Temmuz 2017 de resmi gazetede yayınlanan 7033 Sayılı Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bilişim teknolojisi ve yazılım üreten işletmeler Sanayi Sicil Kanunu’nun 1’inci maddesi kapsamına alındı. Uzun yıllardır savunduğumuz yazılımın sanayi ürünü olarak değerlendirilmesi ile bilişim teknolojisi ve yazılım üreten firmalara da Sanayi Sicil Belgesi verilmesi ve reel sektörün faydalandığı tüm teşvik ve desteklerden bilişim şirketlerinin de yararlanabilmesinin önü açılmış oldu. Tabii bu durumda yazılım ve bilişim şirketleri artık sanayi işletmeleri sayılacağından 6948 sayılı Sanayi Sicil Kanunu gereği Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca kayıt altına alınması, bu şirketlerin kayıtlarının tutulması gerekecek. Sanayi siciline kayıt zorunlu olup, olmayanlar hakkında idari para cezası uygulanmakta. Ayrıca aynı kanuna eklenen 3. Maddede bu durum açıkça belirtilmiş ve sanayi siciline kayıt olmamış işletmelerin 1 Temmuz 2018 tarihine kadar kayıt olmaları halinde idari para cezası uygulanmayacağına dair af getirilmiştir. Bu kapsamda NACE Rev.2 62.01 – Bilgisayar programlama faaliyetleri sınıfında faaliyet gösteren işletmelerin 1 Temmuz 2018 tarihine kadar sanayi siciline kayıt olmaları gerekmektedir.

Bilindiği gibi yazılımın daha önce sadece hizmet sektörü niteliğinde görülmesi nedeniyle bilişim sektöründeki üretici şirketler sanayi ürün üreticilerine verilen desteklerden yararlanamıyordu. Yazılımın sanayi ürünü sayılması ile sanayici desteklerinden yararlanacak bilişim sektörü şirketleri de üretimlerini ve ihracatlarını daha fazla arttırma şansına kavuşacaklar. Yazılım katma değeri çok yüksek olan bir sektör olduğundan da yazılım ihracatının artması cari açığımıza doğrudan pozitif yönde etki edecek bir gelişme olacak. Hindistan’ın yazılım ihracatından elde ettiği gelir 82 milyar dolar iken Türkiye’nin ihracatı tam net olmamakla beraber 1 milyar dolar düzeyinde. Alınan bu karar sonrası hem yazılım üretiminin toplam cirosu hem de yazılım ihracat rakamlarının yükseleceğini öngörebiliriz. Yazılım şirketleri, sanayi şirketi olarak değerlendirilebilmeleri için öncelikle sanayi sicil belgesi alacaklar, daha sonra da en az %51 oranında yerli olarak geliştirdikleri ürünlerine yerli malı belgesi alacaklar. Böylece kamu ihalelerinde %15 fiyat avantajından yararlanabilecekler, yani verdikleri fiyat yabancı rakiplerinin verdiği fiyatlardan %15 fazla bile olsa değerlendirmelerde bu yüzden bir puan kaybına maruz kalmayacaklar, eşit puan alacaklar. Ayrıca organize sanayi bölgelerinde yer alabilecekler, bu bölgelerde sağlanan birçok tüketim indirimlerden de faydalanabilecekler, elektrik enerjisini sanayi elektriği fiyatından alabilecekler, yani normal ticarethane fiyatından %17 daha ucuz. Bunun yanında ihraç kaydı ile mal teslimlerinde KDV tecil ve terkin işlemlerinden faydalanabilecekler yani KDV ödemeyecekler.

