Bulut Teknolojilerinde Güvenliğin Önemi, Riskler ve Çözüm Yolları

Sovos
Nisan 3, 2025

Uzmanlar her yıl aynı cümleyi kuruyor: “Bu yıl, siber güvenlik sektörü için görülmüş en zorlu yıl oldu” ve ekliyorlar: “Gelecek yıl bundan daha iyi olmayacak…” Tehditlerin her geçen gün arttığı, dönüştüğü, karmaşık hale geldiği böyle bir ortamda, bulut tabanlı teknolojilerdeki güvenlik önlemlerinin neler olduğu da önemine önem katıyor. Veri güvenliğindeki uzmanlığımızla, 2024’te siber güvenlik alanında yaşanan gelişmeleri, gelecekteki riskleri, alınması gereken önlemleri anlatarak, farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz…

Bulut tabanlı teknolojiler artık dünyanın hemen her yerinde büyük öneme sahip. Bulut bilişim, sunduğu ölçeklenebilirlik, esneklik, maliyet avantajı sayesinde hızla büyüyen bir teknoloji haline geldi. e-Dönüşümde bulut teknolojilere olan talep her geçen gün çoğalırken, güvenlik önlemlerinin de artırılması önem taşıyor. Çünkü teknolojiler gelişir ve hayatı kolaylaştırırken, onlara karşı ortaya çıkan tehditler de aynı şekilde gelişiyor, karmaşıklaşıyor ve takip edilmesi zor bir hal alıyor. Siber suçluların bulut ortamındaki güvenlik açıklarını hedef alarak kullandıkları gelişmiş tehditlere karşı, geleneksel güvenlik önlemleri artık yeterli değil. Bu nedenle her geçen gün siber güvenlik alanında daha büyük değişimlere tanık oluyoruz. Bulut ortamında yapılan saldırılarda ve kötü amaçlı yazılımlarda bitmeyen bir yükseliş trendine tanık oluyoruz, yapay zekanın siber saldırılar için etkin bir şekilde kullanıldığını gözlemliyoruz.

Peki tehdit ortamı bu şekilde hızlı evrilirken, güvenliği sağlamak nasıl mümkün? Tehdit var diye teknolojilerin faydalarından uzak mı durulmalı yoksa bu teknolojileri güvenli bir şekilde kullanmanın yolu mu bulunmalı? Öncelikle tehditleri daha yakından tanıyarak başlayalım…

2024’te Bulut Güvenliği Alanında Yaşanan Gelişmeler

Geçtiğimiz yıl bulut ortamına izinsiz girişler yüzde 75 arttı.1,5 milyona yakın siber saldırı gerçekleşti. Kaydedilen 42 bin 669 kötü amaçlı yazılım saldırısı ile Mart, bu alanda rekor kırılan bir aydı. Bunların yüzde 3’ü ise “Zero Day” saldırısıydı. En çok saldırı, 227 bin ile Rusya’dan yapılırken, 141 bin ile ABD ikinci sırada yer aldı. Bu ülkeleri sırasıyla Polonya, Estonya, Ukrayna, Hindistan, Vietnam, Singapur, Bulgaristan ve İran izledi. Saldırılar sadece teknoloji kullanımlarını aksatmakla kalmadı, ciddi finansal kayıplara da sebep oldu. 2024’te siber saldırıların sebep olduğu finansal kayıplar 2023’e göre iki kat arttı. Bununla birlikte tedarik zinciri saldırılarının giderek arttığı gözlemlendi. Siber saldırganlar, büyük şirketlere doğrudan saldırmak yerine onların iş ortakları, tedarikçilerini hedef alarak, daha az korunan sistemler üzerinden erişim sağlamaya odaklandılar. Bu nedenle şirketlerin güvenlik politikalarını sadece kendi ağları ile sınırlamaması yönündeki görüşler daha çok benimsendi.

Tüm bu saldırılar ve tehditlerle 2024’te, bulut güvenliği açısından bazı büyük gelişmeler de yaşandı. Özellikle, yeni siber tehditler ve bunlara karşı alınan önlemler ön plana çıktı. Siber sigorta taleplerinde artış gözlemlendi. Ayrıca, regülasyonlarda da önemli değişiklikler oldu. Artan siber güvenlik risklerine karşı devletler ve uluslararası kuruluşlar da daha sıkı düzenlemeler getirmeye başladı. Avrupa Birliği’nin ENISA kapsamında çok daha sıkı güvenlik önlemlerine geçmesi, ABD ve Asya ülkelerinde de yeni regülasyonların hızla devreye alınması bunun örneklerinden…

