Titiz bir değerlendirme sürecinin ardından Sovos, PDP statüsü verilen seçkin vergi uyum yazılımı sağlayıcıları arasında yer aldı
PARİS, 27 Ağustos 2024 – Sovos, her zaman ulaşılabilir uyumluluk şirketi olarak, bugün resmi bir Plateforme de Dématérialisation Partenaire (PDP) olarak Kayıt Numarası (n°0004) aldığını duyurdu. Bu unvan, Fransız Vergi Otoritesi olan Kamu Maliyesi Genel Müdürlüğü (DGFiP) tarafından, e-faturaları kamu faturalama portalına veya başka bir Özel Faturalama Platformuna (PDP) ileten, ayrıca zorunlu veri, rapor ve durumları kamu portalına aktaran üçüncü taraf özel platform ortakları için kullanılır.
Fransa, aşamalı bir yaklaşımla uygulanacak ve başlangıç olarak Eylül 2026’dan 2027’ye kadar en büyük şirketleri hedef alan, büyük bir e-fatura ve e-raporlama reformunu hayata geçirmeye hazırlanıyor. Mayıs 2023’ten bu yana, yazılım yayıncıları ve kurumsal kaynak planlama (ERP) sağlayıcıları, kayıtlı bir KAP olmak için Fransız hükümetine başvuruda bulunmaya davet edildi. Bu zorlu başvuru süreci, tüm potansiyel sağlayıcıların yönetmelik gerekliliklerinin her unsurunu karşılayabildiklerinden emin olmak için diğer PDP adaylarıyla birlikte çalışabilirlik testlerini tamamlamalarını gerektiriyordu. Sovos şu ana kadar 70 başvuru arasından sertifika alan birkaç firmadan biri oldu.
Sovos Ürün ve Strateji Müdürü Steve Sprague, “Sovos’un sertifikalı bir PDP sağlayıcısı olarak seçilmesi, uygulamamızın gücünü ve sürdürdüğümüz sağlam profesyonel ilişkileri yansıtıyor” dedi. “Yetkinin tüm unsurlarını yerine getirme kabiliyetimiz hiçbir zaman sorgulanmadı ve bu ilk test aşamasında gösterilmeye başlandı ve Kamu Portalı ile yapılacak testler sırasında da teyit edilecek. Sertifikalı bir sağlayıcı olarak Fransız hükümetine yardımcı olmayı dört gözle bekliyoruz.”
KAP sahipleri bu e-fatura ve e-raporlama yetkisinde kilit bir rol oynayacaktır. Sertifikalı üçüncü taraflar olarak bu portallar, şirketler ile Fransız hükümeti arasında bir arayüz görevi görerek faturaların düzenlenmesi ve alınmasında doğrudan yer alacaklardır. Amaç, şirketlerin hem gelen hem de giden elektronik faturalarını iletme yöntemlerini ve formatlarını seçebilmeleri ve faturalama, işlem ve ödeme verilerini yetkililere iletme zorunluluğu getirmeleridir.
Sovos Hakkında
Sovos, uyumluluğu bir zorunluluktan büyüme için güce dönüştürüyor. Amiral gemisi ürünümüz olan Sovos Compliance Cloud platformu, işletmelerin dünya genelindeki her vergi yükümlülüğünü tanımlamasına, belirlemesine ve raporlamasına olanak tanır. Sovos, yılda 14 milyardan fazla işlem gerçekleştirerek şirketlerin 196 ülkede uyumluluk stratejilerini ölçeklendirmelerine yardımcı oluyor.
Fortune 500’ün yarısı da dahil olmak üzere 100.000’den fazla müşteri Sovos’un mevzuat uzmanlığına ve iş uygulamalarıyla benzersiz entegrasyonuna güveniyor. sovos.com adresinden daha fazla bilgi edinin.
Birçok kişi e-belgelerin uzun bir süre Türkiye’nin yanı sıra sadece Latin ve Güney Amerika’da uygulanacağını düşünse de bu tür düzenleyici standartlar hızla tüm dünyaya yayılıyor. Uluslararası alanda faaliyet gösteren şirketlerin fark etmeye başladığı gibi, Türkiye’de 10 yılı aşkın süredir yaşanan “verginin dijital dönüşümü”nün benzerleri, bir süre sonra dünyanın neresinde iş yaparsanız yapın, uyumlanmanız gereken süreçler olarak karşınızda duracak…
Dünya genelinde hükümetler, vergi idareleri ile işletmeler arasındaki açığı kapatmak için dijital araçlardan yararlanmaya yönelik hızlı adımlar atıyor. Sadece yerel çalışmalar yapan şirketler için Türkiye’deki vergi sistemine uyumlanmak yeterli olsa da yurt dışı bağlantısı olan şirketler için durum farklı.
Her ülkenin standartları, uygulamaları ciddi farklılıklar gösteriyor. Amaç aynı olsa da birbirinden çok farklı dijital vergi sistemleri inşa ediliyor. Şirketlerin bunlara uyumlanabilmesi için ya Sovos gibi doğrudan dünyanın her yerinde hizmet sunabilen servis sağlayıcılarla çalışmaları ya da kendi içlerinde çok sağlam temeller inşa etmeleri gerekiyor.
KPMG’den Kathya Capote Peimbert’in belirttiği gibi: “Yasal uyumluluklar bir evi inşa etmek gibidir. Her şey güçlü bir temel ile başlar. Mevzuat uyum temeliniz doğru bir şekilde oluşturulduktan sonra, başarılı bir şekilde üzerine inşa etmeye ve genişletmeye devam edebilirsiniz. Eğer işletmeler gerekli altyapıya sahip değilse, yeni yönetmelikler ve talimatlar ortaya çıktıkça, bunlara karşı hazırlanma ve süreçleri yönetme konularında sorun yaşamaya başlarlar.”
Bilgi Teknolojileri Ekipleri Sahnede
Eskiden vergi, işten “çok sonra”nın konusuydu. Bugün ise “günün konusu.” Ertelenebilen, daha sonra düzenlenebilen değil, gerçek zamanlı bir sorumluluktan bahsediyoruz. Dijital yürütülmesi gereken bir sorumluluk. Dolayısıyla bu artık sadece finans/muhasebe ekiplerinin görev alanında olmaktan çıkıyor. İster istemez Bilgi Teknolojileri (BT) ekipleri sürece dahil oluyor.
BT ekipleri de farkında: Hataların fark edilmediği, yavaş işleyen, diğer teknolojilerle konuşamayan sistemlerle bu çevikliğe uyum sağlamak mümkün değil. Ve şunu kabul edelim: vergi teknolojileri çok karmaşık yapılar.
Bununla birlikte sürecin, ilgili tüm ekiplerin iş birliğinde yürütülmesi gerekiyor. Finansal süreçleri takip edip gereklilikleri yerine getiren bir ekip, bununla ilgili teknolojiyi sunan ve güncel tutan bir ekip ve yasal düzenlemeleri, yapılan değişiklikleri takip eden, anlayan ve uyarlayan bir ekip… İşletmelerin, gereklilikler hakkında bilgi sahibi olmak için iyi bir yöntemleri yoksa, onlar için her şey sürpriz oluyor ve her seferinde kendilerini sıfırdan başlıyormuş gibi hissediyorlar. Paniğe kapılıyorlar. Çünkü bazı düzenlemeler hükümetler tarafından 2-3 gün gibi kısa sürelerde bile talep edilebiliyor. Diğer yandan Christiaan Van Der Valk tarafından aktarılan bilgilere göre yükümlülük tarihleri çok ileride olsa da hissiyat farklı değil.
Asla Yeterli Zaman Yok
Christiaan Van Der Valk diyor ki: “İşletmelerle konuştuğunuzda, en yaygın çıkarım, yeni bir talimata hazırlanmak için ne kadar zamanları olursa olsun, diğer şirket öncelikleri nedeniyle bunun her zaman çok az olduğudur. Bunun iyi bir örneği, iş camiası ve hükümetin bir talimat oluşturmak için iki yıldan uzun bir süredir çalıştığı ve birçok işletmenin hazırlık konusunda yine de geç kalacağını duyduğum Fransa’da görülüyor. Bu durum kuruluşların yapılandırılmış bir plana sahip olmamasından kaynaklanıyor.”
Çok Uluslu Şirketler İçin Zaman Daralıyor
Avrupa Birliği genelinde, raporlamaya yönelik yeni talimatlar ve kılavuz ilkelere ilişkin daha büyük bir küresel eğilimin parçası olan yeni gelişmeler yaşanıyor. “Dijital Çağda KDV” (ViDA – VAT in the Digital Age) adlı çok büyük bir girişim ortaya atıldı. Avrupa Birliği Komisyonu tarafından geliştirilen bu program ile AB ülkelerinin mevcut KDV sistemini iyileştirmek ve dolandırıcılığı daha iyi önlemek için teknolojiyi kullanmak hedefleniyor. Bu teklifin yasalaşması, şirketlerin bu ülkelerde faaliyet gösterme şeklinde önemli değişikliklerin meydana geleceği anlamına gelecek. Tabii AB ülkelerini de e-dönüşüm sürecinde daha hızlı yol almaya yönlendiren bir adım bu.
Bu sistemin e-ticarettte, diğer üye ülkelerdeki tüketicilere satış yapan işletmelerin tüm AB için yalnızca bir kez kayıt yaptırmalarına ve KDV yükümlülüklerini tek bir dilde tek bir online portal üzerinden yerine getirmelerine olanak tanımak gibi imkanları da olacak.
