Bu blog yazısı 8 Mayıs 2023’te güncellenmiştir.
Serbest çalışan kişilerin en çok merak ettiği konulardan biri şahıs şirketi kurmak için atılması gereken adımlar ve ihtiyaç duyulan belgeler. Bu yazımızda hem şahıs şirketi türleri hem de vergi süreçleri ile ilgili bilgilendirmeye ulaşabilirsiniz.
Türkiye’deki kurumlara veya Türkiye’den yurt dışındaki kurumlara ‘freelance’ hizmet veren ya da kendi işini yapmaya başlayan kişilerin vergi yükümlülüklerini yerine getirmek için Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sistemine dahil olması gerekiyor. Bunun için de çoğunlukla ‘serbest meslek erbabı’ olmak ya da ‘şahıs şirketi’ kurmak tercih ediliyor. Peki şahıs şirketi nasıl kurulur?
Şahıs şirketi, gerçek kişiler tarafından kurulan, kuruluş süreçlerinin kolay ve hızlı olması sebebiyle çok tercih edilen bir şirket türüdür. Çoğunlukla tek kişi tarafından kurulsa da ortaklar ile de kurulabilir. Şirket kuruluşu diğer şirketlere kıyasla daha düşük sermaye gerektirir. Serbest çalışan, gelir beklentisi çok yüksek olmayan vb durumdaki kişiler için şahıs şirketi en ideal şirket türlerinden biridir. İhtiyaç duyulduğunda şahıs şirketlerini kapatmak da tıpkı kuruluşta olduğu gibi diğer şirket türlerine göre daha uygun maliyetli ve kolaydır. Kurulum, defter tasdik ücretleri ve mali müşavir/muhasebeci ücreti düşüktür. Vergi yapıları daha sadedir. Gelire göre belirlenen kademeli bir vergi sistemi vardır. Kişiler, üçüncü kişilere karşı kendi mal varlıklarıyla sorumludurlar.
Şahıs şirketlerinin mükellef tipleri genel olarak tüzel ve gerçek kişiler olmak üzere ikiye ayrılır. Bazı durumlarda ise Adi Ortaklık olarak üç’e ayrılır.
Devlet memuru değilseniz ve 18 yaşın üstündeyseniz şahıs şirketi kurabilirsiniz. Devlet memurları kanunen tacir olarak sınıflandırılamadığı için şahıs şirketi kuramıyor. Bu konuda en çok sorulan konulardan biri de sigortalı çalışanların şahıs şirketi kurup kuramayacağı… Sigortalı çalışanların, başka bir yerde çalışırken şahıs şirketi kurması hakkında İş Kanunu’nda belirtilmiş bir engel bulunmuyor. Burada belirleyici olan, söz konusu kişilerin mevcut çalıştıkları şirketle aralarında yaptıkları sözleşme. Sigortalı çalışanın, çalıştığı şirket ile imzaladığı sözleşmede başka bir işte çalışamayacağı veya şirket kuramayacağına dair bir ibare yer alıyorsa ve bu kişi buna rağmen şahıs şirketi kurarsa, çalıştığı şirketin tazminat vermeksizin işten çıkarma hakkı bulunur.
Şahıs şirketi kurma süreci genellikle bir iki gün içerisinde tamamlanır. Öncelikle gerekli evrakları topladıktan sonra vergi dairesine başvuru yapmanız gerekir. Başvuruyu şahsen veya bir mali müşavir/muhasebeciye vekalet vererek de yapabilirsiniz. Başvuru e-devlet üzerinden online olarak da gerçekleştirilebiliyor. Başvurunuzun ardından yoklama memurları iş yerinize gelip, iş yeri ve evrak kontrolü yaptıktan sonra vergi levhanızı temin edebilirsiniz.
Şahıs şirketi, doğrudan ev adresiyle beraber kurulabilir. Böyle bir durumda, kira miktarınıza bağlı olarak yüzde 20 stopaj ödemeniz gerekir. Şirketin adresi olarak görünen evin mal sahibi iseniz kira stopajı ödemeniz gerekmiyor. Bu durumda başvuru yaparken kira kontratı yerine tapunun belgeleriniz arasında hazır bulunması gerekiyor. İşte şahıs şirketi kurmak için ihtiyacınız olan belgeler:
Günümüzde şahıs şirketleri, fatura düzenlemelerine e-Arşiv Fatura ile başlayabilirler. e-Arşiv faturalar, Sovos’un hızlı ve güvenilir sistemine dahil olarak düzenleneceği gibi, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kendi portalından da oluşturulabilir. e-Arşiv faturanın, mal veya hizmet teslim tarihinden itibaren 7 gün içerisinde düzenlenmesi gerekir. Fatura oluşturulurken alıcının unvanı, adresi, vergi dairesi ve numarasının doğru bir şekilde yazılması çok önemlidir. Düzenlenen e-Arşiv faturanın elektronik olarak veya kâğıt olarak alıcıya teslim edilmesi zorunluluğu bulunur. Eğer fatura kestiğiniz şirketler e-Fatura kullanıcısıysa siz de e-Fatura uygulamasına katılıp, faturanızı doğrudan elektronik olarak söz konusu şirketin e-Fatura sistemine gönderebilirsiniz.
Türkiye’nin vergide dijital dönüşümüyle birlikte hali hazırda şirketlerin büyük bir çoğunluğu e-Fatura geçişini tamamladı. Siz de şirketinizi kurduktan sonra doğrudan e-Fatura ile işlerinizi yürütebilirsiniz.
e-Fatura yeni bir belge türü olmayıp, kâğıt fatura ile aynı hukuki niteliklere sahiptir. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yönetilen e-Fatura uygulamasında amaç tek format ve standarda göre satıcı ve alıcı arasında güvenli, zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan bir sistem oluşturmaktır.
VUK gereği bir faturada yer alması gereken bilgilerin içerisinde yer aldığı, satıcı ve alıcı arasındaki iletiminin merkezi bir platform (GİB) üzerinden gerçekleştirildiği elektronik bir belgedir.
e-Fatura geçiş süreci üç aşamadan oluşur:
Şahıs şirketleri, çalışmaları neticesinde; Katma Değer Vergisi (KDV), Gelir Vergisi ve Stopaj (Muhtasar) Vergisi mükellefi olurlar.
Şahıs Şirketleri KDV’yi Nasıl Öder?
Bu şirketlerin aylık olarak düzenledikleri faturaların KDV tutarları ile alım yaptıkları faturaların KDV’leri hesaplanır. Eğer satış faturalarının KDV’si alış faturalarının KDV’sinden fazla ise aradaki farkın Katma Değer Vergisi olarak ödenmesi gerekir. Her Ayın 26’sına kadar bir önceki ayın KDV beyannamesi onaylanıp ödenir. KDV alacağı oluşursa, sonraki ödemelerde mahsup edilebilir.
Şahıs Şirketleri İçin Muhtasar Beyannamesi
Şahıs şirketleri personel ödemeleri, faaliyetleri için ödedikleri kiralar gibi ödemelerden belli oranlarda kesinti yapıp, bunu ve varsa personel SGK primlerini aylık ve 3 aylık periyotlarla beyan edip öderler. Bu beyannameye Muhtasar ve Prim hizmet beyannamesi denir.
Şahıs Şirketleri’nin Gelir Vergisi
Şahıs şirketlerinin ödemekle yükümlü olduğu diğer bir vergi de Gelir Vergisi’dir.
Her üç aylık periyodlarda kar-zarar hesaplamaları yapılır ve Gelir Geçici Vergisi olarak kar-zarar hesap cetveli beyan edilir. Şahıs şirketi kar etmişse vergi doğar, kar etmeyen bir işletme ise gelir vergisi ödemez. Yıl içinde Ocak-Mart dönemi Gelir Geçici Beyannamesi’nin 17 Mayıs’a kadar onaylanıp ödenmesi gerekir. Nisan-Haziran dönemi 17 Ağustos’a kadar, Temmuz-Eylül Dönemi 17 Kasım’a kadar beyan edilip ödenmelidir. Ekim-Aralık dönemi için ayrıca beyanname verilmez.
Her yıl Mart Ayında bir önceki yıla ait tüm gelir-gider ve kar-zarar durumu beyan edilir. Yıl içinde ödenen vergiler varsa bunlar oluşan vergiden mahsup edilir. Ülkemizde vergi artan oranlı olarak kademelendirilmiştir. Ödenecek vergiler bu doğrultuda hesaplanır.
