Artık birçok işletme “uluslararası” ticari işlemlere dahil olacak: bir ülkedeki işletme başka bir ülkedeki müşteriye mal satacak ve genellikle bu malların teslimatını da kendisi gerçekleştirecek. Ticaretin iki veya daha fazla vergi bölgesinde ve AB içindeki bir müşteriyle Birleşik Krallık gibi üçüncü bir ülkedeki tedarikçi arasında yapılması ihtimali, kaçınılmaz olarak farklı karmaşıklık düzeylerinde KDV zorluklarını gündeme getirecek.
İşletmelerle müşteriler arası (B2C) ticari işlemlere kıyasla, işletmeler arası (B2B) işlemler yapan tedarikçiler farklı zorluklarla karşılaşacak. Bu yazıda B2B işlemlere odaklandık.
Birleşik Krallık’ta bulunan bir tedarikçinin Birleşik Krallık’ta üretilen malları AB içindeki müşterilere tedarik etmek için sözleşme yaptığını varsayalım.
AB’ye mal ithalatı
Dikkat edilmesi gereken ilk konu, AB içindeki müşterilere malların teslim edilmesi için malların AB gümrük sınırlarından geçirilmesi gerektiğidir. Ve bu, tedarik zinciri yönetimi için ilk noktadır.
Malları AB’ye kim ithal edecek ve önemli hususlar neler?
Müşterinin başlangıç noktası muhtemelen tedarikçiden malları ithal etmesinin istenmesi ve müşterilerini memnun etmek isteyen bir satış temsilcisinin bunu kabul etmesidir. Peki bu durum tedarikçi için bir sorun mu? EVET!
Gümrükte dikkat edilecek hususlar
Satış temsilcisi Teslim Şekilleri “gümrük resmi ödenmiş olarak teslim edilecek (DDP)” olan bir siparişle hoşnut bir şekilde geri döner – ancak bu, sevinilecek bir durum mudur?
“Gümrük resmi ödenmiş olarak teslim edilecek” demek, tedarikçinin, malları müşterinin bulunduğu ülkede KDV uygulaması açısından yerel bir satış yapılmak üzere teslim etmesi gerekiyor demektir. Bu durumda, Birleşik Krallık’taki tedarikçinin malları AB’ye ithal etmesi gerekir ve bu ilk sorunu ortaya çıkarır.
Birlik Gümrük Kodu (UCC) kapsamında, malları gümrük yetkilisine sunan firma (beyan eden), AB içinde kurulmuş bir işletme olmalıdır. AB içinde kurulmuş olan ve mal ithalatı yapan bir işletme hem ithalatçı hem de beyan eden firma olabilir. AB sınırları dışında kurulmuş olan bir işletme ithalatçı olabilir ancak beyan eden firma olamaz. Bu durumda AB dışındaki ithalatçı, AB içinde kurulmuş bir işletmeyi “dolaylı gümrük komisyoncusu” olarak tayin etmelidir. Bu gümrük komisyoncusu, ödenmesi gereken gümrük vergilerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaktır ve riskler nedeniyle bu hizmetleri veren çok fazla firma bulunmamaktadır. Bu nedenle satıcı, gerekli teslimatı zamanında yapmak – veya genel olarak teslimat yapabilmek – için dolaylı gümrük komisyoncusu olarak çalışacak birini bulamadığında sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getiremeyebilir.
Yerel KDV konularını anlamak
Bir tedarikçi, bu engeli aşmayı başarırsa, ardından satışta uygulanan yerel KDV konusu gelir. Tedarikçi KDV için kayıt yaptırıp satış faturasına KDV mi uygulamalıdır, yoksa sorumlu sıfatı ile KDV mi geçerlidir? Ve müşteri, tedarikçinin sınırda ödediği, geri ödenmeyen gümrük masraflarını ödeyecek midir?
Buradaki önemli husus, DDP koşullarıyla imzalanan bir sözleşmenin satış ekibi için daha kolay olması ancak ileride ciddi sorunlara neden olabilmesidir. Birleşik Krallık’taki tedarikçiler, mümkün olan durumlarda DDP’den farklı teslim koşulları üzerinde anlaşmaya çalışmalıdır.
AB içindeki depo tesisleri
Birleşik Krallık’taki bazı tedarikçiler, gecikme olasılığını azaltmak amacıyla teslimatlarını yapmak için AB içinde depo tesisleri kuruyor. Hem KDV’yi hem de doğrudan vergileri etkileyebilecek bir konu, deponun kalıcı veya sabit bir kuruluş sayılıp sayılmadığı sorusudur. Bu yazıda biz sayılmadığını varsayıyoruz – ancak kalıcı bir kuruluşun bulunması durumunda dolaylı gümrük komisyoncusu görevlendirmeye gerek kalmaz.
İthalatta KDV nasıl yönetilmeli
Birleşik Krallık’taki tedarikçi, malları AB’deki depoya getirdikten sonra, müşterilere teslimat yapacaktır. Burada önemli bir husus, ithalat KDV’sinin nasıl ödeneceğidir. Bazı Üye Devletler, sorumlu sıfatıyla ithalat KDV’sini KDV iadesine kadar erteleme imkânı sunuyor. Bu gibi durumlarda, kurallara uyulduğu ve işletme KDV’yi tam olarak geri alabildiği müddetçe ithalat KDV’si indirimi yapılabiliyor. Mallar, ithalat KDV’sinin önce ödendiği ve daha sonra kesildiği bir Üye Devlete ithal ediliyorsa, bu işlemin nerede yapılacağı konusu önem kazanıyor. Halihazırda KDV kaydı varsa, KDV normal şekilde KDV iadesi üzerinden geri alınabiliyor. Ancak, ithalatın yapıldığı Üye Devlette yurtiçi satışlar için sorumlu sıfatıyla KDV mekanizması varsa, AB’de kurulu olmayan bir tedarikçinin ithalat KDV’sini geri alması için 13. Direktif kapsamında başvuruda bulunması gerekiyor. Bu durumun söz konusu olduğu Üye Devletlerden biri İspanya, zira burada mütekabiliyet kuralları uygulanıyor ve bu nedenle tüm işletmeler 13. Direktif kapsamında talepte bulunamıyor.
Dolayısıyla, bir tedarikçi AB içinde bir depo kullanmayı veya DDP üzerinden satış yapmayı planlıyorsa, ilk olarak olası akışların haritasını çıkarması ve ardından KDV ile ilgili olumsuz bir durumun oluşabileceğini anlamak için KDV muamelesini belirlemesi gerekiyor. Bu tip depo işlemlerindeki planlama fırsatlarını ve olası tuzakları başka bir yazıda inceleyeceğiz.
Harekete Geçin
Güncel dijital vergi zorunluluklarını ve ihtiyaçlarını öğrenmek için bizimle iletişime geçin.