Alım satımı yapılan tüm ürünlerden alınan dolaylı bir vergi türü olan KDV ile ilgili çok sorulan soruların yanıtlarını sizin için derledik…
Katma Değer Vergisi (KDV), harcamalar üzerinden alınan dolaylı bir vergi türüdür. Bir mal veya hizmetin üretimden tüketiciye ulaşmasına kadar oluşturulan her bir katma değer üzerinden alınan vergidir. Ülkemizdeki en önemli vergi kalemlerinden biridir. Vergi mükellefleri, yarattıkları katma değer üzerinden KDV’yi aylık olarak öderler. 1984 yılında 3065 sayılı kanunla yürürlüğe giren KDV, günümüzde genel bütçe vergi gelirlerinin yüzde 30-35’ni karşılar.
Devletin, gelir dağılımını kontrol etmek, kamu harcamaları ve yatırımları için finansman sağlamak gibi amaçlarla; vatandaşlarından doğrudan ya da dolayı yollarla aldığı ödemelere vergi denir. Mal ve hizmet üzerinden alınan vergiler dolaylı vergi; gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler ise dolaysız vergi olarak adlandırılır.
Dolaylı vergiler: KDV, ÖTV, özel iletişim vergisi, şans oyunları vergisi, damga vergisi, harçlar ve diğer yerel tüketim vergileri olarak sıralanabilir.
Dolaysız vergiler ise gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler, mülkiyet üzerinden alınan vergiler, servet üzerinden alınan vergiler olarak ayrılabilir. Dolaysız vergileri daha detaylı olarak açıklamak gerekirse şunları söyleyebiliriz:
KDV oranları satılan mal ya da hizmetin niteliğine göre değişiklik gösterir. Genel KDV oranı yüzde 18’dir. Belirlenmiş mal ve hizmetler için yüzde 1 ve yüzde 8 oranları uygulanır. Her bir mal ve hizmetin KDV oranının ne olacağı Cumhurbaşkanı kararı ile belirlenir. Bununla beraber bazı teslimler KDV’den istisnadır. Örneğin yurt dışına yaptığınız bir mal veya hizmet tesliminde KDV doğmaz.
Katma değer vergisinin asıl yüklenicisi nihai tüketicidir. Vergi mükellefleri her bir teslim aşamasında bu vergiyi alıcıya yansıtırlar. Böylece ürünü ya da hizmeti satın alan taraf KDV ödeyen kişi olur. Tüketici, KDV ödemesini mal ya da hizmeti satın alırken gerçekleştirir. Vergi Mükellefleri de tüketiciden aldıkları KDV’yi alım sırasında ödedikleri KDV’den mahsup ederek aradaki farkı Katma Değer Vergisi olarak öderler.
KDV her mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesine ödenir. Ödemeyi anlaşmalı bankalar ile de yapmak mümkündür. Ayrıca mükellefler Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından internet ortamında hizmete sunulan İnteraktif Vergi Dairesi’nden de vergi borçlarını ödeyebilirler.
Katma Değer Vergisi Beyannamesi mükelleflerin aylık olarak KDV’ye konu alım ve satışlarına ve bunların KDV’lerine ait bilgilerin yer aldığı beyannamedir. Bu beyannameler aylık olarak elektronik ortamda düzenlenip elektronik olarak iletilir.
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 28’inci maddesinin verdiği yetkiye istinaden 149 No.lu VUK Sirkülerinde, yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar 1 Aralık 2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin verilme ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerinin ilgili vergilendirme dönemini takip eden ayın 28 inci günü sonuna kadar uzatıldığını belirtti. Daha önce en geç ayın 26’sında ödeme yapılıyordu.
Elektronik ortamda beyanname verme mecburiyeti olan mükellefler GİB tarafından yayınlanan e-beyanname programı ile beyannamelerini hazırlarlar ve elektronik ortamda iletirler.
Beyanname; genel bilgiler, matrah, indirimler, ihraç kadıyla teslimler, istisnalar, sonuç hesapları, düzenleme bilgileri ve ekler bölümlerinden oluşur. Tevkifat uygulaması nedeniyle KDV tevkifatı yapan mükellefler, KDV2 kodu ile KDV tevkifatı yaptıkları mükellefler ve tevkifat tutarını ayrıntılı listeleyen beyanname de verirler.
Sovos, GİB’de hakkında ‘kayıp belge’ ihbarında bulunulmamış ‘tek özel entegratör’ olma özelliği ile bilinmektedir. Gelişmiş e-belge çözümleri ile firmanızın e-dönüşüm sürecinde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
“Başarılı E-Dönüşüm Projeleri: Müşteri ve Servis Sağlayıcı Uyumu” başlığıyla düzenlenen webinarda uzman ekibimiz; başarılı bir proje süreci yürütebilmek için servis sağlayıcılar ile firmalar arasındaki uyumdan, başarılı e-dönüşüm projelerinin gereksinimlerine kadar en çok merak edilen konuları ele aldı.
En çok merak edilen sorular ve yanıtları için okumaya devam edin.
Bu konu iki başlık altında incelenebilir: Birincisi, servis sağlayıcınız yazılım desteği sunuyor olabilir. Bu destek; GİB’e bağlantı yönteminden, bağımsız olarak firma adına veriyi toplayan, organize eden, GİB’in talep ettiği UBL (Evrensel İş Dili) tasarımına çeviren, beratlarını oluşturan ve firma için GİB’e ulaştıran uygulamalardır. İkinci yöntem ise firmalara sunulan özel entegrasyon hizmeti olabilir. Özel entegratör sertifikasını alan firmalar arşiv raporlarını, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu gibi belgeleri hizmet verdikleri firma adına imzalayıp GİB’e gönderebilir. Bununla beraber özel entegratörlerin çoğunun ‘e-belge, e-fatura saklayıcı kuruluş’ unvanları da bulunduğundan söz konusu belgeleri sözleşme süresi ya da GİB’in talep ettiği 10 yıl boyunca saklayabilirler. Bazı servis sağlayıcılar regülasyon, altyapı, hosting danışmanlıkları ya da özel sunucu gibi hizmetler de verebilmektedir.
Agile: Yazılım projelerinde müşteri ihtiyaçlarına daha çabuk ve esnek bir şekilde cevap verebilmek için kullanılmaya başlamıştır. Bu yaklaşımda en önemli faktörler değişime hızlı adapte olması ve çözümler sağlaması, müşterinin devamlı projeye dahil edilmesi, proje ekibi ile birlikte sık toplantılar yapılması ve ekibin kendi kendini organize etmesidir. Sprint ise bu yöntemle calışan ekibin tekrarlı bir şekilde gerçekleştirdiği döngülerdir. Agile proje yönetme metodolojilerinden birisi olan Scrum adaptasyona açık sorunları ele alabildikleri bir yapıdır.
Waterfall: Analiz, tasarım, yazılım, test ve yayın fazlarından oluşur. Geleneksel bir yöntemdir; süreçler yukarıdan aşağıya doğrusal olarak işler. Proje sahibi, proje tamamlandıktan sonra çıktı görür.
Proje yönetim yaklaşımı uygulanılan projeye göre farklılık gösterecektir. Örneğin: E-fatura implementasyonu yapılan bir projede süreçler ve ürün bir hayli olgunlaşmış olduğundan “Waterfall” modeli tercih edilir. Analiz ve geliştirme gibi süreçler takip edilerek ürünün implementasyonu sağlanır.
Ancak ‘veri merkezi’ değişikliği ya da sıfırdan ürün kurulumu gibi belirsiz bazı durumlarda daha dinamik, çevik gitme ihtiyacı göz önünde bulundurulmalıdır. Bunlarda “Agile” mantığıyla ilerlemek doğru olacaktır. Bazen ise dışarıda ve içeride farklı yöntemleri olan hibrit modeller tercih edilebiliyor.
Özetle, projenin yöntemi ve içinde bulunulan ortama göre değişiklik gösterecektir. Genel olarak ürün kurulumlarında waterfall ya da hibrit yöntemleriyle ilerlenir.
GİB her ne kadar iki yaklaşımı da paylaşıyor olsa da önerdiği bir yaklaşımı vardır. Yedi yüz elli binden fazla e–fatura mükellefinin 1/3’ü fatura süreçlerini GİB portal üzerinden yönetiliyor. Geriye kalan mükellefler ise “Direkt” ya da “Özel Entegrasyon” yöntemleri ile efatura süreçlerini yönetiliyor. Bunun yarısının direkt entegrasyon diğer yarısının ise özel entegrasyon olduğu düşünülürse; Gelir İdaresi Başkanlığı seksen tane özel entegratörü denetleyerek iki yüz elli bin tane firmayı kontrol edebiliyorken, diğer iki yüz elli bin firma için bu firmaların sunmuş oldukları sunuculara doğrudan bağlantı sağlamak ve sürekli denetlemek zorunda kalıyor. Bu da GİB’in “Özel Entegrasyonu” teşvik ettiği anlamına geliyor.
