Başarı Hikayesi: L’Oréal Türki̇ye

L’oreal Paris:

Dünyaca tanınan “Çünkü sen buna değersin” sloganıyla, kadınları kendi kurallarına ve arzularına göre en iyi hayatlarını yaşamaya teşvik eden L’Oréal Paris, makyaj ve cilt bakımından saç bakımı ve saç boyasına kadar ürünlerle güzelliği herkese sunuyor. Kendisini de kozmetik şirketi olarak değil, işi güzellik olan bir teknoloji şirketi olarak tanımlıyor.

Neden Sovos?

“Geçtiğimiz yıllarda “beauty tech” inisiyatifini duyururken amacımız, müşterilerimiz için en hızlı, en yenilikçi, ultra kişiselleştirilmiş çözümler sunmak ve dünyada güzellik sektöründe bu konuda öncü olmaktı. Bu kapsamda Sovos ile kendi içimizdeki verimliliği artıracak projelerde çalışıyoruz. E-dönüşümün temel zorluğu, her ülkedeki lokal regülasyonlara ek olarak bir yandan da globalin getirdiği standartlar ve şartlara uyum sağlamak. Bu açıdan Sovos ile hem lokalde hem globalde iş birliklerimiz var. Veri entegrasyonu ve veri mimarisini tekrar oluşturma aşamasındaki esnek proje yönetimi ve beraber sürdürdüğümüz değişim yönetimi de iyi bir deneyimdi. SAP S/4 Hana geçişinde de bu şekilde çalışıyoruz.”

Metin Yılmaz, CIO

Başarı Hikayesi: Ithinka Bilişim

Ithinka Bilişim

En iyilerle çalışarak, her geçen saniye daha iyisini yapma hedefiyle hareket eden bir teknoloji şirketi olan Ithinka, altyapıdan uygulama seviyesine, yazılımdan görüntü işleme çözümlerine kadar geniş bir alanda faaliyet gösteriyor. 2010 yılında IT hizmetleri vererek başlayan hikâyesi, bugün 6 ayrı şirkette savunma ve uzay sanayiyi de kapsayan hizmetlerle devam ediyor. Şirket, günümüzün ihtiyaçlarını anlamayı, mevcut veya potansiyel sorunları hemen tespit etmeyi ve ‘Ithinker’ deneyimiyle geleceğin çözümlerini sunmayı vadediyor.

Neden Sovos?

“Her gün müşterilerimizin beklentilerine uyumlanmaya çalışıyor, rekabetçi kalabilmeleri ve hedeflerinin ötesine geçebilmeleri için dönüşüme rehberlik ediyoruz. Kendi başarımızın arkasında ise hep ötesine geçme çabamız var. Sovos ile yol arkadaşlığımız, ötesine geçmek için güç veriyor. Bu yolculukta Sovos’un uyarlamalara çok açık olan platformu, global yapısı ve proje çeşitliği, farklı uzmanlıklarımızı konumlandırmamıza, yeni ürünler geliştirmemize fırsat yaratıyor. Gelecek dönemde de ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar karşısında uçtan uca hizmet sunabilmek için güçlerimizi birleştirdiğimiz pek çok çalışma yapacağımızı düşünüyorum.”

Nezih Cihan Aksoy, Büyümeden Sorumlu Başkan Yardımcısı

SAP ve Sovos uzmanları geçtiğimiz günlerde ortak bir webinar gerçekleştirerek, şirketlerin finansal süreçlerinde ve yasal uyumluluk ihtiyaçlarındaki kritik konularla ilgili önemli bilgiler paylaştı. SAP dünyasında kullanıcılara sunulan yenilikler ve Sovos partnerliğinde sunulan çözüm yollarının aktarıldığı webinarda, SAP Clean Core’un öneminden yeni Sovos BTP çözümüne uzanan farklı konular ele alındı. Webinar sonunda ise dinleyicilerin soruları yanıtlandı.

“Sovos & SAP Anlatıyor: SAP Dünyasında İhtiyaçlarınıza Uygun Çözüm Alternatifleri” adlı webinarın açılışını yapan SAP Finansal Uygulamalar Çözüm Yöneticisi Burak Başarslan hem Türkiye’de hem de globalde artan belirsizliklere ve yaşanan hızlı değişimlere dikkat çekti. Hızla artan yasal uyumluluk ve sürdürülebilirlik gibi yeni mevzuatlara adapte olabilen, emek yoğun süreçlerden daha otomatik ve verimli iş süreçlerine dönüşebilen sistemlere ihtiyaç duyulduğunu belirten Başarslan, SAP Business Suite’in bu bakış açısıyla yeni bir kurumsal yönetim dönemini temsil ettiğini aktardı.

Temelde üç bileşenden oluşan SAP Business Suite; uygulamaları, verileri ve yapay zekayı bir araya getiriyor. Mali yönetim, tedarik zinciri, üretim planlama gibi hali hazırda bilinen SAP uygulamalarının, farklı alanlarda uzmanlaşan yapay zekâ ajanlarıyla ve iş süreçlerine hâkim Joule isimli yapay zekâ asistanıyla bir arada olduğu; verinin tutulabildiği, raporlanabildiği ve yapay zekâ ile yorumlanabildiği, süreçleri bütünsel olarak organize edebilen bir yapı kurgulanıyor. Bu yapı hem mobil uygulamalar üzerinde çalışabiliyor hem de harici uygulamalara adapte edilebiliyor. SAP Business Suite’in önemli bir parçası olan yapay zekanın etkisiyle sistemlerle etkileşim yöntemleri değişiyor ve verimlilik artıyor. İncelenen örnekler böyle bir yapının, verimlilikte yüzde 30’un üzerinde artış sağladığını gösteriyor. Burak Başarslan, SAP Business Suite’in amacının, şirketlerin ileriye dönük zorluklarını da kolayca bertaraf edebilmelerini sağlayacak bir çözüm sunmak olduğunu belirtiyor.

Son dönemde ERP’nin buluta taşınması, BTP (Business Technology Platform) ile “clean core” denilen yapıyla ERP’nin temiz tutulması konusunda çalışmalar yapılması, veri yönetimi konusunda bu yılın başında duyurulan, veriye ilişkin bütün süreçlerin yönetilebileceği SAP Business Data Cloud’un duyurulması aslında hep bu bütüncül sisteme hizmet ediyor.

SAP Business Suite’in e-Dönüşüm Sistemlerindeki Rolü  

SAP Business Suite:

ERP’de vergiye ilişkin belgeler oluşturuluyor. Üretilen belgelerin yasal mevzuatlara uygunluk açısından teyit edilmesi “Risk and Ensureance Management” çözümüyle mümkün oluyor. Belgeler henüz gönderilmeden Yine SAP içinde yer alan “Document and Reporting Compliance (DRC)” çözümü e-belge süreçlerini yönetmeyi sağlıyor. Faturalar oluştukça gönderimi, elektronik belgelerin tutarlılıklarının kontrolü, yasal raporların hazırlanıp ilgili yasal merci sistemlerine gönderimi, sistemdeki verilerin doğruluğunun kontrolü gibi süreçler bu bölümde yer alıyor. Hatalı olanlar için düzenlemelerin önerilmesi mümkün oluyor. Bunların bütünleşik çalışmasıyla birlikte, temelde vergi uyumluluğu çözümlerini kapsayan bir hizmet sunan SAP, Türkiye’de elektronik belgelerin ilgili mercilere gönderimini doğrudan gerçekleştirmiyor. Bu konuda bir özel entegratör olan Sovos’un partnerliğiyle çözüm sunuyor.  Sovos, DRC’ye alternatif olarak bir çözüm sunabiliyor.

Sovos, SAP Entegrasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Ayhan Boyacıoğlu, SAP müşterilerinin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için sunulan çözüm önerilerini üç ana başlıkta aktardı:

SAP ile çalışan işletmeler, eğer DRC’yi kullanmak istiyorsa, DRC onların ihtiyaçlarını karşılıyorsa, Sovos bir bulut sağlayıcı olarak bu sistemle entegre çalışıyor ve vergi süreçlerinin entegrasyonunu bu kanal üzerinden sağlıyor. Eğer söz konusu şirketler için DRC kullanımı uygun değilse, bu kez “Framework” ve “BTP Cloud” çözümlerini devreye alıyor.

SAP Framework çözümünde, Sovos, şirketlerin kendileri için özelleştirdikleri SAP’lere doğrudan kurulum yapılıyor. Sovos SAP Framework Uzun yıllardır kullanılan ve pek çok başarı elde etmiş, SAP sertifikalı bir ürün.

Yeni geliştirilen Sovos BTP ise SAP’nin yeni tanıttığı “Clean Core” yaklaşımına uygun olarak tasarlandı. SAP’nin gelecek planlarıyla ve son teknolojileriyle de uyumlu. Kullanıcılar SAP S/4 Hana’nın içindeki bir ürünmüş gibi bu uygulamayı kullanıyor, yeni bir portale giriş yapması gerekmiyor. Söz konusu çözüm, BTP üzerinde ancak SAP standartlarıyla yazıldı. Sovos tarafından yazıldığı için güncellemeler de Sovos tarafından uygulamaya alınabiliyor. Şirketlerin ek bir takip yapmasına gerek kalmıyor.

Sovos, SAP Ürünlerinin Geliştirilmesinden Sorumlu Kıdemli Müdür Yasin Özbınar konuşmasında Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yayınladığı tüm şemaları kullanarak fatura, irsaliye yanıtı gibi tüm yapıları destekleyecek bir alt yapı oluşturulduğuna değindi. Bu sağlam alt yapı ile kısa sürede yapılması gereken yasal güncellemelerde bile hızlı bir uyum sağlanacağına dikkat çekti ve bir demo gösterimi yaptı. Tüm webinarı ve demoyu linkte tıklayarak izleyebilirsiniz.

Webinarın son bölümündeyse dinleyicilerden gelen sorular yanıtlandı. Öne çıkan sorular ve yanıtları ise şöyle oldu:

Tahmini proje süresini ne kadar ön görüyorsunuz?

SAP ve API’ler üzerinden entegre olunuyor. API’ler üzerinden veri çekerken Bunların SAP tasarımınıza göre konfigüre edilmesi gerekiyor.  Konfigürasyon için de Sovos’un bir uyarlama alt yapısı var. Bu nedenle şirketin SAP süreçlerinde kaç modülünün aktif olduğuna bağlı olarak projenin birkaç gün içinde canlıya alınması mümkün.

Eski faturalarımızı bu sisteme aktarabiliyor muyuz?

Sovos BTP’ye eski belgeler aktarılabilir. Ancak arka planda çalışan Sovos Cloud sistemi var. Dolayısıyla belgeleriniz hali hazırda aynı sistemde arşivli oluyor. Daha önce Sovos ile çalışmıyor ve bu proje ile geçiş yapıyorsanız, arşiv aktarımı mümkün.

Risk and Assurance sadece DRC çözümü ile mi çalışır?

Doğrudan ERP ile birlikte çalışıyor. Mutlaka DRC ile yapılmak zorunda değil.

Sovos BTP’nin yaklaşık olarak maliyeti ne kadar olacak?