2023 yılı gelir vergisi tarifesi aşağıdaki şekildedir:
70.000 TL’ye kadar | %15 |
150.000 TL’nin 70.000 TL’si için 10.500 TL, fazlası | %20 |
370.000 TL’nin 150.000 TL’si için 26.500 TL, (ücret gelirlerinde 550.000 TL’nin 150.000 TL’si için 26.500 TL), fazlası |
%27 |
1.900.000 TL’nin 370.000 TL’si için 85.900 TL, (ücret gelirlerinde 1.900.000 TL’nin 550.000 TL’si için 134.500 TL), fazlası |
%35 |
1.900.000 TL’den fazlasının 1.900.000 TL’si için 621.400 TL, (ücret gelirlerinde 1.900.000 TL’den fazlasının 1.900.000 TL’si için 607.000 TL), fazlası |
%40 |
Şahıs şirketi sahipleri, kendisinin eşinin ve çocuklarının eğitim, sağlık, sigorta primleri gibi harcamalarını belirli oranlarda vergi matrahından düşebilir.
Şahıs şirketleri de kurulum sırasında ve takip eden dönemde KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) desteklerinden faydalanabilir. KOSGEB tarafından Girişimcilik, Arge, Teknolojik Üretim ve Yerlileştirme, İşletme Geliştirme, Büyüme ve Uluslararasılaşma, Finansman, İŞGEM/TEKMER destekleri sağlanıyor.
Şahıs şirketleri için en uygun olan KOSGEB destekleri girişimcilik destekleri olarak biliniyor. Burada önemli olan şahıs şirketinin kuruluşu yapılmadan önce KOSGEB üzerinden gerekli girişimcilik eğitimlerinin alınması ve kuruluşun daha sonra gerçekleştirilmesi. Şahıs şirketi kurulduktan sonra da örneğin işletmenin ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman için patent ve belgelendirme masrafları için veya yurt dışı fuar masrafları desteği gibi konularda KOSGEB’e başvurulabiliyor. Bunun için KOSGEB’in e-hizmetler sayfasından işletmenin kaydedilmesi gerekiyor. Sonraki aşama online olarak destek talebinde bulunmak ve her bir destek için gerekli belgeleri sağlamak. Harcamalarınıza ait belgeler KOSGEB tarafından onaylandığında destek türüne göre harcamaların tamamı ya da %60’ı şahıs şirketine ödenir.
Şahıs şirketleri genellikle esnaf odalarına, bazı illerde ise ticaret odalarına da kaydolabilirler ancak şartlara tabidir. Esnaf odalarına kayıtlı girişimcilere ve özellikle kadın girişimcilere kamu bankaları tarafından uygun finansman desteği sağlandığı için şahıs şirketlerinin esnaf odalarına kaydolmaları son yıllarda avantajlı hale geldi. Ayrıca KOSGEB desteklerinden faydalanılması için de esnaf ya da ticaret odasına kayıt zorunluluğu bulunuyor.
Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
Türkiye’de, Nisan 2014 tarihi itibarıyla mükelleflerin zorunlu olarak e-fatura uygulamasına geçmesiyle başlayan e-dönüşüm süreci, aradan geçen sekiz yılda ciddi bir ivme kazandı.
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu’nun Genel Tebliği’nde yapılan düzenlemeler ile e-fatura, e-arşiv fatura ve e-irsaliye zorunluluğunu belirleyen ciro limiti değişti. 1 Temmuz 2022 itibarıyla da mükelleflerin brüt satış hasılatına ve sektör bazında belirlenen kriterlere göre e-faturaya geçiş zorunluluğu getirildi.
1Temmuz 2022 tarihi itibarıyla e-fatura kullanan firma sayısı yaklaşık 697 bine ulaştı. Bu sayı ise yaklaşık olarak e-faturada 150 bin yeni mükellef demek oluyor.
Henüz geçiş sürecini tamamlamamış firmaların da sisteme geçişi ile temmuz ayı içerisinde mükellef sayısının 700 bini aşacağı tahmin ediliyor.
E-Fatura uygulamasının yanı sıra e-irsaliyeye kayıtlı kullanıcı sayısı yaklaşık 168 bin civarındayken; e-arşiv faturaya kayıtlı kullanıcı sayısı ise yaklaşık 635 bin civarında… Ancak, Temmuz ayı sonuna kadar geçişlerin devam edeceği düşünüldüğünde bu sayılar da artacaktır.
E-belgeleri kullanmaya başlaması gereken yeni sektörler özelinde de geçiş süreci devam ediyor. Gayrimenkul ve/veya motorlu taşıt, inşa, imal, alım, satım veya kiralama işlemlerini yapanlar ile bu işlemlere aracılık faaliyetinde bulunanların yanı sıra e-fatura uygulamasına dahil olma şartı aranmaksızın demir ve çelik ile demir veya çelikten eşyaların imali, ithali veya ihracı faaliyetlerinde bulunan mükellefler de geçişlerini tamamlıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile belediyelerden yatırım ve/veya işletme belgesi almak suretiyle konaklama hizmeti veren otel işletmelerinin de Temmuz ayında geçişlerini tamamlaması gerekiyor.
Güncel zorunluluk ve ciro kapsamı detaylarına ulaşmak için ilgili blog yazımızı okuyabilirsiniz.
Türkiye’deki e-dönüşüm uygulamalarına ilişkin son güncellemeler ve zorunluluk kapsamları hakkında tüm detayları öğrenmek için uzman ekibimizle iletişime geçin.
SGK teşvikleri, istihdam ve sigorta prim desteği (işveren teşvik sistemi, işveren teşvik sorgulama) ile kurumlara önemli fırsatlar ve maliyet avantajı sağlıyor. Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında özel şirketlere birçok destek sağlayan SGK’nin teşvik süresini uzattığı teşviklerden biri de İşbaşı eğitim programını tamamlayanların istihdamına yönelik.
Türkiye İş Kurumu tarafından başlatılan işbaşı eğitim programlarını tamamlayanlardan en az %50 sini eğitim sonunda işe alan özel sektör işverenlerine işe aldıkları bu sigortalılar için, sigorta primine esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak sigorta primi işveren payının tamamının İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmasına imkân sağlıyor.
Hangi işverenler bu teşvikten yararlanabilir?
Çalışan açısından teşvikten yararlanma şartları ise aşağıdaki gibidir:
İşbaşı Eğitim Programı başlatabilmek için öncelikle bağlı olunan İŞKUR’a teslim etmek üzere;
Sonrasında bu evrakların incelemeleri gerçekleşir ve programın başlangıç tarihi belirlenir. Bu tarih belirlendikten sonra Kursiyer-İşveren-İŞKUR arasında toplu bir sözleşme imzalanıp onaylanır ve program başlatılır.
Son olarak PEK tutar üzerinden 5 puanlık indirime ilave %15,5 işveren payı üzerinden hesaplanır.
Personel maliyetinden tasarruf etmenizi sağlayarak işletmenizin kalkınmasına katkıda bulunan Sovos SGK Teşvik çözümümüz ile hakkettiğiniz teşvikleri eksiksiz hesaplayarak, SGK beyannamelerinizi düşürebilirsiniz.
Resmi Gazete‘de 1 Haziran 2019 tarihinde, “Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi (GMÖEBYS)” hakkında 507 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlandı. Ancak Tebliğe ilişkin teknik paketin ve kılavuzun yayınlanması takip eden yıllarda gerçekleşti ve GMÖEBYS, Eylül ayı itibarıyla kullanıma ihtiyari olarak geçti. Bu sistemi işletmek isteyen kuruluşlar, yılın ikinci yarısından itibaren ilgili testleri geçmeye başladılar. Mal ve hizmet satışlarında bedellerin tahsilatı ile mali belgelerin elektronik ortamda oluşturulması için hayata geçen bu sistem devam eden test süreçleri sebebiyle 2022 yılında tam anlamıyla kullanılmaya başlanacak.
Sistemin temel amacı, vergi doğuran mal ve hizmet satış işlemleri ile bunlara bağlı olarak yapılan ödemeleri vergi kaybına yol açmayacak şekilde, bankalar, elektronik para kuruluşları, ödeme kuruluşlarınca, yeni teknolojik gelişmelere uygun olarak fiziki POS cihazları gerektirmeyen ödeme yöntemleri aracılığıyla gerçekleştirmek. Bunun yanı sıra da bu işlemlerin sonuçlarını işlemin mahiyetine uygun düzenlenecek mali nitelikli e-belgeler yoluyla kayıt altına almaktır.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin son teknolojiye uyumlu yeni nesil tahsilat kanalları ile güvenli ve kolay ödeme almalarını sağlayan bu sistem, 10 yıllık mali hafızası olan cihazların kullanımının zorunluluğunu ortadan kaldırıyor.