GİB, bir taşımanın başlayabilmesi için ilgili e-irsaliyenin kendi sistemine düşmesi ve onaylanması gerektiğini daha önce bildirmişti. Yeni güncellemeyle beraber şu bilgi paylaşıldı: Eğer firmalar “Özel Entegratör” sistemini kullanıyor ise firmanın özel entegratörünün e-irsaliyeyi kabul etmesi yeterlidir. Bu sayede tüm sorumluluk özel entegratör firmaya geçmiş olur ve özel entegratör firması 15 dakika içinde e-irsaliyeyi GİB’e iletmekle yükümlüdür. Bu, özel entegratöre kıyasla daha yavaş olan GİB sistemlerindeki bekleme süresini ortadan kaldırmış olur. Özellikle gün içinde yüzlerce, hatta binlerce sevkiyat yapan firmaların memnuniyetini artırıyor.
SAP kullanan firmalar ECC’den HANA’ya geçiş projelerini gerçekleştiriyor.
Projenin ilk gününde, SAP paketi satın alınırken özel entegratör seçiminin yapılması ve proje yaklaşımının belirlenmesi tavsiye edilir. S/4HANA, public cloud’da kullanılacak ise tedarikçilere; S/4HANA public cloud’u satın alma sürecinde ulaşılması daha doğru bir yönlendirme alınmasını sağlayacaktır.
E-arşiv faturalarda tam entegrasyon ilk çıktığı günden beri mevcut. Bununla birlikte Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB), e-arşiv faturasının üretilebilmesi ve onun imzalanabilmesi için istediği sertifikasyonları, firmaların doğrudan almaları hem maliyet hem de yönetim açısından çok verimli olmadığından çok uygulanan bir yöntem değildir. Bu durum firmalar nezdinde “E-arşiv fatura yalnızca özel entegrasyon yöntemiyle çalışabilir” algısına neden olmuştur.
Direkt entegrasyon kullanıcıları, e-faturada GİB’e doğrudan bağlansalar dahi e-arşiv raporlarını, teknik sertifikasyonlara sahip özel entegratör yoluyla işlemlerini tamamlamak durumundadırlar. Bununla beraber firmalar bu sertifikasyonu aldıkları taktirde işlemleri kendileri de yapabilirler.
Defter veriniz yoğun ise o ayın başında geçilmesi önerilir. Öte yandan veriniz çok yoğun değil ise sürecinizi her zamanki gibi ayın ilk ya da ikinci haftasında başlayarak yürütebilirsiniz.
Regülatif anlamda söz konusu olan dört uygulamaya da ara dönem gibi yılın herhangi bir döneminde geçiş yapılabilir. Burada bazı istisnalar mevcut. GİB, “Eğer e-defterde şube yapısına geçilecekse bu yeni yılda olmak zorunda” bilgisi paylaşıyor. Bunun dışında defterde önemli olan sizin mali yılınızın başlangıcı olduğundan, ne zaman istenirse e-belgelerde değişime gidilebilir. Ayrıca, e-faturaya yeni geçecek bir firma ise bu 3 milyon liralık ciro limitini aştığı ve önümüzdeki yıl Temmuz ayında e-faturaya geçmek zorunda olduğu anlamına gelir.
Test aşaması bittikten sonra, canlı geçiş için bir liste çıkartılır. Bu liste, Proje Yönetim Ofisi(PMO) ekibine ait olduğundan içeride bütün projeler gözetilerek doğru bir sırada ve standart yapıda kurgulanmış olur. Ayrıca proje ya da sistem bazlı bazı adımlar da eklenebilir. Canlı geçişin doğası gereği gün ve saat bazlı planlama yapmak gerekebiliyor.
Özetle, standart şablonlar müşteriye özel hâle getirilerek herhangi bir adımın atlanmaması sağlanır. Tüm süreç boyunca ‘Waterfall’ mantığıyla ilerlenir. Sovos’ta iç kalite kontrol mekanizması sayesinde projenin kalite kontrol aşamasından geçebilmesi için hem teknik hem de iş yöneticileriyle, onların ek yorum ya da soruları üzerinden bir beyin fırtınası yapılır. Herhangi bir adımın atlanmaması için listelere proje ekibi ve Sovos proje ekibi ayrı ayrı odaklanılır.
Odağı tamamen e-dönüşüm olan Sovos’ta 350 kişilik e-dönüşüm ekibiyle tüm ERP’ler üzerinde ve regülasyonlarla ilgili çalışmalar yapılıyor. Türkiye’deki pazarın yüzde 40’ına hâkimiz olan Sovos; Türkiye’deki ilk 500 şirketin 400’ünde, global şirketlerin büyük bölümünde ürünlerini konumlandırmış durumdadır. FMCG, akaryakıt, perakende gibi aksiyonların hızla alınması, belgelerin, faturaların en hızlı şekilde üretilmesi gereken sektörlerde Sovos ürünleri kullanılmaktadır.
Türkiye’deki en güvenli ‘veri merkezi’nin en büyük müşterilerinden birisi olması sayesinde Sovos, GİB’de hakkında ‘kayıp belge’ ihbarında bulunulmamış ‘tek özel entegratör’ özelliğini kazanmıştır.
GİB’in ve kendi sistemlerinin anlık ulaşılabilirliğini ‘herkese açık bir şekilde yayınlıyor ve bu bilgileri bağımsız denetçi kuruluşlar vasıtasıyla ulaştırıyor. Dolayısıyla sunduğu tüm bilgilerin arkasında uzman kuruluşlar yer alıyor.
Güvenlik ve altyapı destekleri bağlamında, penetrasyon ve sistem güvenlik sonuçlarının hepsini güvenli veri kaynaklarıyla sunabiliyor. Proje, satış ve satış sonrası desteklerde uzman ekipleriyle tüm ürünlere hâkim durumdadır. Dolayısıyla ekipte bir değişiklik olduğunda hizmetlerin kesintisiz sürmesi sağlanır. Ürünlerin özellikleri, gücü, son kullanıcılara sunduğu deneyimler, global oryantasyon ve globaldeki regülasyon uzmanlığı sağladığı diğer avantajlardandır.
16 Mart 2023 Perşembe günü düzenlenen webinarda; SAP S/4 HANA geçişi ve e-dönüşüm planlamasına dair merak edilenler ele alındı. Yayın kaydına buradan ulaşabilirsiniz.
İnternet üzerinden bir etkinlik düzenlerken, bu hizmetin KDV kapsamında nasıl değerlendirileceğini belirlemek önemlidir. Bu yazımızda AB’ye Üye Devletler açısından KDV pozisyonunda gelecekte ne gibi değişiklikler olabileceğini ele alacağız.
Avrupa’da internet üzerinden düzenlenen etkinlikler için uygulanan KDV sistemi
B2B için mevcut kurallara göre internet üzerinden etkinliklere katılım genel kurallara tabi bir hizmet olarak sınıflandırılır. KDV, müşterinin bulunduğu ülkede ödenir.
B2C için mevcut kurallar, internet üzerinden etkinliklere katılımın elektronik hizmet olarak mı yoksa genel kurallara tabi hizmet olarak mı görüldüğüne bağlıdır. Elektronik hizmetlerde hizmetin verildiği yer müşterinin normalde ikamet ettiği yerdir. Diğer hizmetlerde hizmetin verildiği yer tedarikçinin bulunduğu ülkedir.
Başka bir deyişle, çevrimiçi konferanslar veya canlı sohbet üzerinden sunucuların ve katılımcıların gerçek zamanlı olarak soru sorduğu etkinlikler ve benzeri etkinliklerde insani bir boyut olduğu, bu nedenle bu etkinliklerin elektronik hizmet olarak sınıflandırılamayacağı kabul edilir. Özele;
Sanal etkinliklere KDV uygulaması konusunda Avrupa’da beklenen gelişmeler
AB Konseyi 5 Nisan 2022’de 2022/542 sayılı direktifi kabul etti. Buna göre 1 Ocak 2025’ten itibaren sanal etkinlikler, tüketicinin ikamet ettiği veya kurulduğu ülkede vergiye tabi olacak (direktifte yer alan düzenlemelerin 31 Aralık 2024’e kadar tüm Üye Devletlerde uygulanması gerekiyor). Yeni düzenleme, internet üzerinden canlı olarak yayınlanan tüm etkinlikler için geçerli olacak.
İtalya vergi dairelerinin görüşü
İtalya’da vergi daireleri 4 Ağustos 2022’de yayınlanan 409/2022 sayılı pubblicazione (agenziaentrate.gov.it) ile ‘çevrimiçi’ olarak düzenlenen eğitimlerde, müşterinin vergiye tabi veya özel kişi olmasından bağımsız olarak, müşterinin bulunduğu veya kurulu olduğu yerde KDV’ye tabi olduğunu açıkladı.
İtalyan vergi daireleri, vergi mükellefleri için yapılan açıklamada aşağıdaki düzenlemelere atıfta bulundu:
2022/542 sayılı KDV Direktifi’nde yer alan hususlar halihazırda İtalya’daki vergi daireleri tarafından uygulanıyor.
Dolayısıyla aynı hizmet, AB üyesi olan iki farklı devlette KDV’ye tabi olabilir.
Sovos, 4 bölgede 70’ten fazla ülkede e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size yardımcı olur.
İngiltere ve diğer AB üyesi olmayan ülkelerden işletmeler için AB’ye mal ithalatı yapılıyorsa bunu belirtmek önemlidir zira bu durum KDV işlemlerinin nasıl yapılacağını etkileyecektir.