Ürün yakında SAP Store’da yer alacak, oradan teklif isteyebileceksiniz.

SAP Public Cloud ile gönderilen faturalar bu ekranlarda mı görünüyor olacak?

Evet, gönderilen faturaların hepsi demoda gösterdiğimiz ekrana düşüyor. Kesim tarihinden yıllar sonra bile çeşitli filtrelerle faturaları aynı ekranda görüntüleyebiliyorsunuz.

Public Cloud proje satışlarında DRC lisansı almama şansı var mı müşterilerin? Yoksa DRC lisans alımı zorunlu mu tutuluyor?

DRC lisansı almadan, Sovos’un anlattığı gibi SAP Store’daki farklı bir çözümü de alabilir.

Fatura belgesi oluşturulurken fatura senaryoları için bir kontrol var mı? Vergi koduna göre faturanın tevkifatlı olması gibi?

Bu API’lerle SAP’ye ulaşıp verileri çeken bir yazılım. Bahsedilen kontrolün modül içinde, belge üretilme anında yapılması gerekiyor. SAP içerisindeki Risk and Ensureance Management yapısını bu amaçla kullanabilirsiniz.

Fatura tipleri için herhangi bir çözüm var mıdır, örneğin; satış, istisna faturaları ayrı ayrı gönderimi olmak durumunda. Bunun ayrımı bu ekranlardan yapılıyor mu?

Fatura gönderim ekranında birçok farklı alan gibi fatura tipine (satış, istisna,iade…) göre de filtreleme yapmak ve ayrı ayrı göndermek mümkün. Eğer istenirse yapılan filtreler kişiye özel veya genel olarak da kaydedilebiliyor. Bu SAP Fiori ekranlarının standart özelliği.

SAP BTP platformu olmadan sadece UI Fiori üzerinden bu uygulamanız mevcut SAP ERP 6.0 ile entegre kurulabilmesi mümkün müdür?

Tamamen SAP BTP üzerinde çalışan bağımsız bir ürün. Mevcut SAP ERP 6.0 ile entegrasyonu mümkün değil. ERP ürünümüzün ayrıca Fiori addon’u mevcut.

Sistemin BTP üzerinde yapacağı kredi tüketimi ile ilgili bir hesap tahmininiz var mı? 1 Belge için yaklaşık x kadar diyebiliyor muyuz?

SAP Store’a koyulduğunda kredi tüketimi ürünün maliyeti içinde olacak, ekstra kredi maliyeti olmayacak.

 

Başarı Hikayesi: HAVAŞ

Havaş

Faaliyetlerine 1933’te yer hizmetleri ile başlayan Havaş, bugün üç kritik ve büyük ölçekli alanda operasyon yürütüyor. Yer hizmetleri, antrepo kargo, otobüs yolcu taşımacılığı konusunda faaliyetleri olan Havaş; geçmişten gelen gücüyle kararlı, yenilikçi, güvenilir havacılık deneyimi sunmak için çalışıyor.

Neden Sovos?

“Sovos ile başarılı bir SAP S/4HANA geçiş süreci gerçekleştirdik. Projenin başarılı olmasının en önemli etkeni beklentileri iyi ifade etmiş olmamız ve bu beklentilerin karşılanmasıydı. En önemli beklentimiz: “clean core” yapısında Sovos’un çözümünün yüzde 100 uyum sağlamasıydı. Bir operasyon şirketi olduğumuz için; hava yolları, bağlı olduğumuz havalimanı işletmeleri ve ayrıca Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, DHMİ gibi kurumlarla kesintisiz çalışabilmeliyiz. Kesintisiz geçişle birlikte 1 Ocak 2025’te de faturamızı kesip GİB’e göndermemiz gerekiyordu. Bu da ikinci büyük beklentimizdi. Sovos, uçtan uca doğru proje yönetimi ile bu beklentileri çok iyi karşıladı ve bize uygun çözümler sundu. “

Gökçe Erşan Öymen, Information Systems Manager

Sovos, SAP’nin “Clean Core” vizyonuna %100 uyumlu yeni nesil e-dönüşüm çözümü “Sovos Compliance Network Turkey for SAP BTP”ye, “SAP Store” üzerinden erişilebileceğini duyurdu. “SAP Business Technology Platform” (SAP BTP) üzerinde çalışan bu yeni çözüm; e-Fatura, e-Arşiv Fatura ve e-İrsaliye gibi e-belge süreçlerine hızlı ve esnek bir işleyiş sunan modern mimarisiyle dikkat çekiyor.

Dijital dönüşüm, şirketlerin tüm faaliyet alanlarında hızla gerçekleşirken, kurulan sistemlerin birbiriyle uyum içinde, sürdürülebilir ve kolay güncellenebilir mimarilere sahip olması her geçen gün önemini artırıyor. SAP sistemlerinin daha sürdürülebilir, esnek ve kolay güncellenebilir olmasını amaçlayan “Clean Core” stratejisi de bu anlamda kritik bir yapı taşı haline geliyor.

Sovos’un, SAP Business Technology Platform (SAP BTP) üzerinde çalışan, yeni nesil e-dönüşüm çözümü “Sovos Compliance Network Turkey for SAP BTP”, SAP’nin önerdiği “Clean Core” stratejisi ve “Side-by-Side Extensibility” modeliyle %100 uyumluluk gösteriyor. Bu uyumluluk, Sovos’un yeni çözümünün, SAP S/4HANA gibi sistemlerin çekirdek yapısına müdahale etmeden, sistemin yanında özelleştirme ve geliştirme yapan modern bir mimariye sahip olduğu anlamına geliyor. Bununla birlikte söz konusu çözüme ayrı bir kullanıcı girişi yapmadan, SAP Fiori üzerinden erişilebildiği için doğal bir kullanıcı deneyimi sunuluyor.

Esnek Proje Altyapısı, Hız ve Kolaylık Sağlıyor

Esnek proje altyapısı ile şirketlerin sistemlerine sadece birkaç günde kurulum yapılabilmesi yeni çözümün avantajlarından biri olarak görülüyor. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) regülasyon güncellemelerine uyumluluğun Sovos tarafından merkezi olarak sağlanması da kullanıcılara sunulan büyük bir kolaylık olarak öne çıkıyor.

Sovos’un global vergi yazılımları ve vergi uyumluluğu lideri olarak sektörün ihtiyacına yönelik pek çok çözüm ürettiğine dikkat çeken Sovos, SAP Entegrasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Ayhan Boyacıoğlu, SAP’nin “Clean Core” stratejisinin ve bu stratejiyle uyumlu ürünlerin, SAP yatırımlarını geleceğe taşıdığını söyledi. Türkiye gibi sık değişen regülasyonlara sahip pazarlarda güvenli ve sürdürülebilir çözümlerin önemine değinen Boyacıoğlu, “Çekirdek yapıyı bozmadan, sistemin standarda uygun ve temiz kalması şirketlerin daha sürdürülebilir bir dijital altyapı oluşturmasını sağlıyor. SAP’ye tamamen uyumlu şekilde fakat müşterilerin ihtiyaçlarını da tam karşılayan geliştirmelerle yaptığımız bu ürünlerin hem bugün hem de gelecekte şirketlerin üzerindeki yükü almasından ve maliyet avantajı sağlamasından mutluluk duyuyoruz” dedi.

Sovos’un yeni nesil e-dönüşüm çözümüne SAP Store üzerinden ulaşılabiliyor.

SAP Store, store.sap.com adresinden erişilebilen bir platform olup, SAP ve iş ortaklarına ait 2.300’den fazla çözümün bulunmasını, denenmesini, satın alınmasını ve yenilenmesini kolaylaştıran entegre bir dijital müşteri deneyimi sunar. Müşteriler burada, işletmelerini büyütmek için ihtiyaç duydukları SAP çözümlerini ve SAP onaylı çözümleri bulabilir. SAP Store üzerinden yapılan her satın alma için SAP bir ağaç diker.

Şirketlerin akıllı işletmelere dönüşmesini sağlamak amacıyla SAP, sektöre özel bulut çözümlerinden oluşan bir ekosistemle dikey çözümler portföyünü genişletmektedir. Bu çözümler, mevcut SAP portföyünü tamamlayarak ortak müşteri yatırımlarının değerini artırır. Sovos, müşterilerin olumlu iş sonuçları elde etmesini sağlamak için belirli sektör gereksinimlerini karşılayan çözümler oluşturmak üzere SAP ile iş birliği yapmaktadır. Daha fazla bilgi için SAP Store’u ziyaret edin.

Sovos, SAP PartnerEdge® programının bir ortağıdır. SAP PartnerEdge programı, belirli iş ihtiyaçlarına yönelik yüksek kaliteli, yenilikçi uygulamaların hızlı ve uygun maliyetli şekilde geliştirilmesini kolaylaştıran araçlar, avantajlar ve destek sunar.

Sovos Hakkında:

Sovos, işletmelerin giderek daha fazla düzenlemeye tabi olan bir dünyada gerçek bir güvenle gezinmelerini sağlayan küresel bir vergi, uyum ve güven çözümleri ve hizmetleri sağlayıcısıdır. Her zaman açık uyumluluk yetenekleri için özel olarak oluşturulan ölçeklenebilir BT odaklı çözümlerimiz, gelişen ve karmaşık bir küresel düzenleyici ortamın taleplerini karşılar. Sovos’un bulut tabanlı yazılım platformu, iş uygulamaları ve devlet uyumluluk süreçleriyle benzersiz bir entegrasyon seviyesi sağlar.

Fortune 500’ün yarısı da dahil olmak üzere 100’den fazla ülkede 100.000 ‘den fazla müşteri, uyumluluk ihtiyaçları için Sovos’a güveniyor. Sovos her yıl 19.000 küresel vergi yetki alanında 11 milyardan fazla işlem gerçekleştirmektedir. 400’den fazla güçlü iş ortağı programı ile desteklenen Sovos, sektörler ve coğrafyalar arasındaki şirketler için rakipsiz bir küresel ağ oluşturmaktadır. 1979 yılında kurulan Sovos, Amerika ve Avrupa’da faaliyet göstermektedir ve Hg & TA Associates’e aittir. Daha fazla bilgi için www.sovos.com.tr adresini ziyaret edebilir ve bizi LinkedIn ve X‘de takip edebilirsiniz.

Başarı Hikayesi: AstraZeneca

Astrazeneca

Küresel sağlık sorunlarının çözümüne katkı sağlayan bilim odaklı, yenilikçi ve araştırmacı ilaç şirketi AstraZeneca; sağlık hizmetlerini dönüştürmek, hastaların hayatını daha iyi hale getirmek ve insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sağlık sorunlarına çözüm geliştirmek için Türkiye’de 500’ü aşkın çalışanıyla 1999 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. 125’ten fazla ülkede ilaçlarını sağlığın hizmetine sunuyor ve 16 ülkede üretim yapıyor.