Özellikle perakende sektörü temsilcileri için önemli bir devrim niteliğinde olacak bu sistem ile faturalar elektronik olarak bilgisayar, tablet veya cep telefonu üzerinden düzenlenebiliyor.
Ödeme ve tahsilat süreçlerinin kısa sürede tamamen elektronik ortama taşınmasını sağlayan sistem ile kâğıt israfının ve yasa dışı işlemlerin önüne geçilirken hem tüketiciler hem de işletmeler için birçok avantaj ve kolaylık sunuluyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı bu sistemden yararlanabilecek kurumları genel anlamda bankalar, ödeme kuruluşları, para kuruluşları ve yazarkasa üreticileri olarak belirledi. Eylül ayında yayımlanan yeni tebliğ ile de yazar kasa üretici firmaları da bu listeye eklendi.
Gelir İdaresi Başkanlığınca faaliyet izni verilen İşletici Kuruluşların yönetmiş oldukları Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sisteminden aşağıda belirtilen mükellef grupları ihtiyari olarak yararlanabilir:
Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
Tüm dünyayı etkisine alan Covid-19 salgını hayatın her alanını olduğu gibi iş dünyasını da fazlasıyla etkiledi. Ülkemizde iş dünyası üzerindeki bu olumsuz etkileri azaltabilmek ve istihdamı teşvik etmek için bir dizi tedbir alındı. Tedbirlerden biri de 7256 sayılı Kanunla getirilen İstihdama Dönüş Prim Desteği ve İlave İstidam Prim Desteği’ni içeren teşvik oldu.
Söz konusu iki teşvik için de Aralık 2020’de başlayan faydalanma süresi, fesih yasağının sona erme tarihi olan 30 Haziran 2021 itibarıyla sona erdi. Ancak teşvik ile birlikte işverenlerin yükümlülüğü sona ermedi. 4447 sayılı Kanunun geçici 27’nci ve 28’inci maddeleriyle; teşvikten faydalanan işverenler, teşvikin uygulama süresi boyunca teşvikten faydalanılan sigortalıların en az yarısı kadar sigortalıyı, teşvik uygulama süresi bittikten sonra da teşvikten yararlanılan ortalama süre kadar istihdam etmekle yükümlü olmayı kabul etmişlerdi.
Buna göre; 4447 sayılı Kanunun geçici 27 ve 28’inci maddelerinde yer alan prim desteklerinden yararlanılan sigortalıların iş sözleşmelerinin aşağıda belirtilen işten çıkış kodlarıyla feshedilmesi ve işverenin destek sonrası istihdam zorunluluğunu sağlayamaması hâlinde yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekiyor. Bu işverenlerin 4447 sayılı Kanunun geçici 27’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında ve anılan kanunun geçici 28’inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yararlandığı tüm prim desteklerinin, 5510 sayılı Kanunun 89’uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte geri alınması gerekiyor.
SGK tarafından belirtilen ilgili işten çıkış kodları ve istihdam teşviklerinin geri alınmasına neden olacak detayların anlatıldığı bilgilendirme yazıları aşağıda görülebilir;
1- Deneme süreli iş sözleşmesinin işverence feshi,
4- Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi,
5- Belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi,
15- Toplu işçi çıkarma,
17- İş yerinin kapanması,
19- Mevsim bitimi,
20- Kampanya bitimi,
22- Diğer nedenler,
25- İşçi tarafından işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış nedeni ile fesih,
34- İş yerinin devri, işin veya iş yerinin niteliğinin değişmesi nedeniyle fesih,
4447 sayılı Kanunun geçici 27’nci maddesinin üçüncü fıkrasında;
“İşveren, birinci fıkranın (a) bendi uyarınca destekten yararlanan sigortalıların yarısından her birini, bu maddenin uygulama süresinin sona ermesinden itibaren, birinci fıkranın (a) bendi kapsamına girenlerin destekten yararlandığı ortalama süre kadar fiilen çalıştırmakla yükümlüdür. Ödenen destek tutarı, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenden, desteğin ödeme tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun 89’uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilir.”
4447 sayılı Kanunun geçici 28’inci maddesinin dördüncü fıkrasında;
“İşveren, birinci fıkra uyarınca destekten yararlanan sigortalıların yarısından her birini, bu maddenin uygulama süresinin sona ermesinden itibaren, birinci fıkra kapsamına girenlerin destekten yararlandığı ortalama süre kadar fiilen çalıştırmakla yükümlüdür. Ödenen destek tutarı, bu yükümlüğünü yerine getirmeyen işverenden, desteğin ödeme tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun 89’uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilir” hükümleri yer alır.
Personel maliyetinden tasarruf etmenizi sağlayarak işletmenizin kalkınmasına katkıda bulunan Sovos SGK Teşvik çözümümüz ile geçmiş dönem teşviklerinizi eksiksiz hesaplayarak, SGK beyannamelerinizi düşürebilirsiniz.
2000’li yılların başında tüm dünyada hızlı bir yükselişe geçen E-ticaret, yaygın internet kullanımına paralel olarak tüketicilerin öncelikli tercihi olmaya başladı. İçerisinden geçmekte olduğumuz dönemde ise, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını sektörleri olumsuz etkilerken, e-ticarete olan ilgiyi de arttırdı. E-ticaretin büyüyen pazar payı, bu alanda iş fırsatları gören birçok yatırımcı ve girişimcinin e-ticarete yönelmesini sağladı. E-ticaret sektörünün yükselişiyle e-ticaret alanında başarılı olmak isteyen firmalar için dijital vergi dönüşümü ve kullanılması zorunlu e-belgelerin de önemi arttı.
Kovid 19 salgını ile kurumların iş süreçlerini dijital ortama aktarmaya başlaması, e-ticaret sektörünü de e-dönüşüm sürecine yöneltti. Buna paralel olarak da Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) 509 sıra No’lu tebliğine göre e-ticaret yapan firmaların tamamı e-Fatura ve e-Arşiv fatura uygulamasına geçme zorunluluğu getirildi.
Normal perakende satışa göre daha büyük hacme sahip e-Ticaret alanında hangi ürünün, hangi mecralarda, nasıl yönetilebileceğinin yanı sıra tüm bu süreçlerin arka plandaki analizi, dokümanları, arşivi gibi noktalar e-ticaret sektörü için e-dönüşüm sürecini hızlandırdı.
‘Hız’ kavramı içinde bulunduğumuz çağın en önemli özellikleri arasında yer alıyor. E-ticarete talebin artmasında ‘hızlı’ olması büyük rol oynarken e-ticaret yapan firmaların rekabette öne geçmeleri için süreçlerini hızlandırmaları daha önemli hale geliyor. E-dönüşüm, şirketlerin diğer iş süreçlerine odaklanması için zamandan tasarruf sağlarken, gelen bir siparişi otomatik olarak faturaya dönüştürmek örneğinde olduğu gibi e-ticaretle ilgilenen şirketler için dijital vergi süreçlerini de hızlandırıyor.
Firmalara hız katmasının yanında e-dönüşüm yasal zorunlulukları takip etme açısından da büyük kolaylıklar getiriyor. Çeşitli düzenlemeler neticesinde zorunlu hale gelen e-belgelere uyum sağlama sürecinde de e-dönüşüm kolaylık sağlıyor. E-fatura yerine kâğıt fatura kullanıldığı dönemlerde yaşanan operasyonel sorunlar, kaybolma ve benzeri aksaklıklar da e-dönüşüm sayesinde sorun olmaktan çıkıyor.
E-ticarete başlamak isteyenler için iki önemli konu ortaya çıkıyor. İlk olarak e-ticaret yapan bir firma, faaliyetleri neticesinde bir kazanç sağlıyor ve bu kazancın sonunda da devlete birtakım yükümlükleri bulunuyor. Bu yükümlüklerin sonucunda firmanın tüm işlemlerinin denetlenebilir olması gerekiyor.
İkinci olarak ise müşterilere ürünler satılırken, servisler sunulurken hızlı ve anlaşılır bir sistem kurmak gerekiyor. Sadece özel entegratör tarafında değil, kullanılan pazar yeri ya da diğer entegrasyon katmanlarında, stok sisteminde hızlı ve anlaşılır bir işleyiş olması gerekir. Buradaki en temel amaç, firmanın ana faaliyetini yani ürünlerin satış işini rahatça yapabilmek.