Bulut Bilişim Güvenliğinde Gelecek Beklentileri

Yakın gelecek için de beklentiler 2024’ten pek farklı değil. Siber tehditlerin her geçen gün daha sofistike hale gelmesi bekleniyor. Yapay zekâ bulut tabanlı teknolojilerin güvenliği açısından da oyun değiştirici bir rol üstleniyor. Saldırganlar yapay zekâ ile kimlik avı e-postalarını daha etkileyici, kötü amaçlı yazılımları daha zor tespit edilebilir hale getiriyorlar. Sahte içerikler üreterek sosyal mühendislik saldırılarını güçlendiriyorlar. Bununla birlikte hayatımıza bir de kuantum bilişim giriyor. Kuantum bilişim, geleneksel şifre yöntemlerini tehdit eden bir teknoloji. Şu an için teorik bir risk gibi gözüküyor ama kuantum bilgisayarların gelişimiyle birlikte mevcut güvenlik sistemlerimizin yetersiz kalma ihtimali çok yüksek. Bu nedenle kuantuma dayalı şifreleme algoritmalarına yönelmek kaçınılmaz hale gelecek.

Proaktif güvenlik stratejileri geliştirmek, yapay zekâ destekli çözümlere yatırım yapmak, güvenlik açıklarını hızla gidermek, Sıfır Güven (Zero Trust) mimarisi ve gelişmiş kimlik doğrulama yöntemleri kullanmak ve regülasyonlara uyum sağlamak kritik olacak. 2025 ve sonrası için siber güvenlik, bulut bilişimle daha da iç içe geçecek ve şirketlerin hem teknolojik hem de yönetsel olarak bu değişime ayak uydurması gerekecek. Siber güvenlik düzenlemeleri sadece uyumluluk sağlamak için değil aynı zamanda iş sürekliliğini sağlamak için de önemini artıracak.

300 ila 400 milyar dolara ulaşan bulut bilişim pazar payının, 2025 yılında iki katına çıkması ön görülüyor. Bununla birlikte bulut güvenliği pazar payının da 2026 yılına kadar 37 milyar dolara yükselmesi bekleniyor.

Peki bulut teknolojilerin kullanımı bu kadar yaygınlaşırken ve sistemlere yönelik tehditlerde artarken, risklerden kaçınmak için neler yapılmalı?

2025’te Bulut Güvenliği İçin Şirketler Nasıl Bir Yol Haritası İzlemeli?

Şirketlerin, bulut bilişimin faydalarından yararlanırken, güvenlik risklerinden de kaçınmak için alabileceği pek çok caydırıcı ve önleyici adım var. Etkili bir savunma mekanizması oluşturmak için “olmazsa olmaz” diyebileceğimiz şeyleri şöyle sıralayabiliriz:

Bulut Teknolojileri Kullanırken Alınması Gereken Önlemler:

  1. Çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA): Siber saldırganın işini zorlaştıran çok kıymetli bir güvenlik katmanıdır. Tehdit altındaki hesapların yüzde 99’unun çok faktörlü kimlik doğrulama kullanmadığı görülüyor. Saldırganlar öncelikli olarak bu hesapları hedef alıyor.
  2. Eğitim: Veriye ulaşan herkesi kimlik avı saldırılarına karşı eğitmek, siber saldırılara karşı alınan en gerekli önlemlerden biri. Veriye erişimi olan çalışanlar, saldırıları nasıl tanıyacaklarını, kime bildireceklerini bilmeli. Kimlik avına maruz kalabilecekleri e-postaları, web siteleri tanıyabilmeliler. Bu kapsamda çalışanların sürekli test edilmesi de gerekiyor. Onların zayıflıklarını bulmak için simüle edilmiş kimlik avı saldırıları yapmak da iyi bir fikir. Bu eğitimler ve testler sayesinde birinci güvenlik duvarı oluşturulmuş oluyor.
  3. Kullanıcı ayrıcalıklarını azaltma: “Sıfır Güven” ilkesi kapsamında kullanıcı ayrıcalıklarını minimuma indirmek, ayrıcalık atanan kişilerin sayısını azaltmak gerekir. Her rol için sınırlı yetki verilmesi, hassas verilere erişimi sınırlayarak saldırı yüzeyini azaltır. Böylece saldırganın ulaşabileceği alan daralmış olur.
  4. Güçlü parolalar: Parola yöneticileri kullanmak güvenlik önlemlerinde fark yaratır.
  5. Uzaktan erişim (VPN): Günümüzün uzaktan çalışma koşullarıyla, farklı lokasyonlardan bulut sisteme erişim söz konusu oluyor. Uzaktan bağlantıları VPN ile güvence altına almak, o bağlantıya erişimi sınırlandırmak gibi önlemler alınabilir.
  6. Veri kaybı önleme: Bu alana özel cihazlar kullanılarak sızıntılar önlenebilir. Hassas verilerin nerede tutulduğu takip edilir ve izinsiz paylaşımlarengellenir.
  7. Şifreleme: Verileri şifrelemek, bağlantıları güvence altına almak adına çok önemli. Verileri sadece durduğu yerde değil aktarım sırasında da şifrelemek mümkün.
  8. Tehdit önleme: Testler yoluyla tehditleri önceden tespit ederek önlem almak çoğu zaman mümkündür.
  9. Yedekleme: Verilerin olası bir saldırı ile erişilemez hale gelme ihtimali de olduğu için, belirli aralıklarla yedeğinin alınması önem taşıyor.
  10. Risk yönetimi: Riskleri yönetebilmek için, güvenlik açıklarını düzenli olarak değerlendirmek gerekir. Eğitimleri, testleri, bilgilendirmeleri sık aralıklarla tekrarlamak, veriye erişimi olan yeni katılımcıları ilk aşamada bilinçlendirmek riski yönetebilmeyi sağlar. Temel tehditleri risk değerlendirmelerine tabii tutmak ve yanıt planları oluşturmak gerekir.