Benim Gözümden Sovos:

“İlaç sektörü dediğimizde herkesin aklına sağlık, kullandığı ilaçlar, klinik araştırmalar geliyor. Bizim aklımıza bunlarla birlikte bir de regülasyonlar geliyor. İlaç firması deyince regülasyonu ayrı tutmak mümkün değil. Birçok tedavi alanında yenilikçi, güçlü ürünlerimizi en hızlı şekilde hastalarımıza ulaştırmaya çalışırken ve bu yolculukta teknolojiyi kullanırken regülasyonlara hızla uyum sağlayabilmeliyiz. Bu anlamda Sovos ile çalışmak bizim için bir avantaj çünkü bütün sistemlerimize tamamen entegre şekilde hizmet sunuyor. Dolayısıyla herhangi bir değişikliği sistemlerimize hızlıca uyarlayabiliyoruz.”
Engin Yıldırım, IT İş Ortağı / Yöneticisi

Dijital vergi dönüşümünün ilk adımlarından biri olan e-Arşiv faturalar artık günlük iş akışlarının vazgeçilmez bir parçası.  Bu belgelerin veri güvenliği ve uzun dönemli arşivlemesi hakkında ise kullanıcıların pek çok sorusu var. E-Arşiv faturaların veri güvenliğinde nelere dikkat edilmeli, belgeler kaç yıl saklanmalı, güvenli saklama için en iyi yöntemler neler, erişimler nasıl yetkilendirilmeli ve kullanıcı güvenliği nasıl sağlanmalı, verileri silme zamanları ve şekli nasıl olmalı?

Dijital ortamda oluşturulan, iletilen ve saklanan bir belge türü olan e-Arşiv faturaların kullanım alanı ve yoğunluğu her geçen gün artıyor. Küçük işletmelerden market alışverişlerine kadar hemen her yerde e-arşiv fatura kullanılıyor. İşletmeler için hem yasal bir zorunluluk hem de operasyonel verimlilik kaynağı olan bu elektronik belgelerin kullanım yoğunluğu, erişilebilirliği ve sunduğu diğer kolaylıkların kadar önemli bir konu daha var: veri güvenliği ve uzun dönemli dijital arşivlemesi. Bu yazıda, e-Arşiv faturalarının saklanmasında dikkat edilmesi gereken temel konuları, teknik yaklaşımları ve güvenlik politikalarını detaylandırıyoruz.

E-Arşiv Faturaları Kaç Yıl Saklanmalıdır?

E-Arşiv faturaların saklanma süreleri, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından belirlenen yasal düzenlemelere tabidir. Vergi Usul Kanunu’na (VUK) göre elektronik belgelerin 5 yıl boyunca, TTK’na göre ise 10 yıl boyunca saklanması zorunludur. Bu süre boyunca faturaların, yetkililer tarafından talep edildiğinde eksiksiz, bütünlükleri korunmuş şekilde ve gecikmeden sunulabilecek durumda olması gerekir. Bununla birlikte dijital vergi sisteminin yaşadığı gelişmelerle, günümüzde herhangi bir talep söz konusu olmadan anlık denetimler yapılabilmektedir. Bu nedenle işletmelerin yasal yükümlülüklere uygun şekilde belgelerini üretmesi ve saklaması, olası vergi cezalarının önüne geçecektir. Diğer yandan belgelerin güvenli bir ortamda saklanması ve ihtiyaç halinde hemen erşilebilir olması, şirketlerin kendi iç işleyişleri için de önemlidir.

E-Arşiv Faturalarında Veri Güvenliği Neden Önemlidir?

Belgelerin elektronik ortamda hazırlanması, iletilmesi ve saklanması çağın “zorunlu” bir ihtiyacı olmakla birlikte, dijital verilerin yaşadığı tehditler açısından da pek çok risk barındırıyor. Siber saldırılar, veri kaybı, yetkisiz erişim veya uzun yıllar saklama ile gelen teknolojik eskime gibi tehditler, fatura verilerinin tehlikeye girmesine yol açabilir. Saklama konularında e-Arşiv faturaların güvenliğinde hayati öneme sahip bazı gündem maddeleri vardır:

E-Arşiv Faturalarının Güvenli Saklanması İçin En İyi Yöntemler

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda hem yasal gereklilikleri yerine getirme hem finansal verilerin bütünlüğünü sürdürme hem de siber saldırılara karşı önlem alarak itibarı koruma gündemleri açısından E-Arşiv faturaların uzun dönemde güvenle saklanması için gerekli sistemleri kurmak ve tedbirleri almak gerekir. Bu konuda benimsenebilecek en iyi yöntemler şunlardır:

E-Arşiv Faturalarında Erişim Yetkilendirme ve Kullanıcı Güvenliği

Tüm dijital sistemlerde olduğu gibi e-Arşiv fatura uygulamalarında da verilere kimlerin erişimi olduğu iyi belirlenmelidir. Arşivlenen e-Arşiv faturalarına kimlerin erişebileceği net kurallarla belirlenmelidir. Erişim yetkilendirme politikaları oluşturarak:

Bu önlemler, veri ihlali risklerini minimize eder ve kullanıcı güvenliğini artırır. Aynı zamanda kurum içi şeffaflığı ve denetlenebilirliği destekler.

E-Arşiv Faturaları İçin Kullanılabilecek Güvenli Arşivleme Sistemleri

Şirketler kendi veri saklama alanlarını yaratabilir ve yönetebilirler. Ancak yukarıda bahsedilen güncelliği koruma, erişim kaçaklarını ve siber saldırıları önleme gibi konuları dikkate alarak, hali hazırda işi bu olan kurumlardan danışmanlık ve hizmet almaları tavsiye edilir. Şirketler, e-Belgeler konusunda hizmet aldıkları özel entegratörleri, verileri güvenliği ve saklama politikalarını detaylı bir şekilde inceleyerek seçmelidir. Bununla birlikte veri güvenliği ve güvenli arşivleme için şu sistemler önerilir:

Farklı ülkelere çalışmalar yürüten işletmeler, seçtikleri arşivleme sisteminin hem yerel hem de uluslararası mevzuatlara uygun olmasına dikkat etmelidir. Ayrıca çözüm sağlayıcının destek hizmetlerinin güçlü olması, sistemin uzun ömürlü çalışmasını sağlar.

Veri Saklama Süreleri ve Silme Politikaları: Ne Zaman, Nasıl?

Her verinin sonsuza kadar saklanması mümkün ve çoğu zaman da “gerekli” değildir. Bu nedenle etkin bir veri yaşam döngüsü politikası uygulanmalıdır. Ancak, 10 yılı geçen veriler “silinmesi gereken” veriler olarak zorunlu tutulmaz. Talep ve sektörel gereklilikler doğrultusunda, 10 yılı aşan veriler, talep edilmesi durumunda saklanmaya devam edilebilir. Ancak günün sonunda silme işlemi şu adımlarla yapılmalıdır:

Ayrıca, yasal saklama süresi dolsa bile dava, denetim veya inceleme süreçleri devam ediyorsa, veri silme işlemine ara verilmelidir. Tüm bunların sistemli bir şekilde takip edilmesi gerekir.

E-Arşiv Faturalarını Saklamak için En Güvenli Yöntem Nedir?

Bulut tabanlı, sertifikalı ve çoklu yedekleme destekli dijital arşivleme sistemleri, uzun dönemli saklama için en güvenli yöntemdir. Kurum içi IT kaynaklarının yetersiz olduğu küçük işletmeler için SaaS tabanlı çözümler daha ekonomik ve pratiktir. En güncel ve güvenilir yöntem olarak konu özel entegratörün denetimi ve sistemleri ile ilerletilebilir.

E-Arşiv Faturaları Fiziksel Olarak Saklanmalı mı?

E-Arşiv faturaların elektronik ortamda saklanması zorunludur. Fiziksel baskılar, hukuki geçerliliği tek başına sağlamaz. Bu nedenle elektronik formatta ve doğrulama bilgilerinin korunduğu ortamlar tercih edilmelidir. Ancak bazı firmalar, iç prosedürler gereği çıktıları da saklamayı tercih edebilir. Bu durumda fiziksel belgeler de güvenli bir alanda muhafaza edilmelidir.

E-Arşiv fatura arşivleme süreçlerinde yasal düzenlemelere uyum sağlamak ve veri güvenliğini üst düzeyde korumak, her şirketin öncelikli sorumluluğu olmalıdır. Bu süreç sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda kurumsal sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm açısından da stratejik bir adımdır.

Uzun vadede güvenli dijital arşivleme uygulamaları, şirketlerin denetimlerde zaman kazanmasını, müşteri güvenini artırmasını ve operasyonel risklerini azaltmasını sağlar.

Daha fazla bilgi için e-Arşiv Fatura Uyumluluğu sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Danimarka’da E-faturalama

Danimarka, her ne kadar tüm alanlarda olmasa da, 2005 yılından bu yana elektronik faturaların kullanımını zorunlu hale getirerek bu teknolojiyi kullanmaya başlayan ilk ülkelerden biri oldu. E-faturalama, kamu kurumlarıyla (B2G) iş yapan mal ve hizmet tedarikçileri için zorunlu.

Bununla birlikte B2B yani işletmeden işletmeye yapılan işlemler için e-faturalama yapma zorunluluğu bulunmuyor. Bu sayfada Danimarka’da elektronik faturalandırmanın durumu hakkında genel bilgiler yer alıyor. İleride yapılacak düzenleme değişikliklerinden haberdar olmak için bu sayfayı yer imlerine eklemeyi unutmayın.

Danimarka'da B2B e-fatura

Danimarka’da B2B yani işletmeden işletmeye yapılan işlemlerde e-faturalama zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak Danimarka, 2022 yılının Mayıs ayında kendi sınırları içinde kayıtlı işletmelerin veya muhasebe yükümlülükleri bulunan yabancı şirketlerin yeni düzenlemelere uygun dijital muhasebe sistemlerini uygulamaya koymasını zorunlu kılan yeni Danimarka Muhasebe Yasasını yürürlüğe koydu.

Yeni düzenlemelere göre, kapsam dahilindeki vergi mükellefleri, Peppol BIS ve OIOUBL (Danimarka’ya özgü UBL versiyonu) formatlarında elektronik faturalar oluşturabilen, alabilen ve saklayabilen Dijital Muhasebe Sistemleri kullanmak zorundalar.

Danimarka’da faaliyet gösteren işletmeler, Danimarka Ticaret Otoritesine kayıtlı olup, bu sayede yeni Dijital Muhasebe Yasasına uygunluğu teyit edilmiş bir dijital muhasebe sistemine geçiş yapabilirler. Bir işletmenin buraya kayıtlı olmayan bir dijital muhasebe sistemini kullanmayı tercih etmesi halinde, sistemlerinin yeni Danimarka Muhasebe Yasasına uygunluğunu sağlamak işletmenin sorumluluğundadır.

Mevzuata uygun dijital muhasebe sistemlerinin kullanılması zorunluluğu aşamalı olarak uygulamaya konmuştur:

  • 2024 –Standart kayıtlı muhasebe sistemi (ERP) kullanmayı tercih eden (yıllık mali tablolarını sunmakla yükümlü olanlar olarak tanımlanan) büyük vergi mükelleflerinin, muhasebe sistemlerinin Danimarka makamları tarafından onaylandığından emin olmalıdır.
  • 2025 – Özel olarak tasarlanmış veya yabancı muhasebe sistemlerini kullanmayı tercih eden (yıllık mali tablolarını sunmakla yükümlü olanlar olarak tanımlanan) büyük vergi mükelleflerinin sistemlerinin uyumlu olmasını sağlamaları gerekmektedir.
  • 2026 – İki yıl üst üste (örneğin 2024 ve 2025) yıllık net cirosu 300.000 DKK’dan fazla olan şahıs şirketlerinin sistemlerini uyumlu hale getirmeleri gerekmektedir.