Seçilecek özel entegratörün firmaların iş hedeflerine ulaşmalarında katkısı çok büyük olduğu için dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus yukarıdaki iki konu ile alakalı süreçleri sorunsuz gerçekleştirecek iş ortakları ile çalışılmasıdır.
E-ticarette e-belgelerin önemine ilişkin hazırladığımız ve E-ticaret ile ilgili e-dönüşüm alanında yasal düzenlemelere karşı firmaların yükümlü olduğu konular hakkında önemli bilgiler verdiğimiz e-kitabımızı hemen indirin. “E-TİCARETE İLK ADIM E-DÖNÜŞÜM VE E-BELGELER”
Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında geçtiğimiz yıl özel şirketlere birçok destek sağlayan SGK, 2021 yılında da Genç, Kadın ve Mesleki Belge Sahibi Olanların İstihdamına Yönelik Teşvik, İşbaşı Eğitim Programını Tamamlayanların İstihdamına Yönelik Teşvik, İlave İstihdam Teşviki gibi geçmişten gelen teşviklerin süresini uzatarak ya da yeni teşvikler oluşturarak desteklerini sürdürmeye devam ediyor.
Normalleşme Desteği: Normalleşme Desteği kapsamında; 1 Temmuz 2020 tarihinden önce başvurarak kovid-19 kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle uygulanan kısa çalışma ödeneğinden veya nakdi ücret desteğinden yararlanan sigortalıların aynı işyerinde haftalık normal çalışma sürelerine dönmeleri durumunda işverenlere prim desteği sağlanmaktadır.
Artı İstihdam Prim Desteği: 2019 Ocak ila 2020 Nisan aylarında/dönemlerinde en az sigortalı çalıştırılan aydaki/dönemdeki sigortalı sayısına ilave olarak istihdam edilecek sigortalıların prim ödeme gün sayılarının 53,67 TL ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda işverenlere prim desteği sağlanmaktadır.
*Ek Kurallar: İşveren, destekten yararlanan sigortalıların yarısından her birini, bu maddenin uygulama süresinin sona ermesinden itibaren, destek kapsamına girenlerin destekten yararlandığı ortalama süre kadar fiilen çalıştırmakla yükümlüdür.
SGK’nın 2021-14 sayılı Genelgesi çerçevesinde 7316 Kanun numaralı “Faaliyetine Ara Verilen Sektörlere Yönelik Teşvik” olarak isimlendirilen prim teşvikinden yararlanma şartları şu şekilde belirtildi:
Teşvik kapsamına giren işyerlerinde, 2021/Mart ayında 4447 sayılı Kanun kapsamında bildirilen (işsizlik sigortasına tabi olan) sigortalıların 2021/Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin olmak kaydıyla, 5510 sayılı Kanunun 82. Maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırı (brüt asgari ücret) üzerinden hesaplanan sigortalı ve işveren hissesi primlerinin tamamı (%37,50) tutarında destek sağlanacaktır.
2021/Mart ayında 49 veya altında sigortalı çalıştıran özel sektör işverenlerine yönelik, en fazla 5 sigortalıdan dolayı yararlanabilecekleri yeni bir prim desteği getirilmiştir.
Yararlanma şartları:
2021/Mart ayında 50 veya üzerinde sigortalı bildiriminde bulunan işyerleri, 5335/30-2. fıkrada belirtilen işyerleri, 2886 sayılı Kanuna, 4734 sayılı Kanuna ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işleri söz konusu destekten yararlanmayacaktır.
Ayrıca sosyal güvenlik destek primine tabi çalışan sigortalılar ile yurt dışında çalıştırılan sigortalılardan dolayı da destekten yararlanamayacak.
KOSGEB ve İŞKUR kaynaklı Ücret ve Mesleki Eğitim Destekleri
Sağlanan SGK teşvikleri, küçük ve büyük ölçekli tüm işletmelere, çalışan sayısında herhangi bir sınırlama olmaksızın, her ay sigortalı çalışanları için yatırdığı sigorta priminde teşvik, destek ve indirim imkânı sunuyor. Bu sayede kurumlar personel maliyetlerinde ciddi bir oranda tasarruf sağlayabiliyor.
Personel maliyetinden tasarruf etmenizi sağlayarak işletmenizin kalkınmasına katkıda bulunan Sovos SGK Teşvik çözümümüz ile geçmiş dönem teşviklerinizi eksiksiz hesaplayarak, SGK beyannamelerinizi düşürebilirsiniz.
2020 yılının Türkiye için dijital dönüşümün artacağı bir yıl olması öngörülürken, Covid-19 salgını ile geçen süreçte, dijitalleşmede 10 yılda görülmesi beklenen gelişmeler son bir yıl içinde gerçekleşmiştir.
Bu kapsamda şirketler bir yandan zorunlu e-belge kullanımına geçerken bir yandan da dijital dönüşüm kapsamında e-belge uygulamalarını gönüllü olarak kullanmaya başlamıştır. Salgın nedeniyle e-ticaret sektöründe yaşanan yoğunluk ve ilgi nedeniyle de e-belge kullanımında ciddi oranda bir artış görülmektedir. Şirketlerin, e-dönüşüm uygulamalarının özellikle zaman, maliyet ve iş gücü açısından verimliliği artırdığını keşfetmesiyle e-belge türlerine olan talep ciddi oranda artmaya devam etmektedir.
2021 yılı içerisinde GİB tarafından regülasyon değişikliği ile açıklandığı üzere mevcut uygulamaların kapsamları genişletilmiştir. Bu doğrultuda “E-Fatura Uygulamasına Geçiş Zorunluluğu” kapsamına Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayan sağlık hizmeti sunucuları ile medikal malzeme ve ilaç/etken madde temin eden tüm mükellefler dahil edilmiştir. Bunun yanı sıra e-döviz alım satım belgesinin (E-Dasb) kapsamı da genişletilmiştir. E-adisyon ile ilgili eşik sınırının ve zaman çizelgelerinin ise GİB tarafından ilan edilmesi beklenmektedir. E-gider pusulası, zorunlu belgeler kapsamına dahil olmasa da önümüzdeki yıllarda kullanım alanı artabilecek e-belge türleri arasında yer aldığı söylenebilir.
Dijitalleşmenin artan etkisiyle şirketlerin, zorunluluk kapsamında ya da tamamen gönüllü olarak iş süreçlerinde dijital dönüşüme yöneleceği öngörülmektedir. Verginin günden güne dijitalleşmesi ise şirketleri dijital dönüşüme uyum sağlamaya iten bir güç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Şirketler vergilendirme, işlem uyumu için sürekli kontrol, vergi raporlama ve vergiye ilişkin daha pek çok konuda eksiksiz ve bağlantılı çözümlere erişmek için servis sağlayıcıları ile iş birliğini tercih etmektedir. Dijital dönüşüm şirketlere zaman, maliyet ve iş gücü açısından verimlilikte artış getirirken, global servis sağlayıcılarını çözüm ortağı olarak seçen şirketler hem yurt dışında hem de yurt içinde faaliyet gösterdikleri alanlarda daha avantajlı konuma gelmektedir.
Dijital dönüşümde 2021 yılı sonuna kadar beklenen değişiklikleri ve bu değişikliklerin şirketler üzerindeki olası etkilerini Satış Direktörümüz Ali Bulut Vision 2021 yayınında ele aldı. Detaylara hemen ulaşın.
Kurumlar için en büyük gider kalemlerinden biri olan çalışan maaşları, net ücret üzerinden hesaplansa da, SGK ve vergi eklemeleri ile birlikte ele alındığında ön görülenden yüksek meblağlara ulaşabilir.
Çalışan maliyetinin hesaplanmasındaki ilk kalem, brüt ücrettir. Brüt ücret; net maaş, gelir vergisi, damga vergisi ve işsizlik ve SGK işçi primlerinin toplanmasıyla elde edilmektedir.
Ancak, çalışanın kuruma maliyeti, sadece brüt ücret olmamaktadır. Firmanın bir çalışan için ödediği miktar, SGK işveren payı ve brüt maaşın toplanması ile elde edilir.
İşsizlik primleri ve SGK, tavan ve taban meblağları arasında hesaplanır:
Kurumlar, sunulan teşviklerden yararlanarak, personel sayılarını arttırırken aynı zamanda çalışanlarına ait maliyetlerden tasarruf sağlayabilmektedir.
