Önceki yazılarımızda, Sovos olarak gözlemlediğimiz denetim trendlerine ve KDV denetimi yapılmasına yol açan genel tetikleyici faktörlere yer vermiştik. Bu yazıda ise bir KDV denetimine hazırlanmak için yapılabilecek en iyi uygulamaları ele alacağız.
Her ülkede ve bölgede KDV denetimi süreciyle ilgili farklı yasa ve gereklilikler söz konusu olabilir. Vergi daireleri, denetimleri bizzat veya uzaktan yapabilir. Uzaktan denetimler genellikle ilgili ülkede kurulmamış olan işletmeler için uygulanır.
İşletmeler rastgele zamanlarda veya vergi dairesinin şirketin KDV iadesiyle ilgili bir sorun olduğunu düşünmesine yol açan gerekçeler olduğunda denetlenebilir.
Genel anlamda yetkililer, vergi mükelleflerinin beyanlarının doğruluğunu teyit etmek, olası hataları veya eksik ödemeleri tespit etmek ve ödemeleri onaylamak için denetim ve incelemeleri kullanır.
Bir KDV denetimine en iyi şekilde nasıl hazırlanabileceğinizi anlamak için denetimin neden yapıldığını tespit etmek gerekir.
KDV denetimi için neler gereklidir?
Denetim yapılan ülkeye bağlı olarak KDV denetimi için belli kontrol listeleri olsa da, işletmelerin KDV denetimine hazırlanması için yapabileceği bazı şeyler vardır. Bunlardan en önemlisi belge ve cevapları önceden hazırlamaktır. Denetimlerde sıklıkla talep edilenler arasında aşağıdakiler yer alır:
Yukarıda listelenen belgelerin kayıtlarının yerel kayıt tutma düzenlemelerine uygun şekilde tutulması önemlidir. Özellikle şirket, örneğin, KDV alacaklarının iadesinin talep edilmesi nedeniyle, ticaret sicilinden çıkarılma başvurusu yapacaksa veya genel olarak bir denetim yapılacağını düşünmek için herhangi bir neden varsa, bu belgelerin önceden hazırlanması ve istendiğinde hemen sunulması özellikle önem kazanır.
Yetkililer, şirketin müşteri ve tedarikçileriyle faaliyetlere ilişkin çapraz kontrol yapabilir ve bu kontrol, her iki tarafın verdiği bilgilerin tutarlı olduğunu kontrol etmek için denetime paralel olarak yapılır. Dolayısıyla, tedarikçilerin devam eden denetimle ilgili bilgilendirilmesi, tüm soruların onlara iletilmesi ve yanıtlanmamış soruların netleştirilmesi önerilir. Örneğin, faturalarda bir düzeltme gerekiyorsa, bunlar KDV denetimine hazırlık aşamasında tamamlanmış olmalıdır.
Vergi daireleri, denetim başladıktan sonra denetimin tamamlanması için size çok kısa ve katı süre verebilir. Uzatma istemek mümkün olsa da, uzatma her durumda verilmeyebilir. Belli durumlarda yetkililer, yanıtlarda yaşanan gecikmeler için ceza uygulayabilir. Vergi dairesinin taleplerine karşılık net ve anlaşılır belgelerin sunulması, yıkıcı etkilerden kaçınmak için çok önemlidir.
Önceden planlama yapmak neden faydalıdır?
Bir KDV denetimine önceden hazırlanmanın avantajları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
Bir işletme, denetimi kendi içinde yapmaya karar verse de, dışardan bir danışmanın desteğini talep etse de, denetimin doğuracağı sonuçları özellikle de geri alınacak KDV tutarı yüksekse, dikkatli şekilde düşünmelidir. Bir denetim yapılması durumunda asıl amaç, denetimi hızlı ve başarılı şekilde sonuçlandırmak ve işletme üzerindeki yıkıcı etkilerini olabildiğince sınırlandırmak olmalıdır.
Küresel KDV Yönetilen Hizmetleri’nin uyumluluk ihtiyaçlarınız konusunda siz nasıl yardımcı olabileceğini öğrenmek için bizimle iletişime geçin.
Küresel KDV Yönetilen Hizmetleri’nin uyumluluk ihtiyaçlarınız konusunda size nasıl yardımcı olabileceğini öğrenmek için
Türkiye’de, Nisan 2014 tarihi itibarıyla mükelleflerin zorunlu olarak e-fatura uygulamasına geçmesiyle başlayan e-dönüşüm süreci, aradan geçen sekiz yılda ciddi bir ivme kazandı.
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu’nun Genel Tebliği’nde yapılan düzenlemeler ile e-fatura, e-arşiv fatura ve e-irsaliye zorunluluğunu belirleyen ciro limiti değişti. 1 Temmuz 2022 itibarıyla da mükelleflerin brüt satış hasılatına ve sektör bazında belirlenen kriterlere göre e-faturaya geçiş zorunluluğu getirildi.
1Temmuz 2022 tarihi itibarıyla e-fatura kullanan firma sayısı yaklaşık 697 bine ulaştı. Bu sayı ise yaklaşık olarak e-faturada 150 bin yeni mükellef demek oluyor.
Henüz geçiş sürecini tamamlamamış firmaların da sisteme geçişi ile temmuz ayı içerisinde mükellef sayısının 700 bini aşacağı tahmin ediliyor.
E-Fatura uygulamasının yanı sıra e-irsaliyeye kayıtlı kullanıcı sayısı yaklaşık 168 bin civarındayken; e-arşiv faturaya kayıtlı kullanıcı sayısı ise yaklaşık 635 bin civarında… Ancak, Temmuz ayı sonuna kadar geçişlerin devam edeceği düşünüldüğünde bu sayılar da artacaktır.
E-belgeleri kullanmaya başlaması gereken yeni sektörler özelinde de geçiş süreci devam ediyor. Gayrimenkul ve/veya motorlu taşıt, inşa, imal, alım, satım veya kiralama işlemlerini yapanlar ile bu işlemlere aracılık faaliyetinde bulunanların yanı sıra e-fatura uygulamasına dahil olma şartı aranmaksızın demir ve çelik ile demir veya çelikten eşyaların imali, ithali veya ihracı faaliyetlerinde bulunan mükellefler de geçişlerini tamamlıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile belediyelerden yatırım ve/veya işletme belgesi almak suretiyle konaklama hizmeti veren otel işletmelerinin de Temmuz ayında geçişlerini tamamlaması gerekiyor.
Güncel zorunluluk ve ciro kapsamı detaylarına ulaşmak için ilgili blog yazımızı okuyabilirsiniz.
Türkiye’deki e-dönüşüm uygulamalarına ilişkin son güncellemeler ve zorunluluk kapsamları hakkında tüm detayları öğrenmek için uzman ekibimizle iletişime geçin.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu’nun Genel Tebliği’nde yapılan düzenlemeler sonucunda; Kültür ve Turizm Bakanlığı ile belediyelerden yatırım ve/veya işletme belgesi almak suretiyle konaklama hizmeti veren otel işletmelerine de 1 Temmuz 2022 itibarıyla e-faturaya geçiş zorunluluğu getirildi.