Tutarı 150 Euro’nun altındaki ürünler için İthalatta Tek Duraklı Hizmet (IOSS) gibi veya posta işletmecisi üzerinden yapılan özel düzenlemeler gibi sadeleştirilmiş seçenekler mevcuttur. Öte yandan, tutarı 150 Euro’nun üzerinde olan ürünlerin tedariği için işletmeler malları nasıl ithal etmek istediklerine dikkat etmelidir.
Bir seçenek, işletmelerin ürünleri Gümrük Vergisi Ödenmiş Olarak Teslim (DDP) etmesi ve AB’de malların ithalatçısı olmasıdır. Bu sayede işletmelerle müşteriler arasındaki işlemlerde müşteri deneyimi daha iyi hale gelir ancak, işletmenin ithal eden ülkede kayıtlı olması, bulunduğu ülkede müşteriye KDV uygulaması ve ilave uyum gerekliliklerini karşılaması gerekir. Mallar bu ülkeden diğer AB ülkelerine götürülürse, bu durumda tedarik zincirine bağlı olarak ilave KDV kaydı yaptırmamak için Tek Duraklı Hizmet (OSS) seçeneğini kullanabilir.
İthalatçı olarak müşteri – mevcut seçenekler
Uyum maliyetlerinin artması nedeniyle birçok işletme ithalatçı olmamayı tercih ediyor ve bu yükümlülüğü son müşterilerine devrediyor. Bir işletme bu yolu tercih ederse, önünde yine bazı seçenekler bulunuyor.
İşletmeler böyle bir durumda yükümlülüğün tamamını müşteriye devredebilir. Kargo şirketi tarafından müşteriye, malların tesliminden önce KDV ve diğer vergileri ödemesi için bir talep gönderilir. Ayrıca taşıma ücretleri de müşteriye devredilmiş olabilir. Bunlar ödendikten sonra mallar teslim edilir. Bu yaklaşım çok iyi bir müşteri deneyimi sağlamayacaktır.
İşte bu nedenle işletmeler taşıma şirketlerinin sunduğu ‘maliyet yöntemini’ tercih ediyor. İthalat belgelerinde yine ithalatçı müşteri olarak görünüyor ancak işletme satış anında müşteriden KDV ve vergileri tahsil ediyor ve taşıma şirketinin faturasını müşteri adına ödüyor. Teoride bu yöntemle işletmenin AB içinde kayıtlı olmasına gerek kalmıyor ve aynı zamanda müşteriye sorunsuz bir deneyim sunuluyor. Ancak akla bir soru geliyor: Müşteri gerçekten ithalatçı mı?
Yanlış koşulların işletme üzerindeki etkisi
Bazı vergi daireleri, değeri 150 Euro’nun üzerinde olan ve doğrudan teslim edildiği Üye Devlet’e ithal edilen mallar için farklı bir düzenleme yaklaşımı benimsemeye başlıyor. 1 Temmuz 2021’de yasada yapılan bir değişiklikte, “tedarikçinin, malların taşınmasına veya yola çıkmasına dolaylı olarak müdahale etmesi” kavramı yer alıyor. Burada amaç satıcının uzaktan satış değil, yerel satış yaptığı ve bu nedenle sadece malların geldiği Üye Devlet’te KDV ödemesi gerektiği argümanına sığınmasını engellemektir.
Yasa değişikliğinin ardından bazı vergi daireleri bu kavrama göre; bir satıcının kendi ülkesinde özel bir kişiye ürün satması ve satıcının ürünün AB dışındaki bir ülkeden gönderilmesini ve AB ülkesinde gümrükten geçmesini sağlaması durumunda, tedarikçi dolaylı olarak taşıma sürecine müdahale ettiğinden tedarikçi ülkenin Üye Devlet olacağını öne sürüyor.
Sonuç olarak ürünlerin ithalatçısı müşteri olsa bile tedarikçinin Üye Devlette KDV kaydını yaptırması ve KDV’yi ödemesi gerekiyor. Bu argüman mükerrer vergilendirmeye yol açabilir ve vergi dairesinin denetimleri açısından ilave uyum yükümlülükleri yaratabilir; tüm bunlar da işletmeler için daha fazla maliyet ve zaman anlamına geliyor.
İşletmeler bu değişikliği nasıl yorumlamalı?
Müşterinin ithalatçı konumunda olduğu bir yöntemi benimseyen işletmelerin düzenlemeleri doğru şekilde yapması önemli. Bu kapsamda internet sitesindeki hüküm ve koşullar kısmında müşterinin ithalatçı olduğunun belirtilmesi ve şirketin kendi adına bir gümrük beyanı verecek kişi tayin etme yetkisinin olması gereklidir. Ayrıca gümrük belgelerinin doğru şekilde doldurulması da çok önemlidir. İnternet sitesinde DDP gibi ifadelerin kullanılmaması da kritik bir husustur zira bu ifade işletmenin ithalatçı olduğunu düşündürebilir.
Sovos, 4 bölgede 70’ten fazla ülkede e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size yardımcı olur.
Dijitalleşmenin artması ile yükselişe geçen e-ticaret; sadece büyük perakende şirketlerinin yatırım yaparak girmeyi tercih ettiği bir alan olmanın ötesine geçerek, artık KOBİ’lerin de ayak bastıkları bir yer olmaya başladı.
E-ticaretin büyüyen pazar payı, bu alanda dünya genelinde iş fırsatları gören birçok yatırımcı ve girişimcinin de e-ticarete yönelmesini sağlıyor. E-ticaret yapan işletmelerin başarılı olabilmek için dijital dönüşümünü gerçekleştiriyor olması hayati bir önem taşıyor. Pandemi ile kurumların iş süreçlerini dijital ortama aktarmaya başlaması, e-ticaret sektörünü de e-dönüşüm sürecine yöneltti. E-dönüşüm ise şirketlerin ana faaliyet alanlarına odaklanması için zaman, iş gücü ve maliyet anlamında birçok tasarruf imkânı sağlıyor.
“İşini Büyütmek İsteyen İşletmeler İçin En Kritik İpuçları” konulu webinarımızda katılımcılardan gelen sorulara alanında uzman ekibimizin verdiği yanıtlar, e-ticaret ile ilgili en çok merak edilen konulara açıklık getiriyor.
Bu konuyla ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 2020 yılında çıkan, e-fatura yükümlülükleri kapsamını içeren bir tebliği bulunuyor. Tebliğin; internet sitelerinin, e-ticaret yapan şirketlere e-arşiv fatura veya perakende faturaların dışında zorunlu tuttuğu alanlar var.
Tebliğe göre; satışta söz konusu ürünün kendi sitenizden mi yoksa başka siteler üzerinden mi satıldığını faturada belirtmeniz gerekiyor. İnternet satışlarında bu tip ödemeler genellikle kredi kartı ile gerçekleştiriliyor ancak, ödeme havale ile gerçekleştirilse bile ödeme şekli bilgisinin belirtilmesi bekleniyor.
Ödeme tarihi çoğunlukla faturaların üstünde oluşma tarihi olarak yer alıyor ancak bazen ödeme tarihi ile ödeme tarihinin oluşma tarihi ayrı ayrı alanlarda belirtilebiliyor. Gönderiyi taşıyan kargo firmasının tüzel kişiliğinin belirtilmesi için şirket bilgisinin yazılması gerekiyor. Aslında bu faturada gönderim tarihi, yani kargoya fatura kestiğiniz tarih öğrenilmek isteniyor. Ayrıca sisteminizde oluşan sipariş numarasının değil; çoğunlukla e-faturalarda da yer almayan, online satış sitelerinde müşterilerin görebildiği numaranın belirtilmesi isteniyor.
Satış ve kampanya kodlarının yanı sıra en önemli olan iade bölümünün de yer alması gerekiyor. Faturalama kısmında bu bilgiler çoğunlukla bulunmayabiliyor çünkü faturada o ürünün iade edilebileceği ile ilgili e-irsaliye aynı zamanda taşımacılık kanuna göre düzenleniyor. O nedenle iade bölümünün de mevzuata uygun olarak taşınması gerekiyor.
1 Temmuz 2022’den itibaren geçerli olan tebliğ ile internetten satış yapan firmalar için ciro limiti;
Özetle; şahıs ya da şirket olarak satış yapıyorsanız; toplam geliriniz 1 milyon TL’nin üzerinde ise bu yıl, 500.000 TL’nin üzerinde ise de gelecek yıl e-fatura ve e-arşiv fatura uygulamalarına geçiş yapmanız gerekiyor.
Ancak yükümlülükler kapsamı dışında da e-ticaret alanında hizmet veren bir firmanın e-arşiv fatura’ya geçmesi büyük önem taşıyor. Üstelik tüketici deneyimi noktasında da e-arşiv fatura uygulaması oldukça değerli bir aşama.
Yurt dışına mal gönderim veya satış süreçleri söz konusu olduğunda mutlaka e-ihracat faturası düzenlenmesi gerekiyor. Belli bir tutarın altında olan satışlarda hızlı kargo kullanılabiliyor ancak, internet üzerinden herhangi bir servis hizmeti olarak sunduğunuz ürünlerin satışını yapıyorsanız; e-ihracat faturası yerine, e-arşiv fatura düzenleyebilirsiniz. E-ihracat faturasının sadece fiziksel mal gönderimi yapılan durumlarda düzenlenmesi bekleniyor.