Uzmanlar, önümüzdeki iki ila dört yıl içinde dünya genelinde 50’den fazla yetki alanında yeni talimatlar uygulanmaya koyulacağını söylüyor. Faaliyet göstermek için gereken farklı uyum yükümlülüklerinin sayısı arttığından ve bunları karşılamak için gereken zaman çizelgesi daha sıkışık hale geldiğinden bu durum çok uluslu şirketler için daha da önemli hale geliyor. e-Faturalama ve ViDA raporlamasını da içeren kapsamlı uyum stratejileri oluşturmak için çok uluslu şirketlerin önemli yatırımlar yapması gerekecek. Ve bu yatırımları geç kalıp, panik yaşamadan hayata geçirmesi, şirketlerin bu konudaki geleceğini belirleyecek.
Yönetim ekibine bu işin ciddiyetini anlatmak ve gerekli stratejileri kurmak için BT ekiplerine büyük rol düşüyor…
Başarı Hikayesi: Apps Akademi
Apps Akademi
Bilgi teknolojileri konusunda tecrübeli kadrosuyla uygulama danışmanlığı ve teknik destek hizmetleri veren Apps Akademi, kuruluşların iş süreçlerini iyileştirici danışmanlık hizmetleri de sunuyor. Dünyanın önde gelen kurumsal çözüm yazılımı şirketlerinden Oracle’ın Platinum seviyede iş ortağı olan Apps Akademi Danışmanlık, Oracle tarafından sunulan yeni nesil kurumsal çözüm yazılımlarının satış-pazarlama, teknik destek, eğitim ve danışmanlık hizmetlerini veriyor. Mağazacılık sektöründe dünya devlerinin tercihi ve dünya çapında yüksek pazar payı ile öne çıkan CEGID Retail çözümlerinin Türkiye’deki ana iş ortağı olarak yer alıyor.
Neden Sovos?
“İş alanımız gereği Sovos ile aynı sektörde faaliyet gösteren pek çok benzer şirketle tanıştık ve çalıştık. Sovos’un sunduğu uzmanlığın ve teknolojilerin yanı sıra ekiplerinin gösterdiği davranışlar da iş ortaklığımızın temellerini atmış oldu. Sovos sadece entegrasyonlarımıza yardımcı olan bir kurum değil, ‘sorumluluk’ ve ‘uyumluluk’ konusunda önemli farklar yaratıyor. Hem birlikte iş yaptığı ortağını hem de müşteriyi ve projeyi sahiplenişiyle, her talep ve olası sorun için sorumluluk alıyor, mutlaka çözümün bir parçası oluyor. Diğer yandan iki sistem ya da sistemler arası uyumluluğun ötesinde, regülasyonlara olan uyumluluğu ve değişimlere hızlı adaptasyonu ile kritik başarılar sağlıyor. Lokalizasyonları sağlayan bir şirket olarak e-dönüşüm konusunda kendimizi tamamen Sovos’a emanet etmiş olmamız bir tesadüf değil.”
Ürün kalitesinde liderliği hedefleyen, her iş sürecinde sürekli kalite peşinde olmanın başarının anahtarı olduğuna inanan Çimentaş Grup, dünya çapında 80’den fazla ülkede yenilikçi yapı çözümleri sunan çok uluslu bir şirket olan Cementir Holding’in en önemli iştiraki konumunda. Beyaz ve gri çimento olmak üzere 13 milyon tonun üzerinde üretim kapasitesiyle, 18 ülkede faaliyet gösteren holding, her yıl yaklaşık 10 milyon ton agrega ve 5 milyon metreküp hazır beton satışıyla hem altyapı inşaatı ve bakımında hem de konut ve ticari inşaatlarda referans noktasını temsil ediyor.
Neden Sovos?
“Çimento, hazır beton ve atık sektöründe hem global bir grubun parçası olarak hem de ürünlerin doğası gereği pek çok konuda yerel hareket etmek zorunda olan bir iş yapış şeklimiz var. e-Fatura, e-İrsaliye gibi e-Belgelerin gündeme gelmesiyle Sovos ile tanıştık ve henüz o dönemde bile fiziksel ‘server’a ihtiyaç duymayan esnek yaklaşımları dikkatimizi çekti. Birlikte e-İrsaliyede Türkiye’de ilk hazır beton uygulamasını yaparak ilgili otoritelerin de dikkatini çektik ve e-Dönüşümde sektörün referans noktası haline geldik. Hazır beton yolda müşterinin, ürünün kodunun, teslimat adresinin değişebildiği, hassas ve çok değişken süreçlere sahip bir ürün. Müşterilerimizin teknoloji kullanım yoğunluğu oldukça düşük. Bu nedenle e-Belge süreçleri de oldukça zorlu. Bu kadar değişken bir yapıda e-belge süreçlerini hızlı ve aksama olmadan ilerletebilmek bizim için çok kıymetli.Sovos’un çözümlerini uçtan uca kullanıyoruz. Hem SAP hem bulut hem de özel entegrasyon konusunda tek bir servis sağlayıcı ile çalışmak riskli de olabileceği için bu seçim sürecini titizlikle yürüttük. Ürün ve çözümün kenetlenmiş olduğu yapısı, etkin bir Ar-Ge’ye sahip olması, ulusal ve uluslararası kullanım yaygınlığı, küresel deneyiminin yanı sıra yerel çalışma kültürüne de adapte olabilmesi Sovos’u bu alanda eşsiz kılıyor. Ve tüm bunların ötesinde Sovos’u seçtiğinizde bir ekosistem seçiyorsunuz. Tüm ihtiyaçlarınıza çözüm sunan, birlikte çok iyi işleyen bir ekosistem…”
Geçtiğimiz aylarda perakende dünyasının önde gelen temsilcileri ile bir araya gelerek sektörün ihtiyaçlarını ve çözümleri birlikte değerlendirdik. Bildiğimiz yazar kasa/ÖKC fişlerini geride bırakmaya yönelik çalışmalar, bu toplantının ana gündemiydi. Öne çıkan başlıkları sizin için bu yazıda derledik.
Verginin dijital dönüşümü her geçen gün yeni e-belgeler ve uygulamalarla gelişimini sürdürürken, sektörlerin kendi dinamiklerine göre ihtiyaçları da değişiyor. Hatta faaliyet gösterdikleri alana göre sektörlerin kendi içlerinde bile farklı uygulamaları söz konusu olabiliyor. Perakende sektörü bunun en belirgin örneklerinden biri.
ÖKC Fişleri İçin De Dönüşüm Zamanı
Perakende sektörünün temsilcileri ile bir araya gelerek e-dönüşümalanındaki mevcut ihtiyaçlarını, çözüm önerilerimizi ve bu alanda sektörü bekleyen yenilikleri konuştuk. Perakendecilerin ihtiyaçlarına da çözüm olacak, sektörü bekleyen en önemli yenilik: yakında milyarlarca fişin fiziksel olarak ortadan kalkması olacak. Yazar kasa ya da yeni nesil ödeme kaydedici cihazlarda (ÖKC) üretilen kâğıt fişlerin yerini elektronik ortamda düzenlenecek ve SMS ya da e-postayoluyla elektronik ortamda iletilecek e-belgeler (e-arşiv fatura) alacak.
Yeni Yöntem Maliyetleri Azaltacak
Bu değişiklikle birlikte online satışve mağazalar arasındaki teslimat,değişim, iade süreçlerinde verimlilik sağlanması bekleniyor. Ayrıca perakende sektörünün mağazalarda kullandığı ÖKC’lerin (Ödeme Kaydedici Cihaz) oluşturduğu cihaz maliyeti, cihaz bakım ve güncel tutma masraflarınınöncelikle ciddi oranda azalması, ardından geçiş sürecinin tamamlanmasıyla da tamamen ortadan kalkması hedefleniyor.
Hibrit Geçiş Mümkün
Fişlerin dijital dönüşümü perakendecilere pek çok avantaj sağlasa da geçiş dönemleri herkes için endişe verici olabilir. Özellikle her gün yoğun satın alma, değişim, iade işlemlerinin gerçekleştiği; işlem ve müşteri sayısının fazla olduğu; gerçek zamanlı iş yapma zorunluluğuolan perakende dünyasında günlük akışın aksama riski ve her mağazanın, şubenin yeniliklere uyum sağlama hızının farklı olması ihtimali endişeyi artırabilir. Sovos Türkiye olarak uzun zamandır hazırlığını sürdürdüğümüz teknolojik alt yapı ve iyi planlanmış geçiş projeleri ile “hibrit geçiş”in nasıl mümkün olduğunu ve günlük akışı etkilemeden sürecin nasıl gerçekleştirilebileceğini aktararak bu endişeleri ortadan kaldırıyorve sektörün dijital dönüşümün avantajlarınaodaklanmasını sağlıyoruz.
Sürece hibrit geçişin bir parçası olarak mağazalarda bir miktar ÖKC ile işlem yapılmaya devam ederken, eş zamanlı olarak fiş yerine e-arşiv fatura kullanımını başlatmak mümkün olabilir.
e-Defter Kayıtları Kolaylaşıyor
Fişlerin yerine e-belgelerin kullanılmasıyla e-defter üretimi ve özetlemesinde de kolaylıklar sağlanıyor. Örneğin ÖKC kullanılırken cihaz başına ayrı ayrı günlük Z Raporları e-Deftere kaydedilirken, e-Arşiv Faturaya geçişle birlikte alınacak izinle, şirket bazında/şirket alt birimleri bazında günlük e-Arşiv raporları almak ve e-Deftere topluca ve tek kayıt olarak kaydetmek gibi kullanışlı yöntemler tercih edilebiliyor.
