Sovos Türkiye Genel Müdürü Elçim Sirek, KOBİ’lerin e-dönüşümün faydalarının farkında olduğunu belirterek, bu alandaki gönüllü ve bilinçli adımlarına dikkat çekti: “Dijitalleşmenin öneminin her geçen gün artmasıyla, pek çok şirketin henüz Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen e-fatura, e-arşiv fatura ve e-irsaliye’ye geçiş kapsamında olmasalar bile e-dönüşüm süreçlerini erkenden tamamlamaya istekli olduklarını görüyoruz. E-belgelere gönüllü geçiş yapan şirketlerin büyük bir çoğunluğunu KOBİ’ler oluşturuyor”
Verginin dijital dönüşümü ile gelen karmaşıklıkları çözüme kavuşturmak için kurulan alanında lider global bir şirket olan Sovos, 70’ten fazla ülkede 16 binden fazla kurumsal müşteriye vergi uyumluluğu ve vergi yazılımları konusunda hizmet veriyor. Türkiye’de ise Sovos’un 65 binden fazla müşterisi, bulut sistemlerde günlük 2.2 milyondan fazla e-belge işlemi gerçekleştiriyor. Sovos Türkiye Genel Müdürü Elçim Sirek’in verdiği bilgilere göre; Türkiye, global alanda verginin dijitalleşmesini en iyi ve hızlı şekilde başaran ülkelerden biri ve dönüşümünü büyük ölçüde tamamlamış durumda. Sirek, bu başarının sırrını ise KOBİ’lerin e-dönüşüm konusundaki gönüllü ve bilinçli adımlarına bağlıyor.
E-dönüşüm Pazarının %75’inden Fazlasını KOBİ’ler Oluşturuyor
E-fatura uygulamasının kapsamının ilk tanıtıldığı 2012 yılından beri, e-belgeler ve kapsamlarının kademeli olarak arttırıldığını belirten Sirek, Türkiye’de mevcutta 11 tane düzenlenmiş elektronik belge bulunduğunu söyledi. Bu belgelerden en yoğun kullanılanlar ise e-fatura, e-arşiv fatura ve e-defter uygulamaları olarak öne çıkıyor. E-dönüşüm pazarının %75’inden fazlasını Küçük Orta Ölçekli İşletmeler yani KOBİ’lerin oluşturduğunu söyleyen Sirek, “Genel anlamda, Türkiye’deki e-fatura ve e-arşiv fatura kullanıcılarının yaklaşık yüzde 50’sinin gönüllülük esası ile e-faturaya geçtiğini gözlemliyoruz. Son tebliğ ile Temmuz’da 150 bin yeni mükellefin sisteme girmiş olması gerekiyor ancak yaklaşık 80 bininin halihazırda sistemde datası bulunuyor. Bu da bize aslında gönüllü geçişin geldiği noktayı gösteriyor” dedi.
Operasyonel Mükemmelliğe Giden Yol E-Dönüşüm’den Geçiyor
KOBİ’leri cezbeden ve zorunlu mükellef olmasalar da e-belgelerin avantajından faydalanmak istemelerini sağlayan pek çok neden olduğunu söyleyen Sirek, bu nedenleri ise şöyle açıklıyor: “E-dönüşüm her şeyden önce firmalara zaman, maliyet ve iş gücünde verimlilik imkânı sunuyor. Fiziki süreçlerin karmaşıklığı ve maliyetleriyle uğraşmadan iş akışını devam ettirebilmek, tahsilatların takibi ve kontrolünü hızlandırabilmek firmalar için çok değerli. Son tüketiciye kesilen faturaların oluşturulması, arşivlenmesi maliyetli ve zor. Bu faturaların minimum 10 yıl saklanması gerekiyor. Elektronik ortamda saklanan ve istenildiğinde kolaylıkla ulaşılabilen e-arşiv faturalar bu zorlukları azımsanmayacak ölçüde azaltıyor. Veriler her zaman denetime hazır, erişilebilir ve güvende kalıyor. Muhasebe süreçleri hızlanıyor, raporlama işleri kolaylaşıyor, operasyonel yük hafifliyor. Tüm süreçleri uçtan uca güvenli bir şekilde yönetebilmek firmaların operasyonel verimliliğini ciddi oranda artırıyor. Tüm bunlarla birlikte kâğıt tüketiminin azalıyor olması ise sadece firmaların maliyetleri değil doğamız ve çevremiz için de çok önemli.”
Zorunlu Geçiş için Son Tarih 1 Temmuz 2022
Pandemiyle birlikte dijitalleşmenin kaçınılmaz hale geldiğini belirten Sirek’e göre her şirket bu akımın bir parçası olmak istiyor. Dijitalleşemeyenin bir süre sonra işlerini yapamaz hale geleceğinin de herkes farkında. Bu nedenle gönüllü geçişlerin de artarak devam etmesini bekliyorlar. Sirek sözlerini şöyle tamamlıyor: “Hem gönüllü geçiş yapacaklara hem de Vergi Usul Kanunu’nun Genel Tebliği’nde yapılan yeni düzenlemeler sonucunda 1 Temmuz itibarıyla e-fatura, e-arşiv ve e-irsaliye’ye geçiş yapması gereken mükelleflere tavsiyem, e-dönüşüm sürecinde yol arkadaşlarını iyi seçmeleri yönünde. Şirketler, e-dönüşüm için uzman bir servis sağlayıcısı tercih ettiklerinde, sürekli değişen regülasyonlardan endişe etmeden gönül rahatlığıyla odaklanmaları gereken asıl işleriyle ilgilenebiliyorlar.”