Sanayi sicil kanununda yapılan değişikliklerle aktif faaliyette olan bilişim ve yazılım şirketleri 1 Temmuz 2018 tarihine kadar sanayi siciline kaydolacaklar ve kayıt tarihi itibariyle iki yılda bir bu kayıtlarını yenilemek, vize yaptırmak durumundalar. Yeni açılan şirketler ise faaliyetine başlamadan önce sanayi siciline ön kayıt yaptırmaları gerekiyor. Daha sonra faaliyete başladıkları tarihten itibaren 2 ay içinde ise sanayi bakanlığına elektronik ortamda başvuru yapmaları gerekiyor. Sanayi Siciline kayıt işlemleri Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden yapılıyor. https://sanayisicil.sanayi.gov.tr/

Bunların yanında şirketlerinin yapacakları ihracata yönelik faaliyetlerini desteklemek, finansmana erişimini kolaylaştırmak ve finansman maliyetlerini azaltmak amacıyla Türkiye İhracatçılar Meclisi bazı bankalarla bir işbirliği protokolü imzaladı. Tabii ki bunlardan TİM çatısı altında bulunan sanayi sicil belgesi almış bilişim ve yazılım şirketleri de yararlanacaklar. Bu protokol ile şirketleri finansal ve operasyonel risklere karşı koruyacak finansal ürünler ve ilave çözüm önerilerine ek olarak bilişim ve yatırım şirketleri çok avantajlı fiyatlar ile yatırım kredisi, rotatif kredi, ticari artı para, taksitli ticari kredi, spot kredi, ihracat kredisi, Eximbank kaynaklı krediler, sigortalı ihracatın finansmanı, ihracat akreditif ıskontosu, teminat mektupları, akreditif, ihracat sigortası, nakliyat sigortası gibi çok değişik finansal araçlara erişebilecekler. Bilişim ihracatçısının önündeki engeller bir bir azalıyor, şimdi sıra şirketlerde.

Gelir İdaresi yayımlamış olduğu 19 Ekim 2019 tarihli Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde e-Müstahsil Makbuzu kullanımına yönelik bir kapsam genişletmesi kararı aldı. Buna göre; komisyoncu veya tüccar olarak meyve sebze ticareti yapanlar ile e-Fatura uygulamasına dahil olup aynı zamanda müstahsil makbuzu düzenleyenler 2020 yılı içinde belirtilen tarihlerde e-Müstahsil Makbuzu’na geçiş yapmak zorundalar.

Komisyoncu veya tüccar olarak sebze-meyve ticareti yapanlar için e-Müstahsil Makbuzu’na geçiş süreci 1 Ocak 2020 itibariyle tamamlandı. Ayrıca bu meslek grubunda olanların e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-İrsaliye ve e-Defter uygulamalarına da 1 Ocak 2020 itibariyle geçmiş olmaları gerektiğini de hatırlatalım.

e-Fatura Kullanıcılarının Dikkatine!

1 Ocak 2020 geçişlerinden sonra e-Müstahsil Makbuzu’nda 2020 ortasında bir grup daha uygulamaya dahil olacak. GİB’in yayımladığı tebliğ kapsamında e-Fatura uygulamasına dahil olan mükelleflerin çiftçilerden gerçekleştirdikleri zirai mahsul alımlarında kağıt ortamda düzenledikleri müstahsil makbuzlarını 1 Temmuz 2020’den itibaren elektronik ortamda e-Müstahsil Makbuzu olarak düzenlenmesi zorunluluğu getirildi.

Bu konu e-Fatura kullanıcılarının tamamını olmasa da zirai mahsul alımı gerçekleştiren kullanıcıları yakından ilgilendiriyor. Bu firmalar Ocak ayındaki geçişte veya önümüzdeki Temmuz ayında gerçekleşecek olan geçişte mükellef ya da gönüllü olarak e-Fatura’ya geçmişler ya da geçecekler ise mutlaka e-Müstahsil Makbuzu uygulamasına da geçiş yapmak durumundalar.

e-Müstahsil Makbuzu Uygulamasına Gönüllü veya Zorunlu Olarak Geçmek İçin Önce e-Fatura Uygulamasına Dahil Olmanız Gerekiyor!

Zirai mahsul alımı ile ilgilenen birçok firma iş süreçlerini dijitalleştirmek için zorunluluğu beklemeden gönüllü olarak da e-Müstahsil Makbuzu uygulamasına dahil olabilirler. Bunun için öncelikle e-Fatura uygulamasına dahil olmak zorundadırlar.

Daha detaylı bilgi için e-Makbuz ürün sayfasını ziyaret edin.

Hemen başvuru yapmak için tıklayın, sizi arayalım.