Kurban Bayramı’nın ardından yaz tatilleri sebebiyle yoğun geçmesi beklenen turizm sektöründe, e-faturaya geçiş zorunluluğu ile e-fatura kullanıcısı olanlara e-fatura kesmek, olmayanlara da e-arşiv fatura düzenlemek zorunlu hale geldi.
Bu düzenleme ile turizm sektöründe iş gücü, kâğıt ve arşiv maliyetlerinde tasarruf sağlanacak,, kayıt dışı işlemler engellenecek ve veriler güvenli ortamlarda uzun süre saklanabilecek.
Otel işletmeleri, ciro limitine bakılmaksızın 1 Temmuz 2022 itibarıyla e-fatura ve e-arşiv fatura uygulamasına geçiş yapmak zorunda. Zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında ise özel usulsüzlük cezası uygulanacak.
E-Fatura uygulamasına geçecek konaklama hizmeti veren otel sahiplerinden tüzel kişilerin ”mali mühür”, gerçek kişilerin ise ”e-imza” temin etmesi gerekiyor. Tercih edilen özel entegratörle e-fatura sözleşmesinin imzalanmasının ardından mali mühür firmaya ulaştığında Gelir İdaresi Başkanlığı’na başvuru işlemleri gerçekleştirilerek e-fatura uygulamasına geçilebilecek.
E-Dönüşüm uygulamalarını yaygınlaştırma amacıyla hayata geçirilen düzenleme sayesinde işletmeden işletmeye farklılık gösteren e-fatura kesme yöntemleri tek tipe dönüştürülerek çok daha kolay ve takip edilebilir bir sistem sağlanacak. Bunun yanı sıra e-arşiv fatura, kurumların iş süreçlerini hızlandırırken yer ve zamandan da tasarruf sağlayacak.
Dijitalleşmeyle birlikte evrak gönderiminde yaşanan trafiğin yarattığı zaman kaybının yanı sıra düzenlenen evrakları 10 yıl boyunca saklamak için ayrılan odalar nedeniyle ortaya çıkan kaynak israfının da önüne geçilebiliyor.
E-Dönüşüm uygulamaları sayesinde israf yüzünden meydana gelen atıkların çevreye zarar vermesine engel olunacak… Böylece, kağıt üretimi için her yıl kesilen milyonlarca ağacın hayatı kurtarılarak doğanın korunmasında önemli bir adım atılacak. Ayrıca, e-dönüşüm sayesinde geriye dönük bir faturayı bulma işlemi de verilere ulaşım hızının önemli ölçüde artmasıyla birlikte saniyeler içinde gerçekleşebilecek.
Türkiye’deki e-dönüşüm uygulamalarına ilişkin son güncellemeler ve zorunluluk kapsamları hakkında tüm detayları öğrenmek için uzman ekibimizle iletişime geçin.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) 509 sıra no’lu tebliğine göre e-ticaret paydaşı olan internet satış platformları, internet ortamında ilan yayınlayanlar ve internet reklam aracıları e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamasına geçmek zorundalar. Bu zorunluluk bir yandan e-ticaret yapan kurumların operasyonel yüklerini azaltırken; bir yandan de verimliliklerini artırıyor. E-belgeler, özellikle e-ticarette yaşanan uzun teslimat ve iade süreçleri, satış sonrası memnuniyetin temel noktasını oluşturan müşteri hizmetleri, yetersiz ürün bilgisi gibi sorunlara da çözüm sunuyor.
E-ticarete başlarken kurumların ilk olarak mali mühür ya da şahıs ise e-imza alınması gerekiyor. Daha sonra e-fatura kullanmak için GİB’e online başvuru yapılıyor. Bu noktada başvuran kişinin karşısına yararlanılacak metot sekmesi çıkıyor. Özel entegratör seçilmesi durumunda bundan sonraki süreç özel entegratör aracılığıyla takip ediliyor. Bu kapsamda kayıt işlemleri, fatura ve irsaliye tasarımlarının yanı sıra mevcut ERP sisteminin entegrasyonu ve günlük raporlama özel entegratörler aracılığıyla gerçekleştiriyor.
Türkiye’de 2012 yılında başlayan e-dönüşüm süreci kapsamında yer alan 15’ten fazla belge bulunuyor. E-ticaret kapsamında ise e-fatura, e-arşiv fatura ve e-irsaliye uygulanıyor. Karşıdaki muhatabın e-fatura mükellefi olması durumunda e-fatura kesilirken, karşı taraf e-fatura mükellefi değil ise e-arşiv fatura kesiliyor. E-arşiv fatura basılı veya elektronik posta olarak paylaşıldıktan 1 gün sonra GİB’e özel olarak raporlanıyor. E-fatura ise online olarak GİB aracılığıyla anında alıcısına ulaşıyor. E-irsaliye ise birden fazla depo ya da operasyon kanalı olan kurumlar için ayrı yerlerden düzenlenebiliyor. Bu kapsamda e-ticarette kullanılan üç farklı seçenek söz konusu:
E-irsaliyelerin üzerinde yer alan karekod uygulaması içerisindeki bilgiler sahada yapılan online kontrollerde kullanılıyor. Vergi denetim memurları bu karekod aracılığıyla e-irsaliyenin kendini görüntüleyebiliyor. Bu kapsamda aracın, ürünlerin, ulaştırmanın bilgisine erişilebiliyor. Karekod uygulaması mükelleflerin yasal zorunluluklarına uymasını sağlıyor.
E-ticarette e-belgeler söz konusu olduğunda perakendenin hızına uyum sağlayabilecek hızlı ve anlaşılabilir bir sistem kullanmanın önemi ortaya çıkıyor. Bu sistem, kurumun tüm süreçlerinin denetlenebilir olmasını sağlıyor. Sistemin denetlenebilir olmasını sağlayan en önemli nokta ise yasal zorunlulukları gözeten iş ortakları ile çalışılması. İş ortakları ile tasarlanan bu süreç e-ticaret yapan kurumlarının iş süreçlerinin verimli ve etkin kılıyor.
Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
21 Aralık 2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan 534 sıra no’lu VUK Genel Tebliği ile Vergi Usul Kanunu’nda öngörülen ceza miktarları yeniden değerleme yapılarak düzenlendi. Bu kapsamda elektronik belgelere ilişkin düzenlemelere uyulmaması halinde öngörülen cezalar 1 Ocak 2022’den itibaren uygulanmak üzere artırıldı.
Vergi Usul Kanunu’na göre elektronik belge olarak düzenlenmesi gereken fatura, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzlarının, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen zorunlu haller dışında kâğıt olarak düzenlenmesi veya hiç düzenlenmemiş sayılması durumunda belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilmektedir. Yeniden değerleme oranınca artırılan ceza miktarlarına göre bu meblağ en az 500 TL olarak belirlendi. Söz konusu ceza hem belgeyi düzenleyen hem de alması gereken hakkında uygulanıyor.
Elektronik belge olarak düzenlenmesi gereken sevk irsaliyesinin de Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen zorunlu haller dışında kâğıt olarak düzenlenmesi veya hiç düzenlenmemiş sayılması durumunda her bir belge için 500 TL ceza kesilecek.