Fişlerin dijitalleşmesine kadar uzanan e-dönüşüm yolculuğu; tasarrufu, verimliliği, izlenilebilirliği artırıyor ve bununla birlikte şirketlerin risklerden uzaklaşmasını sağlıyor, denetim cezalarının oluşması ihtimalini azaltıyor. Azalan bir diğer önemli şey de karbon ayak izi oluyor. Kâğıt tasarrufu anlamında da büyük bir devrim olan bu dönüşümü perakendecilerle birlikte en hızlı şekilde gerçekleştirmek için bilgilendirme ve uygulama çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Konu hakkında linke tıklayarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Başarı Hikayesi: Yıldız Holding e-Dönüşüm Süreçleri
Yıldız Holding Türkiye
İstanbul’da, 1944 yılında bisküvi üretimiyle hikayesi başlayan Yıldız Holding; bugün 21’i yurt dışında olmak üzere 46 fabrikada bisküviden çikolataya, dondurulmuş gıdadan ambalaja kadar geniş bir yelpazede üretim yapıyor. Kökleri Türkiye’den beslenen, dalları ise dünyanın farklı coğrafyalarına uzanan bu global yapı, 300’den fazla markayla 5 kıtada 4 milyar insana gıda-atıştırmalık ürünleri ulaştırıyor.
Neden Sovos?
“Uzun dönemdir birlikte çalıştığımız Sovos ile 2021 yılı itibarıyla önemli bir dönüşüm yolculuğu başlattık. Hem gıda hem perakende tarafında Türkiye’deki 50’yi aşkın kuruluşumuzun e-defter, e-fatura, e-irsaliye, e-arşiv fatura ve e-müstahsil makbuzu çözümlerini birleştirdik. Farklı sektörlerden, farklı ERP’lerden, SAP ve SAP olmayan platformları içeren bu çoklu yapıyı tekilleştirmeyi ve Sovos platformu üzerinde çalıştırmayı yaklaşık 12 aylık bir projeyle başardık. Sürecin başarıya ulaşması için ayrıntılı planlama, güçlü proje yönetimi ve yakından takip gerekiyordu. Şok Market, Ülker gibi yoğun işlemli markalarımızın da olduğu yüksek performanslı yapı için; tasarımdan proje ekibini oluşturmaya, uygulamadan test ortamlarına, gerçek zamanlı takipten raporlamaya kadar her aşamada, Sovos gibi hem globalde hem yerelde lider bir partnerle çalışmanın güvenini hissettik. Yeni yatırımlar, projeler nedeniyle yatayda ve dikeyde büyüme ihtiyacı olduğunda, Sovos’un her katmanda esnek bir çözüm üretebilmesi de bizim için çok kıymetli. Tüm süreçte yanımızda olduklarını gördüğümüz Sovos Ailemize teşekkürler.”
E-Kitap: Yeni Düzenlemeler ve Talimatlar Karşısında Bilgi Teknolojileri’nin Rolü
E-KİTAP
Verginin dijital dönüşümü konusunda, dünyanın her yerinde her geçen gün daha sıkı düzenleyici kontroller ve daha kapsamlı yükümlülükler uygulanıyor. Bu durum her şirket için ama özellikle de çok uluslu şirketler için çok önemli. Çünkü bir ülkede iş yapabilme becerisine sahip olmak, aynı anda yasal yükümlülüklerine de hâkim oldukları anlamına gelmiyor. Ayrıca uyum göstermeleri gereken yükümlülükler hızla artarken, bunları yerine getirmek için verilen süreler de kısalıyor.
Vergi artık arada sırada akla gelen bir olgu değil, sürekli bir gereklilik haline geldi. Bu da veri kalitesinin kritik bir operasyonel ihtiyaç olduğu anlamına geliyor. Daha önce, yavaşça hazırlanan periyodik özet raporların hâkim olduğu dönemde, faturalardaki küçük hatalar veya yanlışlıklar genellikle fark edilmiyordu. Ancak yeni standartların ve zorunlulukların verilerle ilgili gereksinimleri acil ve karmaşık olduğundan, bunları karşılamak artık BT (Bilgi Teknolojileri) departmanının sorumluluk alanına giriyor.
Geçmiş başarıları temel alan ve yeni zorunluluklara ve zorluklara uyum sağlayan sürdürülebilir bir program oluşturmak için; kurum içi planlama, çapraz işlevsel destek, operasyonel etki, kaynaklar ve teknolojiyi kapsayan organizasyonel bir strateji oluşturmak kritik önem taşıyor.
Bu yolculuğa tek başınıza çıkmanız gerekmiyor. Siz kendi işinize odaklanırken, yasal uyumluluk süreçlerini uzmanlara devretmek mümkün. İşletmeniz için başarılı bir düzenleyici uyum programı oluşturmanın her aşamasında size yardımcı olabilecek çok sayıda kaynak ve uzmanlık mevcut.
Detaylar konuyla ilgili e-kitabımızda.
e-Kitabı İndirin
Dijital dönüşümün her geçen gün değişerek gelişmesiyle kurumlar için yeni teknolojik çözümler ve bulut teknolojiler ön plana çıkıyor. Şirketlerin dijital dönüşümlerini gerçekleştirirken, e-belge oluşturma, iletme, kabul etme, inceleme takip etme ve raporlama konularında temelde on-premise ve bulut tabanlı teknolojiler olmak üzere tercih edebilecekleri iki yöntem bulunuyor.
İhtiyaç duyulan yazılımların satın alınarak şirketlerin kendi veri merkezlerinde yönetilmesi şeklinde tanımlanan on-premise yöntemi, sistem yönetimini zorlaştırmasının yanı sıra maliyetli de olabiliyor.
Donanımları üretmek/satın almak ve sürdürülebilirliğini sağlamak için daha yüksek maddi kaynaklar ayırmak gerekiyor.Bu yöntemde vergi mükellefi, bütün özelleştirmeleri, uyarlamaları, yazılım güncellemelerini ve regülasyon takibini kendi sorumluluğunda yönetmek zorunda oluyor. Bunun için sistemlerin bakımını yapacak, sürdürülebilirliğini sağlayacak bilgi teknolojileri personellerine ihtiyaç duyuluyor. Sistemi kullanacak ve devamlılığını sağlayacak kişilere eğitimler verilmesi de gereklilikler arasında.
Bulut tabanlı çözümler ise daha esnek, hızlı uygulanabilir olması ve operasyonel maliyetleri azaltması gibi özellikleri ile firmalara sağladığı avantajlar sayesinde dijital dönüşümün önemli bir parçası olarak kabul ediliyor.
Bulut Tabanlı Çözümlerin Avantajları Nelerdir?
Bulut tabanlı teknolojilerin öne çıkan faydalarını şu şekilde saymak mümkün:
Erişilebilirlik:Özellikle pandemi dönemiyle birlikte bulut tabanlı çözümlerin ‘kolay erişilebilir’ olma avantajı çok daha net bir şekilde tecrübe edildi. Pandeminin hızlandırdığı evden çalışma sisteminin yaygınlaşması ile istenen her an, her yerden belgelere kolayca erişebilme ihtiyacı bulut tabanlı teknolojiler ile karşılanabiliyor.
Hız:Kolay erişilebilir olma avantajı, beraberinde hız avantajını da getiriyor. Yapılacak her işlem için kolayca bağlantı kurulması, işlemlerin saniyeler içinde yapılabilmesi sürecin hızlanması konusunda büyük önem arz ediyor. Özellikle de e-dönüşüm alanında tercih edilen bulut teknolojiler, hız avantajı ile aslında nakit akışının hızlanmasını da sağlıyor. Bir işlem yapılırken sayfanın saniyeler içerisinde açılması, o iş ile ilgilenen çalışanların işlerini daha mutlu yapmalarına bile katkıda bulunabiliyor.
Depolama: Fiziksel erişim gerektirmemesi sayesinde çok daha az masrafla daha fazla veriyi depolama ve paylaşma imkânı sunması da bulut tabanlı çözümleri yaygın olarak tercih edilir bir konuma taşıyor. Verilerin yok olma veya tahrip olma riskinin de minimize edilmesi depolama konusunda karşımıza çıkan avantajların arasında yer alıyor.
İş akışının sürekliliği:Nitelikli bir hizmet sağlayıcı ile çalışıldığında bulut tabanlı çözümler sıkı takip altında olduğu için sistem aksaklıkları minimum seviyede gerçekleşiyor. Sistemlerin sıkı takip altında olması nedeniyle, herhangi bir hata olması durumunda çoğunlukla kullanıcılara hiç yansımadan düzeltilebiliyor. Böylece kullanıcılar da hiçbir aksaklık yaşamadan rutin iş akışlarına devam edebiliyor.
Güvenlik:Bazı kurumlar, bulut teknolojilere geçmeye ‘güvenlik’ konusunda endişeli oldukları için daha temkinli yaklaşabiliyor ancak bağımsız denetime tabi tutulan bulut hizmet sağlayıcılarının sunduğu çözümler bu anlamda risk barındırmıyor. Özellikle de bu alana yatırım yapan, güvenlik konusunu uluslararası standartlarda tutmaya özen gösteren bir hizmet sağlayıcı tercih edilmesi durumunda söz konusu hiçbir şüpheye gerek kalmayacaktır.
Doğru Hizmet Sağlayıcısını Seçmenin Önemi
Bulut tabanlı servis sağlayıcı seçerken; entegrasyon süreç yönetimi, destek, ulaşılabilirlik, güvenlik, itibar ve referans kriterlerinin göz önünde bulundurulması gerekiyor.
İlk olarak entegrasyon sürecinin nasıl yönetileceği, ne kadar zaman alacağı, hem bu süreçte hem de ilerleyen süreçte desteğe ihtiyaç duyulan her anda firmanın ulaşılabilir olması dikkat edilmesi gereken unsurların başında yer alıyor. Entegrasyon sürecinin herhangi bir aksaklık oluşmadan kısa bir süre içerisinde tamamlanması iş akışının olumsuz etkilenmemesi anlamında değerli bir konu. Yanı sıra ilerleyen süreçte teknik desteğe ihtiyaç duyulması anında hizmet sağlayıcının ulaşılabilir ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemesi de oldukça önemli.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer kritik konu ise verilerin gizliliği ve güvenliği. Servis sağlayıcı bu anlamda sertifika sahibi olsa bile bu sertifikanın kim tarafından, hangi kriterler değerlendirilerek verildiğini öğrenmek ayrı bir önem taşıyor. Bu anlamda bulut tabanlı hizmet sağlayıcısı seçerken; güçlü referanslarının olması, sahip olduğu sertifika türleri, sektör tecrübesi ve hatta çoğu iş alanı için global anlamda hizmet vermesi dikkat edilebilecek değerli noktalar olarak ön plana çıkıyor.