Şirketler eğer tüm personel bildirgelerini zamanında gönderirlerse ve SGK’ya ödemeleri gereken prim, idari para cezası aynı zamanda şirketlerin bunlara ilişkin gecikme zammı ve gecikme cezası bulunmuyorsa; bildirgeyi gönderirken 5510 sayılı kanunu seçmeleri önem arz etmektedir.
Bu kapsamda dikkat edilmesi gereken başlıklar şu şekildedir:
6111 Sayılı Sigorta Prim Teşviki şirketlerin son 6 aydaki ortalama çalışan sayısına göre hesaplanmaktadır. Kurumların bu teşvikten faydalanması için şu koşullara sahip olması gerekir:
İşbaşı Eğitim Programı’nı tamamlayan çalışanların, eğitim aldıkları meslekte, programı tamamladıkları tarihten itibaren 3 ay içerisinde, ortalama çalışan sayısına ilave olarak istihdam oluştuysa, SGK işveren payları İşsizlik Sigortası Fonu tarafından karşılanmaktadır.
Kurumların bu teşvikten faydalanması için şartlar şu şekildedir:
Personel maliyetinden tasarruf etmenizi sağlayarak işletmenizin kalkınmasına katkıda bulunan Sovos SGK Teşvik çözümümüz ile geçmiş dönem teşviklerinizi eksiksiz hesaplayarak, SGK beyannamelerinizi düşürebilirsiniz.
Her geçen gün gündelik hayatımızdaki yerini genişleten dijitalleşme, Covid-19 etkisi ile geçerlilik alanını iyice artırmış durumda.
Dijital dönüşüm sayesinde verimliliğini artırmak isteyen şirketler, gelişen vergi teknolojilerini iş süreçlerine dâhil ederek kaynaklarını daha etkin kullanıyor.
Şirketler e-fatura zorunluluk kapsamında olmasalar da e-belge uygulamalarını operasyonel süreçlerinin bir parçası olarak zaman, maliyet ve kaynaklardan tasarruf etmek için kullanıyorlar.
Sovos Türkiye Satış Direktörü Ali Bulut e-dönüşümün verimliliğe katkılarını değerlendirdi.
E-dönüşüm Türkiye için yeni bir kavram değil. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından düzenli olarak yayımlanan yeni regülasyonlarla e-dönüşüm yolculuğu sürekli olarak gelişiyor ve yaygınlaşıyor.
Yeni e-belge türleri zorunluluk kapsamına girdikçe ve işletmeler gönüllü ya da zorunlu şekilde e-belge kullanmaya başladıkça, e-dönüşüm hızla yayılmaya devam ediyor.
E-dönüşümün dünyada ortaya çıkışı vergi kayıplarının önlenmesine, vergi denetim ve kontrollerin artırılmasına dayanıyor. Yıllar içinde geldiğimiz noktada e-dönüşüm, devletlerin vergi otoritelerine sağladığı faydanın yanı sıra şirketler için de önemli bir fayda sağlıyor: Verimlilik.
Verimliliği arttırmak, her ölçekteki şirket için başlıca hedeflerden birisidir. Beyaz ve mavi yakalı çalışanların yanında ‘metal yakalılar’ da artık iş süreçlerine eklendi. Dijital dünyanın hızına yetişmek ve teknolojiyi şirketin faydaları doğrultusunda yönlendirebilmek için robotlardan, yapay zekâya dayalı çözümlerden ve akıllı teknolojilerden yararlanmak kaçınılmaz.
Şirket performansı üzerindeki doğrudan etkisi nedeniyle birçok şirket avantajlarından yararlanmak için gönüllü olarak e-dönüşüme geçmeyi tercih ediyor. Rakiplerinin önüne geçmek, fark yaratmak, iş hacmini ve performansını geliştirmek isteyen şirketler hızla e-dönüşüme yöneldi.
Firmaların e-dönüşüm uygulamalarını tercih etmelerini sağlayan 3 temel başlığı -Zaman Tasarrufu, Maliyet Tasarrufu, Verimli İş Gücü- incelediğimiz blog yazısını okuyabilirsiniz: Şirket Verimliliğinin Artmasında Vergi Teknolojilerinin Rolü
İlerleyen süreçte e-dönüşüm uygulamalarının hem daha da çeşitleneceğini hem de yaygınlaşacağı öngörülüyor. Vergi otoritelerinin açıklayacağı yeni regülasyonlarla e-belgelerin kapsamı uygulama ve mükellefler açısından genişleyecektir.
Henüz e-dönüşüm ile tanışmamış şirketlerin de iş süreçlerinde zaman, maliyet ve iş gücü verimliliklerini artırmaları için e-dönüşüm talepleri artarak devam edecektir.
Türkiye’nin Dijital Vergi Dönüşüm Yolculuğu e-kitabımızı indirerek Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin e-dönüşüm gereksinimleri hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Kovid-19 salgının ekonomi üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri azaltmak ve faaliyetleri sekteye uğrayan özel sektörü desteklemek için 2020 içinde geliştirilen teşvik ve destek paketlerinin benzerleri 2021’de de sürüyor. Sağlanan destekler sayesinde işyerlerinin maliyetleri azalırken, istihdamın korunması ve artırılması için de katkı oluşturuluyor.
SGK, Normalleşme Teşviki ile İstihdama Dönüş ve Artı İstihdam prim destekleriyle özel sektör için 2021 yılında da önemli katkılar oluşturmaya devam ediyor. SGK, sağladığı teşviklerle Kovid-19 salgınından önemli derecede olumsuz etkilenen özel sektörü güçlendirirken sigortalı çalışanlara da desteklerini sürdürüyor.
Kovid-19 ile mücadele kapsamında sağlanan önemli desteklerden biri de Normalleşme Teşviki. Bu destekten yararlanan işyerlerinde sigortalılar için Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) ve Nakdi Ücret Desteği (NÜD) uygulamaları sonlanmış olur. Nakdi ücret desteği 2021 yılı tutarı 39,24 * 1,2156 = 47,70 TL şeklinde hesaplanır.
1 Temmuz 2020 tarihi öncesinde kısa çalışmaya başvurmuş olan işverenler, normal çalışmaya geçtikten sonra ihtiyaç duyulması durumunda çalışanlarını yeniden kısa çalışmaya geçirebilirler. Bunun için sigortalının kısa çalışmaya başvurulan ilk listede yer alması yeterli olur. Bu durumda, 1 Temmuz 2020 tarihi öncesinde kısa çalışma listesinde yer alan sigortalılar uzatılan dönemlerde de kısa çalışmadan yararlandırılabilir.
Bu çerçevede, Normalleşme Teşviki kapsamında işlem gören bir sigortalının, tekrardan KÇÖ ya da NÜD uygulamasından yararlanmaya başlaması durumunda teşvik durdurulur. Bu durumda sigortalı KÇÖ ya da NÜD almaya başlar. Sigortalının KÇÖ veya NÜD uygulaması tekrar sona erdiğinde sigortalı kalan süre kadar Normalleşme Teşviki’nden yararlandırılabilir. Normalleşme Teşviki KÇÖ ya da NÜD uygulamalarının sonlandırıldığı ayı takip eden aydan itibaren başlatılır ve 6 ay boyunca uygulanabilir.
Diğer taraftan, Normalleşme Teşviki’nden yararlandırılmada KÇÖ veya NÜD uygulamalarının sonlandırılması veya yeniden uygulanmaya başlanması durumları sigortalı bazında dikkate alınmaktadır. Bu teşvikten yararlanmak için;
7256 sayılı kanunun 12. maddesi ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen geçici 27. madde ile getirilen ve “İstihdama Dönüş Prim Desteği” olarak da adlandırılan 17256 sayılı kanun kapsamında işverenlere 2021 yılı için prim ödeme gün sayısının günlük 44,15 TL ile çarpımı sonucu bulunan tutar olan 44,15 * 1,2156 = 53,67 TL kadar destek verilecektir.
4447 sayılı kanunun geçici 27. maddesinin yürürlüğe girdiği 1 Aralık 2020 tarihinden itibaren 4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici 10. maddesinde yer alan fesih yapılamayacak süreyi geçmemek üzere her ay prim desteğinden yararlanılacaktır. İstihdama Dönüş Prim Desteği’nden yararlanmak isteyen işyerlerinin aşağıdaki koşulları yerine getirmesi beklenir.