Yeni ceza miktarları göz önünde bulundurulduğunda, bir takvim yılı içerisinde kesilecek cezaların her bir belge türüne ilişkin toplamda 250 Bin TL’yi aşması mümkün değildir.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir. Regülasyonlara ilişkin tüm bilmeniz gerekenlere göz atabilirsiniz.
SAP’in versiyonlarının bakım süreçlerinin sonuna doğru yaklaşılmasıyla şirketlerin hangi geçiş yöntemini seçmeliyim sorusuna bir önceki yazımızda yanıt vermiştik. Şimdi sıra bu konuda karşımıza sıklıkla çıkan diğer önemli soruda: “Geçiş sürecinde e-dönüşümü nasıl planlamak gerekiyor?”
Dijital dönüşümünüzü sekteye uğratmadan süreci doğru ve verimli bir şekilde yürütebilmek için;
Vergi uyumluluğu çözüm sağlayıcınızı seçerken, bu ihtiyaçların hepsine yanıt verebilecek bir firma ile anlaşmanız dijital dönüşümünüzün başarısı için önem taşıyor. Böyle bir firmayla çalışmak S4/HANA geçişinde ‘Operasyonel Mükemmellik’ alanında da muazzam faydalar sağlıyor. SAP ya da Non-SAP ERP sisteminizi SAP S4/HANA’ya taşımayı iş akışlarınızdaki tüm verimsizlikleri temizlemek için bir fırsat olarak da görebilirsiniz.
Bazı IT yöneticileri ve uzmanları, e-fatura, e-irsaliye, e-arşiv gibi ürünlerin her birini farklı tedarikçilerden temin ederek, kritik iş akışlarında oluşacak hataların riskini dağıtarak azaltmayı hedefliyor ancak bu bakış açısı da diğer başka birçok verimsizliğin ve riskin oluşmasına sebep oluyor. Farklı sağlayıcılardan dış kaynak kullanımı;
Tek servis sağlayıcı ile çalışmak ise dijital dönüşüm sürecini kolaylaştıran pek çok avantaj sunuyor:
16 Şubat 2023 Perşembe günü S/4 HANA geçişi ve e-dönüşüm planlamasına dair merak edilenleri webinarda ele alacağız. Ajandayı incelemek ve webinara kaydolmak için hemen tıklayın.
Global vergi yazılımı lideri olarak, Türkiye’de sunduğumuz e-fatura çözümünün SAP® sertifikası aldığını bildirmekten mutluluk duyuyoruz. Linke tıklayarak inceleyebileceğiniz sertifika, Türkiye için geliştirdiğimiz e-fatura çözümünün SAP prosedürleri ile teknik uygunluğu ve güvenilirliğinin onaylanması açısından oldukça önemli.
Verginin dijitalleştirilmesi gün geçtikçe yaygınlaşırken, işletmelerin iş yaptıkları her yerde kendilerini destekleyen ve artan denetim riskine karşı koruma sağlayan gerçek zamanlı vergi hesaplaması çözümüne duydukları ihtiyaç da sürüyor.
Muhasebe ve bilişim teknolojileri departmanlarının yoğun uzmanlığının yanı sıra şirketler için teknolojik altyapı yatırımlarını da gerekli kılan e-dönüşüm sürecini, servis sağlayıcıları aracılığıyla sürdürmek şirketlere birçok avantaj kazandırıyor.
E-dönüşüm süreçlerini tasarlarken, şirketlerin göz önünde bulundurması gereken birden fazla konu mevcuttur. Özellikle SAP kullanan işletmelerin hem SAP içerisindeki süreçler hem de GİB bağlantısı konularında desteğe ihtiyaçları vardır. Bu kapsamda uçtan uca servis sağlayan, hem SAP süreçlerinde gereken desteği verebilen, hem de alanında uzman ve GİB uyumluluğuna hâkim bir sağlayıcıyla çalışmak operasyonel verimliliği maksimum seviyeye taşır.
Sovos SAP e-Fatura Çözümümüz, şirketlerin elektronik faturalarını Gelir İdaresi Başkanlığı düzenlemelerine göre kolayca yönetmelerini sağlayarak uçtan uca desteği sayesinde süreçlerin her adımının tek noktadan yürütülmesine imkân tanıyor. Sunduğumuz SAP sertifikalı entegrasyon, SAP teknolojilerini kullanan işletmelerin değişikliklere kolayca ayak uydurabilmesine ve kendi dijital dönüşümlerini aksatmadan sürdürebilmesine yardımcı oluyor.
Sağlam adımlarla ilerlediğimiz e-dönüşüm yolunda; güvenilir ve kaliteli yazılımlar geliştirerek karmaşık e-belge uyumluluk süreçleri için tam kapsamlı çözümler sunmaya devam ediyoruz.
Türkiye’de e-dönüşüm adıyla andığımız, verilerin vergi mükellefinin sistemlerinden, vergi idareleri tarafından belirlenen elektronik ortamlara gerçek ya da yarı gerçek zamanlı ve elektronik olarak gönderilmesine dayanan Sürekli İşlem Denetimleri (CTC), KDV açıklarına çözüm bulmak isteyen ülkelerin olmazsa olmazı haline geliyor. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın vizyoner yaklaşımıyla Türkiye bu gerçeği ilk fark eden ve harekete geçen ülkelerden biridir. EMEA bölgesinde e-dönüşüm 2012 yılında Türkiye ile başlarken; Meksika, Brezilya, İtalya ve Şili ile birlikte ülkemiz dünya genelinde de e-dönüşümde öncü konumda yer alıyor.
EMEA ve Asya bölgelerindeki ülkelerin, özellikle son beş yıldır ivmelenen bir şekilde sürekli işlem denetimi modeline geçiş çalışmalarına başladığı gözlemleniyor. Bu ivmeye paralel olarak da 2025’e kadar tüm faturaların yüzde 75‘inin gerçek ya da yarı gerçek zamanlı olarak vergi otoritelerine bildirileceği bir vergi sisteminin var olacağını öngörüyoruz.
Dünya büyük bir dönüşüm sürecindeyken her ülkenin vergi zorunluluklarına giden farklı ve kaotik bir yol bulunuyor. Bu yolda karşılaşılan üç ana konu:
Şirketlerin karşı karşıya kaldığı regülasyonlar bu üç alana da yansıyor ve bir bütün olarak ele alınması gerekiyor. Dönüşüm yolculuğunda şirketlerin karşısına; kötü veri kalitesi, karmaşık işlem türleri, tutarsız uygulamalar, sürekli değişen regülasyonlar gibi zorluklar çıkabiliyor. Faturalamada yaşanan herhangi bir hata operasyonel bir tehdit haline gelebiliyor. Multidisipliner, işlem odaklı, veriler üzerinden ispata dayalı ve esnek süreçler önem kazanıyor.
Bu doğrultuda e-dönüşümü kurgularken ve uygularken yalnızca e-belgelerin değil, şirketlerin muhasebe, finans, tedarik zinciri gibi tüm süreçlerinin dikkate alınması gerektiği görülüyor. Bu da e-dönüşüm stratejilerinin operasyonel verimliliği maksimize edecek kapsamda şekillendirilmesinin önemini ortaya koyuyor. Verginin dijital dönüşümü, şirketler için artık bir Bilgi Teknolojileri (BT) problemi ve operasyonel mükemmelliği hedefleyen her BT projesi altında ayrıca değerlendirilmesi gereken bir konu.