Yurt dışındaki operasyonel süreçlerin Türkiye’ye göre çok daha şeffaf ilerlediği söylenebilir. Örneğin; yurt dışındaki bir pazar yerinden yaptığınız alışverişin, teslimat sürecinde bütün aşamalarını izleyebilme şansına sahip oluyorsunuz. Aynı şekilde Avrupa’da iade süreçleri de benzer bir akışla yürütülüyor.
Türkiye’de ise bu sürçler Avrupa’da olduğu kadar sorunsuz olamayabiliyor. Tüketiciler iadelerinin kabul olup olmayacağını tam olarak bilemeyebiliyor. Yurt dışındaki olduğu gibi net bir süreç olmadığı için sınır ötesi işlerde problemler yaşanabiliyor. Yurt dışında süreçler daha net olduğu için tüketici beklentileri de Türkiye’ye göre daha fazla oluyor.
E-faturanın bazı konular dışında normal faturadan hiçbir farkı bulunmuyor. Tebliğlerle verilen bazı konuların haricinde vergi usul kanunundaki şema ve uygulama usulleri birebir geçerli olarak devam ediyor.
Bir fatura düzenledikten sonra fatura koçanına iptal yazarak iptal edebilirsiniz ya da karşıdan iade faturası almanız gerekir. Özel entegratör kullanıyorsanız, sisteme faturayı ilettiğinizde talebiniz henüz Gelir İdaresi Başkanlığı’na gönderilmediyse, yani taslak konumundaysa düzeltip gönderebilirsiniz.
Faturanın iptal edilemediği veya değişiklik yapılamadığı bir senaryoda, kullanıcılarımıza karşı taraftan iade faturası kesilmesini istemelerini öneriyoruz. Ticari fatura değilse 8 gün içerisinde kabul veya ret yapabiliyorsunuz ancak 8 gün aşıldıysa işlemin iade faturasıyla yapılması gerekiyor.
16 Mart 2023 Perşembe günü düzenlenen webinarda; SAP S/4 HANA geçişi ve e-dönüşüm planlamasına dair merak edilenler ele alındı. Yayın kaydına buradan ulaşabilirsiniz.
Sunduğu avantajlar ve her geçen gün kapsamı genişleyen regülasyonlar ile e-dönüşüm uygulamalarını kullanan firma sayısı hızla artıyor. Firmalar operasyonel iş akışlarını kolaylaştırması, zaman ve maliyet tasarrufu sağlaması gibi kolaylaştırıcı sebeplerle e-dönüşüm uygulamalarını tercih ediyor.
Özel entegratör yöntemi ile e-dönüşüm uygulamalarını kullanan, özellikle de yoğun işlem hacmine sahip olan firmalar sunulan kapsam dışında farklı ihtiyaçların doğması durumunda ek geliştirmeler isteyebiliyor veya farklı taleplerde bulunabiliyor. Bu noktada özel entegratörlerin, hali hazırda oldukça karmaşık olan süreçleri kolaylaştırmak ve firmalara daha nitelikli bir hizmet sunabilmek adına talebe yönelik esnek çözümler sunabilmesi gerekiyor. Özellikle de fatura gibi kritik ve hassasiyet gerektiren belge süreçlerinde aksaklıklara ya da değişen ihtiyaçlara hızlıca cevap verilebilmesi oldukça büyük önem taşıyor. Özel entegratör firmanın; sistemsel bir aksaklık yaşanması durumunda kolay ulaşılabilir olması da ciddi önem taşıyan konulardan biri haline geliyor.
Yoğun işlem hacmine sahip firmaların;
Sovos, tüm bu kriterler kapsamında “VIP Service” hizmeti sunuyor.
14’ten fazla ülkede, Fortune500 listesinin yarısından fazlasına hizmet veren bir vergi uyumluluğu şirketi ve kolaylaştırıcısı olarak VIP Service hizmetimizle taleplerinizi karşılıyoruz.
VIP service hizmetimiz iki farklı koldan ilerliyor:
1) Kullanıcılarımıza özel olarak hizmet veren bir teknik destek personeli (Technical Account Manager) sağlıyoruz. Bu sayede ihtiyaç duydukları her an ulaşabilecekleri bir Sovos temsilcisi bulabiliyorlar.
2) Yoğun işlem hacmi olan, SAP kullanan ve ek geliştirme, kişiselleştirme veya güncelleme talepleri olan kullanıcılarımız için ise Retainer Package sunuyoruz. Bu hizmeti alan kullanıcılarımızın tüm taleplerine taraflarına önceden tanımlanmış bakiyeler sayesinde maliyet avantajlı olarak, çok daha hızlı şekilde çözüm sağlayabiliyoruz.
Kısacası karmaşık tüm süreçleri kolaylaştırıyoruz.
Özellikle de yoğun işlem hacmine sahip firmalar, fazlasıyla ek güncellemeye veya kişiselleştirmelere ihtiyaç duyabiliyor. Üstelik çoğunlukla bu ihtiyaçların hızlı şekilde karşılanması gerekiyor. Bu noktada VIP Service seçeneğimiz ile tüm ihtiyaçlarınıza hızlıca karşılık bulabilirsiniz.
VIP Service hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için iletişime geçin: https://sovos.com/tr/iletisim/
16 Mart 2023 Perşembe günü düzenlenen webinarda; SAP S/4 HANA geçişi ve e-dönüşüm planlamasına dair merak edilenler ele alındı. Yayın kaydına buradan ulaşabilirsiniz.
İngiltere Gelir ve Gümrük İdaresi’nin (HMRC) gümrük sisteminde yapılacak değişiklikleri hatırlatan ve bu değişikliklere hazırlanmak için neler yapılması gerektiğini anlatan duyurusu Mart 2022’de yayımlanmıştı.
Söz konusu değişikliklerin yürürlüğe gireceği son tarih yaklaşıyor.
30 yıllık Gümrük İthalat ve İhracat Navlun Yönetimi (CHIEF) sistemi (1994’te kullanılmaya başlanmıştı) iki aşamada kapatılacak:
Gümrük Beyannamesi Hizmeti (CDS), Birleşik Krallık’taki yegane gümrük işlemleri platformu olacak ve tüm işletmeler her tür ithal ve ihraç edilen malın beyanını 31 Mart 2023’ten itibaren CDS üzerinden yapacak.
İngiltere Gelir ve Gümrük İdaresi’nin (HMRC) internet sitesinde belirtildiği gibi; Gümrük Beyannamesi Hizmeti araç seti ticaret yapanların değişiklikler ile gelecek birçok faydaya ulaşmasını sağlayacak.
Özetlemek gerekirse:
CDS’i kullanabilmek, 1 Ekim 2022’ten itibaren Birleşik Krallık’a mal ithal edebilmek ve 1 Nisan 2023’ten itibaren buradan mal ihraç edebilmek için işletmelerin aşağıdakilere ihtiyacı olacak:
Sovos, 4 bölgede 70’ten fazla ülkede e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size yardımcı olur.
İnternet kullanımının yaygınlaşması ile ortaya çıkan e-ticaret, dünya genelinde dijitalleşmenin artması ile yükselişe geçti. Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını, tüketicilerin e-ticarete olan ilgisini daha da artırırken; kısıtlamalar ve kapanmalar nedeniyle KOBİ’lere de büyük zorluklar getirdi. E-ticaret geçmişte daha çok büyük perakende şirketlerinin yatırım yaparak girmeyi tercih ettiği bir alanken, artık yavaş yavaş orta ve küçük ölçekli işletmelerin de ayak bastıkları bir yer olmaya başladı. İşletmelerin hayatta kalabilmek ve büyüyebilmek için değişen dünyaya uyum sağlaması, çevrim içi perakende ve çok kanallı satışlara geçiş yapması kaçınılmaz bir hale geldi.
KOBİ’lerin pandemi ile ilgili karşılaştığı en büyük zorluklar; yüz yüze satışların azalması ve tedarik zinciri kesintileri olurken; yurt içi satışlar söz konusu olduğunda Avrupa ülkelerinin genelinde e-ticaret, KOBİ’ler için çok uygun bir ticaret şekli olarak öne çıkıyor. E-ticaretin büyüyen pazar payı, bu alanda dünya genelinde iş fırsatları gören birçok yatırımcı ve girişimcinin de e-ticarete yönelmesini sağlıyor. E-ticaret yapan işletmelerin başarılı olabilmek için dijital dönüşümünü gerçekleştiriyor olması gerekli hale geldi.
KOBİ’ler, 3 sene içerisinde çok kanallı e-ticarete girmeyi hedefliyorlar. Çok kanallı, entegre olan altyapılar ise karşılaşılabilecek sıkıntıları hızlı çözme imkânı sağlıyor. Bu yüzden de bir e-ticaret operasyonu gerçekleştirirken dijitalleşmeyi merkeze alarak hareket etmek büyük önem taşıyor.
Pandemi ile kurumların iş süreçlerini dijital ortama taşımaya başlaması, e-ticaret sektörünü de e-dönüşüme yöneltti. E-dönüşüm, şirketlerin ana faaliyet alanlarına odaklanması için zaman, iş gücü ve maliyet anlamında tasarruf imkânı sağlıyor. Bunun yanı sıra e-dönüşüm, firmaların operasyonel belge süreçlerini hızlandırmasının yanında, yasal zorunlulukları takip etme açısından da büyük kolaylıklar getiriyor. Bu da e-ihracat yapan ve gümrük süreçlerinde daha sade, dijital ve hızlı bir süreç talep eden KOBİ’lere önemli bir fayda sağlıyor. E-fatura yerine kâğıt fatura kullanılan dönemlerde yaşanan operasyonel sorunlar, kaybolma ve benzeri aksaklıklar da e-dönüşüm sayesinde sorun olmaktan çıkıyor.