2019 Ocak ve 2020 Nisan dönemlerine ait aylık prim hizmet belgelerinde, en az sigortalı bildirilen aydaki çalışan sayısına ilave olarak veya 17 Nisan 2020 tarihinden sonra ilk defa SGK kapsamına alınan ya da daha önce tescil edildiği halde 2019 Ocak ve 2020 Nisan dönemlerinde sigortalı çalıştırılmaması nedeniyle aylık prim hizmet belgesi vermeyen işyerlerinde 1 Aralık 2020 tarihinden itibaren işe alınanların fiilen çalıştırılmaları halinde işverenlere Artı İstihdam Prim Desteği Teşviki sağlanacaktır.
27256 teşviki 2021 yılı tutarı 44,15 * 1,2156 = 53,67 TL olarak hesaplanır. Bu teşvikten yararlanmak için;
Yararlanabileceğiniz SGK Teşviklerini anlattığımız blog serimizin 1. bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Personel maliyetinden tasarruf etmenizi sağlayarak işletmenizin kalkınmasına katkıda bulunan Sovos SGK Teşvik çözümümüz ile geçmiş dönem teşviklerinizi eksiksiz hesaplayarak, SGK beyannamelerinizi düşürebilirsiniz.
SGK teşvikleri, şirketlerin maliyetlerinden tasarruf sağlarken istihdamı arttırmaları açısından da önemli bir rol oynuyor. SGK, uyguladığı istihdam teşvikleriyle özel sektöre maliyet desteği sunarken istihdamın artması için de olumlu katkıda bulunuyor.
2020 yılı içerisinde çeşitli istihdam teşvikleri açıklayan SGK, Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında istihdamın korunması ve artırılması için destekler sağlamıştı. 2021 yılında da SGK istihdam teşvikleri sağlamaya devam ediyor.
Söz konusu istihdam teşviki 1 Ocak 2018 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasında işe alınan sigortalılar için kullanılacak. İlave istihdam teşvikinden faydalanmak için bu tarihler arasında işe alınan sigortalının İŞKUR’a kayıtlı işsiz olması gerekiyor.
Teşvikten yararlanmak için gereken diğer şartlar ise şu şekilde:
Bu istihdam teşviki kapsamından 2017 yılında sigortalı sayısı ortalaması 1 ila 3 olan, imalat sektöründe faaliyet gösteren işyerleri faydalanır. Teşvikten yararlanmak için gerekli diğer koşullar ise;
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 50. maddesi kapsamında yayımlanan genelge uyarınca; kapsama giren sigortalı için, işsizlik ödeneğine hak kazandığı süre boyunca kısa vadeli sigorta primlerinin %1’i ile, uzun vadeli sigorta primleri ve genel sağlık sigortası priminin tamamı, kalan işsizlik ödeneği süresince İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacaktır.
Bu teşvikten yararlanmak isteyen işyerleri;
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 10. maddesine göre ilan edilen genelge uyarınca, özel sektör işverenleri için 1 Mart 2011 ve 31 Aralık 2020 tarihleri arasında işe aldıkları sigortalıların sigorta primi işveren payının tamamı, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacaktır.
Teşvikten yararlanmak isteyen işyerlerinde şu şartlar aranıyor:
Bu teşvikten yararlanmak isteyen şirketlerin 6 aylık çalışan sayısına ilave istihdam oluşturması ve Munzam Sandıklarına (sadece özel sektör işverenlerine) tâbi çalışanları işe alması gerekmektedir.
Türkiye İş Kurumu tarafından 31 Aralık 2018 tarihine kadar başlatılan işbaşı eğitim programlarını tamamlayanları, üç ay içinde işe alan özel sektör işverenlerine işe aldıkları sigortalılar için, sigorta primine esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak sigorta primi işveren payının tamamının İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmasına imkân sağlanmıştır. Yararlanma süreleri işbaşı eğitim programının başladığı tarih ve sektörlere göre 30 ila 48 ay arasında değişmektedir.
Bu teşvik kapsamında gerekli diğer koşullar şu şekilde:
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 15. maddesi kapsamında yayımlanan genelge uyarınca; Türkiye İş Kurumu tarafından 31 Aralık 2017 tarihine kadar başlatılan işbaşı eğitim programlarını tamamlayanları üç ay içinde işe alan özel sektör işverenlerine, işe aldıkları çalışanlarının sigorta primi işveren payının tamamını İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacaktır.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 30. Maddesi kapsamında hazırlanan genelgeye göre özel sektöre ait işyerlerinde çalıştırılan engelli sigortalıların, sigorta primi işveren hisselerinin tamamı Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanacaktır.
Bu teşvikten yararlanmak isteyenlerin engelli sigortalı çalıştırmaları, aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süreleri içinde vermeleri ve primlerini ödemeleri gerekmektedir.
Özel sektörde istihdam edilen 2828 sayılı kanunun Ek 1. maddesi kapsamında olan sigortalılar için, prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi, kısa vadeli sigorta kolları primi ve genel sağlık sigortası primi, sigortalı ve işveren hissesi primlerinin tamamı ile işsizlik sigortası primi, sigortalı ve işveren hissesinin tamamı sigortalının işe giriş tarihinden itibaren 5 yıl süre ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanır.
Bu teşvik kapsamında;
Yararlanabileceğiniz SGK Teşviklerini anlattığımız blog serimizin 3. bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Personel maliyetinden tasarruf etmenizi sağlayarak işletmenizin kalkınmasına katkıda bulunan Sovos SGK Teşvik çözümümüz ile geçmiş dönem teşviklerinizi eksiksiz hesaplayarak, SGK beyannamelerinizi düşürebilirsiniz.
SGK teşvikleri birçok şirketin personel maliyetlerinden tasarruf ederek kazancını artırdığı önemli bir yoldur. Çalışan sayısında herhangi bir sınırlama olmaksızın, küçük ve büyük ölçekli tüm işletmeler her ay sigortalı çalışanları için yatırdığı sigorta priminde teşvik, destek ve indirimden faydalanarak personel maliyetlerinden tasarruf edebilirler.
Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında geçtiğimiz yıl özel şirketlere birçok destek sağlayan SGK 2021 yılında da yeni teşvikler oluşturarak desteklerini sürdürüyor.
5510 sayılı kanunun 81. maddesi kapsamında yayımlanan genelgeye göre yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere, yurt içinden götürülen ya da gönderilen sigortalılar için uygulanan teşvik kapsamında genel sağlık sigortası primleri işveren hissesinin 5 puanlık kısmı Hazine tarafından karşılanmaktadır.
Söz konusu teşvikten yararlanmak için;
Özel sektör işverenleri 5510 sayılı kanunun 81. maddesi kapsamında yayımlanan genelgeye göre sigortalı çalışanlarının prime esas kazancı üzerinden hesaplanan malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinin işveren hissesinde 5 puanlık indirimden yararlanır.
Söz konusu teşvik kapsamında başvuruda bulunurken;
5510 sayılı kanunun 81. maddesi kapsamında yayımlanan genelgelerde ilan edilen 51 il ile Bozcaada ve Gökçeada ilçelerinde faaliyet gösteren özel sektör işverenleri için öncelikle prime esas kazanç üst sınırına kadar olan kazançlar üzerinden hesaplanacak malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinde 5 puanlık indirim sağlanacaktır.
Ardından prime esas kazanç alt sınırına kadar olan kazançlar üzerinden hesaplanan malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primlerinde 6 puanlık indirim daha uygulanacaktır. 5 puanlık indirim SPEK üzerinden, ilave 6 puanlık indirim ise asgari ücret üzerinden hesaplanmaktadır.
İlave 6 puanlık indirim teşvikinden yararlanırken;
5510 sayılı kanunun Ek 2. maddesi kapsamında yayımlanan genelgeler uyarınca, kanun kapsamında koşulların sağlandığı belirlenen illerde, işveren hisseleri ile birlikte sigortalı hisselerinin tamamına kadar olan kısmı Ekonomi Bakanlığı bütçesinden karşılanacak.
Söz konusu teşvikten yararlanmak isteyen işyerlerinin;
5225 sayılı kanunun 5. maddesi kapsamında yayımlanan genelgeye göre, Kültür Yatırım Belgesi almış olan işyerlerinde fiilen çalışan sigortalıların sigorta primi işveren hissesinin 3 yıl boyunca %50’si, Kültür Girişim Belgesi almış işyerlerinde fiilen çalışan sigortalıların ise sigorta primi işveren hissesinin 7 yıl boyunca %25’i, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından karşılanacaktır. Bu destekten yararlanmak için;
5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un 3. maddesi kapsamında ilan edilen genelgeye göre, Ar-Ge/Tasarım ve destek personeli ile 4691 sayılı kanununun geçici 2. maddesi uyarınca ücreti gelir vergisinden muaf olan personelin; sigorta primi işveren hissesinin yarısı, 31 Aralık 2023 tarihine kadar Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanacaktır. Bu teşvikten yararlanmak isteyen işyerlerinin;
Yararlanabileceğiniz SGK Teşviklerini anlattığımız blog serimizin 2. bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Personel maliyetinden tasarruf etmenizi sağlayarak işletmenizin kalkınmasına katkıda bulunan Sovos SGK Teşvik çözümümüz ile geçmiş dönem teşviklerinizi eksiksiz hesaplayarak, SGK beyannamelerinizi düşürebilirsiniz.