Danimarka'da B2G e-fatura

Danimarka’da, B2G işlemlerinde elektronik fatura gönderme ve alma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu, kamu kurum ve kuruluşlarına mal ve hizmet tedarik edenlerin faturalarını elektronik olarak, Peppol veya ulusal OIOUBL formatında düzenlemeleri gerektiği anlamına gelmektedir.

Danimarka hükümeti, B2G bağlamında e-fatura gönderme ve alma işlemleri için NemHandel platformunun kullanılmasını şart koşmaktadır.

Danimarka'da Peppol kullanımı

Peppol, Danimarka’da yaygın olarak kullanılmaktadır ve elektronik faturaların düzenlenmesi için kabul edilen iki yöntemden biridir. Ülkede B2G faturalarının %99’unun elektronik olduğu söyleniyor ve şu anda dikkatler, zorunlu olmayan B2B işlemlerinde e-faturaların kullanımının yaygınlaştırılmasına odaklanmış durumda.

Danimarka Ticaret Otoritesi (ERST), ülkenin Peppol Otoritesidir. Bu, söz konusu kurumun Peppol Erişim Noktası veya Hizmet Meta Veri Sağlayıcısı (SMP) olmak isteyen şirketlerin kaydını yapmak, raporlama yapmak, Peppol ile ilgili Danimarka’nın çıkarlarını temsil etmek ve diğer ilgili idari faaliyetleri yürütmekten sorumlu olduğu anlamına gelmektedir.

Peppol e-faturalama hakkında daha fazla bilgi edinin.

Danimarka'da e-faturanın benimsenmesine ilişkin zaman çizelgesi

Danimarka’nın e-faturalama yolculuğunu bu önemli tarihlerle takip edin.

  • 2005: Kamu kurumlarına mal ve hizmet tedarik edenlerin, faturalarını elektronik olarak düzenlemek zorunda olmaları
  • 2017: Danimarka’nın e-fatura sistemi NemHandel’in Peppol ile entegre edilmesi
  • 18 Nisan 2019: Kamu kurumlarının Avrupa standardına (EN-16931) uygun e-faturaları alabilecek ve işleyebilecek durumda olmaları
  • 19 Mayıs 2022: Danimarka parlamentosunun, dijital muhasebe sistemi için gereklilikleri düzenleyen yasayı kabul etmesi

1 Temmuz 2024 – Yeni Dijital Muhasebe Yasası gerekliliklerinin yürürlüğe girmesi

Sovos ile Danimarka'da e-fatura kurulumu

Bir ülkenin vergi gerekliliklerine uymak zor olabilir; iş yaptığınız her yerde çok uluslu uyumluluk konusunu dert etmeyin. Buna e-fatura gerekliliklerini de eklersek, bu durum kuruluşunuzda çok fazla zaman ve zihin gücü harcamanıza neden olabilir.

Sovos, işinizi nerede yaparsanız yapın ideal uyum ortağınızdır: tüm vergi ihtiyaçlarınıza yanıt veren tek tedarikçi olarak, sizin için gerçekten önemli olan şeylere odaklanmanızı sağlar.

Sovos’un size nasıl yardımcı olabileceği hakkında daha fazla bilgi almak için hemen bizimle iletişime geçin.

Bizimle iletişime geçin

Sıkça Sorulan Sorular

Danimarka’da B2G işlemleri (kamu kurum ve kuruluşlarına mal veya hizmet tedarik edenler) için elektronik fatura düzenlenmesi zorunludur, ancak ülkede B2B e-fatura düzenleme zorunluluğu bulunmamaktadır.

Dijital defter tutma sistemleri, hem Peppol BIS hem de OIOUBL (UBL’nin Danimarka’ya özgü versiyonu) formatlarında e-fatura düzenleyebilmeli, gönderebilmeli, alabilmeli ve saklayabilmelidir.

Uzmanlar her yıl aynı cümleyi kuruyor: “Bu yıl, siber güvenlik sektörü için görülmüş en zorlu yıl oldu” ve ekliyorlar: “Gelecek yıl bundan daha iyi olmayacak…” Tehditlerin her geçen gün arttığı, dönüştüğü, karmaşık hale geldiği böyle bir ortamda, bulut tabanlı teknolojilerdeki güvenlik önlemlerinin neler olduğu da önemine önem katıyor. Veri güvenliğindeki uzmanlığımızla, 2024’te siber güvenlik alanında yaşanan gelişmeleri, gelecekteki riskleri, alınması gereken önlemleri anlatarak, farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz…

Bulut tabanlı teknolojiler artık dünyanın hemen her yerinde büyük öneme sahip. Bulut bilişim, sunduğu ölçeklenebilirlik, esneklik, maliyet avantajı sayesinde hızla büyüyen bir teknoloji haline geldi. e-Dönüşümde bulut teknolojilere olan talep her geçen gün çoğalırken, güvenlik önlemlerinin de artırılması önem taşıyor. Çünkü teknolojiler gelişir ve hayatı kolaylaştırırken, onlara karşı ortaya çıkan tehditler de aynı şekilde gelişiyor, karmaşıklaşıyor ve takip edilmesi zor bir hal alıyor. Siber suçluların bulut ortamındaki güvenlik açıklarını hedef alarak kullandıkları gelişmiş tehditlere karşı, geleneksel güvenlik önlemleri artık yeterli değil. Bu nedenle her geçen gün siber güvenlik alanında daha büyük değişimlere tanık oluyoruz. Bulut ortamında yapılan saldırılarda ve kötü amaçlı yazılımlarda bitmeyen bir yükseliş trendine tanık oluyoruz, yapay zekanın siber saldırılar için etkin bir şekilde kullanıldığını gözlemliyoruz.

Peki tehdit ortamı bu şekilde hızlı evrilirken, güvenliği sağlamak nasıl mümkün? Tehdit var diye teknolojilerin faydalarından uzak mı durulmalı yoksa bu teknolojileri güvenli bir şekilde kullanmanın yolu mu bulunmalı? Öncelikle tehditleri daha yakından tanıyarak başlayalım…

2024’te Bulut Güvenliği Alanında Yaşanan Gelişmeler

Geçtiğimiz yıl bulut ortamına izinsiz girişler yüzde 75 arttı.1,5 milyona yakın siber saldırı gerçekleşti. Kaydedilen 42 bin 669 kötü amaçlı yazılım saldırısı ile Mart, bu alanda rekor kırılan bir aydı. Bunların yüzde 3’ü ise “Zero Day” saldırısıydı. En çok saldırı, 227 bin ile Rusya’dan yapılırken, 141 bin ile ABD ikinci sırada yer aldı. Bu ülkeleri sırasıyla Polonya, Estonya, Ukrayna, Hindistan, Vietnam, Singapur, Bulgaristan ve İran izledi. Saldırılar sadece teknoloji kullanımlarını aksatmakla kalmadı, ciddi finansal kayıplara da sebep oldu. 2024’te siber saldırıların sebep olduğu finansal kayıplar 2023’e göre iki kat arttı. Bununla birlikte tedarik zinciri saldırılarının giderek arttığı gözlemlendi. Siber saldırganlar, büyük şirketlere doğrudan saldırmak yerine onların iş ortakları, tedarikçilerini hedef alarak, daha az korunan sistemler üzerinden erişim sağlamaya odaklandılar. Bu nedenle şirketlerin güvenlik politikalarını sadece kendi ağları ile sınırlamaması yönündeki görüşler daha çok benimsendi.

Tüm bu saldırılar ve tehditlerle 2024’te, bulut güvenliği açısından bazı büyük gelişmeler de yaşandı. Özellikle, yeni siber tehditler ve bunlara karşı alınan önlemler ön plana çıktı. Siber sigorta taleplerinde artış gözlemlendi. Ayrıca, regülasyonlarda da önemli değişiklikler oldu. Artan siber güvenlik risklerine karşı devletler ve uluslararası kuruluşlar da daha sıkı düzenlemeler getirmeye başladı. Avrupa Birliği’nin ENISA kapsamında çok daha sıkı güvenlik önlemlerine geçmesi, ABD ve Asya ülkelerinde de yeni regülasyonların hızla devreye alınması bunun örneklerinden…

Bulut Bilişim Güvenliğinde Gelecek Beklentileri

Yakın gelecek için de beklentiler 2024’ten pek farklı değil. Siber tehditlerin her geçen gün daha sofistike hale gelmesi bekleniyor. Yapay zekâ bulut tabanlı teknolojilerin güvenliği açısından da oyun değiştirici bir rol üstleniyor. Saldırganlar yapay zekâ ile kimlik avı e-postalarını daha etkileyici, kötü amaçlı yazılımları daha zor tespit edilebilir hale getiriyorlar. Sahte içerikler üreterek sosyal mühendislik saldırılarını güçlendiriyorlar. Bununla birlikte hayatımıza bir de kuantum bilişim giriyor. Kuantum bilişim, geleneksel şifre yöntemlerini tehdit eden bir teknoloji. Şu an için teorik bir risk gibi gözüküyor ama kuantum bilgisayarların gelişimiyle birlikte mevcut güvenlik sistemlerimizin yetersiz kalma ihtimali çok yüksek. Bu nedenle kuantuma dayalı şifreleme algoritmalarına yönelmek kaçınılmaz hale gelecek.

Proaktif güvenlik stratejileri geliştirmek, yapay zekâ destekli çözümlere yatırım yapmak, güvenlik açıklarını hızla gidermek, Sıfır Güven (Zero Trust) mimarisi ve gelişmiş kimlik doğrulama yöntemleri kullanmak ve regülasyonlara uyum sağlamak kritik olacak. 2025 ve sonrası için siber güvenlik, bulut bilişimle daha da iç içe geçecek ve şirketlerin hem teknolojik hem de yönetsel olarak bu değişime ayak uydurması gerekecek. Siber güvenlik düzenlemeleri sadece uyumluluk sağlamak için değil aynı zamanda iş sürekliliğini sağlamak için de önemini artıracak.

300 ila 400 milyar dolara ulaşan bulut bilişim pazar payının, 2025 yılında iki katına çıkması ön görülüyor. Bununla birlikte bulut güvenliği pazar payının da 2026 yılına kadar 37 milyar dolara yükselmesi bekleniyor.

Peki bulut teknolojilerin kullanımı bu kadar yaygınlaşırken ve sistemlere yönelik tehditlerde artarken, risklerden kaçınmak için neler yapılmalı?

2025’te Bulut Güvenliği İçin Şirketler Nasıl Bir Yol Haritası İzlemeli?