E-ticaret, KOBİ’ler için artık dünyaya açılma yolunda ilk adımda karşılarına çıkan değerli bir kapı olarak ön plana çıkıyor. Özetle; e-ticaret ile ilgilenen firmalar için teknolojiyi iş süreçlerine uyarlamak kaçınılmaz bir hale geldi. E-dönüşüm ile birlikte, e-ticaret alanında faaliyet göstermeye başlayan işletmelerin, vergi yükümlülükleri nedeniyle hızla uygulamaya geçirmeleri gereken dijital vergi uygulamaları bulunuyor. İşletmelerin denetlenebilir bir sisteme sahip olması ve müşterilerine ürün satarken veya servis sunarken hızlı ve anlaşılır bir sistem kurması gerekiyor.
Yeni pazarlara açılırken bilgi ve uzmanlık anlamında desteklenmeye ihtiyaç duyan KOBİ’ler için bu sistemi kurabilmek adına doğru bir partner seçmek kritik bir önem taşıyor. Seçilecek doğru partner, süreçlerin sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi ve firmaların iş hedeflerine ulaşmalarında çok büyük bir katkı sağlıyor. İş birliği yapılacak partnerlerden bütünsel hizmet alabilmek de KOBİ’ler için büyük önem arz ediyor. Özellikle çözüm üreten bir firma ile çalışmak, işletmeler için maliyeti ciddi oranda azaltıyor. Güvenlik, geçmişe dönük e-belgelere ulaşılabilirlik ve sistemsel entegrasyon ise doğru partner seçiminde en çok dikkat edilmesi gereken konular arasında yer alıyor.
Sovos vergi uyumluluğu yazılımının e-dönüşüm ve e-belge zorunluluklarına uyum sürecinizde size nasıl yardımcı olabileceğine göz atabilirsiniz.
Muhasebe süreçlerinin bulut ortamına taşınması, iş akışlarında herhangi bir aksaklık yaşanmasının önüne geçerken; işletmelere her an her yerden ilgili e-belgeye erişebilme imkânı sunuyor. Sağladığı birçok avantaj ile şirketlere güvenli ve esnek bir alan tanıyan özel entegratörler, firmaların iş akışında merkeze oturarak, tüm süreçleri etkileyebilecek değerde önem taşıyor.
On-premise (direk entegrasyon) çözümü kullanıp, bulut altyapısına geçecek olan firmalar için iş akışlarının etkilenmemesi büyük önem taşıyor. Bu süreçte uçtan uca çözüm sağlayabilen, tüm e-belgeleri sunan, SAP paketleri konusunda destek verebilen ve alanında uzman, GİB ile uzun süreli çalışma tecrübesine sahip bir özel entegratör ile çalışan firmalar;
gibi avantajlar elde ediyor.
“E-Dönüşüm’de Bulut Tabanlı Çözümler İle İş Süreçlerini Kolaylaştırın” başlığıyla düzenlediğimiz webinarımızda, gelen sorulara alanında uzman ekibimizin verdiği yanıtlar, bulut tabanlı çözümler ile ilgili en çok merak edilen konulara açıklık getiriyor.
Türkiye’deki zaman akışına baktığımızda, on-premise ile yola çıkıldığını görüyoruz. 2014 yılından itibaren ise bulut alternatifi hayatımıza girdi. Bulut tabanlı çözümlerin; daha esnek, hızlı uygulanabilir olması ve operasyonel maliyetleri azaltması gibi özellikleri ile müşterilerimiz buluta geçiş yapıyor. Belki de birçok projenin on-premise yönteminden buluta geçtiğini söyleyebiliriz. Ürünlerimizi tasarlarken de buna göre tasarlıyoruz. Örneğin; on-premise yöntemi kullanan bir müşterimizin nasıl taşınacağı, bu taşıma sürecinin hangi yolla en az efor sarf edilerek gerçekleştirilebileceği senaryosuyla birlikte ürünlerimizi hazırlıyoruz.
Bulut sisteminde olduğu gibi on-premise sistemlerde de belgeler; Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından daha oluşma anından itibaren şema kontrollü bir şekilde seyredebiliyor ve elektronik olarak imzalanarak zaman içinde değişmezliği garanti altına alınıyor. Yanı sıra; belgenin stabili ve dosya deseni değişmiyor. Biz de bu avantajdan faydalanabiliyoruz. Çeşitli import toollar ile on-premise bir ortamda, daha önce kullanılan çözümde ne kadar belge olursa olsun bu belgelerin formatı belli olduğu için e-fatura ise e-fatura, e-arşiv ise e-arşiv, e-irsaliye ise e-irsaliye için çeşitli import toollar yazılabiliyor. Biz de bunları geliştirip kullanıyoruz.
Çok yüksek hacimli bir belgeden bahsediyorsak; bir nas cihazı taşıyarak belge buluta getirilip sonra da bulut sisteminin kendi içindeki stoğuna aktarılabiliyor ya da daha düşük hacimlerde ise daha kolay teknolojiler tercih edilebiliyor. Bulut sisteminde sanki ilk günden beri bu sistemi kullanıyormuş gibi saklanabiliyor. Bu sayede buluta geçiş yapan kullanıcılar, belgelerini sanki ilk günden beri bulutta oluşturulmuş gibi görüntüleyebiliyor, PDF alabiliyor, gerektiğinde indirebiliyor. Ayrıca belgeler yok olmadan saklanabiliyor.
Bulutta tasarladığımız sistemin yatayda genişleyebilir olması çok kritik. Sistem, gerekli yatırımlarla yatayda genişleyebilecek halde tasarlanmış ise bulut üzerinden geçen hacim arttığında ve çok yüksek hacimli yeni mükellefler bu sisteme dahil olduğunda da çok kolay bir şekilde yeni hacmi kaldırabilecek alt yapıya kavuşabilir durumda oluyor. Dolayısıyla hacmin yüksek olması aslında bir nevi bulut tarafında da daha uygun yatırımların yapılıp yatayda ölçeklenebilir altyapılar kurmaya çok teşvik ediyor. “Çok yüksek hacimliler performansı etkiler mi?” sorusuna, “Gerekli yatırımlar yapılmadıysa etkileyebilir fakat bu yatırımların yapıldığı ortamlarda böyle bir sorun yaşanmıyor.” yanıtını verebiliriz.
Kişisel ve finansal verilerin bulut sistemlerde kullanılması, on-premise sisteminde kullanılmasına kıyasla güvenlik açısından büyük sorular doğurabiliyor. Özellikle uluslararası şirketlerde güvenlik ekiplerinin soru işaretleri olabiliyor. Global bir şirketin Türkiye’deki bir şubesiyseniz, özel entegratör firmalar güvenlik anlamındaki endişeleri gidermek için size destek olabilir. Özel entegratörlerin, müşterilerinin güvenlik sorularına göre dokümanlar ürettiği ve cevap verdiği bir süreç var. Bulut konusunda çok karmaşık bir politikanız olsa bile özel entegratörler bu konuda da destek oluyor ve işin nasıl doğru yapıldığını kanıtlı bir şekilde sunabiliyor.
On-premise yönteminden buluta geçmek isteyenler için halihazırda bir proje planımız ve bir paketimiz bulunuyor. Bu paketin entegrasyonu çok kısa bir sürede yapılabiliyor. Yaklaşık birkaç hafta gibi bir sürede bulutta tekrar hayata geçmiş oluyor. Burada önemli olan konu, eski verilerin taşınması. Çeşitli verilerle taşınabiliyor ancak, verinin boyutuna göre taşıma süreci biraz vakit alabiliyor. Boyut fark etmeksizin müşterimizin birkaç hafta içinde buluttan kesintisiz bir şekilde devam etmesini sağlayabiliyoruz.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Türkiye’de onayladığı çözümlere baktığımızda SAP’nin Türkiye’de bir veri merkezi yapısı olmadığı için SAP bu işi tek başına kendisi yapamıyor. SAP’nin bizim sistemlerimize entegre olan, Almanya ekibiyle beraber geliştirdiğimiz paketleri bulunuyor. Bulut sistemlerimizi kullanarak Gelir İdaresi Başkanlığı’na entegre olabiliyorsunuz. Beraber geliştirdiğimiz için SAP’nin Türkiye’ye yönelik ürettiği çözümler bizim bulut sistemimizle tamamen entegre halde.
16 Mart 2023 Perşembe günü düzenlenen webinarda; SAP S/4 HANA geçişi ve e-dönüşüm planlamasına dair merak edilenler ele alındı. Yayın kaydına buradan ulaşabilirsiniz.
İtalya Gümrük Kurumları, yeni Avrupa Birliği Gümrük Verileri Modelini (EUCDM) uygulayarak ulusal ithalat sistemini yakın zamanda güncelledi. Bu yeni değişiklikler 9 Haziran 2022’de yürürlüğe girdi.
