristan’ın e-fatura yönünde attığı adım zorunlu değil ve alıcılar e-fatura kabul etmemeyi tercih edebiliyor. NTCA’nın görüşüne göre e-fatura kabul etmeyi tercih edenler için taraflar arasında önceden yazılı anlaşma yapılarak veya zımnen (ör. faturanın ödenmesiyle) rıza verilebilir.

Gelen e-faturaları görme işlevi

E-faturaya izin veren müşteriler sistemde kendi vergi numaralarına kayıtlı bulunan ve tedarikçileri tarafından vergi dairesinin çevrimiçi sistemi üzerinden düzenlenen faturalara erişebilecek. Faturayı indirmek içinse müşterilerin taleplerinde fatura numarasını sağlaması gerekiyor. Bu durumda NTCA, düzenlenen faturayı ve fatura düzenleme aşamasında atanan hash kodunu içeren bir yanıt sağlayacak.

Müşterinin e-faturadaki vergi numarası doğru değilse müşteri, elektronik faturayı sistemden indiremeyecek.

Yeni süreçte doğruluk ve güvenilirlik nasıl sağlanacak

Faturalandırma sürecinde elektronik fatura belgesi satıcının tarafında oluşturuluyor. Satıcının sistemi, vergi dairesinin resmi standardında belirtilen hash algoritmalarından birini kullanarak dosya için bir hash kodu oluşturuyor.

Satıcı tarafında düzenlenen elektronik faturanın ve satıcının müşteri tarafına ilettiği elektronik faturanın, faturalandırma sürecinde oluşturulan hash kodu ile birlikte saklanması gerekiyor. Bu süreç, yasada bahsi geçen yöntemlere alternatif önlemler olarak doğruluk ve güvenilirlik gereksinimlerini karşılamak için kullanılabilir. Yasada ise nitelikli elektronik imzalar ve anlaşmaya bağlı elektronik veri değişimi (EDI) yöntemlerinden bahsediliyor.

E-faturalı gelecek

Bu yeni girişimle Macaristan Hükumeti faturalandırmanın dijitalleştirilmesi yolunda önemli bir adım atmış oldu. Yetki alanlarındaki vergi mükelleflerinin işlemleri üzerinde daha fazla kontrol ve bilgi edinme ihtiyacını yansıtan bu adım, hükumetin kağıt faturaların geçerliliğini azaltma konusundaki kararlılığını da gösteriyor. Doğal akışa göre bir sonraki adım, İtalyanlardan ilham alınarak uygulanacak zorunlu bir Sürekli İşlem Denetimi (CTC) modelinin benimsenmesi olabilir. Ancak böyle bir hamle için AB kurumlarının onayına ihtiyaç olacaktır.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

Ülkede e-Faktur olarak bilinen e-fatura, Endonezya vergi idaresinin vergi denetimi alanında dönüm noktası olan bir reformuydu. 2014 yılında tanıtılan e-Faktur, Temmuz 2016’da ulusal çapta yürürlüğe girdi.

Endonezya daha önce vergi kontrol sisteminde, büyük bir vergi açığına ve toplam Endonezya KDV geliri üzerinde olumsuz bir etkiye neden olan sahte faturalar nedeniyle birçok zorlukla karşılaştı. Endonezya, bu sorunu çözmek için, kesilen tüm faturaların müşteriye gönderilmeden önce vergi dairesinin onayından geçtiği bir e-fatura denetim sistemini yürürlüğe koydu.

E-fatura akışına ayrıntılı bir bakış

Vergi Genel Müdürlüğü (DGT), e-fatura düzenlemek için istemci masaüstü uygulamaları, web tabanlı uygulamalar ve ana bilgisayarlar arası paylaşım yapan uygulamalar dahil olmak üzere farklı yöntemleri hayata geçirdi.