Şirketlerin, bulut bilişimin faydalarından yararlanırken, güvenlik risklerinden de kaçınmak için alabileceği pek çok caydırıcı ve önleyici adım var. Etkili bir savunma mekanizması oluşturmak için “olmazsa olmaz” diyebileceğimiz şeyleri şöyle sıralayabiliriz:

Bulut Teknolojileri Kullanırken Alınması Gereken Önlemler:

  1. Çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA): Siber saldırganın işini zorlaştıran çok kıymetli bir güvenlik katmanıdır. Tehdit altındaki hesapların yüzde 99’unun çok faktörlü kimlik doğrulama kullanmadığı görülüyor. Saldırganlar öncelikli olarak bu hesapları hedef alıyor.
  2. Eğitim: Veriye ulaşan herkesi kimlik avı saldırılarına karşı eğitmek, siber saldırılara karşı alınan en gerekli önlemlerden biri. Veriye erişimi olan çalışanlar, saldırıları nasıl tanıyacaklarını, kime bildireceklerini bilmeli. Kimlik avına maruz kalabilecekleri e-postaları, web siteleri tanıyabilmeliler. Bu kapsamda çalışanların sürekli test edilmesi de gerekiyor. Onların zayıflıklarını bulmak için simüle edilmiş kimlik avı saldırıları yapmak da iyi bir fikir. Bu eğitimler ve testler sayesinde birinci güvenlik duvarı oluşturulmuş oluyor.
  3. Kullanıcı ayrıcalıklarını azaltma: “Sıfır Güven” ilkesi kapsamında kullanıcı ayrıcalıklarını minimuma indirmek, ayrıcalık atanan kişilerin sayısını azaltmak gerekir. Her rol için sınırlı yetki verilmesi, hassas verilere erişimi sınırlayarak saldırı yüzeyini azaltır. Böylece saldırganın ulaşabileceği alan daralmış olur.
  4. Güçlü parolalar: Parola yöneticileri kullanmak güvenlik önlemlerinde fark yaratır.
  5. Uzaktan erişim (VPN): Günümüzün uzaktan çalışma koşullarıyla, farklı lokasyonlardan bulut sisteme erişim söz konusu oluyor. Uzaktan bağlantıları VPN ile güvence altına almak, o bağlantıya erişimi sınırlandırmak gibi önlemler alınabilir.
  6. Veri kaybı önleme: Bu alana özel cihazlar kullanılarak sızıntılar önlenebilir. Hassas verilerin nerede tutulduğu takip edilir ve izinsiz paylaşımlarengellenir.
  7. Şifreleme: Verileri şifrelemek, bağlantıları güvence altına almak adına çok önemli. Verileri sadece durduğu yerde değil aktarım sırasında da şifrelemek mümkün.
  8. Tehdit önleme: Testler yoluyla tehditleri önceden tespit ederek önlem almak çoğu zaman mümkündür.
  9. Yedekleme: Verilerin olası bir saldırı ile erişilemez hale gelme ihtimali de olduğu için, belirli aralıklarla yedeğinin alınması önem taşıyor.
  10. Risk yönetimi: Riskleri yönetebilmek için, güvenlik açıklarını düzenli olarak değerlendirmek gerekir. Eğitimleri, testleri, bilgilendirmeleri sık aralıklarla tekrarlamak, veriye erişimi olan yeni katılımcıları ilk aşamada bilinçlendirmek riski yönetebilmeyi sağlar. Temel tehditleri risk değerlendirmelerine tabii tutmak ve yanıt planları oluşturmak gerekir.

Tüm bu gelecek öngörüleri ve alınması gereken önlemler dikkate alınınca, bulut tabanlı sitemlerin güvenliğinin artık sadece bir IT konusu olmaktan çıktığını söylemek mümkün. Bulut güvenliğini şirketlerin iş stratejilerinin merkezine koyması ve tüm süreçte güvenilir partnerlerle çalışması gerekiyor. Sonuç paragrafı olarak sizlerle Sovos’un bulut güvenliği alanındaki yaklaşımını da paylaşmak isteriz…

Sovos’un Bulut Güvenlik Çözümleri ve Sistem Avantajları

Sovos olarak, çok katmanlı güvenlik çözümleri sunuyoruz. Bulut ortamlarında veri güvenliğini sağlamak için gelişmiş şifreleme teknikleri kullanıyoruz. Ayrıca, sektöre özel regülasyonları takip ederek, her müşterimizin yasal gereklilikleri yerine getirmesine yardımcı oluyoruz. Çoklu yedeklemeler, gelişmiş algılama ve önleme teknolojileri, geniş çapta kısıtlayıcı kontroller ve birden fazla seviyede şifreleme bilgi güvenliği yaklaşımımızın önemli bir parçası. Üç kıtada, büyük bir bilgi güvenliği ekibi ile yürüttüğümüz çalışmalar hakkında detaylı bilgi için linke tıklayarak bize ulaşabilirsiniz…

Sovos Gelirlerden Sorumlu Başkanı Alice Katwan, Oksijen Gazetesi röportajında şirketlerin dijital vergi stratejilerini nasıl kurgulaması gerektiği hakkında bilgi verdi. Odağını kendi iş alanında tutmanın önemine değinen Alice Katwan, çok uluslu şirketlerin danışmanlık alması gerektiğine dikkat çekti…

Dijital vergi teknolojileri dünya genelinde önemli bir dönüşüm sürecinde. Şirketler ise bu dönüşümün hızına ayak uydurmakta zorlanabiliyor. Diğer yandan teknolojilerin gücünü yanına alarak, ülkelerin yasal süreçlerine uyumlanmak önemli avantajlar sağlıyor. Sovos Gelirlerden Sorumlu Başkanı Alice Katwan, sorunsuz vergi teknolojileri süreçleri kurgulamak, iş akışını verimli hale getirmek, devletlerin uygulayabileceği cezalardan kaçınmak ve avantaj elde etmek için kritik önemde olan konuları Oksijen Gazetesi için altı maddede özetledi:

 “Şirketler bu dönemde dijital vergi stratejilerini nasıl kurgulamalı?”

  1. Şirketler, yasal uyumluluk süreçlerinin takibi ve ilgili geliştirmelerin sistemlere aktarılması için uzman desteği almalı. Vergi sistemlerinin farklı bir uzmanlık gerektirdiğinin bilincinde olarak, bu konuda uzmanlara güvenmeli ve odağını kendi iş alanında tutmalı.
  2. Çok uluslu şirketler, mutlaka bulunduğu tüm ülkelerde yasal gereklilikleri bilen kişilerden/kurumlardan danışmanlık almalı. Vergi sistemleri gerçekten karmaşık yapılar ve yaptırımları da bir o kadar zorlu olabiliyor.
  3. Seçtiğiniz uzman firmanın, kesintisiz ve hatasız çalışan sistemler kullanması çok önemli. Mesela belge kayıplarının sadece yüzde 3 olduğunu iddia eden bir sistem kullanıyor olabilirsiniz ancak günde binlerce e-fatura kesmesi gereken bir şirket için bu yüzde ciddi bir rakamı ifade edecektir.
  4. e-Belgelerinizi hazırladığınız sistemlerin, şirketinizde kullandığınız diğer ERP sistemleri ile uyumlu ve konuşabiliyor olması çok önemli. e-Dönüşüme adım atmadan önce teknoloji altyapınızı iyi kurgulamanız gerekiyor. Bu tarz yapıların kurulması maddi ve manevi olarak kaynak ayırılmasını gerektiriyor. Bu nedenle atılacak adımların önceden iyi planlanması kıymetli. Özellikle birden fazla şirket yapısının olduğu ve birleşme/ayrılık gibi durumlarda bu konunun önemi artıyor.
  5. Bulut sistemlerle çalışan her şirketin veri merkezlerinin güvenliği, yedeklemesi ve acil durumlarda hızla taşınabilmesi konusunda tedbirlerini alması gerekiyor. Felaket kurtarma ve güvenlik hazırlıklarını canlı ortamda düzenli olarak test etmek, gerçek felaket senaryolarına hazır olmak ve olası sorunlar için alternatif çözümleri yedekte tutmak önem kazanıyor. Bu, şirketlerin e-dönüşüm planlarında iş ortaklarını seçerken dikkat etmesi gereken olmazsa olmaz bir konu.
  6. Henüz e-belge mükellefi değilseniz bile bunun kaçınılmaz olduğunu bilerek, süreçlere gönüllü olarak başlayabilirsiniz. e-Belgeleri online bir şekilde hazırlamak, iletmek ve onlara online olarak erişebilmek, işlerinizi önemli ölçüde rahatlatacak.

Alice Katwan’ın, Avrupa Birliği ülkelerinin dijital vergi düzenlemeleri hakkında yaşadığı değişimi ve bu düzenlemeleri takip etmenin yurt dışı bağlantılı işler yapan şirketler için neden önemli olduğunu aktardığı Oksijen Gazetesi röportajının diğer bölümünü linke tıklayarak okuyabilirsiniz.

İthalat/ihracat yapan ya da farklı bir ülkede faaliyet gösterme kararı alan şirketlerin, dünyadaki yasal düzenlemeler konusunda takip etmesi gereken pek çok şey var. Vergi uygulamaları da bunlardan biri. Dijitalleşmeyle birlikte vergi süreçlerinin takibi de sıkılaşıyor. Türkiye’nin birkaç ülke ile başı çektiği verginin dijitalleşmesi yolculuğunda şimdi gözler Avrupa’da. Avrupa Birliği ülkeleri, mevcut KDV sistemini iyileştirmek ve vergi kaybını daha iyi önlemek için teknolojiyi verimli kullanmaya kararlı. Bu kararlılık sadece Avrupa Birliği ülkelerini değil, onlarla iş ilişkileri olan tüm şirketleri ilgilendiriyor. Sovos Gelirlerden Sorumlu Başkanı Alice Katwan, Oksijen Gazetesi’nin bu konudaki sorularını yanıtlayarak, dünyada ve Türkiye’de verginin dijitalleştirilmesi adına atılan adımları ve dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

Alice Katwan, vergi uyumluluğu ve vergi yazılımları konusunda dünya çapında çalışmalar yürüten Sovos’un Gelirlerden Sorumlu Başkanı. Avrupa Birliği ülkelerinin “Dijital Çağda KDV” (VAT in the Digital Age – ViDA) adıyla gündemine aldığı yasa teklifini ve ona bağlı gelişmeleri yakından takip ediyor. Verginin dijitalleşme sürecinin dünya genelinde nabzını tutuyor. 2025’in ilk günlerinde gerçekleşen bir röportajla Alice Katwan, Oksijen Gazetesi’nin vergi dünyasına dair merak edilen sorularını yanıtladı ve hem Türkiye’de verginin dijitalleşmesi sürecinde yaşanan gelişmeleri hem de Avrupa Birliği’nde “ViDA” ile gündeme gelen değişiklikleri aktardı. İşte sorular ve yanıtları…

En temel soruyla başlayalım: Verginin dijitalleşmesi, iş dünyası için ne ifade ediyor?