Yeni prosedüre göre; basılı gümrük beyannamelerinin kullanıldığı eski model kaldırıldı. İthalat beyannameleri artık dijital imzayla İtalyan Gümrük Kurumları’nın bilişim sistemlerine aktarıldı.
Gümrük beyannamesinin kabul edildiği, (ithalatçı, Gümrük Acentesi, vb.) harf ve rakamlardan oluşan 18 karakterlik bir dizi olan Master Referans Numarası (MRN) ile gerekli ekonomik birime bildiriliyor. Eski IM mesajının (ithalat sırasında Gümrük Telematik Servisi (Servizio telematico doganale (STD)) üzerinden İtalyan Gümrük Kurumu’na iletilen telematik takip mesajı yerine AB mevzuatında tanımlanan aşağıdaki seçenekler kullanılacak:
AB dışındaki ülkelerden İtalya’ya ithal edilen mallarda ne kadar ithalat KDV’si ödeneceğini nereden öğrenebilirim?
Malların teslimi sırasında İtalyan Gümrük Kurumları, “muhasebe için gümrük beyannamesi özetini” verir. Bu özette gümrük vergileri, ithalat KDV’si ve ödenecek diğer ücretlerle ilgili gerekli tüm bilgiler yer alır.
Yukarıda bahsedilen özet “Belge yönetimi – gümrük beyannameleri” hizmeti aracılığıyla İtalyan Gümrük Kurumu’nun portalındaki ilgili alandan ithalatçıya ve beyanname sahibine/temsilcisine iletilir.
İthalatçıların muhasebe için bu özetin bir kopyasını alabilmeleri adına kendi Gümrük Acenteleriyle irtibata geçmelerini tavsiye ederiz.
İtalya’da ödediğim ithalat KDV’sini nasıl ve ne zaman geri alabilirim?
İtalya’daki KDV Yasası’na göre ülkede ithalat KDV’sini geri alma hakkından faydalanabilmek için mükellefin Tekli İdari Belge’ye (SAD) sahip olması gerekir. Artık SAD verilmemesi nedeniyle İtalyan Gümrük Kurumu, İtalya Gelir Ajansı ile birlikte ithalatçıların ithalat KDV’sini geri alma hakkından faydalanması için yeni muhasebe özetinin yeterli görülmesini kabul etti.
Dolayısıyla, İtalya’daki vergi dairelerine ödenen ithalat KDV’sini geri alma hakkınızı kullanmanız için yeni muhasebe özetini sunmanız gerekiyor.
Üstelik, ithalat KDV’sini geri alma hakkı İtalya’daki KDV Yasası’nın 25. Maddesi uyarınca sadece özet Satın Alma KDV Defteri’nde raporlandığı zaman uygulanıyor.
Son olarak, ithalat belgesinin üç aylık KDV iadesinde ve yıllık KDV iadesinde yer alması ve yıllık KDV iadesinin de İtalya’daki KDV Defterlerinize yansıtılması gerekiyor.
İthalat KDV’nizin kaybolmaması adına; 2022’de yapılan mal ithalatları ve ithalat KDV’sini geri almak için son başvuru tarihinin 30 Nisan 2023 olduğunu unutmayın.
Haziran 2022’den itibaren diğer belgeler yayınlanacak
Yukarıda bahsedilen Özet Belgesi’ne ek olarak; ekonomik operatörler aşağıdaki belgeleri de alabilecek:
İtalyan Gümrük Kurumu, gümrük işlemleri yapan kurumlara denetim yapılması durumunda gümrük prosedürlerinin yapıldığını kanıtlamak için taşımacılara Teslim Açıklaması Belgesi’ni göstermelerini tavsiye ediyor.
Tüm dünyada müşterilerine e-dönüşüm uyumluluğu sağlayabilen Sovos ile, dünyanın her yerinde işletmenizi sorunsuz bir şekilde yönetebilirsiniz.
Dijitalleşmenin kazandığı ivme ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan yasal düzenlemeler ile e-dönüşüm uygulamalarına geçen şirketlerin sayısı önemli ölçüde artış gösterdi. Birçok işletme artık fatura kesme ve arşivleme gibi operasyonel belge yönetimi akışını elektronik ortama taşıdı. Bu geçişte, finansal verilerin ve değerli bilgilerin emanet edildiği özel entegratör firma seçimi işletmeler için kritik bir önem taşıyor. Firmalar beklentilerinin karşılanmadığı ya da olumsuzluklar tecrübe ettiği durumlarda farklı bir özel entegratör firmaya geçiş yapmaya yönelebiliyor.
Özel entegratör değişikliği yapmak isteyen firmaların hangi adımları takip etmesi gerekiyor?
Yeni Özel Entegratör Firma ile Anlaşma Sağlama
Öncelikli olarak yeni özel entegratör ile süreçlerin başlatılması ve gerekli çalışmaların tamamlanması gerekir.
Eski Özel Entegratör Firma ile Anlaşmayı Sonlandırma
Yukarıdaki adımlar takip edilerek, işlemler tamamladıktan sonra mevcut özel entegratörünüzden çıkış işlemleri için talepte bulunmanız gerekiyor. Eski özel entegratörünüz kendi çıkış uygulamaları doğrultusunda iptal sürecinizi yürütecek ve çıkış için gereken işlemler konusunda sizi yönlendirecektir.
Geri kalan süreç, yeni özel entegratörünüz tarafından yürütüleceği için aslında tek yapmanız gereken ihtiyaç ve beklentilerinizi karşılayacak, gerekli yetkinliklere sahip, yeni bir özel entegratör seçmek olacaktır. Yeni entegratörünüz sizin adınıza Gelir İdaresi Başkanlığı’na gerekli bildirimi yapacaktır.
Sovos, tüm dünyada müşterilerini e-fatura ve vergi zorunluluklarına uyumlu tutmak konusunda on yıldan fazla deneyime sahiptir.
“Non-fungible token” (NFT) ya da Türkçe adıyla “değiştirilemez token” kavramının son dönemde popülerleşmesi, yatırımcıların, hükümetlerin ve vergi dairelerinin dikkatini çekti. NFT, dijital bir sanat eseri, bir ses parçası, çevrimiçi bir oyun gibi gerçek dünyadaki objeleri temsil eden bir dijital varlık anlamına geliyor. NFT’ler çevrimiçi yollardan alınıp satılıyor ve genellikle kripto para birimleri için kullanılan yazılımlarla kodlanıyor. Gerçekliğinin ve kime ait olduğunun izlenebilmesi için ise blok zincirde saklanıyor.
NFT’ler genellikle türünün tek örneği oluyor ve tek bir tanesi için on milyonlarca dolar ödenebiliyor. NFT satışlarının toplam pazar değeri 2021’de milyarlarca dolara ulaştı ve satışlardaki yükseliş, bazı hükümetleri bu dijital varlıkları tanımlamak ve vergilendirmek üzere KDV mevzuatı hazırlamaya yöneltti.
NFT’ler için KDV mevzuatı
Birçok ülke NFT’lerle ilgili olarak belli KDV tedbirleri açıkladı.
İspanya: İspanya, AB üyeleri arasında NFT’lere KDV uygulayan ilk ülke oldu. İspanya’daki Vergi Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı karara göre; NFT arzı, %21’lik standart KDV oranına tabi olan bir elektronik hizmet arzı olarak kabul ediliyor.
Belçika: Belçika Maliye Bakanı, NFT arzının %21’lik standart KDV oranına tabi olan bir elektronik hizmet arzı olduğunu doğruladı.
Norveç: Norveç vergi idaresi, NFT arzını elektronik yollardan sunulan bir hizmet olarak tanımlıyor. Ancak satışların aksine NFT oluşturma veya NFT madenciliği KDV’ye tabi olmayacak.
Washington eyaleti (ABD): Washington Gelir İdaresi’nin, NFT’lerin dijital bir ürün olarak eyaletteki satış ve ticaret vergisine tabi olduğunu açıklaması bekleniyor. Bu kararla birlikte Washington, ABD’de NFT’lerle ilgili satış vergisi politikaları yayınlayan ilk eyalet olacak.
İsviçre gibi diğer bazı ülkelerde NFT’ler genellikle elektronik bir hizmet olarak kabul ediliyor. Öte yandan İsviçre’de doğrudan yaratıcısı tarafından satılan elektronik sanat eserleri KDV’den muaf tutuluyor ve bu muafiyet NFT’ler için de uygulanabilir. Sanat eserlerinin KDV’ye tabi tutulması, NFT’lerin sınıflandırılmasında vergi daireleri için bazı uygulamaları etkileyebilir.
NFT’ler için tedarik platformları
NFT işlemlerini ilgilendiren diğer bir KDV alanı da tedarik platformları… KDV uygulamasındaki tedarik platformları, genellikle alıcıların ve satıcıların fatura adresi gibi bir ikamet adresi bildirmesini gerektirir. Ancak blok zincir üzerinden yapılan NFT işlemlerinde, anonim bir ‘cüzdan’ üzerinden işlem yapıldığı için kişisel bilgilerin aracılarla paylaşılması engellenebilir ve bu durum NFT işlemlerini KDV kapsamına almaya çalışan vergi daireleri için gizlilik endişelerine ve diğer bazı sorunlara yol açabilir.