İş süreçleriniz etkilenmeden e-dönüşüm stratejinizi nasıl güçlendirebileceğiniz hakkında tüm detayları öğrenmek için webinarımızın kaydını izleyin.
Resmi Gazete‘de 1 Haziran 2019 tarihinde, “Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi (GMÖEBYS)” hakkında 507 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlandı. Ancak Tebliğe ilişkin teknik paketin ve kılavuzun yayınlanması takip eden yıllarda gerçekleşti ve GMÖEBYS, Eylül ayı itibarıyla kullanıma ihtiyari olarak geçti. Bu sistemi işletmek isteyen kuruluşlar, yılın ikinci yarısından itibaren ilgili testleri geçmeye başladılar. Mal ve hizmet satışlarında bedellerin tahsilatı ile mali belgelerin elektronik ortamda oluşturulması için hayata geçen bu sistem devam eden test süreçleri sebebiyle 2022 yılında tam anlamıyla kullanılmaya başlanacak.
Sistemin temel amacı, vergi doğuran mal ve hizmet satış işlemleri ile bunlara bağlı olarak yapılan ödemeleri vergi kaybına yol açmayacak şekilde, bankalar, elektronik para kuruluşları, ödeme kuruluşlarınca, yeni teknolojik gelişmelere uygun olarak fiziki POS cihazları gerektirmeyen ödeme yöntemleri aracılığıyla gerçekleştirmek. Bunun yanı sıra da bu işlemlerin sonuçlarını işlemin mahiyetine uygun düzenlenecek mali nitelikli e-belgeler yoluyla kayıt altına almaktır.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin son teknolojiye uyumlu yeni nesil tahsilat kanalları ile güvenli ve kolay ödeme almalarını sağlayan bu sistem, 10 yıllık mali hafızası olan cihazların kullanımının zorunluluğunu ortadan kaldırıyor.
Özellikle perakende sektörü temsilcileri için önemli bir devrim niteliğinde olacak bu sistem ile faturalar elektronik olarak bilgisayar, tablet veya cep telefonu üzerinden düzenlenebiliyor.
Ödeme ve tahsilat süreçlerinin kısa sürede tamamen elektronik ortama taşınmasını sağlayan sistem ile kâğıt israfının ve yasa dışı işlemlerin önüne geçilirken hem tüketiciler hem de işletmeler için birçok avantaj ve kolaylık sunuluyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı bu sistemden yararlanabilecek kurumları genel anlamda bankalar, ödeme kuruluşları, para kuruluşları ve yazarkasa üreticileri olarak belirledi. Eylül ayında yayımlanan yeni tebliğ ile de yazar kasa üretici firmaları da bu listeye eklendi.
Gelir İdaresi Başkanlığınca faaliyet izni verilen İşletici Kuruluşların yönetmiş oldukları Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sisteminden aşağıda belirtilen mükellef grupları ihtiyari olarak yararlanabilir:
Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
İçinde bulunduğumuz dijital çağda teknolojinin yanında hız da öne çıkan başlıca kavramlar arasında yer alıyor. Rekabet yetisini korumak ve geliştirmek isteyen şirketler için dijital kasların yetkinliği kadar hızlı aksiyon alabilmek de son derece önemli.
Dijitalleşmenin küreselleşmeye olan etkisiyle şirketler birden çok konuda uzmanlaşmak yerine ana faaliyetlerine yoğunlaşarak diğer alanlarda dışardan hizmet alma seçeneğine yöneliyor.
Rakiplerinin önüne geçmek isteyen şirketler başlıca ürün ve hizmetleri ile fark yaratmaya çalışırken odak noktalarını kaybetmemenin yolunu, tüm iş süreçlerini bir araya toplamaktansa belirli bir kısmını dışarıdan sağlamakta buluyor.
Günümüzde şirketler için başarının ana unsuru olan dijitalleşme ve hız, iş süreçlerine de etki ediyor. Dijitalleşmeyi operasyonlarına entegre edememiş şirketler için hızlı olmak da normalden daha fazla çaba gerektiriyor. Bu durumun yanında birden çok alanda uzmanlaşmaya çalışmak zaman kaybı ve verimsizliği beraberinde getiriyor.
Özellikle ticari faaliyetleri destekleyen iş süreçlerinde uzmanlaşma satış rakamlarına olumlu yansırken ana faaliyetler dışında kalan alanlara mesai harcamak ek iş gücü ve maliyetler doğuruyor.
Verginin dijitalleşmesi sonucu e-dönüşüm sürecinde uzmanlaşmaya zaman ve bütçe ayırmak yerine ana faaliyet alanlarına yoğunlaşan şirketler servis sağlayıcıları aracılığıyla çözüm üretme yoluna gittiler.
Şirketlerin muhasebe ve bilişim teknolojileri departmanlarının yoğun uzmanlığının yanı sıra şirketler için teknolojik altyapı yatırımlarını da gerekli kılan e-dönüşüm sürecini servis sağlayıcıları aracılığıyla aşmak şirketlere birçok avantaj kazandırıyor.
E-dönüşüm sürecinde ve e-belge uygulamalarında servis sağlayıcılarının şirketlere en önemli katkısı uzmanlık noktasında. Servis sağlayıcılarının uzmanlığı sayesinde şirketler hız ve maliyet açısından da avantajlı konuma geliyor. E-belgelerle ilgili süreçlerde servis sağlayıcıları güvenlik açısından da önemli özellikler sunarak riskleri ortadan kaldırıyor.
Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için Şirket Verimliliğinin Artmasında Vergi Teknolojilerinin Rolü başlıklı blog yazımızı inceleyebilirsiniz.
E-fatura uygulamasından faydalanan mükellef sayısı geçen yıl, bir önceki yıla oranla yüzde 77 artarak 332 bin 400’e, düzenlenen e-fatura sayısı da yüzde 52 artışla 366 milyon 655 bin 334’e çıktı. Düzenlenen e-faturaların tutarı ise Kovid-19 dönemini kapsayan geçen yıl ikiye katlanarak (yüzde 106 artışla) 9,9 trilyon TL’ye ulaştı.
Öte yandan, başladığı günden 2020 yılı sonu itibarıyla e-defter uygulaması kullanmak amacıyla başvuru yapan ve izin verilen mükellef sayısı da 203 bin 410 oldu. Ayrıca geçen yıl itibarıyla e-arşiv uygulamasına kayıtlı kullanıcı sayısı da 321 bin 700’e ulaştı.
Servis sağlayıcılarının sunduğu avantajlar sayesinde GİB’in yayımladığı zorunluluk kapsamı dışında kalan şirketler de gönüllü olarak e-dönüşüm sürecine girmeye başladı. Özel entegratörlerle çalışmanın avantajlarının yanında e-dönüşümün sunduğu zaman, maliyet ve iş gücünde verimlilik, şirketleri servis sağlayıcılarının çözümlerine yakınlaştırıyor.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
Gelir İdaresi Başkanlığı, e-dönüşüm uygulamalarının kapsamlarını genişletmeye ve yeni e-belgeler eklemeye devam ediyor. Bu belgelerin en son üyesi e-adisyona ilişkin güncel gelişmeleri sizler için derledik.