17 Kasım 2020 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan 7256 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen yeni teşvikler işverenlere ve çalışanlara destek sağlayacaktır.
Nihai halini SGK’nın belirleyeceği teşviklerin her birinin başvuru ve yararlanma şartları farklılık göstermektedir.
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen yeni madde, işsizlik ödeneği alanların işe girmesi durumunda çalışana İşsizlik Sigortası Fonu tarafından destek sağlanmasını kapsamaktadır. İşsizlik ödeneğinden yararlanan, işten ayrılmasını takip eden 90 gün içinde işe başlayan çalışanın bu teşvikten yararlanabilmesi için bu iş yerinde işe girdiği tarihten itibaren 12 ay kesintisiz çalışması gerekmektedir.
Bu teşvikin tutarı, sigorta priminin esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacaktır. Uzun vadeli (MYÖ-malullük, yaşlılık ve ölüm) sigorta primlerinin işveren ve sigortalı hisselerinin tamamı İşsizlik Sigortası Fonu tarafından çalışana destek sağlanacaktır. Teşvikin süresi sigortalının işe başladığı tarihten önce yararlandığı en son işsizlik ödeneği süresi kadar olacaktır.
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa eklenen Geçici-27.Maddeyle getirilen yeni teşvikten, 1 Ekim 2020 tarihi itibarıyla SGK’ya bildirilen sigortalılar arasında olmayan, 1 Ocak 2019 ila 17 Nisan 2020 tarihleri arasında 4857/25-II numaralı bendi dışında iş akdi sona eren veya (sigortasız) kayıt dışı olarak çalıştırılmaya devam edilen çalışanlar yararlanabilmektedir. Bunun yanı sıra çalışanın, maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden 30 iş günü içerisinde en son çalıştığı veya halen kayıt dışı olarak çalıştığı işverenine başvuruda bulunması gerekmektedir. SGK’dan yaşlılık ya da emekli aylığı alan ya da yabancı uyruklu çalışanlar bu teşvikten yararlanamamaktadır.
Bu destekten yararlanan sigortalıların yarısından her birini, bu maddenin uygulama süresinin sona ermesinden itibaren, destekten yararlandığı ortalama süre kadar fiilen çalıştırmakla yükümlüdür. Bunun yanı sıra aynı sigortalı için destekten yararlanılan süre boyunca, diğer sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerinden yararlanılamayacaktır.
Teşvikin tutarı, sigortalının fiilen çalıştırılması halinde prim ödeme gün sayısının 44,15 TL ile çarpımı ile bulunacaktır. Sigortalının işe başlatıldıktan sonra ücretsiz izne ayrılması durumunda çalışana günlük 39,24 TL nakdi ücret desteği (NÜD) sağlanacaktır. Bu tutardan, damga vergisi hariç herhangi bir ek kesinti yapılmayacaktır. İşçinin iş başvurusunun işveren tarafından kabul edilmemesi halinde; çalışanın düzenli sosyal yardım almaması şartıyla, hane başına günlük 34,34 TL destek verilecektir. Teşvikin destek süresi 30 Haziran 2021’de sona ermektedir.
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa eklenen yeni teşvikten 1 Ekim 2020 tarihi itibarıyla SGK’ya bildirilen sigortalılar arasında olmayanlar yararlanabilmektedir. Bunun yanı sıra Ocak 2019 ile Nisan 2020 arasındaki dönemlerde 5510/4-1 (a) bendi kapsamındaki uzun vadeli sigorta kollarından en az sigortalı bildirimi yapılan dönemdeki çalışan sayısına ilave olarak bu teşvikin yürürlüğe girdiği tarihten sonra işe alınmış olanlar için de geçerlidir. SGK’dan yaşlılık ya da emekli aylığı alan ya da yabancı uyruklu çalışanlar için bu teşvik uygulanmamaktadır.
Teşvikin tutarı işe alınan çalışanın fiilen çalıştırılması halinde, prim ödeme gün sayısının 44,15 TL ile çarpımı sonucunda bulunmaktadır. İşverene sağlanan destek tutarı işverenin prim borçlarından mahsup edilecektir. Tutar, işe başlatılıp ücretsiz izne ayrılan çalışan için günlük 39,24 TL nakdi ücret desteğidir. Bu tutardan Damga Vergisi hariç herhangi bir ek kesinti yapılmayacaktır. Teşvikin destek süresi 30 Haziran 2021’de sona ermektedir.
Sovos, kanunları takip ederek müşterilerinin ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sunma konusunda on yılın üzerinde deneyime sahiptir.
7252 sayılı Normalleşme Teşviki, mücbir sebep olarak dünya genelinde yaşanan salgın hastalık sebebiyle 01 Temmuz 2020 tarihinden önce kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) veya nakdi ücret desteği başvurusunda bulunan ve bu desteklerin sona erdirilmesi ile normal çalışma süresine dönmüş özel sektör iş yerlerini kapsamaktadır. Teşvik, sadece normal çalışma düzenine geçmiş işverenler için geçerlidir.
Teşvik, kısa çalışmanın/nakdi ücret desteğinin sona erdiği tarihi takip eden aydan itibaren üç aylık bir zaman dilimini kapsamaktadır. Örnek olarak Mayıs ayında normal çalışmaya başlayanlar bir ay, Haziranda iki ay, Temmuz ayındakiler ise üç ay destekten faydalanabilirler. Bu sürenin daha sonra faaliyete başlayan işyerleri için 31 Aralık 2020 tarihini geçmemesi gerekmektedir.
KÇÖ gün sayısının 30 gün ile çarpımı sonucu elde edilen tutarın kısa çalışma süresi gün sayısına oranı ile teşvik tutarı elde edilir.
Kurumlar, normal çalışmaya geçerek teşvikten yararlandıktan sonra tekrar kısa çalışmaya geçiş yapabilir. Bu sürede ise 7252 teşviki uygulanmaz. Tekrar normal çalışmaya geçtiğinde kalan süresi kadar yine teşviki kullanabilir.
Bu yeni teşvikten faydalanan personeller 5510 – 27103 – 17103 gibi diğer teşviklerden faydalanamaz. Teşvik hesaplaması yapılırken, en fazla hangi teşvik indirim sağlıyor ise o teşvikin tercih edilmesine bu yüzden dikkat edilmelidir.
Güncel SGK Teşvik kanunları hakkında detaylı bilgi almak için SGK Teşvik Rehberi’ni indirebilir, haberler ve son gelişmeler için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
Devlet, muhtasar hizmet beyannamesini ve sgk beyannamelerini birleştirdi. Bu gelişme, 01 Mart 2020 tarihinde duyurulmuştu ancak olağanüstü hal dolayısıyla işleme geçmesi günümüzü buldu.
SGK ve muhtasar hizmet beyannamesi verecek olan şirketlerin, Muhtasar ve Prim Hizmetleri Beyannamelerini (MUHSGK) hazırlayıp, cari ayı takip eden ayın 26’sına kadar Gelir İdaresi Başkanlığı’na(GİB) göndermesi gerekiyor.
Muhtasar beyannamesi, Gelir Vergisi Kanunu’nun 84. maddesine göre işverenler ya da vergi kesintisi yapan diğer kişilerin kesilen vergi matrahların toplu olarak vergi dairesine bildirmesidir. Muhtasar beyanname aylık olarak veya üç aylık olarak düzenlenebilir ve GİB’in muhtasar beyannamesi programı üzerinden verilir.
Aylık Prim ve Hizmet Bildirgesi(APH) ise çalışanların toplam bir ay içinde elde ettikleri kazançların, çalışılan sürelerin ve işveren paylarının topluca yazıldığı ve her ayın 23’üne kadar e-bildirge sistemine yüklendiği bir belgedir.