Algoritma, bilişim kavramının hayatımıza girmesiyle gündeme gelmiş, bilişim jargonunun en önemli sözcüklerinden biridir. Bilgisayarlar aracılığı ile çözmek istediğimiz bir problemi elektronik makinaların anlayabileceği bir şekilde net ve basit komutlar halinde sıralama metodolojisine denir. Esasında algoritma kavramı hayatımızın her anında karşılaştığımız problemleri çözmek için kullandığımız yöntemlerde yaptığımız işlerin sıralanmasıdır. Bu yöntemi bir çok psikiyatrik (bilinçsel davranışçı terapi – cognitive behavioral therapy) alanlar dahil hemen tüm alanlarda , üretimde, servis sektöründe, eğitimde her yerde kullanıyoruz, sadece belki farkında değiliz. Bir küçük köpeği eğitmek için de ödül ile bağlantılı bazı basit ama net görsel ve sözel adımlar gereklidir, bir bilgisayara bir işlem yaptırmak için de bir dizi komut gereklidir, aralarında çok fazla bir fark yok. Algoritmik düşünme tarzı yada sistematiği de çözmek istenilen bir problemin net basit ve küçük adımlar halinde nasıl yapılacağının belirlenmesi ve sıralanması olarak tanımlanabilir. Görüldüğü gibi bir problemi çözmek için birden fazla yöntem yani algoritma olabilir, bazıları diğerlerinden daha iyi, zararsız veya verimli olabilir. Sonuçlar aynı bile olsa fark da burada oluşuyor zaten. Bu yüzden de patente konu olan şeyler algoritmalardır, bilgisayar programları değil. En basit anlatımla bir yön tarifi güzel bir algoritma örneğidir, navigasyon sistemi belli bir yerden gitmek istediğimiz diğer yere nasıl gideceğimizi en net ve basit şekilde bir dizi komut halinde ve bazen de biraz sert bir şekilde gösterir, bize sadece o komutları yerine getirmek düşer. İkinci kere de aynı yere gitmek istediğimizde yine aynı komutlar serisini yani aynı algoritmayı kullanabiliriz, buna da öğrenme diyoruz. Tabii bazen algoritmayı yani problem çözümünü başkasına gerek kalmadan kendi beynimizi kullanarak da bulabiliriz, buna da zeka diyoruz. Bu iki özellikten en az birine sahip değilsek çok fazla sorumluluk almaktan imtina etmeliyiz, ama ne yazık ki böyle insanlar bunların farkında bile olamıyorlar, esas sorun da bu oluyor.

Algoritmik düşüncenin belli başlı faydalarını da şöyle sıralayabiliriz: Öncelikle karmaşık bir problemi çok daha basit parçalara bölerek hem daha iyi ve kolay anlaşılmasını hem de daha kolay çözülmesini sağlar. Bunu yaparken de her zaman ana sorun öncelikli olacağından detaylar ile vakit kaybetmeyi önler. Problem çözümüne bu şekilde yaklaşmak ve çözümü kolaylaştırmak insanlara da zor ve karmaşık problemlerin çözümüne karşı belli ölçüde kendine güven kazandıracak, problem çözebilme yeteneklerini arttıracak, her değişik durum için de yeni bir değerlendirme olacağından problem çözümünde hata oranı önemli bir şekilde düşecektir. Algoritmik düşünce yaklaşımı üstüne geliştirilmiş eğitim disiplini kısaca STEM (science, technology, engineering, Mathematics – bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) olarak adlandırılıyor ve birçok ülkede eğitim sisteminin temelini oluşturuyor.