9 Şubat 2021’de, 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde değişiklik yapılmasına dair Tebliğ ile Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren e-adisyon, hali hazırda kâğıt olarak kullanılan ‘adisyon’ belgesinin elektronik ortamda e-belge olarak düzenlenmiş halidir. Adisyon, masada servis yapılan ve gerçek usulde (bilanço veya işletme hesabı esasına göre) vergilendirilen lokanta, kafeterya, pastane, gazino, bar, pavyon gibi hizmet işletmeleri tarafından kullanılma zorunluluğu bulunan bir belge türüdür. E-adisyonun, adisyondan farklı olarak elektronik ortamda düzenlenmesi, muhafaza ve ibraz edilebilmesi, belge veya bilgilerinin Gelir İdaresi Başkanlığı´na (GİB) elektronik ortamda iletilebilmesi veya raporlanması gerekmektedir.
E-Adisyon Teknik Kılavuzu, GİB tarafından 30 Temmuz 2021 tarihinde yayımlandı. Yayımlanan teknik kılavuzda; adisyon belgesinin ve adisyon belgesine ait e-arşiv raporunun oluşturulması, mali mühür ile zaman damgalı şekilde imzalanması ve oluşturulan raporların GİB sistemine aktarılması süreçleri açıklandı. Kılavuzda ayrıca adisyon belgesine ait XSD şeması ayrıntılı olarak gösterildi. Adisyon belgesinin GİB’e raporlanması konusunun ise önümüzdeki günlerde e-arşiv teknik kılavuzunda ayrıca açıklanacağı biliniyor.
GİB, adisyon belgesi düzenleyen hizmet işletmelerine, yıllık veya aylık satış hasılatı tutarlarını dikkate alarak, geçiş hazırlıkları için en az 3 ay geçiş süresi vermek ve yazılı bildirim ya da ebelge.gib.gov.tr adresinde duyurmak suretiyle e-adisyon uygulamasına geçme zorunluluğu getirmeye yetkili. Yazılı bildirim veya duyuru yapılan mükellefler, belirtilen süreler içinde e-adisyon uygulamasına dâhil olmak ve bu tarihten itibaren istisnai durumlar haricinde, adisyon belgesini, e-adisyon belgesi olarak düzenlemek zorundalar. Bu zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında ise kanunda öngörülen cezai hükümler uygulanacak.
GİB tarafından bildirim yapılan mükellefler dışındaki mükelleflerin e-Adisyon’u duzenleme zorunluluğu bulunmuyor. Uygulamaya dahil olmak isteyen mükelleflerin;
E-adisyon uygulamasına dahil olan mükellefler, ilgili belgeyi müşteriden sipariş alırken GİB tarafından belirlenen asgari bilgileri içerecek şekilde ve belirlenen belge formatında elektronik ortamda düzenleyecek. E-adisyon belgesi elektronik ortamda düzenlenirken, hizmetin sunumu süresince müşterinin masasında kağıt çıktının bulundurulması zorunlu değil. Her adisyon belgesi ile eş zamanlı olarak, hizmetin tamamlanması ile birlikte üzerinde e-adisyon belgesinin evrensel tekil numarasının (ETTN) yer alacağı e-fatura, e-arşiv fatura ya da yeni nesil ÖKC’lerde (ödeme kaydedici cihaz) düzenlenen perakende satış fişinin hazırlanması ise zorunlu.
Mükellefler e-adisyon belgesi üzerindeki zorunlu bilgilere ilave olarak ihtiyaçları doğrultusunda farklı bilgilere de yer verebiliyorlar.
Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
Teknolojik gelişmeler, tüm dünyada ve hayatın her alanında büyük değişimler yaratırken, iş dünyası üzerindeki etkileri de son yıllarda şiddetli bir şekilde hissedilmeye başladı. Tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de iş yapış şekilleri hızla değişirken; pek çok şirkette ve kurumda arşivlemeler, aktarımlar, denetimler dijital ortamlarda sürdürülüyor.
Teknolojiyi iş yapış şekillerine uyarlamak ve iş süreçlerini dijitalleştirmek önemli bir rekabet avantajı sağlıyor. Öte yandan bu dijitalleşme sürecini başarılı şekilde iş süreçlerine uyarlayamayan şirketler ise aşağıdaki gibi kritik sorunlarla karşı karşıya kalabiliyorlar;
Tüm bu zorluklar sonucu aksayan iş süreçleri de özellikle faturalama ve irsaliye süreçlerinde müşteriye yansıyarak, müşteri memnuniyetini kötü yönde etkiliyor.
Teknolojiye uyum süreci çoğu zaman sancılı olurken bu süreç iş akışında aksamalara yol açabiliyor. E-dönüşüm sürecinde regülasyonları takip etme yükünü hafifletmek ve iş yüklerini azaltmak için servis sağlayıcıları ile çalışmanın önemi bu noktada devreye giriyor. İşletmeler kendi alanlarında ne kadar uzman olsalar da, yeterli bilgiye sahip olamayabiliyorlar. Bu gibi süreçlerde işletmeler uzman servis sağlayıcıları aracılığıyla çözüm üretme yoluna gidiyorlar.
Verilerin Her Zaman Denetime Hazır, Erişilebilir ve Güvende Olması Mümkün
İşletmeler e-dönüşüm için, işinde uzman bir servis sağlayıcısı tercih ettiklerinde, sürekli değişen regülasyonlardan endişe etmeden odaklanmaları gereken asıl işlerine odaklanabiliyorlar. Tüm süreçleri uçtan uca güvenli bir şekilde yönetirken hem operasyonel verimliliği artırıyor hem de doğru ve uyumlu verilerle riskleri en aza indirmiş oluyorlar. Fiziki süreçlerin karmaşıklığı ve maliyetleriyle uğraşmadan iş akışı devam ediyor, belgelerin kaybolmasını önlemek kolaylaşıyor, veriler her zaman denetime hazır, erişilebilir ve güvende kalıyor.
Operasyonel mükemmelliğin getirisinin en yüksek olduğu kısımlar işletmelerin finans, IT ve tedarik zincirlerinin yönetildiği ve en kritik iş akışlarının yer aldığı departmanlardır. Tüm işletmelerin arzu ettiği bu operasyonel mükemmelliğe ulaşabilmeleri ve verimliliği maksimumda tutabilmeleri için, işletmelerin oturmuş ve aksamadan işleyen bir e-dönüşüm stratejisine sahip olmaları çok önemlidir. E-dönüşümün doğru benimsenmesi sadece IT departmanının değil aynı zamanda finans, muhasebe, tedarik zinciri yönetimi ve hatta kimi zaman pazarlama gibi diğer departmanların da sorumluluğunda olmalıdır.
Şirketlerin faturalama ya da irsaliye süreçlerinde yaşanan aksaklıklar, şirket içindeki tüm departmanların üzerinde ek iş yükü yaratırken, şirket dışındaki yansımaları da müşteri memnuniyetsizliği şeklinde ortaya çıkar.