Bulut Tabanlı Teknolojiler Kullanırken Nelere Dikkat Etmek Gerekiyor?
Tüm bu önemli bilgilerin ışığında, e-dönüşüm konusunda kullanımı çok avantajlı gözüken bulut tabanlı teknolojileri tercih etmeye karar verirseniz, hizmet sağlayıcınızdan talep etmeniz gereken özellikler şunlar olmalı:
Bulut tabanlı teknolojileri kullanarak e-dönüşüm süreçlerini yürütmek için doğru yazılım kadar yazılımın üzerinde çalışacağı sunucular, veri tabanının yönetimi ve bakımı, üçüncü parti uygulamaların yönetimi, lisansların takibi, networkün yönetimi de önemlidir. Tüm bunların hizmet sağlayıcı tarafından takip edilmesi sizin ve şirketinizin üzerindeki yükü azaltacak ve kendi iş alanınıza odaklanmanıza imkan yaratacaktır.
Bulut tabanlı teknolojileri güvenle kullanmak için en önemli konulardan biri de tüm araçların 7/24 aktif çalışır olduğunun takip edilebilmesi için monitoring hizmetlerinden faydalanmaktır. Bununla birlikte felaket kurtarma senaryolarının iyi kurgulanması, sürekli back-up’ı alınan bir sistem oluşturulması ve olası bir veri kaybındasistemlerin en yakın tarihli back-up’a geri döndürülebilmesi gerekir. Yine güvenlik için sızdırmazlık taramalarının uygun araçlarla, uygun koşullarda ve uygun yetkinliklere sahip kişiler tarafından yapılması gerekir. Taramaların yapılması kadar, sonuçlarının takip edilmesi, gerekli güncellemelerin yapılması ve yeniden testlerin gerçekleştirilmesi de uzmanlık gerektirir. Bir diğer deyişle hizmet sağlayıcı sadece sistemleri sunmaktan değil, bulut sistem üzerinde kurulu teknik birçok sistemin işletilmesinden ve sürekliliğinin sağlanmasından da sorumlu olmalıdır. Bunlara örnek olarak şifreleme, güvenlik duvarı, davranışsal analiz, tehdit algılama sistemleri sayılabilir. İyi bir hizmet sağlayıcı sistemleri 7/24 izlemenin ötesinde, sadece ihtiyaç durumunda lazım olacağı için çalışırlığı çoğu zaman ihmal edilen felaket kurtarma senaryoları gibi hazırlıkların da doğru çalışıp çalışmadığını periyodik olarak test eder.
Bulut tabanlı teknolojilerde erişilebilirlik kritik önemdedir. Örneğin sistemlerde bir sorun yaşandığı için e-irsaliyenin hazırlanamaması ya da iletilememesi bir şirketin konteynerlerinin o gün gemiye yüklenememesine bu da bir gün daha liman maliyetinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Tüm bunlara ek olarak, e-dönüşüm sürecine başladığınızda küçük belge hacimleri ile süreciniz ilerliyor olsa da işlerinizin büyümesi ve yasal zorunlulukların değişmesiyle birlikte esnekliğe ihtiyacınız olabilir. Bu nedenle henüz ilk adımlarda, ihtiyaç duyduğunuzda büyüyebilen bir ekosistemin içinde yer aldığınızdan emin olmanız gerekir.
Regülasyonlarla sürekli değişiklik yaşanan e-dönüşüm dünyasında hiçbir şirket için sadece teknik destek yeterli değildir. e-Dönüşüm hizmet sağlayıcısının süreçler ve yeniliklerle ilgili danışmanlık sunmasına ihtiyaç duyulur.
Harekete Geçin
Bulut tabanlı teknolojiler hakkında daha fazla bilgi için bize ulaşabilirsiniz.
Muhasebe süreçlerinin bulut ortamına taşınması, iş akışlarında herhangi bir aksaklık yaşanmasının önüne geçerken, işletmelere her an her yerden ilgili e-belgeye erişebilme imkânı sunuyor. Sağladığı birçok avantaj ile şirketlere güvenli ve esnek bir alan tanıyan özel entegratörler, firmaların iş akışında merkeze oturarak, tüm süreçleri etkileyebilecek bir önem taşıyor.
On-premise (direk entegrasyon) çözümü kullanıp, bulut altyapısına geçecek olan firmalar için iş akışlarının etkilenmemesi çok kıymetli. Bu süreçte uçtan uca çözüm sağlayabilen, tüm e-belgeleri sunan, SAP paketleri konusunda destek verebilen ve alanında uzman, GİB ile uzun süreli çalışma tecrübesine sahip bir özel entegratör ile çalışan firmalar;
Daha hızlı geçiş ve onboarding süreci,
Tüm e-dönüşüm ürünlerinde tek düzen ve aynı akış yapısı,
Daha yüksek işlem hızı,
Teknik destek konusunda hızlı iletişim kurma
gibi avantajlar elde ediyor.
“E-Dönüşüm’de Bulut Tabanlı Çözümler İle İş Süreçlerini Kolaylaştırın” başlığıyla düzenlediğimiz webinarımızda, gelen sorulara alanında uzman ekibimizin verdiği yanıtlar, bulut tabanlı çözümler ile ilgili en çok merak edilen konulara açıklık getiriyor.
1-On-premise sistemden bulut tabanlı bir çözüme geçiş kolay mıdır? En baştan projelendirme süreci gerekiyor mu?
Türkiye’deki zaman akışına baktığımızda, on-premise ile yola çıkıldığını görüyoruz. 2014 yılından itibaren ise bulut alternatifi hayatımıza girdi. Bulut tabanlı çözümlerin; daha esnek, hızlı uygulanabilir olması ve operasyonel maliyetleri azaltması gibi özellikleri ile müşterilerimiz buluta geçiş yapıyor. Günümüzde birçok projenin on-premise yönteminden buluta geçtiğini söyleyebiliriz. Ürünlerimizi tasarlarken de buna göre tasarlıyoruz. Örneğin; on-premise yöntemi kullanan bir müşterimizin nasıl taşınacağı, bu taşıma sürecinin hangi yolla en az efor sarf edilerek gerçekleştirilebileceği senaryosuyla birlikte ürünlerimizi hazırlıyoruz.
2-Buluta geçiş sonrasında on-premise sistemdeki belgelerimiz ne olacak?
Bulut sisteminde olduğu gibi on-premise sistemlerde de belgeler; Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından daha oluşma anından itibaren şema kontrollü bir şekilde seyredebiliyor ve elektronik olarak imzalanarak zaman içinde değişmezliği garanti altına alınıyor. Yanı sıra; belgenin stabili ve dosya deseni değişmiyor. Biz de bu avantajdan faydalanabiliyoruz. Çeşitli “import tool”lar ile on-premise bir ortamda, daha önce kullanılan çözümde ne kadar belge olursa olsun bu belgelerin formatı belli olduğu için e-fatura ise e-fatura, e-arşiv ise e-arşiv, e-irsaliye ise e-irsaliye için çeşitli “import tool”lar yazılabiliyor. Biz de bunları geliştirip kullanıyoruz.
Çok yüksek hacimli bir belgeden bahsediyorsak; bir nas cihazı taşıyarak belge buluta getirilip sonra da bulut sisteminin kendi içindeki stoğuna aktarılabiliyor ya da daha düşük hacimlerde ise daha kolay teknolojiler tercih edilebiliyor. Bulut sisteminde sanki ilk günden beri bu sistemi kullanıyormuş gibi saklanabiliyor. Bu sayede buluta geçiş yapan kullanıcılar, belgelerini sanki ilk günden beri bulutta oluşturulmuş gibi görüntüleyebiliyor, PDF alabiliyor, gerektiğinde indirebiliyor. Ayrıca belgeler yok olmadan saklanabiliyor.
3- E-Belgelerin hacmine bağlı olarak bulut tabanlı bir çözümün performansı sürekli gelişir mi?
Bulutta tasarladığımız sistemin yatayda genişleyebilir olması çok kritik. Sistem, gerekli yatırımlarla yatayda genişleyebilecek halde tasarlanmış ise bulut üzerinden geçen hacim arttığında ve çok yüksek hacimli yeni mükellefler bu sisteme dahil olduğunda da çok kolay bir şekilde yeni hacmi kaldırabilecek alt yapıya kavuşabilir durumda oluyor. Dolayısıyla hacmin yüksek olması aslında bir nevi bulut tarafında da daha uygun yatırımların yapılıp yatayda ölçeklenebilir altyapılar kurmaya çok teşvik ediyor. “Çok yüksek hacimliler performansı etkiler mi?” sorusuna, “Gerekli yatırımlar yapılmadıysa etkileyebilir fakat bu yatırımların yapıldığı ortamlarda böyle bir sorun yaşanmıyor.” yanıtını verebiliriz.
4-Firmamızın politikası gereğince bulut tarafa doğru adım atamıyoruz. Özel entegratörler, firmalara bu konuda nasıl destek olabilir?
Kişisel ve finansal verilerin bulut sistemlerde kullanılması, on-premise sisteminde kullanılmasına kıyasla güvenlik açısından büyük sorular doğurabiliyor. Özellikle uluslararası şirketlerde güvenlik ekiplerinin soru işaretleri olabiliyor. Global bir şirketin Türkiye’deki bir şubesiyseniz, özel entegratör firmalar güvenlik anlamındaki endişeleri gidermek için size destek olabilir. Özel entegratörlerin, müşterilerinin güvenlik sorularına göre dökümanlar ürettiği ve cevap verdiği bir süreç var. Bulut konusunda çok karmaşık bir politikanız olsa bile özel entegratörler bu konuda da destek oluyor ve işin nasıl doğru yapıldığını kanıtlı bir şekilde sunabiliyor. Bu da global firmalar da dahil olmak üzere pek çok şirketin konuya bakış açısını değiştirebiliyor.