Dijitalleşme dünya genelinde her ülkenin gündeminde. Bildiğiniz gibi verilerin toplanması, analiz edilmesi, saklanması kolaylaştı. Vergiye konu olan veriye uzaktan erişilebilmesi de mümkün hale geldi. Bu imkanlar hemen herkesi olduğu gibi hükümetleri de harekete geçirdi. Yasal süreçleri dijitalleştirerek hem kullanıcılara kolaylık sunmak hem de kendi işlerini daha hızlı ve daha verimli yapabilmeyi istediler. Günümüzde verginin dijitalleşmesi sadece fatura, defter, irsaliye gibi belgelerin kâğıttan dijitale geçmesinden çok daha büyük bir anlam ifade ediyor. Verginin dijitalleşmesi artık devletlerin “gerçek zamanlı veriye erişme” konusundaki kararlığıyla doğrudan ilgili. Bu nedenle temelde şöyle bir anlamı var: Vergi eskiden iş yapıldıktan çok sonranın konusuydu. Şimdi ise günün konusu. Gerçek zamanlı bir sorumluluk. Yasal belgelerin doğru hazırlanması, hızlı iletilip kabul edilmesi ve hatta yakın gelecek için anlık olarak denetlenmesini ifade ediyor.

“Gerçek zamanlı veriye erişmek” hükümetler için neden önemli?

Dünya genelinde gördüğümüz bir trend bu. Hükümetler, şirketlerin finansal verilerinin sağlamlığına güvenmiyor. Bu nedenle de e-belgelerin başrolde olduğu ekonomik şeffaflık çağını başlatıyorlar. Aslında şirketlerin bakış açısıyla da durum farklı değil. 2024’te yapılan bir anketten biliyoruz ki dünya genelindeki CFO’ların neredeyse %40’ı kurumlarının finansal verilerinin doğruluğuna tam olarak güvenmiyor. Bu nedenle hükümetler, yapılan her işlemin tam resmini görebilecekleri, gerçek zamanlı veriye erişim sağlayan teknolojik altyapılar kuruyor ve buna bağlı vergi yükümlülükleri getiriyorlar. Bu da işletmelerin gerekli hazırlıkları yaparak bu sistemlere uyumlanmasını gerektiriyor. Hükümetler ve vergi makamları, verilerin doğruluğunu sağlamanın bir yöntemi olarak gerçek zamanlı e-belgeleri benimsiyor. e-Fatura ve diğer ebelgeler ile veriler öznellikten ve insan müdahalesinden arındırılmış oluyor. Bu senaryoda, vergi dairesi işlemin her iki ucunu da kontrol edebiliyor ve verileri, doğruluğundan emin olarak gerçek zamanlı olarak temin edebiliyor.

Bugün Türkiye’de, verginin dijital dönüşümünde doygunluk noktasına yaklaştığımızı konuşuyoruz. Türkiye bu konuda dünya genelinde nasıl bir konumda?

Türkiye, verginin dijitalleşmesini ilk başarabilen ülkelerden biri. e-Dönüşüm diye adlandırdığımız verginin dijitalleşmesi yolculuğuna Türkiye’de 2012’de e-Defter zorunluluğu ile başlandı. Şu anda neredeyse tüm şahıs şirketlerinin e-Fatura kullanımının zorunlu olacağı bir yapıya doğru ilerleniyor. Başka bir deyişle en büyük işletmeden en küçüğüne kadar herkesin, belgeleri elektronik ortamda hazırladığı, ilettiği, sakladığı ve buna bağlı olarak dijital sistemler üzerinden vergi raporlaması yaptığı bir sistemden bahsediyoruz. Türkiye’deki hızlı ve sistemli ilerleme pek çok ülkeye de örnek oldu. e-Dönüşüm Avrupa’da ise Türkiye’den yaklaşık 10 yıl sonra hayata geçmeye başladı. Günümüzde bu alanda dünyanın hemen her yerinde çalışmalar yapılmaya başlandı. Bununla birlikte yasal zorunluluklar ülkelere göre farklılık gösterebiliyor. Dünya genelinde 19 bini aşkın vergi yetki alanı var ve bunların her biri farklı ve hızla artan seviyelerde dijital dönüşümden geçiyor. Bu da özellikle çok uluslu işletmeleri zorluyor. Çünkü çok uluslu şirketlerin faaliyet gösterdikleri her bölgede uyumluluk standartlarını karşılamaları gerekir; aksi takdirde orada iş yapma kabiliyetlerini tehlikeye atarlar.

Peki Avrupa dönüşümün neresinde? Avrupa Birliği ülkelerinin gündeminde olan ViDA hakkında bilgi verir misiniz?

“Dijital Çağda KDV” (VAT in the Digital Age – ViDA) Avrupa Birliği ülkelerinin gündeminde önemli bir yer tutuyor. Basitçe ifade etmek gerekirse ViDA, AB ülkelerinin mevcut KDV sistemini iyileştirmek ve dolandırıcılığı daha iyi önlemek için teknolojiyi kullanmalarını sağlayacak bir teklif. Yasalaştığında, şirketlerin bu ülkelerde faaliyet gösterme şeklinde önemli değişiklikler söz konusu olacak. Diğer yandan şirketlere de KDV uyum maliyetlerini azaltmaları için fırsatlar sunacak. Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan KDV Açığına ilişkin 2023 Raporu’na göre, AB Üye Devletleri 2021 yılında Katma Değer Vergisi (KDV) gelirlerinde tahmini 61 milyar Euro kaybetti. Bunun nedeni olarak da vergi kaçakçılığı ve vergi toplama sistemlerindeki yetersizlikler, yanlışlıklar, idari hatalar görülüyor. ViDA temel olarak idari süreçleri basitleştirmeyi, daha verimli hale getirmeyi, tahsilatı hızlandırmayı amaçlıyor.

Dünya genelinde vergi ile ilgili değişiklikler hep aynı formatta mı? Türkiye’den yurt dışına iş yapan şirketleri nasıl farklılıklar bekliyor?

Her ülkenin kendine has farklı uygulamaları söz konusu. Ve bu farklılıklar da her geçen gün değişiyor. Sistemler hiçbir ülkede tam olarak netleşmiş ve değişmez halde değil. Önümüzdeki en az 5-6 yılın daha hızla ayak uydurulması gereken değişimlerle geçeceğini biliyoruz. Şirketlerin kendi uzmanlıkları olmayan böylesi bir alanda hata yapmadan ilerleyebilmesi için, değişiklikleri düzenli takip eden uzman şirketlerden danışmanlık alması önem taşıyor. Örneğin Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan değişiklikler iş yapış şeklinizde belirli zorluklar meydana getirebileceği gibi, bazı aşamaları daha kolaylaştırabilecek adımlar da olabilir. Mesela e-ticarette, diğer üye ülkelerdeki tüketicilere satış yapan işletmelerin tüm AB için yalnızca bir kez kayıt yaptırmalarına ve KDV yükümlülüklerini tek bir dilde, tek bir online portal üzerinden yerine getirmelerine olanak tanımak gibi imkanlar hayata geçirilebilir. Olası cezalardan uzak durmak kadar fırsatlardan faydalanmak için de süreci iyi takip etmek önemli.

Alice Katwan röportaj sırasında, şirketlerin dijital vergi stratejilerini kurgularken nelere dikkat etmeleri gerektiğini de aktardı. İlgili yazıyı linke tıklayarak okuyabilirsiniz.

e-Belgelerin dijital ortamda hazırlanması, iletilmesi, saklanabilmesi gibi becerilerin yanı sıra vergi dünyası şimdi de denetimleri konuşuyor. Sovos EMEA Bölgesi SAP Entegrasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Ayhan Boyacıoğlu, Habertürk’ten Rahim Ak’ın sorularını yanıtlayarak gelişmeleri aktardı…

Türkiye, 10 yılı aşkın süre önce başladığı verginin dijital dönüşümünde mükellef kapsamı alanında doygunluk noktasına ulaştı. Verginin dijital dönüşümünü dünya genelinde ilk gerçekleştiren ülkelerden biri olarak, yıldan yıla genişleyen kapsamı ile e-belge kullanımlarını en büyük ölçekli şirketlerden en küçüklerine kadar zorunlu hale getirdi. Diğer yandan sistem sürekli gelişmeye ve sektörlere özel yeniliklerle hareketli günlerine devam ediyor. İlaç ve tıbbi malzemelerden, elektrikli araç şarj istasyonlarına kadar farklı alanlarda e-belgelerin nasıl düzenleneceğine dair geliştirmeler yapılıyor. Ve denetimler, artık verginin dijital dönüşümünde onları da sıklıkla duymaya başlayacağız.

Rahim Ak’ın bu alandaki sorularını yanıtlayan Sovos EMEA Bölgesi SAP Entegrasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Ayhan Boyacıoğlu, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 12 Kasım 2024 tarihinde, Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde değişiklikler yapan yeni bir tebliğ yayımladığına dikkat çekti. Boyacıoğlu, “Yapılan değişiklikler kapsam genişlemesinin yanı sıra Gelir İdaresi Başkanlığı’nın süreçlerin daha titiz ilerlemesi konusundaki kararlılığının da habercisiydi. Bu tebliği takip eden aylarda, Gelir İdaresi Başkanlığı anlık dijital denetimler/tespitler yaparak şirketlere aynı ay içinde uyarılar göndermeye ve cezalar kesmeye başladı. Bu adım, bugüne kadar bu alanda veriler sadece toplanırken artık işlendiğini de gösteren önemli bir gelişme. Verginin, işler yapıldıktan çok sonra değil, gerçek zamanlı bir sorumluluk haline geldiğinin de kanıtı niteliğinde” diye konuştu. Türkiye’nin dünya genelinde e-belge gönderiminin ardından otomatik denetim ve ceza mekanizması işletebilen tek ülke olduğunu da vurguladı.

İlk Adım Sistemin İyileştirilmesi

Bununla birlikte Ayhan Boyacıoğlu, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) denetim konusunda attığı bu ilk adımların cezalandırmaya değil, sistemleri iyileştirmeye yönelik olduğunu söyleyerek şunları kaydetti: “Türkiye’de ve dünyada hükümetlerin dijital vergi sistemleri oluşturmasının iki temel sebebi var. Biri sistemleri kolaylaştırarak, mükellefler için bir iş yükü olmasını engellemek. İkincisi ise vergi kayıplarını önlemek. Kişiler ya da şirketler bilinçli olarak vergi ziyanı yapmıyor bile olsa, belgelerde yazılım kaynaklı oluşabilecek teknik hatalar nedeniyle ciddi boyutlarda vergi kayıpları yaşanabiliyor. Konu hakkında yayımlanan tebliğde belirtilenler ve son aylarda yapılan gerçek zamanlı denetimlerde Gelir İdaresi Başkanlığı’nın amacının da bu hataların düzeltilmesi olduğunu görüyor, duyuyoruz. Şu an alınan aksiyonlar büyük çoğunlukla ceza değil uyarı ve düzenleme talebi şeklinde. GİB, sistemlerin hatasız işlemesi için özel entegratörlerin de daha fazla sorumluluk alması yönünde adımlar atıyor.”

