Birçok kişi e-belgelerin uzun bir süre Türkiye’nin yanı sıra sadece Latin ve Güney Amerika’da uygulanacağını düşünse de bu tür düzenleyici standartlar hızla tüm dünyaya yayılıyor. Uluslararası alanda faaliyet gösteren şirketlerin fark etmeye başladığı gibi, Türkiye’de 10 yılı aşkın süredir yaşanan “verginin dijital dönüşümü”nün benzerleri, bir süre sonra dünyanın neresinde iş yaparsanız yapın, uyumlanmanız gereken süreçler olarak karşınızda duracak…
Dünya genelinde hükümetler, vergi idareleri ile işletmeler arasındaki açığı kapatmak için dijital araçlardan yararlanmaya yönelik hızlı adımlar atıyor. Sadece yerel çalışmalar yapan şirketler için Türkiye’deki vergi sistemine uyumlanmak yeterli olsa da yurt dışı bağlantısı olan şirketler için durum farklı.
Her ülkenin standartları, uygulamaları ciddi farklılıklar gösteriyor. Amaç aynı olsa da birbirinden çok farklı dijital vergi sistemleri inşa ediliyor. Şirketlerin bunlara uyumlanabilmesi için ya Sovos gibi doğrudan dünyanın her yerinde hizmet sunabilen servis sağlayıcılarla çalışmaları ya da kendi içlerinde çok sağlam temeller inşa etmeleri gerekiyor.
KPMG’den Kathya Capote Peimbert’in belirttiği gibi: “Yasal uyumluluklar bir evi inşa etmek gibidir. Her şey güçlü bir temel ile başlar. Mevzuat uyum temeliniz doğru bir şekilde oluşturulduktan sonra, başarılı bir şekilde üzerine inşa etmeye ve genişletmeye devam edebilirsiniz. Eğer işletmeler gerekli altyapıya sahip değilse, yeni yönetmelikler ve talimatlar ortaya çıktıkça, bunlara karşı hazırlanma ve süreçleri yönetme konularında sorun yaşamaya başlarlar.”
Bilgi Teknolojileri Ekipleri Sahnede
Eskiden vergi, işten “çok sonra”nın konusuydu. Bugün ise “günün konusu.” Ertelenebilen, daha sonra düzenlenebilen değil, gerçek zamanlı bir sorumluluktan bahsediyoruz. Dijital yürütülmesi gereken bir sorumluluk. Dolayısıyla bu artık sadece finans/muhasebe ekiplerinin görev alanında olmaktan çıkıyor. İster istemez Bilgi Teknolojileri (BT) ekipleri sürece dahil oluyor.
BT ekipleri de farkında: Hataların fark edilmediği, yavaş işleyen, diğer teknolojilerle konuşamayan sistemlerle bu çevikliğe uyum sağlamak mümkün değil. Ve şunu kabul edelim: vergi teknolojileri çok karmaşık yapılar.
Bununla birlikte sürecin, ilgili tüm ekiplerin iş birliğinde yürütülmesi gerekiyor. Finansal süreçleri takip edip gereklilikleri yerine getiren bir ekip, bununla ilgili teknolojiyi sunan ve güncel tutan bir ekip ve yasal düzenlemeleri, yapılan değişiklikleri takip eden, anlayan ve uyarlayan bir ekip… İşletmelerin, gereklilikler hakkında bilgi sahibi olmak için iyi bir yöntemleri yoksa, onlar için her şey sürpriz oluyor ve her seferinde kendilerini sıfırdan başlıyormuş gibi hissediyorlar. Paniğe kapılıyorlar. Çünkü bazı düzenlemeler hükümetler tarafından 2-3 gün gibi kısa sürelerde bile talep edilebiliyor. Diğer yandan Christiaan Van Der Valk tarafından aktarılan bilgilere göre yükümlülük tarihleri çok ileride olsa da hissiyat farklı değil.
Asla Yeterli Zaman Yok
Christiaan Van Der Valk diyor ki: “İşletmelerle konuştuğunuzda, en yaygın çıkarım, yeni bir talimata hazırlanmak için ne kadar zamanları olursa olsun, diğer şirket öncelikleri nedeniyle bunun her zaman çok az olduğudur. Bunun iyi bir örneği, iş camiası ve hükümetin bir talimat oluşturmak için iki yıldan uzun bir süredir çalıştığı ve birçok işletmenin hazırlık konusunda yine de geç kalacağını duyduğum Fransa’da görülüyor. Bu durum kuruluşların yapılandırılmış bir plana sahip olmamasından kaynaklanıyor.”
Çok Uluslu Şirketler İçin Zaman Daralıyor
Avrupa Birliği genelinde, raporlamaya yönelik yeni talimatlar ve kılavuz ilkelere ilişkin daha büyük bir küresel eğilimin parçası olan yeni gelişmeler yaşanıyor. “Dijital Çağda KDV” (ViDA – VAT in the Digital Age) adlı çok büyük bir girişim ortaya atıldı. Avrupa Birliği Komisyonu tarafından geliştirilen bu program ile AB ülkelerinin mevcut KDV sistemini iyileştirmek ve dolandırıcılığı daha iyi önlemek için teknolojiyi kullanmak hedefleniyor. Bu teklifin yasalaşması, şirketlerin bu ülkelerde faaliyet gösterme şeklinde önemli değişikliklerin meydana geleceği anlamına gelecek. Tabii AB ülkelerini de e-dönüşüm sürecinde daha hızlı yol almaya yönlendiren bir adım bu.
Bu sistemin e-ticarettte, diğer üye ülkelerdeki tüketicilere satış yapan işletmelerin tüm AB için yalnızca bir kez kayıt yaptırmalarına ve KDV yükümlülüklerini tek bir dilde tek bir online portal üzerinden yerine getirmelerine olanak tanımak gibi imkanları da olacak.
Uzmanlar, önümüzdeki iki ila dört yıl içinde dünya genelinde 50’den fazla yetki alanında yeni talimatlar uygulanmaya koyulacağını söylüyor. Faaliyet göstermek için gereken farklı uyum yükümlülüklerinin sayısı arttığından ve bunları karşılamak için gereken zaman çizelgesi daha sıkışık hale geldiğinden bu durum çok uluslu şirketler için daha da önemli hale geliyor. e-Faturalama ve ViDA raporlamasını da içeren kapsamlı uyum stratejileri oluşturmak için çok uluslu şirketlerin önemli yatırımlar yapması gerekecek. Ve bu yatırımları geç kalıp, panik yaşamadan hayata geçirmesi, şirketlerin bu konudaki geleceğini belirleyecek.
Yönetim ekibine bu işin ciddiyetini anlatmak ve gerekli stratejileri kurmak için BT ekiplerine büyük rol düşüyor…