5-On-premise’ten bulut sisteme geçiş yaptığınız bir projeniz oldu mu? Tahmini kaç aylık bir eforla geçiş yapılabiliyor?
On-premise yönteminden buluta geçmek isteyenler için halihazırda bir proje planımız ve bir paketimiz bulunuyor. Bu paketin entegrasyonu çok kısa bir sürede yapılabiliyor. Yaklaşık birkaç hafta gibi bir sürede bulutta tekrar hayata geçmiş oluyor. Burada önemli olan konu, eski verilerin taşınması. Çeşitli verilerle taşınabiliyor ancak, verinin boyutuna göre taşıma süreci biraz vakit alabiliyor. Boyut fark etmeksizin müşterimizin birkaç hafta içinde buluttan kesintisiz bir şekilde devam etmesini sağlayabiliyoruz.
6- SAP için bulut çözümü var mı?
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Türkiye’de onayladığı çözümlere baktığımızda SAP’nin Türkiye’de bir veri merkezi yapısı olmadığı için SAP bu işi tek başına kendisi yapamıyor. SAP’nin bizim sistemlerimize entegre olan, Almanya ekibiyle beraber geliştirdiğimiz paketleri bulunuyor. Bulut sistemlerimizi kullanarak Gelir İdaresi Başkanlığı’na entegre olabiliyorsunuz. Beraber geliştirdiğimiz için SAP’nin Türkiye’ye yönelik ürettiği çözümler bizim bulut sistemimizle tamamen entegre halde.
7- On-premise Sovos e-defter ürününü kullanıyoruz. Bulut çözüme geçmek istersek bizi bekleyen entegrasyon süreçleri nelerdir?
Sovos on-premiseve bulut tabanlı e-defter ürünleri görünürde hemen hemen aynı olmakla birlikte alt yapısı, back-up’ının alınması, 7/24 izlenebilmesi gibi konularda önemli farklılıklar gösteriyor. On-premise’te bu tarz sorumluklar vergi mükellefinin kendisindeyken, bulut tabanlı çözüm ile birlikte sorumlulukları biz üstlenmiş oluyoruz. Geçiş için: bir başvuru yapmak, erişim account’u almak, web servisi ve portal kullanıcısı sahibi olup ardından mevcutta entegre olunan sistemdeki “endpoint”leri, yeni bulut ürünün “endpointler”i ile değiştirmek gerekir. Özetle birkaç farklı url’nin güncellenmesi ve kullanıcı adları oluşturulmasıyla bu iş yapılabilir. Farklı ERP/muhasabe programları için çeşitli adaptörlerle geçiş kolaylığı sunuyoruz. Bunun yanı sıra nasıl entegre olabileceğine dair danışmanlık isteyen müşterilerimize projelendirme yoluyla destek verebiliyoruz.
8- Bulut çözümlere geçiş yaparsak güvenlik kontrolleri olarak hangi sorumlulukları Sovos’a devretmiş oluruz?
Bir bulut çözüm sağlayıcısı olarak müşterilerimizle her projenin başlangıcında bir araya gelerek sunulan hizmetleri detaylı bir şekilde ortaya koyarız. Sunduğumuz bulut çözümlerde penetrasyon testleri ve güvenlik taramaları, network taramaları, uygulama taramaları, kod taramaları gibi konular bizim sorumluluğumuzdadır. Bununla birlikte ürünün tüm yönetiminin ve güvenli şekilde işletilmesinin sağlanması için güvenlik duvarları, davranışsal analiz sistemleri, tehdit algılama sistemleri, sıkılaştırma sistemleri gibi tüm sorumlulukları da biz üstleniriz. Bunlara ek olarak DRC, back-up, monitoring servislerinin tüm güvenlik bağlantılarının sorumlulukları da bize ait olur.
Webinarı İzleyin
9 Mayıs 2024 Perşembe günü düzenlenen webinarda; e-Dönüşümde Bulut Çözümlere Geçiş ve Güvenlik Stratejilerine dair merak edilenler ele alındı. Yayın kaydına buradan ulaşabilirsiniz.
Başarı Hikayesi:
Samsung Türkiye e-Dönüşüm Süreçleri
Samsung Türkiye
Televizyon, akıllı telefon, giyilebilir cihazlar, tabletler, kameralar, dijital gereçler, ağ sistemleri, hafıza, yarı iletken ve LED çözümleri dünyasını yeniden tanımlayan Samsung Electronics; dönüştürücü fikirler ve teknolojiler sayesinde dünyaya ilham veriyor ve geleceği şekillendiriyor.
Neden Sovos?
“2015 yılında başlayan e-dönüşüm yolculuğumuz, Samsung’un global kuralları gereği direkt entegrasyon ile ilerlemeye çalışıyordu. Ancak bu şekilde bir düzende Türkiye’de yaşanan hızlı regülasyon değişikliklerine ayak uydurmak mümkün değildi. Sovos ile çalışmaya başlamak bizim için çok faydalı bir dönüşüm sağladı. Bulut çözümlere geçiş önemli bir oyun değiştirici oldu. Bunun yanı sıra Samsung dünya çapında tek bir SAP Instance’ı ile yönetilen en büyük kullanıcılardan biri. Bu da global kuralları beraberinde getiriyor. Türkiye’de SAP sertifikalı çözümler sunan, kuralları olması gerektiği gibi sorunsuz uygulayabilen, global SAP uygulamamızı Türkiye şartlarına göre yerelleştirebilen, ani regülasyon değişikliklerini büyük bir çeviklikle karşılayan bir partnerle çalışıyor olmak hem Türkiye ekibimizin işlerini çok kolaylaştırıyor hem de global ekiplerimize güven veriyor. Ciddiyetle ele aldığımız veri ve bilgi güvenliği politikalarımıza uyum sağlayabilmeleri için partnerlerimizin yıllık ve çeyreklik dönemlerde denetimden geçmesi gerekiyor. Şimdiye kadar Sovos ve birlikte yürüttüğümüz süreçlerle ilgili hiçbir sorun yaşamamış olmak çok kıymetli. Tüm ekibe yarattıkları güven, sundukları sistemler, gösterdikleri çeviklik ve uzmanlık için teşekkür ederiz.
Yıllardır birlikte çalışıyoruz ve biliyoruz ki bu uzun bir yolculuk.”
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), dijital vergi kontrolü uygulamalarında yenilikler yapmayı sürdürüyor. GİB’in, yayınladığı son tebliğ 21 Mayıs 2024 tarihinde ResmiGazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu tebliğ ve GİB tarafından 22 Mayıs 2024 tarihinde yapılan duyurularla temel olarak altı başlıkta değişiklikler meydana geldi:
1) e-Defter Gönderim Sürelerinde Değişiklik Yapıldı:
Elektronik Defterler Genel Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ kapsamında en çok dikkat çeken değişiklik defter gönderim süreleri hakkında oldu. Geçmiş dönemde aylık gönderimler için gönderim süresi, ilgili ayı takip eden üçüncü ayın sonuna kadardı. . Yeni tebliğ ile bu süre ilgili ayı takip eden dördüncü ayın 10. gününe kadar uzatıldı. Geçici vergi dönemlerine dayalı gönderimlerin süresi de aynı şekilde uzatılarak son gün dönemi takip eden üçüncü ayın 10. günü olarak güncellendi.
2) e-Defter Hesapları Resen Açılacak:
Tebliğ ile belirtilen bir diğer değişikliğe göre; e-defter sistemini kullanmak zorunda olan ancak zorunluluk başlangıcında katılmayan mükelleflerin e-defter hesapları, GİB tarafından resen açılacak ve mükelleflere bildirilecek.
3) Kayıp Defter İçin Başvurma Süresi Uzatıldı:
Yukarıda belirtilen değişikliklere ek olarak, defterlerin mücbir sebeplerle kaybolması halinde zayi belgesi almak için yetkili mahkemeye başvurma süresi 15 günden 30 güne çıkarıldı.
Söz konusu tebliğin e-defter gönderim sürelerine ilişkin düzenlemesi 2024/01 dönemi için oluşturulacak e-defterlerden başlamak üzere yürürlüğe girmiştir. Diğer düzenlemeler de yayımı tarihiyle yürürlüğe girmiştir.
4) e-Belgelerde Bulunması Gereken Zorunlu Alanlar Güncellendi:
GİB’in 22 Mayıs 2024 tarihinde paylaştığı duyurular çerçevesinde aşağıda belirttiğimiz belgelerde, belirttiğimiz alanlar zorunlu hale getirildi:
e-Arşiv Fatura, e-Serbest Meslek Makbuzu, e-Müstahsil Makbuzu ve e-Adisyon uygulamalarının e-Arşiv Raporlarında “İmza Zamanı” alanı,
e-Arşiv Fatura, e-Serbest Meslek Makbuzu ve e-Müstahsil Makbuzu uygulamalarının e-Arşiv Raporlarında “Vergi Oranı” alanı,
Güncellemeler 01.07.2024 tarihi itibarıyla devreye alınacaktır.
5) Güncellenen Paketler:
22 Mayıs 2024 tarihli duyurularda belirtildiği üzere, e-Arşiv Teknik Kılavuzuna ek olarak, e-Arşiv paketi ve e-Sigorta Komisyon Gider Belgesi paketi güncellendi.