Entegratör Seçimi Önemli

Günümüzde pek çok şirket e-belgelerin hazırlanması, iletilmesi ve saklanması konusunda özel entegratörlerin sistemlerini kullanıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı da bu çalışmaları destekliyor. Ancak tüm entegratörlerin belirli bir standardı karşılayabilmesi için artık kılavuzlarda belirlenen usul ve esaslara aykırı davrandığı tespit edilen özel entegratörlere cezai yaptırımlar da uyguluyor. Eksikliklerini gidermeyen özel entegratörlerin, özel entegratörlük izinleri Başkanlık tarafından iptal edilebiliyor. Üstelik bu entegratörler bir yıl süreyle tekrar başvuru yapamıyorlar. Bununla birlikte artık belge hataları vb sebeplerle şirketlere kesilen vergi cezalarında özel entegratör de ceza alabiliyor. Doğru data akışının sağlanması konusunda onların da daha çok sorumluluk alması bekleniyor, denetimin bir parçası haline getiriliyorlar. Gelir İdaresi Başkanlığı’na hatalı bir belge ulaşmadan ve bundan kaynaklı ceza oluşmadan önce, özel entegratör tarafından hataların tespit edilmesi ve henüz GİB’e ulaşmadan düzenlenmesi bekleniyor.

Ceza Almamak İçin Ne Yapmalı?

Peki ceza almamak için ne yapmak lazım? Ayhan Boyacıoğlu’nun verdiği bilgilere göre; ceza ile sonuçlanan e-belge hatalarında sorun genellikle, verilerin ya ilk aşamada yanlış hazırlanmasından ya da içinden geçtiği süreçte, bir yerden başka bir yere aktarılırken yolda bozulmasından kaynaklanıyor. Verilerin doğruluğu elbette muhasebe sisteminde başlıyor. Ancak sonraki aşamalarda farklı sistemler arasında pek çok geçiş noktası var. Verinin son aşamaya kadar doğru bir şekilde ulaşabilmesi için tüm bu sistemlerle entegrasyonun kusursuz tasarlanması ve uygulanması gerekiyor. Bu nedenle kullanılan sistemlerin hatasız çalışması, iyi denetlenmesi önem taşıyor. Boyacıoğlu e-belge uygulamalarının, şirketlerin kullandıkları ERP sistemleri ile uyumunun önemine de dikkat çekiyor: “Son dönemde hemen her şirketin gündeminde olan bir SAP geçişi var. SAP’nin 2027’de eski ERP sistemlerine desteğini sonlandıracağını açıklamasının ardından ilgili tüm şirketler sistemlerini yeni ERP sistemi SAP S/4 HANA’ya geçirmek için yoğun bir çaba gösteriyor. Ancak diğer tüm kanallarla birlikte e-belgelerin de bu yeni ERP’ye taşınması gerekiyor. Aksi takdirde sistemler arası akışta hatalar yaşanabilir.”

Latin Amerika Bizden De Önde

Türkiye dijital dönüşümünü denetim aşamasına ilerletmişken, Avrupa ise henüz başlangıç aşamasında. Boyacıoğlu bu alanda başta Şili olmak üzere Latin Amerika ülkelerinin Türkiye’nin bile önünde olduğunu söylüyor. Avrupa Birliği ülkeleri, “Dijital Çağda KDV” (VAT in the Digital Age – ViDA) adında, mevcut KDV sistemini iyileştirmek ve vergi kaybını daha iyi önlemek için teknolojiyi kullanmalarını sağlayacak bir çalışma yürütüyor. Bu teklifle birlikte, Türk şirketlerin bu ülkelerde faaliyet gösterme şeklinde de önemli değişiklikler söz konusu olacak. Boyacıoğlu bu konuyu yakından takip etmenin önemini şöyle anlatıyor: “Vergi uygulamalarında her ülkenin kendine has farklı uygulamaları söz konusu. Her şeyin anlık olarak yapıldığı bir sistemde bu farklı uygulamalara hızlı adapte olabilmek de önem taşıyor. Sistemler hiçbir ülkede tam olarak netleşmiş ve değişmez halde değil. Önümüzdeki en az 5-6 yılın daha hızla ayak uydurulması gereken değişimlerle geçeceğini biliyoruz. Şirketlerin kendi uzmanlıkları olmayan bu alanda hata yapmadan ilerleyebilmesi için, değişiklikleri düzenli takip eden uzman şirketlerden danışmanlık alması önem taşıyor. Yapılan değişiklikler iş yapış şekillerinde belirli zorluklar meydana getirebilir ya da bazı aşamaları daha kolaylaştırabilir. Örneğin e-ticarette, diğer üye ülkelerdeki tüketicilere satış yapan işletmelerin tüm AB için yalnızca bir kez kayıt yaptırmalarına ve KDV yükümlülüklerini tek bir dilde, tek bir online portal üzerinden yerine getirmelerine olanak tanıyacak düzenlemeler geliyor.”

Rahim Ak ve Ayhan Boyacıoğlu’na soruları ve verdikleri bilgiler için teşekkür ederiz.

SAP ve Sovos ortaklığında düzenlenecek webinarda; yasal uyumluluk süreçlerinden SAP Clean Core’un önemine, yeni Sovos BTP çözümünden diğer entegrasyon modellerine firmanız için kritik olan konular hakkında tüm detayları öğrenebilirsiniz.

Etkinlikler

Sovos e-Dönüşüm Zirvesi: Uyum, Dönüşüm ve Ötesi

Tarih

10 Nisan 2025

Saat

08:30 – 14:30

Mekan

The Peninsula Istanbul

Etkinliği kaçırmayın

Days
Hours
Minutes
Seconds
event - TR - devetiye kv

Etkinlik Hakkında

Her yıl düzenlenen Sovos e-Dönüşüm Zirvesi’nde bu sene de sizlerle buluşmayı heyecanla bekliyoruz.

Komedyen Kaan Sekban’ın keyifli oturumu sonrasında öğle yemeği ile sonlanacak etkinliğimizde,

Sovos uzmanları, sektörel regülasyonlardan SAP e-dönüşüm projelerine; iş ortaklığı modellerinden portal kullanım eğitimlerine merak edilen tüm süreçleri anlatacak,

C-Level Müşteri ve İş Ortağı panelleri ile sektörün önde gelen firmalarının üst düzey yöneticilerinin deneyimlerini paylaşacağı bir program sunulacak.

Ücretsiz olarak gerçekleşecek etkinlikte yerinizi ayırmak için kayıt formunu doldurmayı ve takvimlerinize eklemeyi unutmayın.

Etkinlik Ajandası

8:30 – 9:30
Kayıt & Kahvaltı

9:30 – 9:50
Açılış Konuşması

Elçim Sirek
EMEA Bölgesinden Sorumlu Satış Başkan Yardımcısı – Sovos

9:50 – 9:10
Sektörden Haberler: Regülasyon Güncellemeleri

Hüseyin Akca
Ürün Yönetimi Direktörü – Sovos

10:10 – 10:30
Güvenliğin Önemi, Riskler ve Çözüm Yolları

Cemile Akpaça
Yönetişim, Risk ve Uyum Direktörü – Sovos

10:30 – 10:45
Kahve Molası

10:45 – 12:15
Özelleştirilmiş Sunumlar ve C-Level Panel Oturumları

  • SAP Sahnesi

SAP Türkiye Anlatıyor

Burak Başarslan
Finansal Uygulamalar Çözüm Yöneticisi – SAP

SAP Dünyasında Farklı İhtiyaçların Doğurduğu Farklı Alternatifler

Ayhan Boyacıoğlu
EMEA Bölgesi SAP Entegrasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı – Sovos

Sovos BTP Çözümü

Yasin Özbınar
SAP Ürünlerinin Geliştirilmesinden Sorumlu Direktör – Sovos

SAP S/4HANA Proje Geçişleri

  • Ahmet Öz
    Profesyonel Hizmetler Direktörü – Sovos
  • Ekin Moral
    Profesyonel Hizmetler Proje Yönetim Ofisi Müdürü – Sovos

C-Level Panel: Liderlerin Gözünden Başarı Hikayeleri ve İpuçları

  • Moderatör: Zehra Karaoğlan, Profesyonel Hizmetler Müdürü – Sovos
  • Total Energies, AstraZeneca, Havaş, L’Oréal Türkiye, Horoz Lojistik

10:45 – 12:15
Özelleştirilmiş Sunumlar ve C-Level Panel Oturumları

  • İş Ortakları Sahnesi

İş Ortaklığı Çalışma Modelleri

Selim Büyüktazeler
Partner Satış Müdürü – Sovos

Bulut Portal Demosu

Ali Rıza İnceoğlu
Ürün Yönetimi Direktörü – Sovos

Partner Portal Demosu

Ali Rıza İnceoğlu
Ürün Yönetimi Direktörü – Sovos

C-Level Panel: İlham Veren İş Ortaklığı Hikayeleri

  • Moderatör: Nihan Benli, EMEA Kıdemli Pazarlama Müdürü – Sovos
  • N11, Korgün Bilgi Yazılım, Ithinka Bilişim Yazılım, Mobix Yazılım Teknolojileri

12:15 – 12:30
Kahve Molası

12:30 – 13:30
Kapanış Oturumu

Kaan Sekban
Komedyen

13:30 – 14:30

Öğle Yemeği

Konuşmacılar

Etkinlik Kapanış Oturumu

Etkinlik Kapanış Oturumu

Kaan Sekban, Komedyen
Nihan Benli

Moderatör

Nihan Benli, EMEA Kıdemli Pazarlama Müdürü -Sovos
Elcim Sirek

Açılış Konuşması

Elçim Sirek, EMEA Bölgesinden Sorumlu Satış Başkan Yardımcısı – Sovos

Huseyin Akca

Sektörden Haberler: Regülasyon Güncellemeleri 

Hüseyin Akça, Ürün Yönetimi Direktörü – Sovos
Cemile Akpaca

Bulut Teknolojilerinde Güvenliğin Önemi, Riskler ve Çözüm Yolları

Cemile Akpaça, Yönetişim, Risk ve Uyum Müdürü – Sovos
Burak Başarslan

SAP Türkiye Anlatıyor

Burak Başarslan, Finansal Uygulamalar Çözüm Yöneticisi – SAP
Ayhan Boyacıoglu

SAP Dünyasında Farklı İhtiyaçların Doğurduğu Farklı Alternatifler

Ayhan Boyacıoğlu, EMEA Bölgesi SAP Entegrasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı – Sovos
Yasin Ozbinar

Demo: Sovos BTP Çözümü

Yasin Özbinar, SAP Ürünlerinin Geliştirilmesinden Sorumlu Kıdemli Müdür – Sovos
Ahmet Öz

S4Hana Proje Geçişleri

Ahmet Öz, Profesyonel Servisler Direktörü – Sovos

S4Hana Proje Geçişleri

Ekin Moral, Profesyonel Servisler Proje Yönetim Ofisi Müdürü – Sovos
Zehra Karaoglan

C-Level Panel: Başarılı Proje Geçişleri

Zehra Karaoğlan, Profesyonel Servisler Müdürü -Sovos
Selim Biyuktazeler

İş Ortaklığı Çalışma Modelleri

Selim Büyüktazeler, Partner Satış Müdürü – Sovos
Ali Rıza İnceoğlu

Partner Portal Eğitimi & Bulut Portal Demosu

Ali Rıza İnceoğlu, Ürün Yönetimi Direktörü – Sovos

Etkinlik Mekanı

The Peninsula Istanbul

Kaydınızı Tamamlayarak Yerinizi Ayırın

İlginiz için Teşekkür Ederiz.