Tüm bu gelecek öngörüleri ve alınması gereken önlemler dikkate alınınca, bulut tabanlı sitemlerin güvenliğinin artık sadece bir IT konusu olmaktan çıktığını söylemek mümkün. Bulut güvenliğini şirketlerin iş stratejilerinin merkezine koyması ve tüm süreçte güvenilir partnerlerle çalışması gerekiyor. Sonuç paragrafı olarak sizlerle Sovos’un bulut güvenliği alanındaki yaklaşımını da paylaşmak isteriz…

Sovos’un Bulut Güvenlik Çözümleri ve Sistem Avantajları

Sovos olarak, çok katmanlı güvenlik çözümleri sunuyoruz. Bulut ortamlarında veri güvenliğini sağlamak için gelişmiş şifreleme teknikleri kullanıyoruz. Ayrıca, sektöre özel regülasyonları takip ederek, her müşterimizin yasal gereklilikleri yerine getirmesine yardımcı oluyoruz. Çoklu yedeklemeler, gelişmiş algılama ve önleme teknolojileri, geniş çapta kısıtlayıcı kontroller ve birden fazla seviyede şifreleme bilgi güvenliği yaklaşımımızın önemli bir parçası. Üç kıtada, büyük bir bilgi güvenliği ekibi ile yürüttüğümüz çalışmalar hakkında detaylı bilgi için linke tıklayarak bize ulaşabilirsiniz…

email ikon.1

Aylık bültenimize kaydolarak güncellemelerden haberdar olun.

İlgilendiğiniz konu başlığını aşağıdan seçebilirsiniz.

Yazar

Sovos

Sovos, vergilendirme, işlem uyumu için sürekli kontrol, vergi raporlama ve vergiye ilişkin daha pek çok konuda eksiksiz ve bağlantılı çözümler sunarak vergide dijital dönüşümün getirdiği zorlukların üstesinden gelmek için tasarlanmıştır. Şirket, yarısı Fortune 500 listesinde yer alan ve farklı büyüklükleri olan müşterilerine 70’ten fazla ülkede destek olmaktadır. Sovos’un SaaS ürünleri ve Sovos S1 Platformu çok sayıda profesyonel iş uygulaması ve devletlerin yasal uyum süreçleriyle entegredir. Hg ve TA Associates bünyesinde faaliyet gösteren Sovos’un Amerika ve Avrupa’da ofisleri bulunmaktadır.
Paylaşın​

dijital vergi
E-Fatura Uyumluluğu Türkiye
March 27, 2025
6 Adımda Dijital Vergi Stratejisi Nasıl Kurgulanmalı?

Sovos Gelirlerden Sorumlu Başkanı Alice Katwan, Oksijen Gazetesi röportajında şirketlerin dijital vergi stratejilerini nasıl kurgulaması gerektiği hakkında bilgi verdi. Odağını kendi iş alanında tutmanın önemine değinen Alice Katwan, çok uluslu şirketlerin danışmanlık alması gerektiğine dikkat çekti… Dijital vergi teknolojileri dünya genelinde önemli bir dönüşüm sürecinde. Şirketler ise bu dönüşümün hızına ayak uydurmakta zorlanabiliyor. Diğer yandan […]

ViDA
E-Fatura Uyumluluğu Türkiye
March 27, 2025
Avrupa Birliği, Vergi Alanında Kritik Adımlar Atıyor

İthalat/ihracat yapan ya da farklı bir ülkede faaliyet gösterme kararı alan şirketlerin, dünyadaki yasal düzenlemeler konusunda takip etmesi gereken pek çok şey var. Vergi uygulamaları da bunlardan biri. Dijitalleşmeyle birlikte vergi süreçlerinin takibi de sıkılaşıyor. Türkiye’nin birkaç ülke ile başı çektiği verginin dijitalleşmesi yolculuğunda şimdi gözler Avrupa’da. Avrupa Birliği ülkeleri, mevcut KDV sistemini iyileştirmek ve […]