Tüm dünyada KDV açıkları büyürken, vergi daireleri giderek daha da sıkı denetimleri uygulamaya koyuyor. Amaçları verimliliği yükseltmek, sahteciliğin önüne geçmek ve gelirleri artırmak.
Hükümetlerin bir şirketteki işlemleri daha iyi anlayabilmesinin bir yolu Sürekli İşlem Denetimi (CTC) uygulamaktır. Bu kapsamda şirketler, fatura bilgilerini alıcıdan önce vergi dairelerine gerçek zamanlı olarak veya gerçek zamana yakın bir sürede göndermek zorundadır. Yaygın olarak kullanılan bir CTC yöntemine göre, faturanın hazırlanması veya ödenmesi için önce vergi dairesi tarafından onaylanması gerekir. Bu sayede vergi dairesi hem görünürlük kazanır hem de ticari işlemler üzerinde belli bir derecede operasyonel denetim sağlamış olur.
KDV nedir?
Katma değer vergisinin (KDV) temel ilkesi, ekonomik zincirin her bir aşamasında hükümetin katma değerden belli bir pay almasıdır. Bu zincir, ürün veya hizmetlerin bir kişi tarafından tüketilmesiyle sona erer. Son müşteri dahil olmak üzere zincirdeki tüm taraflar KDV öder. Ancak sadece işletmeler girdiler üzerinden alınan vergileri mahsup edebilir.
Birçok hükümet, şirketlerin devlete borçlu olduğu “dolaylı” vergileri tespit etmek için faturaları asli delil olarak kullanır. Dünyada ticaret yapan hemen hemen tüm ülkelerde en önemli dolaylı vergi KDV’dir. KDV uygulamasına sahip birçok ülkede tüm gelirlerin %30’undan fazlası bu vergi kaleminden sağlanmaktadır.
KDV açığı nedir?
KDV açığı, beklenen KDV geliri ile gerçekleşen KDV tahsilatı arasındaki toplam fark anlamına gelir.
Avrupa Komisyonu’nun en son yayınladığı rapora göre Avrupa’da her yıl yaklaşık 140 milyar euro tutarında KDV açığı gerçekleşmektedir. Bu tutar, ilgili ülkelerde beklenen KDV gelirinin %11’inin kaybedilmesi anlamına gelmektedir. Tüm dünyada ödenmesi gereken ancak hatalar veya dolandırıcılık nedeniyle hükümetlerin tahsil edemediği KDV toplamının yarım trilyon euro tutarında olabileceği tahmin edilmektedir. Bu rakam, Norveç, Avusturya veya Nijerya gibi bazı ülkelerin gayri safi yurt içi gelirine eşittir. KDV açığı tüm dünyada ödenmemiş KDV tutarının yaklaşık %15 ila %30’una karşılık gelir.
Sürekli İşlem Denetimi nedir?
Sürekli işlem denetimi bir çeşit vergi uygulamasıdır. Bu uygulamada işlem bilgileri vergi mükellefinin sistemlerinden vergi idaresinin belirlediği bir platforma elektronik olarak gönderilir. Gönderme işlemi, ilgili işlemin tarafları arasında bilgilerin fiili olarak gönderilmesinden hemen önce veya bilgilerin gönderilmesi sırasında veya hemen sonrasında gerçekleşir.
Yaygın kullanılan CTC yöntemlerinden biri “clearance model” (gerçek zamanlı denetim modeli) olarak adlandırılmaktadır çünkü bu sistemde fatura bilgileri alıcıya gönderilmeden önce vergi idaresi tarafından ve gerçek zamanlı veya gerçek zamana yakın bir sürede onaylanmaktadır. CTC, mali ve para politikalarını oluşturmak için bilgi sağlamak amacıyla kullanılabilecek benzersiz ekonomik veriler elde etmek de için güçlü bir araç olabilir.
CTC nerede başladı?
Bu son derece farklı vergi uygulamasının ilk adımları 2000’li yılların başında Latin Amerika’da atıldı. Türkiye gibi diğer yükselen ekonomiler de on yıl sonra bu yöntemi benimsedi. Bugün Latin Amerika’daki birçok ülkede sağlam CTC sistemleri bulunuyor. Bu sistemlerde fatura üzerinden KDV uygulanması için ciddi miktarda veri gereklidir. Diğer önemli veriler de (örn. ödeme durumu veya taşıma belgeleri) işlem anında alınabilir ve doğrudan ön onaydan geçebilir.
E-fatura nedir?
Elektronik fatura veya e-fatura, vergi uyumu veya kanıt gösterme amacıyla basılı fatura kullanmaksızın, faturaların elektronik formatta gönderilmesi, alınması ve saklanmasıdır. Basılı faturalara ek olarak tarayıcıyla fatura görüntüsünün alınması veya e-fatura mesajlarının alınıp gönderilmesi hukuki açıdan elektronik fatura kullanılması anlamına gelmemektedir. CTC uygulaması kapsamında e-fatura kullanımı genellikle zorunludur ancak her zaman zorunlu olmayabilir. Örneğin Hindistan’da faturaların alıcıya gönderilmeden önce vergi idaresi tarafından onaylanması zorunludur ancak sonrasında faturanın dijital formatta gönderilmesi zorunlu değildir.
CTC ve e-fatura uygulamalarının amacı, KDV iadesini önceden doldurmak veya değiştirmek için işlem sırasında kaynakta kontrol edilen işletme verilerinin kullanılmasıdır. Bu nedenle işletmeler, teknoloji ve organizasyon planlamalarında CTC dönüşümünü ve CTC sisteminin vergi idareleri tarafından nasıl kullanıldığını bütüncül bir şekilde kavramalıdır.
Ufukta neler var?
Hükümetler bu sıkı denetimlerle birlikte gelen gelirlerin ve ekonomik istatistiklerdeki iyileşmelerin farkına varırken, ufukta yeni uygulamaların belirdiğini görüyoruz. Gelecek beş ila on yıl içinde CTC sistemine dayalı dolaylı vergi rejimlerinin yükselişinin hızlanacağını tahmin ediyoruz. Halihazırda KDV, mal ve hizmet vergisi veya benzeri dolaylı vergileri uygulayan çoğu ülkenin 2030’a kadar bu tip denetimleri kısmen veya tamamen uygulamaya koymasını bekliyoruz.
Avrupa’da gelecek birkaç yıl içinde Fransa, Bulgaristan ve Polonya’nın CTC yöntemini uygulamaya başlayacağını biliyoruz. Suudi Arabistan da yakın zamanda e-fatura için uygulanacak kuralları yayınladı ve başka birçok ülke bu yönde adımlar atacak.
Gündeme gelecek olan bu uygulamalar, bir zorluktan ziyade şirketlerin dijital dönüşümü için bir fırsat niteliğindedir. Tabii ki bunun için doğru zihniyetin benimsenmesi gerekiyor. Ancak her tür değişimde olduğu gibi, bu alanda da hazırlık süreci büyük önem taşıyor. Global şirketler, yakında gündeme gelecek olan CTC sitemine ve KDV dijitalleştirmenin getireceği diğer gerekliliklere göre stratejik planlarını hazırlamak için yeterli zaman ve kaynak ayırmalı. Tüm dünyada yeni uygulamalar hızla hayatımıza girerken, küresel bir KDV uyum çözümü, şirketlerin hem bugünkü hem de gelecekteki ihtiyaçlarına doğru şekilde yanıt verecektir.
Harekete Geçin
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.