Etkinlik Kaydımız Kontenjan Dolduğu için Kapanmıştır.
Gelecek Etkinliklerde Görüşmek Üzere.

Bulut tabanlı teknolojiler artık dünyanın hemen her yerinde büyük öneme sahip. E-Dönüşümde bulut teknolojilerine olan talep her geçen gün artarken, güvenlik önlemlerinin de artırılması büyük önem taşıyor. 2024’te yaşanan gelişmeler, gelecekteki güvenlik riskleri ve bulut güvenliğini sağlamak için alınması gereken önlemler, webinarımızda ele alınacak.

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) yeni düzenlemeleriyle e-fatura ve e-arşiv fatura sistemine geçiş süreci hızlanıyor. 2025 itibarıyla daha fazla işletme bu kapsama girerken, kâğıt fatura devri sona yaklaşıyor. 2025’te e-fatura ve e-arşiv zorunluluğuna dair tüm detayları bu yazıda okuyabilirsiniz…

2025’te E-Fatura ve E-Arşiv Faturada Ne Tür Değişiklikler Yapıldı?

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), 12 Kasım 2024 tarihinde Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde (Sıra No:509) değişiklik yaparak, e-dönüşüm sürecinde önemli adımlar attı. “Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde (Sıra No:509) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No:573)” adı altında yayımlanan yeni düzenlemeler, e-dekont, e-irsaliye, e-adisyon, e-müstahsil makbuzu ve e-gider pusulası ile birlikte e-arşiv fatura uygulamasında da çeşitli güncellemeler içeriyordu. Yapılan değişiklikler, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın süreçlerin daha titiz ilerlemesi ve e-dönüşümün her alana yayılması konusundaki kararlılığının habercisi niteliğindeydi. Bu değişikliklerle birlikte 2025’te hem mükelleflerin hem de özel entegratörlerin süreçlerini çok daha hassas ilerletmesi gerekiyor. Kullanımı geniş bir mükellef kapsamında yayılan e-faturada ise artık büyük değişiklikler görülmüyor.

Hangi İşletmeler İçin E-Fatura Zorunluluğu Getirildi?

E-fatura zorunluluğunda 2025 yılı için büyük değişimler söz konusu değil. Mevcut tebliğ kapsamında e-fatura zorunluluğu olan işletmeler -başka bir deyişle e-Fatura uygulamasına dâhil olması, e-Fatura uygulamasına kayıtlı diğer kullanıcılara faturalarını e-Fatura olarak düzenlemesi ve bunlardan e-Fatura olarak alması zorunlu olan mükellefler şu şekilde sıralanabilir:

E-Fatura Uygulamasında Güncel Değişiklikler Nelerdir?

2025’te yapılan güncellemeler, genelde doğrudan e-fatura ile ilgili değil e-defter gibi diğer belgelerle bağlantılı yenilikler ya da uygulamadaki teknik kısımlar hakkında oldu.

E-Fatura Sistemi İçin Gerekli Teknik Altyapı Güncellemeleri

E-fatura sisteminin kullanımında teknik altyapı çok önemseniyor. Önerilen temel gereklilikler şu şekilde sıralanabilir:

2025’te E-Arşiv Fatura Uygulaması ve Getirdiği Yenilikler Nelerdir?

Tebliğ ile e-arşiv fatura sisteminde yapılan düzenlemeler şöyle oldu:

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler İçin E-Arşiv Fatura Düzenlemeleri

KOBİ’ler için e-arşiv faturaya geçiş artık kaçınılmaz hale geldi. 2025 yılından itibaren:

Yeni E-Fatura Yükümlülükleri ve İşletmelere Etkileri Nelerdir?

E-fatura ve e-arşiv fatura kullanımlarının tüm şirketleri kapayacak şekilde düzenlenmesi, kağıt fatura devrinin sona ermesi anlamına geliyor. İşletmeler açısından bakıldığında bu durum arşivleme imkanlarının daha sağlıklı olması, belge baskı ve saklama maliyetlerinin azalması, belgelere daha kolay erişilebilmesi, süreçlerin hızlanması anlamına geliyor.

2025 Yılında E-Arşiv Fatura Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler

2025, geçiş tamamlanmadan önceki son yıl olduğu için, işletmelerin doğru sistemleri seçmesi ve kullanması, yasal süreçlere uyumluluk göstermesi açısından kritik öneme sahip.

İsveç e-fatura

Vergi dijitalleşmesinde öncü ülkelerden biri olan İsveç, 2003 yılında başlayan yolculuğuyla elektronik bilgi alışverişinin ilk uygulayıcıları arasında yer almaktadır.

Ülke, o zamandan beri süreçlerini dijital ortamda dönüştürerek e-fatura kurallarını ve standartlarını Avrupa standardı (EN 16931) doğrultusunda uyumlaştırıyor.

Bu sayfa, önemli gelişmeler, ilgili yönetmelik ve gereklilikler ile diğer önemli bilgileri kapsayan ideal bir genel bakış sunar.

İsveç'te B2B e-fatura

Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, İsveç’te de B2B işlemlerinde e-fatura kullanımı zorunlu değildir. Bununla birlikte ülkedeki işletmelerin Peppol birlikte çalışabilirlik ağını ve EN19631 ile uyumlu Peppol BIS 3.0 formatını kullanmaları teşvik edilmektedir.

İş ortaklarıyla e-fatura kullanmayı tercih eden şirketler, aşağıdaki uyumluluk gerekliliklerini göz önünde bulundurmalıdır;

  • Elektronik fatura alışverişi için alıcının onayı alınmalıdır.
  • Bütünlüğün ve gerçekliğin sağlanması — kanunla öngörülen her türlü kontrol kabul edilir. Elektronik imzalar ve mühürler, ticari işlemlerin bütünlüğünü ve doğruluğunu sağlamanın en yaygın kabul gören yasal araçlarıdır.
  • Faturalar, saklama süresi boyunca bütünlüklerini, gerçekliklerini ve kullanılabilirliklerini garanti edecek şekilde saklanmalıdır. Saklama süresi, muhasebe döneminin sona erdiği takvim yılının bitiminden itibaren yedi yıldır.

İsveç'te B2G e-fatura

İsveç’te, 2019 yılından bu yana kamu alımlarında e-fatura uygulaması zorunlu hale gelmiş olup, tedarikçiler ile kamu yüklenicilerinin elektronik fatura alışverişi yapması gerekmektedir.
E-faturalama uygulamasını hayata geçiren birçok ülkenin aksine İsveç’te faturaların elektronik olarak iletilmesi için merkezi bir platform mevcut değildir.

İsveç, Peppol’ü kamu sektörü e-faturalaması için tercih edilen çözüm olarak kabul etmektedir. Peppol BIS Billing 3, ülkenin standart e-faturalama formatıdır ve Avrupa standardıyla tamamen uyumludur. Kamu sektörü kuruluşlarının tedarikçilerden e-fatura alabilmeleri için Peppol’a kayıtlı olmaları gerekmektedir.

ESAP 6 ve Svefaktura gibi başka formatlar da kullanılmaktadır, ancak İsveç’in Peppol Kurumu olan Dijital Devlet Ajansı (Digg), Peppol BIS Billing 3.0’ın kullanımını aktif olarak teşvik etmekte ve eski formatları aşamalı olarak kaldırmaktadır.

İsveç'te Peppol kullanımı

İsveç, Peppol’ün çerçeve ve standartlarına uyan Avrupa’daki birçok ülkeden biridir. Ülkenin Peppol otoritesi olan Dijital Devlet Ajansı (Digg), e-fatura, e-tedarik ve sınır ötesi ticaret için standartlaştırılmış altyapının benimsenmesine yardımcı olmak amacıyla çerçeveyi kullanmaya odaklanmıştır.

İsveç’te kullanılan Peppol spesifikasyonlarından bazıları şunlardır:

  • Peppol Ağı
  • e-fatura
  • E-sipariş
  • E-katalog

Peppol e-fatura daha fazla bilgi edinin.

İsveç'te e-faturanın kabul edilme süreci

İşte İsveç’in e-fatura sürecindeki başlıca dönüm noktaları.

  • 11 Kasım 2003 – Kamu kurumlarının elektronik bilgi paylaşımına ilişkin ilk düzenleme
  • 1 Nisan 2019: B2G işlemlerine ilişkin kanun yürürlüğe girerek kamu kurumlarının tedarikçilerinin elektronik fatura göndermesini zorunlu kılmıştır.
  • 1 Aralık 2019: üm kamu sektörü kuruluşlarının Peppol’e kayıtlı olması gerekiyor Şubat 2023: İsveç devlet kurumları, B2B işlemleri için zorunlu e-fatura uygulamasının benimsenmesini araştırmak üzere hükümete resmi bir talepte bulundu.

Sovos ile İsveç'te e-fatura kurulumu

E-fatura İsveç’te 2008’den beri yaygın olsa da, dünya genelinde popülerliği ve benimsenmesi giderek artmaktadır. Daha fazla düzenleme yürürlüğe girdikçe, uyum sağlamak uluslararası kuruluşlar için daha karmaşık hale gelmektedir.

Elektronik faturalandırma dünya genelinde hızla yaygınlaşırken, ülkelerin kendi kural ve tercihleri nedeniyle parçalı bir yapı ortaya çıkmaktadır. Her bölgede uyumluluk sağlamak adına tek bir sağlayıcıyla çalışmak büyük önem taşır.

Uyumluluk süreçlerini Sovos’a emanet ederek zamanınızı geri kazanın ve rahat bir nefes alın.

Bizimle iletişime geçin

SSS

Kamu sektörü kuruluşları ile tedarikçilerinin elektronik fatura (B2G) alışverişi yapması zorunlu tutulmaktadır. Diğer işlemler için e-faturalama isteğe bağlıdır.
İsveç’te birden fazla e-fatura formatı kullanılıyor olsa da, Dijital Devlet Ajansı Peppol BIS Billing 3.0 formatının kullanılmasını önermektedir.
Digg, Peppol kullanıcılarının şirket kayıt numaralarını kullanmasını önermektedir. Bazı özel durumlarda GLN de kullanılabilir.

Başarı Hikayesi: Argem Teknoloji

Argem Teknoloji

1988’den bugüne yurt içi nakliye ve kargo sektörüne yönelik yazılım, donanım ve otomasyon çözümleri sunan Argem Bilgi Teknolojileri; danışmanlık, eğitim ve teknik servis desteğiyle anahtar teslimi projeler yapıyor. Müşterilerin ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda web sitesi tasarımından, saha mobil çözümlerine, B2B ve banka entegrasyonlarından, altyapı hizmetlerine, yönetim karar destek raporlarından, operasyon danışmanlığına kadar geniş bir hizmet yelpazesi bulunuyor.

Benim Gözümden Sovos:

“Sovos ile ilk çalışmamızı e-fatura geçiş sürecinde yaptık. O günden bu yana da hiçbir alternatif arayışı ihtiyacı hissetmeden çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlk günden bu zamana kadar Sovos’un her gün kendini geliştirdiğini ve kalitesine kalite kattığını söyleyebilirim. Birlikte çalışmaktan, müşterilerimizin de dijitalleşmesine katkı sunmaktan çok memnunuz.”
Mehmet Zeki İnan