Algoritmik düşünce, bilgisayar programlama biliminin temelidir, her şey bununla başlar. Biz bu konuda gençlerimizi ne kadar erken ve iyi yetiştirirsek yazılıma verdiğimizi düşündüğümüz önemi de ete kemiğe büründürmüş oluruz. Yani yazılımın önemi konusunda bunca yıldır yapılan çalışmalar sonucu artık siyasi karar verici düzeydeki insanların düşünceleri netleşmiş ve ikna olmuş görünüyorlar. Şimdi yazılımdan gerçek fayda elde etmek için artık bazı temel adımların atılması gerekli. Bu adımlardan belki de ilki, ilköğretimin ikinci kısmından itibaren algoritmik düşünceyi anlatacak ve yerleştirecek, deneylere dayalı uygulamalı derslerin müfredata alınmasıdır. Bu adım en kısa zamanda atılmalıdır, atılmaz ise yazılımın katma değerinin ne kadar yüksek olduğunu anlatan tüm süslü büyük sözlerin pek bir anlamı olmayacak, söylenen her şey havada kalacaktır. Artık herkes laf değil eylem bekliyor, ve bu eylem dizisinin yani “makro algoritmanın” ilk basamağı da ilköğretim eğitiminde geleceğe yönelik çağdaş derslerin daha ciddiye alınması ve seçmeli kıvamından mecburi statüsüne geçirilmesidir. İlköğretim müfredatı fen bilgisi, matematik ağırlıklı olarak öğrencilerin bilgi ve becerilerini, karşılaştıkları problemleri yaratıcı çözümlerle çözmek için en aktif şekilde kullanabilecek uygulamalarla geliştirebilecek şekilde düzenlenmelidir. Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan Eğitim Kalitesi 2018 isimli rapora göre Türkiye, 137 ülke arasında 99’uncu sırada yer alıyor. Listede ilk sıralarda İsviçre, Singapur, Finlandiya gibi ülkeler eğitim sistemlerini, çok öncelerden revize edip çağdaş seviyelere çekmişlerdir. Bizim de ezbere dayalı eğitim sistemimizden artık vaz geçip yarınlarımızı teslim edeceğimiz genç dimağları daha eleştirel, sorgulayan, çözüme odaklı düşünme yetilerini geliştirmelerini sağlayan bir eğitim sistemi ile eğitmemiz gerekir. Yazılım dünyasında da başarılı olmanın birinci adımı, eğitim sistemimizde yapacağımız yapısal reformların en önemlisi budur.

e-Dönüşüm ile birlikte firmalar, kurum içi operasyonel süreçlerinde dijitalleşme yolunda hızla ilerliyor. e-Dönüşüm’e kendinizi yabancı hissediyor ya da bilgilerinizi tazelemek istiyorsanız, aşağıdaki kavramlara göz atabilirsiniz:

Fatura Nedir?

Fatura, satıcı tarafından satın alan kişiye sunulan resmî belgelerdir. Ürün ya da hizmetin cinsini, miktarını, toplam tutarını içeriğinde bulundurur. Faturanın, vergi işlemleri için gelirleri belirleyici ve tüketicinin hakkını koruma gibi nitelikleri vardır.

Fatura Temlik Nedir?

Temlik, alacağı devretme anlamına gelir. Bir alacağın bütün haklarını başka bir kişiye devir etmesidir. Alacak konumunda bulunanlar, borçlu olduğu kişi ve kuruma kazanç sağladığı faturasını devreder.

Felaketten Kurtarma Kontrol Listesi (Disaster Recovery Check List) Nedir?

Kişisel hata ve yangın, sel, enerji kesintisi gibi sorunlardan kaynaklanan durumlarda, kurumların teknoloji altyapısını kurtarma ve iş sürecinin aksamaması için kullanılan yöntemleri ifade eden kavramların listelenmesidir. Liste; felaketten kurtarma planı geliştirmek, iş etki analizi uygulamak, önleyici kontrolleri belirlemek, bilgi sistemi acil eylem planı geliştirmek gibi önemli maddeleri içerir.

e-Dönüşüm uygulamalarından bir tanesi olan e-Defter, kağıt defterler ile aynı hukuki geçerliliğe sahip olup; elektronik ortamda oluşturulan, kaydedilen, saklanan ve ibraz edilen bir uygulamadır.

Yayımlanan tebliğe göre; 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle, bağımsız denetime tabi olan şirketler ve 1 Ocak 2020 tarihinde e-Fatura’ya geçen kullanıcılar, e-Defter uygulamasına da zorunlu geçiş yaptılar. 1 Temmuz 2020’de zorunlu olarak e-Fatura’ya geçen mükellefler ise 1 Ocak 2021 itibari ile elektronik defter kullanmak zorunda olacaklar.