Ancak, şirketlerin e-faturayı kullanmaya başlamadan önce birkaç adımı tamamlaması gerekiyor. Bunlardan ilki, dijital imza oluşturmak için vergi mükellefinin kimliğini içeren bir elektronik sertifikaya sahip olma zorunluluğu. Elektronik sertifikalar, düzenlendikleri tarihten itibaren iki yıl geçerlidir. Vergi mükelleflerinin ayrıca, faturalarda bulunması gereken elektronik vergi faturası seri numaralarını (NSFP) talep etmek için bir etkinleştirme kodu ve şifre almaları gerekiyor. Bu kod ve şifreyi, e-Nofa olarak bilinen uygulamaya erişim sağlayarak alabilirler.

Bahsedilen gerekli aşamaları tamamladıktan sonra mükellefin, faturaların bir QR koduna sahip olması ve çevrimiçi olarak DGT onayını alabilmesi için e-Faktur sistemindeki tüm vergi faturalarını düzenlemesi gerekiyor. Tedarikçi, faturayı ancak fatura onaylandıktan sonra müşteriye gönderebilir. Bu işlemin ardından mükelleflerin e-Faktur uygulamalarını, genellikle aylık olarak sunulan periyodik KDV iadelerini (SPT) düzenlemek için kullanmaları gerekiyor.

Alıcı kısmında, alıcının aldığı e-Faktur’un, e-Faktur uygulamasında KDV girişi özelliği ile veya e-Faktur üzerinde yazılı olan QR kodu taranarak onaylanması gerekiyor.

Sürekli İşlem Denetimleri (CTC) Sistemi gelişiyor

DGT, 1 Ekim 2020’de yeni e-Faktur 3.0 sürümünü piyasaya sürdü. Bu uygulamada, kullanıma hazır girdi vergileri ve KDV dönemi için kullanıma hazır vergi iadesi dahil birçok yeni özellik bulunuyor.

Bu gelişme, vergi dairelerinin vergi düzenlemelerini daha iyi anlaması ve vergi açıklarını kapatması için e-fatura denetim uygulamasını ilk olarak yürürlüğe koyan Şili ve İtalya gibi ülkelerin örnekleriyle aynı yönde ilerliyor. Vergi mükelleflerinin KDV tutarlarını periyodik olarak bildirmesi yerine, dolaylı vergilerin uygulandığı tüm ülkelerde norm olduğu gibi, vergi daireleri vergi iadelerini kullanıma hazırlamak için gerçek zamanlı raporlanan verileri kullanabilir.

Diğer bir deyişle, vergi dairesi, vergi mükellefleri tarafından toplu olarak bildirilen verileri baz almayı bırakır; bunun yerine raporları vergi mükelleflerine iletir. Diğer ülkelerdeki önceki denetleme uygulamaları Endonezya için ilham kaynağı olabilirse, Endonezya CTC sisteminin kullanıma hazır KDV iadeleri ile sınırlı kalmayacağını, toplanan verilerden yararlanarak hem vergi mükelleflerine hem de mali idareye fayda sağlamak için gelişmeye ve ilerlemeye devam edeceğini söylemekte bir sakınca yok.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.

21 Ocak 2021 itibarıyla, Çin’deki e-fatura pilot programı genişletildi.

Aralık ayında, Çin Devleti Vergi İdaresi (STA), Çin’de faaliyet gösteren belirli vergi mükelleflerinin gönüllü olarak KDV’ye özel elektronik faturalar düzenlemesine olanak tanıyan pilot programın kapsamının genişletildiğini duyurdu. Bu e-faturalar, KDV girdi talebinde bulunmak için, yani B2B işlemlerinde kullanılabiliyor; oysa KDV faturaları genellikle B2C işlemleri için kullanılır.

Pilot proje Eylül 2020’de başladı. Ningbo, Shijiazhuang ve Hangzhou’da bulunan bazı vergiye tabi kişilerin elektronik olarak KDV özel faturaları düzenlemesini sağladı.

21 Aralık 2020’den bu yana, e-fatura girişimine Tianjin, Hebei, Şangay, Jiangsu, Zhejiang, Anhui, Guangdong, Chongqing, Sichuan, Ningbo ve Şenzen dahil olmak üzere 11 bölgede bulunan yeni vergi mükellefleri eklendi.