6) Eşanlı Yükleme İmkânı:
GİB, yaptığı duyuruyla, 22.5.2024 tarihi itibarıyla yüklenecek paketler için geçerli olmak üzere; e-Defter ve berat dosyalarını “eşanlı olarak” e-Defter uygulaması üzerinden veya web servis aracılığıyla Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenme imkânı getirdi. Eşanlı olarak yüklenen e-defter ve berat dosyaları için e-Defter Saklama Uygulaması üzerinden işlem yapılmayacağı belirtildi.
Harekete Geçin
Türkiye’deki e-dönüşüm uygulamalarına ilişkin son güncellemeler ve zorunluluk kapsamları hakkında tüm detayları öğrenmek için uzman ekibimizle iletişime geçin.
Başarı Hikayesi:
Eczacıbaşı Bilişim e-Dönüşüm Süreçleri
Eczacıbaşı Bilişim
Eczacıbaşı Topluluğu kuruluşlarına bilgi teknolojileri konusunda danışmanlık, servis ve destek hizmetleri vermek amacıyla 1989 yılında kurulan Eczacıbaşı Bilişim, 2002’den bugüne Topluluk dışındaki kuruluşlara da anahtar teslim projeler üreterek, teknik destek, danışmanlık ve profesyonel hizmetler sunuyor.
Neden Sovos?
“Sovos ile 2013 yılında çıktığımız yolculuğun son iki yılında, SAP S/4HANA geçişi amacıyla başlayan yoğun bir proje trafiğine girdik. Bu geçişe paralel hale getirmeye çalıştığımız e-dönüşüm uygulamaları için birçok sistemi On-Premise’den Cloud’a geçirdik. Kiminde Greenfield kiminde Brownfield yöntemlerini uyguladık kiminde ise sadece Cloud geçişini gerçekleştirdik. Hatta Eczacıbaşı topluluğu bu dönemde iki kuruluşu bünyesine katınca hemen onların dönüşümlerini de sürece dahil ettik. Hepsi birbirinden önemli, hepsi birbirinden kritik geçiş projeleriydi.
İşlerimizi tamamen On-Premise sistemle ilerleyen, işletilmesi çok fazla dikkat ve özen isteyen platformlar aracılığıyla yürütürken, süreçlerin ağırlığını üzerimizde hissediyorduk. Bulut tabanlı teknolojiler ile kelimenin tam anlamıyla bu ağırlıktan kurtulduk. Cloud sistemler ölçeklenebilirliği ve performansı ile tüm endişelerimizi uzaklaştırdı. Tamamen SAP içerisinde kalarak bütün verilere ulaşabilmek kullanıcı deneyimini çok etkiliyor. Çoklu işlem yapabilmek, yeri geldiğinde SAP dışından, Portal’den aynı veriye ulaşabiliyor olmak esneklik sağlıyor.
Sunulan bu tür yenilikçi ve esneklik sağlayan teknolojilerden çok memnunuz ancak bu dönüşüm sürecinde bence en önemli şey: teknolojinin yanında, destek sağlayıcımızla birlikte hareket edebilmek ve esneyebilmekti. Planlamayı, zamanlamayı çeşitli sektörlere ve iş ritmine göre kusursuz yapabilmek, projenin ilerlemesini ani gelişen durumlara hızlıca adapte edebilmek en çok kıymet verdiğimiz şeylerden biri oldu. Çünkü bir irsaliyenin zamanında kesilemiyor olması, kamyonun yüklenememesi, geminin kalkmaması, yani tedarik zincirinin baştan sona etkileniyor olması anlamına geliyordu.
Farklı alanlardaki, birbirinden çok farklı iş gereksinimlerinde, varlığını hep yanımızda hissettiğimiz Sovos ekibine gönülden teşekkür ediyorum.”
İskender Günüşen
Kurumsal Çözümler Direktörü
“Sovos, Türkiye’de e-dönüşüm başladığı ilk günlerden beri hayatımızda. Eczacıbaşı’nın e-dönüşüm yolculuğunun da en başından beri önemli bir parçası. “On-Prime” sistemlerden “Cloud”a kadar bütün projeleri birlikte başardık. Hala da çeşitli alanlarda geçiş projelerimizi sürdürüyoruz. Proje süreçlerinde ve takibindeki destek süreçlerinde çok yakın çalıştığımız için artık birbirimizi de çok iyi tanıyoruz, çalışma sistemlerimizi biliyoruz. Bu karşılıklı olarak önemli bir konfor sunuyor.”
Vesile Selay Yağtu
SAP Consulting Services Manager, Eczacıbaşı Bilişim
Türkiye’de 10 yılı aşkın süredir hayatımızda olan e-belgeler, her yıl Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) yayımladığı tebliğlerle kullanım alanını genişletiyor ve daha çok şirket e-belge mükellefi haline geliyor. GİB’in son yayımladığı tebliğler ile e-dönüşüm uygulamalarının kapsamı hem uygulama hem de mükellefler açısından genişledi. e-Belgeleri ve kimler için kullanımlarının zorunlu olduğunu detaylı inceleyelim.
2024’te e-Fatura Uygulaması
e-Fatura uygulamasının amacı; satıcı ile alıcı arasında güvenli, hızlı ve tasarruflu standart bir sistem oluşturmaktır. “e-Fatura Nedir?” sorusu için açıklayıcı bilgilere ihtiyaç duyarsanız ilgili blog sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
GİB’in yayımladığı Tebliğ’e göre:
2023 yılında brüt satış hasılatı 3 Milyon TL ve üzeri olan mükelleflerin, 1 Temmuz 2024 tarihiyle e-fatura uygulamasına geçiş yapmaları gerekiyor. Ayrıca:
İnternet üzerinden satış yapanlardan, brüt satış hasılatı veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı 2023 yılı hesap dönemi için 500 Bin TL ve üzeri olanlar,
Gayrimenkul inşa, imal, alım, satım veya kiralama işlemlerini yapanlarla aracılık edenlerden, brüt satış hasılatı veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı 2023 yılı hesap dönemi için 500 Bin TL ve üzeri olanlar,
Motorlu taşıt, inşa, imal, alım, satım veya kiralama işlemlerini yapanlarla aracılık edenlerden, brüt satış hasılatı veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı 2023 yılı hesap dönemi için 500 Bin TL ve üzeri olanlar,
İnternet ortamında ilan yayınlayanlar ile internet reklamcılığı hizmet aracılarının brüt satış hasılatı veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı 2023 yılı hesap dönemi için 500 Bin TL ve üzeri olanlar e-fatura zorunluluk kapsamında bulunuyor ve 1 Temmuz 2024 tarihiyle e-fatura uygulamasına geçiş yapmaları gerekiyor.
Ek olarak: EPDK’dan şarj ağı işletmesi için lisans alan mükeflefler ve bu mükelleflerden sertifka alan istasyon işletmecilerinin 2 Ocak 2024 tarihi itibarıyla e-fatura uygulamasını kullanmaya başlamış olmaları bekleniyor.
2024’te E-Arşiv Fatura Uygulaması
e-Arşiv fatura uygulaması ile dijital ortamda hızlıca fatura oluşturabilir ve e-faturaya kayıtlı olmayan mükelleflere kolayca elektronik fatura gönderebilirsiniz.
GİB’in yayımladığı tebliğe göre:
e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan kullanıcıların, e-arşiv uygulamasına geçmesi de zorunludur.
Aracı hizmet sağlayıcıları, internet ortamında ilan yayınlayanlar ile internet reklamcılığı hizmet aracılarının e-arşiv uygulamasına geçmesi zorunludur.
Brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) 3 Milyon TL ve üzeri olan mükelleflerin, Gelir/Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin verildiği tarihi izleyen hesap dönemi başından itibaren e-arşiv fatura uygulamasına zorunlu olarak geçmeleri gerekir.
E-fatura ve e-arşiv fatura uygulamalarına kayıtlı olmayan mükelleflerce aynı günde aynı kişi veya kurumlara düzenlenen faturaların vergiler dahil toplam tutarının 50.000 TL’yi aşması halinde söz konusu faturaların 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren ücretsiz olarak sunulan e-Arşiv İnternet Portali (GİB PORTAL) üzerinden e-arşiv fatura olarak düzenleme zorunluluğu getirilecek.
483 SN VUK Genel Tebliği Madde 6’da belirtilen ÖKC kullanımından muafiyeti şartlarını sağlayarak ÖKC kullanımından muaf olan ve e-arşiv fatura uygulamasına dahil olan mükelleflerin; Kanunun 232’nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen, işlemin gerçekleştiği yıla ait, fatura düzenleme zorunluluğuna ilişkin tutarı aşmayan perakende mal ve hizmet satışlarında düzenlenecek e-arşiv faturalarında müşterinin adı bölümüne “Nihai Tüketici” açıklaması ile düzenlenmesi halinde perakende satış fişi veya ödeme kaydedici cihaz fişi yerine kullanılabilmesine imkan verilmesi öngörülüyor.
GİB’in yapacağı analiz çalışmalarıyla riskli ya da vergiye uyum düzeyi düşük mükelleflere ve başkanlıkça belirlenen diğer mükellef gruplarına yazılı bildirimle en az bir aylık süre vermek suretiyle e-arşiv fatura uygulamalarına geçme zorunluluğu getirilebilmesi öngörülüyor.
