Muhasebe süreçlerinin bulut ortamına taşınması, iş akışlarında herhangi bir aksaklık yaşanmasının önüne geçerken, işletmelere her an her yerden ilgili e-belgeye erişebilme imkânı sunuyor. Sağladığı birçok avantaj ile şirketlere güvenli ve esnek bir alan tanıyan özel entegratörler, firmaların iş akışında merkeze oturarak, tüm süreçleri etkileyebilecek bir önem taşıyor.
On-premise (direk entegrasyon) çözümü kullanıp, bulut altyapısına geçecek olan firmalar için iş akışlarının etkilenmemesi çok kıymetli. Bu süreçte uçtan uca çözüm sağlayabilen, tüm e-belgeleri sunan, SAP paketleri konusunda destek verebilen ve alanında uzman, GİB ile uzun süreli çalışma tecrübesine sahip bir özel entegratör ile çalışan firmalar;
- Daha hızlı geçiş ve onboarding süreci,
- Tüm e-dönüşüm ürünlerinde tek düzen ve aynı akış yapısı,
- Daha yüksek işlem hızı,
- Teknik destek konusunda hızlı iletişim kurma
gibi avantajlar elde ediyor.
“E-Dönüşüm’de Bulut Tabanlı Çözümler İle İş Süreçlerini Kolaylaştırın” başlığıyla düzenlediğimiz webinarımızda, gelen sorulara alanında uzman ekibimizin verdiği yanıtlar, bulut tabanlı çözümler ile ilgili en çok merak edilen konulara açıklık getiriyor.
1-On-premise sistemden bulut tabanlı bir çözüme geçiş kolay mıdır? En baştan projelendirme süreci gerekiyor mu?
Türkiye’deki zaman akışına baktığımızda, on-premise ile yola çıkıldığını görüyoruz. 2014 yılından itibaren ise bulut alternatifi hayatımıza girdi. Bulut tabanlı çözümlerin; daha esnek, hızlı uygulanabilir olması ve operasyonel maliyetleri azaltması gibi özellikleri ile müşterilerimiz buluta geçiş yapıyor. Günümüzde birçok projenin on-premise yönteminden buluta geçtiğini söyleyebiliriz. Ürünlerimizi tasarlarken de buna göre tasarlıyoruz. Örneğin; on-premise yöntemi kullanan bir müşterimizin nasıl taşınacağı, bu taşıma sürecinin hangi yolla en az efor sarf edilerek gerçekleştirilebileceği senaryosuyla birlikte ürünlerimizi hazırlıyoruz.
2-Buluta geçiş sonrasında on-premise sistemdeki belgelerimiz ne olacak?
Bulut sisteminde olduğu gibi on-premise sistemlerde de belgeler; Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından daha oluşma anından itibaren şema kontrollü bir şekilde seyredebiliyor ve elektronik olarak imzalanarak zaman içinde değişmezliği garanti altına alınıyor. Yanı sıra; belgenin stabili ve dosya deseni değişmiyor. Biz de bu avantajdan faydalanabiliyoruz. Çeşitli “import tool”lar ile on-premise bir ortamda, daha önce kullanılan çözümde ne kadar belge olursa olsun bu belgelerin formatı belli olduğu için e-fatura ise e-fatura, e-arşiv ise e-arşiv, e-irsaliye ise e-irsaliye için çeşitli “import tool”lar yazılabiliyor. Biz de bunları geliştirip kullanıyoruz.
Çok yüksek hacimli bir belgeden bahsediyorsak; bir nas cihazı taşıyarak belge buluta getirilip sonra da bulut sisteminin kendi içindeki stoğuna aktarılabiliyor ya da daha düşük hacimlerde ise daha kolay teknolojiler tercih edilebiliyor. Bulut sisteminde sanki ilk günden beri bu sistemi kullanıyormuş gibi saklanabiliyor. Bu sayede buluta geçiş yapan kullanıcılar, belgelerini sanki ilk günden beri bulutta oluşturulmuş gibi görüntüleyebiliyor, PDF alabiliyor, gerektiğinde indirebiliyor. Ayrıca belgeler yok olmadan saklanabiliyor.
3- E-Belgelerin hacmine bağlı olarak bulut tabanlı bir çözümün performansı sürekli gelişir mi?
Bulutta tasarladığımız sistemin yatayda genişleyebilir olması çok kritik. Sistem, gerekli yatırımlarla yatayda genişleyebilecek halde tasarlanmış ise bulut üzerinden geçen hacim arttığında ve çok yüksek hacimli yeni mükellefler bu sisteme dahil olduğunda da çok kolay bir şekilde yeni hacmi kaldırabilecek alt yapıya kavuşabilir durumda oluyor. Dolayısıyla hacmin yüksek olması aslında bir nevi bulut tarafında da daha uygun yatırımların yapılıp yatayda ölçeklenebilir altyapılar kurmaya çok teşvik ediyor. “Çok yüksek hacimliler performansı etkiler mi?” sorusuna, “Gerekli yatırımlar yapılmadıysa etkileyebilir fakat bu yatırımların yapıldığı ortamlarda böyle bir sorun yaşanmıyor.” yanıtını verebiliriz.