21 Ocak 2021’den itibaren, yeni vergi mükelleflerine e-fatura genişletme planıyla birlike 25 bölge daha eklendi: Pekin, Shanxi, İç Moğolistan, Liaoning, Jilin, Heilongjiang, Fujian, Jiangxi, Shandong, Henan, Hubei, Hunan, Guangxi, Hainan, Guizhou, Yunnan, Tibet, Shaanxi, Gansu, Qinghai, Ningxia, Xinjiang, Dalian, Xiamen ve Qingdao.

Yeni girişim ülke çapında kabul edildi

STA’nın duyurusuna göre, pilot programa dahil bölgelerdeki vergi mükellefleri, bu yetki alanlarında belirlenen koşullar altında özel elektronik KDV faturaları düzenleme hakkına sahip oldu.

Özel e-fatura, bu bölgelerde yeni kayıt yaptıran mükellefler için isteğe bağlı olacakken, alıcılar herhangi bir bölgede olabilecek. Bu nedenle, belirlenmiş bölgelerde bulunan vergiye tabi kişiler, müşterileri Çin’in neresinde olursa olsun gönüllü olarak özel e-fatura düzenleyebilecekler.

Fatura alıcısı kağıt fatura tercih ederse, düzenleyen taraf bu talebe uymalı ve bu tür faturalar için ilgili gereklilikler doğrultusunda özel bir kağıt fatura düzenlemelidir.

Yerel İdare, KDV faturalarına ilk kez başvuran yeni vergi mükellefleri için fatura türlerinin doğrulanması ile ilgilenecek. Her ilin vergi daireleri, özel elektronik KDV faturaları da dahil olmak üzere, yeni vergi mükelleflerinin ilk kez kullanabilecekleri KDV faturalarının kriterlerini belirleyebilir.

Elektronik İmza

E-fatura reformunun gerekliliklerini karşılaması için, özel e-faturada orijinal fatura damgası yerine elektronik imza olmalıdır. Bu gereklilik, elektronik imzaların elle yazılmış bir imza veya mühürle eşit kanuni geçerliliğe sahip olduğunu kabul eden Çin Elektronik İmza Yasası ile uyumludur.

Elektronik fatura doğrulaması

STA, vergi mükelleflerinin özel elektronik faturaları kontrol etmesine ve elektronik imzayı doğrulamasına olanak tanıyan kapsamlı KDV faturaları hizmet platformunu optimize etti ve bir üst seviyeye taşıdı.

Alıcı, düzenlediği özel e-faturayı kaybetmesi veya zarar görmesi durumunda fatura kodu, fatura numarası, düzenlenme tarihi ve vergi hariç fatura tutarını belirterek ulusal KDV fatura doğrulama platformu üzerinden doğruladıktan sonra faturayı kaydedebilecek.

Elektronik faturaların değiştirilmesi

Satış iadesi, faturada bir hata, vergilendirilebilir hizmetlerin askıya alınması veya satış indirimi olması durumunda, düzenlenen e-faturada değişiklik yapılabilir. Bunu yapmak için, vergi mükellefinin, yerel vergi dairesi tarafından belirlenen tüm şartlara ve geçerli regülasyonlara uygun, kırmızıyla işaretlenen özel fatura olarak bilinen bir alacak dekontu düzenlemesi gerekecek.

Çin’de e-fatura konusunda sırada ne var?

E-fatura pilot programı genişledikçe Çin’de e-fatura işlemlerinde tam ölçekli olmaya gittikçe yaklaşıyoruz. Çin Hükumeti, özel elektronik faturanın hızlı ve kolay bir şekilde düzenlenmesi, her iki taraf için işlemlerin çözümünü hızlandırması, ödeme döngüsünü kısaltması ve maliyetleri düşürmesi yönünden sağladığı faydaları kabul ediyor.

Aynı zamanda, özel e-faturaların tanıtımı, işletmeler için elektronik finansal muhasebenin daha da yaygınlaşmasına yardımcı olur. Tüm ekonominin ve toplumun dijital yapısını olumlu yönde destekler. İsteğe bağlı e-faturanın yeterince yaygın bir şekilde kullanıma sunulmasının ardından, küresel ticaret için fayda sağlayan zorunlu bir yapıya dönüştürülmesi oldukça muhtemeldir.

Harekete Geçin

Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.