NFT’lerin KDV’ye tabi tutulması hala emekleme döneminde ve dijital varlık sektörüyle birlikte bu uygulamalar da dönüşmeye devam edecek. Vergi daireleri bu eşsiz dijital varlıklara yönelik yeni kararlar yayınladıkça NFT’lerin sınıflandırılması ve bu işlemlerin tedarik platformlarının belirlenmesi gibi konuların daha iyi anlaşılması mümkün olacak.
Follow Us/Trends
Verginin geleceğine yönelik detaylı bilgi almak için İngilizce olarak hazırlanan 13. Trends Raporunu indirebilir, haberleri ve son gelişmeleri takip etmek için bizi LinkedIn ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
509 sayılı VUK Genel Tebliği’nde yapılan güncelleme ile e-irsaliye kapsamı da resmi olarak genişletildi. Değişikliğe göre e-irsaliye uygulamasına zorunlu geçiş sınırı olan 25 milyon TL’lik brüt satış hasılat tutarı düşürüldü. 2021 ve müteakip hesap dönemleri brüt satış hasılatı 10 milyon TL ve üzeri olan mükelleflerin e-irsaliye düzenlemesi zorunlu hale getirildi. Bu kapsamda e-irsaliye mükelleflerinin sayısı arttı.
E-irsaliyede mükellef sayısı 172 bin oldu
E-irsaliye uygulaması yükümlülük kapsamını düzenlemek için brüt satış hasılatı rakamında değişikliğe gidilmesi ve Temmuz 2022 geçişleri ile mükellef sayısı 172 bine çıktı. Temmuz geçişlerinin devam ettiği göz önünde bulundurulduğunda bu sayının ay sonunda 175 bin civarına yükselmesi bekleniyor.
E-irsaliyedeki bir diğer değişiklik ise demir ve çelik ile demir veya çelikten eşyaların imali, ithali veya ihracı faaliyetinde bulunan mükelleflerin kapsamında gerçekleşti. Daha önce, bu mükelleflerin e-irsaliye kapsamına alınması için e-faturaya kayıtlı olma şartı aranırken, düzenlemenin ardından e-faturaya kayıtlı olmasalar bile e-irsaliye düzenlemekle yükümlüler.
E-irsaliye kapsamında olmasına rağmen geçişi tamamlamayan mükelleflerin özel usulsüzlük cezası ile karşılaşmaması adına bir an önce geçişlerini tamamlaması gerekiyor.
E-irsaliye uygulamasının avantajları neler?
Türkiye’deki e-dönüşüm uygulamalarına ilişkin son güncellemeler ve zorunluluk kapsamları hakkında tüm detayları öğrenmek için uzman ekibimizle iletişime geçin.
Önceki yazılarımızda, Sovos olarak gözlemlediğimiz denetim trendlerine ve KDV denetimi yapılmasına yol açan genel tetikleyici faktörlere yer vermiştik. Bu yazıda ise bir KDV denetimine hazırlanmak için yapılabilecek en iyi uygulamaları ele alacağız.
Her ülkede ve bölgede KDV denetimi süreciyle ilgili farklı yasa ve gereklilikler söz konusu olabilir. Vergi daireleri, denetimleri bizzat veya uzaktan yapabilir. Uzaktan denetimler genellikle ilgili ülkede kurulmamış olan işletmeler için uygulanır.
İşletmeler rastgele zamanlarda veya vergi dairesinin şirketin KDV iadesiyle ilgili bir sorun olduğunu düşünmesine yol açan gerekçeler olduğunda denetlenebilir.
Genel anlamda yetkililer, vergi mükelleflerinin beyanlarının doğruluğunu teyit etmek, olası hataları veya eksik ödemeleri tespit etmek ve ödemeleri onaylamak için denetim ve incelemeleri kullanır.
Bir KDV denetimine en iyi şekilde nasıl hazırlanabileceğinizi anlamak için denetimin neden yapıldığını tespit etmek gerekir.
KDV denetimi için neler gereklidir?
Denetim yapılan ülkeye bağlı olarak KDV denetimi için belli kontrol listeleri olsa da, işletmelerin KDV denetimine hazırlanması için yapabileceği bazı şeyler vardır. Bunlardan en önemlisi belge ve cevapları önceden hazırlamaktır. Denetimlerde sıklıkla talep edilenler arasında aşağıdakiler yer alır:
Yukarıda listelenen belgelerin kayıtlarının yerel kayıt tutma düzenlemelerine uygun şekilde tutulması önemlidir. Özellikle şirket, örneğin, KDV alacaklarının iadesinin talep edilmesi nedeniyle, ticaret sicilinden çıkarılma başvurusu yapacaksa veya genel olarak bir denetim yapılacağını düşünmek için herhangi bir neden varsa, bu belgelerin önceden hazırlanması ve istendiğinde hemen sunulması özellikle önem kazanır.
Yetkililer, şirketin müşteri ve tedarikçileriyle faaliyetlere ilişkin çapraz kontrol yapabilir ve bu kontrol, her iki tarafın verdiği bilgilerin tutarlı olduğunu kontrol etmek için denetime paralel olarak yapılır. Dolayısıyla, tedarikçilerin devam eden denetimle ilgili bilgilendirilmesi, tüm soruların onlara iletilmesi ve yanıtlanmamış soruların netleştirilmesi önerilir. Örneğin, faturalarda bir düzeltme gerekiyorsa, bunlar KDV denetimine hazırlık aşamasında tamamlanmış olmalıdır.
Vergi daireleri, denetim başladıktan sonra denetimin tamamlanması için size çok kısa ve katı süre verebilir. Uzatma istemek mümkün olsa da, uzatma her durumda verilmeyebilir. Belli durumlarda yetkililer, yanıtlarda yaşanan gecikmeler için ceza uygulayabilir. Vergi dairesinin taleplerine karşılık net ve anlaşılır belgelerin sunulması, yıkıcı etkilerden kaçınmak için çok önemlidir.
Önceden planlama yapmak neden faydalıdır?
Bir KDV denetimine önceden hazırlanmanın avantajları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
Bir işletme, denetimi kendi içinde yapmaya karar verse de, dışardan bir danışmanın desteğini talep etse de, denetimin doğuracağı sonuçları özellikle de geri alınacak KDV tutarı yüksekse, dikkatli şekilde düşünmelidir. Bir denetim yapılması durumunda asıl amaç, denetimi hızlı ve başarılı şekilde sonuçlandırmak ve işletme üzerindeki yıkıcı etkilerini olabildiğince sınırlandırmak olmalıdır.
Küresel KDV Yönetilen Hizmetleri’nin uyumluluk ihtiyaçlarınız konusunda siz nasıl yardımcı olabileceğini öğrenmek için bizimle iletişime geçin.
Küresel KDV Yönetilen Hizmetleri’nin uyumluluk ihtiyaçlarınız konusunda size nasıl yardımcı olabileceğini öğrenmek için
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu’nun Genel Tebliği’nde yapılan düzenlemeler sonucunda; Kültür ve Turizm Bakanlığı ile belediyelerden yatırım ve/veya işletme belgesi almak suretiyle konaklama hizmeti veren otel işletmelerine de 1 Temmuz 2022 itibarıyla e-faturaya geçiş zorunluluğu getirildi.
Kurban Bayramı’nın ardından yaz tatilleri sebebiyle yoğun geçmesi beklenen turizm sektöründe, e-faturaya geçiş zorunluluğu ile e-fatura kullanıcısı olanlara e-fatura kesmek, olmayanlara da e-arşiv fatura düzenlemek zorunlu hale geldi.
Bu düzenleme ile turizm sektöründe iş gücü, kâğıt ve arşiv maliyetlerinde tasarruf sağlanacak,, kayıt dışı işlemler engellenecek ve veriler güvenli ortamlarda uzun süre saklanabilecek.
Otel işletmeleri, ciro limitine bakılmaksızın 1 Temmuz 2022 itibarıyla e-fatura ve e-arşiv fatura uygulamasına geçiş yapmak zorunda. Zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında ise özel usulsüzlük cezası uygulanacak.
E-Fatura uygulamasına geçecek konaklama hizmeti veren otel sahiplerinden tüzel kişilerin ”mali mühür”, gerçek kişilerin ise ”e-imza” temin etmesi gerekiyor. Tercih edilen özel entegratörle e-fatura sözleşmesinin imzalanmasının ardından mali mühür firmaya ulaştığında Gelir İdaresi Başkanlığı’na başvuru işlemleri gerçekleştirilerek e-fatura uygulamasına geçilebilecek.
E-Dönüşüm uygulamalarını yaygınlaştırma amacıyla hayata geçirilen düzenleme sayesinde işletmeden işletmeye farklılık gösteren e-fatura kesme yöntemleri tek tipe dönüştürülerek çok daha kolay ve takip edilebilir bir sistem sağlanacak. Bunun yanı sıra e-arşiv fatura, kurumların iş süreçlerini hızlandırırken yer ve zamandan da tasarruf sağlayacak.
Dijitalleşmeyle birlikte evrak gönderiminde yaşanan trafiğin yarattığı zaman kaybının yanı sıra düzenlenen evrakları 10 yıl boyunca saklamak için ayrılan odalar nedeniyle ortaya çıkan kaynak israfının da önüne geçilebiliyor.