2024’te E-Defter Uygulaması
1 No’lu Elektronik Defter Genel Tebliği’ne göre e-Fatura uygulamasına yıl içinde zorunlu olarak geçen mükelleflerin, izleyen yılın başından itibaren e-Defter uygulamasını kullanmaları zorunludur. Bu kapsamda 2023 yılı içerisinde e-Fatura uygulamasını zorunlu olarak kullanmaya başlayan aşağıdaki mükelleflerin 1 Ocak 2024 itibarıyla e-Defter uygulamasını kullanmaya başlamaları gerekiyor:
Mükellef/Mükellef Grubu
2022 hesap dönemi için brüt satış hasılatı 3 Milyon TL ve üzeri olanlar,
Elektronik ortamda mal ve hizmet satışı yapanlardan 2022 hesap dönemi için brüt satış hasılatı 500 bin TL ve üzeri olanlar,
Aracı hizmet sağlayıcıları, internet reklamcılığı ve internet ortamında ilan yayınlayanlardan 2022 hesap dönemi için brüt satış hasılatı 500 Bin TL ve üzeri olanlar,
Gayrimenkul alım, satım, kiralama, inşa ve imal yapanlardan 2022 hesap dönemi için brüt satış hasılatı 500 Bin TL ve üzeri olanlar,
Motorlu taşıt alım, satım, kiralama, inşa ve imal yapanlardan 2022 hesap dönemi için brüt satış hasılatı 500 Bin TL ve üzeri olanlar,
Ayrıca; Türk Ticaret Kanunu’nun 397’nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bağımsız denetime tabi olan şirketler, şartların sağlandığı yılı takip eden yılın başından itibaren e-Defter’e geçiş yapmak zorundalar.
2024’te E-İrsaliye Uygulaması
E-irsaliye uygulaması ile kağıt irsaliyeler 2020 yılı itibariyle GİB tarafından belirlenen standartlara göre elektronik belge olarak düzenleniyor, elektronik ortamda iletilip muhafaza ve ibraz ediliyor.
GİB’in yayımladığı tebliğe göre:
E-irsaliye için zorunlu başlangıç tarihi, sektör ayrımı olmaksızın, 2023 yılında brüt satış hasılatı 10 Milyon TL ve üzeri olan e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükellefler için 01 Temmuz 2024 olarak belirlenmiş durumda.
Not: Mükellefleri yukarıdaki şekilde belirlenen, elektronik belge olarak düzenlenmesi gereken faturaların ve arşiv faturaların, kağıt olarak düzenlenip gönderilmesi halinde özel usulsüzlük cezası uygulanmaktadır.
GİB’in belirlediği e-Belge yükümlülükleri ile daha önce sadece finans departmanlarını ilgilendiren faturalama ve arşivleme konuları, artık operasyon ve IT gibi departmanları da etkiliyor. Bu kompleks e-Dönüşüm süreçlerinin karşısında ise ‘bulut teknolojisi’, multidisipliner bir çözüm olarak öne çıkıyor.
Başarı Hikayesi:
ING Türkiye İş Ortaklığı
ING Türkiye
Finans sektörünün değişimindeki öncü tavrını ve bankacılık lisansı olan bir teknoloji şirketi olma anlayışını vurgulayacak şekilde “Bank” ifadesini isminden çıkaran ING Türkiye; marka stratejisinin özünde dijitalleşme ve inovasyonu bulunduruyor.
Neden Sovos?
“e-Fatura alanındaki teknik altyapı ihtiyacımızı uzun dönemdir sorunsuz bir şekilde karşılayan Sovos ile partnerliğimizi çok daha geniş bir boyuta taşıyoruz. 2023 yıl sonundan itibaren artık tıpkı Bireysel Müşterilerimiz gibi KOBİ Müşterilerimiz de Dijital Şube üzerinden Canlı Asistan yardımıyla fiziki evrak temini yapmadan işlemlerini gerçekleştirebiliyorlar. e-Dönüşüm ürünlerinin tamamı için KOBİ temsilcisinin anında yanıt alabileceği zorlu yapıyı Sovos Türkiye ile birlikte sağlıyoruz.
Sovos Türkiye, ilk aşamadaki ihtiyaç tespiti çalışmalarından planlamalara, teknolojik alt yapısından müşteriye ulaşan dijital hizmete kadar sunduğu uçtan uca hizmetle ve tüm müşteri gruplarına terzi işi çözümler üretebilmesiyle tam da aradığımız gibi kapsamlı bir servis sağlayıcı. Testler, deneyimler ve müşteri geri bildirimleri de doğru bir partnerlik kurduğumuzu gösteriyor. Yol arkadaşlığımızdan çok memnunuz.”
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından belirlenen yükümlüklerle her yıl çok sayıda şirket e-Dönüşüm sisteminin bir parçası olarak e-Fatura ve e-Arşiv Fatura kullanıcısı haline geliyor. Sistemi yeni kullanmaya başlayan şirketlerin ise en sık sorduğu sorular e-Fatura ve e-Arşiv Faturalarda iptal ve iade (ret) işlemleri hakkında oluyor. e-Fatura nasıl iptal edilir, e-arşiv fatura nasıl iptal edilir gibi sorular öne çıkıyor.
e-Fatura’nın iptal ve iade süreci teknik olarak bakıldığında kağıda basılı fatura ile aynıdır. Fakat pratikte bazı işlemler değişiklik gösterir. Bu konuda en sık sorulan soruları yanıtlayarak, akıllardaki belirsizlikleri giderebiliriz.
e-Fatura İptal İşlemi Nedir?
Türk Ticaret Kanunu’na göre ticari faturalar 8 günlük süre içinde iptal edilebilir. Eğer alıcı taraf faturanın hatalı olduğunu daha geç fark ettiyse, bu durumda e-fatura iptali yerine e-fatura iadesi yapması gerekir.
e-Fatura Neden İptal Edilir?
Alıcıya gönderimi yapılan fatura ile ilgili olarak, tarafların faturanın hatalı düzenlenmiş olduğu konusunda aynı fikirde olması ya da fatura içeriğinin muhatabı tarafından kabul edilmediği durumlarda e-fatura iptal edilir. e-Fatura iptal konusunda bilgileri şu şekilde detaylandırabiliriz:
e-Fatura İptal Edilirse Ne Olur? e-Fatura’nın iptal edilmesi durumunda söz konusu faturanın iptali gerçekleşir. Eğer e-Fatura’nın iptaline karar verilirse sonraki süreçleri öğrenmek için “Temel e-Fatura” ve “Ticari e-Fatura” senaryolarına ayrı ayrı bakmak gerekir. Temel e-Fatura, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından uygulamaya konmuş olan, kâğıt fatura ile aynı hukuki niteliklere sahip ve fatura alıcısının sistem üzerinden reddetme olanağı olmayan elektronik fatura senaryosudur. Dolayısıyla bu tür faturalarda e-fatura iptali söz konusu değildir. Ticari e-Fatura ise Temel e-Fatura’dan farklı olarak alıcıya onay ve ret seçeneği sunar. e-Fatura İptali Nasıl Yapılır? e-Fatura iptal işlemini iki tür üzerinden şöyle açıklayabiliriz:
Temel e-Fatura İptal Nasıl Yapılır? Temel e-fatura senaryosunda, alıcının faturayı sistem üzerinden reddetme şansı yoktur. Müşterinizin, reddi istenen faturaya karşılık bir iade e-faturası oluşturması ve tarafınıza iletmesi gerekir. Bu işlem her iki faturanın birbirini mahsuplaştırması için yeterlidir.
Bu noktada e-fatura iptal portalı devreye girer. Alıcı ya da satıcı taraf, e-faturanın iptal işlemi için “e-fatura İptal Portalı” üzerinden öncelikle fatura numarasını ve faturanın toplam tutarını girmelidir. Bu belgenin mali mühür ile imzalandıktan sonra karşı tarafa “iptal talebi” olarak gönderilmesi ve karşı tarafın talebi onaylaması gerekir. Alıcının talebi onaylaması ile e-Fatura reddedilmiş olur.
Ticari e-Fatura İptal Nasıl Yapılır? Ticari e-fatura iptali, faturayı gönderen tarafından yapılamaz. Fatura ancak gönderim yaptığınız müşterinize ait sisteme düştükten sonra 8 gün içinde reddedilmesi durumunda iptal edilebilir. Bu durumda yeni bir fatura oluşturmadan reddedilen fatura üzerinden düzenleme yapılabilir. Reddedilen e-fatura sisteminizde iptal edilmiş bir fatura gibi görünür.
8 gün içerisinde reddedilmeyen ticari e-faturaların iptali için ise alıcı tarafın KEP sistemi, noter gibi harici yollar ile faturayı gönderen tarafa fatura iptal talebini içeren bir yazı göndermesi gerekir. Bu durumda satıcının da itirazı kabul etmesi halinde fatura reddedilmiş olur.
e-Fatura İptal Süresi Kaç Gündür?
e-Fatura iptal süresi 8 gündür.
e-Fatura İade İşlemi Nedir?
Yasal sürelerde iptal ve itirazı olmayan fatura, alıcısı tarafından kabul edilmiş sayılır. Alıcı e-faturayı yasal süreler içinde reddederse ek bir iptal/itiraz süreci başlatmaya gerek kalmaz. e-Fatura reddi, faturanın tüm içeriğine itiraz anlamına gelir. Reddedilen bir faturanın ise alıcısı tarafından muhasebe kayıtlarına alınmasına gerek olmaz. Reddedilen söz konusu fatura için iade faturası düzenlenmesi gerekmez. Diğer yandan, faturanın içeriğindeki mal/hizmetin hepsine ya da belli bir bölümüne itiraz/geri gönderim talebi olursa, fatura muhasebe kayıtlarına alınmışsa, bu kez iade faturası ile süreç ilerletilmelidir. e-Fatura iade süreci adımları ise şöyledir:
e-Fatura İade Süreci Adımları Kesilen iade faturası e-fatura, türü de “iade” olmalıdır. Üzerinde mutlaka iadeye konu olan faturanın tarih ve fatura numarasının yer alması gerekir. Gelen faturanın senaryosundan bağımsız olarak iade fatura senaryosu belirlenebilir. Örneğin ticari fatura senaryosuna göre gelen bir faturaya temel fatura senaryosuna göre iade faturası düzenlenebilir. İade faturası tek bir faturaya yönelik ya da birden fazla faturaya referans verecek şekilde düzenlenebilir.
e- Fatura Reddi Nedir?
e-Fatura reddi, e-Fatura iptali ile aynı anlama gelir.
e-Fatura Neden Reddedilir?