Resmi Gazete’ye göre, işçi ve işveren primlerinin GİB’e bildirilmesi ve ödenmesi gerekir. Şimdiye kadar sigortalı çalışanların bu bildirimleri ayrı ayrı, yıllık Sigorta Primleri Bildirgesi, Aylık Sosyal Güvenlik Destek Prim Bordrosu, Dört Aylık Sigorta Primleri Bordrosu olarak yapılıyordu. Yeni düzenlemede bu bildirgeler “Aylık Prim ve Hizmet Belgesi” altında toplandı ve aylık düzende bildirilmeye ve ödenmeye başlandı.
SGK Aylık Prim ve Hizmet Bildirgesi (APH) ve muhtasar beyannameleri 1 Temmuz 2020 tarihinde birleşti. Şimdi vergi beyannameleri SGK bildirimleri, Muhtasar ve prim hizmet beyannamesi (MUHSGK) adı altında, aynı anda yapılıyor.
Beyanname düzenleme programında MUHSGK_8 versiyonu ile oluşturulan muhtasar beyannamesinin beşinci sekmesinde bulunan SGK bildirimleri bölümüne, iş yeri ve çalışanların bilgileri (sicil bilgileri, prim günü, PEK, eksik günleri vb.) ve şubeleri aynı sayfada, satır satır olmak üzere APH Bildirgesinde yazıldığı gibi dolduruluyor. Sonra e-beyanname sistemi üzerinden onaylandığında hem vergi tahakkuk fişlerini hem SGK hizmet listelerini ve SGK tahakkuk fişlerini aynı ekrandan alınıyor.
MUHSGK; Beyanname Düzenleme Programı, İnternet Vergi Dairesine Beyanname Düzenleme ve Defter Beyan Sistemi Mükelleflerinin Sistemlerinde Düzenleme aracılığıyla gönderilmektedir. Buradaki tercih seçeneği ücret gizliliği üzerine kuruludur. Mevcut e-beyanname şifresinden ayrı olarak kullanıcı kodu, parola ve şifre alarak, sadece ücret gelirlerinin bildirimine ilişkin 1003B Beyanname kodlu MUHSGK verebilirler.
Ücret ödemelerine ilişkin beyanı, 1003B Beyannamesi ile yapan işverenler, ücret ödemeleri dışındaki kira ödemesi kesintisi, serbest meslek ödemesi kesintisi gibi kesintileri ise 1003A kodlu MUHSGK ile beyan etmeye devam edecekler.
MUHSGK’yı; 10 üzeri işçi çalıştıranlar her ay, 1-10 arası işçi çalıştıranlar prim ve hizmete ait bildirimlerini her ay vergi kesintisine ait bildirimlerini 3 ayda bir (mart, haziran, eylül ve aralık dönemlerinde) ve son olarak hiç İşçi çalıştırmayanlar ise yine 3 ayda bir bildirebilirler.
İşverenlerin, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi (MUHSGK) bildirimleri için çalışan sayılarına bağlı olarak uymaları gereken bir bildirim düzeni vardır:
Bunun yanı sıra, çalışan sayısı 1-10 arasında olan işletmeler, üç ayda bir (Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında) vergi kesintisine ait bildirimlerini yapmaları zorunludur.
MUHSGK’nın ise, vergi kesintisi ve prim ve hizmete ait bildirimleri takip eden ayın 26. günü gece saat 23.59’a kadar verilmesi gerekir.
Sovos, regülasyonları takip ederek müşterilerinin ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sunma konusunda on yılın üzerinde deneyime sahiptir.
Özel sektör işverenler için 28 Temmuz 2020 tarihinde resmi gazetede 7252 sayılı teşvik kanunu yayımlandı. Bu kanun sayesinde Temmuz 2020 öncesinde kısa çalışma ödeneğine (KÇÖ) ve nakdi ücret desteğine başvurmuş ve kısa çalışma süresi sonlanmış özel sektör işverenleri prim desteğinden yararlanabilecek.
7252 sayılı yeni teşvik kanunundan yararlanmak isteyen özel sektör şirketlerinin KÇÖ ve nakdi ücret desteğine 1 Temmuz 2020 tarihinden önce başvurmuş olmaları ve kısa çalışma sürelerinin sonlanmış olması önemlidir. Ayrıca işveren bu teşvikten yararlanırken aynı ayda aynı sigortalı için diğer sigorta primi indirimi, teşviklerden yararlanmamalıdır. Bu koşulu sağlayan işverenler bu teşvikten, en fazla asgari ücret düzeyinde işçi işveren hissesi payları kadar yararlanabilirler.
Özel sektör işverenleri kısa çalışma sürelerinin sona erdiği tarihten itibaren en fazla 3 ay boyunca bu teşvikten yararlanabilirler.
İşverenlerin KÇÖ ve nakdi ücret desteği teşvik şartlarına uyum sağladığından ve başvurularında hata yapmadıklarından emin olması gerekiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı(Bakanlık), işverenin bu teşviklerden herhangi birinden yersiz yararlandığını veya başvurusunda bir uygunsuzluk olduğunu tespit ederse, işveren ceza öder ve bu desteklerden bir daha yararlanamaz. Yararlanılmış KÇÖ ve nakdi ücret desteği için gecikme cezası ve gecikme zammı birlikte tahsis edilir.
7252 sayılı yeni kanun teşvikinde hem işveren üzerinden hem de çalışan üzerinden sigorta indirimi sağlanır. Çalışan, kendi üzerinden yararlanılan sigorta indirimini talep edemez, işverende bu indirimi çalışanlarına yansıtamaz.
SGK, 27 Ağustos 2020 tarihinde teşvik hakkında genelge yayımladı ve uygulama kullanılmaya başlandı. Ancak 7252 sayılı yeni teşvik kanunun uygulama esas ve usulleri henüz belirlenmedi. Teşvikten yararlanabilme son tarihi Aralık 2020 olsa da bu süre Cumhurbaşkanlığı kararı ile yine üç aylık periyotlarla Haziran 2021 tarihine kadar uzatılabilir.
Güncel SGK Teşvik kanunları hakkında detaylı bilgi almak için SGK Teşvik Rehberi’ni indirebilir; haberler ve son gelişmeler için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
Serbest meslek makbuzu, serbest meslek sahibi kişilerin mesleki faaliyetleri karşılığında yaptıkları tahsilatlar için düzenledikleri bir evraktır. Freelance çalışan olarak da adlandırılan, kişisel bilgi ve becerileriyle iş yaparak, herhangi bir işverene bağlı olmadan para kazanan meslek erbabına, serbest meslek sahibi denir. Serbest meslek sahiplerinin kazancı, bilimsel veya mesleki bilgiye dayanır ve resmi ya da yarı resmi olmayan işler dışındaki tüm meslekler, serbest meslek olarak tanımlanır.
Serbest mesleklerini icra ederek kazanç elde eden mükelleflerin de kanunlarımızca vergilendirilmesi gerekiyor. Serbest meslek sahipleri kazançları konusundaki bilgilendirmeyi kimi zaman doğrudan, bazen de mali müşavirler aracılığıyla yaparak, Maliye Bakanlığı’na bildirimde bulunuyor. Rehber, avukat, kendi muayenehanesinde iş yapan doktorlar, danışmanlar, yazarlar, noterler, sanatçılar hatta mali müşavirlerin kendileri bile serbest meslek erbabı olarak sayılıyor ve Maliye Bakanlığı’na bu bildirimde bulunmaları gerekiyor.
Daha önce kâğıt makbuz keserek mali işlemleri için belge düzenleyen serbest meslek çalışanları, GİB’in yayımladığı tebliğ ile birlikte 30 Haziran 2020 tarihi itibari ile e-serbest meslek makbuzu(e-SMM) kullanmaya başladı. e-SMM uygulamasına geçilmesiyle birlikte hem serbest meslek sahiplerinin hem de onların mali akışını düzenleyen mali müşavirlerin de iş süreçleri kolaylaşmış oldu. Makbuz kesmek, gelir gider takibi yapmak, tahsilatları takip etmek gibi işlemler elektronik ortama taşınınca, tüm bu işlemleri tek bir ekrandan yönetme kolaylığı sağlandı. Mali müşavirler bu sayede serbest meslek sahiplerinin hizmetlerini verdikten sonra brüt gelirini, KDV’sini ve stopajını hesaplamayı da rahatlıkla bilgisayar ekranlarından yapar hale getirdiler. Daha önce kâğıt belge yüküyle uğraşan müşavirler elektronik ortamda tüm bilgilere ulaşırken bir yandan da diledikleri her yerden çalışma esnekliğine de kavuştular.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.