Sektörlerinde lider konumda olan işletmeler bu problemlerin önüne geçmenin yaratacağı değerin farkındadırlar. Bu firmaların ortak özelliklerinin operasyonel mükemmelik projelerine öncelik vermek ve bu alanlara gerekli yatırımları yapmak olduğunu söyleyebiliriz. Bu kapsamda e-dönüşüm alanında doğru strateji ve yatırımlarla, doğru çözüm ortaklarıyla çalışmak daha da önemli hale gelmektedir.
Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
Tüm dünyada, eskiden ciltlerce basılan ve raflarda saklanan defterlerin yerini hızla elektronik belgeler alırken, Türkiye e-dönüşüm sürecini başarıyla yürüten ülkelerden biri olarak ön plana çıkıyor. Ülkemizde vergi sistemlerinin tüm aşamalarında teknolojinin kullanımı adına önemli yol kat edildi ve edilmeye de devam ediyor.
Türkiye’de e-dönüşüm öncelikle vergi idaresinin kendi işlerini elektronik ortama taşımasıyla başladı; mükelleflerin beyanname verme, belge düzenleme ve defter tutma gibi temel vergi zorunluluklarının da elektronik ortama taşınması kararıyla devam ediyor. Peki hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde e-dönüşüm neden bu kadar hızlandı? Devletler e-dönüşümle, vergi süreçlerinin elektronikleşmesiyle nasıl avantajlar elde ediyor, bu alana neden yatırım yapıyor?
Sıklıkla karşılaştığımız bu sorunun yanıtını beş maddede özetleyebiliriz:
Vergi toplamak daha kolay, daha az maliyetli: İşlemlerin dijital ortama taşınması vergi toplama maliyetlerine pozitif katkı sağlıyor. Üstelik bu pozitif etki sadece devlet için değil şirketler için de geçerli. Vergiyle ilgili tüm konuları bilgisayar başında yürütebilmek süreçleri kısaltıyor ve kolaylaştırıyor. Teknolojinin doğru kullanımı, vergi mükelleflerinin gönüllü uyum seviyesini de artırıyor.
Gelir kaybını önlüyor: Dijitalleşme, ekonominin kayıt altına alınması konusunda çok önemli veri kaynakları yarattı. Vergi bilindiği gibi devletin öncelikli gelir kaynaklarından biri. Bu nedenle şirketlerin işlemlerinin etkin bir şekilde kayıt altına alınması, vergilerin bunu takiben dijital ortamda toplanması ve gerçek zamanlı kontrol edilebilmesi gelir kaybını önlemesi açısından önemseniyor.
Standardizasyon ve otomasyon süreçleri kolaylaştırıyor: Teknolojinin sunduğu imkanlar ve e-dönüşüm ile birlikte finans ve muhasebe alanında pek çok belgenin ve sürecin standartlaştırılması süreçlerin daha kolay ilerlemesine yardımcı oluyor. Vergi dairelerinde görülebilen uygulama farklılıkları da bu vesileyle sona eriyor.
Belge alışverişi azalıyor: E-dönüşüm ile birlikte vergi otoriteleri, mükelleflerin vergiye konu olan işlemlerine dair tüm belgelerine kendi kayıtlarından kolaylıkla erişebiliyorlar. Mükellefler tarafından Gelir İdaresi Başkanlığı’na iletilen e-belgeler vergi otoriteleri tarafından otomatik formlar oluşturmak üzere kullanılabiliyor. Belgelerin tekrar tekrar mükelleflerden talep edilmesine gerek kalmıyor.
Çevresel Sürdürülebilirlik: Kâğıt ortamından elektronik ortama taşınan her işlem karbon ayak izinin azaltılmasına fayda sağlar. Bu açıdan e-belge kullanımı kağıda oranla daha etkin bir çözümdür.
Sıklıkla karşılaştığımız bir diğer soru da bu alanda neden daha çok regülasyon yapıldığı. Bu sorunun yanıtını da şu şekilde özetleyebiliriz: Bir yandan gelişen teknoloji, bir yandan da iş alanlarının hızlı artışı vergi idareleri için uyum sorununa neden olabiliyor. Teknolojinin sağladığı imkanlar sayesinde vergi dairesi, vergiye konu olan belgelere anında erişebiliyor ve bu veriler sayesinde bazı vergi uyumsuzluklarının önüne geçilebiliyor. Özellikle pandemi döneminde geleneksel ticaretin yerini alan e-ticaretle birlikte, hayatımıza pek çok yeni iş ve ticaret modeli girdi. Vergi idareleri bu işlemlerin vergilendirilmesinde birtakım sorunlar yaşayabiliyor. Mevcut vergi kuralları dijital işletmelerin vergilendirilmesi konusunda yetersiz kalabiliyor. Bunun sonucunda devletler ciddi oranda vergi geliri kaybı yaşayabiliyorlar. Dolayısıyla devletler bu alanda sık sık regülasyonlar yayınlayarak verginin nabzını tutmaya çalışıyor.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
2000’li yılların başında tüm dünyada hızlı bir yükselişe geçen E-ticaret, yaygın internet kullanımına paralel olarak tüketicilerin öncelikli tercihi olmaya başladı. İçerisinden geçmekte olduğumuz dönemde ise, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını sektörleri olumsuz etkilerken, e-ticarete olan ilgiyi de arttırdı. E-ticaretin büyüyen pazar payı, bu alanda iş fırsatları gören birçok yatırımcı ve girişimcinin e-ticarete yönelmesini sağladı. E-ticaret sektörünün yükselişiyle e-ticaret alanında başarılı olmak isteyen firmalar için dijital vergi dönüşümü ve kullanılması zorunlu e-belgelerin de önemi arttı.
Kovid 19 salgını ile kurumların iş süreçlerini dijital ortama aktarmaya başlaması, e-ticaret sektörünü de e-dönüşüm sürecine yöneltti. Buna paralel olarak da Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) 509 sıra No’lu tebliğine göre e-ticaret yapan firmaların tamamı e-Fatura ve e-Arşiv fatura uygulamasına geçme zorunluluğu getirildi.
Normal perakende satışa göre daha büyük hacme sahip e-Ticaret alanında hangi ürünün, hangi mecralarda, nasıl yönetilebileceğinin yanı sıra tüm bu süreçlerin arka plandaki analizi, dokümanları, arşivi gibi noktalar e-ticaret sektörü için e-dönüşüm sürecini hızlandırdı.
‘Hız’ kavramı içinde bulunduğumuz çağın en önemli özellikleri arasında yer alıyor. E-ticarete talebin artmasında ‘hızlı’ olması büyük rol oynarken e-ticaret yapan firmaların rekabette öne geçmeleri için süreçlerini hızlandırmaları daha önemli hale geliyor. E-dönüşüm, şirketlerin diğer iş süreçlerine odaklanması için zamandan tasarruf sağlarken, gelen bir siparişi otomatik olarak faturaya dönüştürmek örneğinde olduğu gibi e-ticaretle ilgilenen şirketler için dijital vergi süreçlerini de hızlandırıyor.