Faturanın hatalı düzenlenmiş olması ya da fatura içeriğinin muhatabı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle belirtilen süre içinde e-fatura reddedilebilir.
e-Fatura Reddedilirse Ne Olur?
e-Fatura reddedilirse, temel e-fatura ya da ticari e-fatura senaryolarına göre ilerlenir.
e-Fatura Ret Süresi Kaç Gündür? Ticari e-Fatura’nın alıcı tarafından reddedilmesi için gerekli süre 8 gündür. 8 gün içinde alıcı herhangi ret işlemi yapmazsa fatura otomatik olarak kabul edilir.
Aktardığımız bilgileri, “Temel e-Faturalarda İade ve İptal”, “Ticari e-Faturalarda İade ve İptal” ve “e-Arşiv Faturalarda İptal” başlıklarında derlediğimiz aşağıdaki tabloda da detaylı inceleyebilirsiniz.
Sovos Compliance Cloud,İşletmelerin Küresel Düzenleyici Ortamlarda Yol Bulmasına Yardımcı Olmak İçin; Vergi Uyumluluğu ve Düzenleyici Raporlama Yazılımlarını Tek Platformda Birleştiren İlk ve Tek Çözüm
Kesintisiz çalışan uyumluluk teknolojileri sunan Sovos bugün, vergi uyumluluğu ve düzenleyici raporlama yazılımını tek bir platformda birleştiren Sovos Compliance Cloud‘un lansmanını yaptı. Küresel uyumluluk için bütünsel bir veri kayıt sistemi sağlayan sektörün ilk ve tek çözümü SovosCompliance Cloud, sekiz yılı aşkın süredir yerli mühendisliğe yapılan yüz milyonlarca dolarlık yatırımın doruk noktasını temsil ediyor. Bu yatırım, çoğu ERP, P2P ve e-ticaret teknolojisi ekosistemine entegrasyonlarla birleştirilebiliyor ve dünyanın dört bir yanından satın alınan, türünün en iyisi olan birkaç milyar dolarlık ürünü içeriyor.
Sovos CEO’su Kevin Akeroyd, “Vergi uyumluluğunu bir iş gereksiniminden büyüme gücüne dönüştürme zamanıdır” dedi ve ekledi: “Sovos bu ihtiyacı neredeyse on yıl önce fark etti ve sektörün tek gerçek entegre, eksiksiz uyumluluk çözümünü oluşturmaya yatırım yaptı. Kurumsal kaynak planlaması (ERP), müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) ve insan sermayesi yönetiminin (HCM) hepsinin; farklı nokta çözümlerinden muazzam iş değerinin kilidini açan bütünsel kayıt platformları sistemine geçmesi gibi, Sovos Compliance Cloud da aynı şeyi vergi ve uyumluluk için yapıyor.”
Sovos Compliance Cloud’un lansmanı, bireysel nokta çözümlerine uyumu ele almaya çalışan işletmeler için artan risk ve verimsizlik döneminin ortasında geliyor. Aslında, şirketlerin %82‘si beş yıl öncesine göre vergiyle ilgili uyum riskine daha fazla maruz kaldıklarına inanıyor (kaynak: Bloomberg) ve %90‘ı uyumla ilgili maliyetlerinin artmaya devam etmesini bekliyor (kaynak: Accenture). Birleşik bir buluta geçiş, şirketlerin işletme genelinde teknoloji altyapılarına daha fazla görünürlük kazandırmalarına ve daha fazla ölçek ekonomisine sahip olmalarına imkan vererek; zamandan, paradan tasarruf etmelerini ve riski azaltmalarını sağlıyor.
Sovos Compliance Cloud ayrıca CFO’ların ve CIO’ların kendilerini zengin bir ortaklar ve teknoloji sağlayıcıları ekosistemine yerleştirerek, mevcut yatırımlarını en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyor. Bugüne kadar şirket, Sovos App Marketplace’teki 425‘ten fazla bağlayıcının yanı sıra kilit kurumsal kaynak planlaması (ERP), borç hesapları (AP) ve alacak hesapları (AR) sistemlerine 75’ ten fazla gömülü entegrasyona sahip oldu. Bu, şirketlerin daha doğru vergi uyumu ve raporlaması sağlamak için maliyetli altyapıyı değiştirmelerine veya modifiye etmelerine gerek olmadığı anlamına geliyor.
Sovos Compliance Cloud, bu yıl 80’den fazla ülkede altı milyardan fazla vergi ve e-faturalandırma işlemini gerçekleştirecek; bir sonraki en büyük sağlayıcı ise 100 milyondan azını. Sovos Compliance Cloud, modern işletme için şimdiye kadar sunulan en ölçeklenebilir ve güvenli küresel uyumluluk çözümünü temsil ediyor.
“Uyumluluk artık işlemin içinde, önemini artırıyor ve işletmeleri minimum eşiği karşılamanın ötesine bakmaya yönlendiriyor. Şimdi amaç, eyleme geçirilebilir iş zekası üretmelerine olanak tanıyan tek bir veri kaynağına uyumun küresel bir görünümüdür” diyor IDC Finansal Uygulamalar Araştırma Direktörü Kevin Permenter.
Modern Uyum İçin Yeni Bir Platform
Sovos Compliance Cloud, modern uyumluluk için beş temel unsuru ele alan tek platform çözümü olarak şirketlerin şunları yapmasını sağlıyor:
Sovos Compliance Network aracılığıyla her devlet vergi dairesi de dahil olmak üzere ilgili dahili ve harici veri ve sistemlere bağlanmayı.
Bir işlem veya yükümlülüğün her bir tarafını tanımlamayı ve Sovos Identity çözümü aracılığıyla iddia ettikleri kişi olduklarını doğrulamayı.
KDV ve SUT, Sovos Vergi Stopajı, Sovos e-Fatura ve Sovos Nakliye için Sovos Vergi Tespiti aracılığıyla her işlemin doğru ve uyumlu olduğunu belirlemeyi.
Sovos Vergi Bilgileri Raporlama ve Sovos Dosyalama yoluyla ticari kayıtlar ve vergi daireleri arasında aslına uygunluğu sağlarken her işlemi veya vergi yükümlülüğünü bildirmeyi ve doğru bir şekilde dosyalamayı.
Sovos Intelligence çözümleri aracılığıyla tek bir doğruluk kaynağı elde etmek, riski azaltmak ve iş değişikliklerini gösteren temel kalıpları bulmak için tüm işlemlerden ve vergilerden veri analiz etmeyi ve elde etmeyi.
Sovos Compliance Cloud, küresel bir işletmenin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayan kapsamlı yetenekler sunarak şirketlerin çalışan, satıcı ve iş ortağı gelirleri hakkında doğru bir şekilde dosyalanmasını sağlıyor. Katma Değer Vergisi (KDV), Sürekli Vergi Kontrolü (CTC) ve Satış ve Kullanım Vergisi (SUT) için Vergi Belirleme, Dosyalama ve Raporlama ile küresel olarak 19.000’den fazla vergi bölgesinde doğru hesaplamalar üretiyor. Sovos Vergi Bilgileri Raporlaması, halihazırda dünyadaki herhangi bir şirketten daha fazla 1099’u işliyor.
Sovos Hakkında
Sovos, işletmelerin giderek daha fazla düzenlemeye tabi olan bir dünyada gerçek bir güvenle gezinmelerini sağlayan küresel bir vergi, uyum ve güven çözümleri ve hizmetleri sağlayıcısıdır. Her zaman açık uyumluluk yetenekleri için özel olarak oluşturulan ölçeklenebilir BT odaklı çözümlerimiz, gelişen ve karmaşık bir küresel düzenleyici ortamın taleplerini karşılar. Sovos’un bulut tabanlı yazılım platformu, iş uygulamaları ve devlet uyumluluk süreçleriyle benzersiz bir entegrasyon seviyesi sağlar.
Fortune 500’ün yarısı da dahil olmak üzere 100’den fazla ülkede 100.000 ‘den fazla müşteri, uyumluluk ihtiyaçları için Sovos’a güveniyor. Sovos, 19.000 küresel vergi yetki alanında yılda üç milyardan fazla işlem gerçekleştirmektedir. 400’den fazla güçlü iş ortağı programı ile desteklenen Sovos, sektörler ve coğrafyalar arasındaki şirketler için rakipsiz bir küresel ağa sahiptir. 1979 ‘da kurulan Sovos, Amerika ve Avrupa’da faaliyet göstermektedir ve Hg & TA Associates’e aittir. Daha fazla bilgi için www.sovos.com.tr adresini ziyaret edebilir ve bizi LinkedIn ve Twitter’da takip edebilirsiniz.
Bu duyurunun orijinal kaynak dildeki metni, resmi ve geçerli versiyondur. Çeviriler sadece yardımcı olmak amacıyla sunulmuştur ve kanuni geçerlik sahibi tek metin olan kaynak dilde hazırlanan metin ile çapraz başvuru yöntemine göre incelenmelidir.
Değişen üretim ve dağıtım teknikleriyle rekabet koşullarının KOBİ’lere etkilerini öngören Korgün Yazılım, üretici ve dağıtıcı firmalar için 1992’den beri tamamen yerli ERP yazılımları geliştirerek kapsamlı çözümler sunuyor. Bugün, rekabetçi işletmelerin başarılı olabilmesi için özel yazılım çözümleri sunmanın yanı sıra bireysel kullanıcılar için de yazılım ve MOBİL çözümleri geliştiriyor.
Neden Sovos?
“Altı senedir Sovos’la çalışıyoruz ve e-Dönüşüm tarafında ERP kullanan müşterilerimizin tamamını kendileriyle tanıştırıyoruz. Bu şekilde bütün müşterilerimize Sovos’un çözümlerini sunabilmek bize hız ve güç katıyor.”