4-Firmamızın politikası gereğince bulut tarafa doğru adım atamıyoruz. Özel entegratörler, firmalara bu konuda nasıl destek olabilir?
Kişisel ve finansal verilerin bulut sistemlerde kullanılması, on-premise sisteminde kullanılmasına kıyasla güvenlik açısından büyük sorular doğurabiliyor. Özellikle uluslararası şirketlerde güvenlik ekiplerinin soru işaretleri olabiliyor. Global bir şirketin Türkiye’deki bir şubesiyseniz, özel entegratör firmalar güvenlik anlamındaki endişeleri gidermek için size destek olabilir. Özel entegratörlerin, müşterilerinin güvenlik sorularına göre dökümanlar ürettiği ve cevap verdiği bir süreç var. Bulut konusunda çok karmaşık bir politikanız olsa bile özel entegratörler bu konuda da destek oluyor ve işin nasıl doğru yapıldığını kanıtlı bir şekilde sunabiliyor. Bu da global firmalar da dahil olmak üzere pek çok şirketin konuya bakış açısını değiştirebiliyor.
5-On-premise’ten bulut sisteme geçiş yaptığınız bir projeniz oldu mu? Tahmini kaç aylık bir eforla geçiş yapılabiliyor?
On-premise yönteminden buluta geçmek isteyenler için halihazırda bir proje planımız ve bir paketimiz bulunuyor. Bu paketin entegrasyonu çok kısa bir sürede yapılabiliyor. Yaklaşık birkaç hafta gibi bir sürede bulutta tekrar hayata geçmiş oluyor. Burada önemli olan konu, eski verilerin taşınması. Çeşitli verilerle taşınabiliyor ancak, verinin boyutuna göre taşıma süreci biraz vakit alabiliyor. Boyut fark etmeksizin müşterimizin birkaç hafta içinde buluttan kesintisiz bir şekilde devam etmesini sağlayabiliyoruz.
6- SAP için bulut çözümü var mı?
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Türkiye’de onayladığı çözümlere baktığımızda SAP’nin Türkiye’de bir veri merkezi yapısı olmadığı için SAP bu işi tek başına kendisi yapamıyor. SAP’nin bizim sistemlerimize entegre olan, Almanya ekibiyle beraber geliştirdiğimiz paketleri bulunuyor. Bulut sistemlerimizi kullanarak Gelir İdaresi Başkanlığı’na entegre olabiliyorsunuz. Beraber geliştirdiğimiz için SAP’nin Türkiye’ye yönelik ürettiği çözümler bizim bulut sistemimizle tamamen entegre halde.
7- On-premise Sovos e-defter ürününü kullanıyoruz. Bulut çözüme geçmek istersek bizi bekleyen entegrasyon süreçleri nelerdir?
Sovos on-premise ve bulut tabanlı e-defter ürünleri görünürde hemen hemen aynı olmakla birlikte alt yapısı, back-up’ının alınması, 7/24 izlenebilmesi gibi konularda önemli farklılıklar gösteriyor. On-premise’te bu tarz sorumluklar vergi mükellefinin kendisindeyken, bulut tabanlı çözüm ile birlikte sorumlulukları biz üstlenmiş oluyoruz. Geçiş için: bir başvuru yapmak, erişim account’u almak, web servisi ve portal kullanıcısı sahibi olup ardından mevcutta entegre olunan sistemdeki “end point”leri, yeni bulut ürünün “end pointler”i ile değiştirmek gerekir. Özetle birkaç farklı url’nin güncellenmesi ve kullanıcı adları oluşturulmasıyla bu iş yapılabilir. Farklı ERP/muhasabe programları için çeşitli adaptörlerle geçiş kolaylığı sunuyoruz. Bunun yanı sıra nasıl entegre olabileceğine dair danışmanlık isteyen müşterilerimize projelendirme yoluyla destek verebiliyoruz.
8- Bulut çözümlere geçiş yaparsak güvenlik kontrolleri olarak hangi sorumlulukları Sovos’a devretmiş oluruz?
Bir bulut çözüm sağlayıcısı olarak müşterilerimizle her projenin başlangıcında bir araya gelerek sunulan hizmetleri detaylı bir şekilde ortaya koyarız. Sunduğumuz bulut çözümlerde penetrasyon testleri ve güvenlik taramaları, network taramaları, uygulama taramaları, kod taramaları gibi konular bizim sorumluluğumuzdadır. Bununla birlikte ürünün tüm yönetiminin ve güvenli şekilde işletilmesinin sağlanması için güvenlik duvarları, davranışsal analiz sistemleri, tehdit algılama sistemleri, sıkılaştırma sistemleri gibi tüm sorumlulukları da biz üstleniriz. Bunlara ek olarak DRC, back-up, monitoring servislerinin tüm güvenlik bağlantılarının sorumlulukları da bize ait olur.
Webinarı İzleyin
9 Mayıs 2024 Perşembe günü düzenlenen webinarda; e-Dönüşümde Bulut Çözümlere Geçiş ve Güvenlik Stratejilerine dair merak edilenler ele alındı. Yayın kaydına buradan ulaşabilirsiniz.