Firmalara hız katmasının yanında e-dönüşüm yasal zorunlulukları takip etme açısından da büyük kolaylıklar getiriyor. Çeşitli düzenlemeler neticesinde zorunlu hale gelen e-belgelere uyum sağlama sürecinde de e-dönüşüm kolaylık sağlıyor. E-fatura yerine kâğıt fatura kullanıldığı dönemlerde yaşanan operasyonel sorunlar, kaybolma ve benzeri aksaklıklar da e-dönüşüm sayesinde sorun olmaktan çıkıyor.
E-ticarete başlamak isteyenler için iki önemli konu ortaya çıkıyor. İlk olarak e-ticaret yapan bir firma, faaliyetleri neticesinde bir kazanç sağlıyor ve bu kazancın sonunda da devlete birtakım yükümlükleri bulunuyor. Bu yükümlüklerin sonucunda firmanın tüm işlemlerinin denetlenebilir olması gerekiyor.
İkinci olarak ise müşterilere ürünler satılırken, servisler sunulurken hızlı ve anlaşılır bir sistem kurmak gerekiyor. Sadece özel entegratör tarafında değil, kullanılan pazar yeri ya da diğer entegrasyon katmanlarında, stok sisteminde hızlı ve anlaşılır bir işleyiş olması gerekir. Buradaki en temel amaç, firmanın ana faaliyetini yani ürünlerin satış işini rahatça yapabilmek.
Seçilecek özel entegratörün firmaların iş hedeflerine ulaşmalarında katkısı çok büyük olduğu için dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus yukarıdaki iki konu ile alakalı süreçleri sorunsuz gerçekleştirecek iş ortakları ile çalışılmasıdır.
E-ticarette e-belgelerin önemine ilişkin hazırladığımız ve E-ticaret ile ilgili e-dönüşüm alanında yasal düzenlemelere karşı firmaların yükümlü olduğu konular hakkında önemli bilgiler verdiğimiz e-kitabımızı hemen indirin. “E-TİCARETE İLK ADIM E-DÖNÜŞÜM VE E-BELGELER”
Dijitalleşme, özellikle pandemi sürecinde tüm dünyada iş yapış şekillerini büyük değişime sürüklemeye devam ediyor. Kurumlar iş sürekliliği endişesi ve rekabette öne geçme isteğiyle -belki de geç kalınmış- gelecek stratejilerini bu dönemde belirliyor. Bilgi teknolojilerinin yoğun kullanımıyla iş süreçlerinde sağlanan hız, verimlilik, çeviklik, para ve zaman tasarrufu yıllardır anlatılıyor olsa da hak ettiği değeri birçok kurum tarafından yeni görmeye başlıyor. Kuşkusuz ki dijitalleşme son iki yıldır, geçmişten olduğundan çok daha önemli bir noktaya taşındı.
Dijitalleşme kapsamında kurumların finansal süreçlerinin kontrolünün elektronik ortama taşınmasını kapsayan ve Türkiye’de 2004’lü yıllarda başlayan “e-dönüşüm” süreci bugün şirketler için kaçınılmaz bir gerçeği ortaya koyuyor. Bir zamanlar gelecek dönemde yapılması gereken bir çalışma olarak görülen e-dönüşümün, artık bugünün gerçeği haline geldiği görülüyor. İşin uzmanları e-dönüşüm ve genel anlamda dijitalleşme sürecine dahil olamayan söz konusu kurumların öncelikle küçülme sonra da yok olma tehdidi ile karşı karşıya olduğu konusunda uyarıyor.
E-dönüşüm süreci kurumları içerisinden geçmekte olduğumuz zorlu süreçte ve gelecekte sürdürülebilir kılarken, faydaları sürdürülebilirliğin üç payandası göz önüne alınarak şu şekilde özetlenebilir:
Pandemi döneminde dijitalleşmenin ivmesinin birçok sektörde hızla artışına ve yeni sektörlerin bu sürece dahil olmasına rağmen, dijitalleşmeyi operasyonlarına henüz entegre edememiş şirketler için en önemli nokta dijital dönüşümden korkmamaktır. E-dönüşümün sunduğu zaman, maliyet ve iş gücünde verimliliği şirkete adapte edebilmek için özel entegratörlerle çalışarak servis sağlayıcıların çözümlerine odaklanmak bu konudaki tereddütleri ortadan kaldıracaktır.
Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için Şirketler Vergi Uyumluluğu Süreçlerinde Neden Dışarıdan Hizmet Almalılar? başlıklı blog yazımızı inceleyebilirsiniz.
Pazar araştırma firması International Data Corporation‘a (IDC) göre; 2022 yılına kadar iş uygulamalarının, ürünlerin ve şirketlerin dijital dönüşümünü sağlayan teknolojiler ve hizmetlere yapılan küresel harcamaların 1,97 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu durum, 2017’den 2022’ye kadar olan beş senelik süreçte, bileşik olarak yıllık %16,7’lik bir büyüme oranı anlamına geliyor.
Bu rakamlar ve göstergeler göz önüne alındığında dijitalleşme ve e-dönüşüm kurumlar için bir tercih olmaktan ziyade; iş hedeflerine en etkin, kolay ve düşük maliyetli bir şekilde erişmek için bir fırsat hatta bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Pandemi süreci avantaja çevrilerek bugün hali hazırda bu sürece dahil olan kurum sayısının hızla arttığı gözlemlenirken, yakın gelecekte de ciddi oranda artmaya devam edeceği öngörülüyor.
Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
Türkiye’de 2010 yılında başlayan e-dönüşüm hikâyesi, 2012’de sistematik bir şekilde ilerlemeye geçti. İlk olarak 1 Ocak 2012’de e-defter zorunluluğuyla başlayan süreç, günümüzde e-belgelerin kapsamının geliştirilmesiyle hız kesmeden sürmektedir. Türkiye’de e-dönüşüm sürecini yöneten Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) vergisel dijital dönüşümü şirketlere benimsetme konusunda önemli bir rol üstlenerek vergi süreçlerinin takibinde başarılı bir denetim modeli oluşturdu. 2012 yılından bu yana sürekli olarak belgelerin elektronikleştirilmesi ve e-belgelerin kullanma zorunluluğu da bu süreci hızlandırdı.
Yaşanan gelişmeler neticesinde GİB çeşitli e-belge türlerinde yeniden düzenlemeye giderek kapsamları genişletti. Bu belgeler aşağıdaki gibidir:
GİB’in e-dönüşüm ve e-belgeler konusunda izlemiş olduğu yolun yanı sıra süreci optimum düzeyde yürürlüğe sokması mükelleflerin de zorunlu olmasalar dahi uygulamalara gönüllü olarak geçiş yapmalarını sağladı. GİB’in e-belgelerle ilgili son güncellemeleri, vergi süreçlerinin takibi açısından da büyük öneme sahiptir. E-belgelerin yaygınlaşmasıyla, vergisel anlamda gelir kayıplarının da en aza indirgenmesi bekleniyor. Şirketler açısından da e-belgeler zaman, maliyet ve iş gücü verimliliği sağlaması açısından hem kamu hem de özel sektör tarafında ciddi avantajlar barındırıyor. İlerleyen süreçte de e-belgelerin kapsamlarınin gerek uygulama gerekse de mükellefler açısından daha da genişlemesi bekleniyor.