E-Dönüşüm uygulamaları sayesinde israf yüzünden meydana gelen atıkların çevreye zarar vermesine engel olunacak… Böylece, kağıt üretimi için her yıl kesilen milyonlarca ağacın hayatı kurtarılarak doğanın korunmasında önemli bir adım atılacak. Ayrıca, e-dönüşüm sayesinde geriye dönük bir faturayı bulma işlemi de verilere ulaşım hızının önemli ölçüde artmasıyla birlikte saniyeler içinde gerçekleşebilecek.
Türkiye’deki e-dönüşüm uygulamalarına ilişkin son güncellemeler ve zorunluluk kapsamları hakkında tüm detayları öğrenmek için uzman ekibimizle iletişime geçin.
Son geçiş tarihine sayılı günler kala, GİB tarafından belirlenen e-belge zorunlulukları ve belgelerle ilgili mükelleflerin en sık yönelttiği soruları yanıtladığımız yazı zincirimiz e-irsaliye ile devam ediyor:
Demir ve çelik ile demir veya çelikten eşyaların imali, ithali veya ihracı faaliyetinde bulunan mükelleflerin e-faturaya kayıtlı olmasına bakılmaksızın e-irsaliye uygulamasına geçiş zorunluluğu getirildi. e-Fatura sistemine kayıt olmanın, e-irsaliye için ön koşul olduğunu düşünürsek bu durumda e-fatura sistemine de kayıt olmaları gerekecektir.
Eğer düzenlenen e-irsaliye GİB’e ulaştıysa yeni bir e-İrsaliye düzenlenmesi gerekir. Yola çıktıysa da yeni belgenin şoföre ulaştırılması bekleniyor.
İade faturadaki işlem ile aynı şekilde karşı e-irsaliye düzenlenmeli.
Taslakta istenildiği kadar düzenleme yapılabilir ancak, sonrasında yapılamaz ve düzenleme için yeni bir e-irsaliye gerekir.
Yerinde satış yapılırken e-arşiv fatura yeterli oluyor, ayrıca e-irsaliye düzenlemesi gerekmiyor.
Kesilebilir ancak, e-irsaliyeye ret gelirse, faturanın da iptal edilmesi gerekir.
Kurum o belgeyi referans göstererek kendi kendine bir karşı irsaliye düzenleyebilir.
Bir özel entegratör ile çalışılıyorsa, öncelikle hatanın incelenmesi ve buna göre bir aksiyon alınması gerekir ve sorun giderildikten sonra statüler başarılı durumuna getirilecektir.
Türkiye’deki e-dönüşüm uygulamalarına ilişkin son güncellemeler ve zorunluluk kapsamları hakkında tüm detayları öğrenmek için uzman ekibimizle iletişime geçin.
Türkiye’de ekonominin dinamik ve destekleyici unsurlarından biri olan küçük orta ve mikro ölçekli işletmelerde elektronik belge kullanımının yaygınlaşması ile ön muhasebe süreçleri dijitale taşınıyor. “Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği” ile yapılan düzenlemelerle e-fatura geçiş zorunluluğu için belirlenen ciro limitlerinin her yıl biraz daha aşağı çekilmesi sonucunda daha fazla KOBİ ve mikro işletme e-dönüşümün bir parçası oluyor
Cirosal olarak, e-fatura, e-arşiv ve e-defter uygulamaları tarafından domine edilen e-dönüşüm pazarında şu an 1,2 milyon mükellef bulunuyor. Bu kullanıcıların %75’inden fazlasını KOBİ’ler oluşturuyor ve bunun yaklaşık yarısı e-dönüşüme geçiş sürecini herhangi bir zorunluluk kapsamına dahil olmadan gönüllülük esası ile yürütüyor. Elektronik belge kullanımının büyümeye katkısının farkında olan KOBİ’ler, e-dönüşümün maliyet ve iş gücü anlamında sunduğu verimlilik avantajı sayesinde zorunluluk kapsamında olmasalar da e-belgelerden faydalanmayı tercih ediyorlar.
509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu’nun Genel Tebliği’nde yapılan yeni düzenlemeler sonucunda e-fatura, e-arşiv ve e-irsaliye başta olmak üzere e-belge kapsamları genişletildi. Bu güncelleme ile brüt satış hasılatı sınırı aşağı çekilerek daha fazla mükellefin zorunlu olarak bu uygulamalara geçiş yapması sağlanıyor.
Güncel zorunluluk ve ciro kapsamı detaylarına ulaşmak için ilgili blog yazımızı okuyabilirsiniz.
Son tebliğ ile Temmuz ayında 350 bin yeni mükellefin sisteme girmiş olması bekleniyor. Ancak söz konusu yeni mükelleflerin yaklaşık 100 bininin halihazırda GİB sisteminde datası bulunuyor. Bu sayı dijitalleşmenin ve e-belgelerin sunduğu kolaylıkların fark edilmesiyle geçişlerin ağırlıklı olarak gönüllü gerçekleştiğini gösteriyor.
Türkiye’deki e-dönüşüm uygulamalarına ilişkin son güncellemeler ve zorunluluk kapsamları hakkında tüm detayları öğrenmek için uzman ekibimizle iletişime geçin.
Gelir İdaresi Başkanlığı, 22 Ocak 2022 tarihinde e-belge kullanımının yaygınlaşmasını amaçlayan 509 Sıra No’lu VUK Genel Tebliğ üzerindeki değişiklikleri duyurmuştu. Bu yeni düzenlemeyle e-fatura, e-arşiv fatura ve e-irsaliye zorunluluğunu belirleyen ciro limiti değişirken; e-fatura’ya zorunlu olarak geçecek yeni sektörler de eklenmişti.
Son geçiş tarihine sayılı günler kala, GİB tarafından belirlenen e-belge zorunluluklarını tekrar hatırlatan ve belgelerle ilgili mükelleflerin sıkça sorduğu soruları yanıtladığımız bir yazı zinciri başlatıyoruz ve ilk yazımız e-fatura ve e-arşiv fatura hakkında…
Kendilerine veya aracı hizmet sağlayıcılarına ait internet sitelerinde veya diğer her türlü elektronik ortamda mal veya hizmet satışı gerçekleştirenler için belirtilen 1 Milyon TL ile sadece internet üzerinden yapılan satışlar değil, şirketin tüm kanallardan toplam cirosu dikkate alınıyor.
Yukarıda belirtilen değişikliklerin yanı sıra e-fatura ve e-arşiv fatura uygulamasına kayıtlı olmayan firmaların, kayıtlı olanlara kestiği faturalara da bir limit getirildi. Daha önce vergi mükellefi olmayan firmalara 30 bin TL, vergi mükellefi olanlara 5 bin TL’ye kadar fatura kesebilirken, güncelleme ile bu rakamlar sırasıyla 5 bin TL’ye ve 2 bin TL’ye indirildi. Başka bir deyişle firmaların gün içinde kestiği fatura tutarı 2 bin TL’nin üzerindeyse bunu artık e-arşiv portalına girip kesmek zorundalar.
E-belge süreçlerinde özel entegratörlerle çalışmanın çok sayıda avantajı bulunuyor. En önemlilerinden biri ise maliyet avantajı olarak öne çıkıyor. Direkt entegrasyon için firmaların GİB’e bağlanacak sunucuları kendilerinin temin etmesi gerekirken, özel entegratörlerle çalışıldığında böyle bir ihtiyaca gerek kalmıyor, sunucu ve sunucudan kaynaklanan maliyetler ortadan kaldırılıyor. GİB ile olan iletişim, entegratör tarafından sağlandığı için bu sorumluluk da aktarılmış oluyor.
GİB’in geliştirdiği ara yüz üzerinden giriş yaptıktan sonra gelen e-fatura ya da e-arşiv faturaya itiraz etmek mümkün. Firmalar, oluşturdukları faturanın iptal işlemini de buradan yapabilir. Daha sonra faturanın iptal olduğunu karşı tarafa e-posta yoluyla bildirmek uygun olacaktır.
Gelen faturaların muhasebe programına aktarılması mümkün..
Sovos e-Fatura uygulaması ile e-faturaları topu bir şekilde pdf formatında indirmek mümkün.
Böyle bir erteleme beklenmiyor. Firmaların geçiş işlemlerini herhangi bir aksaklık olmaması adına son ana kalmadan tamamlaması öneriliyor.
Bir mal değil hizmet olduğu için e-arşiv fatura olmalı.
Her ikisi de alıcıya e-posta olarak gönderilmeli ancak, gönderimlerde xml nedeniyle alıcı tarafın güvenlik duvarı gönderiyi tehlike olarak algılayabiliyor. Sovos’ta e-posta ile bir link gönderimi gerçekleştiriliyor ve hem pdf hem de xml buradan indirilebiliyor.
Firmanın kendi hazırladığı e-arşiv faturalar hemen hemen her özel entegratörün portalından görüntülenebilir. Ancak firmanın kendisine gelen e-arşiv faturaları görüntülemesi henüz mümkün değil, bu GİB’in bir servis sunmasıyla mümkün olabilir.
İnşaat ve emlak alım satımı yapan firmaların 1 Temmuz 2022’de geçiş yapmaları gerekiyor. Buradaki geçiş sınırı, 2020 ve 2021 için 1 milyon TL ciro, 2022 ve sonrası için 500 bin TL ciro olarak belirlendi.
Türkiye’deki e-dönüşüm uygulamalarına ilişkin son güncellemeler ve zorunluluk kapsamları hakkında tüm detayları öğrenmek için uzman ekibimizle iletişime geçin.