Şu an e-Defter uygulamasına kayıtlı neredeyse 129 bin kullanıcı bulunmaktadır. Ancak, e-Defter kullanan kullanıcıların ve e-Defter uygulamasına geçecek kişilerin e-Defter hakkında yanlış bildiği bilgilerden biri de e-Defter üzerinde yapılan bir hatanın düzeltilemeyeceğidir. Eğer e-Defter düzenlerken bir hata yaptıysanız panik yapmanıza gerek yok. e-Defter beratlarının yasal yükleme süresi dolmadan, e-Defter üzerindeki hatayı düzeltebilirsiniz. Bu doğrultuda sistem üzerinden hatalı defter beratını silip, yerine düzelttiğiniz defter beratını tekrar yüklemeniz gerekmektedir.

Eğer berat yükleme süresi dolmuş ise; mükellef sistem üzerinden beratı silip yeniden yükleyemez. Yasal süresi geçen e-Defter’lerin üzerinde değişiklik yapılması biraz daha vakit almaktadır. Bu durumlarda GİB’e “Berat Silme Talebi” dilekçesi yazılması gerekmektedir.

Berat Silme Dilekçesinde Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Hatalı olan defter beratlarının silinmesi ve doğru olan defterlerin tekrar yüklenmesi için Berat Silme Talebi dilekçesi yazılır. Dilekçeye, hataya neden olan konulara göre belgeler ve raporlar eklenir. Aşağıdaki tabloda hatanın konusuna göre dilekçeye eklenecek rapor ve belgeleri sizin için derledik.

Dilekçeniz incelendikten sonra talebiniz GİB tarafından uygun bulunursa hatalı beratlarınızı silip, yerine düzelttiğiniz e-Defter beratlarınızı yükleyebilirsiniz.

e-Dönüşüm ürünlerine dair daha fazla bilgi için tıklayın!

Fiyatlar her ay büyük bir hızla yükselmeye devam ederken enflasyonun herkesin aklındaki ilk gündem maddesi olması şaşırtıcı değil. İngiltere’deki verilere göre; son 12 ayda Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) 40 yılın en yüksek seviyesine gelerek, %9’a ulaştı. Dünyanın dört bir yanında hükümetler, küresel ekonomileri ayakta tutmak için tüketicilerin üzerindeki yükü azaltmanın yollarını arıyor. Birçok ülke KDV oranlarını geçici olarak düşürmek için acil bütçe görüşmeleri düzenlerken veya önerilerde bulunurken; belli başlı ürün ve hizmetlerde uygulanan KDV oranlarının azaltılması, en yaygın kullanılan yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor.  

KDV oranlarının düşürülmesi için ülkelerin yaptığı öneriler 

Beklendiği gibi birçok ülke, ekonomilerini canlandırmak için KDV indirimleri veya buna benzer tedbirler açıkladı: 

Estonya, Hollanda, Letonya, Yunanistan ve Türkiye gibi ülkeler de tüketiciler için sürekli artan maliyetlerle mücadele etmek adına KDV indirimleri yönünde adımlar atıyor.  

Bu KDV indirimleri, Avrupa Komisyonu Üye Devletler’in gıda da dahil olmak üzere daha fazla ürün kaleminde vergi oranlarını düşürmesine izin veren yeni tedbirleriyle aynı dönemde gündeme geldi. Maliyetler arttıkça birçok üye devlet, KDV indirimleri konusunda bu yeni esneklikten faydalanmaya çalışacak gibi görünse de tüketici harcamalarının artmaya devam etmemesini sağlamak için KDV oranlarında indirime gidebilir. 

Harekete Geçin

Güncel dijital vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.