E-dönüşüm uygulamarındaki son güncellemeler ve vergi mükelleflerinin dikkat etmeleri gereken kurallar hakkında detaylı bilgi almak için webinarımızın kaydını izleyebilirsiniz: E-Dönüşüm Süreçlerinde Son Gelişmeler
İçinde bulunduğumuz çağa ismini veren dijitalleşme şirketler için her geçen gün kaçınılmaz bir alana dönüşüyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2019 yılında 16-74 yaş aralığında internet kullanım oranı yüzde 75 çıkarken, pandemi etkisinde geçen 2020 yılında bu oran yüzde 79 oldu.
2019 Nisan ayı ile 2020 Mart ayı arasındaki dönemde e-ticaret kullanımı yüzde 36,5 oldu. Bu oran önceki yılın aynı döneminde yüzde 34 düzeyindeydi. Bireysel kullanımların yanında kendi web siteleri ya da mobil uygulamalarını kullanarak e-ticaret yapan firmaların oranı ise yüzde 77.
Dijitalleşmenin artmasıyla şirketler için bulut çözümler de önemli bir ihtiyaca dönüşüyor. Bulut bilişim kullanımı 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerde 2018’de yüzde 10 olurken 2020 yılında yüzde 14’e yükseldi. Bulut bilişim hizmeti kullanım oranı 250 ve üzeri çalışanı olan girişimlerde ise yüzde 41’i buluyor.
İnternet kullanımının arttığı ve teknolojinin hayatlarımızın vazgeçilmez parçası olduğu bir zamanda, şirketler için dijital stratejiye karar verilirken en kritik nokta ihtiyaçların belirlenmesidir. Şirketlerin bilişim teknolojileri, finans, muhasebe ve lojistik gibi departmanlarının ihtiyaçlarını ortaya koymasıyla dijital dönüşüm için stratejinin belirlenmesindeki ilk adım da atılmış olur.
Farklı departmanlarca kullanılan tüm uygulamaların birbirine entegre olarak çalışmasını sağlayarak sürecin büyük çoğunluğunu dijital hale getirmek stratejinin en büyük amacını oluşturuyor. Entegrasyon sürecinde, lojistik uygulamalarından başlayarak gelen malın barkodunun okutulup muhasebe departmanlarının kullandığı yazılıma otomatik olarak düşmesini sağlayana kadarki tüm aşamaların dijitalde birbiriyle bağlantılı şekilde olması hedeflenir.
Dijital stratejinin belirlenmesi sonrasında entegrasyon sürecinde uyumluluk konusu büyük öneme sahip. Dijital dönüşüm için iş birliği yapılan servis sağlayıcının sunacağı hizmetlerin daha sonra ortaya çıkacak ihtiyaçlar ve gelişen teknolojilerle uyumlu olması gerekir.
Dijitalleşmenin globalleşmeye de zemin hazırlamasıyla farklı ülkelerdeki dijital uygulamalara da hızla uyum sağlayacak altyapılara sahip olmak ve bu fonksiyonelliği sağlayan servis sağlayıcıları ile çalışmak da oldukça kritik. Tüm bunların yanında GİB tarafından yayımlanan regülasyonları düzenli takip eden ve ilgili düzenlemeler konusunda uzmanlaşmış servis sağlayıcıları şirketler için önemli avantajlar oluşturur.
Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
Katma değer vergisinde (KDV) yönetimin ve idarenin sürekli değişmesinin nedenlerini anlamak için, önce hükümetleri bu değişikliklere yönelten unsurları anlamak gerekir. Vergi dairelerinin öncelikli sorumluluğu hükümete yasalar gereğince ödenecek geliri tahsil etmektir. Borç tutarı ile tahsil edilen tutar arasındaki farka vergi açığı denir. Bu tip farklar, önemli programları finanse etmek isteyen ülkelerin gelirlerinde ciddi riskler yaratabilir. Örneğin, Avrupa Birliği Ekonomi Komisyonu’na göre, 2018’de AB’de tahmini vergi açığı 140 milyar sterlindi, yani toplam gelirin %11’iydi.
Dünya genelinde bütün hükümetler yasal hakları olan gelirleri daha iyi takip ve tahsil etmek için dijitalleşmeyi ve diğer yeni teknolojileri benimsemeyi tercih ediyorlar. Eğer risk konusunu kavrayabilirsek, böyle bir tercihin nedenlerini de daha kolay anlayabiliriz. Biz de bunun için Sovos olarak yeni KDV ortamının daha net bir resmini oluşturmayı hedefledik ve bu bağlamda IDC ile birlikte çalışarak yeni bir rapor oluşturduk: Taming the Value-Added Tax Beast with Technology. Ücretsiz kopyanızı buradan indirebilirsiniz.
Vergi yolculuğuna atılan hükümetlerin motivasyonunu anladığımıza göre, teknolojinin bu alandaki bazı avantajlarına daha yakından bakabiliriz. Dünya genelinde bütün vergi daireleri aşağıda belirtilen konularda dijitalleşmeyi kullanarak iyileşme sağlayabilir:
Bu iyileştirmeler sayesinde hükümetler; süreçlerdeki kör noktaları daha hızlı ve kolay bir şekilde tespit edebilir, vergilerin doğru şekilde ödenip ödenmediğini belirlemek için verileri gözden geçirebilir ve gerektiğinde yaptırım tedbirlerini uygulayabilir.
Bu bilgilerden sonra KDV sisteminde, hükümetleri değişikliğe yönelten nedenleri ve bu tip değişikliklerden edinebilecekleri faydaları net bir şekilde anlayabiliriz. Peki tüm bu teknolojik iyileştirmelere rağmen KDV basitleşmek yerine neden daha da karmaşıklaşıyor? Yeni sistemler, yasalar ve yetkiler geliştikçe KDV’nin daha karmaşık hale gelmesinin birkaç nedeni bulunuyor.
KDV’nin çok yaygın olması ve hükümetlerin konuya yaklaşımlarının birbirinden farklı olması bu karmaşıklığın temel nedenidir. Diğer nedenler ise şunlardır:
Tüm ülkeler ve vergi daireleri hem gelirlerini artırmaya hem de vergi açıklarını kapatmaya çalışır. Fakat bu iki sürecin birbirinden farklı olduğu unutulmamalıdır. Her ülkenin kendi öncelikleri vardır. Endüstrileri bulundukları coğrafi bölgeye göre büyük farklılıklar gösterebilir. Dahası, sahip oldukları ekonomik duruşları, gelir akışlarını hızlı ve agresif bir şekilde takip edebilmek konusunda tercihlerine yön verebilir.
Mesele KDV ise, hiçbir zaman varsayımlara göre hareket etmemeli ve kesinlikle risk alınmamalıdır. Sürekli değişen düzenlemelere uyum sağlayabilmek ve denetim veya ceza gibi konularda riskten kaçınmak için en iyi çözüm, bu konuda güncel yerel bilgileri en iyi şekilde aktaracak ve izlenmesi gereken süreçlerde destek verebilecek bir uzmanla birlikte çalışmaktır.
Bu serideki ikinci blogumuz olan KDV’de Üç Odak Alan’ı okumayı ve Taming the Value-Added Tax Beast with Technology başlıklı İngilizce raporumuzun ücretsiz kopyasını indirmeyi unutmayın.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.