CLASS dokunuşu: Gümrük tarifesi verilerine basitleştirilmiş erişim

CLASS – Sınıflama Bilgi Sisteminin kısaltılmış hali- Avrupa Komisyonunun yeni tek uçlu arama sunucusudur. AB’ye giren ve AB’den çıkan malların gümrük tarifesi sınıflama verilerine erişim sağlar. Vergi bilgilerini ve işlemlerini yönetmek için bütünleştirilmiş bir yaklaşım geliştirmede de son adımdır. Mallar bir AB sınır kapısında beyan edildiğinde, Kombine Tarife (“CN”) ya da bir Üye Devletin yurt içi sınıflaması uyarınca gümrük vergisi transit belgelerine göre sınıflanmalı ve beyan edilmelidirler. CLASS, gümrük vergilerinin doğru oranlarına ve uygulanan tarife dışı engellerin detaylarına kolay erişim sağlar. Ayrıca şunları da sağlar:

CLASS’ı kullanmak, gerekli gümrük vergisi bilgilerini elde etmek için farklı konumlar, formatlar ve dillerde birden çok kaynağa güvenmek zorunda kalmadan işletmelere kayda değer bir zaman kazandırır. Zaman kazanmak ise daha hızlı bir tedarik zinciri karar verme sürecinin yanı sıra daha az idare ve maliyet ve dolayısıyla daha etkin mal nakliye süreci demektir.

Yeni bir Birleşik Krallık global gümrük tarifesi

Tesadüfen, Birleşik Krallık Hükümeti neredeyse CLASS’ın sunulması ile aynı zamanda Birleşik Krallık Küresel Gümrük Tarifesi (“UKGT”) rejiminin ayrıntılı tasarısını duyurdu. UKGT, Birleşik Krallığın Brexit dönüşümü sona erdiğinde (mevcut durumda 31 Aralık 2020 tarihinde sona ermesi bekleniyor) AB Ortak Gümrük Tarifesinin yerine getireceği rejimdir. Euro yerine Birleşik Krallık pound para birimine vergi değeri uygulayan UKGT, denizaşırı şirketler için Birleşik Krallığa mal ithalini daha basit ve ucuz bir hale getirmelidir. Altı binden fazla tarife kategorisi ve oranında düşürme ve basitleştirme gerçekleştirir (örneğin, tam yüzdelerde yuvarlama oranı), ve çok çeşitli mallarda vergilerin tamamen kaldırılması dâhil, AB Ortak Gümrük Tarifesinden daha düşük bir tarife rejimidir. Amaç işletmeler için gümrük yönetimini kolaylaştırmak, tüketici tercihlerini genişletmek ve küresel çapta ticaret yapan Birleşik Krallık işletmeleri için rekabet gücünü artırmaktır. Tartışmalara yol açan adımlardan biri, hükümetin gereksiz olarak gördüğü gıda ürünleri üzerindeki 13.000’den fazla vergi çeşitliliğini kaldıran AB tarife cetvelinin terk edilmesidir. Kalan tarifeler Birleşik Krallığın özellikle rekabet gücünün yüksek olduğu tarım, otomotiv ve balıkçılık gibi özel stratejik sanayilere destek olmak üzere hedeflenmiş ve ayrıca rekabet gücünü ve “yeşil” enerjilerin ve ilgili ürünlerin kullanımını artırmak üzere planlanmış durumdadır.

UKGT tarafından bildirilen basitleştirmeler, Brexit sonrası gümrük idaresi maliyetlerinde beklenen artışı İngiltere’deki işletmeler için dengeleyebilir. Özelikle Birleşik Krallık-AB arasında devam eden ticaret görüşmelerinin sonucu anlaşmasız ayrılık olduğu takdirde, Birleşik Krallık ürünleri AB ülkelerine girişte eşit düşük oranlara tabi olamayabileceğinden ithalat gümrük tarifesi için yapılacak stratejik değişikliklerin Birleşik Krallıktaki işletmelere zarar verip vermeyeceği net değildir. Diğer taraftan, net olan bir konu ise tüm bu değişikliklerin işletmeleri, gelecek seneden itibaren tedarik zincirlerini gözden geçirmek ve satış fiyatları ve kar oranlarını incelemek için Birleşik Krallıktan ithalat ya da Birleşik Krallığa ihracat yapmak üzere harekete geçirmesidir. İthalat KDV oranı vergi içeren fiyatlar üzerinden hesaplandığı için ayrıca ithalat KDV muhasebesi ve nakit akışında sonuçları olabilir.

Harekete Geçin

Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan Trends: Continuous Global VAT Compliance dökümanını indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.